PARÇALI HAYATLAR SAĞ-SOL...

By onuseviyorum105

46.1K 4.3K 2.9K

Türkiye'de olduğu gibi, Avrupa'da da başkaldırı yılı olan 1968 yılının gençlik eylemleri, Üniversitedeki boyk... More

Ben Bışar
Ben Zafer
İstanbul'a Yolculuk
Sosyalist Düşünce Derneği
İlk Karşılaşma
Kavga
Veda
Ülkü Ocakları
Ömer'in kıskançlığı
şikayet
Oya Sencer olayı
Zamansız Yumruk
Zafer'in İlgisi
Zafer'in kokusu
Kıskançlık
Beklenmedik Öpücük
Red ediliş
Dertleşmek
Zafer'in Geçmişi
Senden Gidemiyorum
Aşk Acısı
Çatışma
Çıkmaz Yol
Sevgilim Mi?
İlk Sevişme
Bırakma Beni Zafer
Delirmek
İntikam
Turan'ın Öfkesi
Seni Çok Özledim
Baran'a Zorbalık
Sadece Öp Beni
Ruhların Birleşimi ( yarı smut )
Baran'ın Katilleri
Korkuyorum
Şüphe
Kırmak
Z Harfi Kim ?
Hasretinden Prangalar Eskittim
İçine Kapanmak
Ölümden Bahsetme
Vazgeçirmek
Kanlı Pazar
Kaza
Yaşayan Ölü
Cevabı Bulunmayan Sorular
Üç Fidanın İdamı
FİNAL
Duyuru

ilk temas

1.1K 110 75
By onuseviyorum105


1 ay sonra ( Kasım 1968 )

🍂

Havalar artık yavaştan soğumaya başlamıştı. Mesut'un dediğine göre 1 ay sonra daha da soğuk olacakmış. Özellikle aralık ayına yakın...

Bende şimdi kafam dolu bir şekilde kampüse doğru yürüyordum
İlk ay olmasına rağmen annem burnumda tütüyor, özlemekten burnum sızlıyordu. Resimleri bende vardı fakat yetmiyordu. Çoğu zaman amcamda keşke burda olsaydı diyordum. Onun varlığı her zaman bana güç vermişti çünkü.

Ben bunları düşünürken yanımda yürüyen ve varlığını az daha unutacağım Mesut'ta benimle beraber yürüyordu. "Hayırdır yoldaş, pek dalgınsın. Bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden söyle" dediğinde, hafifçe tebessüm edip elimi omzuna attım ve öyle yürüdük. Minnet duyuyordum ona. İyi bir arkadaştı.

Dernekte de çok aktif biriydi. Aynı fakültede idik. O ikinci sınıf öğrencisiydi ve bizden farklı olarak Radyo Televizyonculuk bölümünü okuyordu. Fakülteye ve derslere alışmam için de elinden geleni yapıyordu
İlk zamanlar Ramazan, Ben ve Memo derneğe adapte olmada sıkıntı yaşıyorduk. Mesut sağolsun neyin ne olduğunu sıkılmadan anlatıyordu.

Devrim başkan, sürekli dernekte olmuyordu. Onun yerine daha üst sınıftan kişiler vardı.

Bunların arasında en aktif üye olan Deniz Gezmiş'ti. Hukuk fakültesi 3. Sınıf öğrencisiydi. Üniversiteden de sorumlu başkanımızdı. Onun dışında Memo'ya çok destek oluyordu. Birde aynı fakültede olmaları, sebebiyle daha iyi bir anlaşıyorlardı.

Peki beynini siktiğim kuzenim nerede şimdi diye soracaksanız olursanız!. Hemen söyleyeyim.

Üst sınıflarda okuyan ve kendisinden iki yaş büyük bir kız ile sevgili olmuştu. Şimdi de kızın yanında. 'Kesin şuan keriz gibi para yediriyordur' diyordum içimden.

Akşam eve gelsin de, onu bir dayak manyağı çevireyim kendine gelmesi için.

Para bu, su değil. Parası biterse benim paralarıma konacaktı. Ben ne yapardım peki? Memo'yu keserdim. En iyisi katil olmadan önce Memo ile bir konuşmamdı. Eniştem Mersin'de onun için çalışırken, o burada kızlara yediriyordu. Hayır kızda kız olsa içim yanmazdı...

Nihayet okula yetişmiştik. Üniversitenin kafesine bakarken tamda tahmin ettiğim gibi kafe de kızla beraber kahkaha atıyordu. Hayır yani, komik ne varda bu kadar gülüyorlar.

Mesut kolumdan çıkıp, bana döndü ve samimi bir dille "Yoldaş, ben arkadaşların yanın geçiyorum istersen sen de gel"

Başımı hayır diye sallayıp çenemle kampüsün kafesini gösterdim. "Yok kardeş ben bu salak Memo'ya bakıp geleyim"

Mesut kahkaha atarak elini omzuma atıp "Tamam, kolay gelsin sana"

"Eyvallah, yoldaş"

Bir saniye daha durmadan kafeye doğru yürüdüm. Kafenin yanına gittiğimde Ramazan'ı da Memo'nun hemen yanında gördüğümde homurdandım. Ulan ne ara gelmişlerdi. Bende, Yolda gelirken Ramazan neden yanıma uğramadı diye söylenip, vicdan yapıyordum.

Karşımda ise, iki koca adamın resmen bir kızın ağzına düşeceği resmediliyordu.

İki üç adım daha atarak, nihayet bedenimi kafenin kapısından içeri soktum. Sağ tarafımda Turan'ı gördüm. Memo'ya çok pis ters bakıyordu.

Arkada ise kafenin sahibi de radyoyu açmıştı, Cem Karaca şarkısı çalıyordu. En sevdiğim şarkıydı.

Elimle alnımı ovalayıp sabır çektim ve tam yanından geçiyordum ki, onun arkadaşlarından olan Ömer diye bir it, yine saçma sapan konuşmaya başladı

"Vayyy, solak gelmiş hoş gelmiş!" diye aptal saptal konuştuğunda hep bir ağızdan eşşek gibi anırdılar.

Yalancı bir sinirle gülümseyip 'Solak ne amına koyayım ulan bari adam gibi birşey bulsaydınız' diye içimden söylendim.

Ters ters önüme bakıp ses etmemeye çalıştım. Zaten sabahtandır anne özlemi vardı üzerimde. Birde bu köpeklere bulaşmak istemiyordum.

Onun arkasından Turan elinde kırmızı tespihle ağzını aralayıp konuşmaya başladığında, ona döndüm.

"Hayırdır lan, dilinimi yuttun. Ee tabi, amcası burda olmayınca bir sike yaramıyor" deyip bacak bacak üstüne attı.

Ciddi anlamda sabır kotam da dolmuştu artık tek bir lafa bakıyordu bu dakikadan sonra.

Tam ağzıma geleni saydıracaktım ki kapının girişinde, elinde kahve bardağıyla Şakir hocayı bana doğru adımlarken gördüm. Kolumdan tuttuğu gibi biraz uzaktaki bir masaya çekti beni. Ramazan ile Memo ise ağızlarından akan suyla hala benden haberleri yoktu.

"Cevap verme buna, gereksizin tekidir" dedi

Böyle söyleyince hocanın yüzüne tip tip bakmaya çalıştım. Benden herhangi bir ses göremeyince devam etti "Abisi, bunun gibi değil. Bu biraz fazla başıboş bırakılmış!" ondan gözümü alıp Camdan Turan'a baktım.

Hayır yani, Şakir hoca ne ara tanıdı da onun iyi biri olduğuna karar vermişti. Yada ne ara Turan'la vakit geçirdi de onun kötü olduğuna kanaat getirdi.

Yeşillerimi camdan çekip ayıp olmasın diye karşımda oturan adama diktim "Hocam emin olun abisi bundan beter. siz bilmezsiniz bu aileyi. Fare gibilerdir. Nerden çıkacakları belli olmazlar. Girdikleri heryeri leş edip bırakırlar"

"Az çok biliyoruz be koçum" deyip göz kırptı.

"Anlamadım hocam "

"Boşver" dedi, ve devam etti "Ben yerinde olsam ne solcularla ne sağcılarla takılıp geleceğimi heba etmezdim" dedi hocadan çok, bir dost gibi konuştu.

Hocamın hangi taraftan olduğunu bilmiyordum. Çünkü çoğu fakültede hocalar arasında da rekabet vardı. Ardından Şakir Hoca kolundaki saate bakarak "Neyse ben derse gidiyorum. Görüşürüz" ayağa kalkarak, elindeki bitmiş kahve bardağıyla elini omzuna koyup dostane bir şekilde sıktı, gitti.

Bende gülümseyip görüşürüz anlamında gözlerimi anlık kapatıp açtım. Şakir hocanın arkasından baktığım saniyelerde gözlerim yan masaya kaydı

Memo ile Turan birbirlerini sikecek gibi bakışıyorlardı. Bir olay çıkmadan koşar adım yanına gittim. Memo'yu kendime çevirip "Oğlum, Amcam ne dedi unuttun mu?"

Yüzüme bakmadan "Unutmadım ama ilk bu sikik Turbo laf attı"

Alt dudağımı hafiften dişleyip "Ne diyor?" diye sorduğumda "Boşver!!" deyio bakışlarını benden kaçırdı.

"Hay amına koyayım. Bugünde herkes ortaya laf atıp sonra boşver diyor arkadaş"

Bir hışımla ayağa kalktığımda, oturduğum beyaz sandalye geriye doğru düşüp gürültülü bir ses yankı yaptı.

Memo'nun sevgilisi ise anında topuklandı. Hemen ardımdan Ramo ve Memo'da benimle beraber ayağa kalktılar.

"Lan Faşist. Fakültenin kafesi yetmedi şimdi de üniversitenin kafesine mi göz diktin"

Benim bağırmamla bütün yüzler bize döndü. Kimisi elindeki çayı masaya bırakıp kaçtı. Kimisi de meraklı gibi yerinde bekleyerek bana bakıyordu.

Turan tam ayağa kalkacaktı ki, elinde tespihle kapıda Zafer belirdi. Ses etmeden, usulca tekrar yerine oturdu

Zafer iki elini arkadan bağlayıp, kafası dik bir halde ağır ağır gözümün içine bakarak adım atıyordu. Her adımında ayrı bir tok ses geliyordu. Onu bir aydan fazladır hiç görmemiştim. En son kaşına yumruk sallamıştım.

Göz kırpıp "Hayırdır?" diye sordu

Kalın bir sesle konuşunca, anlam veremediğim bir şekilde yutkunmama neden oldu. Bogazımı temizleyip "Kardeşine sahip çık demişti Amcam sana"

Özellikle Amcam'dan bahsettim ki kudursundu. Ama kudurmak yerine yüzünü buruşturdu. Ellerini önüne alarak tesbihiyle elini bir sineği kovalar gibi yaptı

Sırıtarak "Haaa Şu mesele" diye alayla konuştu

Memo'ya baktığımda hâlâ sinirle Turan'a bakıyordu. Ramazan'da benim yanımda bekliyordu. Ramazan, bir ara elini koluma koyduğunda Zafer'in bakışları oraya kaydı. Sonra tekrardan gözümün içine bakıp "Bışar mısın, Büşra mısın bilmem lakin bu üniversitede fazla borun ötmesin" dedi sert sesiyle.

Sonra kardeşini yanına çağırdı. Bu tartışmanın sebebini sordu. Turan yine göt korkusundan yalan yanlış şeyler söyleyeceğini düşünürken beni şaşırtıp doğruyu söyledi. Memo'yu işaret ederek "Başkan'ım, bu arkadaş sürekli bana bakınca dayanamadım. Bende kendimce uyardım"

Gözünü kardeşinden milim kıpırdatmadan "Ne dedin peki?"

Turan anlık yutkundu, abisinden korktuğu belliydi. Gözlerini kaçırdı ve benimle göz göze geldi. Benim ona küçümser şekilde baktığımı farketmiş olacak ki, sinirle dudaklarını aralayarak tek nefeste söyleyiverdi

"İhanetin telafisi, kahpeliğin bahanesi olmaz ve Ne ilginçtir ki solcu görüşler hayal dünyasında yaşarlar, bir kızın cinselliği için sabahtandır varını yoğunu döktün ortaya" diye söyleyince Zafer sesini stabil tutarak karşılık verdi.

"Peki, bundan sanane Turan başkan. Hmm!!"

Zafer'in yavaştan çenesi kasılmaya başlamıştı. Çünkü Kardeşi, Zafer ve babasının arkadaşlarıyla beraber ne zorluklarla kurduğu ülkü ocağını, saçma sapan birşey için lekeleyecekti bu gidişle.

Sinirle kardeşine bakarak çenesiyle gitmesini işaret etti "Ba-başkanım"

"Turan başkan. Ocakta konuşuruz bunları" diye saygılı bir dille kardeşini uyardı. Turan kızarmış gözleriyle başını sallayıp yerine gittikten gidip, montunu eline aldı. Sonra da iletişim fakültesine doğru yol aldı.

Zafer, Turan'dan gözünü çekip sinirle önce Memo'ya baktı. parmağını kaldırdı "Hele bir daha kardeşime öyle dik dik baktığınla ilgili şikayetler alayım, o gözlerini oyarım" deyince Memo korkudan yutkundu.

Daha sonra bana dönüp yine o alaycı gülüşü kondurdu dudağına. Elini kaldırıp kaşını göstererek "O attığın yumruğu daha unutmadım aslan parçası. Gözüm üzerinde" dedikten sonra elini, yüzüme getirip eliyle hafifçe pat patladı

Sanki lal olmuş gibi birşey diyemedim. Bu adamın nasıl bir tesiri vardı insanlar üzerinde. Yanaklarım alev almış gibiydi. Bunu anne özlemine yordum. Üzerinde çok düşünmek istemedim. sonra biraz eğilip, benim gözümün içine bakarak

"Anlaşıldı mı?" diye fısıltılı bir sesle sordu

Ben hala dik dik bakıyordum. Tek bir cevap dahi vermedim.

"Ha bu arada haklı olduğunu düşündüğün bir konu varsa eğer. Ülkü ocaklarına gelir benimle konuşursun. Derdin neyse bizzat ben ilgilenirim.
Böyle eğitimin olduğu yerde hır gür çıksın istemem" bunu söylemesiyle sinirlenmeye başladım. dişlerimin arasından konuşup "Olayı başlatan kardeşin olacak o şerefsiz"

Diye söylememle direk yakama yapıştı. Baya öfkeyle sinirlenmiş olacak ki, dişleri arasında konuşmaya ve mavilerine yeşillerime daha çok yakınlaştırdı.

"Birincisi kardeşime şerefsiz demene müsade etmem. İkincisi o bir fakülte başkanı. Sen ne cüretle böyle konuşursun" dedi ve yakamı bırakıp yüzüme şiddetli bir tokat yapıştırdı. Tokayın etkisiyle ağzımdan acı dolu inleme kaçıp basım yana kaydı.

Aynı saniyelerde, kafamı kaldırdığım gibi elimi yanağıma götürüp dik dik yüzüne baktım. Ne oluyordu lan bana. Neden nefret edemiyordum bu surattan.

Halbuki ben bu adamı gördüğüm yerde öldürmek istiyordum.

🍂

Okuyanlar lütfen oy atın

Continue Reading

You'll Also Like

335K 31.5K 39
Yazan: Nina Türü: Romantik - Komedi - (Yaoi) - (mpreg) Karakterler: Lay, Kris, Luhan, Kai ve diğer EXO üyeleri. Zhang Yixing -Lay- (23 yaşında) Herke...
42.6K 4.2K 63
"Kadehimdeki alkol gibisin sevgilim baktıkça beni sarhoş ediyorsun.."
34.4K 3.7K 12
'Mingyu, kim intihar etmiş?' 'Taehyung, Kim Taehyung...' 210319