Bebeklerim canlarım ciğerlerim
Bu baya komik bi bölüm olacak
Hamam böceklerinden korkan tedbiri ele alsın!
Artık sevişlemeri gerek biliyorum.
Ama şöyle uygunsuz bir an bekliyorum
Kütüphane veya müdür masası
yatak dışında klasik olmadan seksi bir sahne
İyi okumalar oylarınızı esirgemeyin
Gözlerini açtığında yeni güne dün aldığı haberi aklından atarak devam etmiş, ilaç takviyesine başlamak için şimdi ise Jungkook'u aynı evde yaşamaya ikna etmek vardı.
Bu işe basit bir taktikti.
Henüz gecenin 3'üydü, yeni bir gün dediğime takılmayın
Eline telefonunu alarak kapısına çıkmış ve Jungkook'u çaldırmıştı.
"JUNGKOOK"
"Ne- TAEHYUNG"
"LÜTFEN GEL"
"NOLDU"
"EVDE KOCAMAN BIR HAMAM BÖCEĞİ VAR!"
"Ne?"
"Evet! Hemde kocaman! Kafam kadar. Nolur Jungkook. Evin dışındayım çok korkuyorum!"
Söylediği yalanlar arşa doğru ulaşırken bunları biricik sevdiğinin hayatı için yapıyordu
Onu korumak için
"Kendin halledemez mi-"
"Eğer kendim yapabilseydim seni aramazdım. Korkuyorum"
"Böcekten mi?'
"Jungkook!"
"Tamam, senin için uykumu bir kenara bırakıp geliyorum"
Telefonu sonlandırıldıp cebine attığında yüzüne yerleşen zafer gülümsesi içini kıpır kıpır ediyordu.
Jungkook'un sesinden uykulu olduğunu anlamasına rağmen bunu sürdürdü çünkü iyileşmesi için bazı fedakarlıklar gerekiyordu.
Henüz yavaş yavaş hoşlantı duymaya başlamasına rağmen onun için her şeyi yapabilirdi
Kalbinin bir yerinde gizli saklı bir yer vardı onun için.
Role girerek yüzünü korku dolu hissettirmek için çabalıyordu
**
"Taehyung?"
Asansörün kapısından inen Jungkook uykulu gözleri ile evin kapısının önüne çökmüş olan Taehyung'un yanına geldi.
Üstündeki mavi kot pantolon ve pembe sweeti ile oldukça şirin dururken gözleri, uykusunun bölünmesi sebebi ile ateş saçıyordu
Sinirli olduğunu fark eden Taehyung, içinden gelen gülme hissini Zar zor bastırarak aklına böceği getirmişti.
Normalde böcekleren korkan bir tip değildi ama Jungkook'u evde kalmaya ikna etmedi gerekiyordu tedavi için.
Bunu bahane ederek de aynı evde kalmaya başlayacaklardı.
"Nerde böcek?"
"İçerideki L koltuğun altında, Her yere bak!"
"Tamam"
Cebinden büyük bir rahatlık ile çıkardığı böcek öldürücü ve bardak ile kapıyı aralamış, Taehyung'u yalnız bırakmıştı.
**
Dakikalar önce girmek için araladığı kapıyı tekrar açarak evden dışarı çıkmıştı.
Ellerindeki tozu sirkeleme bahanesi ile ellerini birbirine vurmuş cebindeki ilaç ve karton bardağı yere bırakmıştı.
Alttaki göz bebeklerini kendisinden yukarıda bekleyen Jungkook'a çıkardığında az önceki sinirli gözlerde yine aynı duyguları barındıran uykuyu hissetmişti.
Evet üzgündü sabahın 3 buçuğunda onu evine çağırdığı için.
İnandırıcı olması gerekti ama.
"Y-yok böcek"
"Nasıl yok!"
Onun uykulu mayışmış haline aksi olarak enerjisini dışa vurup sesine yansıtmış ve olduğu yerden sıçrayarak kalkmıştı.
"Yok işte Taehyung?"
"Girmem o zaman"
"Ne?"
"Eve girmem o zaman"
"Aish saçmalama yat uyu!"
"Hayır Jungkook. Korkarım uyuyamam. Ya gece üstümde gezerek beni yerse!"
"Taehyung minicik hayvan seni niye yesin?"
"Minik deme o antenlerin altında neler var"
"Bak sabahın köründe- Hatta GECENİN KÖRÜNDE BENİ BURAYA ÇAĞIRDIN BİR BÖCEK İÇİN! Her yeri talan ettim ANCAK YOK BÖCEK FALAN, UYKUNDAN SEN RÜYA GÖRMÜŞSÜN GİR ARTIK!"
"Komşularım rahatsız olucak sus
"Altındaki 2 kat boş Taehyung!"
"Hafızanda baya güçlü"
"Uyu artık"
"Bir şartla"
"Ne var ne?"
"Sinirlisin beni o yüzden tersliyorsun biliyorum. Sende gelirsen uyurum"
"Ne?"
"Sende gel yanımda uyu"
"Yanında bir de"
"Evet sen benden daha tatlısın, eğer böcek gelirse seni yer, beni değil"
Kıkırdamaya başlayan Jungkook içini ısıtırken belki bu sebeple yan yana da uyuyabilirlerdi
"Ben gelirsem uyumama izin vererek misin?"
"Evet hemde kollarımda"
"Aish, saçmalama"
"Hadi gel"
**
Taehyung'un ilk görevi sabah ilacı için suyun içine bir kapsül atmak ve jungkook'a içirmekti.
Odasına bıraktığı Jungkook'un istediği suya ilacı atmış çözülmesini bekleyip şeffaflaşıp bulanıklığı giden suyu yukarı çıkarmıştı.
Yatağına oturan jungkook'a uzattığı su biter bitmez bardağı almış, kendi şu içmek için geri mutfağa adımlamıştı
İlacın en güzel yanı ise suyun içinde tadını,kokusunu ve rengini belli etmemesiydi.
Suyunu tek yudumda içip odasına çıktı ve yatağında boynu bazaya yaslı uyuya kalan Jungkook'u gördü.
"O kadar mı yorgundun?"
Yanına ilerleyip yatağın sağında oturan Jungkook'un sağına geçmiş sırtını baza başlığına yaslaması ile gencin bedeni omzuna yığılıvermişti
Olayı hiç bozuntuya vermeden kafasını göğsüne taşımış kalp atışları doldurmuştu Jungkook'un kulaklarını.
"Keşke seni bu kadar yormak zorunda kalmasam Jungkook. Keşke hiç bu uğraşalara gerek kalmasa"
"Ama ben inanıyorum hepsi sonuç verecek, ben olmasam bile sen iyi olacaksın 'nergisim'"
Neredeyse içinden konuşur gibi fısıldadığı sözler, ses düzeyine bakılmaksızın o güzel anlamları ile doldurmuştu odanın duvarlarını.
Ne güzel şeylere şahit oluyordu o masum tuğlalar.
Hakediyorlar
Yavaşça saçlarını kırılacak vazoya olan itinası gibi okşayıp oynadı biraz.
Göğsündeki güzelliğe artık aklı dayanmıyor, her an onun olsun istiyordu.
Uzuvlarına kadar hissettiği bu duygular, asla ama asla daha hayatının hiç bir yerinde hissetmediği cinstendi
İşte buna o 3 harften ibaret olarak adlandırmak istemediği şey diyoruz.
Aşk..
"Seni çok değil 'az' seviyorum Jungkook"
-Anlayan Anladı;)
Kısa oldu biliyorum ama aşk itirafı gelecek gibi.
O zamana kadar sevişirler
Düşündüm de müdür masası daha seksi
Ama Taehyung'un bunu yapması için Jungkook'a kızması gerek, yani kıskançlık krizi olur
Fazla spoiler veriyorum biri beni durdursun
Allaha emanet olun