Kapının çalınmasıyla birlikte, gözlüklü adam içeri 'gir' komutu vermiş, ardından içeri giren asistanıyla adamın bakışları kapıyı bulmuştu.
"İstediğim dosyalar hazır mı?"
"Evet efendim, gördüğünüz gibi burada ki çocuk lee jisung, yani eski soy adıyla han jisung"
"Peki çıkabilirsin"
Adam elindeki dosyayı incelerken, uzun zamandan sonra resmini gördüğü çocuğun fotoğraftaki gülüşüne bakıyordu.
"Han jisung.."
📎
Oğlan, gözlerini yavaşça aralarken kafasını yaslandığı çıplak göğüsten yavaşça çekmişti.
Küçük olan alttan bir şekilde büyük olana baktığında, onun düzenli nefes alış verişlerini yüzünde hissetmiş, gördüğü yüzle gülümsemesini yayarak yavaşça yataktan kalkmıştı.
Yerde olan kıyafetlerine bakakaldığında derin bir iç çekmiş, ardından yedek kıyafet bulabilme umuduyla kocasının çantasına bakmaya karar vermişti.
Çocuk, oğlanın çantasını karıştırmaya başladığında, eline gelen ilaç kutusuna benzer şeyi görmesiyle kaşlarını çatmış, ardından hemen kutudaki içerik kısmını okumaya başlamıştı.
"Ne"
Jisung'un gözü, okumaya başladığı şeyle daha çok açılırken, dün gece olanlardan minho'nun sorumlu olduğunu, ve oğlanın kendi yemeğine 'azdırıcı' attığını daha yeni fark ederken, büyük olan gözlerini aralamaya başlamış, elinde ilaç kutusuyla başında dikilen çocuğa bakmıştı.
"Sabahın köründe, ne oluyor Lee jisung? Neden başıma dikildin?"
"Minho"
Eşinin sesinin oldukça sert çıkmasıyla, oğlan kaşını havalandırmış, sonrasında çocuğun elindekini fark etmesiyle onu bir hışımla jisung'un elinden almıştı.
"Dün bu yüzden bu haldeydim değil mi? Benimle oyun mu oynadın minho? Ben sana gerçekten güvenmeye başlamışken hemde"
Minho, küçük olanın haklı olduğunu bildiği için sesini çıkaramamış, gözlerini öylece yere doğru dikmişti.
"Gidiyorum ben"
Jisung üstünü giyinirken büyük olan ayağa kalkmış, çocuğu durdurmak için önüne dikilmişti.
"Nereye?"
"Seni ilgilendireceğini düşünmüyorum minho"
"Farkındaysan sen benim eşimsin Lee jisung, yani artık bir Lee soyundansın. Bu da senin öyle her zaman kafana estiğin gibi hareket edemeyeceğin anlamına gelir"
"Şimdi de özgürlüğümü kısıtlamaya çalışıyorsun öyle mi?"
"Benim olan jisung. Benim kurallarıma uymak zorunda, eğer kaba bir eş olmamı istemiyorsan, çeneni kapa ve yaptıklarıma karışma"
"Sen gelip benim yemeğime azdırıcı atıyorsun ve şuan burda senin işine karışmamamı söylüyorsun minho. Sen kimsin? Bu benim eskiden tanıdığım kişi değil. Seni gerçekten anlıyamıyorum"
Jisung kapıyı çarpıp otel odasından çıktığında, minho pencereden hafif sızan soğuk havanın yüzüne gelmesiyle öylece ayakta dikilmiş, kapıya bakmaya devam etmişti.
"Beni sen değiştirdin Lee jisung.. beni sen değiştirdin.."
{...}
Çocuk düne göre soğuk olan havayla birlikte, burnunun soğuktan kızarmasına izin vermiş, yoldaki taşı tekmeleyerek yürümeye devam etmişti.
Minho'nun son zamandaki değişiklik gösteren tavırları, jisung'un oldukça aklını karıştırıyor, oğlanın davranışları, çocuğun aklındaki her şeyin daha da karmaşıklaşmasına neden oluyordu.
"Benden gerçekten bu kadar mı nefret ediyorsun Lee minho?"
Küçük olan kapalı olan gök yüzüne bakıp konuştuğunda, derin bir nefes almış, hafifçe vücudundaki ağırlığa neden olan yükü omuzundan atarcasına kendi kendine adımlarını geriletmişti.
Çocuk, yürümeye devam ederken yanına siyah bir Mercedes gelmiş, camın içindeki adam ona doğru bağırmıştı.
"Han jisung!"
Jisung kendi adının seslenilmesiyle kafasını o tarafa doğru çevirmiş, ona bakan adama karşı kaşlarını havaya kaldırmıştı.
Çocuğun adını bilmediği adam arabadan inerken, yavaşça eliyle üstündeki tozları silmiş, ardından karşısında duran çocuğa elini uzatmıştı.
"Ben bay Han'ın eski ortağının oğlu, choi soobin. Tanıştığıma çok memnun oldum. Babanızın vefatını duyduktan sonra sizi görmeye gelmek çok istedim, ama işimin sıklığı dolayısıyla ancak şimdi gelebildim."
"Oh, teşekkür ederim bay choi"
"Sizden bir yaş büyüğüm, nasıl seslenmek isterseniz öyle seslenin lütfen"
"Peki soobin hyung"
{...}
Minho anı gelen bir kararla jisung'un peşinden gitmeye karar vermiş, hızla üstünü giyinerek kiraladığı otel odasından ayrılmıştı.
Nedense çocuğun kalbini kırdığını hissetmiş, bunun üzerine biraz düşündükten sonra kendini suçlu olarak gördüğü için ölümüne koşmaya başlamıştı.
Oğlan, çocuğu bu şekilde bulamayacağını anladığında, telefonunu çıkarıp ona yerleştirdiği çip'ten konumuna bakmıştı.
Minho son gaz koşmaya devam ederken, görüş açısına giren iki kişiyle duraksamış, eskiden en nefret ettiği adamın eşinin koluna dokunduğunu görmesiyle sinirden deliye dönmüş bir şekilde bağırmıştı.
"O pis elini çek kocamın üstünden!"
...
Kaos kaos kaos..🤌🤌
Yeni kitap yazdım sizin için, destek olursanız çok sevinirim guzellerim💖
Oy sınırı 160
Takip ederseniz beni çok mutlu etmiş olursunuz kitlemiz daha çok büyür 🤧💗(takipcim hiç artmıyor imdat)
Hepinizi çok seviyorum 💞
Ece kaçar 😽