Aaa: Kantinin arkasındaki araziye gider misin?
Kahvenin kokusu düşlerimde canlanırken gelen mesaja bakın. Yeni bir sürpriz ile koşa koşa kantine ilerledim.
Ben: Aferin böyle bilinmedik yerlere sakla ki görmesinler. Keyifle içeceğim.
Aaa: Neyi?
Son gelen mesajla kantinin depo kapısını araladım. "Aa Yeşim sende mi katılımcılar arasındaydın?" Civciv Avni yanında bulunan ceza ekibiyle beraber çöp kovalarına asılmış ellerinde eldivenle bana bakıyor. "Ne?"
"Hadi gel sen de şu kovayı al eldiven verin arkadaşınıza." Herkes şaşırmış bana bakıyordu. "Hocam ben,"
Aaa: Çevreyi koruma etkinliği vardı da bir kişi eksik dediler seni yazdırdım ben de sorun olmamıştır inşallah.
Ben: Seni geberteceğim
Aaa: İki insanlık yapacaksın ölmezsin
Ben: İnsanlık dersi verene bakın ortamda bulunmuyor.
"Hadi başlayalım kim nereden başlamak ister?" Herkes o kadar hızlı bir şekilde koordine olmuştu ki ben ve Çılgın Aykut en sona kaldık. Aykutla birbirimize baktık o halinden gayet memnun gibiydi. "Bize neresi kaldı?" Biraz ürkerek sorumu sordum, herkesin kıkırdamasından pek de iç açıcı bir yer olmadığı belliydi.
"Sen ve Aykut tuvalet giderinin aktığı yere doğru gideceksiniz." Annem hep boka batasıca derdi sanırım bedduası gerçek oluyordu.
"Aslında benim dersim vardı hocam sanırım bir yanlışlık oldu."
"Bu etkinliği tamamlayanlara istediği bir derse 100 puan veriyoruz." İşte şimdi ikna oldum.
"Ben eldivenleri alayım hocam." Uzanırken kulağına fısıldadım. "Bu aramızda kalırsa çok sevinirim sonuçta hayır işi yapıyoruz."