PARÇALI HAYATLAR SAĞ-SOL...

De onuseviyorum105

42.4K 4K 2.9K

Türkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da başkaldırı yılı olan 1968 yılının gençlik eylemleri, Üniversitedeki boyk... Mai multe

Ben Bışar
Ben Zafer
İstanbul'a Yolculuk
Sosyalist Düşünce Derneği
İlk Karşılaşma
Kavga
Veda
ilk temas
Ülkü Ocakları
Ömer'in kıskançlığı
şikayet
Oya Sencer olayı
Zamansız Yumruk
Zafer'in İlgisi
Zafer'in kokusu
Kıskançlık
Beklenmedik Öpücük
Red ediliş
Dertleşmek
Zafer'in Geçmişi
Senden Gidemiyorum
Aşk Acısı
Çatışma
Çıkmaz Yol
Sevgilim Mi?
İlk Sevişme
Bırakma Beni Zafer
Delirmek
İntikam
Seni Çok Özledim
Baran'a Zorbalık
Sadece Öp Beni
Ruhların Birleşimi ( yarı smut )
Baran'ın Katilleri
Korkuyorum
Şüphe
Kırmak
Z Harfi Kim ?
Hasretinden Prangalar Eskittim
İçine Kapanmak
Ölümden Bahsetme
Vazgeçirmek
Kanlı Pazar
Kaza
Yaşayan Ölü
Cevabı Bulunmayan Sorular
Üç Fidanın İdamı
FİNAL
Duyuru

Turan'ın Öfkesi

586 68 38
De onuseviyorum105


Zafer'in durumunu öğrendikten sonra Mesut arabayı eve doğru sürmüştü. Çünkü sağcılardan herhangi biri bizi farkederlerse hiç iyi sonuçlar doğurmazdı. Birde yanımızda Ayşe vardı. Onu hiç riske atamazdık.

Derin bir nefes içime alarak Ayşe'ye dönüp baktım. Üzgündü ama belli etmemeye çalışıyordu. Ona baktığımı farkedince hüzünle gülümseyip elini omzuma yasladı.

"Tekrar geçmiş olsun hepimize ama sana birşey olsaydı ne yapardık biz abi" dediğinde elimi kaldırıp Ayşe'nin elinin üzerine minnetle koyup teşekkür ettim ve kulağına eğildim.

"Misafirler ne zaman geliyor?" diye sorduğumda bir süre yüzüme bakarak sessiz kaldı. Başını kaldırıp melül gözlerle Mesut'a baktı.

Tekrardan bana döndü. Başını hafif eğip "Yarın akşam gelecekler abi! diye yanıt verdi.

Yukarı kalkık kaşlarımla başımı salladım. Elimi Ayşe'nin omzuna koyduğumda, Mesut göz ucuyla arabanın ön aynasından bize bakıyordu. Ardından sert bakışlarını direksiyona çevirdi.

Mesut'un direksiyonu sertçe sıkan ellerine baktığımda parmak buğumları bembeyaz olmuş gördüm. Daha da tek kelime konuşmadan evin oraya geldik. Ayşe inip evine gidince, Mesut'a kaydırdım yeşillerimi.

"Hayırdır yoldaş. Neden sessiz kaldın?" diye sorduğumda ağzının kenarıyla karşılık verdi.

"Yok birşeyim. Sessiz kalmak istedim sadece" cevap verirken gözleri yerdeydi.

İster istemez sinirlenmem tuttu. Eğer bizi kıskanacak ise Mesut ile eskisi gibi olmazdım şahsen. Ama önce neye sinirlendiğini öğrenmem gerekiyordu.
Elimi kaldırıp omzuna dokunduğumda, kalçasını arabadan alarak aniden çıkıştı.

"Ayşe'nin bir derdi var ve benimle paylaşmak istemiyorsunuz. Abi ben yabancı mıyım?" diye sitemini dile döktü.

Biraz olsun rahatlamıştım. Farklı bir tepki bekliyordum çünkü. Bir müddet sessiz kaldığımızda direkt konuya daldım

"Ayşe'yi biliyorsun. Beni abisi gibi görüyor" diye konuştuğumda Mesut anlayışla başını sallayarak "Biliyorum, ama bir derdi varsa ben de bileyim. Ben yabancı değilim. Ayşe paylaşmasa bile en azından sen benimle paylaş kardeşim"

Haklıydı kim olsa yanlış anlar siteme ederdi. Omzunu hafifçe sıktım. Bana bakmıyordu. Başını önüne eğilip ayağıyla yerdeki taşı yuvarlatıyordu.

Gözümü yerden alıp Mesut'un çehresine diktim. Dudağımı oynatarak "Ayşe'nin görücüleri geliyor yarın akşam!"

Bunu söylememle Mesut şimşek gibi başını önünden alıp şaşkın gözleriyle yeşillerime baktı "Neee?"dedi.

Sesinde müthiş korkular barındırıyordu. Yapabildiğim tek şey ise başımı sallamak oldu. Gözlerimi Mesut'un tedirginlik akan çehresinden almadan "Maalesef! Ayşe geçen günbana anlattı. Cengiz amca ile konuşacaktım lakin bu olaylar olduğ.."

Lafımı bitirmemi fırsat vermeden sinir ve korku yüklü sesiyle "Ama annesi geçen gün erken dememiş miydi?"

"Evet öyle dedi" diye karşılık verdim

Mesut titreyen iki elini sinirle saçlarına daldırıp oflamaya başladı. Aklına gelen şeyle başını hızla bana dönderip "Peki Ayşe dememiş mi Mesut ile beraberim diye?"

Ne diyeceğimi bilmiyordum şuan. Kim olsa böyle bir durumda delirirdi. Suskunluğum uzun sürünce Mesut elini saçlarından çekip koluma dokundu.

"Abi konuşsana! Yüzüme dik dik bakmayı kes. Ayşe'yi başkasına kaptıramam ben. Anlıyorum musun?"

Elimi götürüp omzuna attım. "Yoldaşım benim. Önce bir sakin ol. Bak henüz kesin birşey yok ortada. Hem akşam Cengiz amca eve gelsin. Gidip konuşacağım."

"Nerede şimdi? Gidip onunla ben konuşacağım"

"Yok yok, sen söyleme. Ben önce Cengiz amca ile bir konuşayım. Şimdi sen gider direkt söylersin. Bu sefer Ayşe kendini kötü hisseder"

Birkaç saniye kadar düşünüp bana hak verdim "Tamam, tamam sen konuş olmadı ben sonra konuşurum" deyip üst üste yutkunarak konuşunca, yüzü ceset görmüş gibi bembeyaz olmuştu.

Kolundan tutup eve davet ettim kabul etmedi. Yalnız kalacağını söyleyerek arabaya atladı. Yüzüme dahi bakmadan arabayı öylece sürdü.

Ulan Zafer'e mi üzülsem, bunlara mı bilemedim. Ama bir an önce Cengiz amca ile konuşmam gerekiyordu. Umarım Perihan teyze ve Cengiz amca sıkıntı çıkarmazdı. Ayşe'nin dediğine göre gelecek olan görücüler zengin olduğu için annesi özellikle gelsin istiyormuş.

Eve yetiştiğimde, elimi cebime iliştirip anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım. Evde benden başka kimse yoktu. Memo kediyi de alıp Ramo'lara gideceğini söylemişti bana. Ramo'nun kardeşine kediyi göstereceklermiş. Sobadaki odunlar söndüğünden, içeriside  buz gibi olmuştu

Normalde önümüzdeki hafta finallerimiz başlayacaktı. Umarım bir sıkıntı daha çıkmadan bu sınavları verirde atlatırdım. Yoksa ilk dönemden amcamı hayal kırıklığına uğratacaktım.
Gerçi Zafer ile olan münasebetimizi öğrenirse artık amcam olmayı ister miydi bilinmez!!

Koltukta öylece kara kara oturup düşündükten sonra içerisi daha da soğumaya başlamıştı. Zaten kar bir yağıp bir duruyordu. Oflayıp ayağa kalktım. Elime kovayı alıp dışarı çıktım. Kovaya odunları koyduğumda Turan'ın bizim eve doğru geldiğini gördüm.

Turan'a olan nefretimi bir kenara bırakıp Zafer'e birsey olmamış olsun diye dualar ediyordum içimden ama yüzümü ifadesiz tutmak zorundaydım. Bir açık vermek istemiyordum.
Merdivenlerden koşarak yanıma geldiği gibi kolumdan tutup içeri çekiştirdi

"Geç bakayım içeri sen!" emir kipiyle konuşunca sinirlenip, elimle eline vurup kendimden uzaklaştırdım.

Yüzümü yüzüne yaklaştırıp sessizce "Bir daha bana dokunursan seni buraya gömerim. Anladın mı lan? O attığın yumruğu daha unutmadım"

Tip tip yüzüme bakıp içeri geçmeye çalısacak iken kolundan tutup gözümle ayakkabısını işaret ettim. Anlamamış gibi yüzüme bakınca "Ayakkabıları çıkar da öyle geç içeri. Babanın evi değil burası!"

Yamuk bir ağızla gülüp sinirle ayakkabılarını çıkardı, içeri girdi. Oturmadan sinirle dişlerinin arasında soru sorar gibi konuştu

"Abim neden seni o kargaşadan çıkarıyordu? Yada şöyle söyleyeyim. Abimi vuran kişi ile bir bağlantın var mı?" diye devam edeceği sırada elimdeki kovayı sertçe yere fırlatıp yakasına yapıştım

"Ne diyorsun lan sen? Abini neden vurdurtayım?"

Bükülü alt dudağıyla "Bilmem, amcan diyelim mesela!!" dedi ve ben gibi yakama yapıştı. Öylece sinir bürünen irislerimizle birbirimize bakıyorduk

"Turan! Neden geldin buraya?"

"Abimi hastaneye götürürken seni sayıklıyordu sürekli! Aranızda ne var?"

Böyle söyleyince sertçe yutkundum. Yüzüm buruşup kalbim sıkıştı. Yakasında duran parmaklarım kendiliğinden gevşeyip titremeye başladı.

"A-abin benim ismimi mi sayıklıyordu"

Onaylar gibi ifadesiz yüzüyle başını salladı. Yakasını bıraktığımda o da bıraktı.

"Bışar, abimi vuranı gördün mü? Kimdi?" olumsuz anlamda başımı salladım.

Bir müddet sessiz kaldığımızda sabır çekip bağırdı. "LAN KONUŞSANA! SESSİZ KALIP DURMA AMINA KOYAYIM"

Aynı şekilde bende gürledim. "GÖRMEDİM DİYORUM SANA. NİYE ANLAMIYORSUN LAN" benim de bağırmamla dış kapı çalındı.

"Bışar abi, iyi misin?" Ayşe'nin sesini duymamla, daha çok sinirlendim. Yeşilerimi Turan'ın kahvelerinden milim çekmede "Ben hiçbir şey görmedim. Ama kuzenim arkadan görmüş lakin bu kişinin solcularla uzaktan yakından alakası yokmuş"

Anında kırışan alnıyla "Ne demek solcularla alakası yok! Sizden başka kim vardı o alanda?"

Tekrar yakasını parmaklarım arasında buruşturarak "Sana yoktur dediysem yoktur."

Yüzüme baktı baktı baktı ve "Bışar, oğlum bak bu öyle.."

Sözünü kesmesine neden olan Ayşe'nin sesiydi. Endişelenip hâlâ kapıya vuruyordu.

"Devam et" dedim

"Bak seninle yıldızlarımız hiçbir zaman barışmadı kabul. Lakin bu öyle bir mevzu değil! Abimin ne derecede önemli biri olduğunu biliyorsun. Eğer bu kişi sizin dernekten biri çıkarsa ne olacağını da az çok tahmin ediyorsun öyle değil mi?"

Sadece başımı salladım. Ülke zaten resmen iç karışıklık seviyesine gelmişti. Çoğu üniversitede sağ sol diye iki güçlü ideoloji hüküm sürüyordu. Zafer'e birşey olması halinde ülke çıkılmaz bir hal alacaktı. Bir taraftan sağcılar diğer taraftan solcular...

Aralık duran dudaklarımı oynattım. "Dedim sana, bu solculardan biri değildi. Sanırım birileri bu iki grubu kışkırtmak istiyor" dedim ve yakasındaki elimi çektim. "Peki sen? Deniz Gezmiş'in tutuklanmasının ne anlama geldiğini biliyorsunuzdur umarım!"

Kapı ısrarla çalınınca çenemle koltuğu gösterip "Geç otur, geliyorum hemen" deyip kapıya gittim.

Kapıyı açtığımda Ayşe telaşla kaşlarını çatıp bana baktı "Abi iyi misin? o gürültü, bağrışta neyin nesiydi?"

Yok birşey Ayşe, bir arkadaş geldi bir sorunu var, konuşup gidecek birazdan" dedim.

Ayşe telaşlı bakışlarla "Abi, bir sorun olmasın. Lütfen dikkat et"

Onu telaşlı halinden almak için kendimi tebessüm etmeye zorladım. "Tamam Ayşe, sağol geldiğin için. İnan hiç bir problem yok"

Deyip Ayşe'yi ikna etmeye çalıştım. Pek ikna olmasa da mecburen gitti. Kapıyı kapattım. Sonra da Turan'ın karşısında ki koltuğa geçip oturdum. Hala bana ters ters bakıyordu

"Abin nasıl oldu?" diye sorduğumda bakışları daha da koyulaşır gibi oldu.

"O günkü haliniz de neyin nesiydi?" diye sora soruyla karşılık verdi.

"Anlamadım?"

"Abimin vurulduğu gün niye o kadar telaş yaptın? Normalde sevinmen gerekmez miydi?"

Sinirlendim. Böyle bir durumda düşmanım dahi olsa sevinmezdim. O da bunu çok iyi biliyor oysaki

"Sevinmek mi! Neden sevineyim?"

"Bilmem, hani düşman görüp küfürler savuruyordun ya geçenlerde"

Çatılan kaşlarımı çözüp "O mevzu kapandı gitti. Abin nasıl oldu diye sordum sana?" kelimelerin üzerine basa basa konuştum.

Bakışlarını benden çekip iç çekti. Titreyen sessiyle "Hayati tehlikeyi atlattı. Ama hâlâ uyuyor. u-uyanmasını bekliyoruz" diye yanıt verdiğinde yutkundum. Çünkü yıllarca abisine hasret büyümüştü.

Abisine ne kadar değer verdiğini taa lise zamanlarında iken biliyordum. Hep onun gibi olmak istediğini dile getiriyordu.

"Abini Çok mu seviyorsun?"

Sorduğum soru saçma olabilirdi lakin ortamızdaki bu gerginlik dağılsın istiyordum. Dolan kahveleriyle yüzünü bana çevirip başını salladı. Ağlamamak için strestli bir şekilde dizlerini okşamaya başladı.

"Turan. Bak abin çok mert bir adam. Çok güçlü biri! Eminim eskisinden bile daha iyi olacak"

Sinirle yüzüme baktı. Söylediklerim de ciddi olduğumu gördüğünde bakışları yumuşadı.

"Sen nerden biliyorsun abimin mert biri olduğunu?"

Böyle söyleyince bakışlarımı yere indirdim. Mal gibi duygusal anıma kapılıp herşeyi berbat edecektim amına koyayım. Turan'ın bana attığı yumruk aklıma geldiğinde sinirle bakışlarımı yerden aldım.

"Geçen gün, kaşımı sikmekten beter ettiğinizde sağolsun sana birşey olmasın diye beni ocağa götürüp orada pansuman yapmıştı. Yani senin götünü kurtarmak içindi"

Bu sefer o bakışlarını kaçırdı. Daha fazla tahammül edemezdim bu Turan'a. Zaten çok sevdiğim biri değildi.

Bana bakmayıp evin içine göz gezdirdi. Meraklı bir ses tonuyla "Memo nerede? Evde yok mu?" diye sorduğunda, tip tip suratına baktım. Amına koyayım sanki çok seviyor birde onu soruyordu.

"Evde değil. Neyse abini vuranın bizden olmadığını öğrendin. Haydi şimdi de siktir olup gidebilirsin" dedim

Koltuktan destek alıp bir hışımla ayağa kalktı. "Daha hiçbir şey belli değil. Ama umarım sizden değildir yoksa siz biters"

Lafını bitirmesine izin vermeden kolundan tutup kapıya doğru götürdüm. Kapıyı açtığım gibi dışarı çıkardım. Aynı saniyelerde ayakkabılarını içerden alıp merdivenlere fırlattım.

"Napıyorsun lan rezil" dediğinde dinlemeden kapıyı örttüm. Piç, onun yüzünden az daha donuyordum.

Neyse diyerekten büktüğüm belimle odunları tekrar kovaya koydum ve parmaklarım arasına alıp sobanın yanına gittim. Sobanın kapağını kaldırdığım gibi odunları içine attım ve odunları yaktım.

Ama Zafer'in durumunu öğrenmem iyi olmuştu. Hele bir gözünü açsın, ilk fırsatta yanına gideceğim ve doya doya öpeceğim. Çok özlemiştim.


***

Geçiş bölümü gibi düşünün

Continuă lectura

O să-ți placă și

35.4K 2.6K 31
İki genç delikanlı ve intikamdan doğan bir aşk hikayesi... Eşcinsel İçerik... 21.02.2021 - 20.07.2021
versace , GAY De ilayda

Ficțiune generală

129K 10.3K 59
"Benden nefret etmen umrumda değil," Sarışın adam alayla gülerek alt dudağını ısırdı. "Ben de sizin gibilerden nefret ediyorum. Unutma, sen sadece ba...
47.1K 3.3K 33
Alcanlı Köyü'nde bir garip meczuptu Ali oğlan. Çoban Hasan'la yolu kesişmeden önce taşlanır, saçları kırpılır, gönlü yumuşaklar tarafından bir parça...
180K 10.3K 99
İlgi duyulmayan ve sevilmeyen bir genç,ilgi ve sevgiyi hissedebilmek için yalan söyleyerek okulun içinde kendisinin gay olduğunu açıklar. Ve amacına...