platonik (ÇT)

By Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... More

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

bölüm 50

1.3K 90 18
By Gnelkan

Bir süredir olduğu gibi sadece oturuyor ve müzik dinliyordum.

Kitaplarım yanımda değildi ama şuan en çok onlara ihtiyaç duyuyordum.

Bana ilaç gibi geliyorlardı.

Ama şuan gidip onları alamazdım.

Oturup müzik dinlemeye devam ettim.

Sadece bir gün geçmişti aradan.

Su içtiğimi dahi hatırlamıyordum.

Kulaklarım melodi dışında bir şey duymamıştı.

Aklım ise beste denen kızın söyledikleriydi.

Saat altı civarıydı.

Bestenin bahsettiği günün sabahıydı.

Gidip gitmeme arasında kararsız kalmıştım.

Gitmek istiyor ama cesaret edemiyordum.

Ve yorgundum.

Hareket edecek halim yoktu.

O ilaçlara ihtiyacım vardı.

Belki de daha başka şeylere.
Benden saklananları öğrenmek istiyordum.

Bundan sonra ne olacağı umrumda değildi.

Hiç bir şey, hiç kimse umrumda değildi.

Ben Tuana naz tiryakiydim.
Yanlız olmak benim en büyük şansımdı.

Yanlızdım ve yanlız olacaktım.

Artık hiç birini biri umrumda değildi.

Ne olduğu ve bundan sonra ne olacağı.

Sadece o ilaçlar ve kitap belkide biraz alkol.

Başka hiç bir şey istemiyordum.

Banyoya girdim.

Biraz rahatlamak istedim,kafamı boşaltmak,hiç bir şey düşünmemek.

Ama nafile soğuk suyun altında bile beni rahat bırakmayan düşüncelerim vardı.

Benden saklanan şey de neydi?

Yada o kız kim ve beni nerden tanıyordu?

Allah kahrestin cidden artık dayanamıyordum!

Duşatan hızla çıktım.

Vücudumu bir bornaza sardım ve yatağa uzandım.

Gözlerimi kapatım sadece birkaç dakika dinlenmek istedim.

Yaptımda.

Uzun zamandır uyumuyor gibiydim.

Gözlerimi kapatığım zaman uyku hemen beni rehin aldı.

Ama fazla uzun sürmedi.

Çağan:altı yaşındaydım!

Demişti babasının onu nasıl terk etiğini anlatıktan sonra.

Çağan:ölmek istedim. Altı yaşında ölmek istedim.

Rüya olduğunu bilsem de ona sarılmak istedim.

Tuana:üzgünüm...

Diyebilmiştim sadece.

Çağan:senin üzgün olman geçmişimi değiştirmiyor.

Demişti alkol şişesini kafasına dikip.

Hastanede olmamız alkol içiyor olmasından daha da garipti.

Neden bir hastanedeydik ki?

Tuana:sarılmamı ister misin?

Diye soruyordum.
Ne kadar rüya olsa da sanki gerçketen yaşanmış bir an gibiydi .

Çağan:git işine cidden mi?

Diye cevapladı beni.

Çağan:alınma ama üstümdeki hüzün üzülünce geçecek bir şey değil.

Dediğinde neden böyle dediğini anlamadım.

Rüyanın bir anlamı yoktu zaten ama ben her bir kelimesinden bir anlam çıkarmaya çalışıyordum.

Çağan:ama dersen ki bir otel odasına gidebiliriz diye asla hayır demem.

Rüya olsa da çağandan tiksinmedim değil.

Çağan:yada vazgeçtim bana o zevki yaşatacak son kişi bile değilsin.

Dediğinde uyandım.

Ama uyanmış olmama rağmen hala rüyam devam ediyor gibiydi.

Sadece görüntüler yoktu ama sesler kulağımda çınlıyordu.

Çağan:şuan yanımda oturman bile kariyerime kötü bir etki yaratıyor.

Kulaklarım çınlıyordu.

Ama sesler susmuyordu.

Çağan:üzülme varoş gülü kendine sana layık birini bulursun.

Çağan:ama emin ol dengin ben değilim senin için fazla kaliteliyim.

Tuana:anladım.

Diyip gitmiştim.

Yüzümü buz gibi suyla yıkadım.

Tuana:yeter atık!

Dediğimde sesler gitti.

Buda neydi böyle?
Neden bu tarz garip şeyler hep beni bulurdu?

İçimdeki korkunun yersiz olduğunun farkındaydım.

Ama durmadan aynı şeyleri görmek beni delirtiyordu.

Uyumaktan korkar olmuştu.

Kulaklığım olmadığı her an ölecek gibi oluyordum.

İyice deliriyordum ve bunun bir sonu yoktu.

Aklımdaki soruların cevabını bulabilmesi için kalkıp hazırlandım.

Siyah kot bir şort bana beş beden büyük bir tişört ve kulaklığım ile evden çıktım.

Derin bir nefes alıp sahile doğru yürümeye başladım.

Adımlarım olabildiği kadar yavaştı.

Ama sahil fazla yakındı.

Ya o kız yalan sölüyorsa?
Umarım öyledir.

Sahile yaklaştığımı fark edince bir bahane ile geri dönmek istedim.

Öyle de oluyordu onu görene kadar.

Taşların üzerine oturmuş sigara içiyordu.

Denize dalmaış atrafındaki hiç bir şeyi görmüyordu.

O burdaydı.
Beste dene kıza bir tık daha inanmaya başlıyordum.

Ona yaklaşmadım uzaktan izlemeye devam ettim.

Ona gitmeye hazır değilim.

Sadece ne olacağını izleyecek ve gidecektim.

Tabi o ahmak beni görmeseydi.

Çağan:insanları röntgenlemeyi bırakmalısın.

Dedi omzunu silkip.

Tuana:ne?

Çağan:gel buraya küçük röntgenci.

Dediğinde onun için geldigimi bilip bilmediğini merak ettim.

Yavaşça yanına gittim.

Biraz mesafe bırakarak yanına oturdum.

Tuana:ne işin var burda?

Diye aptalca bir soru sordum.

Çağan:hayırdır sahili satın mı aldın?

Dediğinde cevap vermedim.

Bir süre ikimiz de sesiz kaldık.
Ne diyeceğimiz hakkında bir fikrimiz yoktu.

Birbirimizle konuşacak bir konu yoktu.

Ona bakmıyordum ama bana baktığını hissediyordum.

Bana bakması bile beni rahatsız ediyordu.

Tuana:gitsem iyi olacak.

Diyerek ayağa kalktım.

Çağan:hemen mi?

Dedi hızla.

Gitmemi hiç istemiyor gibiydi.
Ama kalmamda tehlikeliydi.

Çağan:ben sanmıştım ki-

Tuana:ne sanmıştın?

Diye sordum tek kaşımı kaldırıp.

Tuana:öldü taklidi yaptığın kızın şimdi tekrar yanına geleceğini mi?

Oda yağa kalkıp karşıma geçti.

Çağan:biliyorum iğrenç bir şakaydı.

Şaka demesi bile sinir bozucuydu.

Tuana:sence bir şaka mıydı?

Ona olan öfkem tekrar kavruluyordu.

Çağan:haklısın.

Tuana:ölemeni gerçekten istedim ama yaşadığın için mutluyum.

Dediğimde ben bile ne demek istediğimi anlamdım.

O ise hiç bir şey anlamamış bana bir şey anlamak ister gibi bakıyordu.

Tuana:Allah kahrestin sana karşı ne hissetiğimi bile anlayamıyorum!

Dediğimde öfkem daha çok kendimeydi.

Elini uzattı.

Çağan:benimle gel. Sana ne hissetiğimi anlatayım.

Elini tutmadım.

Tuana:sana ihtiyacım yok şuna tek bildiğim senden nefret ediyor olmam.

Dedim sadece.

Yutkundu.

Tuana:seni istemiyorum. Senin gibi diğerlerini de istemiyorum. Sevginizi istemiyorum sevmekte istemiyorum!

Hızlı hızlı sıraladığım kelimeler arasında boğuldum.

Derin bir nefes alıp sustum.

Çağan:sevilmek en çok sana yakışıyor.

Dedi sadece.

Tuana:sevilmek istemiyorum özelikle de sizin tarafınızdan.

Dedim duygusuzca.

Çağan:duygularımıza biz karar vermiyoruz.

Tuana:yani beni seviyorsun?

Çağan:belki de daha fazlası.

Dediğinde yutkundum.

Çağan:Tuana.

Diyince durdum.

Çağan:gitme.

Diyince kaçırdığım gözlerim gözlerine kenetlendi.

Çağan:yılar sonra çıkmışken karşıma gitme.

Dediğinde sadece sustum.

Çağan:bir kez. Sadece bir kez daha güven bana.

Önceden olsa bir şekilde cevap verirdim ama şuna konuşmayacak kadar yorgundum.

Uyumak istiyordum ama sanki bunun için onun kolarına ihtiyacım vardı.

Tuana:çağan. Artık-

Dediğimde yaklaştı.

Elini yanağıma koydu.

Çağan:sadece bir kaç gün.

Birden başım döndü.

Gözlerim karadı.
Yine bir şeyler görmeye başlıyordum.

?:boş ver ailesi izin vermiyordur.

?:bak sen cevapta vermiyor!

?:rahat bırakın kızı.

Bunlar ülkü,leya ve beste denen kadındı.

Sonra bir merdiven gördüm.
Ses yoktu.

Çağanlar vardı.
Merdivenden iniyorlardı.

Çağanın gözleri gözlerimdeydi.

Sonra tekrar bir karartı belirdi.

?:okulda yeni gibisin?

Dedi bir çocuk ama kim olduğunu bilmiyordum.

?:korkuyor gibisin?

Tuana:bir katil gibi bakıyorsun.

?:bir katilin bakışlarını nerden biliyorsun? Çok fazla mı aynaya bakıyorsun?

Tuana:polis felan mısın?

?:hayır büyücüyüm.

Tuana:ne? Büyücü mü?

?:13 yaşımdan beri büyü yapıyorum ve yaptığım bütün büyüler tutuyor.

Tuana:şans.

?:hayır büyünün eseri.

Ne oluyordu?

Neydi bu konuşmlar.

Öykü:kendini çok mu beyendin?

Başka bir tane daha.

Tuana:bilemem ama anlaşılan siz beni çok beyenmişsiniz çıkmıyorsunuz fotorafımdan.

?:utanmaz.

Bir fotoğraf vardı ekranda.

Sütyen ile çekinmiş bir fotoğrafım.

Neden böyle bir fotoğraf vardı.

Ve neden okul olduğunu düşündüğüm yerin akılı tahtasındaydı.

Beste:daldın gittin ağlayacak mısın yoksa?

Tuana:yok be!...ama sen fotoğrafıma bakıp bakıp ağlayabilirsin.

Hala aynı yerdeydim.

Tuana:kez felan mısın? Neden sapık gibi fotoraflarıma bakıyorsun.

Birkaç kıkırdama sesi ve bestenin bana bakan sert gözleri.

Demir:evet bazen çok kırıcı oluyor şerefsiz ama sadece dışarıya Karşı.

Kim?

Tuana:bencede demir gelip sana fahişe diyemez.

Kim bana fahişe demişti ki?

Kimden bahsediyorduk?

Demir:ciddiyim...seni önemsiyordu...o gün o baloda galiba ilk dans etiği kız sensin.

Bir görüntü vardı önümde.

Çağanın kolurındaydım.

Dans ediyorduk.
Etraf çok kalabalıktı.

Ama gözlerim ondan başka birine bakmıyordu.

Tekrar karardı her yer.

Bu sefer bir kütüphanedeyim.

Yanımda oda vardı.

Parmak uçlarıma yükselmiş onu öpecektim.

Bir çığlık sesi geldi önce sonra koşarak karşı odaya girdim.

Bir cesed vardı!

Bir kız yerde kanlar içinde yatıyordu!

Çağan:Tuana!

Dedi yüzümü tutarak.

Çağan:iyi misin? Ne oldu?

Kendimi kolarına bıraktım.

Eğilip kan kustum.

Tuana:siktir.

Tuana:hassiktir.

Tuana:kulanmam ben bunu!

Elimde bir kağıt vardı.

Kimlikti sanırım.

Arda:oha amına koyayım.

Dedi kimliğe bakıp.

Evli yazıyordu bir tarafta.
Bir tarafta Tuana naz ak yazıyordu.

Ak mı ?neden!

Bunun gibi bir sürü şey vardı.

Çağan:Tuana!

Dedi telaşla.

Çağan:cevap ver bana bir şey de!

Çağan:hadi güzelim hadi lütfen.

Çağana sıkıca sarıldım.

O ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu ama buna rağmen sarıldı bana.

Ona daha sıkı sarıldım ve sanırım ağlıyordum.

Çağan:tuana-

Diyince kahka attım.
Şuna bir deli olduğumu düşünüyordu.

Tuana:çağan!

Dedim kahka attıp.

Çağan:korkmalı mıyım?

Dediğinde yüzümü boynuna gömdüm.

Tuana:hatırlıyorum.

Dedim sevinçle.

Çağan:ne?

Dedi afalayarak.

Tuana:tam değil ama biraz. Hatırlıyorum!

Dediğinde beni daha çok sardı.

Ayaklarım yerden kesildi sevinçle.

Yok yok beni kucağına almıştı.

Nerdeyse oda ağlayacaktı.

Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum.

Çağan:sen...cidden mi?...gerçketen mi?

Dediğinde başımı saladım.

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Elim ensesini kavradı.

Onu yüzüme daha çok bastırdım.

Hiç zaman kaybetmeden onu öpmeye başladım.

Göz yaşlarımda bana eşlik ediyordu.

Saçını kavradım.
Onu tutkuyla öpmeye devam ettim.

Eli tişörtünümün içine girdi.

Eli sırtımda geziyordu. Ve göğsümde.

Beni daha sert Öpmeye başladı.

Kendimi daha çok bastırdım.

Ama geri çekilmemizi sağlayan bir şey oldu.

?:babaaaaa!

Diye bize doğru koşmaya başlayan bir kız çocuğu vardı.

Çağan beni yere bıraktı.

?:babaaaa!

Diyip çağana doğru geliyordu.

Çağana?!

Çağan bir bana bir o kıza baktı.

?:babaaaaaa!

Diyip nefes nefese yanımıza geldi.

Çağan:naz?

Dedi yutkunup.

Çağan baba diyen kıza cevap vermişti?

?:bak ben geldim.

Dedi kendini gösterip.

?:beni görmek istediğini söylemiştin ben de geldim.

Dedi gülümseyerek.

Ben bir anlam arıyordum.

?:bu abla da kim?

Diye sordu.

?:aaa ben seni tanıyorum.

Dedi beni uzun uzun süzüp.

Tuana:nasıl?

Dedim kendimi konuşmaya zorlayarak.

?:fotoğraflardan.

Dediğinde kaşlarımı çatım.

?:babamda çok fazla fotoğrafın var.

Çağana baba diyordu.

Bütün dünyam başıma yıkıldı.
Her şey alt üst oldu.

Bu sefer pek bir şey hissetmiyordum.
Hayal kırıklığı dışında.

Tuana:çağanda fotoraflarımın olduğunu bilmiyordum.

Dedim ağlamamaya çalışarak.

Tuana:Tuana naz tiryaki ben.

Dedim az önce öptüğüm adamın kızına.

?:aaa ben de Tuana naz ak.

Dediğinde evim başıma yıkıldı bu sefer.

Kızına benim adımı mı koymuştu?
Çağanın kızı mı vardı?

Bestenin bahsettiği şey bu muydu yani?

Tuana:babam bana çok sevdiği birinin adını vermiş. Babamın sevdiği kişi sen misin?

Diyince cevap vermedim.

Tuana:baba sevdiğin abla bu muymuş?

Dediğinde bir çağana bir bana bakıyordu.

Tuana:fotoğraflardan daha güzel.

Diyince zoraki olarak gülümsedim.

Tuana:bak annem geliyor.

Diyince arkamı döndüm.

Gelen besteydi...

Çağan beste ile evli miydi?

Tuana:be-ben gitsem iyi olacak.

Dedim içli bir şekilde nefes verip.

Çağan:Tuana lütfen.

Dedi koluma dokunup.

Tuana:dokunma bana! Gitmek istiyorum.

Dedim arkamı dönüp.

Çağan:Tuana yapma. Lütfen yapma.

Onu dinlemedim.

Göz yaşlarımla birlikte arkamı dönüp gittim.

Az önce mutluluktan akan göz yaşlarım şimdi hayal kırıklığı ile akıyordu.

Çağan evliymiş!
Çağan evli ve bir çocuğu varmış!
Adını da Tuana naz koymuş.

Normal de bu iki gün öncenin bölümüydü ama çok zeki bir insan olduğum için yayınlamayı unutmuşum...👉👈

Continue Reading

You'll Also Like

6.2K 1.2K 24
Beş kitaplık serimizin ilk kitabı olan Aydan Doğan Fedaileri'ne hoş geldiniz. Bu roman evreninde her şey mümkün! Vampirler, kurt adamlar, cadılar...
689 288 8
Annesi ve babası boşanan Nur un annesinin yeniden evlendiği üvey babasının zoruyla mafya lideri olan cenk e satılması ve nur un bir süre sonra bu işk...
11K 818 20
"Bir gün sevebilir miyim seni? Dokunabilir miyim? Öpebilir miyim? Biz aramızdaki örülü bu koca duvarı bir gün yıkabilir miyiz?" Bir ZeyÇağ hikayesi...
134K 6.4K 16
Felaketlerle başlayan bir gece kaç Bedel ödettirdi? 🕯️