ASTROPHE (NonbinaryxTrans)

By mizuslovestories

33.4K 3.5K 2.1K

♡┏━♡━━━━♡━┓🐇 Asırlar önce binalara, saraylara yapılan o koca heykeller oldukları yerde sabit bir halde duruy... More

1-Sıradan Bir Günün Getirdiği 'Büyük ve İnanılmaz ' Değişim
2-Yeni Bir Dünya'nın Canavarını Tanımak
3-İnsanlardan Korkup, Canavara Sığınmak
4-Seninle Olduğum Sürece
5-Bazen Bazı Kararları Almak Zordur
6-Ansızın Gelen Düğün Davetiyesi
7-Evimize Hoşgeldin
9-Hiçbir Şey.. Hem de Hiçbir Şey Sonsuza Kadar Sürmez
10-Mülakatın Soso İle İmtihanı
11-Eve Gelen Yorgun Adamı Güzel Süprizlerle Karşılamak
12-Yeni yılın Getirdiği Aşk,Hanımdan İzinsiz Yapılan İş ve Karla Oynayan Piggy
13-Seçilmiş Kişiler ve Bebek
14-Sevgililer Gününde Gerçekleştirilecek Fanteziler~
15-Akan Burun ve Kırık Kemiklerle İmtihan
16-İş Yemeği ve Bazı Haberler
17-Aradaki Mesafelerin Kapanmasını Beklerken..
18-Pembiş Tavşan Kadın ve Takım Elbiseli Yakışıklı
19-Bizim Yeni Evimiz
20-Piknik Randevusu
21-Pembeleri Giyinelim, Sinemaya Gidelim!
22- Yakışıklı Şefi Yoldan Çıkarmak Yemek Yapmaya Benzer
23-Tatilin İlk Günü Kesinlikle Havuzda (Ve Yatakta) Geçmeli!

8-Romantik Bir Akşam Yemeği

1.7K 181 72
By mizuslovestories

🐇

Elbiseyi göstereyim derken uyarı yememek adına kafam kadar kalp koydum.. Teşekkürler Watty, beni paranoyak yaptığın için.

🦝

Zara Larrson-Ruin My Life


♡┏━♡━━━━♡━┓🐇

"Evlendin mi!? "

Kadınlar şokla bağırırken Sisi, bunalmış bir ifadeyle yirminci kez onayladı. "Evet, daha fazla aynı şeyi sormayın artık. "

"Biz de bunu iş yapsın diye gönderdik şehir dışına kendisine koca bulmuş, kız bu yüzden mi çok geç teslim ettin yazını? " kadın, Sisi'nin kolunu cimcikleyip sorduğu soru karışında aldığı ters bakışlarla "Ay, tamam bakma öyle. " diye cırladı.

"Kaç kez daha birisinin haneme tecavüz ettiği için ve neredeyse bana da.. Neyse! Daha fazla anlatmayacağım. Kafanızda kurduğunuz şeye inanın. Ben, eşimle işimi yaparken tanıştım. Ayrıca onu arabaya çıkmadım. "

"Dört günde neyin aşkını yaşadınız da evlendiniz? Kız, yoksa bu tacizciden seni kurtarsın korusun diye mi evlendin? " diye soran kadın da eşiyle yeşil pasaport için evlenmişti sadece bundan dolayı da Sisi "O yüzden evlenmedim! Ben insanlarla çıkarım için evlenmiyorum. " diye bağırdı."Sevdim, o da beni seviyor. "

"Güzelim, adam seni çaresiz güzel görmüş kandırmış olmasın? "

Sisi bunalmış bir nefes verirken 'Benim kocam seninki gibi mi? ' dememek için kendisini çok zor tuttu.

"Neyse artık olan olmuş. " dedi bir başka kadın, Sisi tam oh çekip bitti sonunda diyecekti ki "Sekiz ay içinde çocuk doğur. " demesiyle "Affedersin? " diye mırıldandı şaşkınca.

"Sekiz ay içinde çocuk yaparsan kocayı evde tutarsın. "

"Kesinlikle." dedi diğer kadın. "Ben büyük oğlumu evlendikten bir ay sonra yaptım. Kocayı evde tuttum, seninle gördüğü gibi evlenen adamın gözü dışarıdadır ben diyeyim. "

"Nereden tanıyorsunuz da kocamı böyle konuşuyorsunuz? " diye sordu Sisi hayretle sabahtan beri aldığı evlilik ve koca tavsiyeleri yüzünden birkaç yaşına daha girmişti. Daha beter tavsiye gelemez dedikçe daha beterini duyuyordu.

"Canım, tecrübe hep bunlar. Adamı doyurup tatmin edemezsen bir de çocuğu kucağına vermezsen yürümez bu evlilik. "

"Adamlar doyar mı Sibel? İstersen her gün seviş yine gider aldatır seni! Ayrıca çocuğu sekiz ay içinde yapmasının da bir önemi yok! Benim kuzenim evlendiği gece helvete girdi dokuz ay sonra ilk çocuğu bir sene sonra da ikinci çocuğu kucağına verdi adamın da öbür sene üçüncüye hamileyken aldatıldı ya! " kahve pişiren kadının felaket senaryosu zaten paranoyaklığa yaklaşan Sisi için rahatsız edici olurken 'Ben zaten çocuk yapamıyorum ki! ' diye bağırıyordu içinden aynı kadın "Hem çocuk ilişkinin sonudur. Birbirlerini çok sevip evlenen çok tanıdığım var, çocukları olanlar boşanma aşamasına geldi! " dediğinde içi biraz, kendisi için ,rahatlamıştı.

"Kızım donuna kadar al adamın, sakın acıma. Acıyıp, aman ben alırım aman para harcamasın diyen bütün kadınları harcıyor adamlar. " turuncu saçlı bir başka kadından gelen tavsiye ile 'Soso'nun beş kuruşu yok, cebi boş gönlü zengin olanlardan o. ' diye düşünüyordu ki bakışları yüzünden "Aman çocuk beş parasız deme! " diye kahrolmuş bir halde bağırdı kadın.

"Bir yaştan sonra evlenememiş beş parasızlar senin gibi güzel ve parası olan kadınlara bir yapışıyor her şeylerini alıp götürüyor. "

"Ayyy! " diye bağırdı Sisi. "Tamam, tamam bırakın da yaşayıp göreyim başıma hangi felaketlerin geleceğini. Ben bunların hepsini düşündüm zaten. Bırakın da evliliğimi ben şekillendireyim. "

"Canım biz sadece seni , gelecekte üzülme diye uyarıyoruz. Kötü mü ettik? "

"Ne evliliği? " odaya giren Cengiz, elindeki bardağı sıkarken doğrudan Sisi'ye bakıyordu.

"Ay, evlenmiş bu! " dedi kadın birden kızın tombik elini kaldırıp yüzüğü gösterdi. "Saçma salak bir yüzükle evlenmiş hem de! "

Cengiz alay ve şaşkınlıkla güldü. "Ne ara ya? "

"Dimi? Gittiği gibi koca bulmuş kendisine. " kadınlar gülüşürken Sisi, ruhunu delmek ister gibi bakan adamın "Diğer adama ne oldu? " demesine gülüşmeler durdu.

"Diğer adam kim? "

"Kulüpteki? "

"Ne kulübü, ne adamı? " anında dedikodu yükselirken Sisi, niyeti zaten dedikodu çıkartmak olan adama tek kaşını kaldırıp baktı. "O benim arkadaşımdı. O gün sevgilim gibi davranması gerekti. "

"Ya? " Cengiz başını yana çevirerek kahvesinden içtikten sonra yerine oturarak "Ne zaman tanıştınız da evlendiniz? Çok erken değil mi? Yoksa bunun da mı eşin taklidi yapması gerekiyor? " diye sorduğunda evlendiğini yediremediği kadın "Haddini aşma! " diye bağırdığında "Şaka yaptım. " dedi arkasına yaslanıp.

'Oruspu.. ' diye tısladı içinden sinirle, yüreğindeki kadına duyduğu seks isteği ve aşırı hoşlanması yerini tamamen öfkeye ve kıskançlığa bırakmıştı. 'Yavşak herifin tekiyle dört günde evlenip siktirmiş kendini. Ben ne zamandır ugrasıyorum benim olsun diye. '

"Niye ters ters bakıyorsun Cengiz? Evleneceğim insanı da mı sana soracağım? " elini kaldırıp sordu Sisi.. Adama haber başlıklarını danışmak gibi bir zorunluluğu olduğu için bu tarzda sormuştu.

"Ben öyle mi dedim? Zaten evli adamların içinde bekar kalman hoş değildi. "

Sisi 'Sıçıp sıvıyorsun şu an! ' diye bağırmak üzereyken odaya girmiş adamlardan aklı başında olanı "Cengiz sen de bekarsın ya senin de bizim aramızda olman hiç hoş değil. " diyerek şakasına öpücük yollandığında kahkahalar koptu ,Cengiz ve Sisi gülmemişti ama.

Cengiz iğrendiği için gülmezken "Top muyum lan ben? " diye bağırdı,adamlar tekrar güldü. "Salak salak konuşmayın. "

Sisi ise sinirli olduğu için gülmemişti ama ortamın şen şakrak hale gelip, konunun onun evliliğinden sapması rahatlamasını sağlamıştı yine de Cengiz'in attığı bakışlar ara ara ayağını uzatıp ona çarpması ardından 'Pardon. ' demesi sinirlerini tavan yaptırmayı yine başarmıştı da neyse ki birkaç saatin sonunda patronu onu yanına çağırdığında çalışma alanından ayrılarak diğer odaya girdi.

Kadın ince ,kenarında boncuk ipleri olan gözlüklerini takarken "Yazdıklarını okudum. " dedi. "Otur."

Sisi masanın önündeki koltuğa otururken "Beğendim." cümlesiyle mutlu oldu ki kadının "Ama yayınlamayacağım. " demesiyle kalakaldı.

"Çalışmanın karşılığını, oraya apar topar gittiğin için karşılayamadığımız masraflarını da şimdi karşılayacağım. "

"Önemli olan bunları karşılamak değil, neden yazdıklarımı yayınlamıyorsunuz? "

"Bir,biz magazin yazıyoruz korku hikayeleri değil. İki, adamın bir kadınla ilişkisi varmış ve yeterince konuşuldu şimdi gay haberi çıkarmak uygunsuz olur."

Sisi hayretle kadına baktı. "Ben zaten size cinsel hayatın haber -"

"Tamam, Sisi tamam. " kadın elini kaldırıp gelen ve gelmek üzere olan savunmaları engelledi. "Öğle saati geldi, afiyet olsun. " sarışın kadın oturmaya ve şaşkınca ona bakmaya devam edince "Hadi Sidelya,hadi. " diyerek elini salladı ve işine dönüyor gibi yaptı.

Sisi sinirle oturduğu yerden kalkıp odadan çıktığında 'Şaka mı bu ya!? ' diye içinden bir güzel bağırdı boşluğa doğru. 'Ben o haberi yazayım derken neler yaşayacaktım! Kafayı yiyeceğim. '

"Sidelya." dedi Cengiz sinirli adımlarla yürüyen kadının önüne geçtiğinde "Şimdi seninle uğraşamam Cengiz! " bağırışıyla kaşlarını çatarken "Sana düzgün davranıyorum bana koca karılık yapma. " dediğinde mavi gözler ruhunu boğmak istercesine ona döndü.

"Bana zaten düzgün davranman gerek, ikimiz de aynı yerde çalışıyoruz ve insanız. Şu an sinirliyim, sinirli olduğumu da görüyorsun üzerime gelme. Ayrıca seninle tek münasebetimiz iş konusu. "

"Senin herkesle tek münasebetin iş(!) zaten. "

"Ne oluyor be sana? Niye sürekli garip imalar yapıyorsun bana karşı? "

"İş iş diyip durdun gittiğin ilk yerde bulduğun adamın-"

"Ne? Bulduğum adamın ne? " Sisi sinirle tısladı. "Sen benimle böyle konuşmaya nereden cesaret buldun? Ben sana bunun imkânını hiçbir zaman tanımadım Cengiz. Sen benim sadece iş yerinden tanıdığımsın. "

İş arkadaşı bile değildi.

Cengiz ağzını açıp kapattı, önünden geçip giden kadının arkasından sinirle nefesler verirken "Cengiz." diyen adama baktı.

"Sidelya'dan uzak dur artık. " kahvesinden bir yudum aldı oradaki en genç adam. "Kadın seni istemediğini çok kez belli etti. Artık evli de. Kaç günlük kocası olursa olsun ona böyle davrandığını öğrenirse delirir. Başına durduk yere sevmediğin, sadece ilgilendiğin bir kadın için bela alma. "

"Sen kimsin de bana ne yapacağımı öğretiyorsun lan!? Abinim ben senin. " Cengiz ,çocuğa omuz atıp içeriye geçtiğinde kahvesi yere damlayan beden bir nefes verip başını iki yana sallamıştı.

Bu yaşlılar niye böyleydi ya?

İş yerine yakın bir yerdeki kafede oturup çilekli karpuzlu soğuk içecekle birlikte üç tane boyoz yerken telefonunu çıkarttı Soso ile konuşmak için ardından 'Nereye konuşuyorsun adamla? Adamın telefonu yok. ' diyerek bebek giydirme oyununa girdi, yeni yayınlanan kıyafet yarışmasını gördüğünde önce ödüllere bakıp ardından yarışmaya katıl butonuna heyecanla bastı.

Temaya uygun kıyafetler giydirip bir yandan da yemeğini yerken karşı masada dik dik ona bakan Cengiz'i fark etmemişti ,yemeğini bitirip kafeden ayrılana kadar. Fark ettiğinde ise görmemiş gibi davranıp iş yerine döndü.

Bir an önce de bitse de gitsem, diye diye geçirdiği iş saatinin sonunda arabasına bindiğinde iş yerinde evliliği ve eşi ile ilgili yapılan aptal yorumlar, Cengiz'in sürekli onu rahatsız etmesin getirdiği huzursuzluğu 'Onların felaketi ,senin kaderin olmak zorunda değil.' diye arka arkaya kendisine fısıldayarak bastırmaya çalışırken belki de yol boyunca Soso'nun sesini dinlerse rahatlar,diye düşünerek telefonunu eline aldı ki dejavu olarak 'Adamın telefonu yok, telefonu! ' diye kızdı kendisine ve koltuğa bıraktı telefonunu.

Arabayı çalıştırırken önünden geçen Cengiz'i ezip ezmemek arasında gidip gelirken 'Soso'ya telefon alacak parayı nasıl denkleştireceğim acaba? ' diye düşünerek aklındakileri dağıtmaya çalıştı.

Hayatı işi ve iş düşünceleriyle doluydu belki ama işe gitmeyi ve çalışmayı pek de sevdiği söylenemezdi. Evet, çok çalışıyordu ama bunu çalışmayı çok sevdiği için değil zorunda olduğu için yapıyordu. Normalde de iş saatlerinde eve gitmek için can atar, evde çalıştığı zamanlarda da işim bitsin artık diye düşünse bile bu kadar arzulu olmuyordu.

Şimdi eve gidince Soso'yu görecek, öpecek ve adamın ona sarılması ile Piggy'i koklarken uyuyacak olması düşüncesi yüreğini kıpır kıpır yapıyordu. Ayrıca belki üçüncü aslında dördüncü sevişmelerini gerçekleştirme düşüncesi de mükemmel bir şeydi ki adamın yaptığı lezzetli yemekleri bir bir mideye indirmek...

Oh, Soso ile ilgili her düşünce mükemmeldi..Ve Piggy ile ilgili düşünceler de mükemmeldi tabii ki!

Elinden geldiğince hızlı bir şekilde yolun kenarından tin tin eve geldi. Çantasını koluna takıp bütün günün işinden daha çok yoran merdivenleri hızlı hızlı çıkıp birkaç saniye soluklandı.

Tam kapıyı çalacaktı ki elleri saçlarına gitti..Hemen sarı tutamları düzeltti.

Tam kapıyı çalacaktı ki bu sefer çantasına gitti elleri..Hemen parfüm sıktı.

Bu sefer elleri doğru yeri buldu.. Hemen kapıyı çaldı.

Kapıyı saçlarını geriye yatırmış, pembe kalpli önlük ve eldiven giymiş adam açtığında kocaman gülümsedi. "Ben geldim. "

"Hoşgeldin." Soso'nun yüreği sabah okula gidince hoşlandığı çocuğu gören kızlar gibi güm güm atarken eğilerek eşine sarıldı.

İkisi de bu anı bekliyormuş gibi öpüşmeye başladığında Sisi ayakkabılarını biraz, fazla, uğraşarak çıkarmış ve içeriye girip kapıyı da poposuyla ittirip kapatmıştı.

Soso, dolgun dudaklarını yumuşaklığında bayılacak gibi hissederken birkaç kez dudaklarını iyice bastırıp öpücük bıraktı. Geriye çekildiği zaman bayık gözlerle bakan mavileri izlemeye devam ederken dayanamadı, bir öpücük daha bıraktı.

"Ben geldim demiştim dimi? " diye sordu Sisi, olumlu bir baş sallaması alınca gülümsedi. Parmak uçlarında olabildiğince doğrulmuştu, eşi de olabildiğince eğilmişti.

"Hoşgeldin, tekrardan. " diye fısıldadı Soso ,kadını beraberinde içeriye çekerken çantayı alarak askılığa astı.

"Soso~ dışarıda baş başa yemek yiyelim mi? "

"Olur." dedi Soso, saatlerce yemek yapmıştı ama eşi dışarıda yemek istiyorsa dışarıda yerlerdi. Hiç sorun değildi!

Sisi de mutfağın önünden üzerine iyice yattığı adamın ayaklarına basıp yürüme işini de tamemen ona bıraktığı sırada "Yemek yapmışsın ama! " dedi, ocaktaki tencereleri görünce. "O zaman boşver. "

"Hayır, hayır dışarıda yemeye gidelim. "

"Ama-"

"Benim de canım baş başa yemeğe gitmek istedi. " gülümsedi Soso, sanki evde de baş başa değillermiş gibi!

"Soso~ o zaman bizi yatak odasına götür. " dediğinde Sisi, eşi istediğini yerine getirirken o da başını yapılı göğüse yaslayarak altında hareket eden ayaklardan ayaklarını kaydırmamak için çokça uğraştı.

Yatak odasına girdikleri zaman ayaklarını yere basarak "Seni hazırlamamı ister misin? " diye sordu eşine, aldığı heyecan dolu baş sallamasıyla gülümseyerek eşinin kıyafetleri ve onun kıyafetleriyle aynı yeri paylaşan küçük dolabı açtı.

Modacı ruhuyla seçtiği kıyafetleri yatağın üzerine bırakıp takı çekmecesinden bir sürü takı çıkartarak kıyafetlerin üzerine bıraktı ardından "Soyun." dedi eşine.

Wabasso'nun eli ayağına dolaşırken "Nasıl? " diye soruverdi sanki kadın onun her halini çıplak bir halde görmemiş gibi utanmıştı.

"Bildiğin! " dedi Sisi de anlamayarak ellerini öne uzattı. "Tamam, tamam sen de bana kıyafet seç. "

"Gerçekten mi! "

"Gerçekten."

Soso, titreyen elleriyle dolaptaki çeşit çeşit kıyafete baktı sonrasında pembe sahte kürk ve elbise çıkardı. "Şey.. Pembe topuklu giyersen çok güzel olur. "

"Bence de. " diyerek gülümsedi Sisi.

Birkaç saniye sessizce, yatağın üzerindeki kıyafetlerle bakıştılar sonrasında Sisi kalem eteğinin fermuarını açarak bıraktı, öylece bırakınca eşi önce ona bakmış sonrasında utanarak başını eğmiş ve kendi kıyafetlerini çıkarmaya başlamıştı..

"Nasılım?" diye sordu Soso, ceketinin ucunu tutup omuzlarından düşmesini engellerken kadının gözünde nasıl parladığından bir haberdi.

Sisi utanarak "Çok güzelsin.." diye geveledi sonra "Yakışıklı." diye düzeleltti ve yeni aldığı makyaj masasının pembe pufuna oturuverdi.. Yanakları pembe pembe olduğundan allık sürmesine hiç gerek yoktu doğrusu!

İşe giderken yaptığı makyajı temizleyerek geceye uygun daha güzel bir makyaj yapmaya başlarken eşi yatağın ucuna usulca oturmuş, onun izlemeye başlamıştı. "Şimdi allık sürüyorum. " diyerek yumuşak fırçasını ve pembe fondaki allığı eşine gösterdi.

"Çok güzel bir pembe, tam senin yanaklarına uygun. " diye mırıldandı Soso ,utanarak parmaklarıyla oynarken gülümseyerek önüne dönen eşine kaçamak bakışlar attı.

"Şimdi far süreceğim, rengi nasıl olsun. "

"Şey, başlara açık pembe sona doğru koyu pembe sürüp simleyebilirsin. "

"Tamam, eyeliner çekeyim mi? "

"Bence sadece rimel sür. "

"Sen rimeli nereden biliyorsun? " eşinin yanağını sıkıştırdı gülerek.

"Sen yokken biraz araştırdım. "

Güldü Sisi, adamın elindeki rujların nedeni belli olmuştu şimdi! "Nereden araştırdın? "

"Şey.. " kıkır kıkır gülen eşinden azar işitmeyeceğini anlayarak "Senin malzenelerink karıştırdım. " dedi ama eşi birden ona döndü.

"Nasıl karıştırdın? "

"Şey.. " biraz yaklaştı kadına tam nasıl karıştırdığını anlatacaktı ki dudaklarına bırakılan öpücük ve aldığı gülümseme ile içi rahatladı, gülümsedi.

"Kızmıyorum sana. Çok tatlısın. Şimdi ruj süreceğim, bu rengi. " diyerek eşinin elindeki pembe tonlardan bir tanesini gösterdi sonra ruj kutusundan uygun rengi buldu. Onu dudaklarına sürdükten sonra parlatıcısını aldı.

O sırada Soso, parlatıcı rujunu süren kadını izlerken iç çekmekle meşguldü.

Çok güzeldi..

Çok!

Dünya'nın en güzel eşine sahipti, biricik karısı çok güzeldi.

Sisi rujunun kapağını kapatıp yerine bıraktıktan sonra takımlarını takıp ayağa kalktı. Kürkünü giyip "Nasılım? " diye sordu eşini taklit edercesine.

"Çok yakışıklı- Ay,yani çok güzel!" dediğinde Soso,güzel kadının kahkaha atmasını sağladı.Kendisiyle gurur duydu.

"En az benim kadar salaksın. " diyerek gülmeye devam etti Sisi,adamın yanaklarını kavrayıp dudaklarını öptü.

Utanarak gülümsedi koca adam.

Çantasını diğer tüylü çantasıyla değiştirip "Hadi gidelim. " dediğinde eşi de ayağa kalktı. Onun minik cüssesi önden, eşinin koca cüssesi arkada kapıya geldiklerinde Soso ayakkabılarını giydi ama minik beden topuklu seçtiği için bir süre oyalandı ardından koştur koştur yatak odasına gidince ayakkabılarını giymiş halde sessizce bekledi.

Eşinin hazırlanması uzun sürüyordu ama onu izlemek ve beklemek Dünya'nın en güzel şeylerinden bir tanesiydi bu yüzden ses etmiyordu.

Çok geçmeden aynı koşuşturma ile geri dönen kadın "Bu ayakkabılar topuğuna vuruyor." diyip babet çorap giydiğinde gülümsedi ki bileğin orada morluk görünce hızlıca çömelerek ayağı tuttu.

Sisi birkaç kez dengesini kaybedecek gibi olup duvara tutunduğu zaman "Buraya ne oldu?" diye soran adama 'İş yerinde ki öküz bana olan nefretinden ayağıma yanlışlıkla(!) vurup durdu.  ' diyemedi "Bilmem ki.." diye fısıldadı. Her ne kadar yalan söylemek istemese de güzel anları mahvetmek istemediyordu.

Gözlerine bakan siyahlarla yutkunurken  bileğine bırakılan öpücük ve ayağına nazikçe giydirilen ayakkabıyla içi titredi.

Soso yavaşça ayağa kalkıp ceketini düzelttiğinde hayran hayran ona bakın kadınla saçlarını geriye yatırıp elini uzattı. Minik el, parmaklarını kavradığı zaman kadını kendisine çekerek kapıyı kapattı.

Sonrasında binadan ayrılıp, küçük pembe araba bindiler.

Soso yine sıkış tepiş otururken Sisi onun haline acıyarak "Kuzum ya.. " diye mırıldanıp güldüğünde gülümsedi.

"Sana telefon aldıktan sonra arabayı değiştirmeye çalışacağım da maddi durumum yeter mi bilmiyorum. "

"İkisini de yapmak zorunda değilsin. "

"Wabasso, artık birlikte yaşıyoruz ve evliyiz! Senin benim ihtiyaçlarımı karşıladığın gibi benim de senin ihtiyaçlarını karşılamam lazım. Bu ilişki sadece bana kurulu değil, sen de varsın. "

"Teşekkür ederim.. "

"Teşekkür edilecek bir şey yok. " Sisi, eşine bakmak istese de gözlerini yoldan ayırmadı çünkü o, harika bir şofördü!

Bildiği ve duruma göre uygun olan restorana geldiğinde "Yazdığım şeyleri yayınlamayacaklarmış ama çalışmamın parasını verdiler." dedi arabayı birden sola kırıp küçük boşluğa park ettiğinde aynı yeri hedefleyen araba kalakalmış ardından basıp gitmişti.

Soso ise birden gelen manevra yüzünden cama yapışmış ve irileşmiş gözlerle dikiz aynasından saçlarını düzelten eşine bakıyordu.

"Ben de yemeğe gelelim,dedim . Bir de baş başa olmak istedim. " gülümsedi Sisi, kapıyı açıp indiğinde arabanın arkasından dolanıp eşine de kapıyı açtı.

Soso arabadan inerken "Teşekkür ederim.. " dediğinde "Canımsın." diyip boynundan öpen kadınla içi bir hoş oldu..

Restorana girdikleri zaman ikisi yan yana dururken Sisi gülerek "Şu an nedense bizi profesör Utomium ve öğretmene Kanae'ye benzettim." dedi tabii eşi hiçbir şey anlamayınca "Seninle bir gün Powerpuff Girls maratonu yapmamız lazım. " diyerek önden ilerdi,kollarına doğru kayan kürkünü düzeltip arkada kalmış bedene "Gel hadi." diyerek kendisine getirdi.

İki koca adımda yanında biten adamın koluna girerken yanlarına gelen garsonun yardımıyla oturacak bir yer buldular ve beklemeden yemeklerini sipariş ettiler.

"Kendimi suçlu hissediyorum, evde senin yeni yaptığın yemekler dururken biz burada yiyoruz! "

"Suçlu hissetme! Hem ben de gelmek istedim. " dedi Soso, aslında başka insanları ve Dünya'nın geri kalanını çok merak ediyordu.

Kitaplar, canavarların anlattığı şeyler bir yere kadar yetiyordu ki kitaplarının hepsi eski olduğu için yeni dünyaya karşı bilgisi hiç yoktu neredeyse! Bir sürü insan, araba, bina vardı ve her şey çeşit çeşitti.

Yolda gidip gelirken gördüğü binalarda yaşayan insanların hayatlarını, hayallerini, sevdiklerini merak ediyordu.

"Tatlı yaptın mı? " diye sordu Sisi, bilmiş bir gülümsemeyle birlikte aldığı olumlu baş sallaması "Biliyordum." demesine sebep oldu. "Ne yaptın? "

"Çilekli puding. "

"Oyy! " kahkaha attı minik beden. "Canımsın, teşekkür ederim. Uzun zamandır yapacağım üşendiğim için yapmadım, puding paketleri de öylece duruyordu kenarda. "

"Sadece puding yapmadım, pembe rengi ve tadı çok hoş duruyordu ama çok sadece gelince gözüme baya bir süsledim. "

"Nelerle süsledin? " ellerini çenesinin altında birleştirip ilgiyle sorduğu soru karşısında eşini ne kadar mutlu ettiğini siyah gözlerin parlamasından bile rahatlıkla anlayabiliyordu.

"Çilek, çikolata ve süslerle! "

"Oooyyy! " Sisi dudaklarını örtüp kıkır kıkır güldü, eşinin çocuksu sevinci çok hoşuna gitmişti. "Eve gidince yeriz. Tadını çok merak ettim. "

"Olur! " Soso'nun aklından kadına tatlıyı nasıl sunması gerektiğiyle ilgili bir sürü seneryo geçerken gelen yemeklerle "Bunun adı ne oluyordu? " diye sordu.

"İskender."

"İskender.. Bunu ben de yaparım? Yapamaz mıyım? "

"Yaparsın." dedi Sisi, çatalını iştahla alırken "Şimdi göbeğimi iyice şişireceğim." dediğinde eşinin hayranlık dolu bakışlarıyla güldü.. Ona göbeğine bile aşık olan birisi girecek hayatına, deseler kahkahalarla gülerdi hatta gülmezdi o kadar inanmazdı ki komiğine gitmezdi. Malum bu devirde insanların sevdiği dış görünüş özelliklerinin içinde göbek yoktu. "Göbeğimi çok mu seviyorsun? "

"Evet."

"O kadar çok seviyorsun ki yer misin? "

"Evet! "

Kıkır kıkır güldü minik beden, eşini de gülümsetti..

Yemeklerini sessizce yerken Sisi, adama anlatabileceği hiçbir şeyinin olmadığını fark etti keza eşi de ondan farksız değildi oysa hayatı yaşayan ve gören kişi oydu. Aslında anlatabileceği çok şey vardı ama Sidelya olmadan önceki hayatını tamamen görmezden geliyordu bu yüzden Sidelya ve sonrası için anlatacağı şeyler sadece işi,evi, Piggy ve süslenme olabilirdi.

"Şey.. " diye mırıldandı, dudaklarını silerken peçeteye bulaşmış ruja baktı. "Piggy ile nasıl tanıştık biliyor musun? "

"Bilmiyorum ama çok merak ediyorum. " dedi Soso heyecanla. Piggy ,eşinin en sevdiği ve eşi gibi kokan tek şeydi bu yüzden oyuncak domuzcuk hakkında da bir şeyler öğrenmek büyük bir nimetti sonuçta Piggy çocukları gibiydi de!

"Annemle pazara gitmiştik. " dedi Sisi, aklına silik bir şekilde gelen yüzle birkaç saniye durdu ama sonra kendisini toparlayıp devam etti. "Küçücüktüm o zamanlar ama boyundan ve kilomdan çok meyve sebzeye yüklemiş annemin peşinden koşarken yumuşak bir şeyin üzerine bastım. İlk başta balık sandım ve çığlık atarak elindeki poşetleri düşürdüm saniyeler içinde yanağıma patlayan tokatla yere düştüğümde üzerine bastığım şeyin balık değil Piggy olduğunu gördüm. "

Eşinin bir anda düşen yüzüyle hızlıca "Leş gibi olmuştu! Çürük peynir gibi kokuyordu ve çamurluydu. " dedi yüzünü buruşturup gülerken 'Yanağımda patlayan tokat' kısmını unutturmaya çalışmıştı. "Annem poşetleri bana söylene söylene toplarken ben de oyuncağı alıp, cebimde saklamakla meşguldüm. Piggy'i kim düşürdü, nereden geldi hiç bilmiyorum ama o günden beri benimle. Birçok kez çöpe gidecek gibi oldu, gittiği de oldu! Kayboldu sonra geri geldi. Hep koynumdaydı, hep ellerim arasındaydı. Zor anlarımda mutlu anlarımda, hayallerimde ve daha birçok şeyde yanımdaydı. Benim için bir oyuncaktan çok bir dost. "

Gülümsedi adam, gülüşü anlayış ve sevgi doluyken eşinin elini tuttu nazikçe. "Bazı oyuncaklar sihirlidir güzel eşim, canlanabilirler. Canlamazlarsa bile senin duygularını bilirler.. Piggy de değerli bir oyuncak- daha doğrusu değerli bir dost. Bebek. "

Sisi de gülümserken eşinin eline uzun soluklu bir öpücük bırakıp adamın kalbini zora soktu. "Bizim bebeğimiz. "

"Bizim bebeğimiz.. " parlayan gözleriyle fısıldadı Soso, yemek yemeye geri dönmesi birkaç saniyesini alırken iştahlı iştahlı yemeğini yemeye devam eden eşini de izlemişti bu arada..

Yemekten sonra Soso'nun ilk defa Sisi'nin ise daha önce görmüş olduğu simli, pembe renkli bir içecekten içerken Sisi yan yana duran ayaklarıyla gülümsedi.

Telefonunu masanın üzerinden alıp aşağıya indirdi. Dilinin ucunu dışarıya çıkartıp ayaklarının güzel bir fotoğrafını çekti.

Birden yanına ilişmiş meraklı kafayı fark ettiğinde eşiyle göz göze geldi. Burunları arasında da ufacık bir mesafe varken "Ne oldu? Bir şey mi düştü? " sorusuyla "Evet, sana dibim düştü. " diye cevap verdi.

Sessizlik oldu.

Soso'nun yanakları kızardı.

Sisi de kıkır kıkır gülüp çektiği fotoğrafı gösterdi. "Bak, çok güzel değil mi? Telefonun olsun sana da atarım fotoğraflarımızı. Şu an bir tane var tabii de.. " aslında tanıştıkları ilk zaman Soso'nun canavar hallerinin ve kendisinin fotoğraflarını çekmişti ama onlar öylece duracaktı. Silmeye de kıyamıyordu bu yüzden hiç yoklarmış gibi davranıyordu.

"Bir değil! İki tane var. Arabada da çekmiştin. "

"Haaa, evet! " dedi Sisi, işaret parmağını havaya kaldırıp aydınlanmış gibi. "Gel bir tane daha olsun. " kamerayı kendilerine çevirip eşine biraz daha yaklaştığında ekrandaki gerilmiş yüze bakıp 'Şebek.. ' diye mırıldandı içinden dudaklarında ise kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

Bir tane daha, diyerek çektiği fotoğraflar üç beş taneyi bulurken çalmaya başlayan sakin bir şarkıyla birlikte bazı çiftler gülüşerek geniş alana geçince Soso'nun da yüzeyinde bir heyecan, karnında kelebekler oluştu.

"Benimle dans etmek ister misin? " diye sordu yanındaki güzel bedenle doğru eğilerek.

"İsterim." dediğinde Sisi, ayağa kalkan adamın elini tutarak yerinden kalktı.

Çiftlerin dans ettiği alandan biraz daha uzaktaki yerlerini aldıklarında Soso, önünde duran kadının avuç içlerinden parmaklarına doğru kaydırdı ellerini.

"Böyle mi dans edeceğiz? " diye sorduğunda Sisi ,eşi gülerek bir elini bıraktı. Belinde yerini alan elle birlikte eşinin omzunu tutarken yavaş adımlarla sallanmaya başladıklarında "Eskiden çiftlerin böyle ayakta bir sağa bir sola sallanmasını aşırı saçma buluyordum hâlâ biraz saçma geliyor ama seninle böyle dans etmek eğlenceli.. Biraz da utandırıcı tabii. " dediğinde eşi ise "Kitaplarda bu dansı okuduğumda hayallere dalıyordum, seni düşünüyordum. Dans edişimizi, bana bakışını... " diye fısıldadı ona doğru eğilip vücutlarını biraz daha yaklaştırarak.

Soso, sıkıca tuttuğu kadını hafifçe aşağıya doğru sarkıttı. Mavi gözler parıl parıl ona bakarken o da aynı etkilenmişlikle bakıyordu.

"Biliyor musun?" diye fısıldadı Sisi,eski hallerine geldikleri zaman "Ben bu sahneyi de Powerpuff Girls'ten manifestlemişim sanırım. " dediğinde hiçbir şey anlamamış halde "Efendim? " diye mırıldanan adamın ensesini kavrayarak dudaklarını öptü.

Wabasso birden aldığı öpücükle birlikte gözlerinin kapatırken utanmasa tek bacağını havaya bile kaldıracaktı ama eşinin rolünü daha fazla çalmak istemedi.. İstemedi ama çakmak zorunda kaldı. Vücudu ve hormonları ondan izinsiz bacağını havaya kaldırdığında ıslak bir sesle ayrılan dudaklarla tekrardan afalladı.

"Seninle Powerpuff Girls maratonunu en yakın zamanda yapacağız. " dedi Sisi.

"Bugün yapsak? "

"Olmaz, bugün başka planım var. "

"Oh, tamam.. "

"Senin de başka planın var ama senin daha haberin yok. " dediğinde Sisi, eşi yine anlamayarak baktı ona. Kıkır kıkır gülerek iri cüsseye sarıldı ve hafif hafif hareket etmeye devam etti.

Wabasso bazen bu güzel kadının ne dediğini hiç ama hiç anlamıyordu ama ona ayak uydurmak ve anlamak için elinden geleni de yapmaya çalışıyordu! Eşini yargılamıyordu, eşini böyle kabul ediyor ve seviyordu. Onun konuşma tarzı, nazik sesi ve bazen gülerken araya kaynayan ironik kahkahası çok hoşuna gidiyordu..

Dans ettiler, biraz daha oturup yarım kalmış içeceklerini içtiler sonra tavuk yiyip ve şarap içen insanların olduğu restorandan iskender yiyerek ve meyve suyundan hallice olan içeceklerini içerek ayrılmış oldular..

Küçük arabada yaptıkları yavaş yolculuk boyunca Soso'nun ilk defa gözleri eşinin dışında bir şeyler izlemişti..

Türlü türlü ışıkların aydınlattığı sokakları, arabaları, insanları ve binaları izlemişti.

Azıcık aralık camdan içeriye sızan soğuk hava birazcık üşümesine sebep olurken bir o kadar da mayışmış halde insanların hikayelerini, hayatlarını ve hayallerini merak ederken binalardaki evlerin içini de merak ediyordu. Bunca yolun ve binanın ne ara inşaa edildiğini merak ediyordu. Yollarda gördüğü insanların nereden geldiğini ve nereye gittiğini, telefonda neye baktıklarını veya arkadaşlarıyla ne konuştuklarını merak ediyordu.

Bir sürü insan vardı. O insanlar başka insanlarla birlikteydi..O insanların bambaşka hayalleri, hayal kırıklıkları, travmaları, umutları, umutsuzlukları vardı. Telefonlarında oyunlar vardı, farklı fotoğraflar vardı. Sosyal medyalarda takip ettikleri ve beğendikleri şeyler vardı.. Her şey bir sürüydü ve farklıydı. Aynı gibi gözüken şeyler bile farklıydı öyleyse 'eş' diye bir şey olabilir miydi?

Gözleri usulca yanındaki kadına kaydı.

Sarı saçları hafif hafif uçarken dudakları hafifçe öne büzülmüş ve biraz aralanmıştı. Tombik parmaklarıyla direksiyonu sıkıca kavramışken gözleri yolları ve arabaları dikkatlice izliyordu.

Bu kadın ile o, farklıydılar.

Hayalleri, umutları, travmaları, geçmişleri, gelecekleri, işleri, kim oldukları hatta türleri bile bambaşkaydı öyleyse eş değillerdi.

Peki ruh eşi de mi değillerdi?

Bu kadınla ilişkileri ve evlilikleri konusunda beklentileri çoğu açıdan aynı olsa bile yine birçok açıdan da aynı değildi.

"Sidelya'm." diye fısıldadı. "Biz ruh eşiyiz, değil mi? "

Sisi birden gelen garip soruyla afalladı. "Sizin dünyanızda ruh eşi kavramı var ve çok güçlü bir şekilde var. Hatta öyle ki sizi tekrar hayata döndürerek eşiniz öldüğünde onunla aynı anda ölmenize bile sebep olurken eşinizi korumak için kendinizden vazgeçebiliyorsunuz. Eşinizi her haliyle ama gerçekten her haliyle seviyorsunuz lakin insanlar böyle değil. İnsanlar eşiyle birlikte yüreklerindeki histen dolayı ölmüyor hatta eşleri ölür ölmez yeni birisiyle evleniyorlar, eşlerini korumak için kendi canlarını da feda etmezler ,bencil varlıklarız biz her zaman öncelik bizim tatlı canımız olur. İnsanlar; eşleri kilo aldığında, bir yerinde kıl bittiğinde, bebek saçları uzadığında, çatlakları olduğunda, doğumdan sonra göbeği sarktığında, boyu kısa olduğunda, bir gözü şaşı olduğunda veya herhangi bir şeyde ondan iğrenmeye başlar. Bence canavarlar ve onların seçtikleri kişiler için ruh eşi olayı var ama insan ve insan arasında böyle bir tabir yok. "

"Yani biz.. Ruh eşiyiz senin için? "

"Evet." dedi Sisi, kendisinden emin bir sesle. "Her ne kadar birçok açıdan farklı da olsak sonuç olarak birbirimizi anlamaya çalışıyoruz, birbirimize ayak uydurmaya çalışıyoruz,birbirimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şu kısacık sürede bile bu kadar şey başarmışız.. Hem biz ruh eşi olmasaydık hayattan üçüncü günden evlenmezdim seninle oğlum! "

İkisi de gülerken birkaç saniyeliğine gözleri birleşti ama sonrasında maviler yola dönünce Soso, her zaman olduğu gibi eşini izlemeye devam etti...

Eve geldikleri zaman arabadan inan minik beden kapıyı açtı. Eşi gülümseyerek arabadan indiğinde kitleyip anahtarı çantasına koydu bu sırada demir kapıyı hiç zorlanmadan açmıştı eşi bu sefer o gülümsedi ve önden geçti tabii karşılarına bir sürü merdiven çıkınca "Topuklular ve merdivenler.." dedi yılmış ama şakacı bir ses tonuyla gülerken birden kendisini adamın kucağında buluverdi.

"Merdivenler ve eşinin kucağı. " göz kırptı Soso ve merdivenleri bir bir çıkmaya başladı bu sırada yol boyunca izlediği kadın onu izlediğinden gerilip, basamağa takılmamak ve paldır küldür başladıkları yere geri dönmemek için çok uğraştı.

Kapının önünde durdukları zaman kucaktan inmek isteyen minik beden kapıyı olduğu yerde açıp ayakkabılarını da olduğu yerden aşağıya sallandırarak gürültülü bir şekilde yere bıraktığında eşi de onu sıkı sıkı tutmaya devam ederek ayakkabılarından kurtulmuş, popişiyle kapıyı kapatmıştı..

Aralarındaki sessizlik yatak odasına kadar devam ederken Soso,kucağındaki kadınla birlikte yatağa uzandığında Sisi altındaki adamın sarılmasını karşılık verirken saçını okşayan elle birlikte dudaklarını hafif çatlamış dudaklara bastırdı. "Sosooo~"

"Sisi.. " diye fısıldadı Wabasso, eşine aynı bayık gözlerle bakarken sıcak basınca ceketini çıkarmak için doğruldu haliyle kucağındaki beden azıcık aşağıya kayıp tam bacaklarının arasına düştüğünde kıkır kıkır gülüştüler.

Sisi kürkünü çıkartıp yere attığında eşi de üstündeki ceketi henüz çıkarmıştı ki "Aşkım.." diye fısıldayarak adamın  kucağına çıktı. Kızarmış yanakları tutarak adamın üzerine doğru geldiğinde afallayan beden geriye doğru yıkılınca o da dengesini kaybetti ama elleriyle yatağa son anda tutunmayı başardı burunları çarpılmaktan son anda kurtuldu ama yanakları için aynı şeyi söylemek mümkün değildi!

"Özür dilerim.." diye fısıldadı Soso,nefes nefsse eşine bakarken güzel kadın yanağını öpüp göğsünü öne çıkartarak doğrulduğunda sarı saçlarını yavaşça kulağının arkasına tarayıp "Sorun değil." diye mırıldandı.

Sisi, biraz sağa aşağıya kayarak tam noktaya otururken "Sana bahsettiğim plan vardı ya..." dediğinde eşi merakla "Evet? " diye sordu. "Sevişmekti..Bugün de yapalım."

Gömleği ve saçları dağılmış adamın kucağında dururken eteğini biraz daha yukarıya çekerek kalçaların üstüne rahatça oturdu. Gözleri bayık bir şekilde bakarken dolgun dudakları aralıktı, altındaki adamın ise yanakları kıpkırmızı olmuş ve sertçe yutkunmuştu.

Yavaş yavaş ileri geri yaparken dudaklarından birkaç şirin inleme döküldüğünde belini kavrayan ellerle biraz daha hızlandı. Kıyafetler üzerinden birbirlerini uyarırken inlemeleri de aynı istekleri artıyordu ki uzun parmaklar elbisesinin ince askılarını kollarından sıyırarak göğüslerini serbest bıraktığında sağ göğüs ucunu kavrayan dudaklar öyle bir istekle emdi ki ucunu seslice inlemek zorunda kaldı.

Kemikli çeneyi iki yandan avuçları içine alırken göğsünü istekle emen adam ara ara ona baktığında yutkunurken birkaç kez göğüs ucu olabildiğince ileriye çekilip bırakıldığında inleyerek göğsünü eliyle örttü.

"Canını mı acıttım? " diye sordu Soso, bileği tutup küçük göğüsten ayırdığında kızarmış ve oldukça dikleşmiş haldeki uca birkaç nazik öpücük bıraktı..Eşinin şu an göğsünden ne kadar zevk aldığını ve nasıl hissettirdiğini çok merak ediyordu. Merakını gidermek için de zevkle kasılmış yüzü inceliyor, inlemelerin tonunu aklına kazımaya çalışıyordu.

"Hayır, acıtmadın. " diye fısıldadı Sisi, sızlayan ucu eliyle yavaşça sıvazlarken ıslaklığının kiloduna bulaştığını hissediyordu. Eşi, aynı şeyleri diğer göğüs ucuna yapmaya başlarken belindeki el de ıslak göğsüne çıkıp ucu onun yerine okşamaya başladığında gri saçlara daldırdı ellerini.

Hassaslaşan göğüsleri bir yerden sonra zevkin içine acı da eklemeye başlayınca geriye çekildi ama eşi başını tekrar ona doğru uzattığında gülerek yanakları tuttu. "Hayır, bebeğim. "

Utanarak güldü Soso. Küçük göğüslerin altında baş parmaklarını gezdirip aynı yerlere burnunu sürttü ve mis kokuyu içine çekti. "Çok güzel.. "

Sisi'nin yüreği bir hoş olurken biraz daha ıslandı. "Soso.. " göğüslerinin altını öpüp koklayan adam mayışmış bir halde "Hadi biraz daha em. " diye fısıldadı aslında artık başka yerlere dokunmasını istiyordu ama anlaşılan adamın ilgisi şu an başka yerdeydi ki cümlesinden saniyeler sonra göğüslerinin her yeri öpüldü, emildi, hafif hafif ısırıldı..

Soso Islattığı göğüsten dilini sıcak boyuna oradan eşinin dudaklarına geldiğinde öpüşmeleri birden alev aldı.

Sisi gri saçları ve kemikli çeneyi okşarken onun da vücudnda gezinen büyük ellerle sonunda bedenini adamın altında bulurken kıyafeti üzerinden her yerlerine bırakılan öpücüklerle eşi için biraz daha araladı bacaklarını.

İş iş diyip durdun gittiğin ilk yerde bulduğun adamın... Muhtemelen devamı altında yattın olacaktı. Ahh Cengiz,nereden bilecekti aşkla birlikte gelen isteğin ve devamında yapılan şeylerin getirdiği zevk ve şehveti!

Sisi halinden gayet memnundu sadık, sevgi dolu, destekleyici mükemmel bir adam bulmuştu ki bu adam canavar olduğundan gelen canavar paketi çok avantajlıydí.

Adamın yarrağını kurutana kadar bırakmayacaktı!

A-aaa, neler düşünüyordu böyle!

Bacak içlerine bırakılan istek dolu öpücüklerle alt dudağını dişlerken "Biraz ısır.." diye fısıldadı.

Siyah gözler heyecanla ona bakınca başını olumlu anlamda sallayarak "İz bırak aşkım." diye mırıldandı. Yumuşak etine bastırılan dişlerle yutkunurken dirsekleri üzerinde doğrularak ısırılan yere öpücüklerle bırakan eşinin başından tutup, bacaklarının arasına doğru yönlendirdi.

Soso,ıslanmış pembe kilodun dantelli kısımlarında parmaklarını gezdirip eşinin gıdıklanmasına sebep olurken bacağın iç, dudağın hemen yanınadaki doğum izine öpücük bırakıp kilodu yana çekti.

Uzayan ıslaklıkla yutkunurken biraz daha aralanan bacaklar pembe ıslak dudakları iyice huzuruna sermiş oldu. Kilodu yana doğru çekti, dudaklarını ıslak yerlere bastırdı ve eşini titretti.

Islak, sıcak alanda dilini ve dudaklarını gezdirip kilodu tutan baş parmağını uzatarak büyük klitorisi okşamaya başladı ama kilot sürekli dudaklara doğru kaydığı için yaptığı iş bölünüyordu ki tombik parmaklar kumaşı tutup yana çekti.

"Ben tutarım.. " diye fısıldadı Sisi, kendisini biraz daha eşine ittirdi. "Sen devam et-Ah!" cümlesini tamamlayamadan okşanan tatlı noktasıyla inlerken başını yastığa yasladı ı sırada Piggy kafa sonra popo üstü yanına düşünce parmakları arasına alıp yorganın altına içinden 'Sen orada kal annecim. ' diyerek soktu o sırada içine de parmaklar sokulmuştu.

Soso ise Piggy'i yatağa yatıran eşinden bir haber kendisini kaybetmiş halde ıslak alanda dudaklarını gezdirip her yeri ıslatırken sıcak duvarları okşayan parmaklarını da en derinlere ittirip titretmeye başladı.

"Ah! Soso! " minik beden eşinin omuzlarını tutarken elbisesi biraz daha yukarıya çekildi büyük el tarafından. Göbeğine bırakılan öpücükler göğüsleri arasına oradan sıcak boynuna gelirken bacaklarına baskı yapan dizler yüzünden kasıklarına da baskı binmişti.

Üzerine çullanmış kolunu hızlıca hareket ettiren adamın verdiği zevk yüzünden gözleri kapanırken sona yaklaştığı için dudaklarından kaçan sesli inlemeler de artarken en sonunda vücudu arka arkaya tiredi, adamın bileğini sıkıca tuttu. "Geldim aşkım, dur. "

Soso, çilek kokan boyuna uzun soluklu bir öpücük bırakıp parmaklarıyla birlikte geriye çekildiğinde nefes nefese altında yatan kadının bacaklarından kilodu ardından elbiseyi çıkarıp tamamen çıplak bıraktı güzelliği.

Sisi bacakları arasında soyunan adamı izlerken ellerini çıplak vücudunda belli belirsiz gezdirdi, ellerini uzatıp adamın vücudunu okşamaya başladığında gözleriyle birlikte aşağıya kaydırdı ellerini.

Sertleşmiş aleti parmaklarıyla sardığı anda güçlü kollar yatak başlığına tutundu. Aleti kendisine doğru yavaş yavaş çekerken bir elini bacaklarının arasına saldırıp ıslaklığını parmaklarına ardından alete buladığında adamdan aldığı izlemeye kasılmış yüze baktı. "Gel biraz daha üstüme. "

Soso eşine biraz daha yaklaşarak aletini tam göbeğin üstüne yasladı. Eşinin elleri arasında kendisini ileri geri yapmaya başladığı zaman dudaklarından zevkli inlemeler de dökülürken biraz geriye doğru kayarak deliğe getirdi aletini. Mavi gözlere baktı, aldığı onayla birlikte kendisini ittirdi.

Kalın aletini sıkı sıkı saran sıcak duvarlar öyle bir zevk vermişti ki boğazından kaçan boğuk inlemele eşinin inlemesini bastırmıştı.. Titreyen bedenin belini iki yandan tutarak gitgellerine başlarken dudaklarından kaçan inlemelerle eşinin sallanan vücudunu izlerken gözleri yukarıya doğru çıktığında zevkle kasılmış güzel yüze baktı ve yavaşça eğildi.

Sisi, bacakları arasında bir süre dudaklarını öperek doğrulan adam bacaklarını tutup ona doğru bastırınca vücudu bacakları arasına sıkışıp kaldı,kasıkları sıkıştığında aldığı zevk arttı ki eşinin gittikçe hızlanması zevkle ağlamak ve çığlık atma isteğiyle doldururken onu dudaklarından kaçan sesli inlemelerle çarşafı sıkarken yanaklarını iki yandan tutarak dudaklarını öpmeye başlayan adama inlemeleri arasında karşılık vermeye çalışırken vücudu, iri cüsse altında sıcacık olmuştu.

Dudaklarını saniyelik ayrıldığında sesli inlemesiyle yatak da ıslanırken eşinin ona nasıl hayranlık ve sevgiyle baktığını gözleri kapalı birle olsa anlayabiliyordu.

Soso da birkaç sert vuruş yapıp eşinin içine boşalırken tutmaya devam ettiği yanakları okşayıp aralık dudakları birkaç kez daha öptü ve geriye çekildi.

Sisi bacaklarını indirerek dirsekleri üzerinde nefes nefese doğrulduğunda bir elini bacaklari arasına götürdü. İçinden akan sıvıyla birlikte hassas klitorisini okşarken ıslanmış çarşafa ardından onu izleyen eşine  baktı.

Soso, eşinin yanağını uzunca öpüp burnunu ve yanağını kedi gibi sürttükten sonra minik bedeni yüz üstü çevirdi. Eşi bir şey demeden vücudunu oynayarak domaldığında büyük kalçaları okşayıp bel kısmındaki kemiği boydan boya öperek ıslak dudakları da okşadı sonra aletini ıslak deliğe tekrardan soktu..

Güzel bedenin boynundan hafifçe tutarak başını kaldırdı ve dudaklarını öpmeye başladı vuruşları arasında.

Sisi, parmak uçlarıyla yatağı tutmaya çalışırken bir elini sızlayan kasıklarına götürecekken eşinin büyük eli ondan önce davrandı. Islak dudakları, sıcak avuç içinin verdiği hisle daha da ıslanır ve uyarılırken bileği tuttu sıkıca.

Dudaklarını ayrıldıklarında aralarında uzayan sıvı kopup kaybolurken Sisi öne doğru eğilerek çarşafı sıkı sıkı tuttu..Duvarlarını zorlayan alet yüzünden boşalacak gibi hissederken göğüs uçları hafif hafif çarşafa sürtündüğü için göğüsleri bir hoş oluyordu.

Soso güzel kadının sırtından bastırarak üst bölgesini yatağa yapıştırırken havaya kalkan kalçalar aşağıya inmesin diye belinden tutarak vuruşlarını sertleştirdi. Eşinin boğuk çığlıkları arasında kendi  inlemeleri daha fazla duyulurken altındaki vücudun arka arkaya titremesi, eşinin daha fazlasına dayanamayacakmış gibi sızlanmasıyla boş aldığını anlarken aletinin girip çıktığı deliğe bakarak biraz daha hızlandı.. Kasıklarına çarpan kalçaların çıkardığı ses, kendisini en derine bastırarak boşalmasıyla son bulurken derin nefesler vererek çıplak omuzu öptü sonra geriye çekildi.

Minik beden pozisyonunu bozmazken deliğinden kayarak dudaklarına ve yatağa damlayan sıvıyla sessizce inledi. Başını kaldırdığı zaman rujunun ve salyasının bulaşmış olduğu yastığına kaçamak bir bakış atıp başını eşine çevirdiğinda yanağına sert öpücük alınca dengesini kaybederek yan bir şekilde yatağa düştü.

Wabasso afallamış halde "İyi misin? " diye sorduğunda tatlı kıkırtılar aldı karşılık olarak. Başını olumlu anlamda sallayan kadınla gülümseyerek titreyen omuza öpücük bıraktı ardından ya tarafa oturdu ki beline batan şeyle elini yorgana daldırıp Piggy'i parmakları arasına aldı.

Sisi, oyuncağı eşinin elinden alıp komidinin üst çekmecesini açtı. "Biraz kendi evinde takıl bebeğim. " diyerek pembe küçük örtünün üzerine yatırdı bebeği ardından oyuncak telefonu alıp yanına koyduğunda dibine girmiş onu izleyen eşinin kocaman gülümseyerek "Piggy'nin evi mi burası? " diye sormasıyla gülerek başını olumlu anlamda salladı.

Pembe yatak. Beyaz kutu üzerine konulmuş oyuncak telefon, bilgisayar, makyaj malzemesi. Şeffaf başka bir kutunun içindeki küçük etek, hırka ve başka bir köşede duran oyuncak yemeklerde gezdirdi gözlerini Soso. "Çok güzelmiş.. "

Sisi gülerek çekmeceyi nazikçe kapattı ve yanında oturan adama döndü. Eşini öpmeye başlarken elini,kaslı gövdeden aşağıya kaydırıp hâlâ dik olan aleti kavradı.

Yavaş yavaş okşarken bir yandan eşinin titreyen vücudunu öperken duyduğu inlemelerle elini hızlandırırken adını fısıldayan adamın çene kemiğine sonra büyük burnuna öpücük bırakıp biraz aşağıya kaydı ve aleti ağzına aldı.

Saçları arasına dalan parmaklarla gözlerini kapatarak aleti yalayıp, emmeye başlarken ucunda dilini gezdirip öpücükler bırakırken ıslaklık ellerine ve alete doğru akıyordu..

Başını ileri geri yapıp,ara ara elleriyle çekti aleti. Dudaklarına ve diline sürtüp eşini çeşitli şekillerde azdırırken verdiği zevki de inlemeler sayesinde anlarken son alarak ağzına almıştı aleti..

Soso ,bacakları arasındaki kadının hareketleri yüzünden bayılacak gibi hissederken kollarını kaldırarak yatak başlığına sıkıca tutundu.

"Sidelya.." diye inlediği sırada eşinin ağzına boşalması bir olurken doğrulan beden sıvıyı yuttuğunda sızlanırcasına inleyerek yüzünü sıvazladı..

Delirecek gibi hissediyordu.

İçinde uyuyan canavar uyanacak gibiydi.

Güzel kokusu, çıplak sıcak vücudu ile karışında oturan kadını ısıra ısıra sevmemek, sevişmemek için zor duruyordu..Nazik olmaya çalışıyordu.Eşinin canını yakmamak ,zevkten bile olsa ağlatmamak istiyordu ama canavar tarafını tutmak çok daha zordu.

Sisi, dudağının kenarını kurularken vücuduna sarılan kollar ve boynuna gömülden başla iri cüssenin yanında narin bir çiçek gibi hissetti.. Ama güvende olan bir çiçek gibi.

Bir adamın sevgisini veya korumasını hiçbir zaman istememişti ama Soso'nun bunları yapması da onu rahatsız etmiyor tam tersine hoşuna gidiyordu çünkü Soso bunu zorunlu olduğu için yapmıyordu veya yaptığı şeyleri de gözüne sokup, böbürlenmiyordu.

Sidelya, onda samanlık yalnızlığının sonunda kendisinden hallice çiçek gibi olan bu adamın sevgisini de korumasını da istiyor ve seviyordu.

O da kollarını adamın boynuna sararak yanağını geniş omuza yaslayarak gözlerini huzurla kapatırken "Seni seviyorum. " fısıltısıyla gülümseyerek sıcak boyunu uzun uzun öptü. "Soso.."

Vücutları birbirlerinden yavaşça ayrılsa da gözleri ayrılmadı hatta dayanamayıp dudaklarını birleştirip küçük küçük öpücükler bıraktılar bu sırada birbirlerinin ellerini sıkıca tutuyorlardı..

Sonra Sisi ,eşinin kucağına çıkarak yerini aldığında çok geçmeden odaya tekrardan tenin tene çarpma sesleri ile inlemeler hakim oldu.

Soso, kucağında zıplayan bedenin belini sıkıca tutarken geriye doğru uzanarak kalçalarını ileri geri yapmaya başlayan kadınla zevkle inledi. "Bebeğim! "

"Ah! Soso! " Sisi bu sefer öne doğru uzanıp adamın göğsüne tutunurken kalçalarını hızlı hızlı sürtmeye devam etti. Alt dudağını dişleyerek başını yukarıya kaldırırken aldığı zevki arttırmak için birkaç kez kalçasını kaldırıp sertçe indirdi.

"Sisi! " Wabasso başını kaldırdığı sırada yüzünü kavrayan ellerle dudaklarına bırakılan öpücüklerin arasında inleyerek "Geliyorum.. " diye fısıldadı.

"Biraz daha dayan. " diye mırıldandı Sisi, sanki boşalıp boşalmaması şu an adamın elindeymiş gibi! "Aynı anda .. Gelelim. " adını fısıldayan adam kalçalarını sıkıca tuttuğunda az önce yaptığı gibi tekrardan sertçe kaldırıp indirdi kalçalarını ve istediği gibi eşiyle aynı anda boşaldı, sesli inlemeleri birbirlerine karıştı...

İkisi de yorganın altında çıplak bir şekilde uzanırken Soso, kolunda yatmış göğüsleri altında birleştirdiği elleri arasında sıkı sıkı Piggy'i tutan eşini izlerken "Bak, sana ne anlatacağım. " cümlesiyle irkildi. "Ne anlatacaksın? "

Sisi gülerek eşine baktı. "Eşinin eski flörtünü dinlemek pek hoş gelmeyecektir kulağa ama anlatmak istiyorum. "

"Anlat, benim için sorun değil. " tam tersine eşinin yaşadığı şeyler hakkında bilgi edinmesi nasıl davranması gerektiği hakkında çok şey anlatırdı. Eşinin sevdiği ve istediği şeyler kader travmalarıyla rahat olduğu konuları bilmesi büyük bir nimetti onun için.

"Üniversitenin ilk senesi, ilk haftasında bir arkadaş grubum vardı. Daha doğrusu takıldığım insanlar.. O zamanlar ben daha yeni kendim oluyordum. Saçlarım kısa, kıvırcık siyahtı. Biraz daha zayıftım. Makyaj yapıyordum ama şu an olduğum kader yetenekli değildim hatta eyelinerın bir ucu yukarıya bir ucu aşağıya bakıyor olurdu genelde. " kendi tecrübesiz haline güldü. "Grupta kafayı gitmiş, orada fotoğraf çekilmiştik. Kız da durumunda paylaşmış resmi.. Okulumuzdaki başka bölümden birisi de beni beğenmiş. "

Gülümsedi Soso, beğenilmeyecek bir kadın değildi ki!

"Kız bana mesaj attı, böyle böyle birisi var seni beğenmiş diye. İnanmadım haliyle ama birden mesaj geldi. Elim ayağıma dolanmıştı, başıma ilk defa böyle bir şey gelmişti. Çocukla konuşmaya başladık. Bir hafta boyunca her saniye buluşmak istedi ben her saniye işim var faln filan,diye reddettim. En sonunda buluşma tekliflerini sınıfına giderek cevap vermeyi kabul ettim ama bunu ona söylemedim. " eşine baktı, adam pür dikkat onu dinliyordu.

"Herkesin başına gelebilecek basit bir olay ama beni çok etkilemişti. " dediğinde hikayenin sonunu anlatmayı unuttuğunu saniyeler içinde fark edip "Sınıfta başka bir kızla öpüşüyordu. " dedi zınk diye. "Ama aynı günün akşamı bana aşkım, sevgilim şeklinde mesajlar atıp bu sexting dediğimiz olayı yapmaya çalıştı sonra onun ne olduğunu anlatırım sana. Hatta şimdi anlatayım. " onu rahatsız eden bir mevzuyu açtığı için gerildiğinden konuyu hızlıca değiştirmeye çalıştı. "Mesajlaşma üzerinden az önce yaptığımız şeyi yapmak oluyor. Hayal edip, fotoğraf ve videolaşıyorsun. "

"Sexting olayını anladım. " dedi Soso, pek aklına yatmamıştı aslında. "Seni bu olayın etkilemesini de anlayabiliyorum. Başına ilk defa böyle bir şey gelmiş ve travma bırakmış. "

"Zaten.. Ailem yüzünden terk edileceğini korkusuyla hep yaşıyordum. Zaten üniversitenin ilk haftası bulunan kişinin de doğru kişi olmadığını biliyordum ama en azından açık açık seninle mi uğraşacağım, diyerek konuşmayı kesseydi keşke. Aldatmasaydı, akşamına sexting yapmaya çalışmasaydı. Ondan sonra da zaten bir haftaya kalmaz aldatılırım, diye düşünmeye başladım. "

"Bebeğim.. "

"Artık öyle düşünmüyorum zaten artık başka ilişkiler be insanlar hakkında da düşünmüyorum.. Sonuçta artık sen varsın." Sisi bir bacağını eşinin karnına doğru çıkartarak dudakları öpmeye başlarken kalçasını okşayan elle birlikte kendisini hafif hafif altındaki bedenin beline sürttüğünde uzun parmaklar ıslak dudaklarına doğru kaydı. "Seninle sabaha kadar sevişebilirim. "

"Sevişelim." dedi hemen Soso bu aceleci ve istek dolu tavrı eşini güldürürken onu utandırdı.

"Ama yarın işe gitmem gerek Soso'm~"

"Yarın cumartesi.. "

"Öyle mi? " şaşkınca mırıldandı Sisi ardından gülümseyerek "Öyleyse sabaha kadar sevişmemizin önünde hiçbir engel kalmadı.. " diye fısıldadı ve gülümseyen adamın dudaklarına uzandı..

Böylece çilekli pudingler yarına kalmış oldu!..

🦝┗━♡━━━━♡━┛♡

Oyyy benim azgın bebeklerim özlemişim 😌🌸

Ay, bu arada öbür bölüm kaos var 🤭

SİZLERİ SEVİYORUM..

Continue Reading

You'll Also Like

2M 88.5K 68
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
770K 29.1K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
188K 12.5K 16
Güneş Adar, çift cinsiyetli ve kızıl saçlı olduğu için ailesi tarafından değersiz görülen, sevilmeyen bir çocuktu. Bir gün ailesi onu Zemheroğlu aşir...
56.7K 4.6K 12
Sıradan bir insan ve ona ilk görüşte aşık olmuş bir kurt [DİKKAT! Bu kurguda tanrılar, cinsellik, mpreg ve +18 içerik bulunur. Ona göre okuyun!]