üç kılıç | hyunin

By luvejeongs

5.4K 601 1.1K

Yorma kendini boşuna. Yapabiliyorsan bana kendini kanıtla. Anca öyle ikna edersin. Kelimelerin beni kendine a... More

¹
²
³
¹⁰
¹¹
¹²
¹³
¹⁴
¹⁵ (minsung)
¹⁶
¹⁷
¹⁸
²⁰
²¹
²²
²³
²⁴
²⁵
²⁶
-F-

¹⁹

131 15 45
By luvejeongs

Yılbaşında günler kala okulda sadece denemeye girip soru çözüyorduk. Hyunjinle de yer değişikliği yapmamıza kızan hocaların dersleri harici ayrı oturuyorduk. Bu sefer eskiden yaptığı gibi espriler de yapmıyordu. Temas da etmiyordu. Ama ben malım ya. Hâlâ adım bekliyordum. 

Benden ziyade arkadaşlarımın hayatları güzeldi aslında. Changbin ve Felix güzel ve tutkulu bi ilişki yaşarken Jisung ve Minho hafiften sıkıntılıydı. Sıkıntının sebebi de Minhonun sıra arkadaşı Jungwoo idi.

❤️  💬  ✈️

lminhoe ikimiz de formaları düzgün giymişiz bu anı ölümsüzleştirmek istedim

junqwq : yha 😝
lminhoe : 🤭

jjisungh : ya ne tatlisiniz oyle ☺️
lminhoe : sen daha tatlisin 🫶🏻

"Of zaten saçlarını boyattı bir de böyle elalemle fotoğraf atmaya başladı"

"Elalem dediğin 3 yıllık arkadaşı Minhonun"

"Jungwoo bi kere çok cringe. 2016' da kalmışçasına. Yani Minhoyla nasıl anlaşıyor anlamıyorum"

"Niye ya"

"Of kafayı yiycem. Benimle beraber zibilyon tane post atmış olması Jungwooyu kıskanmayacağımın anlamına gelmez"

"Kıskanıyosun demedim ki"

"Ya of tamam uzatma kıskanmıyorum işte"

"Dinlemiyosun ki beni" diyip sıradan kalkıp gitmiştim sınıftan. Zaten kendimi değersiz biri gibi görüyordum. Böyle olduğu zamanlarda da dayanma gücüm kalmamıştı artık. Hava ne kadar soğuk olsa bile dışarı çıkmak istemiştim o an. Yılbaşında kar yağar mı acaba diye düşünmüştüm kendi kendime. Bu sırada yanımda bir beden belirmişti. Ayaktaydı. Yüzüne bakmak istemiyodum zaten. Biliyordum kim olduğunu.

"Hava soğuk" derken elinde benim ceketim olduğunu fark etmiştim.

"Havanın soğuk olduğunu fark edemeyecek kadar aptal değilim sağol. Beni çok defa aptal yerine koydun gerçi" derken son kelimelerimi başımı diğer tarafa çevirerek ve sessizce söylemiştim.

"Giymeyecek misin"

"Üşümüyorum ben." derken başımı tekrar önüme çevirmiştim.

"Ama ben üşüyorum. Senin soğukluğundan" diyip oturmuştu yanıma. Omzuma bıraktığı cekete hiçbir şey yapmamıştım. Öylece duruyordu omzumda. Dirseklerimi dizlerime, ellerimi de başıma yaslayarak yere eğmiştim başımı. Göz yaşlarım yeterince aktı. Kendimi tutmam lazım bu sefer.

"Jeongin" derken o da yaşlandığı yerden doğrulmuştu. Belli belirsiz dinlediğimi belirttiğimde bi süre sessiz kalıp tekrar konuşmuştu.

"Çok hata yaptım evet. Farkındaydım hatalarımın. Ama ben anladım artık sana yemin ederim. Ayrıldım Shuhua'dan. Korktum ayrılırsak ne yapacağım diye. Ama seni kaybetmek daha çok korkuttu beni. Affet beni ne olursun" demesinin ardından gözlerimi ovmuştum yavaşça. Sonrasında da derin bi nefes alıp verip konuşmuştum.

"Hyunjin ayağa kalk"

"Ne"

"Hyunjin ayağa kalk" dememin ardından kalkmıştı. Ben de kalkıp boğazımı temizleyip konuşmaya başlamıştım.

"Karşıma gelip bu açıklamayı yapacak kadar aciz miydin? Evet bana gelip, karşıma çıkıp, ben kızdan ayrıldım diyecek kadar acizdin Hyunjin. Çünkü tek suçun ayrılmaman değil mi? Bu kadar küçük pencereden bakıp empatiden yoksun olman da ayrı mesele. Sen benden benim sana tertemiz şekilde güvenmemi istiyorsun. Peki şen şunun da açıklamasını yap Hyunjin sen sevgilin varken başka birine nasıl bu kadar umut verdin, nasıl başka birini öpmeye çalıştın, nasıl başka biri için adam dövdün? Yaptığın iğrençliğin artık her hangi bir açıklaması yok. Yorma kendini boşuna. Yapabiliyorsan bana kendini kanıtla. Anca öyle ikna edersin. Kelimelerin beni kendine aşık ederkenki kadar süslü değil çünkü." diyip yanından gitmiştim.

Cevap vermemesi gerektiğini de anlatmıştım bence zaten.

O ders Hyunjin gelmemişti sınıfa. Duvar köşelerinde başını bir yerlere vurarak salaklığına ağlıyordur diye düşünmüştüm pek üstünde durmadan. 

O teneffüs Minho ve Jisung arasında minik bi kavga dönmüştü.

"Ya yavrum ben zaten demiyorum ki bi benimle post at. Sadece güvenemiyorum etrafa. Bi anda arkadaşım dediğin biri üstüne atlasa ne olacak"

"Ben kendimi koruyamayacak kadar salak mıyım bunu mu diyorsun bana Jisung" derken Minhonun sesi titremeye başlamıştı. Aslında birazcık komik duruyorlardı. 

"Ya Minho hayır. Ben ikimiz de dikkatli olalım diyorum. Ben senin kendini koruyabilecek olduğunu biliyorum. Ama hasar vereceğinden korkuyorum sadece. İkimiz için yani. Tamam mı güzelim?" derken Jisung elleriyle, kolları bağlı ve gözleri yere bakan Minhonun yanaklarından tutarak yukarı kaldırmıştı yüzünü. Sonrasında da sarıldığında çok geçmeden Minho da sarmıştı kollarını.

Aslında trip atanın Minho olması da trajikomikti sanırım.

İkisi sarılıp koklaşırken Felix de Changbinin omzuma yaslamıştı başını. Seungmin de sanırım Chanla yazışıyordu. Kendime acımıştım dürüst olmak gerekirse. Sıramın üstündeki şeylerle uğraşıyordum yalnız başıma. Hyunjin bu sırada sınıfa gelip oturmuştu yerine. Yani yan tarafıma. 

"Duman kokuyorsun"

"Anlamadım?"

"Duman kokuyorsun Hyunjin"

"Ha şeydir. Abim ceketimi giyiyor bazen. O içiyodu. Ondandır"

"Rahatsız etti"

"Dikkat ederim bundan sonra, kusura bakma" dediğinde başımı sallamıştım sadece.

"Hyunjin rehberlik çağırıyor" diye sınıfa gelip haber veren elemana karşı Hyunjin hiçbir tepki vermeden çıkmıştı sınıftan. 

Ve yine yalnızım. Belki yine kelimesini kullanmam da doğru değildi. Ben hep yalnızdım.

Ders başladığında Hyunjin tekrar gelmişti sınıfa. Yerimi değiştiremezdim. Mecbur yine yanyanaydık.

Derste konu bir şekilde çiçeklere geldiğinde ben de konuşmaya başlamıştım.

"... hocam aslında ıhlamurun da temmuzdan kalması güzel olur derler. Ama ben nilufer çiçeklerini daha çok severim."

"Lotus" demişti sağ tarafımdaki.

"Efendim"

"Nilüfer çiçeğinin diğer adı lotus"

"Ah doğru evet. Lotus. Eğer buket tercihi yapıyorsanız beyaz kasımpatı olabilir. Kalitesiz gelebilir tabii sizin tercihiniz." diyip güldüğümde hoca da gülmüştü.

"Güllerden çok sıkıldım Jeongin ya. Kasımpatı farklı geldi. Başka önerin var mı?"

"Karanfil veya açelya olabilir. Ev hediyesi olarak begonya çok güzel olur.  Lavantalar var bir de. Onlar bence çok özeldir. Herkese verilmez. Buket değil. Bi iki dal bile mutlu edebilir bence" diyip hocayla bir süre daha konuşmaya devam etmiştik. Konuşma bittiğinde de hoca bize soru çözmemiz için izin vermişti.

"Artemisin hikayesini okudun mu hiç"

"Yunan mitolojisindeki Artemis mi"

"Evet"

"Hayır okumadım. Ben Athenacıyım"

"Telefona bakınca araştır. Sen de lavantayı sev. Ama bekar kalmaya yeminli olma" demesinin ardından zil çalmıştı. Bir şeylerin mesajını vermişti ve gerçekten hoşuma gitmişti.



💅🏻: editör olmalısın askim
🥀: siktir olup gitmelisin askim

cevaplari alayim

artemisin hikayesi şöyle;

artemis doğdugunda lavanta kutsal bitkisi haline geliyor ve artemis sürekli lavanta gibi kokuyor

ve digeri de ikizinden(apollon) bir gün önce doğup apollon'un doğumu sırasında annesine yardım ediyor ve annesinin çektiği acıyı görunce bekar kalmaya  ve bakire kalmaya yemin ediyor

Continue Reading

You'll Also Like

433K 35.6K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
10.5K 942 20
Seungmin ve Changbin proje için bir olmuşlardı (texting/duz yazi)
59.4K 4.5K 26
❝ gözüm üzerinde, gözün üzerimde, yükseliyor. nasıl bir şey? ❞ ©markleached | bangchan & hyunjin ―23.04.20 • "tekrar" yayımlanma tarihi • ―05.03.21...
106K 14K 30
changbin: benim için yaratılmışsın ama ben bunca zaman bunu fark edememişim gibi