Sen duydun mu sustuklarımı? |...

By morsugezegen

33.2K 4.7K 1K

Sustu genç kız her zaman ki gibi. Anlamsızdı onun için konuşmak hatta gülmek bile... Şimdi karşısında koca İz... More

1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm
5. bölüm
6. bölüm
7. bölüm
8. bölüm
9. bölüm
10. bölüm
11. bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14. bölüm
15. bölüm
16. bölüm
17. bölüm
18. bölüm
19. bölüm
20. bölüm
21. bölüm
22. bölüm
23. bölüm
24. bölüm
25. bölüm
26. bölüm
27. bölüm
28. bölüm
29. bölüm
DUYURU
31. bölüm
32. bölüm
33. bölüm
34. bölüm
35. bölüm
36. bölüm
37. bölüm
38. bölüm
39. bölüm
40. bölüm
41. bölüm
42. bölüm
FİNAL
KİTAP HAKKINDA

30. bölüm

537 62 4
By morsugezegen

Dediği gibi son defa görmüştü beni... Bende onu son defa gördüm. Herkes ile vedalaştık yola çıkmadan önce. Zümra ve Eymen bile bana kocaman sarıldı.

Şuan İstanbul'a yaklaşmıştık. Geri evime dönmek kötü hissetiriyordu. Mutlu olmalıydım değil mi? Bu yıl üniversiteye başlayacaktım.

Elimden gelen en iyisini yapıp bu üniversiteyi de bitirecektim. Berat ile hayallerimiz vardı inşaat şirketi kuracaktık. Berat da inşaat mühendisliği son sınıfa geçmişti. İnanıyorum başaracağız.

"Abla! Anne bu kız uçmuş duymuyor beni"

Kerem'in bağırması ile irkildim. Uçmuş mu demişti? bu da babaannemle kala kala kelimleri tuhaflaşmıştı.

"Ne diyorsun?"

"Diyorum ki çok güzel bir yaz tatiliydi değil mi?"

Sanki hâlâ duymuyormuşum gibi bağırıyordu.

"Evet evet güzeldi."

Aslında Nazlı'nın ölümünden sonra durağan geçen hayatım bu yaz tatilinde çok hareketli geçmişti.

Göz kapaklarım uyumayı istiyormuş gibi ağırlaşınca, gözümü kapatıp uykuya teslim ettim kendimi.

-

"Özün, hadi kalk eve geldik."

Annemin sesiyle gözlemi açtım. Evin önünde olan arabadan inerek eve doğru adımlarımı attım.

Eve girdikten sonra psikoloğumun yanına gitmek için hazırlanmaya başladım. Yol yorgunuydum ancak bu işimi de halledersem rahatlardım.

Evden çıkmadan önce anneme seslendim.

"Anne ben Kübra'nın yanına gidiyorum."

"Tamam ama geç kalma"

Ayakkabılarımı hızlı hızlı giyip çıktım. Yürüyerek gidebilecek kadar yakın olduğu için yürümeye başladım.

Vardıktan sonra bahçede banklarda oturan Kübra'yı görünce yavaş yavaş arkasından yaklaştım. Ve elim ile gözünü kapattım.

"Özün sensin." dedi direk şaşırarak önüne geçtim.

"Nereden anladın ya"

"Efsane bir şekilde Dalin kokuyorsun." diyerek ayağa kalkıp sarıldı.

"Hoşgelmişsin hanımefendi"

"Hoşbuldum hoşbuldum." Dedim gülümseyerek

"Morelin iyi gibi. Yaramış sana İzmir." Dedi ve ekledi. "Aslında ben daha kötü olacağını düşünüyordum ama harika gözüküyorsun."

Neden böyle düşündüğünü çok iyi biliyorum. Nazlı'nın ölümünden sonra ilk defa gittiğim için kötü olacağımı düşünüyordu.

"Hadi odama geçelim." diyerek yürümeye başladı. Hemen ardından yürüyerek odaya girdik.

Masasına oturduktan sonra bende karşısına geçtim.

"Öncellikle Özün bugün sadece seninle sohbet edeceğim. Öyle geçmişteki konuları konuşup kötü olmanı istemiyorum."

"Tamam zaten bende seninle konuşmayı özlemiştim."

Arkadaşım olarak psikoloğum olarak değil tabi ki de.

"Aslında Buğlem benimle hep iletişim içindeydi. Ne olduysa anlattı. Her şeyi biliyorum resmen."

"Görüyor musun bir terk etmedi bu huyunu"

"Hiç kızma ben seni hep soruyordum. O da hep anlattı."

Biraz sessizlikten sonra tekrar konuştu.

"Asaf'ı da anlattı." dedi sırıtarak

"Öyle anlatılacak bir şey değil."

İnanamıyormuş gibi bakıyordu.

"Tamam öyle olsun bakalım sonra bana anlatırsın nasıl olsa."

Telefonuma gelen bildirim sesi ile elime alarak açtım.

Buğlem: Kübra'nın yanındasın demek.

Buğlem: Kıskandım yaaa

Buğlem: Çokta özledim

Siz: Bende özledim. Burnumda tütüyorsun.

Buğlem: Tabi tabi hemen Kübra'nın kollarına koşmuşsun.

Siz: Ya Buğlem şuan ben niye trip yiyorum.

Telefondan kafamı kaldırıp Kübra'ya gülümsedim.

"Kusura bakma ya"

"Buğlem değil mi?"

Kafam ile onayladım. Ve tekrar mesaj atan Buğlem'e baktım.

Buğlem: Özün hanım sen triplerin en mükemmelini hakediyorsun.

Siz: Tamam trip atarsın ama önce Kübra ile konuşayım. Sonra da seni ararım.

Buğlem: Tamam öptümmm.

Telefonu kapatıp cebime koydum. Kübra da bana bakarak konuşmaya başladı.

"Mini buzdolabım da hâlâ kakolu sütlerin var." diyerek yan tarafında olan mini buzdolabının kapağını açtı. İçinden çıkardığı sütü önüme koydu.

"Çok sağ ol Kübra ya"

"Rica ederim. Afiyet olsun."

Kübra'nın telefonu çalması ile eline telefonunu aldı.

"Kusura bakma Özün bunu cevaplamalıyım."

Kafamı aşağı yukarı sallayarak onayladım.

Konuşmak için odadan çıktı. Bende hâla ona çizdiğim tuveli duvarında astığını görünce gülümsedim.

Kübra benim Nazlı'nın ölümünden sonra hayatıma giren bir psikologtu ancak o, benimle arkadaştan öte gibi davranıyordu.

Geri odaya dönünce direk konuşmaya başladı.

"Özün çok önemli bir işim çıktı. Başka zaman görüşelim olur mu?"

"Tabi başka zaman görüşelim."

Ayağa kalktıktan sonra Kübra'ya sarılıp dışarı çıktım.

Geldiğim yoldan tekrar yürüyerek evin yolunu tuttum.

Bir Ay sonra;

Yeni hayat serüveni bir sürü şey katıyor insana...
Mimarlık fakültesi için doğduğumu düşünmeye başladım. Üniversitem çok iyiydi daha da önemlisi başarılı olmak için çabalamak müthiş bir şey.

Yeni arkadaş edinmekte biraz sıkıntı yaşasam da, alışmıştım. Bir tane arkadaş edinmiştim ismi Miray, çok tatlı bir kız.

Küçüklükten beri hayallerini kurduğum mimarlık, hayallerimden bile güzeldi.

Artık psikolojik destek almama da gerek kalmamıştı. İlaçlarımı içmeyi de bıraktım. Her gün ilaçlar yüzünden yorgun kalkan bedenim yoktu.

Garip bir şekilde İzmir bana yaramıştı.

Birinin bana seslenmesi ile irkildim.

"Huhu kızım yine nereye daldın?" dedi Miray

Şuan Miray ile proje ödevimizi yapıyorduk. Miray ile grup olmak beni çok sevindirmişti. Çünkü diğerlerine katlanamıyordum bile..

"Hiç öyle dalmışım." dedim.

"Biliyorum senin dalmaların meşhur" dedi gülerek

"Aaa siz de mi buradasınız." dedi farklı bir ses, kafamı kaldırınca bizim sınıftan biri olduğunu gördüm ama ismi Ekin miydi tam çıkaramadım.

"Yani aynı okulun aynı çalışma alanındayız burda olmamız seni neden bu kadar şaşırttı ki Erkin" dedi Miray

Ve bende isminin Erkin olduğunu anlamış oldum.

"Ne bileyim öyle görünce birden ağzımdan kaçtı."

Aslında şimdi düşününce bu çocuğu bir kaç defa Miray'ın yanında görmüştüm. Sarı saçlı, mavi gözlüydü. Miray da onun tam tersi esmer güzeliydi.  Bir de çok minik burnu vardı.

Hatta arada burnunu sıkıyordum. Çok tatlıydı ne yapayım yani.

"Tamam, tamam bizi rahat bırak şimdi"

Bu kadar samimi konuştuklarına göre yakınlar herhalde.
Erkin bir süre daha Miray'a baktıktan sonra yanımızdan ayrıldı.

"Tanıyorsun galiba" dedim ve ekledim. "Baya samimi gözüküyordunuz."

"Biz Erkinle aynı lisedeydik. Mimarlık yazdığımı duyunca o da mimarlığa tercih vermek istedi."

"Sen verdin diye mi?" dedim şaşkınca
Miray da bakışlarını kısa süreliğine kaçırdı.

"Yok yani ne tercih vereceğini bilmiyordu öyle bana sordu."

Ne tercih vereceğini bilmemekten çok sanki Miray'ın yanında olmak için vermiş gibi...

"Peki tercih listeniz aynı mıydı?" dedim.

"Evet ben ne verdiysem o da aynı şekilde verdi tercihi"

Sözleri ile kahkaha atmaya başladım.

"Miray bence Erkin seni bırakmak istememiş"

Gözlerini kocaman açıp
"Yok öyle bir şey" dedi

Yani bu kız safta değildi ki. Anlamamış olması imkansız. Erkin Miray'a karşı bir şeyler hissediyor olmalı.

"İyi tamam öyle olsun."

Projemizin geri kalanını da tamamladıktan sonra evlerimize gitmek için dağıldık.

Her şey çok güzeldi...

Selamlarrr ✋

Dün çok yoğundum. O yüzden bölümü geç atmış bulundum.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Yeni kitabım Hıçkırık Misali içinde destek olursanız çok sevinirim.

Yorum ve oy kullanan herkese teşekkür ederim 💜

Bir daha ki bölümde görüşmek dileğiyle.

Continue Reading

You'll Also Like

2.6K 87 16
Tuğgeneralin gazeteci kızı ve bir bordo bereli asker aşkı..
10.6K 775 12
Ailesi tarafından bir gece otoparka bırakılıp, yalnızlığa terk edilen bebek. Alya Korkmaz. "Yeryüzüne düşen her meleğin bir koruyucusu olmaz, Alya."...
1.1M 41.9K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
753 174 128
Bazı hisler, duygular yayılır. Bütün vücudumuzda hissederiz bunu. Ayaklarımızdan başımıza kadar bir kaygı, bir yaşanmışlık, bir geçmiş yayılır. Ne ya...