FERNWEH (bxb)

By mizuslovestories

45.3K 4.8K 2.4K

[TAMAMLANDI] ✧༺♡༻✧ İyi ve kötü neydi? İyi ve kötü arasındaki fark neydi? Kime göre iyi, neye göre kötüydü... More

1-Kraliyet Düğününe Davet Edilmeyen Misafir
2-Yeni Bir Ev Arkadaşı
3-Her Elma Yenmez
4-Ayna Ayna Söyle Bana, Kalp Hırsızının Kalbi Var Mı Bu Dünya'da?
5-Amaca Giden Yolda Kalp Kırmak
6-Kömür Kalpli Krala Verilen Her Şey
7-Bu Sefer Beni Yenemezsin Sevgilim
8- Kalmayı Seçmek İçin Gerekenler
9- Kalbi Temizlemek ve Sonucunu Göğüslemek
10- Mahvolan Doğum Günü Telafisi
11-Bir Diş Ağrısı
12-Ailenin Getirdiği Kaos, Sevgi ve Daha Fazlası
13-Felaketler Silsilesi
14-Seviyorsan Gitmesine İzin Ver(me)
16-Büyülerin Sebep Olduğu O Garip Karmaşa
17-Yaşananlar, Hiç Yaşanılmamış Gibi Olduğunda Biz Nasıl Yine Biz Olacağız?
18-Ben Nasıl Ki Unutmadım Sen De Unutma Beni
FİNAL

15-Sahil, Öpücükler ve Konser.. Yaz Aşkları Gibi

1.9K 178 67
By mizuslovestories

🍪

👑

Suga-First Love  (eğik yazılan yerleri bu şarkıyla okuyabilirsiniz)
Hayko Cepkin-Dans Et (Bu da konser şarkısı)

✧༺♡༻✧

Hani filmlerde veya animasyonlarda büyük bir yıkım olduktan sonraki o sessizliği anlatan korkunç bir ses olurdu ya.. İşte kulakları o sesle uğulduyordu Talha'nın.

Hafif esen rüzgarla beraber yanmış kül olmuş, yeşilliği simsiyah olmuş ormandan geriye kalan küller uçarken gri gökyüzü geç kalmış ama gelmekte olan yağmurun müjdesini veriyordu.

Orman yanmış yok olmuşken yağmur yağsa ne yağmasa neydi?

Etrafındaki bulanıklığı izleyerek yürürken Talha ,nereye gittiğini bilmiyordu. Yere baktığında ayaklarını görmedi ama yürüyordu.. Rüyada olduğunun farkındaydı ama kontrol onda değildi.

On sekizli yaşlarına dönmüş gibi hissediyordu.

Siyah bir pelerin gördü.

Gözlerini yavaşça kaldırdığı zaman koca pelerinin kapladığı alandaki yanmış otlar ve çiçeklerle omuzlarına gelen mor saçları hafif hafif uçuşan, başında sivri kısımları havaya uzanan siyah bir taç takan bedeni gördüğü anda heyecanlandı ama buz gibi olan ses anında üşümesine sebep oldu.

"Mutlu musun? "

Kieran elinde tuttuğu papatyaya bakarken sapını sivri tırnaklarıyla ezerek yeşil suyun tenine bulaşmasın sebep oldu. Yana uzattı, ormanı yakmasına sebep olan adamla tanıştığı zamanki çiçeği ve birden yaktı.

Mor alevi çok güçlüydü.

"Başıma gelenler için mutlu musun? Bunu sen istedin. "

"Ben istemedim. "

Güldü Kieran, samimiyetten çok uzak bir gülüştü.

"Beni sen kötü yaptın. Babamı öldürdün, sevdiğim adamı öldürdün ve bana ölmek üzere olan bir anne verdin.. Beni öldürmeye çalışan ,benden nefret eden, beni kandıran insan ordusu verdin. Bana kötü dedin, dedirttin. Ben de öyle oldum. " dedi Kieran oturduğu taşın üstünden kalkıp ona doğru döndü..İrkildi. "Sen.. Yabancısın ama bir o kadar tanıdıksın. "

Talha "Ben." dedi. Cümleler ve düşünceler karman çormandı aynı Kieran'ın kim olduğunu bilmediği gibi ama sevgilisi onu dinlemeden eski yerine "Muhattabım sen değilsin. " diyerek tekrar oturdu.

"Kim peki? "

"Kader." dedi Kieran.

Talha, genç bedenin yanına oturdu. Gençkende güzeldi sevgisi ama hayatın o yorgunluğu gözlerine daha işlememiş gibiydi.. Sanırım Kieran'ın bilinçalıntındaydı.  "Belki ben senin Kader'inimdir? "

Kieran yan bir gözle şirin çocuğa baktı. "Kimsin sen? "

"Kader'in işte. "

"Kaderimin bu kadar şirin gözükmesine imkân yok. Gözükse gözükse bu orman gibi gözükür. Bir kaos, yıkım, facia, hata, yok olmuş, simsiyah.. "

"Belki yanılıyorsundur..Bence kaderin benim gibi şirin gözükür. " diyerek ellerini çenesinin altına getirdi ve gözlerini kırpıştırarak gülümsedi.

Kieran, kahve saçlarının üzerinde parlak altın sarısı taç takan bedenin giydiği mavi kendi diyarının prensleri gibi olan mavi takım elbiseye bakarken kırmızı pelerin rüzgarla uçuyordu. "Ben asla yanılmam.Sen kimin prensisin? "

"Senin."

"Benim? " güldü. "Kötülerin prensi olmaz. "

"Kim demiş? "

"Herkes."

"Ben de herkesim ama ben öyle demiyorum. Herkesin sevdiği olur. Hem onu seven hem de onun sevdiği. "

"Benim yok. " dedi Kieran, tereddütlü bir sesle. Yanındaki adama baktı, çok tanıdıktı. "Senin adın ne? "

Talha dudaklarını oynattı ama sesi çıkmadı, sevgilisi boş boş baktı sonra anlamış gibi başını salladı.. Bu sorunun cevabı askıda kaldı ama hiç sorulmamış gibi havada kayboldu gitti.

"Senin de sevdiğin var. O yüzden bu kadar üzgünsün. "

"Ben üzgün değilim. Hiçbir şey hissetmiyorum aynı bunca şeyin bir hiç olduğu gibi. Anlamsız, boş. "

"Her şeyin anlamı vardır.. Ama diyelim yok, o zaman daha mutlu olman gerekmez mi?"

"Ne? " anlamayarak mırıldandı Kieran, alayla güldü. "Hiç için yaşamak ve uğraşmak.. Beni nasıl mutlu edebilir? "

"Hiçbir şeyin anlamı yok, diyorsun o zaman bu üzüntünün de bir anlamı yok. Yaşanan kötü şeylerin de bir anlamı yok. "

"İyi şeyler zaten yaşanmıyor. "

"Yaşanıyor." dedi Talha. "Bazen denk gelmiyor ama er şeyin bir nedeni ve anlamı vardır, acıların veya üzüntülerin bile. Yaşarken zevk almaya, mutluluk duymaya çalışmalıyız. "

"Hedonist mi ol diyorsun bana? " diye sordu Kieran gülerek. "O zaman da anlık zevklerin peşinde koşup ömürlük pişmanlıklar mı çekeyim? Ben yeterince hiç gibiyim zaten. "

"Sen hiç değilsin! " diye çıkıştı esmer beden, cümleleri toparlamak çok zordu. Konuşup konuşmadığını bile anlayamıyordu bazen. "Doğduğun ev yandığı için her yeri yanıyor sanıyorsun ve acı çekiyorsun. Şimdi yağmurlu, fırtınalı günleri görmelisin ki gelecekte güneşli günleri görebilesin. Bak, ben çok yalnız kaldım. Mutsuz ve boşlukta hissediyordum, içimi sürekli sıkan bir his vardı. " siyah gözlerde 'Ben de! ' diye çığlık atan bir beden gördü. "Sonra sen geldin.. " diye fısıldadı elini uzatıp yüzüklerle süslü eli okşadı. "Sen gelince kaybolan anlamların hepsi geri geldi. Yalnızlık hissi gitti. "

"Ne zaman geldim sana? Biz tanışmıyoruz ki? " yine sesi tereddütlüydü Kieran'ın. "Şimdi sen her şey anlam kazansın diye aşık mı olayım diyorsun? " birden hiddetlendi. "Hastalıktan iyileşmek için kanser mi olayım? "

"Ne alaka canım? "

"Hissettiğim boşluk hastalık, aşk ise bir kanser. Aşkın tedavisi yoktur, iğrenç bir şeydir. Zayıflıktır, yok olmaktır, hatalar silsilesidir! " diye bağırdı Kieran, hızla ayağa kalkarken.

"Değildir! Doğru kişiyi bulduğunda, hayat eşini bulduğun zaman bütün zorlukları aşarsın çünkü yanında seni her halinle seven birilerinin olduğunu bilirsin. Elinden tutup sana yardım eden birisi olur! Aşk zayıflatmaz ,güçlendirir."

"Eş, aynı olan şeylere denir. İnsanların eş olarak belirlediği kişi onun aynısı değildir, ruh eşi diye bir şey yoktur. Doğru kişi diye bir şey yoktur. Herkes yanlış ve hatalıdır. Tesadüfen veya bilerek tanışan iki insanın boşluk hissi ve çevrenin baskısıyla birbirlerine hissettiklerini sandıkları aşkı dayandırmak için ruh eşi denir. Herkes yalnızdır. Yalnız doğamazsın belki ama hayat boyu yalnız kalırsın, yalnız ölürsün. Senin yanında sandığın kişi seni sırtından bıçaklayan ilk kişi olur! Aşk hiçbir zaman güçlendirmez, her zaman bir başka mutsuzlukla seni yer bitirir. "

Talha,delirmiş gibi bağıran bedenin ellerinde yanan ateşlerin vücuduna doğru ilerlediğini fark edince "Kieran." diye fısıldadı.

Sandığının aksine sevgilisinin ilk aşkı, babası ya da annesinin öldürdüğü çocuk değildi. O da değildi elbette, sonuçta sevgilisi ona 'İnsanlar unutur, tekrar sever. ' demişti.. Kieran'ın ilk aşkı annesiydi.

"Önemli olan ilk aşk mıdır? " diye sorduğunda makyajı yanaklarına akmış gözleri panda gibi duran ve ayatın anlamını tartışmayı bekleyen bedenin afallamasına güldü. "Önemli olan ilk aşk mıdır? Söylesene bana. "

"Aşk, gerçek değildir. " kesin bir sesle konuştu Kieran, göğsünde bir ağrı ; zihninde yorgunlukluk vardı.

Nefret, kin, umutsuzluk, mutsuzluk.. İnsanı içten içe yiyip yok eden şeylerdi aynı aşk, sevgi, güven ve huzur gibi.

Her şey anlamsız ve acı vericiydi.

Her şey kötüydü ve kötülük için vardı.

Peki, kötü olmasına rağmen niye bunlardan haz duymak yerine içten bir acıyla kavruluyordu sadece?

"Vardır Kieran, baban anneni çok sevmiyor muydu? " diye soedugund Talha,aslında böyle bir cümle kurmayacak daha derin ve tatlı cümleler kuracaktı ama istemsizce hafif alay ve ben haklıyım, dercesine bir ses tonuyla konuşmuştu.. İsteyerek olmamıştı.

Kieran köşeye sıkıştırılmış hissettiği için ateşlerle adam arasına kendisine bariyer yaptı. "Beni yalnız bırak!!! Sen ne biliyorsun ki babam hakkında? Kimsin ki sen? Hiçbir zaman önceliğim olmayacak, gereksiz bir et yığınından başkası değilsin."

Kieran'ın söylediği şeyler çok ağır şeylerdi onun yüreği için bu yüzden ağlayacak gibi okurken "Sana ezberletilmiş nefreti benimsemek zorunda değilsin. " diye bağırdı."Biliyorum, şansına hep kötü şeyler denk geliyor-"

"Bu benim kaderim! Hayatımın sonuna kadar her şey kötü olacak! Ben kötü olmak için doğdum. Şans değil, kader. " diye çığırdı Kieran, yardım çığlığı gibiydi. "Asla değişmeyecek kötü bir kader. "

"Değil işte! Şu an kötü olman için sınanıyorsun. Güçlü durup, zorluklara olabildiğince göğüs gerirsen sonunda mutlu olacaksın. Kimse kötü olması için doğmaz, kötülük tercih edilir. Ben senin yüreğini gördüm, o siyahlığın arasında yine de küçük bir sevgi vardı. Yine de vardı!!! " diye bağırdı Talha çünkü etraf mor alevlerle doluyordu ve ağlayan adamı görmesi zorlaşıyordu. "Kieran! Önemli olan ilk aşk değil karşılıklı aşktır, sevgidir, saygıdır, anlayıştır. "

"Karşılıklı aşk mı? " alayla güldü Kieran. "Aşk hiçbir zaman karşılıklı değildir. Bir kişi aşık olur, diğeri vakit geçirir. İlişkiyi sevmeyen taraf yönetir, sıkılan taraf bitirir. Aşık olan gerzek ise aynı duyguları paylaştığını sandığı kişinin peşinden koşmak ve her geçen saniye biraz daha kırılmak dışında hiçbir şey elde etmez. Kötülük tercih edilmez, doğuştan gelir zaten her şey özünde kötüdür. "

"Böyle konuşmanın sebebi bu istisnalara denk gelmiş olman. İlerlemiş bir ilişkide insan sevilmediğini anladığı an gider,kendisine saygısı yoksa o ilişkiyi zorla devam ettirmeye çalışır. Sevilmeyen, umursanmayan aşık kişi bir yerden sonra gider. İlk aşkın sana kötü şeyler yaptığı için hayattan, her şeyden ümidini keserken seni bekleyen ruh eşini yalnız bırakırsın.Tamamen iyi veya kötü yoktur. Herkes ya beyaz ya da siyah değildir, gridir. Senin kötü gördüğünü başkası iyi görür, başkasının iyi gördüğünü sen kötü görürsün. "

"Ya bunca dayanmanın ve sabrın sonu bir hiç olursa? "

"Olmaz." dedi Talha. "Niye hiç olsun, daha fazla kötülük üstüne binerken sen bükülmez de ayakta durursan yaşananlar bir yerden sonra seni kötü etkilemez. Her şey değişti Kieran, ikimiz arasında her şey değişti, senin hayatın ve duyguların da değişti. Seni seviyorum. "

Ateşler yavaş yavaş azalırken dizleri üzerinde yıkılmış bir halde oturan adamın yanmış avuç içlerine ve boş boş bakan gözlerinden akmış siyah yaşlarla süslü yanaklarına bakarken yavaş adımlarla ona ilerleyip "Seninle gurur duyuyorum çünkü uzun bir süre sınanmış olmana rağmen elinden geldiğince kötülüğe direndin. Aşkı ve sevgiyi reddetsen bile bir parçan hâlâ ona inandı. İçindeki iyi kişiyi, kötü tarafından gizleyerek korumayı başardın. Seni seviyorum çünkü kendin ve benim için birçok şeyini değiştirdin. Hâlâ sinirlisin, hâlâ iyi laf sokuyorsun ve hâlâ korumacı kıskanç bir tavrın var ama artık farklı görüyorsun. "

Kieran, ela gözlere bakarken küçücük gülümsedi ama sonrasında daha büyük bir boşluğa düşerek yana doğru yattı. Vücuduna batan yanmış çalıları umursamazken " Karşılıklı aşkım da başkasını bulduğunda, aşkı azaldığında ,benden sıkıldığında ,dış görünüşüm değiştiğinde, yaşlandığımda, ona çocuk veremediğimde, daha güzelini veya yakışıklısını bulduğunda gidecek hatta bana olan aşkı azalmasa beni çok seviyor bile olsa gidecek. Her türlü, her şekilde, her nedenden dolayı gidecek.. Ben ebedi yalnızlık ve kötülükle lanetlendim. Her şey.. Anlamsız. Bu kadar dayanmanın ve uğraşmanın sonucu çok daha büyük yüklerle karşılaşmak. Bir daha kimseye güvenemem çünkü birgün beni terk edecek olan herkes değişecek. "

Talha ölü gibi yatan bedenle ağlayacak gibi olurken nefesi sıkıştı. "Biz aynı kalbi paylaşıyoruz, bana söz vermiştin. Senin kalbine çok iyi bakacağım, onu da kendi kalbim gibi karartmayacağım dedin. İnanacağım, seninle gülüp, seninle eğlenecek ve seveceğim dedin şimdi niye böyle yapıyorsun? Kieran. "

Bomboş bakan siyah gözlerle "Herkes gitmez. " dedi. "Hayatların sonuna kadar senin yanında kalacak kişiler olacak. Ölüme bir çaremiz yok, onu durduramayız ama o, gelene kadar her anı güzelce yaşamaya çalışabiliriz. Bu güzellik kin ve nefretle gelmez ki sevgiyle umutla gelir. Dertler, üzüntüler ve kırgınlıklar da asla bitmez ama kasıtlı yapılmamış oldukları zaman bunları unutturacak çok güzel şeyler yaşanabilir. Affetmek onursuzluk, gurursuzluk değildir.. Çoğu zaman erdemdir çünkü çok zor bir şeydir. "

Küçükken kendi kendine triplere girip yatağında yatarken kırgın olduğu kişileri düşünüp ,içinden nedenleri söyleyip bir yandan da ağlaya ağlaya 'Seni affediyorum. ' dediğini hatırlıyordu.. Bunu neden yaptığını şu zamana kadar pek anlamamıştı ama şimdi yüreğini rahatlatmak ve  şimdi ile geleceğe bakabilmek geçmişte takılı kalmamak olduğunu anlıyordu. O zaman içinden gelerek yaptığı bu davranış, geçmişteki kırgınlıklara takılıp kalmasını engellemişti.

"Affedilmeyecek şeyler yaptım. " diye fısıldadı Kieran. "Benim şu saatten sonra değişmem demek yaptığım her şeyin bedelini ödemek ,demek. "

"Bedelini öderken de zor olsa da yaşayabilirsin, ondan sonra da yaşayabilirsin. Sen değişmek istiyorsun, kaderin buna engel değil.. Kaderinin bir kısmını sen yazarsın, seçimlerin yazar. "

"Sen, anlamıyorsun.. " diye fısıldadı Kieran, başını iki yana hafifçe salladı.

Bomboş bakıyordu, görmüyor gibiydi.

"Kimse gibi sen de beni anlamıyorsun. Kelimelerle kalp kırmaktan fazlasını yaptım-" devam etmedi daha doğrusu edemedi Kral..Gerçek hayatta yeni yeni parlamaya başlayan,hayat kazanan siyah gözlerini adama çevirdi.

Az önceki gibi yabancı bakmıyordu şu an. "Talha." diye fısıldadı zorlukla. "Uyandır beni. Acı çekiyorum. "

Talha, istemsizce ağlamaya devam eden eşinin isteğini yerine nasıl getireceğini ilk bilemedi sonra peri masallarının klasik kuralı aklına gelirken eğilip çatlak dudakları öptü..

Yatağın sallanmasıyla, muhtemelen Kieran irkilmişti, o da aynı anda uyandı ama hareket etmedi.

Yanağındaki ıslakla ağladığını anlarken rüyadaki karmaşık konuşmaların bir kısmını unutmuştu bile yine de kalbinde burukluk vardı.

Saniyeler sonra saçları arasında hissettiği parmaklar ve çıplak omzuna bırakılan öpücüklerin arasında duyduğu "Uyanık olduğunu biliyorum, aynı rüyadaydık. " cümlesink duymamış gibi yaptı.

"Şuna bak ,götü başı dağıtmış yatıyorsun. Çamaşırından topların gözüküyor mal herif. " diye homurdanırken Kieran bir yandan güldü durdu. "Seni öldüremediğim için şükretmelisin."

Çocuk gibi devam ettirmeye çalıştığı uyku numarasından vazgeçerken bilmiş bir tavırla "Sen beni öldüremezsin." diye mırıldandı Talha.

"Sen ,benim gücümü küçümsüyor musun?"

"Hayır beni öldüremezsin çünkü sen beni çok ama çok ama çok seviyorsun."

İstemsizce çattığı kaşları, çünkü senelerce yaptığı tek şey kaş çatmaktı, yumuşarken adamın üstünü düzeltirken güldü durdu..Açılmak üzere olan göz kapaklarına sırasıyla büyülü öpücükler bıraktı.

Esmer bebek, eşinin gülüşünü duyduğu anda tek gözünü açarak gülümsedi.

"Günaydın."

"Günaydın sevgilim. " diye fısıldadı, pembe dudakları öpüp. "Nasılsın? Güzel uyudun mu? "

"İyiyim ve evet, güzel uyudum. " Kieran yeni uyanmış Talha kokusunu içine çekerken tatilde oldukları için adamın kesmediği uzun ,dağılmış saçları okşadı. "Talha.. "

"Hm? " uzun tutamları okşarken Talha "Artık öyle düşünmüyorum. " diyen bedenle birazcık geriye çekilip siyah gözlere baktı. "Biliyorum." tanıştıkları ilk zaman gözleri kin, nefret ve hırsla parlıyordu. Zamanla üzüntü, acı ve pişmanlıklarla parlarken şimdi umut, mutluluk ve sevgiyle parlamaya başlamıştı.. O ,pişmanlık zamanlarında kim bilir neleri içinde halletmeye çalışmıştı sevgilisini. Sorunlarını, dertlerini asla anlatmıyordu. Sanırsa zayıflığımı anlatırsam kim olursa olsun bana karşı kullanır, düşüncesini atlatmakta zorlanıyordu. Oysa Talha ona her şeyini, kabız oluşuna kadar, anlatıyor bebek bebek sırnaşıp o da bir şeyler anlatsın diye gözünün içine bakıyordu. Eşini zorlamak istemiyordu, istediği zaman ona açılsın istiyordu hem böylece aralarındaki güven daha da güçlendirdi.

"Sarıl. " diye emretti Kieran.

Sıkı sıkı sarıldı esmer adam ,sevdiği bedene sonra "Sen de beni öp." diyip yanağını gösterdiğinde sevgilisi yanağını ısırdığı gibi başını geriye çekip bıraktı.

Dişlerinin izi çıkmış yerin tam ortasına dudaklarını bastırıp öptü.

"Yedin." dedi Talha, acıyan yeri ovarken "Akşama da biraz bıraktım." cevabıyla güldü.

Kieran bir kere daha öptü yanağı sonra arka arkaya öpüp "Acıtmışım gerçekten. " diyerek yanağını tuttu. Alık alık bakan eşi anında ayrılırken "Ama! Hile! " diye bağırdı.

"Acımı kendine alıp durma. " dedi Talha, kıkır kıkır gülen adamın belinden kavrayıp yana doğru yattı. Üstünde uzanan bedenin saçlarını öpüp "Güzelim." dedi. "Bugün seninle Pokemon yakalayıp, denize gidip , konsere gidip, eve gelip sevişeceğiz. "

"Tamam.. Bekle ne? Poke-Ne? "

"Pokemon!!!! " diye bağırdı birden Talha, aniden doğrulduğunda eşi de doğrulmuştu onunla beraber. "Telefona oyun indireceğiz. Kamera bize Pokemon'ları gösterecek ve yakalayacağız. Bir ara çok moda olmuştu sonra unutuluverdi."

"Bu Dünya'da da her şey popüler oluyor sonra bir anda unutuluyor. " dedi Kieran. "Hepiniz balık hafızalı olmuşsunuz. "

"Daha çok hızla değişen trendlere ayak uydurma çabası var. Ben unutmadım Pokemon'u, bizimkilerle oynuyorduk. Birileriyle oynayınca yalnız oynamak sarmıyor. Sevgilimle oynamak istiyorum ~"

"Çok şirinsin, ağzını burnunu ısırarak yediğim. " Kieran adamın öne büzülen dudaklarını yanaklarını ısırıp öptü. Adamın dudak çevresi ve yanaklarında ısırık izleri vardı.. Oh, geçen gecenin ısırık izleri de doluydu esmer vücutta. Özellikle göğüs uçlarının çevresinde yuvarlak ısırıklar vardı aynı yanaklarında olduğu gibi!

Kieran niye ısırıp duruyordu onu?

Çok seviyordu herhalde.

"Ehehehehe.. " adamın boynuna öpücükler bırakırken "Ben azdım. " diye mırıldandı.

"Evet, hissettim onu. " dedi Kieran ,gülerken adamın aletini avuçladığında aldığı ciyaklı inlemeyle ela gözlere baktı. "Kalk hadi, yapacak şeyler ve gidecek yerlerimiz var. "

"Ama beni azdırıp kaçıyorsun. " diye bağırdı odadan çıkan adamın arkasından. "O zaman beni öp, azgınlığımı da kendine al. " derken de kötü ve cırtlak kahkahalar atan bedene yetişti.

"Birlikte mi sıçacağız hayatım? " diye sordu Kieran kapıya dayanan adamla.

"Olur."

"Pisleşme! " elini kaldırıp güçleriyle kapıyı kapatırken şebek şebek gülen adamın suratı aklından çıkmıyordu..

Çok seviyordu şebek esmer bebeği ama sevginin üzerini kolaylıkla örten bir şey vardı avuç içlerinde tuttuğu..

Kapı kapandığı anda acıyla yere çökerken ellerini açarak yanmış avuç içlerine baktı. Uyandığı anda eşini öpüp ellerini onun görmesini engelleyecek bir büyü yapsa da yüz ifadesini ve sesini sabit tutmakta çok zorlanmıştı. Kötü olduğundan, kaderi de kötü olduğundan gördüğü kabuslar bile bedenine yansıyordu. Özellikle alevler içinde kaldığı ve yalnız başına uyanana kadar ağlayıp isyan ettiği bu kabusların sonunda vücudu yanıyordu.

"Kieran." Ayna'nın endişeli fısıltısıyla "Talha duymasın, sessiz ol. " dedi derin solukları arasına ellerine bakarken "En son annem öldükten sonra böyle olmuştu. Şimdi niye böyle oluyor? Artık kalbim farklı. " aslında cevap çok basitti.

Geçmişin izlerini sevgi dahil hiçbir şey silemezdi ya da kolaylıkla silemezdi.. Bunu, zaman gösterecekti.

"Geçecek oğlum. " dedi Ayna ,üzüntüyle.

"Geçecek." diye fısıldadı Kieran,inanamak istercesine sonra işlerini ,avuç içlerinin izin verdiği kadarıyla hızlıca halledip tuvalet kapısında çişini tutmak için garip hareketler yapan adama sıra verdi.

Hızlıca mutfağa gidip malzemelerle şifalı bir krem yapmaya çalışırken ara ara kapıyı kontrol edip eşinin gelmediğinden emin oluyordu.

Büyülü sözlerle birlikte yamuk yılık hazırladığı kremi avuç içlerine sürerken "Ne oldu? " sorusuyla kapı girişindeki adama baktı.

Talha, büyüyle eşinin acele bir şeyler yaptığını görmüştü ama ne olduğu anlayamamıştı.

Gülümsedi Kieran. "Yanakların için krem hazırladım. Isırık izleriyle dışarıya çıkamazsın. " derken parmak uçlarında kalmış kremi adamın yanaklarına bir güzel sürdü sonra kalanı ellerine sürüyor gibi yaptı.

"Oh.. Teşekkür ederim. " diye mırıldandı Talha. "Kahvaltıyı dışarıda mı yapsak? "

"Olur." dedi Kieran.

"Hatta var ya..Deniz kenarında kahvaltı edelim! "

"Çok daha güzel olur. "

Talha gülümseyerek önden ilerleyen bedene sonra tezgah üzerinde kalmış küçük cam kaptaki kreme baktı. Kaseyi alıp kokladı sonra parmağına alıp geçen yanlışlıkla kestiği yere kremi sürüp yarasının geçmesine baktı.. İzi zaten geçmiş, çok azıcık görünen, ısırıklar için bu kadar çok kreme ihtiyaç var mıydı gerçekten?

Duvardaki Ayna'nın ona attığı bakışlarla tam ne olduğunu soracaktı ki kaşla göz arası hazırlanmış adamın "Şttt! Ne zaman hazırlanacaksın? " diye sormasıyla "Şimdi! " diyerek yatak odasına kremi tezgaha bırakarak geçti.

Siyah gözlerin onu izlediğini hissederken dolaptan deniz şortunu ve bir tişörtünü alarak tek hamlesiyle saniyede beş kıyafet değiştiren eşini daha fazla bekletmemek için hızlıca giyindi.

Pansiyondan çıktıktan sonra Kieran'ın fenalaştığı o parktan geçerken Talha üzüntülü bir nefes verdi. Eşi fark etti onun nefes verişini ama ses etmedi.

Gerçekten büyük bir şey atlatmışlardı.

Eğer Talha'nın aklına kalp bölüşme fikri gelmesiydi ya da fikir işe yaramasaydı şu an Talha yapayalnız bir halde nerelerde olurdu, bilemiyordu Kieran.

Kendisine layık gördüğü şeyler bu adamla mutlu ve aşk dolu bir hayat yaşamaktan ziyade ızdırap ve acıyla yaşadığı sefil hayatta kalma mücadelesinden başka bir şey değildi aslında.

Belki de Talha'nın dediği gibi ona acıyan ve sonunda isyanlarını duyan Kader'in,onun için başka planları vardı artık ya da mahpus talihi yine onun yüzüne gülüyor sonra da kıçına bir güzel tekmeyi atmayı planlıyordu.

Kalabalık denizde şezlong bulmak zor olsa da neyse ki Kötü Kral'ın sihirli güçleri vardı da istedikleri yeri ufak bir parmak hamlesiyle kolayca kapabilmiş, kahvaltı için söyledikleri tostları ve patatesleri yerken Kieran 'yüzünü okşayıp geçen hafif rüzgarla göz kapaklarının yandığını hissederken "Beğendin mi? " diye soran adamı başını olumlu anlamda sallayarak yanıtladı. "Senin yaptıklarını daha güzel oluyor. "

Güldü Talha, tostundan kocaman bir ısırık aldı.

"Ne zaman Pokemon yakalayacağız?"

"Yemeklerimiz bitsin, öyle. Ben çok açım, aç ayı oynamaz. "

"Neden kendine ayı diyorsun? Sen yavru köpeksin. "

"Bana köpek dedin! " sahte bir alınmışlıkla mırıldandı Talha.

"Ama yavru dedim. Sen ise kendine ayan beyan ayı dedin."

"Ben yavru köpke miyim şimdi? " dedi Talha.

"Köpke ne? Köpek dedim sana. "

Talha ,yeni dönemin muhabbetlerini hiç anlamayan eşiyle kahkahalar atarken "Çok tatlısın, kafayı yiyeceğim. " dedi.

"Ben seni hiç anlamıyorum. " Kieran ,kahkahalar atmaya devam eden adama garip garip bakarken birkaç saniye sonra "Köpke, köpek demek mi? " diye sorduğunda eşi daha fazla kahkaha attı.

"Oyunu aç bakayım. " dedi Talha kendisini toparlamayı başardığı zaman ters ters bakan sevgilisi huysuz kedilere benziyordu. "Pisi pisi, bakma öyle. Yavru köpek ham yapar bak seni. "

"Pisi pisi mi? "

"Miyavla bakim. "

"Talha, aklımla dalga geçme. " diye cırladığında Kieran, esmer bebek tekrardan kahkahalar attı. Büyük elin kemikli parmakları çıplak omzunu ve yanağını okşarken kendisini tutamayarak gülümsedi.

"Miyavlayacak mısın? "

"Sen havla, öyle. " dediğinde Kieran, adamın elbette havlamayacağını biliyordu. Patates ağzına atarken "Hav." diyen adamla şok olarak başını kaldırdı.

"Hadi." dedi Talha memnun bir tebessümle. "Sıra sen de. "

"Hayır."

"Sözünden dönüyorsun ama Kral'ım. " çapkın bir sesle mırıldandı Talha. Sevgilisi gözlerini devirip birkaç saniye ona ters ters baktıktan sonra "Miyav~" dediğinde esmer adamın ciddileşip "Sevişmeye geliyorum." diyerek üzerine atlamak için doğrulmasıyla "Hop, hop. Dışarıdayız, bir de geleceğini haber veriyor. " uyarısıyla somurtarak yerine oturdu ama sonra aklına gelen şarkıyı değiştirerek "Küçük kedi kükredi.. " diye mırıldandı medelodik bir tonda.

Sinir etmeyi başardığı eşi ters ters ona bakarken yandan yandan sırıttı..Sevişememenin acısını böyle çıkarırdı işte!

"Neyse ki şu an çok seksi duruyorsun. " diye homurdandı Kieran ama içten içe şu anki halleri çok hoşuna gidiyordu. "Ben kedi değilim, ejderhayım."

"Ejderyam olduğu için artık mutluyum. " dedi Talha, internet ağzına bir gönderme daha yaptı ama eşi yine anlamayarak ve bilmiş bir tonda "Ejderha, Talha. Ejderha. " dediğinde yine ve yine kahkaha attı. "Bugün beni çok güldürüyorsun. "

Gülümsedi Kieran, adamı ağlatıp üzdüğü günler yakasına yapışmış olduğu için acı çekiyordu içten içte. "Bekle, Ejderya ejderha demek mi? Aynı köpke gibi? "

Talha birkaç saniye kendisini tuttu ama maalesef daha fazla dayanamarak kahkaha attığında çok utanmış eşi de koluna bir yumruk patlattı..

Esmer beden tek elinde tuttuğu telefonun ekranında parmaklarını gezdirirken bir yandan da patateslerini bir bir öğütüyordu."Adın ne olsun? "

"Neyde? "

"Oyunda."

"Grimhilde, yap. "

"Soy ismin? "

"Soy ismimiz. " diye düzeltti Kieran, göz ucuyla ona bakan adamla gözlerini kaçırıp küçük bir sırıtmayla kelebek kovalayan küçük köpeği izledi.

Son kalan patatesi içeceğiyle beraber mideye indirirken, sevgilisinin yardımıyla oyuna giriş yaptı.

Kamera açıldığı zaman telefonunu etrafa tutarken "E ,hiçbir şey yok. " dediği sırada hemen önünde oturan adamın kucağında duran animasyon varlıkla "Aha! " diye bağırarak eliyle adamın bacakları arasını kavradı

Talha ciyaklayarak elindeki yarısı ısırılmış patatesi kum düşürürken "ÖYLE DEĞİL!!! " diye bağırıp kimsenin onları görmediğinden emin olarak sevgilisinin elini oradan uzaklaştırdı.

"Yakaladım işte! " Kieren avuç içini ekrana gösterdi sonra kamerayı tekrar adama çevirdi. "Ama yakaladığım şeyi kabul etmiyor, bozuk bu oyun! "

"Kız, cırlama iki dakika öyle yapmayacaksın. " Talha, telefonu alıp eşine nasıl Pokemon yakalanacağını gösterdi. "Bak, böyle yapacaksın. Elini oraya buraya atmayacaksın yani! "

"Ay, tamam bağırma. Nereden bileyim ben böyle yapıldığını? " Kieran ,esmer adamın kahkahalar atmaya başlamasıyla utanarak "Gülme." diye sızlandı.

"Bugün beni gerçekten çok güldürüyorsun."

"Bence sen gülecek bahane arıyorsun. "

"Ne güzel işte. " dedi esmer beden iç çekerek. "Gülmekten güzel ne var? "

"Fazla gülmenin bolca ağlama getirdiğini söylemediler mi sana? "

"Söylediler de inanmıyorum ben. " dedi Talha. "Sen de inanma. "

Gülerek başını iki yana salladı önüne uçan bebek mor saçlarını kulağının arkasına tararken son patatesi kendi yiyecekti ki içindeki hisle adamın ağzına tepiverdi ve ayağa kalktı. "Hadi, oyunu oynayalım. "

"Lütfen Pokemon avlayayım derken başka şeyler avlama. " ima ettiği şeyle eşinin ayağı poposuna doğru kalkıp şap diye vurduğunda gülerek ileriye kaçtı esmer. "Karate de mi biliyorsun? "

"Elbette.. Kaşınmayı bırak da gel buraya. Şunu oynayalım artık, merak ettim. " esmer beden gülerek yanına geldiğinde omzuna yaslanan çeneyle gülümsedi..

Sahilde bir sağa bir sola koşturup, ara ara bağrışarak insanların dikkatlerini kendilerine çekerken oynadıkları Pokemon avının sonunda Kieran kendisini şezlonga atmış hâlâ koşturan şapşal adamı izlemeye başlamıştı.

Yavaş yavaş aşağıya doğru kayan güneş gözlüğünü düzeltip "Gel artık buraya! " diye seslendi. Elini kaldırıp bir dakika işareti yapan adamla gülerken çenesini kaşıdı sonra gözlerini insanlarla dolu sahilde gezdirdi.

Her ortam, her insan farklıydı.

Farklı hayatlar, farklı muhabbetler vardı.

Ve bu farklılıkla dolu kalabalıklar çok yorucuydu, ayak uydurmak zordu.

Neyse ki Kieran kimseye ayak uydurma telaşı içinde değildi hatta,Talha hariç ,insanların ne yaptığı veya hayatı umrunda dahi değildi.

Elindeki kara büyüler kitabına çevirdi gözlerini ama sürekli Talha'ya bakası geliyordu neyse ki şebek adam, daha fazla dikkatini dağıtmayı bırakıp yanına gelmeyi başardı.

"Yakaladım." diyerek üzerine eğilen esmer adamın çenesine parmağını sürterken açık açık kalabalık alanda flört ettiklerini fark etti.

O da eşi de gerçekten çok cesaretli ya çok salak ya da çok köy göte gitsin kafasıyla davranıyordu.

Yandaki şezlonga yüz üstü uzanarak esneyen beden, eşinin beyaz tenini izlerken "Güneş kremi sürsek mi? " diye sordu. "Daha yeni sürdük. " cevabıyla zıpkın gibi kalktı.

"Nereye yine? Ne bitmek bilmez enerjin var senin yoksa yorulduğunu anlamayacak kadar şuursuz musun? " hayretle mırıldandı Kieran. Yanağına bırakılan hızlı öpücük ve "Enerjimi senden alıyorum, çıtır bebeeek! " diyen eşiyle hayretle kalakaldı.

"Geliyorum hemen! " Talha koştur koştur arkada kalmış binaya doğru ilerledi.

Kieran yanağını parmak uçlarıyla ovup şöyle bir etrafa baktıktan sonra gülümsedi ama saklamak için elinde kalmış kitabı yüzüne doğru kaldırdı..

Birkaç dakika sonra yine koştur koştur gelen yavru köpek "Çok yorulduk dimi ?" diyerek eline karadutlu dondurmayı sıkıştırıp çikolatalı ve naneli dondurmasını yemeye başlayan eşinin haline gülerken "Talha." dedi.

"Hm? Eritmeden ye bak. " kaşığıyla dondurma kabını gösterirken "Seni seviyorum. " cümlesiyle birkaç saniye beyni dondurmadan(!) dolayı dondu ardından "Ben de seni. " diye fısıldadı aşkla. "Ben de seni seviyorum. "

Önlerinden geçen çocuklardan biri dondurmasını düşürünce diğer çocuk onun haline gülerek kendi dondurmasını yemeye devam etti, dondurması çöp olmuş çocuk ise ağlamaya başlarken Kieran birden "İnsanın nasibi belli şeylere yetiyor ve belli bir zamandan sonra hiçbir şeye yetmiyor. " deyiverdi.

"Nasıl yani? " Talha birden değişen muhabbetle afallarken "Mesela benim nasibim iyi bir aileye, arkadaşa yetmedi. " cümlesiyle elini göğsüne koydu ki "Tabii sonra sen geldin. " cümlesi eklendi. "E, daha ne olsun! "

Güldü Kieran.

"Demeye çalıştığın şeyi anladım ama bence öyle değil. Kırk yaşından sonra bana olan var, elli yaşında ruh eşini bulan var, felakette her şeyini kaybedip sonrasında çok zenginleşen dünyaları satın alan da var.. O, herkese göre değişir. Hayatının belli döneminde şanssız olup sonra şans içinde yüzden tam tersi olan da var. Şu an senin hayatın başka aşkım, enerjini kirletme. Hayatına güzel şeyler çekmek için kötü şeyler düşünme. " dedi Talha, gülümsedi karamsar eşine. "Biraz benim gibi pozitif olmaya çalış. "

"Tecrübelerim izin vermiyor Talha. Yaşadığım şeyler sayesinde sevmemeyi, nefret etmeyi, intikam almayı, öldürmeyi, acımasız olmayı öğrendim ben. Tecrübe ve büyümek budur. "

"Bence bu kolaya kaçmaktır. Tecrübe onca zorluğa rağmen yüreğinle bağlantıyı kesmemek, hak edene hak ettiğini verebilmektir."

"Böyle olmaktan ben de memnun değilim, canım acıyor. "

İrkildi Talha.

Eşi acıyor,derken rüyada gördüğü gibiydi bir sesle mırıldanmıştı.

"Aşkım, niye böyle hüzünlü bakıyorsun? " diye sordu kendisini tutamayarak. "Biliyorum, kötü şeyler yaptın kötü şeyler yaşadın ama artık hayatın bambaşka."

"Talha, o kadar basit değil. Senin sevgini hak etmediğimi düşünüyorum. "

"Saçmalama! " diye çıkıştı Talha. "Seni  bu konuda anlamaya çalışıyorum, inan bana. Bak, bu dünyada o kadar iğrenç ve rezil insanlar var ki aklın durur. Onları bile seven, destekleyen, aşık olan kişiler var. Herkes nasıl biri olduğu fark etmeksizin sever ve sevilir ya da tam tersi sevmez ve sevilmez. Ben seni seviyorum, geçmişinde yaptıkların da benim burnumu sokacağım bir konu değil. Farklı bir evrenden buraya geldin ve beni buldun, beni seviyorsun ve ben de seni seviyorum. Peşimizden intikam için koşturanlar yok, mahvetme göreviyle yüklendiğin bir masal yok, kötü veya iyi olmak zorunda değilsin. Burası karmaşık bir dünya ama kesin ve net çizgileri olmayan bir dünya. Evet, geçmişinden kaçamazsın ve yine evet, acı da çekebilirsin bu konuda ama değiştin Kieran, hayatın değişti. Sen bambaşka bir hikaye yazıyorsun."

"Seninle birlikte yazıyorum. " diye fısıldadı Kieran, büyük elleri tuttu sıkıca sonra dudakları öpecek gibi oldu ama kulaklarına dolan seslerle insanları anımsadı. "Hadi denize gidelim. " dedi onun yerine, eşi de gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı.

İçini dökmeye, düşüncelerini anlatmaya alışık değildi.

Yıllardır her şeyle yalnız başına savaştığı, her şeyi içine attığı için yanında onu dinleyen ve destek olan birilerinin olması garip ama güzel geliyordu..

İnsan, hangi evrenden gelirse gelsin insandı işte!

Yine muhtaç, yine muhtaçtı...

Sıcak denizin suyuna kendilerini bıraktıkları zaman Talha "Sizin oralarda deniz nasıl? " diye sordu.

"Soğuk." dedi Kieran, saçlarını geriye atarken "Genel olarak soğuk. " dedi tekrardan. "Ben pek denize girmiyordum. "

Bazen siyah şapkası ve deniz şortunu, üstüne de siyah uzun tülünü giyip yine siyah gözlükleriyle hizmetlilerin kurduğu yumuşak şezlong benzeri koltuğuna yayılır ayağına gelen yemekler ve içecekler eşliğinde denize bakardı saatlerce sonra kalkar ve giderdi.

"Neden ,sevmiyor musun ki? "

"Sev.. Miyorum diyebilirim. " diye mırıldandı. "Daha önce bu konuda düşünmedim.. Bilemiyorum. "

"Deniz mu havuz mu? "

"Ee.. " Kieran, hayatında aldığı en değişik sorularla afallarken "Havuz." deyiverdi.. Genelde ona 'Git buradan, seni istemiyoruz...' gibi gibi sorular (!) sorulduğu için eşinin sorusu garibine girmişti.

Sessizce kendisini suya bıraktığı sırada eşi "Ben deniz insanıyım bence. Biliyor musun bir dönem havuzda can kurtaranlık yapmıştım o zamanlar Asaf'ın eşi Minmin hamileydi. " diyerek geçmişini anlatmaya başladığında gözlerini kalabalık sahilden ona çevirdi ki o sırada esmer de ona bakmıştı.

Talha suyun yüzeyinde saçları dağılmış adamın ona baktığını görünce kalbi tekledi." Şu an çok güzel gözüküyorsun. "

"Sadece şu an mı güzel gözüküyorum? "

"Hayır,her zaman güzel gözüküyorsun ! "

Eşinin paniklemesine güldü Kieran. "Konser ne zaman başlayacak? "

"Saat dokuz gibi. "

"Bir saate kadar pansiyona dönelim. Anca hazırlanır çıkarız. "

"Evli çiftler gibiyiz. " gülümseyerek aynı şekilde eşinin yanına yattı Talha.

Dalgalar koca cüsselerini hafif hafif bir yerlere doğru sürüklerken ayakları birbirlerine değiyordu.

"O yüzüğü boşuna mı verdim? "

"Doğru, biz zaten evliyiz. "

Güldü Kieran. "Evliyiz.. Düğünümüz olmadı ama. "

"Olsun."

"Evli olduğumuzu da yeni öğrendin çünkü yüzüğü verirken teklif etmedim. "

"Olsun."

"Talha." yattığı yerden doğruldu Kieran, eşi de doğruldu. "Bana istediğin şeyleri söyle, yaptığım her şeya tamam deme. "

"Tamam.. "

Tek kaşını kaldırınca kötü kral, esmer beden panikle "Yani.. Tamam.. Yok yani.. Demem! " şeklinde bir şeyler gevelemeye çalışınca gülerek karaya doğru ilerledi ama sudan tamamen çıkmadı, dalgaların vurduğu yere uzandığında ördek gibi olmuş beden de yanına uzandı.

Denizin kenarındayız uzanmış birbirlerine bakarken üzerlerine gelen dalga ikisine yorgan oluyor gibiydi.

Kieran uzun süren sessizliği "Sesi duyuyor musun? " diye sorarak bozarken çapkın bir gülümseme ile "Sana olan aşkımın sesini mi? " diye soran adama dank diye "Hayır." dedi. "Muhabbet kuşu sesini. "

"Muhabbet kuşu sesi mi? " ayağa kalkan eşiyle afallayarak doğrulurken gözlerinin önünden geçen mavi beyazlı kuşla irkildi. "Aaa.. Kaçmış bu bebek! "

Kieran düşünceli bir sesle "Nasıl yakalayalacağız?Ölür, kedi dolu burası." dediğinde ela gözler öyle bir hayranlık ve aşkla bakmıştı ki ona maalesef kuşu takip ettiği için görememişti.

"Ben telefondan kuş sesi açayım mı? Gelir belki. "

"Yavru daha, güvenip geleceğini sanmıyorum yine de deneyelim. " dediğinde kral, eşi koştur koştur şezlongta duran çantadan telefonunu çıkartıp kuş sesi açtıktan sonra şemsiyenin en tepesine konmuş kuşa doğru uzattı ama karşılık olarak kuştan garip bakışlar ve birkaç ötüş dışında bir karşılık alamadı.

İnsanlar da merakla etraflarına toplanırken ekmek, su uzatan, eliyle kuşu tutmaya çalışan oldu ama kuşun bir sağa bir sola kaçması dışında hiçbir şey olmadı.

Çoğu kişi pes ederek ayrılırken kuş için en çok endişelendiği sanılan Kieran onca çabaya bir yardım eli uzatmamış oturduğu yerde telefon bakmıştı.

Talha kuşu kovalamaktan yorulmuş halde "Yok, muhabbet kuşu değil çita sanki! " diyerek eşine baktığı anda kaşlarını çattı. "Kieran! "

"Hm? "

"Kuş! "

Kieran telefonunu kapattı, kollarında olmayan kumaşları sıvayarak kendinden emin adımlar attı...

Attı.

Attı.

Adımları arttı ve bir yerden sonra hızlandı..

Sonuç olarak herkesi yoran kuş, sahilden uçup gittiğinde nefes nefese kalmış beden ellerini dizlerine yaslayarak "Kuş beyinli.. " diye tısladı kuşun arkasından.

Talha ise "Yakalayamadık." diye mırıldandı üzgünce.

"Yapacak bir şey yok aşkım." diye fısıldadı Kieran,adamın ıslak saçlarını okşayıp "Belki çok daha iyi bir ailesi olacaktır. " dediğinde esmeri itiraz edecek gibi olunca "Üzülme." dedi hemen.

İnsan içinde olmasalar kargaya dönüşür tek hamlede yakalardı kuşu. "Ben ona koruma büyüsü yaparım." parmakları arasındaki tüyü gösterdi. "Başına bir şey gelmez."

Koruma büyüsü hem iyisiyle hem kötüsüyle olan iki türlü bir büyüydü. Kieran,karanlık büyüklerle oynadığı için haliyle yapacağı büyüdü de kötü türlü koruma olacaktı ama sonuç olarak kuşun başına bir şey gelmeyecekti.

"İşe yarayacak mı? "

"Benden bir şey götürdüğü veya başıma bir şey geldiği sürece evet, yarayacak. "

"Ne demek ki şimdi bu? "

"Her büyünün bedeli vardır Talha. " adamla ortak paylaştığı kalbin bile bir bedeli vardı. Muhtemelen artık güzelliklerini gördüğü Dünya'nın ya da Dünya'ların kötülüğünü içten içe bilerek sessiz acı çekmekti bu bedel de. "Küçükken yer bulma büyüsüyle birlikte en sevdiğim battaniyemi kaybederek bunu öğrenmiştim. Her kötü, büyüklerin bedelini bu şekilde öğrenir. " en sevdikleri şeyi, kendi elleriyle kaybetmek zorunda kalarak. "Ben her zaman kötü değildim,ben de çocuk oldum. " diyerek gülümsediği zaman yannda duran adamın bir şey demesine izin vermeden şezlonglara ilerledi "Gidelim artık, daha konsere yetişeceğiz. " derken.

Talha biraz durdu ardından eşine ayak uydurdu...

🍪

👑


Pansiyona döndüler.Hızlıca ve birlikte, elleşerek, duş aldıktan sonra hazırlanıp koştur koştur arabaya bindiler. Biraz hızlı ama Talha'nın 'Trafik kuralları bebeğiiiim~' felsefesine uyacak kadar hızlı bir şekilde konser alanına geldikleri an öyle bir kalabalık vardı ki Kieran 'Ben arabada beklemeyim.' demeyi düşünmüştü fakat ela gözlerdeki heyecan dolu parlaklıktan ötürü sustu hem her çeşit insan bulunan bu yerde eşini öylece bırakamazdı.

Muhabbet kuşu için yapması gereken koruma büyüsünü de hâlâ yapmamıştı çünkü bir kuşu korumak için yaptığı büyünün bedeli bu kalabalıkta eşinin başına bir şey gelmesi demek olabilirdi.

Talha konusunda Kader'ine karşı çok paranoyak davranıyordu. Mahpus Kader'i, Talha'yı ona verdiği gibi acımasız bir şekilde almayı da planlıyor olabilirdi..

Eşinin yolda darlamaları yüzünden yalan 'Muhabbet kuşu için büyüyü yaptım. ' diyerek yalan söylemek zorunda kaldığı için de huzursuzdu.

"Aaaaa! " Talha heyecanla çığlık atarak adamın kucağına zıplarken sahneye atlayacak gibiyken onun aksine ve birçok insanın aksine eşi aşırı sakin duruyordu."Nasıl bu kadar sakinsin!? Sahneye çıkıyorlar!!!!! "

"Aşkım, bağırma. " diye mırıldandı Kieran. "Düşeceksin ayrıca! " adamı sıkıca tutarken eşinin diğer insanlarla birlikte çocuk gibi bağırması yüzünün buruşmasına sebep oldu.

Bunca insanın neşeli çığlıklar atması garipti. Toplu çığlıklar anca felaket ve korkutucu şeylerde olmaz mıydı? İnsanlar neyden bu kadar.. Zevk.. Alıyordu?

Sahneye çıkan grupla birlikte bir renk cümbüşü yaşanırken Kieran da istemsizce bir hayranlığa ve meraka kapıldı.. Yine de çığlık atmadı.

"Kim olduğumu..
Ne olduğumu..
Bilip görmeden sevdin.. "

İrkildi Kieran, yanında şarkıya eşlik eden esmere baktı.

Bir şansım olsa..
Neler dilerdim..
Mutlu edebilmek için.. "

Şarkının hayranı Talha'ydı ama şarkının kısımları sanki Kieran'ı anlatıyor gibiydi bu yüzden adamadan çekemedi gözlerini.

"Hep yanımda ol..
O bile şans..
Yalnız kalmam çok zor..
Belki tükettim..
Gençliğini..
Çok özür dilerim pardon.. "

Talha gülümseyerek eşine baktığında aldığı hüzünlü, duygusal ve daha birçok bakışla dolu gözlerle "Ne oldu? " diye sordu ama sesi duyulmayacak kadar kısık çıkmıştı.

"Gördüğünüz..
Mahpus bedenim..
Prangam sadece beynim..
Hayat sahnesi..
Dram da olsa..
Bu kez söz güleceğim.. "

Gülümsedi Kieran. "Bir şey olmadı. " diye fısıldadı, sevgilisi dudaklarını okudu.

"Dans et..
Benimle dans et..
Tut şu elimden..
Kurtar dertlerimden..
Dans et..
Benimle dans et..
Kimse etmezken..
Sen tut şu elimden.. "

İnsanlar zıplayıp hoplarken Kieran, büyük eli aşağıda yakaladı.

"Dans et..
Benimle dans et..
Tut şu elimden..
Kurtar dertlerimden..
Dans et.. "

Işıklar patlıyordu, yanındaki heyecanlı adam şarkıya diğer insanlarla birlikte eşlik ederken "Talha! " diye seslendi eşine ama duymadı bu yüzden böğrüne parmak sokarak dikkatini çekti. "Sen bu şarkıcıyı çok mu seviyorsun? "

"Çok! "

"Benden de mi çok? " sorduğu soruya kendisi de şaşırırken eşi "Hayır." dedi şapşal şapşal.

"Seni herkesten çok seviyorum. "

"Tamam.. "

"Tamam mı? Neyse, zıplayacağız hadi! " adamın ellerini tutup şarkının son kısmında zıplamaya başladığı zaman Kieran da birkaç saniye durmuş sonra eşlik etmişti ona.

"Benimle dans et..
Kimse etmezken..
Sen tut şu elimden. .
Kimse etmezken.. "

"Bitti mi konser? " diye sordu Kieran.

Güldü esmer adam, hayatında ilk defa konsere gelmiş eşinin sudan çıkmış balığa dönmesi hatta peri masalından çıkmış kahramana dönmesi yüzünden düştüğü şapşal hal komiğine giderken "Hayır tabii ki! " dedi. "Şimdi yeni şarkıya başlarlar. "

Kieran başını olumlu anlamda salladı ama içten içe konserin bitmesini istedi çünkü aklına harika bir şey gelmişti ve bir an önce aklına gelen şeyi canlandırmak, eşinin yaşayacağı duygulara şahit olmak istiyordu ayrıca kalabalıktan çıktıktan ve sonra da kuşu korumak için büyü yapacaktı. Çok geç kalmamıştı bunu yapmak için, cebindeki tüy renklerini kaybettiği zaman kuş ölmüş olacaktı şu an hâlâ canlıydı belki de birileri çoktan evine almıştı onu,aynadan bile öğrenirdi bunu..

Konser bitene kadar eşine ayak uydurmayı da öğrendi ama insanların bakışları yüzünden çok da rahat hareket edemedi. Bazen zıplamak ve bilmediği şarkıyı sanki biliyormuş gibi bağırarak söylemek de istedi ama yapamadı. Eşinin aksine onun sosyal alanlarda sıkıntısı vardı.. Bu da yeni moda olmuştu! Daha önce hiçbir insandan utanmaz, çekinmez, ezer geçerdi..Sanırım bu yeni kalbinin ve hayatının getirdiği bedellerden birisi de buydu.

"Evet, gidiyoruz.. " diye üzgünce mırıldandı Talha,konser bitişinde. Herkes geriye doğru dağılıp giderken elini tutan adam ileriye doğru ilerleyince afalladı.

İnsanlara çarpa çarpa hızlı bir şekilde ilerlerken kendisinden emin ve biraz da tereddüt barındıran siyahlara baktı. "Nereye gidiyoruz? Araba arka tarafta. "

"Arabaya gitmiyoruz. "

Talha, onları sanatçıların bulunduğu yere doğru sürükleyen eşiyle "Kieran! " diye mırıldandı heyecanla. Kalbi güm güm atmaya başlarken önlerine çıkan güvenliği tek parmak hareketiyle hipnoz eden adamın güzelliğinde kavrulurken "Kieran! " diye bağırdı bu sefer.

Kieran gülümsemesini bastıramazken hedefe kitlendiği şarkıcıyı gördüğü zaman dudaklarını araladı..

Talha için sonrası bir hayal gibiydi.

Dünya'nın en güzel rüyası gibi, tabii eşinden sonra.

Ne oldu ne bitti hiç anlamadan kendisini Hayko Cepkin ile tanışmış buldu, imzasını aldığı yetmemiş bir de fotoğraf çekilmişti...

Sarhoş gibi etrafa bakıyordu, gülümsüyordu.

Ehliyetini Shrek'in bir köyünden almış gibi arabayı kullanırken trafiğin içinden geçen eşine bakıyor, bir yandan çekildiği fotoğrafı ve yedeklerini saklayan telefonunu sıkı sıkı tutuyordu.

"Kieran~"

"Söyle! " Kieran,yola kitlenmiş halde direksiyonu deli gibi sağ sol yaparken eşinin başı yanmasın diye de arabanın plakasını büyüyle değiştirmişti çünkü o kadar makas atıyordu ki illaki küfür ve şikayet yiyordu.

Araba kullanmak da Dünya'nın en gerici işi olduğundan o kadar streslenmişti ki bağır çağır cevaplar veriyordu sakin, sarhoş gibi konuşan eşine.

"Seni seviyorum~"

"Ben de seni! " arabayı birden boşluğa doğru kırarak park ettiğinde aynı yere park etmeye hazırlanan araba öylece kalakalmıştı. "Geldik! "

"Nereye? "

"Res-" bağırdığını fark ederken kendisini toparlayarak "Restorana." diye mırıldandı sakince. "Yemek yiyecektik ya? *

"Boşver yemeği, ben seni yiyeceğim~" Talha, elindeki telefonu bırakmadan eşinin üzerine çullandığında Kieran neşeli bir kahkaha patlattı..

Hayat en az Kader kadar çok garipti.

Hiç beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz şeyler olabiliyordu...

✧༺♡༻✧


Buradan geçmişte Barış Manço ile tanışan Çağlar ve Adil'e bu taraftan da Hayko Cepkin ile tanışan Kieran ve Talha'ya selamlar 😌✌

Gittiğim hemen hemen her yerde muhabbet kuşu buluyorum. Odama dalan kuş, pencereme gelen Limon'um, sahilde gördüğüm kuş bugün de mahallede gördüğüm kuş.. Bunun bir anlamı var mı yoksa sadece tesadüf mü bunlar?

Uzun bir süre yazmaya çalıştığım bölümü en sonunda garip bir şekilde bitirebildim. Umarım bu ne yahu, diyerek okumamışsınızdır 🤭

SİZLERİ SEVİYORUM.

Continue Reading

You'll Also Like

164K 961 6
mesleğini eline alamayınca kendini barlarda escort ilan etmiş bir kızın aşk hikayesi...
772K 29.2K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
472K 31.9K 40
Yüzbaşı Demir ve Öğretmen Ali "Sakin ol öğretmen ben buradayken kimse sana hiçbir şey yapamaz" Ama ben kendim için değil onun için korkmuştum o gün...
3.6M 132K 73
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...