Selamlarr
Nasılsınız canlarım benim
Bakalım bu bölümde neler olacak
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar canlarımmm
🩸
"Karan'dan hoşlanıyor musun" dedi İlkin bir anda sohbetin arasında.
Elimle ağzını kapattım.
"saçmalama İlkin" elimden kurtulup ciddi bir ses tonuyla konuştu.
"saçmalamıyorum Lina"
"bak hala saçmalıyorsun. lütfen bu konuyu kapatabilir miyiz" diyip balkonun kapısını kapattım. umarım ilkin'in sesi salona gitmemiştir.
"tamam peki ne konuşalım"
"bilmem. he şey Elçin geldiğinde sakın ağzından bir şey kaçırma. Karan'la beni sevgili sanıyor"
"merak etme bir şey Kaçırmam. bende öyle sanıyorum çünkü"
"İlkin!"dediğimde eliyle ağzına sahte bir fermuar çekti.
Zil sesi ile ayaklandım ve balkondan çıktım. kapıyı açtığımda beklediğim gibi Elçin'i gördüm.
Boynuna atladım.
"hoşgeldin aşkım" sarılışıma karşılık verdi.
"hoşbuldumm"
Ondan ayrılıp içeri geçmesi için kenara çekildim. içeri girdiğinde kapıyı kapatıp onunla beraber salona gittim.
"Elçin biz balkondayız. gel"
"kimle"
"İlkin'le. doğru sen tanımıyorsun. gel tanıştırayım sizi" beni onaylayıp benimle beraber balkona geldi.
"İlkincim, Elçin. Elçincim İlkin" dedim sırayla ikisini de göstererek.
Onlar tanışırken bende sandalyeye oturup telefondan şarkı açtım.
Bengü-kimse bilmesin
Bu sefer ağlamadım hiç ve beni anlamadın hiç
Kendi kendimeydi çırpınışlarım
Bu sefer zorlamadım hiç, olmadı kollayanım hiç
Kendi derdineydi hıçkırıkların
Yorgun düşüyor bedenim ufak ufak
Sen misin bunca şeyin sebebi?
Ruhum üşüyor kalbimin gücü yok
Gel de paylaş son kez bu kederi
Üşüyorsa ellerin dokunsun gül yüzüne
Ama kalbine hiç kimse girmesin
Düşüyorsa gözlerimden bir damla süzülen
Senin olsun n'olur kimse bilmesin
Üşüyorsa ellerin dokunsun gül yüzüne
Ama kalbine hiç kimse girmesin
Düşüyorsa gözlerimden bir damla süzülen
Senin olsun n'olur kimse bilmesin
Yorgun düşüyor bedenim ufak ufak
Sen misin bunca şeyin sebebi?
Ruhum üşüyor kalbimin gücü yok
Gel de paylaş son kez bu kederi
Üşüyorsa ellerin dokunsun gül yüzüne
Ama kalbine hiç kimse girmesin
Düşüyorsa gözlerimden bir damla süzülen
Senin olsun n'olur kimse bilmesin
Üşüyorsa ellerin dokunsun gül yüzüne
Ama kalbine hiç kimse girmesin
Düşüyorsa gözlerimden bir damla süzülen
Senin olsun n'olur kimse bilmesin
Ah bu şarkıya bayılıyordum.
"şarkı mı dinleyeceğiz Lina. yok mu konu falan"
"artık hayatım o kadar karışık ki dedikoduya vakit bulamıyorum Elçincim sory"
"neden ne oldu ki"
"ya bir şey yok iş güç işte" dedim oflaya puflaya.
"neyse ben kendime kahve yapıcam içer misiniz" diyip ayaklandım.
"olur" ikisinden de aynı cevabı aldığımda ayaklandım ve mutfağa ilerledim.
Bu sırada da balkonda açtığım şarkıyı mırıldanıyordum.
"Üşüyorsa ellerin dokunsun gül yüzüne
Ama kalbine hiç kimse girmesin
Düşüyorsa gözlerimden bir damla süzülen
Senin olsun n'olur kimse bilmesin"
Cezveye üç fincan su koydum ardından dolaptan türk kahvesini alıp cezveye üç kaşık koydum. ardından bir buçuk kaşık şeker koydum. hepimiz orta içiyoruzdur her halde. kahveyi kaynamaya bıraktığımda şarkıyı mırıldanmaya devam ettim.
"Yorgun düşüyor bedenim ufak ufak
Sen misin bunca şeyin sebebi.
Ruhum üşüyor kalbimin gücü yok
Gel de paylaş son kez bu kederi"
Kahve taşacağı sırada altını kapattım ve fincanlara yavaşça doldurdum. cezveyi makineye koyduktan sonra fincanları tepsiye dizip tepsiyi elime aldım.
Arkamı döndüğümde Karan'ı kapıya yaslanmış beni izlerken gördüm.
"ne dikiliyorsun orada" bu da iyice alıştı ha!
"hiç. sadece seni dinliyordum"
"hımm" diyip ilerledim.
Kapının girişine geldiğimde Karan'ın çekilmesini bekledim.
Yaslandığı yerden ayrılıp elimdeki tapsiye baktı.
"bize yok mu"
"içer misiniz"
"içeriz tabi"
"kalkın yapın o zaman" dediğimde Karan'ın suratı tüm ciddiyetimi bozdu.
Kahkaha atmaya başladığımda Karan dalga geçtiğimi anladı.
"tamam yaparım şimdi sizede"
"şakaların hiç komik değil Lina"
"anlayana komik. neyse sen nasıl içiyorsun kahveyi. şekerli, sade, orta"
"sade"
"peki Okan"
"ben ne bileyim onun nasıl içtiğini"
"arkadaşın değil mi bu senin"
"yap onada sade içer o"
"tamam" diyip yanından ayrıldım. balkona çıktığımda kızlar yeni bir sohbetin içindeydi.
"kahveleri getirdim" diyip tepsiyi masaya bıraktım.
"ben içerdekilere de yapacağım şimdi. siz için"
"dur biz de mutfağa gelelim" İlkin'in dediğini Elçin'de onaylayınca birlikte mutfağa geçtik.
Cezveyi makinadan çıkarıp güzelce yıkadım ve iki fincan su koydum. türk kahvesini dolaptan tekrar alıp tezgaha koydum. İki kaşık kahveyi cezveye döktüm.
Kahveler olmaya yakınken bir anda karnıma bir sancı girdi.
Sanırım özel günüm yaklaşıyor.
"Elçin kahvelere bakar mısın taşmasınlar" diyip mutfaktan koşarak çıktım ve tuvalete girdim.
Sancım giderek artmaya başlamıştı.
🩸
Tuvaletten sonunda çıkabildiğimde mutfağa yöneldim. regl olmuştum ve benim regl günlerim çok fena geçerdi.
Mutfağa girdiğimde Elçin'in kahveleri doldurduğunu gördüm. ilkinde yanında ona yardım ediyordu.
Yanlarına gittiğimde İlkin sağdaki kahveyi işaret etti.
"bak bu Okan'ın. Okan az şekerli içer. ona biraz şeker kattık. sakın karıştırma Karan şekerli hayatta içemez"
"e tamam" diyip tepsiyi elime aldım ve salona yöneldim. kızlarda nedensizce arkamdan geliyorlardı.
🩸
Bu bölümü nasıl buldunuz aşklar?
Bölümün saçma bittiğini düşünüyor olabilirsiniz ama bir sonraki bölümü bekleyin
Neyse bu kadar not yeter
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum kendinize iyi bakın yeni bölüm de görüşmek üzere