Selamlarr
Nasılsınız canlarım benim
Bakalım bu bölümde neler olacak
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar canlarımmm
🩸
Yine bir iş günü daha. hadi hayırlısı.
Aldığımız ihbarla bankaya doğru gidiyorduk. bankadaki insanları rehin almış bir suç örgütünü yakalamaya gidiyoruz.
Bankanın önüne geldiğimizde ekipler etrafı sardı. yetki bendeydi. elime aldığım megafon ile konuşmaya başladım.
"SİZE SESLENİYORUM. ETRAFINIZ SARILDI. KAÇIŞ YOLUNUZ YOK. TESLİM OLUN"
içlerinden biri camdan gördüğüm kadarıyla rehinelerden birini önüne alıp kapıya doğru yaklaştı.
"TESLİM OLMAYACAĞIZ. YA BURADAN GİDERSİNİZ YA DA İÇERİDEKİ HERKES ÖLÜR"
megafonu tekrar çalıştırdım ve Suçlunun görüş alanından konuştum.
"BURADAN SAĞA ÇIKAMAZSINIZ"
"BELKİ BİZ SAĞA ÇIKAMAYACAĞIZ AMA YANIMIZDA DA BİRİLERİNİ GÖTÜRECEĞİZ" Diyip tetiği bana doğrulttu ve bir el ateş etti.
Namlunun ucundan kaçamadım ve mermi kalbim ile omzum arsına saplandı.
Aldığım darbe ile kendimi zar zor polis aracının arkasına attım. adamın bir el ateş sesi ile tüm polisler ateş etmeye başlamıştı.
Canım fazlasıyla yanmaya başladığında polislerden biri yanıma gedi.
"komiserim iyimisiniz"
"a-acil h-hastaneye gitmem g-gerek" kesik nefes alışverişlerimin arasından zar zor yardım istedim.
"komiserim araç hazır sizi hemen hastaneye yollayacağım. buradaki yetkiyi bana devredebilirsiniz"
"sana güveniyorum" diyip yanımda kapısı açık bekleyen araca bindim.
🩸
Gözlerimi zorlukla araladım. hastane odasındaydım galiba.
Olanları hatırlamaya çalışırken odaya doktor olduğunu düşündüğüm beyaz önlüklü biri girdi.
"uyanmışsınız sonunda Lina Hanım"
Başımı ovuştururken dikelmeye çalıştım ama omuzumdaki acı buna izin vermedi.
"ah"
"kendinizi yormayın lütfen. dinlenin"
"ne oldupunu açıklarmısınız doktor bey"
"ilk olarak ismim Pars. doktor hitaplarından pek hoşlanmıyorum da"
"anladım Pars Bey durumum nasıl aceba öğrenebilir miyim"
"mermi kalp ile omuz arasına denk gelmiş. güçlü bir bünyeye sahipsiniz. bu ameliyattan herkes kolay kolay çıkamazdı. şuanlık durumunuz iyi. size yazacağım ilaçları düzenli olarak alırsanız hiçbir şeyiniz kalmaz"
"teşekkürler Pars Bey"
"rica ederim Lina Hanım. siz dinlenin bi-" diyemeden kapı aniden açıldı ve içeri koşarak telaşlı bir Karan girdi.
Doktor Bey yani Pars Bey bir şey demeden odadan çıktığında Karan baş ucumdaki koktuğa oturdu.
"iyimisin Lina. Geciktim. Lanet olsun! benim hatam"
"saçmalama Karan ben görevimi yapıyordum bunun seninle alakası yok. hem iyiyim"
"emin misin"
"eminim" yine kapı hızla açıldığında bu sefer içeri dört kişi girdi.
Okan, İlkin, Elçin ve Selim
"iyi misin?" hepsinin bir anda aynı şeyi sorması ile gözlerimi yumdum.
"iyiyim. sakin olun lütfen"
Selim yanıma gelip bir keç kontrol yaptı.
"yeni öğrendim. bilseydim ameliyatına ben girerdim"
"yok sağol" Karan'ın dediği ile ona kaşlarımı çatıp baktım.
"böyle oldu bu seferlikte Selimcim" dediğimde Karan ayaklandı.
"nereye" diye sorduğumda arkasını dönüp bana baktı.
"biraz hava alacağım Linacım" dedi cım yerine vurgu yaparak. odadan çıktığında Okan da arkasından gitti.
Off neden böyle yapıyordu.
"Lina benim bir kaç hastam var yine yanına uğrayacağım. hem ameliyatına Pars girmiş. yalan yok benden iyi doktordur"
"tamam sen hastalarınla ilgilen. kolay gelsin" dediğimde Elçin'le de vedalaşıp odadan çıktı.
"kızım ya yeter. sen neden polis oldun ki" Elçin söylene söylene baş ucuma oturdu. İlkin de onun yanına.
"sanki bilmiyorsun neden olduğunu"
"biliyorum da hala birşey bulamadın. ne gerek var hayatını tehlikeye atmaya"
"ben mesleğimi seviyorum Elçin"
"aşkım illa da hayat kurtaracaksan doktor olsaydın"
"Elçin sen beni sık boğaz etmeyemi geldin. eğer öyleyse geri dön lütfen*
"senin için konuşuyorum burada"diyip koltukta arkasına yaslandı.
"ben Elçin'e hak veriyorum" İlkin de ona katıldığında tek kalmıştım.
"lütfen mesleğime karışmayın"
"tamam be"
🩸
"Karan omuzumdan vuruldum ayağımdan değil" dedim. ama inat Karan Bey beni kucağından indirmiyordu.
"of Karan delirticeksin beni. indirsene ya"
"Lina bir susmadın be" diyip beni şoför koltuğunun yanındaki koltuğa bıraktı.
Şoför koltuğuna geçtiğinde bana bir bakış atıp arabayı çalıştırdı.
"şarkı açalım eve gidene kadar"
"tamam. Bluetootha bağlan. aç istediğini"
Dediğinde telefonumu çantamdan çıkardım ve Bluetootha bağlandım.
Melis fis-uyku yok
Biraz konuşalım mı?
Sesini duymadan uyumayı
Sevmediğimi biliyorsun
Güzelleştir rüyalarımı
Sarılıp barışalım mı?
Küs olsak da kollarında
Olmayı istediğimi biliyorsun
Sarayım açtığım yaralarını
Farklı yerlerde aynı hislerle
Gururumuz avucumuzun içinde
Bi' haksız var, iki de yalnız bu hikâyede
Geceler benden bıkana kadar
Tüm yıldızları sayana kadar
Sen beni gelip affedene kadar
Uyku yok, uyku yok bana
Şişenin dibini görene kadar
Zemin altımdan kayana kadar
Sen beni gelip yine sevene kadar
Uyku yok, uyku yok bana
Uyku yok bana
(Hey, hey)
Uyku yok bana
(Hey, hey) yok, yok
Uyku yok bana
(Hey, hey) yok, yok
Uyku yok bana
Kırdım, üzdüm, hatalar yaptım
Fark etmeden ne canlar yaktım
Kaçmayı denesem de boş verdim
Çekerim artık cezamı
Yeter ki sen gitme, kal bur'da
Söz, bu sefer yapmam hiç tantana
Ne demem gerek daha
Bi' şans vermen için bana
Farklı yerlerde aynı hislerle
Gururumuz avucumuzun içinde
Bi' haksız var, iki de yalnız bu hikâyede
Geceler benden bıkana kadar
Tüm yıldızları sayana kadar
Sen beni gelip affedene kadar
Uyku yok, uyku yok bana
Şişenin dibini görene kadar
Zemin altımdan kayana kadar
Sen beni gelip yine sevene kadar
Uyku yok, uyku yok bana
Uyku yok bana
(Hey, hey) yok yok
Uyku yok bana
(Hey, hey) yok, yok
Uyku yok bana
(Hey, hey) yok yok
(Uyku yok bana)
Şarkı bir an bana sabahki Karan'ın triplerini hatırlatınca gülümsedim.
"ne gülüyorsun"
"sanki bilmiyorsun"
"nezaketen sorayım dedim"
🩸
(Pars)
Bu bölümü nasıl buldunuz aşklar?
Şeytani planlarım var
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum kendinize iyi bakın yeni bölüm de görüşmek üzere