Hacker | Minsung

By charmvenom

430K 45.4K 90.7K

• Başlamadan önce bunun 'uzun soluklu' bir kurgu olduğunun bilincinde olun. İleride yorumlarda veya orada bur... More

1》random dom dom
2》tanışalım mı
3》gay misin
4》güzelsin
5》arkadaş olalım
6》yatakta en çok ne yapmayı seversin
7》herkes birbirinin ağzına veriyor
8》orul orul organic evlatları
9》hyung deme lazım olur
10》seni seviyorum
11》ellerimizin yönelimi var
12》seni istiyorum
13》pardon, hapisteydim
14》go sucuk yourself ne demek
15》hacker yarası değil dom dom kurşunu
16》ama evlisin benim degilsin
17》adanaya gidek mi
18》hangimizin donu araya kaçmıyor ki
19》fan servis ;)
20》random dom dom aşireti
21》saydım kaç gün oldu
22》aradığım şey sensin
23》çatır çutur
24》wattpad hatasına kurban giden bölüm
25》özür dilerim
26》evime gel hanji
27》chan hyung felixin poposunu yiyor
28》virüs
29》hyung linea s2s teklifi
30》hyung dedik bağrımıza bastık
31》3f yani fan fin fon
32》başkası adına utanmak
33》kedilerin ikinci babası
34》okeyci tae
35》sugar daddy? no, hacker daddy
36》§exting, §exy thing (M)
37》kaleyi içten hacklemek
38》müneccim elinden su içenler
39》send dudes
40》1F.y0( ). c4π. ®34D. T|-|15. y0 ( ). ª®3. 6ªÝ
41》her hackerın bir okey oynayışı vardır
42》badakokkiri 바다코끼리 kostümlü garsonlar
43》çok yorgunum minho
44》drive with me baby (M)
45》cookin' like a chef I'm a 5 star 미슐랭
46》süpürgeci hanji
47》hüp diye içine çek beni
48》aranan hacker bulundu
49》uchiha hyunjin'in genjutsu tekniği
50》wthatehfcuk
51》doğruluk mu cesaret mi
52》date üstüne date
53》neye gülüyorsun açıkta bir yerimizi mi gördün
54》en büyük asker bizim asker
55》acılarla harmanlanan düğün
56》minho'nun iç dünyası
57》dondan tutan dilenci çetesi
58》hanji kod yazıyor
59》güzelsin 2
60》adaya veda eden isim: minho
61》çin yolcusu kalmasın
62》mezara kadar değil taezara kadar
63》(ma) lee minho x6
64》vien & kibhruk
65》minho görevde
66》ilk kod çözüldü
67》uzun zaman sonra ilk haber
68》itiraflar ve dargınlıklar
69》aç kollarını ben geliyorum
70》lee hanji
71》öpüşelim barışalım zinciri
72》minho'nun hazinesi
73》dom dom con dom
74》kepler havaya donlar aşağıya
75》aralık bırakılan kapı
76》dirty talk random kalk (M)
78》ilk adım
79》hanji on top (M)
80》günde devri alem
81》s.w.a.g
82》sektirsem seni
83》son hack
84》tüm kalpler hacklendi! (final)
85》kiseki (alternatif bölüm-f)
86》fbi open up (alternatif bölüm-f)
87》çınar ağacı (alternatif bölüm-f)
88》betelgeuse söndü (alternatif bölüm-f)

77》sus ve yalovaya devam et

1.2K 145 303
By charmvenom

Birkaç ay sonra...

Changbin, sırtını duvara yasladı, elleriyle de alt tarafını kapadı. Ancak tüm bunlar Hyunjin'i durdurmaya yetmedi. Hyunjin bu kez de onun göğüslerine hücum etti.

''Hyunjin hyung görmeyeli fazlasıyla şey olmuş...Gay.'' Hanji sözlerini bitirdiğinde Seungmin birkaç saniye boyunca Hyunjin'e tiksinircesine baktı.

Ardından da gür bir ses tonuyla konuştu ''Bence hâlâ aynı. Her zamanki gibi salak.'' Jeongin iç çekerek sohbete dahil oldu ''Sevgilimle dalga geçmeyin.''

Aynı anda Changbin, Hyunjin'in saçını çekerek bağırdı ''Yeter be! Emanetime benden daha çok dokundun.''

Maalesef bu hareket Hyunjin'in daha çok gaza gelmesine sebep oldu ve kısa bir süre sonra Changbin ile Hyunjin geniş salonda ebelemece(?) oynamaya başladılar.

Felix onlara gülerken bir elini Hanji'nin diğerini de Seungmin'in saçlarına yerleştirdi ''Kivi sevmem ama siz benim minik kivilerimsiniz.'' dilini dudaklarının üstünde gezdirdi ''Sizi yerim.''

Jeongin güldü ''Pek de minik değiller sanki.'' Felix arkadaşına dil çıkardıktan sonra sözlerini savundu ''Benim gözümde minik bebeklerden farksızlar. Onlar benim minik kivilerim.''

Seungmin, Felix'i bir çırpıda kucağına çekerek konuştu ''Sen de bizim gözümüzde öylesin.'' Felix kocaman gülümsedikten sonra Seungmin'in yanağına kocaman ve sulu bir öpücük kondurdu.

Hanji oturduğu yerden kalktı. Kendisini Jeongin'in kucağına atıp onu yanağından öpmeye çalıştı, ancak Jeongin buna izin vermedi ''Of! Soğan yemişsin, iğrençsin.''

Hanji dudağını büzdü ''Canım çekti yedim.. Minho'm olsa beni vakumlayarak öperdi.'' iç çekti ''Ah, biricik dom dom adamım. Kimlere kaldım...''

Jeongin onu kucağından iterken isyan etti ''Ben Minho değilim! Seni öpemem.''

''Ben Minho'nun kardeşiyim, öpebilirim.'' dedi Felix, Seungmin'in kucağından kalkarken.

Dudaklarını büzerek Hanji'ye yaklaştı ve gözlerini kapadı. Hanji kıkırdadıktan sonra işaret parmağını öpüp onu Felix'in dudağına bastırdı.

Jeongin karşısındaki ikiliye tiksintiyle bakarak sordu ''Sizin sevgilileriniz sizi hiç öpmüyor mu, hiç ilgi görmüyor musunuz ya? Neden birbirinize yürüyorsunuz?''

Hanji, Felix'i kolunun altına alarak yanıtladı. ''Sizce random adamımın beni bir saniye dahi ilgisiz bırakma gibi bir ihtimali var mı?''

Hemen ardından da Felix, Jeongin'in sorusunu yanıtladı ''Öncelikle yürümek çok güzel bir aktivitedir. Nasıl olduğu önemsiz, yeter ki yürü.''

Hanji'nin kolunun altından çıkıp koltuğa yerleşirken devam etti ''Ayrıca benim sevgilim yok.''

Herkes şok olmuş bir halde Felix'e döndü ''Ne?'' üçünün de aynı tepkiyi vermesi Felix'i güldürdü.

''Neden gülüyorsun? Ne ara ayrıldınız ya?'' Jeongin'in isyanına Hanji de katıldı ''Daha dün birlikte değil miydiniz?''

Felix bir kez daha güldükten sonra yanıtladı ''Ayrıldığımızı kim söyledi?'' Parmağını kaldırdı ''Dün gece kendi aramızda nişanlandık! Yani sevgilim yok ama nişanlım var.''

Yüzlerdeki şok ifadesi silindi, yerine mutluluk gösteren ifadeler belirdi.

Hyunjin, Changbin'in tokatladığı yanağını tutarak diğerlerinin yanına geldi ''Bize haber vermemeniz kırıcı.''

Felix mahcubiyetle gülümserken Seungmin iç çekti. Arkadaşları adına mutlu olsa da içinde bir kırgınlık vardı.

Kendisine kırgındı.

Askerde olduğu süre boyunca düşünmek için epeyce zamanı olmuştu. Changbin'in kararına saygılıydı, o da olması gerekenin bu olduğunu düşünüyordu.

Yeniden birleşme ihtimalini aklındaki tozlu rafa kaldırmış ve bu konuyu kendince noktalamıştı.

Kalbinde Changbin'e karşı herhangi bir kırgınlık yoktu. Kendisine kırgındı, ancak affetmeyi de deniyordu. Geçmişe dönemezdi fakat gelecekte iyi bir arkadaş olmak için fazlasıyla kararlıydı.

Fakat Changbin onunla aynı fikirde değildi. Onun da düşünmek için epeyce vakti olmuştu. Evet, Seungmin'e olan güveni eskisi kadar sağlam değildi.

Ancak onu hayatından çıkarmak ya da daha fazla görmezden gelmek istemiyordu.

Başta bunun alışkanlık mı yoksa sevgi mi olduğunu sorguladı. Düşüncelerini, hislerini uzunca tarttı. Seviyordu onu, pişmanlığını da görebiliyordu. Bu yüzden ilişkilerine son bir şans daha vermek istiyordu.

Bu süreçte Chan'ın desteği epeyce büyüktü. Her ne kadar Seungmin onun kardeşi olsa da onun hatalarını gölgelememiş ve apaçık bir şekilde o hatalara vurgu yaparak Changbin'in düşüncelerine katkıda bulunmuştu.

Changbin'in iyi ya da kötü fark etmeksizin göremediği şeyleri dışarıdan bir göz olarak teker teker dile getirmiş, kendi deneyimleri ve düşüncelerini de paylaşmayı esirgememişti.

O da tıpkı Changbin gibi bazı şeylerin alışkanlık mı yoksa sevgi mi olduğunu defalarca kez sorgulamıştı.

Hissettikleri ve yaşadıkları benzer olan bu iki dost, ortak bir kararla ilişkilerine bir şans daha verme kararı aldı.

Her ikisi de Felix ve Seungmin'in bir şansı daha hak ettiği konusunda hemfikirdi.

Changbin üstünü düzelttikten sonra Seungmin'in yanına oturdu. Bu ikisinin de kalbinin hızla çarpmasına sebep oldu.

Hanji gerindi ve garip bir ses tonuyla konuştu ''Çok sıkıcısınız. Ben kocamı özledim!''

Felix başını onun omzuna yasladı ''Seni çok iyi anlıyorum. Ben de kocamı özledim.'' Jeongin göz devirdi ''Keşke ben de kocamı özlesem.''

Hyunjin ona sırnaştı ''Beni özlemedin mi?'' Jeongin onu hafifçe itti ''Özlemiştim ama bir günde tüm özlemi giderdik. Lütfen geri git.''

Hyunjin dudaklarını büzüp kafasını Jeongin'in bacaklarının üstüne koydu.

Eğer Jeongin'in her gece özlemden dolayı ağladığını öğrenmemiş olsaydı bunu ciddiye alıp kırılabilirdi. Ancak gerçekliği bildiğinden dolayı Jeongin'in minik oyununa seve seve eşlik ediyordu.

''Bu arada Hyunjin, sen neden kelsin?'' diye sordu Changbin. Bu soruyu sormak için birkaç saat geç kalmış olsa da sorusunu nihayet dile getirebildiği için mutluydu.

Hanji ve Seungmin de askerdi ancak onların saçları olması gereken boyuttaydı. Fakat Hyunjin ciddi anlamda keldi. Kafası adeta bir ayna misali parıl parıl parlıyordu.

''Bunun iki sebebi var.'' dedi Hyunjin bir elini havaya kaldırırken ''Askeriyedeki berber abi Soner Sarıkabadayı'ydı.''

Daha sonra diğer elini de havaya kaldırarak parmaklarını oynattı ''İkincisi de keller herkesi eller.''

''Yani sen o yüzden mi sabahtan beri ellenmedik yerimizi bırakmadın?'' Seungmin'in sorusu diğerlerini güldürdü.

''Evet, bir avantaja sahipsen eğer onu sonuna kadar değerlendirmen gerekir.'' dedi Hyunjin pişkince.

Jeongin, Hyunjin'i dürttü ''Sapık mısın be adam?'' Hyunjin ona göz kırptı ''Sapıklığımı seviyorsan eğer evet, sevmiyorsan hayır.'' bu belirsiz yanıt Jeongin'in hoşuna gitmedi.

Yine de Hyunjin'in omzunu hafifçe okşayıp ona olan sevgisini gizlice belirtti. İtiraf etmesi gerekirse eğer Hyunjin'in yaptığı her şey onun hoşuna gidiyordu. O yalnızca arkadaşlarının diline düşmek istemiyordu.

Dış kapının açılma sesi duyulduğunda Felix ayağa fırladı ''Benimkiler geldi!'' Hanji kaşlarını kaldırarak sordu ''Seninkiler?''

Felix sırıtarak ona baktı ''Chan ve onun pofuduk popişinden bahsediyordum.''

Seungmin eliyle yüzünü kapadı ''Abim hakkındaki her şeyi bilmek çok kötü. Onun hakkındaki şeylerin tatlılaştırılması daha da kötü.''

Changbin onun kısık sesle söylediği bu söze karşılık verdi ''Aynısının kardeş versiyonu da öyle.'' Seungmin ellerini yüzünden çekip ona hafifçe tebessüm etti.

Kısa bir süre sonra Minho ve Chan ellerindeki paketlerle birlikte içeriye girdi. Minho elindekileri bir köşeye bırakmak için uğraşırken Hanji oturduğu yerden hızla fırlayıp ona arkasından sarıldı ''Dom dom adamım!''

Chan ise elindekileri özensizce bırakıp hemen yanında dikilen sevgilisini kucakladı. ''Neden geç kaldınız?'' Changbin herkesten önce davranarak merak edilen o soruyu sordu.

Bu soru Minho tarafından yanıtlandı. ''Chan ve ben bugünü rahatlama günü ilan ettik. Bize katılacağınızı düşünerek size haber verme gereği de duymadık.''

Paketleri işaret ederek devam etti ''Herkesin zevkine hitap eden şeyleri toplamak ise biraz zaman aldı.''

Hanji, Minho'ya bağlı olan kollarının tutuşunu sıkılaştırdı ''Kalbin çok güzel.'' Minho gülümsedi ''Neden acaba?'' Hanji daha önce onlarca kez duyduğu o cevabı verdi ''Çünkü içinde ben varım.''

Chan bu romantizmin uzayacağını anladığında araya girdi ''Yiyecekler soğumadan yiyelim. Sonra da kısa bir film izler, ardından da oyun oynarız. Ne dersiniz?'' bu teklif herkese cazip geldi.

Yemek faslı sona erip film faslı başladığında Hyunjin karanlığı fırsat bilerek yakınında bulunan herkesi dürtmeye başladı. Hyunjin, Chan ve Minho'nun hemen arkasındaki koltukta oturuyordu.

Minho ve Chan ise yerde, omuz omuza vermiş bir haldelerdi. İkisinin de kollarının arasında sevgilileri vardı. Hyunjin ayaklarıyla onların popolarını hafifçe dürttü ancak hiçbir tepki alamadı.

Bu kez de onların yere dayanmış olan ellerini hedef aldı. Çıplak ayaklarıyla birlikte onların ellerine değip hızla geri çekildi.

Minho ve Chan başlarını çevirdiklerinde göz göze geldiler. İkisi de karşı taraftan herhangi bir ek tepki bekliyordu.

Birbirlerine baktıkça geçmişte yaşanan bazı olayları hatırlamaya başladılar.

Chan, Minho hafızasını kaybettiğinde Hanji ile olan o konuşmayı, Minho ise Chan'ın bileğindeki anahtarı kaybolmuş kelepçeyi kırmak zorunda kaldığı o anı unutamıyordu.

Garip bakışma daha da garipleşmeden evvel aynı anda ekrana doğru döndüler ve hatırladıklarını bir kez daha unutmayı denediler.

Hyunjin yeniden ayağını uzatacağı sırada onun dizinde yatan Jeongin bu durumu engelledi ve sevgilisinin bacağını hafifçe dişledi.

Hyunjin uyarıyı anladığında çaresizce geri çekildi. Fakat birkaç dakika sonra hemen yanındaki Changbin'in memeleri Jut ve Dae ile uğraşmaya başladı.

Film bittiğinde hepsi çakırkeyifti. Sırada büyük eğlence vardı. Herkes oyun oynamak için uygun ve rahat bir pozisyon aldı.

İlk oynanacak oyun oy birliğiyle uno oldu. Birkaç tur herkes için gayet eğlenceliydi ancak sonuncu, yani altıncı tur Chan için oldukça kötü bitti.

Çünkü sevgilisine çektirdiği 12 kart ona trip olarak geri döndü.

''Hadi Hellevator'da sekiz dakika oynayalım!'' dedi Hyunjin kuzenini kurtarmak amacıyla.

Chan bu fikri onaylayan ilk kişi oldu. Böylelikle kapatıldığı yerde Felix'in gönlünü rahatlıkla alabilirdi.

''Bu çok iyi bir fikir. Aferin sana Hyunjin.'' Hyunjin gururla gülümsedi ''Benim fikirlerim her zaman en iyisidir.''

Boş şişelerden birini aldı ve onu yatay olarak ortadaki boş zemine yerleştirdi.

''Şimdi bir yenisini daha göreceksiniz.'' Alkol dolu bardakları şişenin etrafına dizmeye başladığında diğerleri de merakla onu izliyordu.

Oturduğu yerden kalkıp bir koşu buzdolabına gitti ve oradan acı sosu kapıp yerine geri döndü.

Acı sosu bira dolu bardakların içine sıktı ''İşte yeni oyun. Şişenin ucu görevi yapacak kişiyi gösteriyor, diğer ucuysa görev vereni.'' bir bardak alarak onu havaya kaldırdı.

''Görevi yapmak istemeyen kişi acı soslu bira içmek ve kendi etrafında sekiz tur dönmek zorunda. Aynı şey göreve dahil edilen kişiler için de geçerli.''

Sırıtmasını genişletti ''Eminim kimse midesinin ağzına gelmesini istemiyordur.''

''Peki diğer içkiler ne için?'' diye sordu Changbin. Hyunjin anında yanıtladı ''Görev yapacak kişi ya da kişiler içecek. Böylece her turda kafalarımız biraz daha gidecek.''

Minho yüzünü buruşturdu, yanan midesi bu oyunu oynamak istemiyordu. Ancak Hanji ve diğerleri bu oyun için hevesliydi.

Sağlam bünyesi oyunu oynamasına engel değildi, stresten dolayı yanan midesi ise buna bir şekilde katlanabilirdi. Yani öyle olacağını umuyordu.

''Ee, ilk kim başlıyor?'' diye sordu Jeongin, Hyunjin onun elini tutup nazikçe öptü ''Oyun kurucusu benim, benim sahibim de sensin. Yani sen başlıyorsun minik tilkim.''

Jeongin bu garip iltifattan memnun kaldı ve ortaya uzanarak şişeyi çevirdi.

Şişenin ucu Felix'i, arkası ise Hanji'yi işaret etti. Hanji ellerini sevinçle çırptıktan sonra konuştu ''Chan hyung ile birlikte odaya gidin ve 8 tur uno oynayın.''

Chan'ın yüzünde ciddi misin ifadesi oluşurken Hyunjin ve Jeongin bu görevi desteklediler ''İntikam sekiz tur oynanan tripli uno'dur.''

Felix ve Chan birer tane acısız bardak alarak love shot yaptılar. Ardından da uno kartlarını alarak odaya geçtiler.

Hanji şişeyi çevirirken kendi kendine mırıldandı ''Biri de beni ve dom dom adamımı diğer odaya göndersin.''

Şişenin arkası Hyunjin'e, ucu da Changbin'e geldi. Changbin kısık sesli bir küfür savurduktan sonra beklemeye koyuldu

''Hyung.'' dedi Hyunjin ince bir ses tonuyla ''Seungmin'i al ve diğer odaya git.'' Kıkırdadı ''Felix ve Chan hyung buraya gelinceye kadar da gelmeyin.''

Changbin kaşlarını çatarak Seungmin'e döndü ''Yapmak istemiyorsan söyle. Biraları ben içerim.'' Seungmin iki adet viski bardağı alarak birini Changbin'e uzattı ''Gidelim.''

Chanbin başını salladı ve Seungmin'in elindeki bardağı alarak tek dikişte içti. Seungmin de kendi bardağını bitirdikten sonra boştaki odaya doğru yürümeye başladı.

Kapının kapanma sesi duyulduğunda Hyunjin küçük bir kahkaha attı.

''Chan hyung ve Felix oyunu erkenden bitirseler de o odadan hemen çıkmazlar. Nereden baksak bir saat boyunca o odada olacaklar.''

Hanji güldü ''Sana kötü bir haberim var.'' Hyunjin dinlediğini belirten mimikler sergilediğinde Hanji devam etti.

''Artık eskisi gibi kuduruk değiller. İlişkileri olabildiğince soft ve etik değerlerle devam ediyor. Misafire önem veriyorlar.''

Hyunjin omuz silkti ve ''Fakirin ekmeği umuttur.'' dedikten sonra şişeyi çevirdi.

Şişenin ucu Minho'ya, arkası da Jeongin'e geldi. Minho, Jeongin için normal bir görev düşünürken Hyunjin bir kez daha araya girdi.

''Hiç düşünme hyung. Şişeyi formalite icabı çevirdim.'' Hanji'yi, Minho'ya doğru hafifçe itti ''Sevgilini al ve mutfağa git. Ben de minik tilkimle balkona çıkayım.''

Hanji kollarını Minho'ya doladı ''Hyunjin hyung, senin fikirlerine bayılıyorum.''

Hyunjin, Jeongin'i kaldırırken gururla karşılık verdi ''Fikirlerin adamıyım.'' ardından balkona doğru yürümeye başladı.

Onlar gözden kaybolduğunda Minho sevgilisine döndü.

''Sen ve arkadaşların, hiç değişmiyorsunuz.'' Hanji dudaklarını büzerek sordu ''Hoşuna gitmiyor mu?'' Minho onun yüzünü okşarken yanıtladı ''Yalan söyleyemem. Bu halleriniz çok hoşuma gidiyor.''

''En çok hoşuna giden şey ben miyim peki?'' Minho aldığı soruya kıkırdadı ''Bilmem ki.''

Hanji sızlandı ''En romantik anlarda ivikvik adam olman hiç hoş değil.'' Minho onun burnunu sıktı ''Eğer o olsaydım verdiğim cevap kesinlikle bu olmazdı.''

Hanji birkaç saniye düşündü ''Haklısın. Muhtemelen 'beni rahat bırakırsan eğer en çok hoşuma giden şey olabilirsin.' derdin.''

Minho bu yanıtı beğendi. Gerçeklik payı yüksekti ve aklındaki olası cevapla örtüşüyordu.

Hyunjin salona bağlı olan balkon kapısını açıp bağırdı ''Susun ve yalamaya... Ah! Yalova'ya gidin artık! Rahatça fingirdeşmek istiyorum!''

Minho ve Hanji onları rahat bırakmak amacıyla oturdukları yerden kalkıp mutfağa geçtiler.

Hanji mutfağın kapısını kapatıp kendisini tezgaha dayadı ve hemen ardından kollarını açtı.

Minho kendisi için açılmış olan kolların arasına hızla yerleşip Hanji'nin yüzündeki her bir noktayı öpmeye başladı.

Tatlı kıkırtılar mutfağı hızla sararken birkaç saattir ayrı kalmış olmanın verdiği özlem de hızla gideriliyordu.

Minho alnını Hanji'nin alnına yasladıktan sonra konuştu ''Ne kadar öpersem öpeyim doyamıyorum.''

Hanji bu söze katıldı ''Aynı durum benim için de geçerli.'' ardından Minho'nun yüzünü ellerinin arasına aldı ''Bazen senin büyücü olduğunu ve beni büyülediğini düşünüyorum.''

Minho güldü ''Buradaki tek büyücü sensin.'' Hanji ise kaşlarını kaldırdı.

''Str8 Kings konserinde Charmer ile dans ederken büyücülüğü kanıtladın. Bence sessiz kalma hakkını kullanmalısın sevgilim.''

Minho bir eliyle yüzünü kapadı ''O anları unutsan olmaz mı?''

''Neden unutayım? Li Min'den bile daha iyi dans ediyorsun.'' Minho elini yüzünden çekip kaşlarını çattı.

''Lütfen şu adamın ismini anma. Ona olan hayranlığını kıskanıyorum.'' Hanji güldü ve işaret parmağını Minho'nun göğsüne dayadı.

''Ben de seni Ha Ji'den kıskanıyorum. Yine eşit bir durum söz konusu.'' Minho, Hanji'nin parmağını kavradı.

''Neden onlara olan hayranlığımızı bitirip yalnızca birbirimize hayran olmuyoruz?''

Hanji düşünür gibi yaptı ''Eğer benim için şarkı çıkarırsan ve tıpkı sahnedeymiş gibi dans edersen neden olmasın ki?''

Bakışlarını Minho'ya çevirdi ve vücudunu hareket ettirmeye başladı ''Ben de senin için aynısını yapabilirim.''

Minho ellerini Hanji'nin beline sardı ''Anlaştık.'' Hanji de ellerini Minho'nun omuzlarına attı.

Dudakları birleşmeden önce birbirlerine gülümsediler. Hanji, Minho ve tezgahın arasında iyice sıkıştı.

Yavaş hareket eden dudakları içlerini kıpır kıpır yaparak aşklarının hâlâ canlı ve yerinde olduğunu vurguluyordu.

''Ey ahali, nereye kayboldunuz?'' Chan'ın gür sesi kulaklarına dolduğunda dudaklarını ayırmak zorunda kaldılar.

Minho sevgilisinin hareket edebilmesi için yer açtı, Hanji ise söylendi ''Keşke kuduruk günlerine geri dönseler.''

Minho elini Hanji'nin beline atıp onu hafifçe itti ''Evimize gittiğimizde telafi ederiz.'' Hanji başını salladıktan sonra yavaşça adımlamaya başladı.

Minho onun ilgi istediğini anladığında onu bir kez daha öptü.

İçeriye döndüklerinde Felix ve Chan koltukta gayet normal bir şekilde oturuyorlardı.

Hyunjin ve Jeongin'in yüzleri ise kırmızıydı. Hanji koltuğa yerleşir yerleşmez sordu ''Yüzünüzün hali ne?''

Hyunjin elleriyle yüzünü kapatırken Jeongin hunharca gülmeye başladı. Felix konuştu ''Balkondan içeriye girerlerken de gülüyorlardı.''

Bu Hanji'nin merak duygusunu tetikledi. Minho ise hiçbir şeyi merak etmemek için uğraşıyordu.

Çünkü bazen bazı şeyleri merak ettiği için fazlasıyla pişman oluyordu.

Hyunjin gülme krizine girmemek için kendisini sıktı. Derin bir nefes aldıktan sonra da ellerini yüzünden çekti.

''Changbin hyung'un gübrelediği saksı vardı ya...''

Dudağını sertçe ısırıp kendisini dizginledikten sonra devam etti ''Ondaki çiçek diğerlerinden daha canlı ve güzel görünüyor.''

Jeongin bir kez daha gür bir kahkaha attığında Hyunjin de kendisini daha fazla tutamayarak gülmeye başladı.

Diğerleri de çok geçmeden onlara eşlik etti. Felix ve Hanji'nin gözlerinden yaş geliyor, Hyunjin ve Jeongin ise nefes darlığı çekiyordu.

Minho aklına bir yıldırım misali düşen gerçeklik sayesinde bir anda gülmeyi bıraktı ve yüzündeki tiksintiyle birlikte Chanlix çiftine baktı.

Felix de onunla aynı şeyi fark ettiğinde kaşlarını çatarak konuştu ''İyi de, ben o saksıları atmıştım ki. Balkondaki saksılar onların yedeği.''

Bu yanıt Minho'yu rahatlattı. Hyunjin kahkahalarının arasından zorla konuştu.

''Adamın götü telepati, melapati her şeyi yapabiliyor bence. Baksana, sıçtığı saksının diğer eşine uzaktan gübreleme yapmış ve çiçeği güzelleştirmiş.''

''Kes sesini yoksa seni o balkondan sallandırırım.'' diyerek salona girdi Changbin.

Seungmin'in elindeki tutuşunu sıkılaştırdıktan sonra bir kez daha konuştu ''Biz çıkıyoruz, sahile gideceğiz.''

Diğerleri onları sessizce onaylayıp tatlı bir şekilde el salladılar. ''Eskisi gibi sahilde sabahlayacaklar. Başardık çocuklar.'' dedi Jeongin.

Bu farkındalık salonda bulunan herkesin gülmekten dolayı kızaran çehresinde yoğun bir tebessüm oluşturdu.

Hanji eve gitmek istese de Chan'ın açtığı konu sebebiyle bir süre daha oturma kararı aldı.

''Daha sonra Changbin ve ben tüm mahalleyi yalınayak dolaşmak zorunda kaldık.'' diyerek cümlesini tamamladı Chan.

Hanji içinde yer aldığı ancak hatırlamadığı bu anıyı gülerek dinledi. Minho ise tüm hikaye boyunca yalnızca onu izledi, o güldükçe de güldü.

Saat ilerledikçe hepsinin gözlerine ağırlık çöktü. Minho, Hanji'nin kulağına eğilerek sordu ''Eve gitmek ister misin bebeğim?''

Hanji gözlerini ovuştururken yanıtladı ''Olur.'' bunun üzerine Minho konuştu ''Biz de gidiyoruz.'' başını Hyunjin'e çevirdi ''İsterseniz sizi de bırakabilirim.''

Hyunjin esnedikten sonra yanıtladı ''Hyung, aylar önce bana araba hediye ettin ya.'' Minho başını salladı ''Bir anlığına aklımdan çıktı. Kusura bakma.''

Hyunjin elini sorun yok dermişçesine salladığında Minho bir kez daha konuştu ''İyi geceler.''

Kısa vedalaşmanın ardından aşağıya inip arabalarına bindiler. Minho saate baktığında başını sevgilisine çevirerek sordu.

''Sen de sahilde sabahlamak ister misin?'' Hanji ağır göz kapaklarını açık tutmakta zorlanıyor olsa da bunu yapmak istiyordu.

''Yorgun değilsen olur.'' Minho arabasını çalıştırdıktan sonra yanıtladı ''Değilim.''

Sahile ulaştıklarında hava da yavaştan aydınlanmaya başlamıştı. Minho arabanın kaputuna oturdu, Hanji ise onun kucağına yerleşti.

Sabah saatlerindeki tazeleyici koku ciğerlerine dolmaya başlarken hafif esen rüzgar da ürpermelerini sağladı.

Minho başını Hanji'nin omzuna yaslayıp kollarını onun beline daha sıkı bir şekilde doladı ''Tüm manzaralardan çok daha güzelsin Hanji.''

Hanji gülümsedi ve ''Hayır, birlikte güzeliz. Birlikteyken en güzel manzara biziz Minho'm.'' diyerek tatlı bir karşılık verdi.

Minho onun omzunu hafifçe dişledi ''Lütfen artık iltifatlarımı değiştirme ve direkt olarak kabullen.'' Hanji güldü ''Olmaz, zincirlerim dökülür.''

Minho başını yeniden Hanji'nin omzunda konumlandırdı. Birkaç saniye sonra da dakikalardır aklında dönüp dolaşan o şarkıyı söylemeye başladı.

''Sana ansızın tutuldum, bence bu çok tatlı bebeğim...''

Çok geçmeden Hanji de şarkıya eşlik etmeye başladı. Gökyüzü renkten renge girerken onlar da güzel anılarına bir yenisini daha eklemiş oldular.

-ฅ/ᐠ. ̫ .ᐟ\ฅ -

Normalde Seungbin'i yeniden birleştirmeyecek, Hyunin'i de evlendirip birkaç yıl sonra boşayacaktım.

Ama her şey çok üzücü geldi ve en azından okuduğumuz hikaye güzel ilerlesin dedim.

Bir sonraki bölüm spoilerları:
• Ailemiz büyüyor.
• Düşmene izin vermeyeceğim.

Continue Reading

You'll Also Like

25.1K 2.4K 10
-Tamamlandı- 7 üyeli popüler bir kpop grubu olan Stray Kids bir gün tuhaf bir işe kalkıştı. Hep birlikte Şeytan'ı çağıracaklardı. ⚠Bu kitap, ağır dil...
98.9K 10.4K 12
jjk: affedersin, tavşanımı hamile bırakan senin tavşanın mı? semetae / texting+18 (ağırlıklı) / text ~ #1-taekook {020524} #1-vkook {120424} {030524}...
31.6K 2.8K 23
"einstein orospusu yüzünden kafam karışık. çekim ve elektriklenmede birleşik alan kuramını ortaya attı gitti. hala bir gizem ve ben düşündükçe çıldır...
3.9K 455 16
Ünlü model Bangchan ve onun hayranı Seungmin.. yan shipler: HyunLix-Minsung-Changİn