«Minho»
Arabadaki konuşmadan sonra Felix jisung'un üstüne atlayıp yanaklarını sulu sulu öpücükler kondurmuştu bende jisungun kucağında olduğumdan aralarında ezilip kalmıştım biraz daha öpmeye devam ederken jisung benim aralarında olduğumu farketmiş olacak ki
"Felix! ilino! "
"Ne olmuş ilinoya?"
"Mal mısın ilino kucağımdaydı! "
"NE!"
Felix in sonunda beni fark edip jisung'un kucağından uzaklaşmışması ile bende gözlerim kaplı bir şekilde derin nefesler alarak havayı soluyordum. jisung ile Felix endişe ile beni sarsıp
"İlino yaşıyorsan bir ses ver"
'konuşamıyorum ki ses vereyim'
"Aşkım gözlerini aç "
'aşkım soluklanıyorum bekle'
"İlino yaşadığına dair bir şey yap"
' ne yapmamı istiyorsun acaba? '
"Felix gözleri kapalı hareket de etmiyor?"
'bebeğim yaşıyorum ben'
"Kötü düşünme şey yapalım hani pamuk prenses ile yedi cüceler de kız derin uykuya dalıyordu pres de gelip uyuyan kızı öperek uyandırmıştı senede ilinoyu öp o da uyansın "
'olay saçma olsa da fikir güzel '
"Felix sen ne anlatıyon knk ne öpmesi ne uyanması ilino uyuyormu sence nefessizlikten bayıldı sanırım hem bak kalbi çok hızlı atıyor birazdan ayılır"
'senin beni öpme düşüncesinden '
"Öyle deme bir öpmene bakarsın kedi yakışıklı bir prense döner "
'yasak olmasaydı dönüştürdüm hiç düşünmeden'
"Hiç sanmıyorum"
"Neden miş o?"
'evet neden miş o?'
"Eğer benim öpmeme ile prense dönseydi onu ilk bulduğum an dönerdi biliyorsun ki ilinoyu öpemedigim bir an yok"
'bebeğim üzülerek belirtmek isterim ki Felix haklı '
"Bak burda haklısın o zaman senin öpmen ile dönmedi ise belki benim öpmem ile döner "
'sana haklısın diyorum ama sen haksız duruma ilerliyorsun '
"Felix ilinoyu öpmek için bahane arıyorsun ama ben yemem canım bak zaten ilino ayıldı hadi gidip alalım geç olmadan"
'felix in beni öpme düşüncesi kabus olduğu için ayıldım'
"Gözünden bir şey kaçmıyor senin"
-
Girdiğimiz restoran zarif, şık ve göz alıcı duvar çizimleri ile çok güzeldi. tamamen insanın içini ısıtan bir yerdi. çalışanları ise bu güzel mekana uygun giyinmiş müşterileri güler yüzle siparişlerini alıyorlardı.
Ben etrafa bakmaya devam ederken jisung karşıdan müşteriler ile konuşan takım elbiseli genci görmesi ile ona seslenmiş ti genç isminin duyulması ile buraya döndüğünde jisungu görmesi ile gülümseyerek müşterilerine dönüp bir şeyler dedikten sonra yanımıza bildiğiniz koşarak gelmişti
"Jisung güzelim hoş geldin"
'Ne oluyor lan!?Chan bitti şimdi bu başlıyor ?'
"Hoş buldum changmin huyung "
'Chanları bana sırası ile mi veriyorlardı anlamıyorum '
"Misafirlerimiz var sanırım?"
Changmin bizi kast ederek sorduğu soruya kedi olduğumdan misafiri değil diyememiştimİlix benim çok güvendiğim yakın bir dostum olur Felix bu yakışıklı beyefendi buranın diğer sahibi ve benim'de yakın arkadaşım olur kendisi ve son olarak bu dünya güzeli tatlı kedi ise benim bebeğim ilino "
"Sanırım kedin beni sevmedi güzelim baksana gözlerine öldürecek gibi bakıyor bana "
'biraz daha jisunga güzelim dersen bakmakla kalmam denerim de'
"İlino jisungdan başkasını sevmiyor beni bile"
'seni seviyorum ama jisungu sevdiğim gibi değil '
"Peki o zaman gelin şöyle oturalım"
Changmin in eli ile gösterdiği cam kenarında güzel süslenmiş manzaralı olan dört kişilik masaydı
"HAYIR! "
Jisung'un hayır diye bağırması ile bir çok insan bize dönmüştü changmin endişe ile
"Bir sorun'mu var jisung neden hayır dedin?"
"Şey... ben o masada rahat edemiyorum. başka masaya geçelim "
Jisung tedirgin bir şekilde konuşmasından sonra etrafa bakmaya başladı. jisung'un kucağında olduğumdan elinin titrediğini hissediyor dum kesin o masa ile ilgili bir sorun vardı.
"Peki şurası da boş oraya geçelim"
Changmin in önceki gösterdiği masanın hemen arkasındaki masayı göstermesi ile felix
"Orası güzel evet oraya geçelim" diyerek biz beklemeden önce oturmuştu bende jisungun kucağında olduğumdan jisung ile diğer masa arkada kalacak bir şekilde oturmuştuk changmin de karşımıza oturmuştu.
"Sizi buraya hangi rüzgar attı anlatın bakayım "
"Huyung ben Felix ve bizi bekleyen diğer iki arkadaşlarımla birlikte akşam kutlama yapacağız bu yüzden buraya soju ve rakı almaya geldik "
Jisung'un açıklaması ile changmin merak ederek
"Neyi kutluyorsunuz ?"
Felix jisung açıklamadan öne atılıp
"Bizi bekleyen diğer iki arkadaşlarımız amarikadan geldi de onu kutluyacağız "
Felix in gülerek açıklaması ile jisung ve changmin de felixe eşlik ederek ikiside gülümsemiş ti
"Kaç tane lazım jisung?"
Changmin in sorduğu soruyla birlikte elindeki telefonu açarken. jisungda hiç düşünmeden
"İkisinden de iki tane olsun"
Jisung'un cevabından sonra changmin elindeki telefondan bir şeyler yazıp tekrar bize dönerek
"Tamam haber verdim birazdan buraya getirirler " diyerek telefonu kapatıp diğerleri ile sohbet etmeye başladı
Jisung oturduğumuz dan beri elleri titriyor bacağını sallayıp duruyordu diğerlerine dönerek halsiz bir şekilde
"O zaman ben bir lavaboya gidip geliyorum " demiş ve beni kucağından indirerek oturduğu sandalye ye bırakıp gitmişti. onun arkasından bakarken başka bir masadan birinin kalkması ile oraya dönmüştüm. jisung'un yaşlarında siyah giyinimli bir genç jisungun biraz önce girdiği lavaboya girmişti endişe ile diğerlerine görünmeden bende lavaboya gitmiştim kapısı hafif aralı kapıdan içeri baktığımda siyah giyinimli genç duvarı yaşlanmış birini çıkmasını bekliyordu çok geçmeden tuvalet kabini den birinin çıkması ile o kişinin jisung olduğunu gördüm jisung'un çıktığında duvara yaşlanmış oğlan üzerini düzelterek jisung'un arkasına geçmişti jisung başı eğik olduğundan oğlanı fark etmemişti kafasını kaldırdığında
"SENİN NE İŞİN VAR BURDA!"
Jisungun siyah giyinimli Oğlanı görmesi ile bağırıp oğlanın kolun dan tutarak onu kendinden uzaklaştırmıştı
"Seni özledim jisung"
"Ama ben seni özlemedim nedense?"
"Yalan söyleme Özlediğini biliyorum"
"Sen kimsin de sana yalan söyleyip özeyeyim ben?"
Nefesimi tutuyorum seni tekrar kaybetmeyeceğim! bir şey gözleri duygusallaştırdı sanki?"
"Sen beni bana yalan söylediğinde kayıp etmiştin
"Hadi ama, beni böyle bırakma. beni çözdüğünü düşünmüştüm bir şey korkunç Bir şekilde ters gitti tüm istediğim sensin"
"Bırak beni geldiğin yere geri dön"
"Sen gidince nefes alamıyorum artık geri dönmem, aklımdan çıkmıyorsun orada durdum öylece uzaklaşmanın izledim sahip olduğumuz her şeyden ama söylediğim her kelime anlamını hala taşıyor"
"O kelimler artık benim için hiç bir anlam taşımıyor "
"Jisung kalbimi kırıyorsun."
"Ya sen! sen benim kalbimi kırmadın mı? tam tamına üç yıl az değil bunca zaman bana Yalan söyledin. beni sevdiğini sanıyordum ama sen bana nişanlı olduğu söylemedin. ve benimle sevgili oldun. senin yüzünden kendim den utandım ben seni sevdiğimden, sana aşık olduğumdan, sana güvendiğim den her şeyim den utandım. Ben hep keşkeler ile yaşadım keşke dedim seninle tanışmasaydım keşke sana güvenmeseydim keşke seni sevmeseydim keşke sevgili olmasaydık keşke keşke keşke artık keşkeler ile yaşamaktan, söylemek ten bıktım eğer bana Chan huyung demeseydi kim bilir evli bir adamla sevgili olmaya devam edecektim."
"Jisung inan bildiğin gibi değildi ben sevmiyorum o kızı ben senin yanında hep mutluydum seni seviyordum ve yine seviyorum hep annemin yüzünden oldu annem beni zorladı kabul etmemiştim ama seni bana tehtit etti bende mecburen kabul ettim."
"Ama bana gelip diye bilirsin bende bir çözüm yolu bulurdum yada başka bir ülkeye gidip orada yaşayabilirdik ama sen hem nişanlanıyorsun hemde benimle sevgili olmaya devam ediyordun eğer beni iyi tanısaydın benim yalan sevmediğimi anlardın hemde büyük bir Yalan! bu yüzden benim için artık bir hiç ten ibaretsin"
"Jisung anlamıyor musun ben sensiz yaşayamıyorum sen benden ayrıldığını günden beri günlerim zehir oldu nereye baksam seninle olan güzel anılarımızı görüyorum hiç çıkmıyorsun aklımdan akşamları evinin önüne gelip uzaktan izliyordum seni belki beni affedersin beni anlarsın diye ama sen beni her gördüğünde kaçıyorsun ben senin beni geri sevmen için her şeyimi vermeye hazırım lütfen affet beni hem senin gitmen ile nişanı atmıştım gel tekrar sevgili olalım birbirimizi eski günlerdeki gibi sevelim beni kendinden alı koyma zaten son bir haftadır göremiyorum seni belki bir umut seninle ilk karşılaştığımız restoran da olursun diye buraya geldim ve felix ile buraya geldiğini gördüm hem neden sana sevgilim olmanı teklif ettiğim masaya değilde onun arkasındaki masaya oturdun ?"
'Demek o masaya jisung'un oturmama sebebi bu pislikti'
Siyah giyinimli Oğlanın boğuk çıkan sesi ile sorduğu soruya jisungu sesi bir şekilde gülerek işaret parmağımı oğlanın omzuna değdirerek
"Benim hayatım benim kararım Seni hiç ama hiç ilgilendirmez istediğim yere otururum sonuçta benim restorantım benim masam hem senin nişanı atman beni hiç ilgilendirmiyor sonuçta senin büyük bir yalancı ,sahtekâr , düzenbaz ,pisliğin teki olduğunu değiştirmiştirmiyor ve beni izlemeyi bırak yoksa seni şikayet ederim son olarak senin adına üzülerek söylüyorum ben artık seni sevmiyorum."
"Tamam bana hakaretler et küfürler et ama beni sevmediğini söyleme ben seni hala seviyorum"
"Maglesef dediğim gibi artık seni seviyorum. ama nefret de etmiyorum. çünkü sen nefretimi de hak etmiyorsun. şimdi tek kalmak istiyorum. "
Jisungun net konuşması ve eliyle kapıyı işaret etmesi ile siyah giyinimli Oğlan sinirli bir şekilde kapıya yaklaşarak hareket etmeyen jisunga itafen
"Göreceksin! beni tekrar sevmen için elimden geleni yapacağım. sonu hayatıma mâl olsa bile!"
Siyah giyinimli Oğlanın tuvaletten hızla çıkıp uzaklaşması ile jisunga bakmak için kapıya yaklaştığımda jisung içeriden
"İlino orda olduğunu bilmiyorum " demesi ile yakalanma hissi beni utandırmıştı
içeri girip gözleri dolu olan jisung'un yanına yaklaşmıştım benim yanına gitmem ile jisung beni kucağına alıp duvarı yaslanarak soğuk zemine oturmuştu ama olmaz ki jisung'un ağlamasını hiç istemiyorum
"İlino tatlım kapı dinlemek kötü bir şey bir daha yapma olurmu "
Sende bir daha gereksizler için ağlama değmez desem de duymadığı için yüzüne uzanıp patilerim ile akan göz yaşını silmiştim o da yüzündeki patimi öpüp bana sarılarak tüylerimi okşamaya başladı ardından
"Aslında iyi'ki yanıma geldin birinin yanımda olmasına beni teselli etmesine ihtiyacım vardı "
'Ben her zaman yanında olacağım seni yalnız bırakmayacağım söz veriyorum' demiştim ve nedense bu sözü önceden de birine söylemiş gibi hissediyordum
Jisung biraz daha bana sarılı bir şekilde durduktan sonra eğilerek başımı öpmüstü ve ardından diğerleri merak etmesin diye yanlarına dönmüştük
Changmin in hazırlattığı içkileri alıp teşekkür ederek arabaya binmiştik Felix jisung'un durgun olduğunu anlaması ile şarkı açmıştı jisung çalan şarkı ile felixe dönüp gülümsemişti ve ben bu şarkıyı daha önceden de duymuştum
"Felix unutmamış sın"
"Bu şarkının senin en sevdiğin şarkı olmasını unuturmuyum hatta bu şarkı sayesinde seninle tanıştım "
"Evet yanıma gelip siz idol musunuz demiştin sonra ben cevap vermeden eğer ilham arıyorsanız ben ilhamınız olabilirdim demiştin biran senin deli olduğunu düşünmüştüm "
"Ne yapayım senin elinde bir gitar ile sahil kenarında ağaca yaşlanmış kağıtlara bakarak bir şeyler yazıp söyleyince yardım için yanına geleyim dedim ama ben yaklaştıkça sesini duymam ile senin idol olduğunu düşündüm çünkü sesin o kadar güzeldi ki sen söylerken senin ilham kaynağın olmak istedim ve bunda belirttim ama sende sanki komik bir şey söylemişim gibi kahkaha attın ama ben kahkhana bile hayran oldum resmen beni kendine aşık etmiştin o zamanlar "
"Şimdi değilmisin?"
"Bilmem yine bir daha söylersen şarkıyı olabilirdim tekrar"
'Höst ulan höst yavaş gelen aslanım'
"O zaman söylemiyorum"
"Yaa hadi özledim sesini "
"Tamam söylüyorum ama önce şarkıyı başa al"
"Alıyorum... Ve aldım."