𝐂𝐨𝐧𝐭𝐫𝐚𝐜𝐭𝐞𝐝 𝐋𝐨𝐯𝐞...

By Ruyyy97

9.1K 825 371

Jeon Jungkook, çalıştığı restoranın sahibinin küçük oğlu, ona anne demesiyle hayatında beklenmedik şeyler yaş... More

2- ❝Yapılması Gereken Sorumluluklar❞
3- ❝Bitmesi Zor Öfke❞
4- ❝Kaderin Cilvesi❞
5- ❝Lânet Olası Yeni İş❞
6- ❝Bay Uyuzun Emirleri❞
7- ❝Seni Çok Özledim❞

1- ❝Sebepsiz Yere Kovulmak❞

2.2K 157 82
By Ruyyy97

Jeon Jungkook - Hate You

Yazar'dan

Genç çocuk, tepsiye konulan çatal kaşık ve iki bardak ile beraber yürümeye başlamıştı. Mutfaktan çıktığı gibi müşterilerin arasına karıştı. Burası büyük bir mekandı ve mekanın sahibi çocuğu ile beraber kendi restorandına gelmişti. Bu yüzden herkes olabildiğince dikkatli ve tertipli davranmaya çalışıyordu. Buna da genç çocuk dahildi, bütün garsonlar patronu sert ve katı birisi olduğu için bir bahane ile kaçıyordu. Maalesef kabak da genç çocuğa patlamıştı, elleri titrese de dikkatli olmaya çalışarak tepsiyi sıkıca tutmuş tedirgin bakışlarını bir kaç saniye etrafta gezdirmişti. Tabi bakışları patronun masasına da kaymamış değildi, özellikle de yanında duran küçük çocuk uzaktan baş parmağıyla genç çocuğu gösterip yemekleri getirmesii istemişti.

Oysaki kaç defa kaçmaya çalışmıştı, hatta patronun gözüne batmamak için dışarıda ki insanların siparişlerini alıyordu fakat şerefsiz diye hitap ettiği arkadaşları bütün siparişleri elinden almış ve kaçmayı başarmıştı. Şimdi de patronunun masasına doğru giderken, arkadaşlarına bildiği bütün küfürleri ediyordu. Masanın önünde durduğunda, bardakları alıp hemen ikilinin yanına koymuştu. Özellikle babasına benzeyen çocuk çatık kaşlarıyla kendisini izlemesi, onu daha çok korkutuyordu. Soğuk terler dökerken, tepside ki çatal bıçakları da çıkarıp her birini kendisine çatık kaşlarla dikkatle izleyen çocuğun önüne koydu. Daha sonra titreyen elleriyle, en çok korktuğu kişinin masasına çatal bıçakları uzatmak için elini tepsiye götürmüş ve karşısında ki patronun tam bir temizlik hastası olduğunu hatırlayarak çatal bıçağın olduğunca ucundan tutmuş ve masasına koymuştu.

O sırada masaya dirseklerini yaslayarak aynı çocuğu gibi çatık kaşlarıyla genç çocuğa bakıyordu. Genç çocuk çatalları masaya koyduğunda, patronuna ne kadar yakın olduğunu fark etti fakat bu pek de patronunun umrunda değil gibiydi. Duygusuz, düz bir ifadeyle kendisine bakıyordu. O an genç çocuk; karakter olarak bile ikisinin birbirine ne kadar benzediğini fark etti. Geri çekildiğinde baş selamı verip gözlerini yerden kaldırmayarak, titrek bir nefes alıp konuşmaya başladı. "İyi akşamlar efendim, başka bir isteğiniz var mı yemeklerin yanında?" Genç çocuğun titrek sesle konuşmasının ardından, genç adam derin bir soluk alarak birkaç saniye beklemişti. Oğlunun hâlâ karşısında ki garsona dikkatle bakması canını sıkıyordu, evet kendisi de çok dikkatli bakmıştı lâkin başka bir sebeptendi. Fakat oğlununda o sebepten baktığını düşünmesi canını hiç olmadığı kadar sıkıyordu. Karşısında ki kendisinden küçük olduğu belli olan gence baktı. "Evet, içecek olarak oğluma portakal suu, kendim içinse soju." Dediğinde, genç çocuk, patronunun sakin fakat büyük bir ciddiyetle konuşmasına karşı derin nefes almıştı. Kendisini neden bu kadar sıkıyordu bilmiyordu fakat gerçekten ürkütücü bir patronu olduğu için ister istemez kovulmaktan korkuyordu. Genç adam, oğlunun yanında ayık olmak zorundaydı, bu yüzden soju tercih etmişti. Şâkin oğlu yanında olmasa şu an burada şahit olduğu şeyler en ağır içkiyi hiç acımadan boğazının yanmasını umursamadan içmek istiyordu.

Tekrar baş selamı verip arkasını döndüğü gibi hızlı adımlarla yürümeye başladı. O sırada portakal suyu aldığı için babasına mızmızlanan çocuk, sanki az önce çatık kaşlarıyla büyük bir ciddiyetle genç çocuğa bakan o değilmiş gibi babasına kızıyordu.
"Baba, portakal suyu istemiyorum!" Babası gözünü giden garsondan çekmiş yorgun bakışlarını küçük oğluna çevirmişti. "Burada ki portakal suları organik, gidip marketten aldıklarından daha sağlıklı emin ol." Dedi. İğneleyici bir şekild çocuğuna keskin gözlerle bakarken, az önce giden genç adamdaydı aklı hâlâ, hayret ediyordu nasıl olur da bu mümkün olabilirdi? Eski o korkunç anıları aklına geliyordu, uzun zamandır içten gülmeyi unutmuştu. O olaydan sonra kendisine yemin etmiş gibiydi, bir daha asla eskisi gibi gülmemeye. Oğluna bile içten güldüğü söylenilemezdi. Bazen eski anıları aklına gelince oğluna bile zar zor gülümserdi.

Genç çocuk sonunda geldiğinde, tepsiyi sıkıca tutarak soju ve portakal suyunu büyük bir özenle masaya koydu.

Genç çocuk artık çıkış zamanına doğru gelmişti, çok yorgundu ve ekstra olarak da restoranın sahibinin gözünün önünde daha çok katıldığı ve gerildiği için bu bakımdan ayrı bir yorgundu. Patronu hem oğlunu dışarı çıkartmak amaçlı hemde restorandın düzenine bakmak amaçlı her şeyi incelemek için gelmişti, normalde düzenli olarak bunu her ay yapıyormuş fakat oğlunun sağlık durumundan dolayı bunu ertelemişti. Paranoyak değilse özellikle de patronun sert bakışları sürekli üzerindeydi ve bazen, 'bir hata mı yaptım acaba?' sorusu aklından çıkmıyordu. Başına giren ağrılar her saniye artarken, alnını hafifçe ovalamış ve etrafa bakmıştı. Arkadaşları gülerek restorantan çıkarken, özlerini devirerek önüne dönmüştü.

Sonuçta bütün gün patronuna ve oğluna yardımcı olan oydu, onlar neden çeksin baş ağrısını? Ama soracaktı bunun hesabını, derin nefes alıp önüne döndüğünde patronunun arabasını gördü.
Gözleri sonuna kadar açılırken, hızlı adımlarla yürümeye başladı.
Stres tekrar bütün bedenini kaplamıştı. Kalp atışları hızlanırken, daha fazla patronuyla muhattap olamayacağını düşündü. Onu görmezden gelerek sanki hiçbir şeyden haberi yokmuşcasına restorantın giriş kısmına baktı, fakat bu seferde oğluyla göz göze geldi. Patronu arabayı oğlunun yanına getirdikten sonra durdu, fakat kendisine bakmaya devam eden çocuğun bakışlarından rahatsız olan genç çocuk, bakışlarını kaçırıp yürümeye başladı.

"Anne!"

Genç çocuk üzerine alınmayarak yürümeye devam ettiğinde ayak seslerini duydu, gittikçe yakınlaşıyordu. Başta arkasını dönmeyi düşündü fakat o bir erkekti, çocuk kendisine neden anne desin ki? Garip olmaz mıydı?

Bacaklarına sarılan çocukla, genç çocuğun gözleri sonuna kadar açıldığında hemen şaşkınlıkla etrafına baktı. Ona kaşları çatık bir şekilde bakan patronuyla göz göze geldi, şaşkınlığını bir kenara bırakıp boğazında ki yumruyu zorla aşağı indirdi. Başını yere eğip küçük çocuğa baktı, "hey, hey, hey! ben senin annen değilim küçük çocuk," yere çöküp küçük çocuğun boyuna geldiğinde ona gülümseyerek konuşmaya başladı. "Annen evde olmalı baban seni bekliyor?" Genç çocuk stres altında konuşmaya çalışsa da pek de kâle alındığı söylenemezdi, çünkü küçük çocuk, genç çocuğun gülümsemesine takılmıştı. "Gülümsemende anneme benziyor, anne sensin değil mi? Neden bıraktın beni, bizi?" Genç çocuk inkâr etmek için ağzını araladığı sırada gelen sert adım sesleri, ikiliyi susturmuştu. Bakışları küçükten anında babasına çevrildiğinde sadece buraya kadar gelmesini izlemişti, genç çocuk ayağı kalkıp gözlerini, sert bakışlarından ödün vermeyen patronuna kaydı.

Dudakları kurumuştu, dudaklarını ıslatmak için dilini üzerinden geçirdikten sonra kaçamak bakışları patronuna döndü. O sırada kendisini almak için gelen babasını gördüğünde hemen küçük çocuk, genç çocuğun pantolonundan tutup çekiştirdi. Ağlıyordu, genç çocuk şaşkınlıkla küçüğe döndü. "Neden ağlıyorsun, ağlama lütfen. Bak ben senin annem değilim, baksana ben erk-" küçük hemen sözünü keserek, "hayır! Sen benim annemsin yalan söyleme bana! Babama söyle lütfen, eve dönelim anne, seni özledim..." üzgün bakışları patronuna döndüğünde susmak zorunda kalmıştı. Patronu oğlunun bileğinden tutup onu azarlarcasına konuşmaya başladı. "Seninle bu konuyu evde konuşacağız," soğuk bakışları genç çocuğa döndüğünde hiç acımadan belirtisi göstermeden, "kovuldun." Demişti.

Genç çocuk şokla ağzını aralarken, neden durduk yere kovulduğunu anlamadı. "Ama efendim ben ne yaptım?" Genç adam yüzünü buruşturarak, tükürürcesine konuştu. "Başından beridir burada çalışman hataydı."

"Hayır baba, annemi istiyorum ben! Beni ondan ayırma lütfen, gitmesin bir şey söyle baba!?" Genç adam ağlayarak bağıran küçük oğlunu takmadan arabaya sürüklerken, durması için direten oğlunu ve hasta olan annesine nasıl bakacağını düşünen büyük bir enkaz bıraktı ardında.

- BÖLÜM SONU -

Continue Reading

You'll Also Like

93K 4K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
208K 21.7K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
295K 27.3K 38
Hiç kimse tarafından sevilmeyen idol Taehyung ve onun en büyük hayranı olan Jungkook #taekook ???? - 01.08.2023 #kookv ???? - 02.08.2023 #semekook...
134K 14.5K 15
alfa jungkook ve omega taehyung okullarının yaptığı oylamada yılın çifti seçilir.