İkisi hizmetçinin gösterdiği kapıdan girince gördükleri görüntü ile şaşırırlar. Mavi saçlı kadın saçlarını salmış, önüne uzun ince bir masa koymuş onun üzerinde ikisinin yazdığı kitabı inceliyordur.
"Siz ikiniz."
"Evet!?"
"Harika bir iş çıkarmışsınız."
"Teşekkür ederiz. Gerçekten çok uğraştık.."
Faruzan ikisine dik dik bakar.
"Sevgili misiniz?"
"Hayır değiliz."
"Sarışın olan. İsmin Kaveh mi?"
"Evet efendim."
"Ben hayatım boyunca birçok omegayla yattım. Birçok çizer ile beraber çalıştım ama bu kadar güzel bir çizer ile tanışmadım."
"Sağolun. Daha kendimi geliştiriyorum."
Alhaitham Faruzan'ın Kaveh'e yavşamasından sinir kapar.
"Ama sen Alhaitham. Senin bazı eksiklerin var."
"Nedir efendim?"
"Sevişme sahnelerinde çoğunlukla üstte olanı hep depresif bir şekilde yazıyorsun. Veya hep bu kişi aşkına kavuşamamış. Bu temadan çıkmalısın. Örneğin bak!"
Faruzan sinsice gülümser.
"Fantezi seven bir alfa düşün. Yada omegasına aşkla davranan. Yada bu ikisinin düşmanlardan aşıklara geçtiklerini?"
"Yani birçok konu hakkında yazmalıyım. Anlıyorum efendim."
"Ve yazdıklarını deneyimle. Eğer hem sevişip hem bunları yazarsan daha iyi bir şey kazanırsın. Az elimden omega geçmedi."
Faruzan sigarasını yakarken ikisine bakar.
"İkiniz iyisiniz. Siz niye yatmıyorsunuz?"
Kaveh kıpkırmızı olur. Alhaitham sinirlenir.
"Efendim bu kadarı fazla-"
"Genç adam. Sana burda akıl veriyorum. Büyük bir kişinin karşısında saygısızlık yapma."
Alhaitham bir şey diyeceği zaman Kaveh önüne geçer.
"Lütfen efendim. Alhaitham'ın sizle beraber çalışmasına izin verin. Yalvarırım."
"Senin ağzın iyi çalışıyor işte."
"Alhaitham'ın gerçekten sizinle çalışıp büyük bir ün kazanmasını istiyorum. Ne isterseniz yaparım bunun için."
"Emin misin?"
"Evet."
"Hiçbirisiyle yattın mı?"
"Şey.. evet."
"Güzel. Sen uzun boylu. Sen yattın mı birisiyle?"
".. Evet."
"Harika. O zaman istediğim şu. Eğer bunu yaparsanız senin benimle çalışmana izin vereceğim."
Kaveh heyecanlanır.
"Nedir efendim?"
Faruzan sigarasını yeniler ve Kaveh'e bakar.
"Buna sakso çek. Gözümün önünde hemde."
"ŞEY!"
Kaveh kıpkırmızı olmuş şekilde düşünürken Alhaitham Faruzan'ın burnunun dibine kadar eğilir.
"Sen benimle taşşak mı geçiyorsun?"
Faruzan Alhaitham'ın kulağına eğilir.
"Aylardır beraber çalışıyorsunuz ve ona aşıksın. Bunu tek bakışta anlarım. Onunla yatmak için herşeyi yaparsın. O yüzden kapa çeneni."
"Ama ona ben.."
"Seni tek rahatlatacak birşey söyleyeyim mi? O da seni seviyor. Buna emin ol."
"Nereden biliyorsun?"
"Eğer kabul ederse bil seni seviyor. Yıllardır bu işte usta oldum."
Kaveh bu ikisi fısır fısır ne konuşuyor diye düşünür. Faruzan'ın fikrini Alhaitham'ın daha çok ünlenmesi için kabul eder. Ama içinde nedense bunu bu istekle kabul etmediğini hisseder.
"Ben.. kabul ediyorum."
"Aha!"
Alhaitham şaşırır. Kaveh ayağa kalkar ve Alhaitham'ın üstüne yürür.
"Kendini zorlama Kaveh. Bak zorunda değilsin- Eve dönebiliriz-"
Alhaitham arkasında duvar olduğunu anlar. Kaveh eğilir ve saçlarını toplar. Alhaitham'ın fermuarını açarken heyecandan titriyordur. Uzun zamandır böyle birşey yapmamıştır çünkü.
"Kaveh lütfen kendini zorlama. Bak gerçekten!"
Kaveh Alhaitham'ın iç çamaşırını indirir ve aletini eline alır. Alhaitham heyecandan ölecek iken Faruzan dikkatlice izliyordur. Kaveh'in ne kadar cesur olduğuna bakar. Kaveh yavaşça aletin başını ağzına alırken Alhaitham inler. Yavaş hareketlerle devam ederken Faruzan Alhaitham'a bakar.
"Yardım et ona. Rahatlamasını sağla."
"Kaveh'i asla senin önünde.."
"Aptal alfa. Rahatlat onu diyorum, sik demiyorum."
Alhaitham Kaveh'in başına dokunur ve saçlarını okşar. Kaveh saçlarının okşandığını hissedince boğazına kadar derine alır ve hızlanır.
"Kaveh!"
Alhaitham geleceğini anladığı zaman Kaveh'i çekmek ister ama şaşırır. Kaveh aksine onun elini tutar. Kaveh'in ağzına geldiğinde geri çekilir omega.
"İyi misin?"
"Hahahaahah! Bu harikaydı. Kesinlikle mükemmelsiniz ikiniz. Harika bir uyum var aranızda. Kabul ediyorum! Alhaitham benimle çalışabilirsin."
Faruzan Kaveh'e peçete verir. Kaveh ağzını temizlerken Alhaitham kendini toparlar ve Kaveh'e sarılır.
"Özür dilerim."
"Sorun değil. Bu işi kazanmanı çok istiyordum."
"Burayı imzalayın."
İkisi Faruzan'ın verdiği sayfaları imzalar sersemlemiş şekilde.
"Harika. Yarın benim yanıma gelip çalışabilirsin Alhaitham. Sana ders vereceğim. Kaveh sende istediğin zaman gelebilirsin. Hem birçok tüyo kaparsın."
"Teşekkürler efendim."
"Yarın geleceğim, sağolun."
İkisi odadan çıktıklarında Faruzan gülümser. Sigarasını söndürür ve düşünür.
"İkiside birbirinden aptal. Deli gibi birbirleri için yanıyorlar."
Alhaitham ve Kaveh yolda ilerlerken hiçbirşey konuşmazlar. İkiside yorgunluktan ölmüş bir şekilde eve giderler. Alhaitham kapıyı açtığı gibi Kaveh içeri girer.
"Kaveh teşekkür ederim gerçekten. O kadının dediği böyle birşeyi bile kabul ettin.."
Kaveh gülümser.
"Sorun değil Alhaitham. Senin ne kadar çok bunu istediğini biliyordum."
Alhaitham şaşırır. Kaveh'in yani onu sevdiği için değilde bu iş için sakso çektiğini düşünür. Faruzan'a içinden küfrederken Kaveh yine Alhaitham'ın uzaklara daldığını fark eder. Yanına gider.
"Faruzan ile ne konuştun gizlice?"
"Şey.. o kadar önemli değil."
"Önemli olmasaydı gizlice konuşmazdınız."
"Söylersem benimle konuşmazsın diye korkuyorum."
"Alhaitham!"
Kaveh sinirlice bağırır.
"Ben seninle konuşmak istemeseydim çoktan giderdim. Eğer hala burdaysam.."
"Eğer hala burdaysan?"
Alhaitham merakla bakıyordur Kaveh'e.
"Seni önemsediğim içindir.."
"Kaveh.."
"Sana birşey demek istiyorum Alhaitham.."
"Tabii."
"Eğer beni.."
"Seni ne?"
"..."
Kaveh Alhaitham'ın gözlerinin içine bakar.
"Boşversene.."
"Bende seni seviyorum Kaveh."
Kaveh olduğu yerde kalır. Kıpkırmızı olur yanakları.
"Nerden biliyorsun öyle diyeceğimi sanki!"
Alhaitham Kaveh'in burnunun dibine girer.
"Başka birşey mi diyecektin?"
"Hayır.."
"Güzel."
Alhaitham Kaveh'in yanağından öper.
"Gitmek istersen.. annemlerin yanına gidelim mi? Onlar ile tanışırsın belki.."
"Çok sevinirim! Benim ailem uzun süre önce vefat ettiği için.. Onlarla tanışmak büyük bir zevk yani."
Alhaitham Kaveh'e sarılır.
"Annemler seni kabul edecektir. Eminim ben.."
Kaveh sıkıca sarılır Alhaitham'a.
"Hehe."
İkisi gülüşürken Alhaitham Kaveh'in boynuna eğilir.
"ALHAİTHAM NE YAPIYORSUN??!"
"Senin kokun.. Sen benim parfümü-"
"HAYIR. YOOOO?? KULLANMADIM-"
"Tamam~ Sakin ol. İstediğin gibi kullanabilirsin eşyalarımı. Kafana takma sen. Hem parfümün kokusu sende daha bi güzel."
Kaveh utanıp geri çekilir ve koltuğa oturur.
"Ee akşam yemeğine ne var annecim?"
"BEN KÖLEN MİYİM!?"