Selamün aleyküm 👋
Yine ben geldim ve yine sınır geçilmediği halde geldim :)
1k dan fazla kişi okuyor ve 200 oy veremiyorsunuz, ve benim geçilmese bile bölüm atacağımı bildiğiniz için hiç oy verme zahmetine bile girmiyorsunuz. Valla diyecek bir şey bulamıyorum artık, böyle yaparak elinize ne geçiyor onuda anlamış değilim. Bundan sonra sınır geçilmediği halde bölüm falan atmıycam arkadaşlar bende diğer yazarlar gibi bölüm biriktiririm oh mis.
Bundan sonra böyle, çok fazla taviz verdim ve siz beni artık umursamıyorsunuz ne de olsa bölüm atıyor bir şekilde diyorsunuz galiba.
Oy verip yorum yapan okurlarım sizleri çok seviyorum siz üzerinize alınmayın lütfen 🥰
Neyse sınırımız.
200 oy 200 yorum.
Boş yorumları kabul etmiyorum yani öylesine random atmayın lütfen güzel güzel düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim :)
Yorumlarda görüşürüz ❤️
....
🍄🍁
Agâh ile konuştuktan sonra telefonu kenara bırakıp annemlere döndüm. Şimdi sakin bir şekilde anneme Agâh'ın Düzce'de olduğunu ve akşama da buraya geleceğini söylemem gerekiyordu. Öncelikle bunları söyleyebilmem için annemin dikkatini üzerime çekmem lazımdı.
" Anne" birinci denemem başarısız olmuş annem bana dönmemişti, onun yerine yengemler ile dünkü düğünün videolarına bakmaya devam ediyordu. Bir kez daha şansımı deneyip
" Anne!" Diye biraz sesimi yükselterek konuştum. Bu sefer de beni duymuş ve bana dönmeden sadece " efendim" demişti. Yani buda bir şeydi en azından beni duymuştu.
" Anne Agâh akşam yemeğine gelecek." Annem telefondan başını kaldırıp şokla bana bakarken ben annemin dikkatini çekebilmiş olduğuma seviniyordum.
" Ne, kızım bu şimdi mi söylenir. Öğlen oldu nasıl yetiştiricez işlerimizi yemeği,temizliği " annemin abartması ile göz devirdim. Alt tarafı akşama Agâh geliyordu, illaki akşam yemeği yapacaktık zaten sadece fazladan bir kişi daha olacaktı. Ne vardı bunda?.
" Anne ya, n'olacak sadece Agâh geliyor işte. Hem Agâh yemek falan da ayırt etmez akşamki menüyü değiştirmeye falan gerekde yok. Evi de dün temizledik zaten. Tamaam bu kadar, bak hallettim iki dakikada " Annem ' bu kızdan ev hanımı falan olmaz' adlı bakışını bana atmış ve ayağa kalkmıştı.
" Neyse kalkın hadi, Ayşen ile siz evi tekrar bir süpürüp silin bizde yengenler ile yemek yapalım. Ne zamana gelirmiş Agâh, hem Agâh'ın Düzce'de ne işi varmış?" İlk başta sorması gereken soruyu sonda sormak da zaten tam annemlik bir işti.
" İş anlaşması mı ne varmış işte, bir adam ile görüşmeye gelmiş" ekmek parası işte.
" İyi neyse, kalkın kız damadım geliyormuş " oha anne Agâh'ı benden daha çok sevdiğini bu kadar belli etmeseydin.
" Tamam yenge hallederiz biz şimdi" yengemler annem ile içeri mutfağa geçerken bizde Ayşen ile temizlik malzemelerini alıp temizliğe başlamıştık. Ayşen süpürür ken bende arkasından silip toz alıyordum. Dün süpürüp silmemize rağmen bugün de bir sürü tozlanmıştı.
Temizlik bittiğinde hızla banyoya girmiştim. Banyodan çıktıktan sonra üzerime yazlık ince bir elbise giyip ona uygun olan eşarbımıda yaptıktan sonra hazırdım. Ayağıma beyaz bilek kısmında avakado olan çorabımı giydiğim de hazırdım.
Parfümden bir iki fıs sıktıktan sonra odadan çıkmıştım. Ayşen karşımda temizlik kıyafetleri ile dururken bir beni incelemiş sonra kendini baştan aşağı süzmüş ve bana burun kıvırıp kenara iterek odaya girmişti.
Mutfağa annemlerin yanına geçip ne yaptıklarına baktım. Yemekleri bitirmiş olmalılar ki masaya oturmuş konuşuyorlardı. Bende yanlarına oturup dinlemeye başladım. Dedikodu yapıyorlardı, hemde bensiz. Çok ayıp cidden.
" Kız görmedin mi dün, resmen takmış dirseğine kadar altınları oynayıp duruyordu. Görende 20sinde genç kız sanır." Yengem burun kıvırarak anlatırken kimden bahsettiklerini anlamaya çalıştım.
" Kim ya, kimden bahsediyorsunuz?" Küçük yengem
" Hatice yengeden" haa Hatice yenge, evet dün ortada herkesten çok oynamıştı. Gelinden daha çok oynamıştı galiba hiç oturmamıştı.
" Ay evet hiç oturmadı dün" bende ortaya yorum atarken kapı çalmıştı. Büyük ihtimalle erkekler gelmişti.
Kalkıp kapıyı açmak için kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açıp kenara çekildim.
" Hoş geldiniz" önden babam ve amcam geçerken arkasından kuzenler geçmişti. Babam beni kendine çekip alnımdan öptükten sonra
" Hoş bulduk kızım, niye hazırlandın misafir falan mı var" büyük bir sorunumuz var, biz babama söylemedik.
" Evet baba misafirimiz var "
" Belli oluyor zaten, bir süslenmişsin. Normal zaman olsa evde çapulcu gibi gezersin" Berat'a göz devirip
" Ne alaka, ben hep güzel güzel geziyorum evde. Sen kendine bak" Berat içeriye geçerken bende babamın kolunun altında salona girdim.
" Eee kim geliyor, güzel yemekler de yapmışsınız" Arda abimin sorduğu soru ile anneme baktım. O söylesindi onun kocasıydı sonuçta.
" Agâh oğlum geliyor da akşam yemeğine" babam bir anda öksürmeye başlarken yanındaki büyük amcam gülerek babamın sırtına vurdu.
" Abim hâlâ alışamamış galiba damat olayına" babam bir iki kere daha öksürdükten sonra kendini toparlayıp anneme dönmüştü.
" Ne demek Agâh geliyor, bu çocuğun hiç mi işi gücü yok sürekli bizim yanımızda" benim yüzüm kızarırken yanımda oturan Ayşen gülmemek için etrafına bakıp duruyordu. Mehmet ile Berat gülerken ben hemen söze girmiştim.
" Baba çocuk işinde gücünde zaten ya, Düzce'ye iş için gelmişti. Annemde akşam yemeğe davet et deyince bende çağırdım işte" evet annem davet et dememişti ama ben etmesem kesin annem davet et derdi. Aynen Asel aynen.
" İyi neyse gelsin bari" babam arkasına yaslanıp kumandayı alırken bende derin bir nefer vermiştim.
" Bende diyorum bu kız niye bu kadar süslenmiş" Berat gülerek benimle uğraşırken yengemin yanında oturduğunu unutmuş olmalıydı. Yengem Berat'ın kolunu cimciklerken Berat acı bir inleme eşliğinde salonu terk etmişti.
En sonunda hep beraber bahçeye çıkmıştık. Amcamlar ve babam hariç.
Biraz önce Agâh 15 dakikaya gelirim diye mesaj atmıştı.
" Üff G63'ün yerini hiç bir araba tutamaz" Mehmet'in sesi ile onlara döndüm, galiba araba muhabbeti yapıyorlardı.
" Tabiki G63 de çok güzel ama abi Range Rover diyorum ya abi araba insan olsa evlenirim yani o derece" Mehmet cık'layıp
" Yok yinede G63 başka benim için. Helede siyah, üff asalet akıyor resmen"
( Ağağa G63 istiyorum ben yaa, ilerideki kocam gelin arabamız G63 olsun lütfen kwndiwndiwn G63 bu arada Mercedes güzel bir araba işte kwndiwndi unutmazsam resmini koyarım)
Onların konuşmaları sarmayınca bende biraz telefonum ile ilgilenmeye başladım. Biraz Instagram'da gezerken kapının önünden gelen araba sesi ile telefonu masanın üzerine bıraktım. Bu Agâh'ın arabasıydı galiba, yani bu arabayı daha önce görmemiştim.
İçinden Agâh inerken yanımda annemler olduğu için Agâh'ın yanına gidememiştim onun gelmesini bekliyordum mecbur. Arabanın içinden bir poşet alıp bu tarafa doğru gelirken gözündeki gözlüğü çıkarttı, hele hele şu havalara bak.
Öncelikle annemin yanına gidip elini öpmüştü yengemler ile de selamlaştıktan sonra bana da uzaktan "merhaba" demiş ve elindeki poşeti uzatmıştı. Büyük ihtimalle tatlı almıştı eli boş gelmemek için. Canım ya ne kadar düşünceli.
" Hoş geldin oğlum geç şöyle hadi" Agâh sandalyeler den birine otururken bende elimdeki poşeti mutfağa bırakıp geldim.
" Mûaz gelmedi mi"
" Yok onun arkadaşı var Düzce'de de Mûaz onun yanına gitti. Zaten sırf o arkadaşı için geldi buraya da yoksa onun işle ne alakası olur" Agâh'ın sondaki dert yanması ile gülmüştüm. Mûaz daha okula gidiyordu illaki okul bittikten sonra ciddiyetle işini yapardı.
" Olsun daha üniversitesi bitmedi çocuğun yoksa Mûaz işten kaytaracak çocuk mu?" Agâh ' ciddi olamazsın' bakışları ataraken bahçeye babamlar çıkmıştı. Agâh ayağa kalkıp babamın yanına geçerken elini öpmüş amcamlarla da tokalaşmıştı.
Babamlar da sandalyeye otururken biz masayı kurmak için mutfağa geçmiştik. Tek tek tabakları falan götürürken en sonunda her şey bitirmiştik. Herkes yerine geçip otururken bende Agâh'ın karşısına oturdum.
" Ee oğlum sen ne işine gelmiştin buraya" Agâh ciddi bir şekilde babama işi anlatmaya başladı.
" Aslında ortaklık kuracaktık ama adam iş yapacak bir adam değil, o adamla çalışılmaz. " Babam kaslarını çatıp
" Neden? " Diye sormuştu.
" Adamda ciddiyet yok, herşeyi alaya alıyor. Ben diyorum anya adam diyor Konya, zaten ben bu adamla iş yapmak istemiyordum ama abim ısrar edince ortayı bulmak için buraya geldim ama yok, bu adamla iş falan yapılmaz." Babam kafasını sallayıp
" Hayırlısı olsun. "
" Amin" herkes yemek yemeye devam ederken amcamlar Agâh ile konuşmaya devam ediyordu.
Yemeklerimizi yemiş çay faslına geçmiştik. Bahçe çok soğuk olmadığı için bahçede oturmaya devam ediyorduk. Herkesin çayını verdikten sonra Agâh'ın çayını uzattım.
" Teşekkür ederim yav- Asel" Agâh bir anlığına babam ile göz göze gelip lafı çevirirken yanında oturan Berat tabiki bunu duymuş ve ağzındaki çayı püskürtmüştü.
Ben gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalışırken bu çocuğun neden bu kadar salak olduğunu düşünüyordum.
Gerçekten salaktı bu çocuk.
🍄🍁
...
Bölüm sonu!.
Bölüm nasıldı?.
En sevdiğiniz sahne?.
Sevmediğiniz sahne?.
Allah'a emanet olun kendinize iyi bakın 🍁🍄..