İn Another Universe ∞ °ᴍɪ̇ɴsᴜ...

Oleh minho_minsung_han

831 272 0

Ananne'sinin mektubu ile evrenin en güçlü cadısı olduğunu öğrenen Jisung İksiri için dünyaya kedi forumunda g... Lebih Banyak

"Karakterler Tanıtımı "
"Kanıtla?"
"Mektup"
"Sürpriz"
"Haksızlık"
"ANLAŞILDI KOMUTANIM"
"ikinci şans"
"kusursuz"
"kiraz çiçeği"
"kanatsız meleğim"
"seni seviyorum"
"teklif"
" Büyük Yalan"
" Yavru köpek"
"Manolya"

"Yaralı kedi"

43 17 0
Oleh minho_minsung_han

« Jisung »

Ormana diğerlerinden önce ben girmiştim bir an önce kulübeyi bulup çalışmalara başlamalıydım arkamı dönüp diğerlerinin yanıma yaklaştıklarını gördüm bende yavaş adımlarla ormana ilerlemeye başladım.

Bir beş altı dakikanın ardından bir ağacın ilerisinde yaralı bir kedi görmemle yanına adımladım kediye yaklaştıkça yaranın patisinde olduğunu gördüm bu tatlı şeyin canı nasıl açıyordur kim bilir kedinin yanına geldiğimde eğilerek yaralı olan patisini nazik bir şekilde tutup kediyi kucağıma aldım ama ben bunu yerimki çok tatlı bakıyordu ben kediyi olduğum yerde sevmeye devam ederken diğerleri çok gecikmeden yanıma gelmişti

"Chan yaralı bir kedi buldum iyileşene kadar ben baka bilir miyim"demiştim chana dönerek bu tatlı kediyi iyileşene kadar bırakasım yoktu çünkü Felix elimdeki yarlı kediyi görmesiyle chana dönerek

"Chan kesinlikle kalmalı şunun tatlılığına bakarmısın "deyip yanıma çökerek kediyi sevmeye başlamıştı

"Jisung güzelim biliyorsun ki huyunjin'in kedilere alerjisi var ona sormalısınız eğer o bir sorun görmüyorsa kalabilir tabiki'de"demişti bende bir Umut huyunjine dönerek yalvarırcasına bakarak ikna etmeye çalışıyordum arada bir tatlılık da yapıyordum

"Jisung bana öyle bakmaya devam edersen seni şuracıkta yerim" demişti yani bu kabul ettiğinin anlamına geliyordu

Ben Felix ile kediyi sevmeye devam ederken Chan arkamdan bana sarılarak kafasını omzuna yaslamıştı onun bu çocuksu halleri beni güldürmüştü birkaç dk öncede sarılmıştı oysaki

"Güzelim geç kalacağız gidelim mi"demişti sarılmadan dolayı boğuk çıkan sesiyle bende başımla onaylayıp onun benden uzaklaşmasıyla Felix ile birlikte kediyi seve seve Chan ile huyunjin in arkasından ilerliyorduk sonuçta kedi yüzünden huyunjin mesafeli şekilde önden ilerliyordu bende kediyi arada bir okşuyordum yumuşacık tüyleri vardı sanırım kedinin de hoşuna gitmiş olacak ki mırıldandıyordu.

Yarım saatin ardından kulübeye gelmiştik ben kucağımdaki kediyi felixe bırakıp kulübeye yaklaştığımda kulübenin etrafında dönerek geri eski yerime geçtim burası küçükken arada bir annannem ile geldiğim kulübeye di demek annannem burayı seçmişti benim için ama neden haritadaki işaretli yerin burası olmadığı aklına gelmediyse burası çocukken çok sevdiği alandı o zamanlar kulübe çok daha güzeldi sağlamdı ama şimdi karşımda ahı gitmiş bahı kalmıştı yani resmen kulübeye bı dokunsam başına yıkılacak dı kesin.

"Chan burayı hatırlıyorum annanem ile beraber ben küçükken çok gelirdik buraya ama nedense haritada burası aklıma gelmemişti"

"O zaman doğru yeri bulduk demektir"

"Evet bulduk Felix "demiştim sesim mutlu çıkarak

"Chan görüyor musun benim kerata sayesinde hemen bulduk yeri oğulum la gurur duyuyorum yani babası diye demiyorum bana çekmiş "

"Yani haklısın bam olmasaydı burayı bulamaya bilirdik"

"Eee yeri bulduğumuzu göre şimdi ne yapacağız sincabım " demişti Felix bende ona dönerek elindeki sevdiği sarı kediye bakıp

"Şimdi şu tatlı kediyi iyileştirme liyiz kim bilir canı ne kadar acıyor dur önceliğim kedi sonra düşünürüz ne yapacağımızı"deyip felixin elinden kediyi alarak ardından Chan'a dönüp

"Chan ben eve gidip kedinin yarasına bakacağım sizde kulübe'nin yanında kalın ben tekrar döneceğim sanırım bir şey fark ettim gelince gösteririm"

"Yolu bulabilecek misin? "

"Bulurum ben siz dediğimi yapın zaten üstümüde değiştirmem lazımdı kediyi kucağıma alırken çamura bulaştırdım üstüme"

"Pekala seni bekliyor olacağız"

"Geç kalmam " deyip yanlarından ayrıldım hemen bu kedinin karnını doyurup yarasına bakmam lazımdı intihap kapamış olabilirdi.

Ben kediyi severek ilerlerken arada bir kediye 'nasıl yaralandın acaba' 'canın acıyor değilmi' 'acıkmış olmalısın' 'sen niye bu kadar tatlısın ' 'huyunjine seni sevdirmek lazım ve böylece seni uzun bir süre daha görebilirim ' 'sahipsiz bir kedi olmana rağmen temizsin ve uslusun' vb bir çok sorular soruyordum sanki cevap alacak mışsım gibi.

Dağ evine yaklaşmıştım kedi yol boyunca o kadar uslu durduki yanımda dayanamayıp kediyi öpmeye başladım arada birde kokluyordum ve çok güzel kokuyordu tüylerinde çok yumuşaktı kesin sahipli bir kedi olmalıydı.

Biraz daha kediyi öpmüş ve sonra evin kapısını açmıştım girişte çamurlu ayakkabılarımı çıkartıp içeri girdim önce mutfağı girip kedi için süt koyup banyoya girmiştim çamurlu elimi yıkayıp banyodan çıktım kedinin yanına gidip süte bakan kediyle kahkaha atmıştım içmesi gerekirken sanki yeni görmüş gibi verdiğim sütü inceliyordu kedi benim gülmemle bana dönmüştü güzel gözleri kesinlikle kedinin gözlerini çizmeliydim.

"Aşkım sen süt sevmiyor musun yoksa? "demiştim kediyi kucağıma alarak

"Seni bulacağımı bilseydim önceden mama alırdım bebeğim" deyip kedinin minik burnunu öpmüş tüm ardından buz dolabına uzanarak kapağını açtım içinden kedinin yiyebileceği yemek bulabilirdim umarım deyip dolaba baktığımda yeni aldığımız hazır yemekler domuz pirzolası ,sebzeler, içecekler, meyveler vb. şeyler vardı acaba kedi hazır yemek yermi? bu da sorumu jisung tabiki yemez kedi insan değil ya o zaman kediye et pişirsem ama bizimkilerin yanına geç kalırdım aman bir şey olmaz haber veririm onlara gecikeceğimi önceliğim kediydi doyurmak hem bende acıkmıstım beraber yerdik yemeğimizi ama önce üstümü değiştirmem lazımdı üstüm kirli yemek yapamazdım odama kedimle çıktığımda onu yumuşak yatağa yatırdım ardından dolabıma yöneldim rahat giyebileceğm bir tişört alıp üstümdeki gömlekten kurtuldum neden gömlek giydiğimi bile bilmiyordum çıkardığım gömleği katlayıp yatağımın üstüne kedinin yanına koydum kediye baktığımda bana odaklanmış olduğunu gördüm kedi gözüme o kadar tatlı geliyordu ki onu öpmeye doyamıyorum ve yine öpmek istiyordum bu yüzden bana bakan kedinin yanına uzandım ve onu çıplak omzuma yatırıp başını okşadım

"Yaa sen niye her zaman tatlı olabiliyorsun durmadan seni öpmek ısırmak istiyorum ve yapacağımda benden kurtuluşun yok tatlı şey" diyip minik burnunu geri öptüm ardından minik dudaklarınıda sonra karnını ardından yaralı patisinde öptüm kesinlikle yemekten önce yarasına bakmalıydım kediyi geri yatağı yatırıp dolabtan çıkardığım tişörtümü giydim yataktaki kediyi geri kucağıma alıp aşağıya indim

"Evet şimdi senin için et pişireceğim umarım onu yersin değilmi'' deyip kedinin kafasını öptüm kesin kedi fobim vardı durmadan öpüyordum kediyi umarım kedi benden rahatsız olmuyor dur

Mutfağa geçtiğimde kucağımda ki kediyi tezgaha oturtup dolaptaki domuz pirzolasını alıp tezgaha kedinin yanına koydum ocağa tavayı koyup gerekli malzemeleri hazırladım çekmeceden eti kesmek için bıçak çıkardım ardından çıkardığım eti kesmeye başladım kediye baktığımda bana odaklanmış bir şekilde yaptığım haraketleri izliyordu geri işime odaklandığımda sıkıldığım için şarkı söylemeye başladım ocağa koyduğum tavanın altını yakıp içinde az bir miktarda yağ döktüm ardında yağın ısınmasıyla doğradığım etleri yağın içine döküp tahta kaşıkla karıştırmaya başladım et kızarmaya başladığında etin üstüne tuz ve gerekli baharatları atarak karıştırmaya devam ettim etin bişmesiyle ocağın altını kapattım ardından huyunjin in marketten aldığı rameni alıp ocağın diğer gözündeki sıcak suya koyup çözülüp pişene kadar karıştırdım ramende hazır olduğunda kedi ve kendime sofrayı hazırladım tezgahta bana bakan kediyi kucağıma alıp önce yarasına bakıp onu salon götürdüm kediyi koltuğa yerleştirip banyoda gördüğüm ilk yardım çantası almaya gittim geri kedinin yanına dönüp yanına çöktüm elimdeki çantadan çıkardığım Tentürdiyot alıp pamuğa döktüm kedinin patisini tutarak pamuğu yaraya değdirmemle kedi patisini elimden çekmişti sanırım canı yanmıştı

"Üzgünüm canını yakmak istemedim ama eğer bunu sürmez sem patin intihap kapabilir lütfen sürmeme izin ver lütfen" demiştim oda beni anlamış olacaki patisini bana geri uzatmıştı bende pamuğu patiye değdirip canı yanmasın diye üfleyerek devam etmiştim Tentürdiyot la işim bitmiş merhemi kedinin yaralı patisine sürdükten sonra sargı bezini patinin etrafına sarıp sabitlediğimde sargılı patiyi öpüp

"Afferin çok iyiydin şimdi yemek soğumadan yemeliyiz yoksa tatlı olmuyor yemeklerin"deyip kediyi geri kucağıma aldım masaya geldiğimizde kedinin önüne pişirdiğim etlerden koydum kediye baktığımda kedinin eti yediğini görmemle sevindim demek süt sevmiyordu kedim bende önüme dönüp yaptıklarımı yemeğe başlarken kediye kedi diye bahsetmek yerine bir isim bulmalıyım diye düşündüm

"Bebeğim sana seslene bileceğim bir isim bulmalıyım" deyip düşünmeye başladım kedime ne isim koysam yakışır diye düşünürken aklıma gelen isimle

" İLİNO evet ilino sana yakışacak bir isim ilino artık sen benim ilinom sun" deyip önümdeki kedinin yediği etten dolayı baharat olmuş minik dudağını öpüp geri çekildim ben bu kediye yani ilinoma çoktan alışmıştım sahibi gelip istese bile vermiyecektim artık bu tatlı şey benim di

İnanın Kore yemeklerinin nasıl yapıldığını bilmiyorum bu yüzden öylesine anlattım
Bu bölüm nasıldı?
İlino sizce neden sütü içmedi?
İlino sadece bir kedi mi?
İlino jisung'un öpücüklerin den rahatsız oluyormu?
Diğer bölümde görüşmek üzere 🤗💜

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

202K 14.2K 63
(Küfür bulunur!) (Acemi bir dille yazılmıştır!) Adel ailesi tarafından hiç sevilmemiş bir kızdı en yakın arkadaşı ablası ve abisi gibi gördüğü kişile...
588K 36.1K 47
"Baba,çok korktum ben." Mirzat Bey kolları arasına aldığı kızını göğsüne yaslarken duyduğu şey ile adeta donup kalmıştı. Kızı kendisine yıllar sonra...
618K 33.8K 41
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
238K 18.1K 33
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...