« Minho »
"İlino ucuz yırtık az kalsın benim yüzümden yakalanıyorduk chana"
Jisung konuşmasının ardından beni yatağı yatırıp dolabından temiz şort ile sıfır kollu tişört çıkarmıştı bana dönerek
"Aşkım ben duş alacağım ben yokken odadan çıkma olurmu" diyerek kapıya yöneldi tam kapıyı açarken kapının birden açılması ile kafasını çarpması bir oldu ben hızlı bir şekilde yataktan inip kafasını tutan jisung'un yanına vardığında kapının diğer tarafındaki Felix endişe ile
"Jisung! Ben çok özür dilerim kapının arkasında olduğunu bilmiyorum" diyerek jisungu kolundan tutup yatağa oturttu
"Felix sorun Yok sakin "
"Canın acıyor değilmi hemen ambulans çağırayım "
"Felix canım acımıyor hem zaten bir kaç dk geçer biliyorsun "
‹Nasıl acımaz jisung Kendi gözlerimle gördüm çok sert çarptı›
"Haaa doğru unuttum ben onu ama yine de özür dilerim kapıyı çalmadan odaya girdiğim için"
'Felix neyi unuttu ki '
"Sıkıntı yok ve her neyse sen neden gelmiştin odaya?" demişti jisung elini kafasından çekerek
"Birazdan yemek yiyeceğiz onu haber edecektim" demesi ile jisung ayağı kalkıp kapıya adımlarken arkada kalan felixe
"Anladım o zaman ben şimdi duşa gireceğim döndüğümde kutlama için konuşuruz ben gelene kadar ilinonun yanında kal canı sıkılmasın "diyerek gitmişti
'Ne yani beni Felix ile yalnız mı bırakacaktı'
Jisung'un odadan çıkması ile Felix yanıma gelip beni kucağına almıştı odanın kapısına kapatıp benimle birlikte jisung'un yatağına oturdu ardından başımı okşamaya başladı bir veya iki dk sessizliğin ardından Felix
"İlino ben dünyanın en şanslı insanı olabiliriz" demişti sesi titreyerek
"Çünkü jisunga sahibiz ben onun üzülmesini hiç istemiyorum o çok kırılgan biri" diyerek beni kucağından indirmişti yatağın yanındaki sehpanın üzerinde çekildikleri dörtlü fotoğrafı eline alıp gülerek
"Tabi diğerlerinde benim gözümde çok değerli ama jisung bir başka "diyip elindeki fotoğrafı geri yerine koydu ardından dolan gözleri ile bana bakarak
"İlino sana içimi dökmek isitiyorum sıkılırsan kusura bakma olurmu "diyerek beni tekrar kucağına almıştı omzunu yatak başlığı yaslayıp tüylerimi okşamaya başladı
"Jisung ile ilk tanıştığımız da on altı yaşındaydı tabi bende öyle o zamanlar ona İlk görüşte aşık oldum... yani olduğumu sandım ama onu tanıldıkça sadece kişiliğine hayran olduğumu fark ettim onunla tanıştığımız sahilde sohbet ederken ilk defa bir insan bana çok samimi yaklaşmıştı çok düşünceliydi ben ona ısınınca okulda gördüğüm zorbalığımı anlattım beni tersleyeceğini düşünsem de beni anlayışla dinlemişti ardından bana nerede okuduğumu sordu bende okuduğum okulu söyledim o da ban kendi okulunu söyledi ne yazık ki ayrı okullarda okuyormuşuz bu duruma biraz üzülsemde hızla kendimi toparlayıp onun hayatını sorduğum çünkü böyle güzel bir kişinin güzel hayatı olduğunu düşündüm ama öyle değilmiş bana dokuz yaşında kaybettiği ananne'si ve dedesinin ölümünden bahsetti anlatırken gözleri doluyordu ama ağlamıyordu çünkü ananne'si ve dedesine ağlamayacağına söz vermiş çünkü ağlarsa onların üzüleceğini söylemişti o bunları söylerken ben onun yerine ağlamıştım çok masum duruyordu gözümde bir kanatsız melekten farksızdı... onunla konuşmamın üzerinde bir hafta geçmişti ben okulda derste deyken sınıfa müdür gelmişti okula yeni bir öğrenci geldiğini söylemişti ilk baş umursamasamda sınıfa giren jisung ile çok mutlu olmuştum resmen benim için okulunu değiştirmişti. jisung sayesinde yalnız kalmamıştım hatta onun sayesinde yeni arkadaşlar bile edindim ve artık zorbalık görmemeye başladım ona çok şey borçluyum... "
Felix durduğuna ona bakmıştım ağlıyordu sağ gözünden bir Damla yaş düşmesi ile hemen silip konuşmaya devam etmişti
"Bir gün jisung beni restoran'ta çağırmıştı sesi çok mutlu geliyordu bende merak ettiğimden hızlı bir şekilde dediği yere geldim etrafıma baktığımda cam tarafında ki masada gülerek karşısındaki gence bir şeyler anlatan jisungu görmem ile yüzümde bir gülümseme oluştu çünkü jisung tanıştığımız günden beri hep güzel gülerdi ama bu gülüş bir başkaydı resmen gözleri parlıyordu karşısındaki gence "
Demişti sanki kendi gözleri jisungu anlatırken parlamıyormuş gibi
"Beni çağırma sebebi sevgilisi olduğunu söylemek içinmiş o tanışmadan sonra biz jisung ile her okul çıkışı beraber eve giderdik ama bu sefer jisung'un sevgilisi her okul çıkışı jisungu alıp götürdü her konuşmamızda bana ondan bahsederdi bende onu dinlerdim yani izlerdim çünkü karşısında her kim olursa olsun onu kendine bağlıyordu... "
Diyerek yine gözünden akan yaşı silmişti sonra gülerek
"Okulumuza Chan ve hyunjin gelmişti onları jisungu önce den tanıyordu ikisi jisung'un önceki okulunda arkadaşlarıymış yani ben bu guruba sonra katıldım"
Demişti sesi titrerken ardından anlatmaya devam etmişti
"Son sınıfa geçmiştik bu üç yılda dördümüz çok sıkı bir dost olduk birbirimize seviyorduk ve çok güveniyorduk her gün bir yerlerde buluşup eğlenir kafa dağıtırdık ama jisung sevgilisi yüzünden yanımızdan erken ayrılırdı ona çok bağlanmıştı bu sevgi beni biraz korkutuyordu ve korktuğum başıma gelmişti Chan dördümüz bir araya toplanmıştı biraz zorlansa da bize jisung'un sevgilisinin bir kızla nişanlı olduğunu söylemişti jisung buna inanmamıştı ama Chan nişanlandığı kızın kuzeni olduğunu ve nişanda çektikleri fotoğrafı gösterince jisung kendine gelmemişti çok yıkılmıştı üzülmesini istemediğim jisungu'mun saf kalbini kırılmıştı. sevgilim dediği genç başka bir kişiyle nişanlanmış ve bunu jisunga söylememişti."
"Jisung bu hayatta en çok büyük yalanlardan nefret ederdi sonunda üzüleceğini bildiği için ve o gün sevgilim dediği insan ona çok büyük bir Yalan söylemişti ve söylemeye de devam etmişti o gün ben jisungu hiç bu kadar kötü görmemiştim onu mutlu etmeye çalıştım ama hiç gülmüyor konuşmuyordu benimle resmen yaşayan bir ölü gibiydi ruhu ölmüştü sincabımın."
Felix anlatırken arada bir duruyor ağladığı için göz yaşlarını siliyordu
"Ben ve diğer ikili jisungu yalnız bırakmamıştık ama hyunjin ile chan babaları yüzünden ikisi amarikaya girmişlerdi... jisung'un doğum gününe bir gün kala ona hediye olarak annemden yapılışını öğrendiğim kar küresi ile bende jisunga yapmıştım evini bilmediğimden hediyeyi okulda vermiştim çok mutlu olmuştu uzun bir sürenin ardından onun mutlu olduğunu görmek beni de mutlu etmişti sonra nerden aldığımı sordu ben'de kendim yaptığımı söyledim bunu demem ile gözleri patlayarak elindeki yaptığım küreye bakıyordu ve bana o gün dünyanın en güzel hediyesini benim verdiğimi söylemişti o zamanlar şaka olduğunu düşünmüştüm ama arabada anlattıklarını duyunca şaka olmadığını anladım." demişti gülerek sonra hızla kendini toparlayıp anlatmaya devam etmişti
"Okul bitmiş ve jisung ile iletişiminiz kesilmişti onunla hiç konuşamıyordum annesine arayıp jisung'un durumu sorduğumda evden çok dışarı çıkmadığı söylemişti bu duruma çok üzülmüştüm bir pislik yüzünden kendini eve kapatıp dört duvar arasına hapsetmiş olmalıydı bende bu yüzden evine gitmeyi düşündüm ama o benden önce davranıp bana mesaj atmıştı mesajda beni bir kafeye çağırmıştı ve ben o kadar çok mutlu olmuştum ki elimdeki telefonu düşürmüştüm uzun zamandır Jisung kanlı canlı görmemiştim bu yüzden hızlı bir şekilde kafeye geldim ve o çok değişmişti göz altlarında siyahlar oluşmuş teni önceki rengine göre daha açık olmuştu onu böyle görünce onu bu hâle getiren or**** çocuğuna bir çok küfür etmiştim ama meğersem sebebi bu değilmiş ba-"
"FELİX!"
Chan'ın aşağıdan felixe seslenmesi ile sözü yarıda kalmıştı felix'in hemen göz yaşlarını silip kapıya adımladığında bana dönerek
"Çok iyi bir dinleyici sin ilino sayende içimi döktüm çünkü uzun bir süre sonra jisungu yine böyle mutlu görünce eski anılar gözümün önüne geldi umarım yine üzülmez çünkü onun kalbi çok kırılgan ve o benim için çok değerli arkadaş dan çok abim gibi ve ben'de onun üzülmesine asla ama asla hiç istemiyorum ve de izin vermeyeceğim. neden sana bunları anlatıyorum bilmiyorum ama içimden bir ses kedi'de olsan beni anladığını düşünüyorum" diyerek odadan çıkmıştı bende onun gitmesi ile
‹Evet Felix seni anlıyorum çünkü jisung sana iyi geldiği gibi bana da iyi geliyor o bu dünya için çok iyi hatta dediğin gibi onun karşısında her kim olursa olsun kendine bağlıyor diye ama o beni görmediği halde beni kendine bağladı ve ben de onu üzen her kim varsa onu bitireceğim çünkü onun gözünden akan her bir göz yaşı kadar hiç kimsenin değeri yok gözümde› (sevdikleri hariç)
Bu bölümün sonun kısa bir özet geçireceğim. felix jisungu eski günlerdeki gibi mutlu neşeli olduğunu görür ve kendiside mutlu olur bunu kedi formunda olan minho'ya anlatır jisung'da bilmeden dokuz yaşında minhoyu kendine aşık etmiştir ve Felix bilmeden jisung'un eskide yaşadığı üzücü olayını anlatır minho zaten bugün gittikleri restoran'ta gördüğü olayı Felix'den detaylı dinleyince minho o gün çatıda verdiği sözü tutamadığı için bu sefer jisungu mutlu edeceğini söz verir