Siz: Engelli nasıl kaldırdın?
0544 *** ** **: Hacker olan biri seni seviyor ondan engeli kaldırmakta çok kolay oldu.
Siz: Ne saçmalıyorsun? Telefonuma izinsiz giriş mi yaptın bu yaptığın suç haberin var mı?
0544 *** ** **: O Asaf denen herifte engellemiyecekti. Yoksa böyle şeylerle hep uğraşacağım tatlım
Siz: Nereden biliyorsun Asaf'ın engellediğini? Beni mi gözetliyorsun?
Siz: Bence polise gitmeden bana yazmayı kes
0544 *** ** **: Birincisi Asaf'ın adını dahi adına alma hatta başka erkeklerinde
0544 *** ** **: İkincisi seni gözetlemek değil sevdiğim kızı izliyorum bu ne zaman suç oldu?
Siz: Öncellikle istediğim erkeğin adını ağzıma alırım bu sana kalmış bir şey değil
Siz: Ve senin ile başka dünyada falan mı yaşıyoruz? 'İzliyorum'diyorsun bu tabi ki de suç
0544 *** ** **: İzlememe gerek kalmayacaktı. Seni aradığımda Asaf yerine sen açmış olsaydın zaten yanına gelecektim.
0544 *** ** **: Şimdi ise sana kendimi göstermek istemiyorum ama zaman ile beni göreceksin.
0544 *** ** **: Ve biliyorum ki sende beni seviyorsun
Siz: Benim sevdiğim varda benim mi haberim yok
0544 *** ** **: Evet beni seviyorsun ve en başta dediğim gibi beni engelleme hatta başkaları beni hiç engellemesin
Siz: Senden korktuğumu falan mı sanıyorsun?
0544 *** ** ** kişisini engellediniz.
Engelledikten sonra hâlâ varamadığım eve yürümeye başladım. Hayır yani hayatım da sanki her şey yolundaymış gibi birde sapığım çıkmıştı.
"Özün!"
Arkamdan birinin bana seslenmesi ile bakışlarımı çevirdim. Koray koşarak yanıma geliyordu.
"Ne oldu?"
"Sinirli gibisin. Bir şeyin mi var?"
"Yok bir şey"
"Özün yine aynı şeyi yapıyorsun."
"Ne yapıyorum?"
"Göz teması kurmuyorsun."
Sanki ona özel bir şeydi göz teması kurmamam.
"Sana özel değil genel olarak erkeklerle göz teması kurmuyorum hatta bu kadar fazla da konuşmuyorum. Hadi selametle ben gidiyorum." Diyerek evin yoluna doğru döndüm tam adım atacaktım ki Koray'ın birden önüme geçmesi ile az kalsın çarpıyordum.
"Gerçekten baya değişmişsin. Böyle şeylere hiç dikkat etmezdin. Yani sende böyle saçma şeylere inanmıyorsundur umarım"
Sözleri ile sinirden dişlerimi sıkarak
"Saçma dediğin benim dinimin kuralları ve bana saygı göstermiyeceksen lütfen önümden çekil."
"Yok o anlamda demedim."
Birde itiraz ediyordu ne anlamda dedin acaba tövbe yarabbim ya
"Tamam Koray ne anlamda dediğin de beni hiç ilgilendirmiyor."
Son sözlerimi de söyleyip yürümeye başladım. Koray'ı arkamda bırakmıştım. Evet küçüklük arkadaşım olabilir ama artık biz eskisi gibi değildik. Böyle insanların inanışlarına saygı göstermeyen kişilerden nefret ediyordum.
Bahçeden içeri girecekken bakışlarımı Asafların evine çevirdim. Peki Asaf neden seni bir haftadır göremiyorum?
Asaf'tan
Kapının çalması ile koşarak kapıyı açtım. Tabi ki de gelen Enesti.
"Selamün aleyküm Asafım" dedi gülümseyerek
"Aleyküm selam"
Ayakkabılarını çıkartıp içeri geçti bende arkasından kapıyı kapatıp geçtim.
"Gelirken Buğlemleri gördüm. Yani Beratla Özünde yanındaydı."
Özün'ün adını duyunca kalbimin ritmi değişmişti. Elimle baskı yaptım sanki düzene sokmaya çalışıyormuş gibi...
Enes tekrar konuşmaya başladı
"Biliyor musun Asaf Buğlem'e bakmadım. Kendimi o kadar zor tuttum ki ama Allah için bakmadım."
Enes'in sözleri ile gülümsemem genişledi. Bu bir haftada çok değişmişti.
"Aferin sana oğlum inşallah gözlerine rahatlıkla bakacağın zamanlarda gelir."
Bunu söylerken tabi ki de evlilikten bahsediyorum bunu siz anladınız çaktırmayın.
Enes burukça gülümsedi
"İnşallah" dedi
Şuan çok komik bir durumdaydık. Enes'e moral vermeye çalışıyordum ama bende ondan farklı değildim.
Tam bir haftadır dışarı hiç çıkmadım tabi cuma namazları hariç çünkü çıkarsam ve Özün'ü görürsem Enes gibi bakmama gibi bir şey yapmazdım ben kendimi tutamazdım illaki bakardım.
Bundan sonra da çok göremeyecektim çünkü İstanbul'a dönmelerine az kalmıştı.
"Aaa şu uzakta olanlar Koray ile Özün değil mi?"
Pencereden bakan Enes'in sorusu ile direk yanına gittim. Evet onlardı ve hararetli bir şeyler konuşuyor gibiydiler.
Koray'ın birden Özün'ün önünü geçmesi ile elimi duvara sertçe geçirdim. Ben burda kıza bakmayayım diye dışarı çıkmıyordum elin oğlu önünü kesiyor.
"Asaf ne yapıyorsun? Elin kanıyor" dedi Enes benim kolumdan tutup koltuğa oturttu.
"Bir şey yok iyiyim."
"Bak Asaf senin kaç yıllık arkadaşınım anlamadım mı sanıyorsun. Sen bas baya Özün'ü seviyorsun."
Daha fazla inkar edecek değildim. Hem belki başkalarına söylersem içimdeki bu ağrıda geçerdi.
"Seviyorum." Dedim sessizce
Enes'in birden anlamı öpmesi ile şaşkın şaşkın ona baktım.
"Hele şükür itiraf ettin."
"Sen ne diye öpüyorsun beni?"
"Dayanamadım" dedi kahkaha atarak
Tam ayağa kalkıp Özün'e bakacaktım ki
Enes'in eli önüme geçti.
"Günah Asafım günah"
"Ama ben baka-"
"Özün eve girdi Korayda gitti."
"He iyi" dedim derin bir nefes alarak
Enes'in buraya gelme amacını hatırlayınca konuşmaya başladım.
"Enes çağrı filmini izleyecektik."
İslam hakkında daha çok bilgi sahibi olabilmek için dini içerikli filmleri her hafta bir tane izleyecek şekilde belirlemiştik. İlk filmimiz ise Çağrıydı İslam'ın doğuşu ile ilgiliydi.
"Onun için geldim ya Asafım ama önce elin için yara bandı getireyim sende filmi aç"
Enes koşarak mutfağa girdi bende bilgisayarı açıp filmi arattım.
Enes yanıma gelip elimde ki yaraya bandı yapıştırdı ve izlemeye başladık.
Selamlarrr ✋
Nasılsınız efendim?
Sizce Özün'e mesaj atan kişi kim?
Bölümü beğendiniz mi?
Ve son olarak yorum ve oy kullanan tüm okurlara çok teşekkür ediyorum
Kendinize iyi bakın hoşçakalın 💞