Not: Bu bölüm birden fazla timeskip içermektedir.
-ฅ/ᐠ. ̫ .ᐟ\ฅ -
Bir önceki bölümden sonra yaşananlar (özet);
Chan'ın stres ve yorgunluğa dayanamayan bedeni banyo zeminine yığıldığında, onu ilk fark eden kişi Jeongin oldu. Hyunjin, sevgilisinin çığlığını duyup banyoya ulaşır ulaşmaz kuzeninin sağlık durumunu kontrol etti ardından da onu kucaklayıp diğerleriyle birlikte direkt olarak hastanenin yolunu tuttu.
Ciddi bir durumu olmadığı söylenen Chan birkaç saatlik tedavinin ardından hastaneden ayrıldı ve dinlenebilmek amacıyla evine gitti. Hyunjin de küçüklerini evlerine dağıttı.
Ertesi gün Chan'ın ilk işi Matt ile olan ortaklığını bozmak oldu. Helen'i aradı, ona kızgındı, hesap sormak istiyordu. Ancak Helen'in izi her yerden silinmiş gibiydi. Chan öfkesine yenilerek Matt ile kavga etmeye başladı. Çünkü Matt'in Helen'den hoşlandığını ve şu anda da onu koruyor olduğunu gayet iyi biliyordu.
Öfkesi bir türlü dinmek bilmeyen Chan düşünebilmek amacıyla yeniden evine çekildi ve her şeyden soyutlandı. Tıpkı en yakın arkadaşı olan Changbin'in yaptığı gibi.
Changbin, Chan'ın evinden ayrılır ayrılmaz eskiden sıkça gittiği bir kampa gitmek üzere yola koyuldu. Amacı tatil değil, yalnız kalarak düşüncelerini oturtabilmekti. Bu süreçte kimseyle konuşmak istemediği için telefonunu kapadı.
Kampa geldiğinde yaptığı ilk iş yatağa uzanıp saatlerce ağlamak oldu. Düşündü, ölçtü, biçti, her şeyi gözden geçirdi. Kardeşinin yaşadıkları için kendisini suçladı, yetersizliğine kızdı. Sevgilisinin amacını fark edemeyecek kadar kör olduğu için, onun tarafından ihanete uğradığı için üzüldü.
Felix'in, ellerinde büyüyen bir başka çocuğun boğazına kadar çamura batmasına akıl sır erdiremedi. Karmakarışıktı. Canı yanıyordu ve ne yaparsa yapsın acısı dinmiyordu. Her yeri yakıp yıkmak, yumruklarını birilerine geçirmek istiyordu.
Yine de tüm yaşananlara herkesin gözüyle tek tek bakmayı denedi ve buna göre değerlendirmeler yaptı. Herkesi anlamak istiyordu ve bu oldukça zordu. Kalbi parçalanıyordu, kendisine dair olan inançları birer birer yıkılıyordu.
Seungmin de Changbin ile benzer olarak odasına çekilip ağlamaya başladı. Kendisine yük olmuş şeyleri paylaşmak içini bir nebze de olsa rahatlatmıştı ancak büyük bir acının ortaya çıkmasını da sağlamıştı. Düzeltmeye başladığı her şeyin yeniden karmaşaya dönmesi onu fazlaca üzüyordu.
Fakat artık her şey için çok geçti. Affedilirse her şeyi düzeltmek için elinden gelenin en iyisini yapacaktı. Affedilmezse de kimseye kızmayacak, yine de durumları düzeltmek için çaba gösterecekti.
Hanji ise diğerlerine kıyasla ağlamıyordu. Onun aklı elde ettiği ipuçlarını düzene sokmaktaydı. O gün sabaha kadar bildiği ve şüphelendiği her şeyi Vien'in sayfalarına not etti. Tae, Elena, Chanhee ve diğer hackerlar ile mesajlaştı.
Uyumadan önce de iletilmeyeceğini bilse bile Minho'nun mesaj kutusuna girip ona bir mesaj daha bıraktı. Bu onun günlük aktivitesi haline gelmişti. Gün içinde hissettiği veya yaptığı her şeyi Minho ile paylaşırdı.
Hanji:
bugun bana yuk olan birkac seyden
daha kurtuldum ve bunu tek basima
yapabildim sevgilim
odul olarak binlerce opucuk
istiyorum en tutkulu olanlarindan
😋🤤💕😚🤗💞
-bu mesaj iletilemedi-
1 hafta sonra (özet):
Changbin eve döndüğünde kardeşinin evin bahçesinde oturduğunu fark etti. Yavaş ama kararlı adımlarını bahçeye doğru yöneltti, dakikalar sonra da Hanji'nin arkasında konumlandı. Hafifçe öne doğru eğilerek kollarını minik bedene sardı.
Hanji irkildi ve kulaklığının kablosunu asılarak onu kulağından hızla çıkardı. Ardından da kendisine sarılan kişiyi görebilmek amacıyla başını hafifçe sağ tarafa çevirdi. ''Abi?'' Changbin, Hanji'nin yanağını sertçe öptükten hemen sonra konuştu.
''Seni çok seviyorum. Yaşadığın her şey için çok üzgünüm fakat ne yazık ki üzgün olmamın bize hiçbir faydası yok. Zamanı geri de alamam. Ancak benim en değerli varlığım, bundan sonra zarar görmemen için elimden gelen her şeyi yapacağım.''
Düşüncelerini toparlar toparlamaz buraya gelip kardeşini kollarına alma hayalini nihayet gerçekleştirmişti Changbin. Kendisine olan öfkesi dinmemişti ancak Hanji'ye destek vermek için güçlü bir şekilde ayağa kalkabilmişti.
Hanji, abisinin bugüne kadar yaptığı fedakarlıkların çoğundan haberdardı ve ona karşı büyük bir minnet duyuyordu. Abisinin de tıpkı kendisi gibi kapana kısılmış bir fare olduğunun bilincindeydi. Bu yüzden ona kızamadı, küsemedi ya da kırılamadı.
Ne de olsa hapsedildikleri dört duvarın arasında birbirlerinin en büyük destekçileri olmuşlardı.
Fakat artık hem Hanji hem de Changbin bu duvarları yıkmak istiyordu. Changbin, Hanji'nin elinden sıkıca tuttu ve devasa duvara doğru sağlam adımlarla birlikte yürümeye, kardeşini de peşinden sürüklemeye başladı.
Hanji'nin ayakları tökezlese de abisinin peşinden ilerliyordu. ''Hyunjin'in gönderdiği ses kaydını dinledim.'' dedi kollarını kardeşinin bedeninden çekerken. ''Her ne arıyorsan, kime ulaşmaya çalışıyorsan elimden geleni yapacağım.''
Hanji oturduğu yerden kalkar kalkmaz abisinin boynuna sarıldı ve böylelikle Changbin de arama ekibine dahil olmuş oldu.
Minho ve Felix'in yokluğunun üstünden geçen zaman: 4 ay.
Rüyası sayesinde gülümseyerek sürdürdüğü tatlı uykusu, sırt ağrısı sebebiyle son bulduğunda kaşları çatıldı. Mahmur gözleri birkaç saniye boyunca tavanda gezindi. Yaşadığı her şeyin bir rüyadan ibaret olması canını sıktı.
Oflayarak yataktan kalktı ve savsak adımlarla banyoya ilerledi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra ihtiyaç gidermek amacıyla çamaşırlarını aşağıya sıyırmaya yeltendiğinde büyük bir sürprizle karşılaştı.
Uzun zamandır dinç görünmeyen Ohnim nihayet ayağa kalkmış, deyim yerindeyse adeta şahlanmıştı.
4 aydır işemek dışında hiçbir şey yapmamış olan Ohnim, bugün içeriği 'Hanji' olan kirli bir rüya sayesinde yeniden canlanmıştı. Ohnim'in uzun zaman sonra yeniden kalkmasıyla birlikte Minho'nun kasıkları da çoktan hafif hafif sızlamaya başlamıştı.
Birkaç dakika boyunca ne yapması gerektiğini düşündü. Ya onu kendi haline bırakacak ve saatlerce rahatsız edici bir ağrıyla gezecek ya da kendisini rahatlatarak gününü sorunsuzca(!) geçirecekti. Kısık sesli bir küfür savurduktan sonra odasına gitti ve telefonunu alarak odasına bağlı olan banyoya geri döndü.
Kapıyı kilitledi, klozetin kapağını kapattı ve üstünde yer alan iki parça çamaşırı sıyırıp bir köşeye attı. Hemen ardından galerisine girip klozet kapağının üstüne oturdu. Özel sisteminin şifresini girdiğinde karşısına birkaç adet video çıktı. Videolardan birisine rastgele bastıktan sonra telefonunu yan çevirerek videonun büyümesini sağladı.
Sol eliyle tuttuğu telefonu iyi görebileceği bir şekilde konumlandırdı, sağ elini de Ohnim'e yerleştirdi. Video oynatılmaya başladığında kalbi de heyecanla atmaya başladı. Ekranda yer alan sevgilisi çoktan onun zihnini dağıtmıştı bile.
Bunun yanı sıra uzun zaman sonra kendisine dokumak garip bir histi Minho için. Dört aydır girdiği etkileşimlerin hiçbirinde cinsel olarak uyarılmamıştı, doğal olarak kendisine dokunma ihtiyacı da hissetmemişti. Ta ki bu güne kadar.
Normalde olduğundan çok daha hassastı bu yüzden çok geçmeden idrar dolu menilerini dışarıya saldı. Elbette bu Ohnim'in rahatlamasına yardımcı olmadı. İkinci turun sonunda da Ohnim'in durumu aynıydı.
Yorulmaya başlayan kolunu oynatmayı bırakarak kalçasını yukarıya doğru itmeye başladı. Titreyen eliyle tuttuğu telefona bakan gözleri kayıyor, alnından terler süzülüyor, dudaklarının arasından ise Hanji ismi eksik olmuyordu.
İşini bitirdiğinde telefonunu lavabonun üst kısmına koydu ve kollarını yana düşürdü. Derince alıp verdiği nefesleri, hızla inip kalkan terli göğsü, yavaştan normale dönemeye başlayan Ohnim... Yorgundu, ancak tatlı bir yorgunluktu.
Öyle ki görev sırasında düşüp incittiği sırtının ağrısını bile bir süreliğine unutmuştu.
Kendisine gelmeye başladığında gözleri yerdeki ıslaklığın üstünde gezindi, dudakları hafifçe yukarıya doğru kıvrıldı ''Eğer burada olsaydın beni bir şelaleye benzetirdin öyle değil mi?'' söylediği şeyi hayal ettiğinde kıkırdadı saniyeler sonra da yüzündeki mutluluk ifadesi silindi.
Bugün Felix'i kurtarma operasyonu vardı ve bu ellerindeki son şanstı. Derin bir iç çektikten sonra oturduğu yerden kalktı, ortalığı temizledi ve kısa bir duş aldı.
...
Devasa boyuttaki yapıya giriş hiç kolay olmamıştı. Dang-shige önderliğindeki saldırı bugün öğle saatlerinde başlamış, yaklaşık olarak da altı saattir aralıksız bir şekilde devam etmekteydi.
Dang-shige ve Scorpions üyeleri birbirlerine acımasızca saldırıyorlarken Minho da kendisine verilen siber saldırıyla uğraşıyordu.
O, ellerini Kanghe'den sonra bir kez daha kana bulayamazdı. Ancak ellerini kullanarak tüm Scorpions sistemini çökertip Felix'i bulabilirdi.
Çatışma daha şiddetli bir hal almaya başladığında Scorpions'un akrep şeklinde tasarlanmış olan tesisinin orta kısmındaki büyük led ekran beyaza büründü.
Ardından da siyah arka plan üzerinde yeşil bir örümcek ağı simgesi belirdi.
Scorpions üyelerinden biri ''Kibhruk!'' diye bağırdığında çatışma kısa süre içerisinde durdu. Herkesin dikkati tam ortada yer alan ekrana çevrildi. Nefesler tutuldu, birkaç saniye sonra ekrandaki görsel değişti.
''İnternet devasa bir örümcek ağı, sizler de minik canlılarsınız. Gittiğiniz yere dikkat etmezseniz eğer örümcek ağına takılmanız muhtemeldir.
Kimse size takıldığınız örümcek ağının güvenli olup olmadığına dair kesin bir bilgi veremez.
Kim bilir belki de o örümcek ağında sizi bekleyen zehirli bir örümcek vardır. :)
Akrepler her zaman kuyruk ve heybetlerine güvenerek diğer böceklere üstünlük kurar. Haklılar aslında. Sahip oldukları yürek, taşıdıkları cesaret çok büyüktür. Düşmanları çoktur, fakat en büyük düşmanları kendileridir.
Öyle ki bir akrep alevlerin içinde kaldığında kendisini başından sokarak intihar eder.
Kendisini öldürebilecek kadar yürekli olan akrepler, alevlerin sonunu göremeyecek kadar da sabırsız ve umutsuzdur.
Peki ya yılanlara ne demeli? Onlar pek çok canlının korkulu rüyası. Korkutucu görünümleri, keskin zekaları, sinsilikleri gibi pek çok özellikleriyle birlikte onlara hayran kalmamak elde değil.
Ancak tüm bunlara rağmen basit bir kurbağa onu kolaylıkla yenebilir. Çirkin, kötü, iğrenç olarak anılan bir kurbağa, devasa bir yılandan kolayca kaçabilir.
Son umuduyla birlikte ulaşabildiği en yüksek yere kadar zıplar.
Hor görülen kurbağa, örümceklerden, yılanlardan ya da akreplerden daha tehlikeli olabilir. Onların zehirlerinin birkaç katı kadar büyük zehri vücudunda kolaylıkla barındırabilir.
Üstelik alışılmış 'çirkin' görüntüsünün dışına çıkıp herkesin dokunmak istediği bir güzelliğe de bürünebilir.
Ön yargılı olmayın.
Fakat benim onlarda en çok etkilendiğim şey normalin dışındaki yaşamlara adapte olabilmeleri. Kalpleri donuyor, daha sonra yeniden hayata dönüyorlar. Biz zavallı insanların tıpta gelişebilmesinde büyük rol oynuyorlar.
Kısacası davranışlarınıza dikkat edin. Zehrinizi etrafa saçarken küçümsediğiniz bir başka zehrin gazabına uğramayın.''
Salondaki herkes şaşkınlıkla birbirlerine bakıp ekrandaki yazının ne anlattığını kavramaya çalışırken Minho'nun dizüstü bilgisayarının ekranında bir kod belirdi ''0325040408011123, Lee Felix.''
Minho ekranda beliren yazıyı birkaç kez okuduktan sonra bu kodun Kibhruk tarafından gönderildiğini düşündü. Çünkü şu anda tüm sistemler kilitliydi. Yani sistemlere sızabilecek tek kişi Kibhruk'tu.
Neden ondan bir kod aldığını bilmiyordu. Bunun tuzak olabilme ihtimali de oldukça yüksekti. Ancak Minho eline geçen her fırsatı değerlendirmek istiyordu.
Aksi takdirde Felix'i bir daha göremeyebilirdi.
Kucağındaki bilgisayarı bir köşeye bıraktıktan sonra kolundaki saate koordinatı girdi. Elindeki son şansı da değerlendirecekti. Ya şimdi ya da hiç düşüncesi ağır basıyordu.
Saatlerdir kurşunların arasındaydı, gözlerinin önünde de pek çok kişi öldürülmüştü. Kendisine iletilen koda güvenmekten başka bir çaresi yoktu. Cehennemden sıyrılabilmek için kendisine uzatılan her dala tutunmalıydı.
Saatinin ayarlamalarını yapar yapmaz koşar adımlarla birlikte kendisine verilmiş olan koordinata doğru ilerlemeye başladı. Kalbi heyecan korku karışımıyla doluydu ve hızla çarpıyordu.
Felix'in cansız bedenini görme ihtimali onun içini ateşlere verse de Kibhruk'un kodu bu ateşlere su serpiyordu. Silah sesleri yeniden duyulmaya başladığında Minho da hedefine varmak üzereydi.
Büyük dijital kodlu kapıya ulaştığında adımlarını durdurdu. Kapı alışılmışın dışında bir güvenlik sistemine sahip değildi. Bu iş sandığından çok daha kolay olacaktı.
Minho parmaklarını dijital ekrana yaklaştırırken gururla gülümsedi. 4 aydır Scorpions'ın sistemindeydi, yani bu şifreyi çözmeye yetecek kadar bilgiye sahipti.
Tüm bunların yanı sıra düzenli, planlı ve öngörülü biriydi. Haliyle mors alfabesiyle birlikte gizlenmiş olan pek çok kodu çözüp onları bir gün işe yarar umuduyla bir kenara not almıştı.
İçlerinden şifre olmaya en uygun olan kodları denemeye başladı. Kapı ikinci denemenin ardından açıldığında egosu okşandı.
Kapı açıldı, çok geçmeden içeride sırtını duvara yaslamış olan Felix belirdi. Sarı uzun saçlarının büyük bir kısmı siyaha bürünmüş, kilo vermiş, teni de iyice solgunlaşmıştı. Tüm bunlara ek olarak tişörtünün açıkta bıraktığı yerlerde de çürük izleri vardı.
Minho içeriye girmenin tehlikeli olacağını düşünerek küçüğüne seslendi ''Felix.'' genç çocuk başını çevirip onunla göz göze geldiğinde gözlerindeki mutluluk parıldamasına engel olamadı.
Minho koridoru kontrol ettikten sonra Felix'e bir soru yöneltti ''Yalnız mısın?'' Felix başını salladı ve ayağa kalkamaya çalışırken yanıtladı ''Evet, birkaç saattir burada yalnızım.'' bu durum Scorpions'ın fiziksel güç desteğinin yetersiz kaldığını gösteriyordu.
''Tamam, hadi gel benimle.'' Felix topallasa da olabilecek en hızlı şekilde adımlamaya başladı. Minho, onun bu haline acıyarak içeriye girdi ve Felix'i tuttuğu gibi omzuna attı. Felix'in, Hanji'den daha hafif olması Minho'nun kalbini sızlatan başka bir etkendi.
Yeniden koridora çıktığında binanın yapısını düşünmeye başladı. Toplamda 12 farklı çıkışa sahip olan bu yapının ilk yedi kapısı kuşatılmıştı. Felix'in yalnız bırakılması durumu göz önüne alındığında Scorpions'ın sayısı yetersizdi. Yani arka çıkışların boş olma ihtimali yüksekti.
Minho olabilecek en güvenli yolları ararken Felix de onun omzunda güç bulmaya uğraşıyordu. Minho bileğinde hissettiği titreşimle birlikte saatine baktı ''Beyaz bir araç sizi havaalanına götürmek için soldaki 9 numaralı çıkışta bekliyor. Yolunuz güvenli. Boynundaki çip ise devre dışı.''
Minho, Kibhruk'un gönderdiği mesaja tebessüm etti ve hemen ardından Felix'in bedenini sıkıca kavrayarak dokuz numaralı çıkış kapısına doğru koşmaya başladı. Saniyeler sonra neşeli sesi boş koridorda yankılandı ''Evimize gidiyoruz Felix!''
Öylesine mutluydu ki kusmamak için direnen küçüğünün ne denli acı çektiğini fark edemedi.
Tıpkı mesajda yazdığı gibi yol güvenliydi ve kapının hemen yanında onları bekleyen beyaz bir araç vardı. Aracın kapısı açık, anahtarı da üstündeydi. Minho, Felix'i arka koltuğa yatırdıktan sonra sürücü koltuğuna geçerek oraya yerleşti.
Normalde bir buçuk saat sürmesi gereken yol Minho'nun aceleciliği sayesinde elli dakika kadar sürmüştü. Minho havaalanına sızma planları yaparken bileğindeki saat yeniden titredi ''Kapıda bekleyen yeşil giyimli görevlilere gidip adımı söyleyin ve yolculuğunuzun tadını çıkarın.''
Minho etrafı taradı, birkaç yeşil giyimli görevli gördüğünde araçtan indi ve Felix'i arka koltuktan alarak onun belini sıkıca sardı. Birlikte görevlilerin yanına ulaştıklarında Minho konuştu ''Kibhruk'un misafirleriyiz.''
Görevliler başlarını sallayarak onları selamladı. İçlerinden birisi elindeki pasaport ve kimlikleri onlara uzattı ''Beni takip edin.'' Minho ve Felix görevliyi takip ettiler. Siyah bir minibüsün önüne geldiklerinde içeriden çıkan bir başka görevli Felix'in yüzündeki yorgunluk ifadesini makyajla birlikte gizledi.
Onlara eşlik eden görevli elindeki pasaport, kimlik ve bilet gibi şeyleri Minho'ya uzatırken konuştu ''Güvenliklerden geçip 209 numaralı kapıya gidin.'' Minho ve Felix kendilerine verilen emirleri yerine getirdikten sonra özel bir uçağa bindirildiler.
Uçak içerisinde yer alan sağlık görevlisi her ikisini de kısaca muayene ettikten sonra konuştu ''Bedenin çok yorgun düşmüş, dinlenmelisin.'' Felix onu geçiştirmek amacıyla başını salladıktan sonra gözlerini yumdu.
Aradan geçen birkaç dakikanın ardından Felix'in sesi duyuldu ''Her şeyi anlatacağım hyung, diğerleri muhtemelen öğrenmiştir ama-'' Minho, hemen yan tarafında oturan Felix'i kollarının arasında çekip ona sıkıca sarıldı.
Bir şeyleri konuşmadan önce Felix'in korku ve gerginliği yok etmeliydi. "Bu tür işlerin ne kadar tehlikeli olduğunu ve ne kadar çaresiz hissettirdiğini çok iyi biliyorum."
"Affedilememekten korkuyorum, ya beni affetmezlerse?" Minho küçüğünün saçlarını okşadı "Onlar senin ailen Felix. Hatalarını eleştireceklerdir ancak sana sırt döneceklerini sanmıyorum."
"Yine de çok korkuyorum hyung. Özellikle de Chan'dan. Ona yazdığım mektubu bulmuşsa eğer kesinlikle bana çok kırılmıştır."
Minho, Felix'in yüzünü kavradı "Chan benim yakın arkadaşlarımdan birisi. Sana kırılmışsa eğer ona biraz zaman tanımalısın. O ılımlı birisi, en kısa sürede sizin için iyi bir yol çizecektir. Bu yol ayrılık da olabilir ama neticede dünyanın sonu değil."
Felix, Minho'nun gözlerine bakmaya devam ederken daha fazla direnemeyerek ağlamaya başladı. "Bana kızgın değil misin hyung? Hanji ve senin aranda olan pek çok şeyin sorumlusu benim. Neden bana iyi davranıyorsun?''
"Doğrusu bir şeyleri benden gizlediğin için sana kızmadım değil." parmakları Felix'in saçlarının arasına girip onları dağıttı ''Fakat yargısız infaz yapmak da hiç bana göre bir davranış değil. Bu nedenle bunu daha sonra uzun uzun konuşacağız.''
Minho'nun üstü kapalı 'uyu ve dinlen' sözleri Felix'in bir kulağından girdi, diğerinden çıktı. ''Soruma cevap alamadım.'' dedi bu kez de ve ekledi ''Neden bana iyi davranıyorsun?'' Minho kaşlarını çattı ''Neden davranmayayım?''
''Çünkü kötü şeyler yaptım.'' Minho iç çekti ''Hepsini olmasa da birçok şeyi öğrendim Felix. Küçücükken saplandığın o bataklık seni kirletmiş olabilir ancak senin kirin benim seni sevmeme engel değil.''
Minho, Felix'i daha iyi görebilmek amacıyla oturduğu yerde hafifçe yan döndü ''Yaşadığın şeyler seni kötü şeyler yapmaya itmiş olabilir. Hepimiz kötü şeyler yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Önemli olan ne yaptığın ve neden yaptığındır.''
''Ama büyük de olsa küçük de olsa kötülük kötülük değil midir?'' Minho başını salladı ''Kötülük kötülüktür ama benim bahsettiğim şey bu değil. Geçmişe dönüp bak, kimin canını yaktın?''
''Arkadaşlarımın.'', ''Başka?'' Felix düşündü, zihninin derinliklerini yokladı. ''Bir de arkadaşlarımı üzen kişilerin.'' Minho anlıyorum dercesine başını sallarken konuştu ''Peki onlara yaptığın kötülükler ne?''
''Arkadaşlarıma yalanlar söyledim, bildiklerimi onlardan gizledim.'' Minho gelen yanıtın ardından bir soru daha yöneltti küçüğüne ''Peki bunu neden yaptın?'' Felix dudaklarını büzdü ''Onları da bu şeyin içine çekmek istemedim. Çünkü eğer öğrenselerdi bu olaya dahil olacaklardı ve büyük ihtimalle bunu çoktan öğrenip olaya dahil oldular.''
''Sence bu kötülük mü? Bana göre bu bir hata Felix. Çünkü sen onları korumak istedin ve yanlış kararlar vererek onlara yalan söylemeyi seçtin. Bana göre gerçek bir kötü onları da bu dipsiz kuyuya çekmek isterdi ve yalanlarını da bu yönde söylerdi.''
Felix'in gözyaşları şiddetlendi ''Ama diğerlerine kötülükler yaptım. Hanji'ye zarar veren herkesin açığını bulup bir şekilde onları ifşa ettim, başlarına işler açtım.'' Minho başını koltuğa yasladı ''Bunlar bir başkası için iyilik barındıran ufak kötülüklerden ibaret. Onlara hak ettiklerini vermişsin.'' Minho'nun rahat tavırları Felix'i şaşırttı.
''Sürekli olarak birilerinin ya da hükümetlerin bilgilerine sızıyorum. Haksız kazançları çalıyor ve onları dağıtıyorum. Gizli kalması gerektiği söylenen çoğu bilgiyi açığa çıkarıyorum. Defalarca kez birilerini dövdüm. Seninle kıyaslandığımda bir şeytan gibi görünüyor olmalıyım.''
''Ama sen tüm bunları görevin olduğu için yapmıyor musun?'' Minho gülümsedi ''Evet ama biraz önce de söylediğin gibi, kötülük kötülüktür. Bakış açısı, bizi buna iten sebepler gibi şeyler yalnızca kötülüğün boyutunu hafifletir. Sonuç olarak eylem aynı eylem.''
Felix'in çenesi titrediğinde Minho onun alnına minik bir parmak darbesi vurdu ''Hayatım boyunca o kadar çok kötülük gördüm ki inan bana senin yaptıklarının benim için hiçbir önemi yok. Sonuç olarak kimseyi öldürmedin ya da buna benzer şeyler yapmadın.''
Felix bu sözleri sindirebilmek için çabalıyordu. Minho onu biraz daha rahatlatabilmek amacıyla yeniden konuştu "Eve gittiğinde iyice dinlen, sonra da Chan ile birlikte beni şu çipten kurtar."
Felix hafifçe tebessüm etti "İnsanları geçtim, hayvanları bile kesip biçmek konusunda hiçbir tecrübem yok. Üstelik benim de boynumda da çip var."
Minho esprili bir şekilde yüzünü buruşturdu "Ah, Chan'a kaldık yine. Çin'e gönderilmeden önce onu yendiğim oyunun intikamını almasa bari." Felix yeniden burukça gülümsedikten sonra oturuşunu düzeltti.
Yorgun gözlerini birkaç saniye de olsa dinlenebilmeleri için kapatırken uyuyakalacağından habersizdi. Onu izleyen Minho gülümsedi, pek çok hata sebebiyle çok zor günler geçirmişlerdi. Neyse ki kardeşi olarak gördüğü kişilerden birisi hâlâ hayattaydı ve bu her şeye değerdi.
Minho oturuşunu düzelttikten sonra cebindeki kırık telefonu çıkardı. Kapalı telefon açılır açılmaz ilk kişi Hanji'nin mesajlarına girmek oldu. Baştan okumak için yeterli vakti yoktu, bu yüzden birkaç mesajı seçerek okumaya başladı.
Kalanları Hanji kollarının arasındayken okumayı planlıyordu.
Hanji:
ruyamda seni gordum
tavsan dislerinle havuc
kemiriyordun ve bence cok
tatliydi geri döndüğüne
sana kilolarca havuc alacagim
minik tavsanim 🥕🐇
Hanji:
stajim cok iyi geciyo
mudur dedi ki bu performansla
ilerlersen mezuniyetinden sonra
bizimle calismaya devam edebilirsin
Hanji:
offff bugun bi abi bana
akademisyen olsana dedi
ne yapmam gerektigini bilmiyorum
cabuk gel ve su sorunu cozelim
tek basima yetersiz kaldim 😔
Hanji:
kokun esyalarindan silinmeye
basladi ve bu benim hic hosuma
gitmiyor gercekten cok sinir bozucu
Hanji:
cocuklarin da sana benziyor
iki oksamaya gelmiyo hemen
isirmaya basliyolar cok kotu
bi orneksin kotu baba!!!
Hanji:
askim
bugun doktora gittim ve bana
m vitamini eksikligin var dedi
ohnim araciligiyla enjekte ettirmem
gerekiyomus 😔💔
Hanji:
evimizi temizledim bugun
of her yere ani biraktigimiz
icin cok zorlandim nereye baksam
bizi gordum hain domdom
Hanji:
dudaklarimin konusasi gelmiyo
onlar dudaklarini cok ozledi
grev yapioz topluca ama merak
etme yemek yemeye devam!!
siz sozumuzu bozmayiz aslanim
Minho okuduğu mesajlara ve aldığı haberlere tebessüm ettikten sonra parmaklarını klavyenin üstünde gezdirdi.
Ikukwklk:
Aç kollarını sevgilim.
Sana, evime geliyorum.
-bu mesaj iletilemedi-
-ฅ/ᐠ. ̫ .ᐟ\ฅ -
Hızlı geçişleri veya gelişmeleri hiç sevmiyorum ama bu bölümde bunu yapmaya mecbur kaldım. Memnun değilim.
Minho'nun neden Ohnim ile ilgilendiğini de hemen açıklayayım. Birçoğunuz Minho'nun yalnız olduğunda neler yaptığını merak ediyor, birkaçınız da bu süreçte Minho'nun Hanji'yi aldatıp aldatmadığını düşünüyordu. Aldatmıyor, aşk adamı kendisi. Ohnim'i de yalnızca Hanji'si için yükseliyor.
Ve evet, o özel videolar bu tür durumlar için çekilmişti. Aynı şeyi Hanji de yapıyor.
Bir sonraki bölüm spoilerları;
• Benimle evlenir misin?
~🐍~
Gözden kaçan detaylar ve bilmediğiniz diğer şeyler (Benim de atladığım ve buraya yazmayı unuttuğum kısımlar var çünkü notlarım çok uzun ve karışık. Yapacak bir şey yok, elimizdekilerle yetinmeliyiz...);
》36. BÖLÜM:
• Minho bu bölümde Tae'yi kaçırıp onu dövdürtüyor. Fakat buradaki kilit nokta "Düğün boyunca" sözü, Hanji'nin cinsel tacize uğraması ve Minho'nun şiddeti. Ta da! 55. bölümde olacak şeylere dair ufak bir ipucu.
• Minho 35. bölümde 55. bölümde anlattıklarına dair bir travma yaşamıştı. Bu bölüm onun içindeki öfkenin açığa çıkışını yansıtıyor.
• Minho'nun içinde bastırdığı öfke ciddileşmeye başlıyor. Öyle ki artık Hanji'nin çevresinde bulunan diğer kişilere de öfkesini yansıtıyor. (Bay Seo gibi)
• Hanji, sexting yaparken masadaki arkadaşları onu fark etmedi. Genel olarak o masadaki herkes telefonuyla ilgileniyordu.
》37. BÖLÜM:
• Bay Seo'ya verilen berber dayama cezası fikri Changbin'den çıktı. Minho ne yaşarsa yaşasın kendisini sinirlendiren kişiye cinsel içerikli cezalar vermez.
• Felix "Chan hyung keşke benim için birilerini kaçırıp işkence etse." diye bir cümle kuruyor. Ve bu bölümde (69) bunun kısmen olarak yaşandığını okuyoruz. (Chan ve Matt kavga ediyor)
• Felix, "Hanji'yi hacker sanıp tutukluyorlarmış." diyor. Ehe, sizler Hanji'yi aranan hacker sandınız ve Hanji defalarca tutuklandı. (Minho tarafından ;) ama tabii ki siz onları okuyamadınız.)
• Hackerlar arasında Hanji'nin hacker olduğunu ilk düşünen kişi San oldu. Hanji'den şüphe etti. (Hanji'nin Kibhruk bağlantısına vurgu)
》38. BÖLÜM:
• Felix yazdığı ikinci fic ile birlikte bize 63 ve 65. bölümün spoilerını verdi. 63'te birden fazla Minho ortaya çıkıyor. 65'te Minho'nun bir kadınla görev icabı yakınlaşması gerekiyor.
• Felix'in fici yarışma için yazılmadı. O, diğer Minho'ların ortaya çıkacağını ve bu tür bir göreve gönderileceklerini biliyordu. (Çünkü bu görev Dang-shige'nin bir süredir planladığı bir şeydi ve Felix de onların üyesi)
• Minho'nun yapılması 3 sene sürmedi. (çünkü evlatlık :'))
• Felix "SBK" yani 'sakın bana kızmayın' derken bileti kaybetmesinden bahsetmiyordu. Yalanlarına yönelik konuşuyordu.
• Minho küçüklüğünde de çalışkandı. Dedesi onu gerçek hayat işleriyle meşgul ediyordu ve Minho bu yüzden teknik serviste de çalıştı. (Hacker olmadan önce)
》39. BÖLÜM:
• Helen'in kötü olduğu vurgusu direkt olarak 'yatak arkadaşlığı' ile yapıldı. Felix'in bunca zamandır Helen'i görememesi ise çoktan Dang-shige tarafından planlanmış olan bir durumdu.
• 68. bölümde Helen'in Dang-Shige'ye katıldığı söyleniyor ancak başından beri onlarla. Felix'i sinir etme sebebi de tam olarak bu.
• Hyunjin'in bayılmalarının pek çoğunun sahte olduğu vurgulandı. (+Jeongin'den ilgi alabilmek için yalanlar söyledi)
• Seungmin arkadaşları acı çekerken (bunda katkısı olduğu için) sevgilisiyle arasına mesafe koydu. Bir nevi vicdan rahatlatma tekniği.
》40. BÖLÜM:
• Seungmin, Hanji'nin intihar düşüncelerini duyduğunda yaptıkları için pişman oldu. Ve onun bu düşünceleri devam ettirme ihtimali Seungmin'i korkuttu. Çünkü eğer Hanji'ye bir şey olsaydı bu işte kısmen parmağı olmuş olacaktı.
• Chan'ın baskın değil, ezik bir karakter olduğunu ve bir şeyler için yetersizliğini vurguladığını görüyoruz. (Felix bana bakmaz düşüncesiyle Helen'le oluyor gibi)
• Eve, kadın hackerların kimliklerini daha iyi saklayabildiklerini söyledi. (Charmvenom :D)
• Bu bölümdeki kelebeklerden sorumlu olan kişiler Dondan Tutan Dilenci Çetesi, ruhlar değil. Ancak Felix arada sırada garipten sesler duyuyor. Psikolojisi iyi değil. (bu psikolojik bir sıkıntı)
》41. BÖLÜM:
• Spiderman, SpiderWeb. Charmvenom'un Venom kısmı. (yılan + örümcek + akrep + kurbağa zehirleri. Bu kadar sık yılan bahsetmesi de benim adıma bir göndermeydi. 69'da bazı metaforlara da değindik)
• Minho, üvey babasının da eski Hacker olduğunu sonradan öğrendi. (Bay Lee, görevde olsaydı Minho'yu evlat edinemezdi)
》42. BÖLÜM:
• 10 yıldır Kibhruk aranıyor çünkü 10 yıldır Wattpad'de takılıyorum. :')
• Minho 'babamın arkadaşlarından biri' diyor. Bu da bizi Ma Dong Seok'a götürüyor. Öz babasının arkadaşı, Bay Lee.
• Felix, Hanji ve Minho hakkındaki çoğu özel detayı bilen tek kişi. Çünkü o çifti bir araya getiren kişi kendisi (yüze oturma olayını hatırlıyor...)
• Changbin'in de travmalar yaşadığını öğrendik ama pek fazla detay alamadık. Bu bölümde Changbin mors travmasından bahsetse de aslında ailesinin koşullandırmasına değiniyorduk. (mutlu olunca acıkmak)
》43. BÖLÜM:
• Felix yine her şeyin farkında. Hanji'nin ve Minho'nun adımlarını tahmin edebiliyor. Farkında olmasına rağmen sessiz kaldığı için kendisine kızgın.
• Arkadaşları Hanji hakkında konuşurken yakın zamandaki yaşananlardan bahsediyor. Yine bir şeyleri fark edemediklerinden yakınıyorlar.
• Felix aile yönünden şanslıyız derken yüzde yüz şanslı olduklarını söylemiyor. Yalnızca bazı konularda şanslı olduklarını vurguluyor. (Diğer tüm karakterler aileleri tarafından bir dönem olsa da çok sevildi.)
• Seungmin yeniden yakın olmadıklarının vurgusunu yaptı. Ancak aynı zamanda Hanji'ye olan ilgisini de belli etti. (Onunla yakın olmasa bile Hanji'yi uzaktan gözlemliyordu)
• Minho, Hanji'nin 46 sevgilisini araştırdığında Kanghee'ye rastlamadı. Çünkü Kanghee, Hanji'nin sevgilisi değildi. (Kanghe zorbalar listesindeydi)
• Bu bölümde Taekook'a verilen buluşma sözü 52. bölümde yerine getirildi. (hayır kurumu gezisi)
• Minho, Hanji'nin rahat edebilmesi için evi ve onu gezdirebilmek için motoru ayarlamaya gitti.
• Hanji'nin bu bölümde anlattığı çoğu şey Kanghe'nin yaptıklarını da kapsıyordu.
》44. BÖLÜM:
• Minho kendi istediği için değil, Hanji'nin aklını dağıtabilmek/meşgul tutabilmek amacıyla seksi uzattı.
• Bu bölümde Minho'nun yatakta da kibar ve düşünceli olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. (Hanji'den izin isteyerek hareket ediyor, iltifatları kesilmiyor, Hanji'nin beli acımasın diye ellerini altına koyuyor, Hanji'nin canı yanmasın diye kendisini dizginliyor vs.)
• Dünyayı hediye edeceğim kısmı 58. bölümdeki oyun kodlamasıyla gerçekleşiyor. İlerleyen bölümlerde de dünya turu yapacaklar 🤫
》45. BÖLÜM:
• Seungmin "Hanji ile en uzun ayrı kalma rekoru bende." derken aralarının eskiden açık olmasına atıfta bulunuyor.
• Felix bu bölümde Hanji'ye ekstra ilgili çünkü vicdan yapıyor. Diğerleri elbette bu ilginin farkında ancak bu ilginin 'verilen söz' olduğunu sanıyorlar.
• Jeongin, Seungmin'e "Sen içimizde en masum duran ama en masum olmayanımızsın." derken bir şeyler bildiğine dair sinyaller veriyor.
• Jeongin "Felix neyi itiraf edecek." diye bir cümle kuruyor ve biz birden 68. bölüm'e ışınlanıyoruz. :)
》46. BÖLÜM:
• Minho'nun korktuğu şey gerçekleşiyor. Hanji ile arasındaki yaş farkının getirileri bu bölümde ortaya çıkıyor. Tartışıyorlar.
• Bu bölümde Hanji aslında Minho'ya soğuk yapmıyor. Cidden baskı altında ve meşgul.
• Bölümdeki kişiler gerçek olsa da isimleri gerçek değil. Ve evet, hepsi bir dönemler benim iş arkadaşlarımdı.
》47. BÖLÜM:
• Tae düzelmeye başlıyor, okey bağımlılığının son demleri artık.
• Hanji bu iş sayesinde annesine bir nevi hediye almış oldu. Hayalini gerçekleştirdi.
• Jay 'ben bir haltlar yedim' ifadesi kullandı. Yani listeleri değiştirme işini Minho'dan önce yapmış oldu.
》48. BÖLÜM:
• Felix, Minho'yu savundu. Çünkü olası bir ayrılık Felix'in tüm çabasını siler atardı.
• Minho daha fazla dayanamadı ve Hanji'ye karşı ilk defa sesini yükseltti. Ancak yine de öfkesi Hanji'ye değildi.
• Bu bölümde Hanji de, Minho da haklıydı. Hanji de, Minho da haksızdı. Birbirlerini nötrlediler.
• Bu bölümde Hanji içinde saklandığı kabuğu kırıyor. Minho'yla bile tartışabilecek kadar isyankar bir hale geliyor. Yani ailesinin kendisine bağlamış olduğu ipleri kesmeye de bu bölümde başlıyor.
• Minho yine sinirlerini kontrol edemiyor ve duvara 2 kez yumruk atıyor. Kendinden nefret etme huyu da bu konudan kaynaklanıyor. Öfke problemleri.
• Minho reddedilmekten bahsediyor. 55. bölümdeki reddedilme sahnesinin gerçekliği de buradan geliyor. (Hanji bu cümlenin bir benzerini Kanghe'den de duymuştu. Minho duygusal olarak reddedilmekten bahsederken Kanghe cinsel anlamda reddedilişten bahsediyordu)
》49. BÖLÜM:
• Hanji 'Minho benim için yeni bir dünya yaratıyor.' diyor. 56. bölüme de bu şekilde bağlanmış oluyoruz.
• Hyunjin salak değil, üstelik çevresine karşı duyarlı. Özellikle de Jeongin onunlayken çünkü onu korumak istiyor. Garsonun, yani Changbin'in boyunu benzetmesi de tam olarak bu sebepten kaynaklanıyor.
• Kurbağa detayı. ;)
• Hanji'nin 'Hacker mı oluyorum?' soruları. Evet tatlım, kısmen hackersın.
》50. BÖLÜM:
• Felix, Chanhee konusunu dağıtmaya çalıştı ve açık bir kod verdi.
• Jeongin'in korkma sebebi konunun yeniden videoya gelebilecek olma ihtimaliydi.
• Bölüm sonunda iç ses misali kendimle konuşarak Kibhruk'u ifşa ettim.
》51. BÖLÜM:
• Felix bu bölümde Kibhruk'u (Spiderweb'i) arıyordu. Doğruluk cesaretlilik fikrini ortaya atarak Rızo'ya ulaşmanın kolay bir yolunu buldu. (Hanji'nin bunu yaptıracağını tahmin etti ancak Rızo'nun bu kadar kötü bir konuşma stili olduğunu bilmiyordu)
• Felix 'Şifreli kod çözüyormuşum gibi hissettim.' diyor.
• Lix'in bu bölümde sinirlenmesi, 58. bölümdeki davranışını destekliyor. (Bu tür şeyleri duydukça üzüldü ve sinirlendi)
• Felix 'Minnoş bebek Seungmin'in içinde canavar varmış' diyor. 🤡
》52. BÖLÜM:
• Bu bölümde Sky kurgumun Chanlix'ine ait vurgular var. (çiçekler, bahçe, mavi vs.)
• Felix aslında perilerle değil, dondan tutan dilenci çetesiyle bir anlaşma içerisindeydi. Çok önemli bilgiler karşılığında Chan'dan bir süre uzak durması gerekiyordu. (Çünkü Chan'ın yanındayken dikkati dağılıyor ve hiçbir şeye odaklanamıyor)
• Minsung bugün Taekook ile buluştu. (Hayır kurumu, hastane)
• Minho'nun bacağının titreme sebebi aslında motor kazasından kalmış bir kusur. Arada sırada ortaya çıkan durumlar oluyor.
• Minho, Hanji'ye aşık olmaya başlarken onu sık sık rüyasında görmüş, hatta onu görebilmek için sık sık uyumuştu. Bu bölümde de yaşanan her şeyin o rüyalardan birisi olmasından korkuyor.
• Hanji ise her şeyin intiharından sonra bilinç altında dönen şeylerden ibaret olduğunu sanarak korkuyor. Çünkü hayatı berbattı ve Minho ona renk kattı. Bu kadar mutluluk ona sahte geliyor. Kendisine iyi bir hayatı uygun görmüyor, bunu hak ettiğini düşünmüyor.
• Büyükbaba Lee gerçekten de Minho'yu çok sevdi. Onun normal olabilmesi için elinden geleni yaptı. Onu her konuda destekledi.
• Minho anne ve babasıyla görüşmediğini söyledi. Bunun en açık sebebi de 55. bölümde yer alıyor.
》53. BÖLÜM:
• Minho, Hanji'yi ve çevresini stalkladığını itiraf etti.
• Lee Hanji ismi hem Hanji hem de Minho'nun aklından evlilik düşüncelerinin geçmesine sebep oluyor. (57. bölümde Minho'ya söylenen şey./67. bölümde Hanji evlilik konusuna çoktan açık olduğunu söylüyor)
• Yangını düzenleyen Dang-Shige. Ve Felix çok rahat, çünkü biliyor.
• Hanji, Minho'nun 67. bölümdeki çocukluk fotoğraflarının birçoğunu bu bölümde gördü.
》54. BÖLÜM:
• Hyunjin okulu Jeongin için bırakmıyor. İleride evlenirsek her şeye karşı olmalıyım, elimde bir ek mesleğim olsun diye düşünüyor.
• Felix, Chanchang'ın ev arkadaşlığını bırakma, Hyunjin'in de okula devam etme sebeplerini bilen tek kişi. Neden acaba? 🤡
• Bu bölümdeki ev yakma sahnesi gerçek. Üniversitedeki ev arkadaşım evimizi yakmıştı...
》55. BÖLÜM:
• Minho'nun aile dostu dediği kişi aslında düşman hackerlardan biriydi. Minho'ya da bu sebeple zarar verdi.
• Bay Lee ve Bayan Lee'nin Minho'yu susturma çabası Ma Dong-Seok'un yaşanan şeyleri öğrenmemesi içindi. Ancak Dong Seok bunu bir şekilde öğrendi ve oğluna zarar veren kişiyi öldürdü.
• Elena, Minho'nun ilk, en eski ve en uzun süreli ilişkisiydi.
• Felix, Minho'nun arkasını kolladı.
• Soru cevap kısmında Hanji, Minho ile çocukluk arkadaşı olmak istediğini söylemişti. Vien ile birlikte bunun kısmen de olsa gerçek olduğunu öğrendi. (aynı yerlerde oynadılar, birbirlerini gördüler)
• Yine soru cevap kısmında Hanji 'en iyi hacker olurdum' dedi. Kibhruk kimliğini oluşturan kişi Hanji, yani gerçekten de en iyisi.
》56. BÖLÜM:
• Hanji normalde de bazen Minho'dan korkuyordu ancak bu bölümde korkusunu net bir şekilde yansıttı.
• Minho hatalarının farkında ve bu yüzden pişman. Kendisini yıpratan şeyin işi olduğunu biliyor.
• Hanji sevgilisini sanıldığından çok daha iyi tanıyor. Minho'nun kendisine karşı olan sürekli ilgisinden rahatsız. Artık ilgi almak değil, ilgi vermek istiyor.
• Hanji, Minho'nun rüyalarından haberdardı. Ancak rüyalar hakkındaki tüm detayı 66. bölümde alıyor. Çünkü Minho ona üstü kapalı bazen de çok detaya inmeden bunu anlatıyordu.
》57. BÖLÜM:
• Minho tedaviyi kabul etti çünkü her şeyin farkında.
• Minho'nun bozuk psikolojisinin iş kaynaklı olduğunu öğrendik.
• Felix'in bu çeteyle olan bağlantısının fal olduğu sanılsa da aslında gerçek çok farklıydı. Mantıklı açıdan bakmak gerekirse tüm falları, manifestleri tutan Felix'in bir başkasına fal baktırması garip bir davranış.
• Felix bir başkası tarafından yönetildiğini ima ediyor. Ancak onu anlayan olmuyor.
• Bu bölümdeki isimler Discord sunucumdaki üyelerden bazılarının isimleridir.
》58. BÖLÜM:
• Ve Minho, Hanji için sık sık atıfta bulunduğu o dünyayı yaratmaya başlıyor.
• Chan ve Felix'in kısmı aslında Daddy Issues hikayemdeki sinir bozucu Chan'a gönderme. Oradaki olayın tam tersi bu kitapta yaşanıyor. Çünkü bu kitaptaki Chan, Sky'ın Chan'ı. Tatlı, düşünceli ve yaralı.
》59. BÖLÜM:
• Felix ailesinin sorunlu olduğunu belirtiyor. Chan konusunda ise genel olarak her şeyi anlattığını söylüyor ancak bunu ironi yaparken kullandığı ifadeyle yapıyor. '':)''
• Sık sık dejavu türü sahneler koyma ve bunu vurgulama sebebim karakterlere eskileri hatırlatma çabamdır.
》60. BÖLÜM:
• Gevşek hacker aslında atanma durumunu biliyor. Çünkü o, Minho'ya zarar veren adamın kardeşi.
• Felix'in sağlıksızlığını bu bölümde öğreniyoruz. (Çift kişiliği sevmesi, mazoşist tavırlarını, kapana kısıldığını vs.)
• Felix, Chan'ın verdiği motivasyon sayesinde artık yavaş yavaş Dang-Shige'ye baş kaldırmaya başlıyor.
》61. BÖLÜM:
• Minho'nun Hanji için kural çiğnediğini öğreniyoruz. Onu gören hackerlar var, öz babası da buna dahil. Öz babası rütbeli bir hacker, bu yüzden Minho'nun kural ihlallerini elinden geldiğince saklıyor.
• Felix'in bitmek bilmeyen gizli kodları artık gizli olmaktan çıkıyor.
• Aslında top patlasa uyanmayacak olan çift Chanlix çiftiydi. Ancak Hanji o anda odağını Minho'ya verdiği için Hyunin diyerek geçiştirdi.
• 55. bölüm sonrasında Minsung hiç cinsel birliktelik yaşamamıştı. Minho bunu yapmak için sevgilisinin tamamen iyi hissetmesini bekliyordu.
》62. BÖLÜM:
• Bayan Lee pişmanlığını dile getiriyor. Pişmanlığının en büyük sebebi ise kendisine emanet edilen çocuğa sahip çıkamamak.
• Hanji boş kaldıkça Lee ailesine uğruyor. Onların neden önceden duyarsız davrandıklarını anlamaya çalışıyor, onları gözlemliyor.
• Chanchang'ın ortak ev sürecinde yaşananların detaylarını, Changbin'in sorunlarını, fedakarlıklarını öğreniyoruz.
• Hanji normal gelişim gösteren bir çocuktu. Fiziksel olarak daha güçsüz olma sebebi annesinin plansız hamileliğiydi. Hanji salak değil, zeki bir karakter. Yalnızca onun zekası köreltildi.
• Hanji abisinin aldığı oyuncaklar yakıldığı için Kurbik'i saklamak istedi.
• Hanji'nin hayatına giren 46 kişinin bir kısmı Seungmin sayesindeydi.
》63. BÖLÜM:
• Kibhruk'u arama görevindeki tüm hackerların aynı ada sahip olması, Kurbağa'yı en çok kullanan kişinin Hanji olması ve Kibhruk ile yakın olan kişinin Lee Minho olması... Bunun Hanji'yi işaret ettiğini mi düşündünüz? Hayır. Yarısı da Minho'nun babasına ulaşabilmek içindi.
• Kibhruk'tan bahsedilirken 'her şeyi yapabilir' deniliyor. Bunu bu kurguda yapabilecek olan tek kişi benim, yazarınız. :3
• Gelecek yazılımı olarak bahsi geçen şey bu kurguda sonradan iletilen mesajlar. Ancak genele baktığımızda bu hikayenin tümü, taslaklarım oluyor. Hikayeyi, bölümleri çok önceden planlamış oluyorum.
• Ace vurgusu Hanji ile benim ortaklığıma vurgu. Hanji'yi yönetiyorum. Bu kurgunun gidişatı benim elimde yani istediğim her şeyi yapabilirim. Ace olmak güzel bir hismiş. :3
• Arisa Japon ismidir ve kum anlamı taşımaktadır. Minho, Hanji'nin gömdüğü Kurbik'i toprakta, kumda buldu.
》64. BÖLÜM:
• Luhn ve Lidya lezbiyen, yani Minho'yla romantik olarak işleri yok. Onların Minho'yu koruma sebebi ise gelecek bölümlerde anlatılacak.
• Luhn ve Lidya'nın develeri hacker evine değil de Hanji'nin evine gönderme sebepleri dikkat dağıtmak.
• Felix'in ailesi tatil yapıyor, olaylardan haberdar değiller. Bu tatili onlara ayarlayan kişi Lidya.
• Tae sözlerinde ciddi. Hanji'yi rahatsız etmek yerine ona yardımcı olmak istiyor. Yeniden Hanji'nin eskiden aşık olduğu o kişiye dönüşüyor.
• İlk Kibhruk Hanji. (fakat Hanji hacker değil)
》65. BÖLÜM:
• Felix'in 38. bölümdeki kurgusu bu bölümde kısmen gerçekleşiyor.
• Minho 10'un üstünde dünya dili biliyor. Bu yüzden Çince konuşabiliyor. (mors alfabesi, işaret dili gibi şeylere de hakim)
• Scorpions, Felix'i takas etmek istiyor. Çünkü Felix, Minho ve Chan ile bağlantılı. Dang-Shige'nin başında ise Minho'nun eski arkadaşı var.
• Ma Dong Seok, Hanji'nin merakını sevdiği için ona gelecekte kullanabilmesi için minik kodlamalar bıraktı. Onu gelecekte eğitmek istiyordu.
• Hanji, Ma Dong Seok'un sık sık takıldığı parka gidip Vien'i orada unutuyordu.
66 ve sonrasına dair şeyleri daha sonra derleyip paylaşacağım.