Ormandaki Avcı 1: Vampir'in A...

Von ladymelkw

201K 13.1K 4.5K

Kitap en baştan düzenleniyordur bu yüzden bölümlerde karışıklık olabilir. Bu yüzden düzenlenmeyen bölümlerin... Mehr

Giriş | Doğan Çocuk
1. Bölüm | Veronica
2. Bölüm | Kan Kokusu
3. Bölüm | Güven Bana
0.5 -Beni Kurtaran Adam-
0.6-Yabancıya Veda-
0.7-Cehennem-
0.9-İlk-
1.0-Mektup-
1.1-Esir Gibi-
1.2-Cehennemin Dibini Görmek-
1.3-Aynı Yaşam Farklı Hayat-
1.4-Harita-
1.5-Yaşam-
1.6-Karahindiba-
1.7-Uçuşan Yapraklar-
1.8-Yara-
1.9-Sevgi Ve Gözyaşı-
2.0-Izdırap-
2.1-Oyun-
2.2-Acı-
2.3-Katil-
2.4-Kurtuluş-
2.5-Vampir Ve Elf-
2.6-Av-
2.7 -Beyaz-
2.8-Küçük Şövalye-
2.9-Kardan Adam-
3.0-Gökyüzü-
3.1-Şeker-
3.2-Dans Edelim Mi?-
3.3-Pasta Ve Yangın-
3.4-Tutsak Ve Tutku-
3.5-Ez Ve Geç-
3.6-Seninle Yanmak-
3.7-Bitti mi?-
3.8-Gece Ve Gündüz-
3.9-Ses-
4.0-Mutlu Yaşamak-
4.1-Şarkı Söyle-
4.2-Güneş Ve Karanlık-
4.3-İşkence-
4.4-Boşluk-
4.5-Veliaht-
4.6-İmkansız-
4.7-Yeşil Gözler-
4.8-Vicdan-
4.9-Altıncık-
5.0-Biz-
5.1-Bana Ait-
5.2-Şefkat-
5.3-Deniz Kokan Menekşe-
5.4-Yanan Yıldızlar-
5.5-Şarap Ve Mum-
5.6-Arkadan Bıçaklayan-
5.7-Derin Tutku-
5.8-Bilinmeyen Kral'a Mektup-
5.9-Kalp Acısı-
6.0-Veronica Honaker-
Duyuru

0.8-Geçmişin Kadını-

5.3K 305 95
Von ladymelkw

Ormandaki Avcı'nın sekizinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Karşımda duran kadına bakıyordum. Hayat tıpkı bir tiyatro gibiydi. Bir sahneye çıkarız ve bize roller verilir. Kimisi köle olur, kimisi kral olur, kimisi hizmetçi olur. Ama burada en önemli kural ise, rolün neyse ona uymak zorundasındır. Peki ben burada neydim? Bende sahnedeydim. Ve bütün ışıklar beni gösteriyordu. Ama ben ne olduğumu bilmiyordum ki. Birisi bilmediği rolü oynayabilir miydi?

Hayat asla bize kolaylık sağlamazdı. Her fırsatta önümüze yeni engeller koyardı. Biz bir ateşi söndürdükçe ateş, küllerinden yeniden doğardı. Hayat asla bize acımazdı. Önemli olan ise bütün bu zorlukları geçmekti. Bunu sadece güçlü kişiler yapabilirdi. Peki ben güçlü müydüm? Önüme çıkan engelleri aşabilir miydim?

"Ah Veronica ne kadar çok annene benziyorsun!" diyerek karşımdaki kadın boynuma atladı. Kollarını boynumdan kurtarıp onu kendimden uzaklaştırdım. Kaşlarını çatarak bana baktı. "Veronica beni tanıyorsun." Gözlerini kocaman açtı. "Yoksa benden nefret mi ediyorsun?" Başımı hızla iki yana salladım. Ondan nefret etmiyordum. Sadece şok olmuştum.

"Seni ilk defa canlı gördüm teyze." Bir teyzemin olduğunu biliyordum. Büyükannem onun on altı yaşındayken evden kaçtığını söylemişti. Tek bir fotoğrafı vardı elinde. Bazen fotoğrafa bakar ağlardı. Annemden sekiz yaş büyük olmasına rağmen genç duruyordu. Ayrıca fotoğraftaki halinden hiç değişmemişti. Şuanda elli yedi yaşında olması gerekiyordu ama o çok genç gözüküyordu.

Teyzem gülümsedi. "Anlıyorum canım. " dedi. Kapıyı biraz daha açıp içeriyi gösterdim. Her şeyi ona sormak istiyordum. Neden kaçtığını bilmek istiyordum. Hem burada kalacaksam bana teselli olabilirdi.

Yatağıma oturunca bende yanına oturdum. "Seni tanımak istiyorum teyze." Gülümsedi. "Sor istediğini ." Yutkundum. Umarım bu soru onu üzmezdi. "Neden kaçtın teyze? Büyükannem yıllarca senin yokluğunda ağladı. " Teyzem dudaklarını büzerek yere baktı. "Mecbur kaldım hayatım. " Kaşlarımı çattım. Neye mecbur kalmıştı ki?

Soran gözlerle ona bakınca gülümsedi. "Aşık oldum Veronica. " Aşık mı? Kime aşık olmuştu ki?

"Kral Luis. Onunla çiçek satarken birbirimizi gördük. O zaman yakışıklı bir prensti. Bütün kızlar ona iç çekerek bakıyordu. Ama o beni beğendi. " Nasıl yani? Ama kral Luis, Emily ile evli. Neden burada kalıyor ki? "O günden sonra her gün özellikle benim tezgahımın önünden geçti. Zamanla bakışmaya başladık. Sonra bir akşam kimsecikler yokken benim yanıma geldi. Benden etkilendiğini söyledi. İlk başlarda şok olmuştum. " Bunları söylerken gözleri parlıyordu. Onu hala çok sevdiğini belli ediyordu. Ama o adam başka biri ile evliyken nasıl sevebiliyordu ki?

"Onunla sevgili olduk. Aylarca gizli gizli buluştuk. Daha on altı yaşındayken benimle evlenmek istediğini söyledi. O zaman hayatın gerçeklerini bilmiyordum. Kabul ettim. " Derin nefes aldı. "Gece yarısı onunla kaçtık. Beni saraya getirdi. O zaman babası Edward kraldı. Beni ailesi ile tanıştırdı. Evlenmek istediğini söyleyince babası çıldırdı. Krallıktan rastgele biri ile evlenmeyeceğini söyledi. Luis ise bunu kabul etmedi. Babasına karşı gelerek yıllarca onun odasında kalmama izin verdi. Sarayda istenmesem bile Luis için gitmedim. O da benim gitmemi istemedi. " Yutkundu. Kötü kısma gelecekti sanırım. Yüz ifadesi öyle gösteriyordu.

"Bir gün nişanlandığını duydum. Altın elfler den biri ile. Yıkıldım Veronica. İşte o zaman kötü birine dönüştü. Gitmek istedim ama izin vermedi. Beni odamdan bile çıkarmadı. Kapıma onlarca koruma dikti. Beni asla saraydan çıkarmadı. Her gece yanıma gelir yatmadan önce öpüp koklardı. Sonra ise gidip o kadınla yatıyordu. Bu yüzden buradayım Veronica. Beni herkesten sakladılar. "

Tek kelime ile şok olmuştum. Bir erkek, bir kadına cehennemi yaşatamazdı! Buna hakkı yoktu.

Sıkıca ona sarıldım. Bunları yaşamayı hak etmemişti. Bir kadın ne kadar kötü olursa olsun bunları hak etmiyordu.

"Ben üzgünüm teyze." Gülme sesini duydum. "Alıştım ben Veronica. Artık ağlamıyorum." Gülerek söylediği şeylerin arkasında gözyaşı vardı. Teyzem gülümseyerek gözyaşını arka plana atıyordu.

Kapımın çalması ile kapıya doğru bağırdım. "Gir!" Konuşmamızın kesilmesine sinir olmuştum.

İçeri önce beyaz elbiseli bir kadın girdi. Siyah eldivenleri beyaz elbisesi ile çok uyumluydu. Arkasından elinde kocaman kutularla hizmetçiler girdi. Kadın gülümseyerek yanımıza geldi.

"Merhaba ben Mary. Bu krallığın en başarılı moda tasarımcısıyım. Sizi ben hazırlayacağım. " Başımı sallayıp ayağa kalktım. Justin hizmetçilerin geleceğini söylemişti. Gülümseyerek başını salladım.

"Hmm öncelikle elbiseleri deneyelim. Daha sonra elbiseye göre makyajı ve saçı konuşuruz. " Konuşmama fırsat vermeden yere dizilmiş kutulardan biri açtı. İçindeki pembe elbiseyi çıkardı. Üzerime tuttu.

"Önce bunu deneyelim." Kolumdan tutup beni odanın ortasına getirdi. Burda mı giyeceğim?

Kaşlarımı çatarak ona bakınca kahkaha attı. "Sende olan şey bizde de var! Ayrıca bu elbiseleri giymek çok zor tatlım." Başımı kaldırıp teyzeme baktım. Bana güven verircesine göz kırptı. Ona güvendiğim için üzerimdeki pelerini çıkardım. Sonrasında iç çamaşırlarımla kalana kadar kıyafetlerimi çıkardım. Bu cidden utanç vericiydi. Kadın vücuduma bakıp gülümsedi. "Fena bir vücudun yokmuş aslında. " Ah hayır umarım lezbiyen değildir. Birde bu kadınla uğraşamam.

"İşiniz moda tasarımcısı değil mi? Vücuduma bakıp puanlamanıza gerek yok." Kendinin dolgun göğüsleri ve büyük kalçaları vardı. İnce beli fiziğini tamamlıyordu. Bana göre güzel bir vücut değildi. Benim ince vücudum daha iyiydi. Madem o beni puanlıyor bende onu puanlarım.

Yapmacık bir şekilde gülünce elindeki elbiseyi aldım. " Şu şeyi giydirin artık." Gülümseyerek elbisenin fermuarını açtı. "Kollarını kaldır bakalım." dediğini yaptım. Kesinlikle bu işten sıkılmıştım.

Elbiseyi üzerime giydirince hizmetçiler ile birkaç ayarlama yaptı. Sonrasında köşedeki boy aynasına baktım. Tamam bu elbise yakışmıştı. Onlara döndüm. "Tamam bu elbise oldu." Kadın kaşlarını çatıp bana baktı. "Pembe gözlerine uymadı! " diyerek arkama gelip fermuarı açtı. Hizmetçiler yardımı ile elbiseyi çıkardı.

Sonrasında beyaz, mavi , sarı bir elbise giydim. Üç elbiseyi de beğenmedi. Teyzem de mavi elbiseyi beğenmemişti. Artık sıkılmıştım. Son giydiğim elbise üzerimde kalacaktı. Son olarak en büyük kutudan yeşil bir elbise çıkardı. Elbise hayatımda gördüğüm en güzel elbiseydi. Beyaz ve yeşil kumaşlardan yapılmış elbisede yeşil ve beyaz çiçekler vardı. Elbisenin bel kısmına ufak ufak lotus çiçekleri konulmuştu. İlk defa beyaz lotus çiçeği görüyordum.

Kadın elbiseyi büyük dikkatle giydirdi. Hizmetçilerle birkaç ayarlama yaptıktan sonra beni aynanın önüne itti. Aynadan kendime baktım. Gerçekten çok güzeldi. Tek kelime ile harikaydı. Vücuduma tam oturmuştu.

Onlara dönünce teyzeme baktım. "Çok güzel oldu Veronica." Dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim ve başımı salladım. Evet çok güzel olmuştu. Kesinlikle bu elbise ile çıkacaktım.

Mary adındaki kadın gülümseyerek bana baktı. "Harika oldu. "

Koşarak küçük kutulardan birini açtı. İçinden ayakkabı çıkardı. Kesinlikle bu ayakkabı da harikaydı. Saydam bir ayakkabıydı. Tam ön kısmında yeşil lotus çiçeği vardı. Bu ayakkabıyı harika gösteriyordu.

"Ayakkabıların bunlar."

Başımı salladım. Kolumdan tutup beni makyaj aynasına oturttu. Birde makyaj mı yapacaktım? Yuh yani!

"Makyaj istemiyorum. " Başını iki yana salladı. "Olmaz. Kesin emir var." Emir var derken? Ne yani böyle hazırlanmamı biri mi söylemişti? Büyük ihtimal elbiseleri de o seçmişti! Lanet olsun bütün bu şeyler Justin'in seçimiydi. Onun seçtiği şeyleri giymiştim. Ah hayır bunu istemiyorum!

Hızla ayağa kalktım. Hızlı kalktığım için sandalye devrilmişti. Mary bana şok içinde bakınca kaşlarımı çattım. "Bu elbiseleri, şu ayakkabiyi herşeyi Justin seçti değil mi?" Kadın afallayarak yüzüme baktı. "Cevap ver!" Başını iki yana salladı. "Hayır. Bunların hepsi benim seçimim. Prens Justin sadece bu akşam için sizi hazırlamamı söyledi. " Başımı kaldırıp teyzeme baktım. "Lütfen Veronica. O yemekte senin için önemli kararlar verilecek." dediğinde sinirim yatıştı. Doğru diyordu. O yemeğe katılmalıydım. Aksi takdirde bu herifler benim hakkımda saçma kararlar verirdi.

Teslim olmuş bir şekilde sandalyeye oturdum. Makyajım ve saçım epey uzun sürdü. Akşam olunca teyzem de dahil olmak üzere herkes gitti. Teyzemle konuşamamıştık.

Çok güzel olmuştum. Ama ben bunu istememiştim. Ayrıca bu kadar hazırlık saçmaydı! Sadece bir akşam yemeğiydi.

Kapım tıklatılınca koşarak kapıya gittim. Bir an önce bu elbiseden kurtulmak istiyordum.

"Kimsiniz?" Kapının arkasından bir kadın sesi duyuldu. "Efendim Kral Luis yemek için sizi bekliyor." Başımı sallayıp kapıyı açtım. On beş on altı yaşlarında kız hizmetçi kıyafeti ile önümde selam verdi. Gülümseyerek bende selam verdim. Buradaki kimseden üstün değildim. Onlar da benden üstün değildi. Sadece kralı ve kraliçeyi karşılıksız selamlardım. Çünkü onlar benden yaşça büyüktü.

"Lütfen beni takip edin." Başımı sallayıp onun arkasından yürüdüm. Merdivenleri inip uzun bir koridora girdik. Koridorun sonunda yemek odası gözüküyordu. İçimde büyük bir heyecan vardı çünkü burada fazla kişi vardı. Gelen sesler bunları anlatıyordu.

"Burası efendim." diyerek salonu gösterdi ve gitti.

Salona giriş yapınca gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Tahmin ettiğimden daha fazla kişi vardı. Hepsi harika kıyafetler giymişti. Sanırım herkes çok zengindi.

Salona girdiğimi kimse fark etmemişti. Nereye oturacaktım? Büyük masa olmazdı. Oraya kraliyet ailesindekiler otururdu. Diğer küçük masalardan hangisine oturacaktım?

Tam arkamda öksürme sesi duyunca oraya döndüm. Justin arkamdaydı.

"Neden oturmuyorsun?" Sırıttı. Gülmesi bile mide bulandırıcıydı. "Yoksa beni mi bekledin? " Başımı iki yana salladım. "Emin ol senin için bu güzel ayaklarımı bekletmem. Nereye oturacağım?" Bir anda gülmeye başladı. Kesinlikle hastaydı. Ona soru sormuştum.

"Tabiki de bizim masaya oturacaksın." Nasıl yani? Neden oraya oturacaktım ki? "Yürü Veronica!" diyerek kolumdan sıkıca tuttu. Onunla birlikte bende yürüyordum. Kolumu kurtarmak için hamle yaptıkça daha çok sıkıyordu. Gerçekten fazla itici hareketleri vardı. Etrafıma bakınca bütün genç kızların bana kınayan gözlerle baktığını gördüm. Hadi ama! Alın Justin sizin olsun!

Masanın en başında oturan Kral Luis gülümsedi. Çatalı bardağa vurunca büyük bir sessizlik oldu.

"İşte bu gece sizi buraya toplamamın amacı Veronica Addams. " Ben mi?

"Sizlerin de bildiği üzere Veronica birer Altın Elf. Bu yüzden bugünden itibaren Veronica bizimle krallıkta kalacak. Oturabilirsin Addams." Küçük masalardaki kişilere bakınca hepsinin meraklı gözlerle beni incelediğini gördüm. Kahretsin! Herkes bana bakıyor!

Yanıma bakınca Justin'in çoktan yerine oturduğunu gördüm. Bende tek boş kalan sandalyeye yani Justin'in karşısına oturdum. Sanki koca krallıkta başka sandalye yoktu!

Masadakilere baktım. Masanın en başında Kral Luis oturuyordu. Yanına kraliçe, onun karşısında ise adını dahi bilmediğim oldukça güzel bir kız oturuyordu. Kızın yanında Justin, onun karşısında ben(!) Ve masanın diğer ucunda oğulları James oturuyordu.

Adını bilmediğim kıza baktığımda beni incelediğini gördüm. Göz göze gelince gözlerini kaçırdı. Oldukça güzel bir yüzü vardı. Beyaz ipek gibi saçları upuzundu. Masmavi gözleri ve birbiri ile uyumlu burnu ve dudakları vardı. Turuncu dudağı beyaz tenine çok yakışıyordu. Yüzü ay gibi parlaktı. Kesinlikle kusursuz yüzü vardı. Daha dikkatli bakınca bu kızın camdan bakan kız olduğunu anladım. Evet bu ondan başkası olamazdı. Neden camdan bakıyordu ki?

Bakışları diken üstünde oturuyormuş gibi sürekli bir yerlere kayıyordu. Birşeyden korkuyordu yada çok stresliydi. Arada bir masanın başında oturan James'e bakıyordu. Gerçekten gizemli birine benziyordu. Onunla tanışmayı çok istiyordum.

"Gloria. James'in eşi. " dedi Kral Luis o kızı göstererek. Demek adı Gloria'ydı. Gloria adındaki kız bir James'e bir bana baktı. Elimi uzattım. "Memnun oldum. " Gloria önce James'e baktı. Bende James'e baktım. James kaşlarını çatınca Gloria hızla elini uzatıp elimi sıktı. Elleri fazla soğuktu. Ayrıca çok titriyordu. Ürkek hareketlerle elini çekti. Bir süre James'e bakıp önüne geri döndü. Bir şeyler vardı. Kesinlikle birşeyler vardı.

Dakikalar içerisinde yemekler masalara geldi. Sessizlik içinde yemeğimizi yedik. Yemekler hiç güzel değildi.

Yemekten sonra Kral ve Kraliçe tahta oturdu. Oğulları ise iki yana oturunca nihayet konuşma kısmına gelmiştik. Acaba benim hakkımda ne gibi saçma kararlar vermişlerdi?

Büyük masada sadece ben ve Gloria adındaki kız oturuyorduk. Gloria ya önüne bakıyor yada kocasına bakıyordu. Başka hiçbir tarafa bakmıyordu.

Öyle mal mal oturan kral Luis'e döndüm. Ne bekliyordu? Herkes yemek yemişti. Pür dikkat krala bakıyorlardı.

"Sanırım birşey unuttunuz?" dediğimde kral Luis'in bakışları bana döndü. "Ne unutmuş olabilirim?" Güldüm. Benimle dalga geçmek gibi bir düşüncesi yoktu dimi. "Hani benim hakkımda önemli kararlar verecektiniz?" Bunu söylediğimde kral ile birlikte Justin de güldü.

"Bu seni bu yemeğe getirmek için bir yalandı. " dedi kral Luis. Justin ise gülmeye devam etti. Sinirle ayağa kalktım. "Beni neden bu yemeğe getirdiniz?"

"Seni tüm önemli kişilere göstermek için. Ayrıca sakın umutlanma bu saraydan çıkamazsın." dedi Justin.

"Siz gerçekten iğrençsiniz!" dediğimde odadan kınayıcı sesler geldi. Hiç birine aldırmadan arkamı dönüp büyük hızla odadan çıktım. Buradan kesinlikle nefret ediyordum! Artık kimseye saygım yoktu çünkü onlara saygı duyma şanslarını kaybetmişlerdi!

Sinirle merdivenleri çıkıp odam olacak yere girdim. Kapıyı kapatıp kilit kısmına kapı dayadım. Kimseye güvenmiyordum.

Sinirle ağlamaya başladım. Buradan gitmek istiyordum. Üzerimdeki elbiseyi yırtarcasına çıkardım. Çıkarırken çoğu kısmı yırtılmıştı. Ayakkabılarımı çıkarıp duvara fırlattım. Paramparça olmuştu ayakkabı. Yerdeki yeşil elbiseye baktım. Yırtık kısmına parmaklarımı geçirip sonuna kadar yırttım. Nefret ediyordum bundan.

Yatağa kendimi atıp nefesim kesilene kadar ağladım. Burada olmak istemiyordum. Sadece buradan çıkmak istiyordum. Beni bu cehennemde tutamazlardı!

Bir şekilde buradan çıkacaktım. Sonunda ölüm olsa bile çıkacaktım. Aynı günde iki kez ölümden dönmüş biri olarak bundan da kurtulurdum.

<><><><><><><><><><><><><><><><>

Selam yeni bölüm ile geldimmm 🙃

Askolar ben bir bölüm yazmisem💅🏻

Neyse sorulara geçelim.

Sizce Veronica kurtulacak mı?

Salver'ı özlediniz mi? (Ben baya özledim.)

Sizi seviyorum iyiki varsınız iyi okumalar dilerim 💫

Ormandaki Avcı 💫

Bu arada bu da Gloria bize lazım olacak;)

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

760K 17.6K 56
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
7.5M 341K 65
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
Opia ─ GülBar Von 𝒉𝒌

Aktuelle Literatur

1.9K 61 5
Ateş Kuşları; Barbaros ve Gülayşe hakkında bir birinden bağımsız tek bölüm/sahnelik karakalem kurgusu :)
262K 4.7K 31
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı.Bir an kalbim duracak gibi oldu. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi ve odamın kapısını açt...