Sen duydun mu sustuklarımı? |...

By morsugezegen

33.2K 4.7K 1K

Sustu genç kız her zaman ki gibi. Anlamsızdı onun için konuşmak hatta gülmek bile... Şimdi karşısında koca İz... More

1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm
5. bölüm
6. bölüm
7. bölüm
8. bölüm
9. bölüm
10. bölüm
11. bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14. bölüm
15. bölüm
16. bölüm
17. bölüm
18. bölüm
19. bölüm
20. bölüm
21. bölüm
22. bölüm
23. bölüm
24. bölüm
25. bölüm
26. bölüm
27. bölüm
29. bölüm
DUYURU
30. bölüm
31. bölüm
32. bölüm
33. bölüm
34. bölüm
35. bölüm
36. bölüm
37. bölüm
38. bölüm
39. bölüm
40. bölüm
41. bölüm
42. bölüm
FİNAL
KİTAP HAKKINDA

28. bölüm

511 75 2
By morsugezegen

Medyada olan şarkıyı ilk duyduğum gibi Nazlı ve Berat geldi aklıma o zaman bu şarkı bizden BerNaz'a gelsin mi?

Berat'tan

Başıma saplanan ağrıyla gözlerimi araladım. Hâlâ uyuyor bir şekilde yatakta olduğumu görünce gözlerimi tekrar kapatıp, kapalı bir şekilde telefonumu aradım. Gözlerimi dahi açamıyordum.

Elime gelen telefon ile istemeyerek gözlerimi açtım. Saat on beşi altı geçiyordu.

Ağzımdan bir 'yuh' nidası çıktı. Dün gece her zaman olduğu gibi rüyamda Nazlıyı görmüştüm sonra uyku tutmamıştı. Sabaha doğru uyuya kalmışım.

Yataktan kalkıp lavaboya girdim. Gerekli işlerimi halletikten sonra salona geçtim. Hiç kimse etrafta gözükmüyordu.

Yanımda birinin hareketliliğini hissedince hemen bakışlarımı çevirdim.
Kerem bana sırıtarak bakıyordu.

"Demek kış uykunuzdan uyandınız Berat bey"

"Ne diyorsun oğlum? Sen bana ayı mı demek istiyorsun?"

Gözlerini irice açarak konuştu.

"Tövbe benim ağzımdan öyle bir şey çıktı mı?"

"Neyse onu bunu boşver Özün nerede? daha doğrusu neden kimse yok evde?" dedim.

"Ablam sabah erkenden çıktı. Diğerlerinde hazırlık yapıyorlar mutfakta babaannem gelecek."

"Vay demek Hatice sultan teşrif edecekler artık."

Kafasını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı.

Kurt gibi açtım hemen mutfağa gitmeliydim. Mutfağa gitmeden önce dedemi salona girerken gördüm. Hemen yanına giderek elini öptüm.

"Dedem demek Haticen geliyor."

Dedem anneanneme çok düşkündü. Bunca zaman onsuz nasıl dayandı bilmiyorum.

"He ya gelecek ama siz gideceksiniz." dedi üzülerek

"Bir şey olmaz dedem yine geliriz." dedim gülümseyerek

Özünler İstanbul'a geri döneceklerdi bende Bursa'ya gitmek zorundaydım. Malum son senemdi. Üniversitemde bitiyordu çok şükür.

"Neyse dedem ben gidip kahvaltı yapayım." diyerek mutfağa doğru yürüdüm.

Azra anneme hemen koşup sarıldım.

"Canım anam benim çok açım" dedim ağzımı yayarak

"Berat oğlum bu kadar geç niye uyanıyorsun? Sana ceza git ekmek al." dedi sahte sinirle

Azra annem aslında yengem oluyordu ama Özünle süt kardeş olunca anne demiştim. Ama Özün benim anneme hâlâ hala diyordu. Anne demesi için ne kadar ısrar etsemde o benim halam diye tutturuyordu.

"İyi tamam hemen gidip alırım."

Koşar adım bahçeye çıkıp bisikletimi aldım. Allah'tan bu bisikletleri yaptırmıştım.

Tam bisikletime atlıyordum ki yanımdan geçen araba ile o tarafa baktım. Araba durduğunda içinden Asaf ve Enes çıkmıştı. Asaf'ın yüzü baya gergin duruyordu. Enes ise çok düz bakıyordu.

Yakınımda oldukları için hemen seslendim.

"Hey nereden böyle?"

Beni duymaları ile bana doğru geldiler.

"Karakoldan" dedi Enes

Ben şaşkınlıkla onlara bakarak

"Neden bir şey mi oldu?"

"Yok kötü bir şey değil." dedi Asaf

Tabi buna inandık mı? tabiki de hayır

"Aslında bizimle ilgili değil Özünle ilgili" dedi Enes

İçimi kaplayan endişe ile hemen konuştum.

"Nasıl Özün'ün ne işi var karakolda?"

"Şey aslında Buğlem sabah bizi görünce Özün'ün bir numaradan sürekli mesaj aldığını ve atan kişi ile buluşacağını söyledi. Bizde Buğlem ile Özün'ün gideceği yere gittik. İşte ord-" Enes daha sözünü bitirmeden merak ettiğim soruyu sordum.

"Kimmiş mesaj atan?"

Enes tedirgin bir şekilde Asaf'a baktı. Asaf kafası ile onaylayınca bana dönüp şok olacağım kişinin ismini söyledi.

"Koraydı"

"Koray mı? Peki nasıl karakolluk oldunuz?"

"Biz uzaktan izliyorduk onları sonra Koray zorla Özün'ün elini tutunca Asaf dayanamadı koşup yakasına yapıştı. İşte sonra polis falan geldi öyle oldu."

Enes konuşmasını bitirdikten sonra Asaf'a baktım bir elini yumruk yapmış sıkıyordu.

"Şimdi Özün nerede?"

"En son şikayetçi olmadığını söyledi. Biz daha gelmeden önce karakoldaydılar."

Bir elimi Asaf'ın omzuna atarak sıktım.

"Sağ olun. Ben şimdi gideyim." dedim.

Asaf gözlerini yumup kafasını salladı.

Taksi çağırmak için telefonumu elime aldım. Neredeyse on dakikada gelen taksi ile karakola vardım.

Karakolun bahçesine doğru hızla koşarak girdim. Bahçede Buğlem ve Özün'ün sarıldığını görerek bağırdım.

"Nerede lan o şerefsiz?"

Hızla yanlarına gelince Özün'ün sarılması ile yerimde durdum. Korkmuş olmalıydı.

"Tamam ben senin yanındayım." dedim güven vermek istiyormuş gibi

"Hadi gidelim buradan Berat" dedi

"Tamam sen Buğlem ile eve dön benim bir yere uğramam gerek."

"Berat Koray'ın yanına gitme. Bir daha karşıma çıkmayacak."

"Yok birtanem başka bir yere gideceğim."

Kafası ile onaylayınca Buğlem'in arabasına bindiler. Bende beni uzakta bekleyen taksiye binerek mezarlığa gitmek istediğimi belirttim.

Gece Nazlıyı gördüğüm için yanına zaten gidecektim ama şuan sinirliydim ve sinirimi anca Nazlı geçirebilirdi. Ne kadar mezarını her gördüğümde tutamadığım göz yaşlarım olsa da...

Mezarlığa vardığımızda tutan parayı ödeyip taksiden indim.

Yavaş adımlarla Nazlı'nın mezarının yanına gidip dizimin üstünde çöktüm. Ellerimi toprağında gezdirerek konuşmaya başladım.

"Ben geldim Nazlım... Yine rüyama girdin. Seni özlediğimi bir kere daha hissettim." dedim titrek sesimle ve sol gözümden akan yaş ile

"Sana hiç bir zaman itiraf edemedim biliyor musun? Sen bu dünyadan gidince ben herkese küsmüştüm en çokta Özün'e senin ölümünü onun sebep olduğunu düşünmüştüm. Ne kadar aptaldım."

"Ta ki bir gün saklandığım dağ evine Buğlem gelene kadar."

İki yıl önce;

"Aç kapıyı Berat!"

Sabahtan beri kapının önünde bana bağırıp kapıya vuran Buğlem'i dinliyordum ama sesimi hiç çıkarmamıştım.

Nazlı'nın ölümünden bir ay geçmişti. Onsuz olan bir ay, daha kötüsü de onu iki aydır görmememdi.

"Çok bencilsin Berat!" Buğlem'in bağırarak en son kullandığı sözleri duyunca hemen kapıyı bir hışımla açtım.

Karşımda gördüğüm Buğlem daha önce gördüğüm gibi değildi saçları dağılmış, göz altları mosmordu. Daha demin söylediği cümle beynimde yankılanınca bağırmaya başladım.

"Ben mi bencilim? Sadece üzüntüsünü yaşamak için hiç kimsenin olmadığı bir yere geldim bu mu bencillik Buğlem?"

"Sana kaç defa dedim Berat Özün iyi değil diye onun sana ihtiyacı var diye kaç kere mesaj attım ama sen onu hiç düşünmedin. O ise hâlâ 'Berat çok kötüdür benim onun yanında olmam gerek" diyor."

Derin derin nefes almaya başladım artık dayanacak gücüm kalmamıştı.

"Lanet olsun sizin bu araba sevdanıza, ne diye o gün kullandınız arabayı! O günden sonraki gün İzmir'e gelecektim Nazlıyı görmeye ama tahmin et Buğlem ne oldu geldim ama Nazlıya değil mezarına!"

Buğlem'in ağzından bir hıçkırık çıktı gözleri dolmaya başlamıştı.

"Senin acını tahmin edebiliyorum Berat" dedi titreyen sesiyle

"Tahmin edebiliyor musun? Seninde mi sevdiğin öldü? Hemde kardeşin tarafından!" cümlemi tamamlar tamamlanmaz Buğlem'in eli yüzüme sertçe çarpmıştı. Tokat atmıştı...

"Özün Nazlıyı öldürmedi!" diyerek bağırdı.

"O gün o arabayı niye kullandınız?"

"Nazlı ısrar etti. Zor gelecek sana biliyorum ama kendi ölümünü bilmeden heyecanla bindi o arabaya!" ve ekledi
"Biz ona kemerini çıkarmamasını söyledik ama o bizi dinlemedi. Zaten Özün'ü kemeri takacağım diye ikna etmişti."

"Ne olacak Buğlem? Ne olacak?" Bu sefer diğerleri aksine sesim fısıldar gibi çıkmıştı.

"Şimdi sana diyeceklerimi iyi dinle Berat! Hemen benimle Özün'ün yanına gidiyoruz çünkü onun sana ihtiyacı var biliyorum ki senin de ona ihtiyacın var. Unutmadan söyleyeyim Özün piskolog tedavisine başladı."

Son söyledikleri ile yere bakan bakışlarım hızla Buğlem'i buldu.

"Nasıl? Neden?" dedim tekrar bağırarak

"Sürekli kriz geçiriyor ondan dolayı tedavi edilmek için hastahane de ama sen yanında olmadığın için günlerdir yemek bile yemiyor daha kötüsü benimle bile konuşmuyor!"

Buğlem'in hem kırgın hem kızgın sözleri ile hemen ayağa kalktım.

"Tamam beni Özün'e götür."

Buğlem hemen önden yürüyerek kapıda bekleyen taksiye bindi. Bende hemen ardından...

Uzun süren bir yolculuğun ardından hastahane bahçesinde duran taksiyle hemen indik. Hastahaneye bakarak sertçe yutkundum. Şimdi Özün burda mıydı?

Buğlem hızla içeri girerken ben her zamanki gibi onu takip ettim.

Bir odanın kapısının önünde durunca kapıyı tıklatarak içeri girdik. Oda genel olarak beyazlar ile kaplıydı. Hatta yatakta cenin pozisyonunda yatan Özünde beyazlar içindeydi.

Buğlem Özün'ün önüne oturdu.

"Ben geldim Özün" dedi fısıldıyarak

Özün hiç kıpırdamadan Buğlem'e bakıyordu. Ve bir şey söylemiyordu. Buğlem gözü ile bana 'gel' işareti yapınca hemen yanına gittim.

Özün kısa süreliğine bakışını bana çevirdi ve hemen yerinde doğruldu. Bana bakarken gözünden yığınla göz yaşı düştü.
Onu görmediğimden bu yana baya zayıflamıştı.

"Berat gelmişsin" dedi inanamıyormuş gibi

Hemen kollarımın arasına alıp sıkıca sarıldım. O benim kardeşimdi onu böyle görmeye dayanamazdım.

"Yanındayım birtanem."

Günümüz;

Elimin altında olan toprağı tekrar sıkarak konuştum.

"Biliyor musun Nazlı? Özün'ü seven biri var. Nereden anladım diye sorma çünkü ben anlarım. Onun bakışları Özün'ü incitmekten korkar gibi bakıyor. İsmi Asaf, bilmiyorum ama onları bir araya getirmek istiyorum. Hatta planlarım var. Hatırlıyor musun biz birbirimizi sevdiğimizi itiraf edelim diye bodruma kapatmışlardı. Bende onları oraya kapatmayı düşünüyorum." Dedim gülerek

Belki onlarda Nazlı ve benim gibi sevdiklerini itiraf ederlerdi.

Selamlarrr ✋

Bölümü beğenmişsinizdir umarım.

Gününde atmadığım bir bölüm daha oldu ama ne yapayım kendimi tutamadım.

Bu arada benden demesi pazartesi atacağım bölümü kaçırmayın 😉

Oy ve yorum yapan herkese teşekkür ederim 💞

Continue Reading

You'll Also Like

1.3K 163 5
Mahalleye yeni gelen imam... İmama tutulan kadın... Ve kadına zaten aşık olan bir adam... ❤️‍🩹
220K 13.6K 26
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
4.2K 344 14
*Tamamlandı Güneş'i çok severken daha doğmadan bana konulan bu isimle geceye hapsolmam gibi hayat...
753 174 128
Bazı hisler, duygular yayılır. Bütün vücudumuzda hissederiz bunu. Ayaklarımızdan başımıza kadar bir kaygı, bir yaşanmışlık, bir geçmiş yayılır. Ne ya...