TEKRAR EDEN ŞARKI

By birsuskunyazar

167 21 3

"Hayat radyoda tesadüfen denk geldiğiniz şarkıya benzer. Tekrar dinlemek istersiniz ama bunun için radyoyu ba... More

1
2
3
4
5
6
7
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19

8

14 1 0
By birsuskunyazar

-Irmak...

-Rüzgar Bey iyi misiniz?

-Doktor Irmak nasıl?

-Irmak hanım gayet iyi. Endişelenecek bir şey yok.

Bütün bunları bilincimin kapalı olduğu bir anda söylemiş olmalıydım ki ikinci kere sormuşum.  Benim yere düşüp bayılmamın üzerinden epey bir saat geçmiş, bu sürede Irmak'ın durumu iyiye giderken oğlumuz da ayağa kalkabilmişti. Kendime geldiğim gibi ayağa kalkıp Irmak'ın yanına gittim. Onun bir an önce uyanması için çok dua ettim. 

-Irmağım, ben geldim, Rüzgar. Seninle olan yıllarımızı yeteri kadar çalmadılar mı be güzelim. Hadi kalk bütün o sensiz geçen yedi seneyi telafi edeyim. Senden nefret ettiğimi  söylesem de seni çok sevdim hep. O hep dinlediğimiz şarkıdan başka şarkı dinlemedim.  Senden başka hiçbir kadına dokunmadım.  Gözlerim gözlerinden başka bir kahveye tutulmadı. Bizim hayat şarkımızı başa sarmanın zamanı gelmedi mi Irmak? Oğlumuz sen ben bir aile olalım istiyorum.

-Rüzgar...

-Irmak güzelim uyandın mı? Doktor, doktor yok mu? Irmak uyandı!

Doktorların kontrolleri yaptıktan sonra her şeyin iyiye gittiğini söylediler.  O anki gülümsememi Demokritos bile kıskanırdı.  Irmak'ın kaza haberini alan merkezdekiler de buraya gelmişti. Tarık denen herif sürekli sorup duruyordu Irmak'ı . Onun burada olması bile içimi karartmıştı.  O oralarda gezerken ben de oğlumun yanına gittim.

-Poyraz, nasıl oldun?

-Daha iyiyim. Annem iyi değil mi?

-Evet annen çok iyi. O çok güçlü bir kadın bunun da üstesinden gelecek. 

-Ben onu yolda kızdırdım bana kızmaz değil mi uyanınca? Beni bırakıp gitmez değil mi?

-O nasıl söz Poyraz? İnsan evladını bile isteye bırakıp gitmez ki? Hem ne olursa olsun anne babalar bırakmazlar. Hataları ne olursa olsun.

-Ama sen bırakmışsın beni. Anneme senin benim babam olup olmadığını sordum cevap vermedi. Tarık ağabey bana senin benim babam olduğunu söyledi. Sen benim babam mısın?

"Tarık ağabey bana senin benim babam olduğunu söyledi" Bu cümle kafamda dönüp duruyordu.  Tarık yüzünden kaza yapmışlardı. Peki ya Tarık gerçeği nereden biliyordu.? Elime geçirdiğimde onu gebertmek istiyordum. Ama hem Irmak hem de Poyraz için sakin kalmayı öğrenmeliydim. İçimdeki öfkeyi orada tutarak sakince Poyraz'a cevap verdim:

-Poyraz, evet ben senin babanım. Seninle çok eksik kaldık birbirimize biliyorum. Ama bunların hepsini telefi edeceğiz. Biraz daha büyüyünce her şeyin farkına varacağına şüphem yok çünkü sen çok akıllısın. Sadece tek bir şey isteyeceğim senden. Bize, annen ve bana, biraz zaman ver. Tamam mı?

-Tamam.

-Ben aslan oğlum!

Oğlumu öpüp içime çektim. Onun artık bu olaylardan en az etkilenmesi gerekiyordu. Hayatımızda her şey normalmişçesine şimdi artık bir tane  daha önemli bir konumuz vardı: "TARIK"

-Geçmiş olsun Rüzgar bey, sizi burada görmek şaşırttı. Irmak amirimin sizin gibi biriyle ne işi olur bilemiyorum.

-Orası da sizi ilgilendirmez. Hasta ziyaretinin kısası makbul derler hem sizin işiniz gücünü var. Maazallah bir yerde birileri yanlış yapar canınızı sıkar falan.

-Görevimizi senden daha çok düşünüyoruz. Bence sen karşında bir polis amiri olduğunu unutmadan konuş önce. 

-Polis olman benim hayatımda bir şeyi değiştirmez. Irmak'ın da.

-Irmak'ın değiştirmez belki ama senin değiştirebilir. Sonuçta sen normal bir insansın. Ben de Irmak da polisiz. Davul bile dengi dengine ne de olsa. Bunu unutmayacağını varsayıyorum.  Şimdilik hoşça kal. Tekrar ziyaret edeceğim.

-Yorulmanıza gerek bile yok. Mümkünse uzak dur yeter.

-Orası ben ve Irmak'ın arasında Rüzgar. 

Karşıma geçip beni aşağıladığı yetmezmiş gibi bir de gizliden gizliden tehdit savuruyor. Bu herif başımıza bela olacak. Irmak'ı ikinci kere kaybedemem.  

                                                               İKİ GÜN SONRA

-Anneciğim!

-Oğlum, iyi misin canım?

-İyiyim anne özür dilerim seni kızdırdığım için.

-Bunları sonra konuşuruz bir tanem geçti zaten.

-Poyraz bizi biraz anneyle bırakabilir misin?

-Tamam baba!

Irmak yüzüme tuhaf bir yüz ifadesiyle baktı. Bunu duymak hem hoşuna gitmiş hem de kaygılandırmıştı onu.

-Poyraz anlattı. Arabada sana sormuş cevap vermemişsin.

-Evet öyle oldu da ben anlamıyorum bunu nasıl sormak alına geldi?

-Tarık söylemiş!

-Ne?

-Tarık benim Poyraz'ın babası olduğumu biliyor. Nasıl biliyor bilmiyorum ama bu işin peşini de bırakmayacak gibi.

-Tarık sandığımızdan daha zeki biri ona çok dikkat etmeliyiz. Ben senden bir daha ayrılmak istemiyorum Rüzgar.

-Ben de sizden ayrılmak istemiyorum. Irmak biliyorum belki yeri değil ama ben daha fazla dayanamayacağım. Biz birbirimizi yaşarken kaybettik. Bundan sonra bizi sadece ölüm ayırsın istiyorum. Ömrüme ömür katıp sonsuza kadar benimle olur musun? Benimle evlenir misin ömrümün en taşkın akan suyu, Irmak'ım?

-Bana bir ömür de verseler senden başkasına akmaz bu Irmak. Evlenirim seninle kalbimde kasırgalar kopturan adam!   

Birbirimize sıkı sıkı sarıldık. Çok olmuştu böyle sarılmayalı.  Gönül isterdi ki bu kararımızı yedi sene önce vermeyi ama olmadı. Önümüze çıkan her engele karşı canla başla direnecektik bu sefer. Hastaneden çıkar çıkmaz gün almaya gitti. Gerekli evrakları teslim ettikten sonra iki hafta sonraya gün almıştık. Bu tarih elbette ki tesadüf değildi.  Birbirimize aşkla baktığımız ilk gün olan 27 Nisan'da evlenecektik. Bu durumu sadece babam ve Irmak'ın annesi biliyordu. Meltem hanım o sürede ayrı bir eve çıkmıştı. Benim annem ise bu durumdan bir haberdi.  Eğer haberi olursa ortalığı birbirine katardı. Onun dışında Tarık'ın bunu öğrenmemesi gerekiyordu. Nikah şahitlerimiz de babam ve bir arkadaşım olacaktı. Her şeyi gizlice yapmak çok zordu. Nikah gününe kadar yine hayatımızda sorunlar olmuştu.

(Irmak)

Nikahtan iki gün önceki  akşam balkonda tek başıma oturdum. Sonunda belki de hayatımız düzene giriyordu. Belki de sadece evleniyorduk. Önümüzde hala çok engel vardı. Ama aşacağımızdan şüphem yoktu. Ben bunları düşünürken kapı çaldı. 

-Irmak Ada Acar?

-Evet benim.

-Kargo size gelmiş!

Kargoyu kuryeden teslim alıp açmaya başladım. Elim ayağım titremeye başlamıştı. Bir kutu vardı içinde. Kutunun kapağına yapışık bir not: "Sen ne kadar saklasan da geçmiş seni bulur. Bazı şeylerin tekrarı eskisinden kötü olur. Evlendiğin an bunlar müdürün odasında olur ve mesleğin de sevdiğin adam da elinden kayar gider. TARIK." Allah'ın belası pislik beni tehdit ediyordu. Şimdi ne yapacaktım ben?  Kutunun içinde ise benim ve Rüzgar'ın arama kayıtları vardı. Asıl olan şey ise bizim odalara giriş kartlarımızın kopyası vardı. Kumar oynadığımız odaların giriş kartının kopyası. Yatağıma gittim ama uyuyamıyordum.  Bir şey yapmam gerekiyordu ama iki güne evleniyordum.  Tam her şey yoluna girerken nereden çıkmıştı ki bu? Bunu Rüzgar'a nasıl söyleyecektim? Ne ile sınanıyordum ben?  Şansıma bu akşam annem de eşyalarını toplamak için gelmiş geç olunca burada kalmıştı. Beni böyle görüce biraz şüphelenmişti ama bir şey diyememişti. Kutuyu apar topar toplayıp bir yere kaldırdım. Yarın ilk işim Tarık ile konuşmak olacaktı. Bir yanım onun yüzünü dahi görmek istemiyordu ama ailem için bunu yapmalıydım.  En sonunda zar zor uyumuştum. Uyandığımda her şeyin geçmiş olmasını dilemiştim ama hiç bir şey geçmemişti. Uyanmak için bir kahve içmek istedim. Odadan çıktığımda salonda Rüzgar'ın oturduğunu gördüm. 

-Bütün gece çok derin uyumuşsun. Telefonumu açmayınca merak ettim.

-Evet ya çok uyumuşum.

-Sen iyi misin Irmak?

Ona bunu nasıl söyleyecektim ki? Onun bir kere daha nasıl hayallerini yıkacaktım? Ona anlatıp anlatmama konusunda çok kararsızdım. Şu an onu durdurabilecek durumda olduğumu hatırlayıp  her şeyi anlatmaya karar verdim. Tam ona her şeyi anlatacakken telefonum çalmaya başladı. Hemen odama gittim. Arayan Caner komiserdi:

-Irmak amirim...

-Caner sesin kötü geliyor bir şey mi oldu?

-Tarık, Tarık amirim bu sabah ölü bulunmuş! Bugün cenazesi var onu haber vermek istedim ama size ulaşamadım. 

-Tamam sağ ol Caner haber verdiğin için. 

Dün gece beni tehdit eden adam nasıl olur da sabahına ölmüştü ki? Bunun nasıl olduğuna kafam basmıyordu. Hiç kimseye de söylememişken kim yapmıştı bunu. Her ne olursa olsun bu adamın cenazesine gidecektim. Hemen arabamın anahtarını alıp evden çıktım.  Cenaze evine geldiğimde annesi çok kötü bir durumdaydı. İlk öğrendiği vakit  kriz geçirmiş şimdi de evde Tarık'ın eşyalarını koklayarak ağlamaya devam ediyordu. Kadın oğluyla beraber ölmüştü sanki... O an Tarık'ın yaptıklarını düşünmeden sadece bir annenin evlat acısı çektiğine üzülebilmiştim. 

-Başınız sağ olsun Emine hanım.

 -Dostlar sağ olsun. Kızım sen Tarık'ın  bahsettiği Irmak mısın?

-Evet benim de size benden nasıl bahsetti?

-Ah yavrum Tarık'ım sana kör kütük aşıktı. Dizlerime her uzandığında seni özlediğini bilirdim. Sana bunu söyleyemeden öldü? Oğlum...

Emine hanım bu sözlerden sonra bir kere daha hıçkırıklara boğulmuştu. Ben ise duyduklarımla yıkılmıştım. Sevgi denen şey bu değildi... Seven sevdiğinin mutlu olmasını ondan nefret etmemesini ister. Tarık beni kendinden soğutacak her şeyi yapmıştı.  Cenaze biter bitmez eve gidip Poyraz'a sarıldım. Annesi beni çok etkilemişti. Hemen Rüzgar'ı arayıp buraya çağırdım ve olan biteni anlatmaya başladım.

-Irmak bunu bana nasıl söylemezsin? Ya o pislik ölmeseydi ne olacaktı?

-Rüzgar lütfen artık bu konuyu konuşmayalım. Konuştukça geriliyorum. Hem geçti artık lütfen.

-Tamam sevgilim.

Omzuna başımı yasladım. Öyle sabaha kadar uyumuşum. Sabah erkenden ikimiz de işe gittik. Aklımızda ikimizin de tek bir soru vardı "Tarık'ı kim öldürmüştü?"  Ben bu sorunun benimde bıraktı izle düşüncelere dalarken karakolda bir ses yükseldi:

-Tarık amirimi öldüren kişiyi tutuklamışlar! 

Bu ses beynimde yankılanıyordu. Kimdi onu öldüren? Benim hayatımı hem kurtaran hem de düşüncelere boğan kimdi? Tam o an da arkadan kelepçelenmiş ve iki kolundan polislerin tuttuğu biri içeri girdi. O an bütün eski defterler açılmıştı. Oradaki gelen kişi benim zamanında geleceğime, hayallerime engel olan benim ve Rüzgar'ın hayatını mahveden babamdı.

Continue Reading

You'll Also Like

937K 83.1K 38
𝙏𝙪𝙣𝙚 𝙠𝙮𝙖 𝙠𝙖𝙧 𝙙𝙖𝙡𝙖 , 𝙈𝙖𝙧 𝙜𝙖𝙮𝙞 𝙢𝙖𝙞 𝙢𝙞𝙩 𝙜𝙖𝙮𝙞 𝙢𝙖𝙞 𝙃𝙤 𝙜𝙖𝙮𝙞 𝙢𝙖𝙞...... ♡ 𝙏𝙀𝙍𝙄 𝘿𝙀𝙀𝙒𝘼𝙉𝙄 ♡ Shashwat Rajva...
720K 2.7K 66
lesbian oneshots !! includes smut and fluff, chapters near the beginning are AWFUL. enjoy!
1.1M 59.7K 38
Millie Ripley has only ever known one player next door. Luke Dawson. But with only a couple months left before he graduates and a blackmailer on th...
1.7M 17.4K 3
*Wattys 2018 Winner / Hidden Gems* CREATE YOUR OWN MR. RIGHT Weeks before Valentine's, seventeen-year-old Kate Lapuz goes through her first ever br...