"Nerede olursan ol, ben hep seni koruyacağım, tamam mı?"
"Elbette öyle."
***
♪ : try again
jaehyun, d.ear
♪ : say something
a great big world, christina aguilera
♪ : lights are on
tom rosenthal
Uykuya dalmış olan Seungmin ve camın kenarındaki düşünceler içinde boğulan Chris.
Evet, düşünceler onu boğuyordu.
Hiç beklemediği bir anda beklemediği bir kişiden...
*"Ya ona gidip senin eskiden benimle olduğunu ve şuan onu kullandığını söylersem o zaman her şeyine ne olur?"
"Kahretsin." dedi içinden, konserden önce olacak iş miydi bu? Üstüne üstlük konserden önce Seungmin'in modu düşmemeliydi, eğer sevdiğine zarar gelirse Chris yine kendini suçlayacaktı.
Baekhyun'un Seungmin'i incitmesini engellemeliydi. Ne olursa olsun, Seungmin'e zarar gelmemeliydi.
Christopher, kendini düşüncelere kaptırıp benliğine zarar verdiğinin farkında bile değildi...
Baekhyun'dan
O hâlâ benden nefret ediyor... Ne yapsam da, beni sevmedi. O aptal Seungmin'e gününü göstermeliyim.
Chris beni sevmeli, onu değil.
*"Geçmiş geçmişte kaldı, kimse seni sevmeyecek,
Seungmin benim her şeyim. Asla ondan iyi olamazsın."
Beni sevmeyecek...
Ama eğer Seungmin'e zarar verirsem,
BENİ SEVMEK ZORUNDA KALACAK!
MÜKEMMEL!
Chris'ten
Seung ne kadar masum uyuyor... Ona bu durumu anlatırsam kırılmasından korkuyorum ama sanırım anlatmam gerekiyor.
Her an her şey olabilir...
***
Küçük bir melek edasıyla uyuyan Seungmin, gözlerini açtığında boş bir odayla karşılaştı, Chris'in dolaşmak için dışarı çıktığını düşündü ve üstünü giyinmeye gitti.
Evin içinde dolaşırken gelen bildirim sesini duyup telefonunu eline aldı, gelen mesaj Chris'ten gelmişti.
chris
konum*
Hiçbir şey yazmayıp sadece konum atması ilginçti, önemli bir şey olduğunu anladı Seungmin.
Anahtarlarını ve çantasını alıp çıktı.
***
C: Diyeceğim buydu, Seungmin.
Eğer o sana gelip bir şeyler anlatmaya çalışırsa, sakın inanma.
Lütfen.
S: Peki,
neden birden ortaya çıkıp böyle bir şey yapmaya kalkıştı ki?
C: Bilmiyorum tatlım.
S: Ve sen...
Neden benden sakladın..?
Neden, eskiden bir ilişkinin olduğunu söylemedin?
Chris, elini korkmuş ve endişeli Seungmin'in yanağına koydu ve gülümsedi.
C: Açık konuşmak gerekirse,
öyle bir ilişkim yoktu.
Sadece sevgili olduğumuzu sanıyordu, onu sevmiyordum bile.
Manyağın teki işte.
Seungmin'in içini kötü duygular kaplıyordu, istemese de Chris'in onu kullandığı düşüncesi içini yiyip bitiriyordu.
Öyle bir şeyin olmadığının farkındaydı ama...
S: Ya beni..
Kullanıyorsan?
Chris'in gülümseyen yüzü ciddileşti, korktuğu başına gelmiş gibiydi.
C: Seungmin.
S: Bir şey söyle..!
Seungmin istemsizce ağlamaya başladı, gözlerini silerek tuvalete koştu.
C: SEUNGMIN!
Chris çok kırılmış ve korkmuştu, Seungmin'in peşinden koşmak istedi ama onu tek başına bırakmak en iyisidir diye düşündü.
hannie arıyor...
C: Hannie.
J: Hyung?
C: Ne için aradın?
J: Ne oldu hyung? Çabuk anlat.
C: Bi ara buluşalım ben sana anlatayım.
J: Hayır şimdi söyle.
C: Baekhyun ortalığı karıştırdı.
J: NE? O PİÇ GERİ Mİ DÖNDÜ? 3 SENE SONRA..!?
(arkadan changbin'in sesi geliyor: NE? ONUN AĞZINI YÜZÜNÜ DAĞITIRIM!!)
C: Sakin olun.
J: Seungmin nerede?
C: Tuvalette.
J: Neden?
Chris bir an duraksadı.
C: Ağlıyor..
(CB: NE? O DENGESİZ SİZİN ARANIZI BOZARSA..)
J: Hyung git gönlünü al konser öncesi, Baekhyun yüzünden aranızın bozulmasını istemeyiz.
Hem en son aranız bozulduğunda iş hastaneye kadar uzamıştı hyung.
C: Yapamam Jis.
J: Neden hyung?
(CB: Saçmalama Channie Hyung, sen hayatımda gördüğüm en romantik adamsın.)
C: Changbin sen arka odadan konuşmasan da telefona mı gelsen acaba?
J: Hyung sen halledersin.
C: Yapamam.
CB: YA NEDEN?
Chris ağlamaklı bir sesle konuştu:
"Yüzsüz aptal herifin tekiyim ben.."
Chris telefonu kapattı ve tuvaletin kapısına doğru yürüdü.
Elini kapıya koyup gözlerini kapattı, derin bir nefes alıp verdi.
Chris'ten
Yüzsüz aptal herifin tekiyim ben. İşe yaramaz, malın tekiyim.
Daha onu bile koruyamadım, kırdım onu.
Onu ağlattım, şimdi yüzsüz gibi özür dileyemem...
Onu her şeyden çok seviyorum.
Kapıya kafasını yaslayıp gözlerini kapattı.
Beni affet Seungmin.
***
Chris'in her ne kadar özür dilemeye gücü yetmese bile onu burada bırakıp gidemezdi.
Tuvaletin kapısını açtı, içeri girdi ve küçüğünün elini tutup koşmaya başladı.
S: Ne yapıyorsun?!
C: Sadece benimle gel.
Bölüm VI'dan kesit*
Biraz yürüdüklerinde küçük orman gibi bir yere geldiler. Küçük ormanın yanında küçük de bir göl vardı.
İkisi bu küçük ormana girer girmez anıları akıllarında canlandı, Seungmin ne kadar kırılmış olsa da -ki Chris'in onu kullanmadığını biliyordu- burayı çok seviyordu, onun için ayrı bir anlamı vardı.
C: Seungmin..
Özür dileyerek yüzsüz ismine mi sahip olacağım, bilmiyorum.
O dengesiz yüzünden aramız mı bozulacak, bilmiyorum.
Benim seni kullandığımı mı düşünüyorsun, bilmiyorum ama..
Bildiğim tek bir şey var,
ben seni seviyorum Seungmin.
Her ne olursa olsun, ben seni bırakmam.
Sen benim diğer yarımsın, senden ayrılırsam yarım kalırım.
Sen benim için o kadar özelsin ki...
Büyük olan elini nazikçe ve yavaşça uzattı.
"Elimi bırakma Seungmin, tek ihtiyacım olan sensin."
Seungmin, Chris'in ne kadar güvenilir biri olduğunu biliyordu, kullanıldığını düşündüğü için kendini aptal gibi hissetti.
Sevgilisinin elini tuttu ve küçük gölün önüne gelene kadar yürüdüler.
***
"Yazık sana Seungmin, o aptalın iki romantik lafına mı inandın?"
Chris, menajeriyle görüşmeye gitmişti, Seungmin de kafede kahvesini yudumluyordu.
O sırada Baekhyun da Seungmin'in konumunu bulmuş, hazırlanıp hemen Seungmin'in ayağına gelmiş, sonrasında da onu tenha bir yere götürmüştü.
S: Dediğin hiçbir şeye inanmıyorum, Baekhyun. Sadece bir kıskancın tekisin, o seni sevmedi diye böyle yapamazsın.
B: Seungmin, sadece bir fazlalıksın anla artık.
Chris'i ben iyi tanırım, seni kullanıyor.
S: Hayır... Sadece, sen..
B: Hiçbir şey diyemiyorsun değil mi?
S: Sen aptalın tekisin.
Baekhyun cebindeki silahı çıkarıp Seungmin'e doğrulttu.
"Ölmeyi hakediyorsun Seungmin, öl."
✮