BİRLİKTE +18

Galing kay randoma999

2.2M 57.1K 18.3K

*** "Sana bir teklifim var. Kabul edersen borcu silindi bil." "Nedir?" dedim titreyen ellerimi birleştirip tu... Higit pa

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
20
21
22
23
24
25
26
27
28
Instagram bölümü
29
30
31
Magazin bölümü
32
33
34
35
36
37
38

19

49K 1.1K 668
Galing kay randoma999


Çağlar karakterini değiştirdim

15. Bölümün başına gidip görebilirsiniz

Oy ve satır arası yorumları unutmayınız

Bölüm sınırı 300 oy 150 yorum

Ertesi sabah Çağlar beni uyandırınca uyanmış ve duş almıştım. Üzerime bej keten şort ve siyah crop giydikten sonra aşağı indim.

Bahçedeki masanın hazır olduğunu görünce hamarat kocamın yanına yaklaştım. "Ellerine sağlık," dedim sofraya bakarken.

"Neriman abla hazırladı yavrum." Bu cevabına karşılık güldüm. Elini karnıma koyup oraya eğilirken bebeğimize "Günaydın," dediğinde gülümsedim.

Masaya yan yana oturunca tabağımı doldurmaya başladı. Kahvaltıya başlarken önce çaydan bir yudum aldım. Yumurtayı yiyecekken kokusu midemi bulandırdı. Kendimi zorlayıp bir çatal aldım ama elim anında ağzıma kapandı. Midemden yükselen sıvıyla sandalyemi geriye çekip lavaboya giderken Çağlar adımı sesleniyordu.

Bu kattaki lavaboya girince arkamdan geldi. Ben klozete eğilmiş halsizce öğürürken gözyaşlarım akmaya başladı. Çağlar saçlarımı tutarak bir yandan sırtımı ovalıyordu. Bir şey yemediğim için midemden hiçbir şey çıkmıyordu ama öğürme isteğine karşı koyamıyordum. Klozetin kapağını kapatıp ağlarken Çağların sifonu çektiğini duydum.

Beni kendine çekti ve sırtımı okşamaya devam etti. "Şşş bebeğim sakin ol." Beni kaldırıp lavaboya götürürken başımın dönmesiyle elimi alnıma koydum. Lavaboda yüzüme su çarptı. Bedenim ona yaslanmış olmasa yığılıp kalırdım o derece halsiz hissediyordum.

Gözlerim kararırken etrafımdaki nesneler dönmeye başlamıştı resmen. "Çağlar," diye fısıldadım son kez. Başımın dönmesine göz kararması eklenince daha fazla dayanamadım. Gözlerim kapandı ve kendimi karanlığa bıraktım.

Son duyduğum Çağların adımı bağırmasıydı.

***

Gözlerimi aralamakta zorluk çekerken önce dudaklarım aralandı. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Gözlerimi zorlukla açtığımda etrafa bakındım. Odada benden başka kimse yoktu. Şuan öğlen saatleri olmalıydı. Kolumdaki serumu fark edince zorlukla yutkundum.

O esnada kapı açıldı ve içeri Çağlar girdi. Uyandığımı görüp hızlı adımlarını yanıma yöneltirken arkasından otuzlu yaşlarında bir kadın doktor girdi. Sarı uzun saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Elinde bir dosya tutuyordu. Çağlar serumlu elimi tutmuş benimle ilgilenirken bitkinlikten konuşamadım.

"İyi misin? Güzelim beni çok endişelendirdin."

"Su," diye mırıldandığımda Çağlar hızlıca sehpanın üzerindeki sürahiden su doldurdu. Başımı eliyle destek vererek kaldırırken bardağı dudaklarıma yasladı. Onun yardımıyla içtiğim sudan sonra boğazım biraz olsun yumuşadı.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Hira hanım?" diye sordu kadın doktor. Hafifçe tebessüm ediyordu.

"Biraz yorgunum." Elimi karnıma götürerek destek olur gibi baş parmağımla okşadım. Bebeğim şimdiden belirtilerini göstermeye başlamış olmalıydı. Umarım beni çok yormazdı. Zira annesinin pek gücü yoktu.

Bakışları karnıma kayınca tebessümü büyüdü. "Çağlar bey hamileliğinizden bahsetti. Hamileliğin başlarında mide bulantısı ve göz kararması çok normaldir. Sizin için bazı kan testleri yaptık sonuçlarını Handan hanımla incelersiniz. Handan hanım kadın doğum uzmanı ve sizinle o ilgilenecek."

Başımı yorgunca sallarken Çağlara baktım. Bana güven verircesine gözlerini yavaşça kırptı. Elini daha sıkı tuttuğumda ifadesi yumuşadı.

"Sizi Handan hanımın odasına yönlendireceğim." Yanıma yaklaşıp serumu çıkarırken "Daha detaylı bilgi alabilirsiniz," dedi. Bitmiş serumu çıkardığında rahatlamıştım.

Dakikalar sonra odadan çıktık. Çağların koluna tutunmuş yürümeye çalışırken beni birden kucağına aldı.

"Çağlar ne yapıyorsun?" dedim büyümüş gözlerimle. Kapıda Kerem ve Okanı görünce gözlerim iyice büyüdü. Çağlar onlara çıkış işlemlerini yapmalarını söylerken Kerem bana gözlerini kırptı.

"Geçmiş olsun Hira hanım," dedi Okan. "Aynı zamanda hayırlı olsun." Kızarmış yanaklarımla teşekkür ettikten sonra Çağlar bizi asansöre bindirdi.

"Bu yorgunlukla yürüyemezdin yavrum." İtiraz kabul etmeyen sesine karşılık tebessüm ettim. Memnuniyetle başımı omzuna bıraktım ve bu konforun tadını çıkardım. Asansör kapıları açıldığında bizi doktorun tarif ettiği odaya götürdü. Çağlar hastanenin en iyi doktorunu ayarladığını söylemişti giderken.

Odaya girince bizi masasında oturmuş bir kadın doktor karşıladı. Çağların beni kucağında taşımasına tebessüm ederken eliyle sedyeyi gösterdi. "Sedyeye yatırabilirsiniz Çağlar bey."

Çağlar beni götürüp sedyeye yatırınca gerginlikle yutkundum. Serum işe yaramış olmalıydı çünkü mide bulantım ve baş ağrım geçmişti. Bedenimdeki halsizliği saymazsak şuan tamamen bebeğimize odaklıydım.

Doktorumuz gözlüklü ve kumral saçlıydı. Saçları omzunun hizasında bitiyordu. Önlüğündeki yaka kartında adı yazıyordu. Bizimle tanışma faslından sonra ultrason cihazına yaklaştı.

Kendisi cihazda birkaç ayarlama yaparken bana "Karnınızı açın lütfen," dedi Handan hanım.

Çağlar evden çıkarken üzerimde olan bej şortun düğmelerini açtı. Kasıklarıma kadar indirip hafifçe karnımı okşadı. Kalbim pıt pıt atmaya başlamıştı. Çok heyecanlıydım ve bu heyecanın belli olduğuna emindim. Handan hanım karnıma soğuk bir jel sürünce belim refleksle havalandı. Çağların eli elime sarılırken onu tuttum.

Handan hanımın gözü ekrana kaydı. Elindeki cihazı karnımın üzerinde gezdirmeye başlarken ekranda bir şey arıyor gibiydi. Cihazı hareket etmeyi durdurunca ekranda bir yeri gösterdi. "Kese burada," dedi.

Gerçekten fasulye tanesi kadardı. Dudaklarımdan bir gülüş çıkarken Çağların elini daha sıkı kavradım. "Sevgilim," diye mırıldandım ona doğru. Bakışları bir ekranda bir karnımda gezinip dururken gözlerimiz buluştu.

"Ölürüm ben size," diyerek dudaklarını alnıma bastırdı. Gözlerim bu duygusallıkla kapanırken Handan hanım konuşmaya devam etti.

"Henüz üç haftalık. Bu dönemde mide bulantısı, baş dönmesi ve ağrısı olacaktır. Bunun için size vitaminler yazacağım. Daha deminki doktorunuz Deniz hanım test sonuçlarını verdi. İsterseniz siz toparlandıktan sonra masamda konuşalım."

Birkaç rulo kağıdı koparıp bana uzattığında Çağlar elinden aldı. Peçeteyle karnımdaki jeli temizledikten sonra eğilip karnıma dudaklarını yumuşak bir baskıyla bastırdı. Üzerimi düzeltip yerimden kalktığımda Çağlar belimden tutarak yardım etti. Doktor masasının önündeki ikili koltuklara geçince yan yana oturduk.

Handan hanım bir listeyi Çağlara uzattı. "Bu beslenme listesi. Hira hanımın kan testlerinde demir eksikliği olduğuna rastladım. Hem bunun hem hamilelik için bir liste hazırladım. Beslenmenize önem göstermeniz gerekiyor Hira hanım."

Çağların bakışlarını yan profilimde hissettim.  "Başka neye dikkat etmemiz gerekiyor?" diye sordu doktor hanıma.

"İlk aylarda risk yüksektir. Stres ve üzüntüden uzak durması gerekiyor. Ağır eşyalar kaldırmamalı. Kendini yoracak hareketlerden sakınmalı. Kansızlık da işin içine girince ilk aylar sizi zorlayacaktır."

Çağlar başını salladı. Bense teşekkür edercesine tebessüm ettim. "Sormak istediğiniz bir şey var mı?"

Çağların bakışları bana kaydı. Soracağı şeyden emin olamaz gibi bakarken tekrar doktora çevirdi bakışlarını. "Birliktelik bebek için zararlı olur mu?" Sevişme kelimesini birliktelik olarak söyleyince yanaklarım ısındı. Bunu sormasını hiç beklemiyordum ve istemsizce utanmıştım. Doktor hanımın bizim özel hayatımızı bilmesine gerek yoktu. Yine de sorduğu için ona kızmadım. Merak etmesi ve bunu sormak istemesi normaldi.

Handan hanım bu soruyu tebessümle karşıladı. Başını hafifçe sallarken "Hayır değil ama dikkatli olmanız gerekir," dedi anlayışla. Bu soruyla birçok kez karşılaştığını düşündüm. Utanmam yersizdi. Sonuçta dokuz ay boyunca hamileliğimle Handan hanım ilgilenecekti.

Teşekkür edip birlikte oradan ayrıldık. Okan arkamızdan bizimle gelirken Çağlar iyi olduğumdan emin olarak beni kucağına almadı. Bu sefer izin veremezdim. Dışarı çıkarken herkesin gözü bizde olurdu. Hastaneden çıkınca arabaya yaklaştık. Şoför koltuğunda Kerem oturuyordu.

Çağlar beni arka koltuğa oturtunca arabanın diğer tarafından yanıma oturdu. Başımı omzuna bıraktım. "Daha önümüzde sekiz ay olduğuna inanamıyorum," dedim kısık sesimle. Araba çoktan yola çıkmıştı ve radyoda sakin bir şarkı çalıyordu.

Saçlarımı okşayan eli hareketine devam etti. "Endişelenme birtanem. Ben hep yanında olacağım."

Dudaklarımdan minnettar bir nefes döküldü. "Biliyorum," diye mırıldandım.

Elimi karnıma bırakınca dikiz aynasından Keremle göz göze geldim. Bana gülümsediğinde ona karşılık verdim. Kerem çok tatlı bir abi olurdu bebeğime. Sert görüntüsünün altında yumuşak bir adam yattığını biliyordum. Kerem 24 yaşındaydı ve onu en başından kendime yakın görmemin nedeni buydu.

Ailesi yoktu, kendi başınaydı ve sert karakterinin bir kılıf olduğunun farkındaydım.

Eve gittiğimizde ikindi saatleriydi. Çağlar beni koltuğa yatırdı. Korumaların hepsinin haberi olduğunu anladım çünkü işleri bu olmamasına rağmen etrafımda pervane oluyorlardı. Tamam hepsi değil sadece birkaç tanesiydi ama bu prenses muamelesi hoşuma gidiyordu.

Okan önümdeki sehpaya limonatamı bırakınca ona teşekkür ettim. Bana tebessüm edip başını eğdi ve bahçe kapısından işinin başına döndü. Onları işlerinden etmiyordum. Çağlar bir isteğin olduğu zaman korumalardan birine söyle demişti. Şu an çalışma odasındaydı, bir toplantıya katılması gerekmişti.

Film izlerken final sahnesindeydim. Kadın kendini bir silahla vurduğunda adam haykırarak öne atıldı. Gözlerim dolarken sahne devam etti. Adam hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ve kadından özür diliyordu. Film boyunca çektirmediği kalmamıştı zaten.

Artık ben de hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. "Pislik adam. Ne olduysa senin yüzünden oldu." Burnumu çektim kızgın ifademle. Ağlamaya devam ederken bahçe kapısından Kerem girdi.

"Kereeem," dedim onu görünce. Omuzlarım ağlamaktan sarsılıyordu. "Kadın kendini öldürdü Kerem."

Kerem bahçe kapısından birine seslenip Çağları çağırmasını söyledi. Adam yukarı çıkarken Kerem yanıma yaklaştı. "Hira hanım film bu sadece," dedi temkinli ifadesiyle.

"Değil Kerem değil." Peçeteyi burnuma dayadım. "Bu adam film boyunca neler yaptı bu kadına. Kadın dayanamadı napsın yazık. Vurdu kendini sonra film bitti." Ekranda final yazısı kayıyordu. Lanet olsundu duygusal sonlara.

Çağlar hızlı adımlarla aşağı inince ağlayan beni gördü. Kerem kenara çekilip Çağları çağıran korumayla dışarı çıkınca baş başa kaldık. "Yavrum," dedi yanıma oturup yanağımı kavrayarak.

Kızardığına emin olduğum gözlerimle ona baktım. "Filmin sonunu değiştir Çağlar," dedim dudaklarım büzülürken. "Nolur Çağlar bitirdi beni bu film."

Sıkıntılı bir nefesi içine çekerken "Yasaklayacağım sana film izlemeyi artık," dedi. Susup onun göğsüne yaslandım. "Daha doktor hanım bugün demedi mi üzüntüden uzak dursun diye."

Ani bir sinirle yükselerek "Ben nereden bileyim Çağlar kadının kendini vuracağını," dedim. Sesimin desibeli de yükselmişti.

Beni tekrardan kucağına çekince ona sarıldım. "Bundan sonra komedi filmi izleyeceksin."

Kabul etmeyerek omuz silkince "Ah başımın tatlı belası," diye devam etti.

Akşam yemeğinde et vardı. Çağlar beslenme listesinde bolca et yemem gerektiği yazdığını söylediğinde kabullenmiştim. Çok severek yemezdim ama bebeğim için kabul edecektim.

"Vişne suyu kan yaparmış, sana nasıl ters etki yaptı anlamadım." Listede vişne suyu olduğunu duyunca havalara uçtum. Yazmasa bile içecek miydim evet ama sevdiğim içecek bebeğime yararlıydı sonuçta.

"Aslında bunlar kansızlık için," diye araya girmişti gıcık sevgilim.

Yemeğimiz bittikten sonra birlikte bahçeye çıktık. Açık havada otururken bana bir tabak kuruyemiş yedirmişti. Olsundu temiz hava iyi gelmişti.

"Yaz bitmeden havuza girsek," dedim Çağlara bakıp.

"Gireriz bebeğim yarın."

Gülümseyerek başımı omzuna koydum. Elim yine karnımdaydı. Elimi karnıma koyunca onu tamamen hissediyor gibiydim. Elini tutuyormuş gibi hissettiriyordu. Yalnız olmadığını göstermek istiyordum. Babasının ve annesinin hep onun yanında olacağını.

sahne şarkısı; collide (slowed reverb)

Odamıza çıkınca duş almak için banyoya girecektim. Çağlar "Ben de gireceğim," diyince onu bekledim. Duymuştu tabi doktordan zararlı olmadığını.

Benim için küveti hazırladı. Sıcak suyun içine çırılçıplak girince bedenim gevşedi. Arkama geçip sırtımı göğsüne çekince omzumun arkasından ona baktım. Elindeki lifi bedenimde gezdirirken dokunuşları masaj gibi geliyordu. Nefesim çenesine vurunca bakışlarını çevirdi. Dudaklarımı yalayarak ona bakarken eli çeneme kaydı.

Yavaşça dudağını dudağıma yaklaştırırken verdiği nefes dudaklarıma çarpıyordu. İçimdeki heyecan artarken elimi ensesine bıraktım. Onu kendime çektiğimde dudakları dudaklarımla buluştu. Alt dudağımı emerek kendine çekti ve bıraktı. Başını yana eğerek açlıkla dudaklarıma yapıştığında ensesinden tutarak karşılık verdim.

Geri çekilince kararmış bakışlarını bana çevirdi. Siktir bu adam beni öldürüyordu. Koca dilini boynumdan aşağı kaydırınca başımı geriye atarak derince inledim. Boynuma dişlerini geçirdiğinde ağzımdan yüksek sesli bir çığlık kaçtı. Adını inlerken tırnaklarımı koluna geçirdim. Kaslı kolu elimin altındayken damarlarını hissediyordum.

İri erkekliğini kalçamda hissederken geri çekilerek ısırdığı yeri yaladı. Göğüslerime inince kafasını uzaklaştırdı ve gözlerini gözlerimle buluşturarak meme uçlarımı parmakları arasında sıktı. Meme ucumu sıkıp okşaması kadınlığıma uyarı gönderdi.

Bakışlarını benden ayırmadan ağzında biriken sıvıyı meme ucuma bıraktı. Islaklığı oraya yaydırıp okşarken yavaş hareketleri canımın acımaması içindi. Ağzımdan kısık iniltiler çıkıyordu. "Ahhh Çağlar devam et."

Benden izni aldığında bedenimi sırt üstü küvete yatırdı. Elini suyun içinden kadınlığıma götürünce istekle kalçamı kaldırdım. Baş parmağı klitorisimi sertçe okşarken orta parmağı deliğimden içeri kaydı. Dudaklarım aralanıp derinden bir inleme çıkartırken ince bir çığlık attım. "Ahhh."

Parmağını içimde git gel yaparken ikinci parmağını gönderdi. "Daracık amın nasıl da kavrıyor parmaklarımı," diye fısıldadı kulağıma dudaklarını sürterek.

Yanaklarım ısıdan yanıyordu. İstekle dudaklarına yapışıp ağzına inlerken iki parmağı içimdeki hareketine devam etti. Bacaklarım titremeye başlarken boşalmadan parmaklarını çıkardı. Beni kucaklayıp bedenlerimizi sudan çıkardı. Bedenimi yatağa bırakıp odanın kapısını kilitledi ve onu bekleyen halime hafifçe sırıttı.

Yatağın önünde durup yavaşça çıktı ve bacaklarımı iki yana ayırdı. Deliğimin onun için kapanıp açıldığına emindim. Çarşafı avuçlayarak adını inledim. Bana kısa bir bakış attıktan sonra dilini ıslak kadınlığımda gezdirdi. Tırnaklarım koluna battı bacaklarım onun için titredi. "Benim için gel kızım," diye fısıldadı beni yükselterek.

Kadınlığıma ağzını dayayıp emerken sularım aktı. Titreyip sarsılarak boşalıyordum. "Mhmmm."

Islaklığıma bulanmış dudaklarını yalayarak bana yaklaştı. Karnına kadar uzanmış sert erkekliğini girişime dayadığında ağlamaklı bir inilti çıkardım. "Sok içime ıhmm," altında kıvranmaya başladım.

Aletini elinde sıvazlarken onu yatağa yatırdım. Bu hareketime izin vermişti. Kalçamı onun yüzüne kaldırırken aletini elimde sıvazlayarak başını ağzıma aldım. Kendime ben bile inanamıyordum. Sadece bana yaptığı gibi onu zevke getirmek istemiştim.  Kalçamı iki yandan tutarak "Sikeyim Hira ahhh," diye inledi.

Aletinin başını zevkle emip yalarken ağzımdan şapırtılı sesler çıkıyordu. Boşta kalan ellerim aletinin gövdesini sıvazlıyordu. Aniden Çağların dudaklarını deliğimde hissettim. Benim ona zevk verdiğim gibi o da bana veriyordu. Hem ince iniltiler çıkarıp hem aletini yalarken geleceğini hissederek onu ağzıma soktum.

Beni yalayan diline karşılık bacaklarım titredi. Aletinin ucu boğazıma değince garip sesler eşliğinde onu ağzımdan çıkardım. Yapışkan beyaz menileri ağzıma dağılırken inleyerek başını tekrar yaladım. Elleri uzanıp saçlarımı geriye çekince aletinden uzaklaşmak zorunda kaldım.

Bedenlerimizin yerini eski yerine döndürünce dağılmış ifademe baktı. "Sikmemi mi istiyorsun seni?" diye sordu erotik sesiyle. Nasıl bu hale geldiğimizi bile anlamamıştım. Tek istediğim sikini içime sokması ve bedenlerimizi birleştirmesiydi.

Kalçasına tırnaklarımı batırarak başımı salladım. Çenemi tuttu sıkıca. "Konuş yavrum," diye fısıldadı bakışları dudaklarımdayken. Baş parmağıyla ağzımın kenarındaki menileri temizledi ve tekrar ağzıma soktu. Zevkle parmağını emerek yuttum.

"İstiyorum ahhh hadi."

Erkekliğini yavaş ve nazikçe içime sokarken elleri başımın kenarında duruyordu. Tırnaklarım sırtını bulurken aldığım zevkle inledim. Tırnaklarımı sırtında kaydırdım. İçime tamamen girdiğinde yavaşça içimde gidip gelmeye başladı. "Canın acıyor mu?" diye sordu düşünceli sesiyle. Kendini tutuyor gibi bir hali vardı.

Yavaş ve nazik davrandığı için canım acımamıştı. Başımı iki yana salladığımda bu tempoda devam etti. Ne kadar hızlanmasını yalvarsam bile beni dinlememiş ve kendine hakim olmuştu. Dakikalar sonra içimden çıkıp boşaldı. Ben de onunla birlikte boşaldım ve kendimi kollarına bıraktım.

Uyumadan önce elini karnıma götürdü. "Sizi seviyorum," dedi boynumdan öpmeden önce. Ona aynı şekilde karşılık verip gözlerimi uyumaya kapattım. Son hatırladığım hala baş parmağıyla karnımı okşamasıydı.

Bizde seni seviyoruz Çağlar

Malum sahnede bebek 🗿

Hira artık film izleme bıhtık diyenler

Bölümü nasıl buldunuz

Uygar ve Tarık unutuldu sanırım

Planlarım var bakalım neler olacak

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

100K 5.6K 16
"ya siz kafayı mı yediniz çocuk daha o çocuk iki gün önce papucu yırtıldı diye ağlayan kızı gelmiş bana koynuna al diyorsunuz o yetmezmiş gibi bid...
425K 22.4K 49
Her sonun başlangıcı olduğu gibi, benim de biten sonumun başlangıcıydı bu olay... Şans verip, okumadan geçmee:) Hikayedeki karakterler ve ismi geçen...
8M 374K 65
"İkimizde biliyoruz ki, er ya da geç benimle evleneceksin. Ve bu zorunluluktan olmayacak!" "Başlangıç: 12 HAZİRAN 2016 Bitiş: 18 EKİM 2019" ...
1.5M 93.1K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...