PARÇALI HAYATLAR SAĞ-SOL...

By onuseviyorum105

42.5K 4K 2.9K

Türkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da başkaldırı yılı olan 1968 yılının gençlik eylemleri, Üniversitedeki boyk... More

Ben Bışar
Ben Zafer
İstanbul'a Yolculuk
Sosyalist Düşünce Derneği
İlk Karşılaşma
Kavga
Veda
ilk temas
Ülkü Ocakları
Ömer'in kıskançlığı
şikayet
Oya Sencer olayı
Zamansız Yumruk
Zafer'in İlgisi
Zafer'in kokusu
Beklenmedik Öpücük
Red ediliş
Dertleşmek
Zafer'in Geçmişi
Senden Gidemiyorum
Aşk Acısı
Çatışma
Çıkmaz Yol
Sevgilim Mi?
İlk Sevişme
Bırakma Beni Zafer
Delirmek
İntikam
Turan'ın Öfkesi
Seni Çok Özledim
Baran'a Zorbalık
Sadece Öp Beni
Ruhların Birleşimi ( yarı smut )
Baran'ın Katilleri
Korkuyorum
Şüphe
Kırmak
Z Harfi Kim ?
Hasretinden Prangalar Eskittim
İçine Kapanmak
Ölümden Bahsetme
Vazgeçirmek
Kanlı Pazar
Kaza
Yaşayan Ölü
Cevabı Bulunmayan Sorular
Üç Fidanın İdamı
FİNAL
Duyuru

Kıskançlık

890 91 28
By onuseviyorum105


Evet ne alakaydı şimdi. Niye mal gibi bu soruyu sordum. Madem sordum, niye gözlerim şaşkınlıktan yuvalarından çıkacak gibi olmuştu. Hayır bir de sanane abi kimin, kiminle arasında ne varsa. Tabi Zafer, açtığım kapıyı tekrar sert bir şekilde kapattı. Hayırdır anlamında göz kırparak

"Şşt, sana sordum. Ömer ne alaka! Ömer'le, aramda ne olabilir?" dedi otoriter bir sesle

Korkudan titreyen kirpiklerimle, başımı ondan çevirecektim ki buna müsade etmeden elini çeneme atıp, gözlerimin içine dikti mavilerini. E ben ne uyduracaktım şimdi. Madem sıçtım sıvamayayım bari diyerekten yutkunup öyle cevap verdim. Ama bakışlarım, onun gözleri hariç her yerde geziniyordu.

"Ne bileyim, sana çok yakın duruyor sana. Ona da mı fakülte başkanlığı vereceksin?" dedim.

Bu söylediğime inanmamış olacak ki, dilini dişlerinin arasına alıp, ısırdı hafifçe. Ardından kısık mavileriyle kafasında birşeyler tartmaya başladı ama gözlerini benden ayırmıyordu bir türlü.

Onun bu halinden istifade edip, elimi kapıya attığım gibi açtım, arabadan indim. Son sürat adımlarla, eve doğru yürümeye başladım. Eve yaklaşmak üzereyken arkamı döndüğümde, Zafer eline sigarasını almış, dışarı çıkmış ve kapıya yaslanarak Sigarasını içiyordu. Bir iki fırt çektikten sonra izmariti yere atıp bastı. Belini büktü, izmariti yerden alarak  çöp kutusuna götürüp attı. Bu hareketi nedense çok hoşuma gitmişti.

Ardından benden bakışlarını alarak arabasına bindi. Bir adım daha atmadan dakikalarca birbirimize baktık.

Peki neden şuan ona karşı, sinirli veya öfkeli değildim. Neden daha çok izleyesim vardı!! Neyse önüme döndüm. Eve yaklaştığımda, bir daha arkama bakmadım. Zafer'de arabasını çalıştırıp, gitti.

İçime derin bir nefes nüfuz ederek kapıyı çaldım. Kapıyı çalmamla, karşımda sinirden öfkeye dönmüş Memo'yu görmem bir oldu. Hemen arkasında Ramo varlık gösterdi. Oda endişeliydi.

Göz göze geldiğimizde, gözlerinin kızarmış olduğunu gördüm. Hızlıca, Memo'yu es geçerek, Ramo'nun yanına gittim. Yüzüne koluna bacağına bakıyordum birşey yapmışlar mı diye!! O piçlerden herşey beklenirdi çünkü.

Elimi Ramo'nun çenesine atıp, hafifçe yukarı kaldırdım "Sana birşey yaptılar mı Ramazan?" diye sordum fakat Ramo bir süre sesini çıkarmadı.

Sinirlenip "Konuşsana oğlum. Ne dediler sana? Niye ağlıyorsun böyle?"

Arkamdan, kafama şaplağı yememle Memo'ya döndüm. Birşey demedim. Haklıydı. O da bana fena halde sinir yüklüydü. Gözlerinde çokça tedirgin ve endişe vardı. Ağzımı açacağım sırada omzumdan tutup beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Ağzından küçük bir hıçkırık kaçtığında başını omzuma koyup, ellerimle belini sıvazladım sakinleşsin diye.

Tek kime etmede bir müddet o şekil bekledik. Eğer ağzımı açıp dudaklarımı birbirine değdirirsem Memo'yu biliyordum. Hiç beklemeden, Devrim başkana koşar her şeyi anlatırdı.

Memo benden ayrılınca, elimi yanaklarına götürüp başımı hafif eğdim ve sadece Memo'nun duyacağı bir sesle "Tamam oğlum, yok birşey sakin ol. Bak Ramo'yu daha da endişelendireceksin"

Elimi son kez yanağına götürüp yanağında ki ıslaklığı silerek Ramo'ya döndüm ve onu da kendime çekip, sarıldım.

Hay anasını ya, Ramo, Memo'dan iki kat daha duygusal biriydi. Gelse sakinleştir şimdi. Bana sarıldığı gibi oda ağlamaya başladı. Sakinleşmesi için, saçlarına öpücük kondurdum. Niçin ağladığını az çok tahmin edebiliyordum. Beni o şekil bırakmak zorunda kaldı. Kim bilir ne ile tehdit ettiler de susup buraya gelmişti.

Küçük kardeşim gibi görüyordum onu. İki ay olmuştu buraya geleli daha ters birşeyini görmemiştim. Bu yüzden Memo'da, bende çok değer veriyorduk Ramazan'a. Sanki yıllardır arkadaşmışız gibi olmuştuk. Cemal'den bir farkı yoktu benim gözümde.

"Ne dediler sana, neyle tehdit ettiler?"

Ramo'ya baktığımda, hala içli içli hıçkırıyordu. Kendime tekrardan çekip sarıldım. Bana sarılmış bir şekilde salona geçip koltuğa oturduk. Bunların elbette hesabını soracaktım. İlk fırsatta Devrim başkanla konuşacaktım beni de dernekte aktif yapsınlar. Biliyordum Amcam'a haber etmeden birşey yapmazdı. Ki Amcam da kabul etmeyecekti bu teklifimi. Sadece buraya üye olun ki çevreniz olsun demişti.

Aradan geçen dakikalardan sonra Ramo nihayet konuşmaya başladı. Kendisi konuşsun istiyordum. Bazen hassas olabiliyordu

"Seni o şekil, yani kanlar içinde bayıldığını görünce koşarak yanına geldim. Lakin Ömer piçi engel oldu" sesi tekrar titrek çıkınca sesimi çıkarmadım. Eğer bağırır, öfkelenir sesimi yükseltirsem tedirgin olacak ve anlatmaktan vazgeçebilirdi.

"Zafer, Turan'a tokat atınca Turan yere düştü. Sonra sende bayılınca seni de alıp arabaya koydu hemen. Ardından Zafer bana gelip dedi ki!.."

Hıçkırdı, evet yine hıçkırdı. Ulan Zafer, bu çocuğa ne söylemiş olabilirdin ki bu kadar korkmuş bu çocuk. Kendisinden neredeyse 10 yaş küçük çocuktu lan.
Gözlerimi kırpmadan öfkeyle karşı duvarda ası duran Che Guevara posterinden ayırmadan, öfkeli sesimi kontrol ederek "Zafer ne dedi sana?"

"Seni bir daha, ayak altında görürsem, yada Bışar'ın etrafında, önce Bışar'ı sonra da seni öldürürüm dedi. Bende sana birşey yapmasın diye buraya geldim" dediğinde kan beynime fışkırdı.

Ulan kendinden kaç yaş küçük çocuğu neyle tehdit etmiş. Göğsüm hızla kalkıp iniyordu. Bir elimle de Ramo'nun saçlarını tarıyor gibi yaparak Sakinleştiriyordum.

Memo'ya baktığımda sinirden sıktığı yumrukları bembeyaz olmuştu. Gözümle yumruklarını işaret edip ağzınla yavaşça 'Sakin ol' dedim. Sinirden seğiren burnuyla belli belirsiz başını sallayıp yerdeki halıya göz dikti.

Sonra bakışlarını halıdan alıp yeşillerime değdirdi "Kaşın nasıl oldu? Kim pansumanını yaptı?" diye sordu Memo

"Zafer yaptı. Mersin'deyken hastanede hemşirelik yapıyormuş" dedim. Sakin bir ses tonuyla.

"E birşey yaptılar mı sana?" diye sorunca, dudakları mı hayır anlamında büküp salladım.

"Yok. Birşey yapmadı. İlaç verdiği için uyumak zorunda kalmıştım. İşte ilacın etkisi geçince çıktım geldim" dedim.

"Acıktın mı? Birşeyler hazırlayayım mı?"

Aslında aç değildim ama ortamımıza giren bu karamsar havayı dağıtmak için başımı salladım. Birde zoraki de olsa gülümsedim Ramo'ya. Beni bu kadar kısa sürede önemsemesi acayip hoşuma gitmişti. Abisi gibi görüyordu zaten beni. Omzundan tutup beraber mutfağa girdik

Ramo ailesinin en büyük çocuğudur. Kendisinden küçük bir erkek ikisi kız olmak üzere 3 tane kardeşi vardı. Babası ise küçük bir lokanta işletiyordu. Köyde'de evleri olduğu için yazın köyde, kışın ise İstanbul'da ikamet ediyorlardı.

Bir saat sonra klasik ögrenci yemeğimizi yaptık yani makarna. Pencereye baktığımda akşam olmak üzereydi. Yarın ilk vize sınavına girecektim. Tabi ne yapacağımı da düşünüyordum. Akşam olunca Memo yine gevşekliğini yapıp Ayşe'yi çağırdı. Dedikodu deyince akan sular duruyordu onun için. Ramo Memo'dan beterdi.

Bende sigaramı alıp balkona çıktım. Bir tane sigara yaktım fakat rahatlatmamış olacak ki ikinciyi dudaklarım arasına sıkıştırdım. Sokağa baktığımda yine bir karartı gördüm. Oturmuş oda benim gibi sigara içiyordu. Bir süre birbirimize baktık. Haddinden fazla kafam dolu olduğu için kim olduğunu, hiç mi hiç merak etmeden içeri geçtim.

İçeri geçtiğim de, kısa bir süre sonra Ayşe evden getirdiği ilk yardım çantası ile pansumanımı yaptı. Ablası hemşire olup, nişanlısıyla aynı hastanede görev yapıyordu. Önümüzdeki aylarda da evleneceklerdi. Ayşe'de ablasından dolayı az çok anlıyordu pansuman işinden.

Ayşe okulu liseden sonra okumamıştı. Hastane tarzı şeyleri de merakından dolayı ablasından öğrenmişti. Bir süre kaşımla ilgilendikten sonra pansumanım halledilmişti.

Sobanın kapağını kaldırdığımda odunların kül olmak üzere olduğunu gördüm. Kapının önündeki kovayı elime alarak kapıyı açtım."Ben, odun almaya gidiyorum" dedim onlara bakmadan.

Memo araya girip "Geleyim mi yardıma" dediğinde gerek yok dedim.

Dışarı çıktım. Odunluktan üç tane odun elime alıp kovaya koyacaktım ki Zafer'in arabasını bizim sokaktan geçerken gördüm. Gözleri bana değdiğinde, arabanın frenine basıp durdu.

Odunları kovaya koyup dışarı çıkıp kapıyı kilitlediğimde arkamdan onun sesini işittim "Kaşın nasıl oldu?" diye sordu.

Bizimkiler onu görmesin, duymasın diye hızlıca arabanın yanına giderek "Ulan ne kadar adi serefsizmişsin lan. Lan Ramazan senden kaç yaş küçük!! Nasıl ölümle tehdit edersin onu?" ses tonum müthiş öfke barındırıyordu

Sorumu es geçip sigarasının dumanını içine çekip, dumanın birazını burnunda, birazını da ağzından üfledi

Gözü pansumanıma değince "Kim pansumanını yaptı?" dedi sinirle.

Sesimi bastırarak "Sanane! Kim yaptıysa yaptı. Eserinizin kim tarafından iyileştirildiğini mi merak ediyorsun"

Dua etsin ki sokaktaydık. Komşulara rezil olmak istediğim en son şey bile değildi. Bu yüzden sesimi çok kısık çıkarıyordum. Bana bakıp kafasını salladı.

Elini arabanın kapısına atarak "Peki öyleyse. Ben bir gidip içeriye bakayım kim var! Bu kadar düzgün pansumanın kim olduğunu merak ettim" dedi

Arabadan tam iniyordu ki,  arabanın kapısını yüzüne  kapatarak açmaması için kapıyı sertçe tuttum "Ne yapıyorsun Allah'ın manyağı. Sanane kim yaptıysa. Bak tane tane söyleyeyim SA-NA-NE OFFF"

Ben heriften uzaklaştıkça o ısrarla benimle uğraşıyordu. "Hem ayrıca, bu saatte senin bu mahallede ne işin var? Niye ocağında değilsin?" dedim. Umursamaz bir sesle

"Burası tapulu malın mı? İstediğim saate, istediğim zamanda sokaktan geçerim" deyip parmağıyla evimizi gösterdi "Senin tapulu malın ahanda şu iki katlı meskendir"

Aynı soruyu tekrar sordu. Bıkmayacaktı sanırım. "Son kez soruyorum kim yaptı pansumanını?"

Bir an önce siktir olması için mecbur cevap verdim. Sesime bağırtı ekleterek "Ayşe yaptı, hadi öğrendin şimdi siktir olup gidiyorsun!!"

"Demek Ayşe yaptı. Hmmm" dedi ve sakağını ovalamaya başladı.

Kendi kendinede sürekli hmlanıyor, aynı şeyi söylüyordu. Sinirle bana dönüp gözlerinden ateş çıkıyormuş şekilde "Ramazan ile aranda ne var?" diye sordu

Tıpkı bana verdiği cevap gibi  "Ramazan ne alaka!!. Ramazan'la aramda ne olabilir ki?" dedim

"Cevap ver, aranızda ne var şey misiniz" dedi

Ama ben hala neyden bahsettiğini anlayamıyordum. Şey ne lan biz Ramo ile niye şeyy...Haaa, Şimdi anladım ne demek istediğini. Sinirle sessiz kahkaha atmaya başladım.

"Aramızdaki bu şeyden sanane. Sen önüne baksana. Sende Ömer'le şeysin"

Benim aksini yaparak gülmedi. Aksine sinirlenip arabadan indi ve yakamdan tuttuğu gibi, sırtımı sertçe arabaya yapıştırdı

"Ömer ne alaka? Neden ikidir ima ediyorsun Ömer'i!!" dedi

Sırtım acıyınca, gülmemde soldu ve yerini sinire bıraktı

"Bırak lan yakamı Allah'ın manyağı" deyip ellerimi kollarına koydum devam ettim "Sakın bir daha bana elini sürme" dedim.

Onun kendine olan sinirinden olsa gerek göğsü hızla inip kalkıyordu. Belli ki kendini sakinleştirmeye çalıştırıyordu.

Birkaç saniye durup "Ramazan'dan hoşlanıyor musun?" diye sordu.


🍂

Kitabı her ne olursa olsun, aynı duyguları değiştirmeden ilk paylaştığım gibi yazıyorum. Çünkü o zamanlar o duyguyla yazmıştım. Sadece yazı dilini düzeltiyorum...

Keyifli okumalar ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

67.7K 5.5K 23
Yıl 1983 İstanbul. Alevi dedesinin torunu Ali Kemal ve fakültenin reisi ülkücü Göktuğ. Talihsiz bir karşılaşma , talihsiz bir birliktelik. Pek çok çı...
128K 5K 38
Ağlamak çözüm değil ama ağlamadan da yapamıyor insanoğlu.. Dışlamadan, reddetmekten, yoksaymaktan... Kısacası nefret etmeden de yapamıyor.. Farklılı...
35.4K 2.6K 31
İki genç delikanlı ve intikamdan doğan bir aşk hikayesi... Eşcinsel İçerik... 21.02.2021 - 20.07.2021
829 102 5
İki oyuncunun birlikte oynadığı dizinin sürecinde, kamera arkasında olan olayları birlikte okuyacağız. Eşcinsel kurgu.