TRICKY FREAKY

By ShipperWriter

30.1K 4.8K 1K

Louis Solent Üniversitesi öğrencileri arasında epey popüler olan, şaka videoları çekmeyi çok seven bir Youtub... More

Meet the Characters ▶
1
2
3
🍭
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
FINAL
📱TIMELINE📱
📳 TIMELINE 📳

30

678 99 56
By ShipperWriter

"Heyecanlı mısın?" diye sordu Niall arabayı park yerine sığdırmak için ekstra bir çaba harcarken. Festival yüzünden çevredeki park yerleri çok doluydu, zar zor bir tane bulabilmişti o da epey küçüktü.

"Heyecan mı gerginlik mi bilmiyorum ama o tarz bir şey hissediyorum, evet."

"Louis de öyle hissediyordur."

Harry emniyet kemerini çıkarırken "Sanmıyorum," dedi. "O bana kıyasla daha rahat bu konuda, çok utanmıyor. Ama attığım mesajları düşününce ben kafamı kuma gömmek istiyorum."

"O da utanıyor Harry, emin ol. Yoksa o kadar cinsel konuşmanın ardından arkadaş buluşmasına değil de otele falan çağırırdı."

Niall gülünce Harry onun koluna vurdu. Niall daha doğru düzgün ne konuştuklarını bile bilmeden sürekli alay ediyordu, bir de mesajları okuyup birnirlerine attıkları fotoğrafları görse kim bilir ne derdi.

Birlikte arabadan indiler, seyahat çantalarını bagajdan çıkardılar. Ufak motelin kapısından içeri girerken Harry etrafına bakındı. Louis de burada olmalıydı, aynı motelde kalmayı planlamışlardı ve Harry on dakika kadar önce oraya ulaşmak üzere olduklarını haber vermişti.

Danışma masasının yan tarafındaki koltuklardan birinde oturmakta olan Louis onların geldiğini görünce iki yanındaki arkadaşlarını dürterek ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Zayn ile Liam da peşinden geliyorlardı. Harry ve Louis göz göze gelince çekimser birer gülümsemeyle birbirlerini selamladılar ve Louis "Merhaba, hoş geldiniz." dedi.

"Hoş bulduk, merhaba."

"Selam, ben Niall."

"Ben de Louis. Bu Zayn ve bu da Liam. Çocuklar, Harry'yi biliyorsunuz."

"Evet, memnun olduk."

Herkes birbiriyle tokalaşıp memnun olduğunu söylerken Harry gergin bir şekilde nefesini dışa verdi, "Merhaba Louis." diyerek ayrıca ona selam verdi. "Nasılsın?"

"Uh, merhaba. İyiyim. Sen?"

"Ben de iyiyim..."

Zayn tuhaf havayı bölmek istercesine "Oda anahtarınızı biz aldık." dedi ve Harry'ye uzattı. "Siz yerleşin, öğle yemeği için bir saat sonra buluşalım. Yemekte birbirimizi daha iyi tanıma şansımız olur."

Harry "Evet, teşekkürler." diyerek oda anahtarını aldı. "O zaman yemekte görüşürüz."

Louis bir şey diyemedi, sessizce onun ve Niall'ın asansöre gidişini izledi. O ikisi gözden kaybolunca Liam Louis'nin kafasına vurdu, "Bu neydi şimdi?" diye kızdı. "Doğru düzgün konuşmadın bile!"

"Üstüme gelme, heyecanlandım!"

Zayn başını iki yana salladı. "Klavye erkeği seni... Yüzünü görünce iki kelime laf edemedin."

"Evet, mal gibi baktın sadece."

Louis ofladı, "Abartıyorsunuz bence." diyerek konuyu kapattı. Herkese cinsel şakalar yapmazdı, onca şey yazdıktan sonra Harry'nin yüzüne bakamamıştı.

Öğle yemeğine kadar dinlenmek için onlar da kendi odalarına çıktılar. Üç kişilik oda tutmuşlardı, Zayn üç yatağı birleştirmek için resmen yalvarmıştı ama Liam ve Louis kesinlikle kabul etmediler.

Harry ise Niall ile paylaşacağı odaya ulaşır ulaşmaz duşa girdi, temiz kıyafetlerini giydi ve saç köpüğüyle saçını şekillendirdi. İşlerini bitirip de yatağına oturduğunda telefonuna gelen mesaj bildirimini gördü. Louis'den geliyordu. İlk önce sadece "Boyun uzunmuş." yazmıştı. Ardından ikinci bir mesajda "Yine de sugar daddy benim, sugar baby sensin." diyordu.

Harry kıkırdadı, nasıl cevap vereceğini düşündü. Birkaç şey yazıp sildikten sonra "Ben rollerimizden memnunum, merak etme." yazıp gönderdi. Böylece bir kez daha mesajlaşmaya başladılar.

Aradan ne kadar ne nasıl vakit geçtiğini anlamadı ama Niall "Bırak artık telefonu, açlıktan patladım!" diye isyan edince saate baktı ve epey süredir odada olduklarını fark etti. Louis'ye Niall ile birlikte aşağıya ineceklerini söyleyen bir mesaj attıktan sonra ayağa kalktı.

"Louis ile mi mesajlaşıyordun?"

"Evet, nereden anladın?"

"Bir saatini telefonda geçirmene sebep olabilen tek insan o." dedi Niall odanın dışına yürürken. "Zaten siz buluşun diye geldik buraya, her boşlukta mesajlaşmaya devam edecekseniz eyvah yani."

"Kıskandın mı sen?"

"Seni ve palyaço sever babacığını mı? Bir düşüneyim..."

Gülüşerek odadan ayrıldılar. Lobiye indiklerinde bir dakika kadar beklediler, ardından Louis de arkadaşlarıyla birlikte oraya ulaştı.

Liam "Yolun karşısında bir restoran gördüm, oraya gidebiliriz." diyerek herkesi yönlendirdi. Henüz birbirlerini tam olarak tanımıyorlardı, bu yüzden çok fazla konuşmadan onun teklifini kabul ettiler ve sessizlik içinde yürümeye başladılar. Liam en öndeydi, Zayn ve Louis onun biraz arkasında sol taraftaydılar ve Niall ile Harry de herkesten geride duruyorlardı.

Bahsi geçen ufak restorana girdiklerinde iki masayı birleştirmek zorunda kaldılar. İki arkadaş grubu birbiriyle yüz yüze gelecek şekilde oturuyorlardı. Yerleştikten sonra da kimseden ses çıkmayınca Niall devreye girdi, "Ee, çocuklar..." dedi. "Hadi, tanışalım artık. Nerede okuyorsunuz?"

Zayn "Hepimiz Solent Üniversitesi'ndeyiz." dedi. "Louis ve ben aynı bölümdeyiz, medya iletişim okuyoruz ama ben onun bir alt sınıfındayım."

Liam da "Ben iktisat okuyorum." diye belirtti. "Zayn'in liseden arkadaşıyım, inanabiliyor musunuz? Ona bunca yıldır katlanabiliyorum."

Zayn ona vurunca Liam da ona vurdu. Harry o ikisine gülerken Niall "Biz de Harry ile çocukluk arkadaşıyız." dedi. "Ben Southampton'da hemşirelik öğrencisiyim, hastanede gönüllü çalışıyorum."

"Ah, ne güzel! Hangi bölümde çalışıyorsun?"

"Çocuk servisi. Hergeleler bana bayılıyor."

Herkes güldü, Zayn Harry'ye dönerek "Sen nerede okuyorsun?" diye sordu. Masada en sessiz iki kişiden biri oydu.

"İşletme ve pazarlama. Ben de Southampton'dayım."

"Bizim okula yakınmışsınız ikiniz de."

"Öyle sanırım."

Garsonun masaya gelmesiyle herkesin ilgi odağı değişti. Zayn menüye bile bakmadan 'en büyük hamburger neyse o' diyerek siparişini verdi. Böylece masadaki diğer herkesin de aynı siparişi vermesine öncülük etmiş oldu.

Niall "Şimdi, artık Louis ve Harry'nin saçma sapan tanışma hikayesinden bahsedebilir miyiz?" diye sordu gülerek. Liam ve Zayn de sırıtmaya başladı.

"Kesinlikle! Hayatımda gördüğüm en komik, en eğlenceli olaydı."

Louis utancını gölgeleyen bir gülümsemeyle Harry'ye baktı ve aynı tebessümle karşılık aldı.

"Niall buraya sırf bunu konuşabilmek için geldi." dedi Harry sonunda konuşarak. "Benimle dalga geçebileceği bir fırsat bulursa bunu hayatta kaçırmaz."

"Ama cidden komik! Videolar zaten eğlenceliydi, bir de ikinizin birden kandırıldığını bilince iki katı komik oldu."

Niall Louis'ye "Palyaço pornosu aklına nereden geldi?" diye sordu kahkaha atarak. En çok ona gülmüştü.

"Bilmiyorum ki, anlık gelişti. Neyse ki ben daha absürt şeyler yazamadan olay açığa çıktı."

Harry tamamen ona döndü. "Aklında başka ne vardı?"

"Doğaçlama takılıyordum aslında ama kafes içinde sevişmeyi sevdiğimi söylemeyi planlıyordum."

Herkes yine aynı anda güldü. Hamburgerler geldiğinde ortam ısınmaya başlamıştı, birbirlerine alışıyorlardı.

"Tamam bu utanç verici konuyu kapatalım artık." dedi Louis. "Festivale odaklanalım. Buradan çıkınca direkt alana mı gidelim?"

Harry başını salladı. "Evet, önlerde olmak istiyorsak akşama kalmadan gitsek iyi olur."

"Bugünkü performansların içinde çok sevdiğin biri var mı?"

"Belli biri yok ama konserlerden önce komedi şovları var ya, onu görmek istiyorum."

"Stand-up sever misin?"

Harry gülümseyerek başını salladı, "Komedi içeren her şeyi severim. Sen?"

"Evet ama cidden komik olan bir şovmen bulmak çok zor."

İkisi kendi aralarında bir konu konuşabilmeyi başardıkları anda diğer üç arkadaşlarını unuttular. Onlar da kendi aralarında kaynaşmışlardı zaten, birbirlerine telefonlarından bir şeyler gösterip gülüşüyorlardı. Bununla birlikte artık grup olarak takılacakları iki günlük tatili resmen başlatmış oldular.

Continue Reading

You'll Also Like

2.8K 75 6
You're 11 years old, just rescued from an abandoned building that held you in a cell. Aizawa got a call from the police station about a child found o...
982 59 10
Billionaire businessman, Ari Levinson, seems to have everything he could ever want: wealth, power, and success. But beneath the surface, he is haunte...
1.1M 37.9K 63
𝐒𝐓𝐀𝐑𝐆𝐈𝐑𝐋 ──── ❝i just wanna see you shine, 'cause i know you are a stargirl!❞ 𝐈𝐍 𝐖𝐇𝐈𝐂𝐇 jude bellingham finally manages to shoot...
215K 4.5K 47
"You brush past me in the hallway And you don't think I can see ya, do ya? I've been watchin' you for ages And I spend my time tryin' not to feel it"...