Babasının kızı / FİNAL/

By betonn_

637K 32.9K 4.1K

O gece Barlas Korkmaz, evinin önüne bırakılan pusetten habersiz bir şekilde önemli bir ihaleyi kazanmanın yo... More

KARAKTER TANITIMI-
1- Kapıdaki Puset-
2- DNA Testi-
3 -"Kızım..."
4-"Korkma.."
5- İş yemeği
6- Uykusuz bir gece
7- Magazin
8- "İyikim..."
9- "Kızım nerede?!"
10- İhale
11- Tatil
12- Uçan Balon
13- Arkadaş?
14- "Güneş..."
15- "Baba..."
16- Geçmişin acısı
Instagram bölümü
17- Kabus
18- " Sarılayım mı?"
19- " Anneme benziyor..."
📷 📸
Kısa Bölüm -1
20- "Senin kahramanın"
Instagram bölümü
21- Okul
22- "Kardeşim"
23- Anlaşmazlık
24- Plan
25- " Kızıma inanıyorum"
26- Terslik
27 - Karmaşa
İnstagram bölümü
28- Kavuşma
29- " Özür dilerim"
30- Mektup
31- Urfa
32- Akrabalar
KARAKTER TANITIMI 2-
34- Tarla
35- "Bittik biz"
İnstagram bölümü
36- Yaramazlık
37- İtalya
38- Düğün
39- Yeni okul
40- " Dikkat! Geliyorum."
41- Lünapark
42- " Hamile misin?!"
Instagram Bölümü
43- Avm
44- " Sarışın seviyorum" Part 1
‼️ ÖNEMLİ ‼️
" Sarışın seviyorum" Part 2
45- " Annen..."
46- Yüzleşme
47- Hisler
48- "Doğuruyorum!"
İnstagram bölümü
49-"Yarimizi başkasına yâr etmeyiz"
50- " İstemiyorum seni, git."
51- " Çok seviyorum"
52- " Sevgilim."
53- Çöpçatanlık
54- Kavga
55- " Yanındayım"
56- "İyi ki doğdun."
57- " Babasının kızı." /FİNAL/

33- " Yürüyen belasın güzelim"

6.6K 381 54
By betonn_

Şuraya iki tane Sare temsili fotoğraf bırakıyorum:

(9 buçuk, 10 yaşlarında)

SARE'NİN GÖZÜNDEN-

Sabah erken bir saatte uyanıp kahvaltı için dün gördüğüm o büyük masaya oturmuştuk.

Can sıkıntısından saymıştım. Toplam on altı kişiydik.

Masada çatal bıçak sesinden başka bir ses çıkmıyordu. Fazla mı gergindik ne?
Acaba konuşsam mı? Sofraya bir ses gelir falan.

" Hıck!" Evet tam konuşmaya hazırlanırken durduk yere hıçkırdım!

" Hıck!" Hıçkırık krizi tutacak bu yeri mi bulmuştu Allah aşkına?

Herkesin odağı ben ve hıçkırığım olmuştu. 

" Sare'ydi dimi adın?" Bunu diyen babamın teyzesiydi sanırım.

Hıçkırmadan önce kafamı salladım.

" Kaça gidiyorsun?"

" İlkokuldan dün mezun oldum."

Kadın gülümsedi ve  "maşallah." Dedi.
Bu sırada yaşlı kadın konuştu.

" Çok uslu bir çocuğa benziyorsun maşallah."

Bu insanların dilinden de hiç düşmüyor herhalde maşallah kelimesi.

" Doğru çok usludur kendisi." Dedi babam alayla.

Ona yandan bir bakış attım.

" Yoo, uslu bir kızım ben?"

Babam bana tek başını kaldırmış bakarken yaşlı kadın konuştu.

" Ne işle uğraşıyorsun oğlum ?"

" Korkmaz şirketlerinin sahibiyim. Bir çok alanda çalışıyoruz."

Yaşlı kadın yine maşallah diyip kafasını salladı.

" Kız kardeşim var demiştin?"

Bunu soran da babamın teyzesiydi.

" Evet. Ilgaz'da benim gibi şirket yönetiyor. Bugün de yurt dışında önemli bir toplantısı olduğu için benimle gelemedi zaten."

" Küçükken birbirinize çok destek olmuşsunuzdur." Bunu diyen de babamın yengelerinden biriydi.

" Aslında kız kardeşimle üç yıl önce tanıştım. Ondan önesinde birbirimizin varlığından haberimiz yoktu."

Şaşkınlıkla bakakalmıştı kadın.

" Nasıl yani?"

" Biraz karmaşık bir durum. Ben onu doğum esnasında öldü sanarken o da yerleştirildiği yetimhanede ailesinin onu terk ettiğini düşünüyormuş."

Babam daha fazla bu konu hakkında konuşmak istemiyorum der gibi konuyu kapatmıştı.

Yemek yine sessiz bir şekilde devam etmişti. Büyük dede boğazını temizleyip konuştu.

" Bugün Azad'la Melike kızımın düğünü var. Avluda yapılacak düğün."

Azad babamın kuzeniydi.

Babam Azad abiye bakıp gülümsedi.

" Hayırlı olsun." Azad abide babama gülümseyip " Sağol." Dedi.

Ardından büyük dede konuşmaya devam etti.

" Sen de katıl düğüne. Hem aşiretle de tanışırsın."

Babam kararsız bir şekilde baktıktan sonra kafasını salladı.

Babamın burada kalması ve onların isteklerini kabul etmesinin tek nedeni annesi, yani babannemin hatrı içindi. Yoksa babam bu olayı halleder halletmez geri İstanbul'a dönerdi.

Kahvaltıdan sonra kadınlar telaş içinde düğün için son hazırlıkları yapmaya başlamıştı. Büyük erkekler de evden ayrılmıştı. Babam da büyük dedenin ısrarı ile onlara katılmıştı. Gitmeden önce bana uslu durmamı tembihlemişti.

Evde dünkü gıcık Deniz ve abisi Gediz kalmıştı erkek olarak. Deniz avludaki çardakta oturmuş telefonuyla vakit geçiriyordu. Şaşırdık mı? Hayır.

Gediz de az önce arkadaşları ile buluşmak için evden ayrılmıştı.

Evdeki curcunadan dolayı kimsenin umrunda da değildim. Gizlice mutfaktan yemek aşırmasam açlıktan ölecektim!

Sıkılmaktan bile sıkılmıştım artık!

Balkonda otururken gözüm saatler sonra çardaktan ayaklanan Deniz'e kaydı.

Hava kararamaya başlamıştı ve avluda düğün için neredeyse herşey hazırdı.

Babamlar ve davetliler eksikti sadece.

İyi insan da lafın üstüne gelir!

Babam ve diğerleri geldiğinde Deniz geri yerine oturdu.

Balkondan çıktım ve merdivenlerden ikişer ikişer inip avluya gittim. Koşarak babamın kucağına atladığımda o da kollarını belime dolayıp beni kucağına almıştı.

" Ne yaptın güzelim ben yokken?"

Dedi babam ilgiyle. Dudaklarımı büzdüm.

" Oturdum."

" Sonra?"

" Ayağa kalkıp etrafta gezdim."

" Bu kadar mı?"

Dedi merakla.

" Sonra yine oturdum." Babam gülüp saçlarımı okşadı.

" Uslu uslu bekledin yani beni?"

Alayvari bir şekilde sorduğu soruya karşılık gözlerimi kıstım.

" Maalesef." Babam sırıtıp yanaklarımdan öptü ve beni yere indirdi.

Bu sırada gözüm temkinli adımlarla kapıya doğru yürüyen Deniz'e kaydı.

Hızlıca babama döndüm.

" Baba biz Deniz'le oyun oynayacaktık! Sen de erkeklerin yanına git istersen?"

Babamın cevap vermesini beklemeyip hızlı bir şekilde gözden kayboldum ve Deniz'in gittiği kapıyı açıp dışarıya çıktım.

Tüm gün evde oturup telefona bakan Deniz'in akşam olduğunda gizilice evden kaçıp nereye gittiğini çok merak etmiştim.

Konaktan çıkmıştım ve ilerimde yürüyen Deniz'i sessizce takip etmeye başladım.

Uzun bir süre yürüdükten sonra ara sokaklardan birine girmişi. Karanlık bir sokaktı.

Merakım iyice artmıştı. Deniz'in bu ara sokağa neden geldiğini çok merak etmiştim.

" Deniz!" İleriden ona el sallayan çocuğun yanına gitti.

Gittiği yerde dört tane daha onun yaşında erkek vardı.

" Geç kaldın?"

" Sorma. Azad abimin düğünü var bugün. Bir de dün süpriz yumurtadan çıkar gibi yıllar önce evden kaçan halamın oğlu geldi. Yanında da küçük bir kız."

" Anladım. Serhat piçi de gelir birazdan."

Deniz'de onlar gibi sırtını duvara yasladığında yanındaki arkadaşı ona sigara uzattı.

On beş yaşında neyin sigarası?

Ergenler sizi.

Bir süre sonra yanlarına bir kaç çocuk geldi.

" Naber lan orospuçocukları!" Yüzümü buruşturdum. Bunlar ağır ergen ya!

Deniz yaslandığı yerden sinirle ayrıldı ve elindeki sigarayı bir kenara attı.

Kavga kavga kavga!

Deniz küfür eden çocuğa yumruk attığında herkes birbirine vurmaya başlamıştı.

Aradığım aksiyon sizsiniz işte! Niye tüm gün çardakta oturdun ki sanki Deniz? Akşama kavga var güç topluyorum da demedin bana?  Yanıma çekirdek falan alırdım ne güzel.

Yalnız çok iyi dövüşüyorlar he. Kaliteli dövüş izlemekte ayrı güzel. Ne yaptıklarını bilmeden yumruk savurmuyorlar.

" Sen kendini ne sanıyorsun sikik piç!" Deniz'in yumruk attığı çocuk kendine gelip ona tekme savurduğunda Deniz tekmeden sıyrılıp çocuğun karnına yumruğunu geçirdi.

Oha, çok iyisin Deniz!

Deniz yere düşen çocuğun üzerine çıktığı sırda arkasında biri yaklaşmıştı ona.

" Deniz arkana bak!" Riske girip bağırsamda o hengamede beni kimse duymamıştı bile.

Ayaklarım benden bağımsız hareket ettiğinde kendimi bir anda olay yerine koşarken buldum.

Çocuk cebinden bir çakı çıkardığında gözlerim kocaman açıldı. On beş yaşındasınız siz, on beş!

Çevik bir şekilde çocuğun sırtına çıktım ve saçlarını var gücümle çekmeye başladım.

" Ah! Noluyo amk?!"

Çocuk acıyla çığlık attı. E bu kız gibi cırlıyor bildiğin. Şu an gülemem, hayır olmaz.

Çocuğun tiz çığlığıyla birlikte Deniz üstüne çıktığı küfürcü çocuktan ayrıldı ve arkasını döndü.

Beni görmesiyle gözleri şokla açıldı.

" Senin burada ne işin var? Delirdin mi?!"

" Eğer ben olmasam geceyi hastanede geçirirdin. Nankörlük etme!"

Allah Allah, biz gelelim onun canını kurtaralım gördüğümüz muameleye bak!

" Çocuğun sırtından in!" Dedi sinirle.

" İneyimde seni şişlesin!"

Bu sırada bir köpek havlama sesi geldi.

Deniz yutkunarak benim arkama baktı. Ne var ki arkamda?

" Siktir! Bunun tasması yok lan!"

Başka bir çocuk dehşetle konuştuğunda bir köpek hırlaması duydum.

Yavaşça arkama baktığımda korkuyla çığlık attım. Bu şey köpek değildi ki canavardı!

( Şöyle bir şey hayal edin.)

Korkuya çocuğun sırtından atladım. Herkes ileriye doğru son sürat koştuğunda Deniz bana baktı.

" Koş! Koşabildiğin kadar çok koş yoksa bu şey seni parçalar!"

Hızlı bir şekilde koşmaya başladım. Köpekte peşimizden koşuyordu.

" Allah'ım ben neyin içine düştüm? Balkonda oturup sıkılmaya da razıyım ama-

Deniz cümlemi böldü.

" Konuşma,koş!" Dedi ve önüme geçip koşmaya devam etti.

Hızımı arttırıp bende onun yanına yetiştim.

"Hala arkamızda mı?!"

Diye sordum.

" Arkama bakarsam yavaşlarım! Koş işte, az kaldı zaten konağa gelmemize!"

Aşırı yorulmuştum. Nihayet sola döndüğümüzde ileride gözüken konakla birlikte rahatladım.

Geri kalan herkes farklı yerlere dağılmış olsa da az önce duyduğum havlama sesiyle bu canavarın peşinden koşmak için bizi seçtiğini anlamıştım.

" Az kaldı dayan! Şu kapıdan içer girdik mi tamamdır."

Benim adımlarım yavaşlasada o hala daha çok hızlı koşuyordu ve onun gerisinde kalmıştım.

Deniz konağın kapısına geldiğinde kapıyı açtı ve geçmem için beni bekledi.

" Çabuk ol! Hemen arkanda!"

Deniz'in endişeli sesinin ardından, hemen arkamdan yükselen havlama sesleriyle çığlık attım ve hızımı arttırdım.

Açık olan kapıdan içeri girdiğimde Deniz hemen kapıyı kapatmıştı ama büyük bir sorunumuz vardı, duramıyordum!

Avlu insan kaynıyordu ama ortada uzun bir boşluk vardı.

O boşluğa doğru koşmaya başladım. Etraftakiler nihayet beni farkedebilmişti.

" Baba!" Dedim önümde duran gelin ve damatla, ortalarında duran kocaman düğün pastasına korkuyla bakarken.

Pastayı kesecekleri ana denk gelmiştim.

Ayaklarım lütfen durun artık yoksa-

Etraftaki tüm sesler kesildi. Ben pastanın üzerine düştüm. Hayır dümdüz pastaya uçtum ben!

Hala yüzüm pastaya gömülüydü. Şoktan çıkamamıştım.

Yalnız orman meyveli ve çikolatalı pasta da çok iyi! Kim yapmış bunu?

Koltuk altlarımdan tutulup havaya kaldırıldığımda anca kendime gelebilmiştim.

" Lan cadı, nasıl uçuştu o öyle?" Yüzünü ilk gördüğüm kişi olan Ulaş kahkaha atmamak için zor duruyordu.

"Mükemmel bir girişti yalnız." Kahkahasını tutamayıp gülen Ulaş'a kaşlarımı çattım. Niye gelmiş bu buraya?

" Allah'ım sen bana sabır ver." Arkamdan uyduğum sesle birlikte beni tutanın babam olduğunu anlamıştım.

Hayır gözümün önündeki pastadan dolayı da etrafı çok net göremiyorum. Ama anladığım kadarıyla düğünün içine etmiştim. E tabi bir de tüm odak noktası olmuştum.

Babam damada " kusura bakma Azad." Dedikten sonra beni koltuk altlarımdan tutmaya devam ederek yürümeye başladı.

" Baba! Yere bıraksana beni." Ayaklarımı ileri geri sallasamda babam beni bırakmaya niyetli değildi.

" Bugünlük bu kadar olay yeter bence Sare."

Kaşlarımı çattım.

" Ne yani ben-

Derken sözümü böldü.

" Yürüyen belasın güzelim."

Bu sırada odaya gelmiştik. Babam beni odanın içinde bulunan banyoya soktu ve  suyu açıp geri odaya, giyeceğim kıyafetleri hazırlamaya gitti.

" Ben gelene kadar duş al." İçeriden gelen sesine o görmeyecek olsada kafamı salladım.

Üzerimdekileri çıkartıp sadece don atlet kalmıştım.

Dilimle yanağımdaki pastadan yemeye çalıştım. Tadı çok güzeldi ama!

Beceremeyince elimle yüzümdeki pastaları sıyırıp yemeye başladım.

" Çok beğendin sanırım pastayı?" Yavaşça kafamı kaldırıp bana kısık gözlerle bakan babama sevimlice sırıttım.

Kafasını iki yana sallayıp güldükten sonra duş başlığını eline alıp beni yıkamaya başladı.

" Halamla Ulaş ne zaman geldiler?" Diye bir soru yönelttim.

Babam saçlarımı şampuanlarken soruma cevap  verdi.

" Sen pastanın içine düşmeden on dakika önce."

Kafamı salladım. Babam saçlarımı yıkamayı bitirince odadan çıkmıştı. Üzerimi giyindikten sonra babam yanıma gelip saçlarımı kurutmuş ve taramıştı. Daha sonrasında yine avluya inmiştik. Düğün hala devam ediyordu.

" Pişt, naber?" Ulaş saçlarımı karıştırıp sırıttı. Ona ters ters baktım.

" Sen gelmeden önce daha iyi olduğum kesin."

Sahte bir üzgünlükle dudaklarını büzdü.

" Enişteni kırıyorsun ama."

Halamla sevgili olduğundan beri ona enişte demem için beni zorluyordu ama ona enişte demeyecektim.

Ona cevap vermeyip etrafta gezdirdim bakışlarımı. Babam, halam ve Ulaş'la bir masada oturuyorduk. Deniz neredeydi bilmiyorum.

Uzun bir süre sonra insanlar dağılmaya başlamıştı ve en son akrabalarla biz kalmıştık.

➖️➖️➖️➖️➖️➖️➖️➖️➖️➖️.


Continue Reading

You'll Also Like

950 56 9
"Neleri değiştirmek istersin?"diye sordum. "Hiçbir şeyi." Beklediğim cevap elbette bu değildi. Odadan bahsediyor olsak da gözlerinde beni korkutan de...
998 262 16
İyi bir oyuncusunuz, iyi bir sevgiliye sahipsiniz ve iyi bir aileniz var... Peki bu güzel şeyler bir ihanetle yerle bir olsa? ✨Yıldızlar mükemmel ş...
4.6M 339K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
488K 7.6K 19
''Sen benim kocam değilsin.'' diye bağırmıştım. Alphan ise dibime kadar girmiş gözlerimin içine bakarak'' Ben senin kocanım gerçek bu artık kabullen...