Etraf çok soğuktu.
Yada ben üşüyordum bilmiyorum.
Soğuk zemine oturmuştum.
En dip köşede yan yana duran iki odayı en iyi görebileceğim yerdeydim.
Bacaklarımı kendime çekmiş iki kolumla kendimi sarmıştım.
Yanlız olduğumda kimsenin bana sarılmayınca yaptığım gibi.
Kimsem yoktu.
Belki bu saatten sonra kimsesizliğimi abim sahiplenecekti ama onu da kendi elerimle öldürmüştüm.
Onların bana atığı nefret dolu bakışlar vardı.
Gitmek istedim. Bakışlarından kaçmak istedim,yok olmak istedim ama en azından net bir bilgi alana kadar dayanmak zorundaydım.
Hastanenim soğum koridorundaydık.
Arda ve çağanı ameliyata almışlardı ve biz bir bilgi bekliyorduk.
Hepimiz Ardanın öldüğünü bilsekte bir umut bekliyorduk işte.
Belki bir mucize olur da yaşar diye.
Belki akan her damla kana rağmen hareket eder diye.
Doktor henüz öldü diye birşey dememişti.
Ama biz kendimizi onun öldüğüne inandırmıştık.
Ben abimin katili olduğumu kabulenmiştim.
Zeynep:Tuana.
Diye yanıma geldi.
Hiç çekinmeden yere oturdu.
Tuana:Zeynep?
Zeynep:ben özür dilerim...biliyorum yanında olmam gerekiyordu ama ne yapacağımı inan bilmiyordum.
Dedi bana karşı bir kırgınlık yoktu yüzünde.
Özür dilemesi gerek asıl kişi ben değil miydim?
Zeynep:seni savunmak istiyorum ama bunun mantıklı bir tarafı yok!
Öfkeli gibiydi ama öfkesi bana değildi.
Leya da yanıma geldi diğer tarafıma oturdu ama hiç konuşmadı.
Ülkü oturmak yerine ayakta durmuş bizi izliyordu bana kırgın olduğunu biliyordum o yüzden birşey demedim.
Tuana:o acı çekiyordu.
Dedim ülküye bakıp çünkü beni kanıtlayacak tek kişi oydu.
Beni doğrularcasına başını saladı.
Tuana:bağrıyordu,titriyordu,acı çekiyordu ve o ölecekti bunu hepimiz anlamıştık ben sadece acısız bir şekilde ölmesini istedim.
Anlımı dizime yasladım.
Hıçkırıklarımı içimde tutmaya çalışıyordum sessiz sessiz iç çekiyordum.
Ülkü:biraz daha bekleseydim onlar gelip ardayı kurtara bilirdi!
Diye öfkeyle bağırdı.
Leya:hastanedeyiz...
Diye mırıldandı.
Tuana:bana kabloların elektirikli olduğunu söyleyen sendin!
Belki ülkü orda beni durdurmasaydı abimin katili olmazdım.
Tuana:yine acı çekecekti! Yine acıyla bağıracaktı! Ben abimin acısız ölmesini istedim anlıyor musun?!
Evet onları anlayabiliyordum ama onların da biraz olsun beni anlaması gerekiyordu.
Abimi bilerek öldürmüşüm gibi davranıyorlardı ama yemin ederim isteyerek yapmadım.
Yağız:ülkü kendine gel!
Yağız beni yerden kaldırdı.
Demir:haksız mı? Bizi aramak varken ne diye kendi aklına koyduğu şeyi yapıyor ki.
Oda bana sinirliydi.
Yağız:demir!
Diye sert bir sesle uyardı.
Yağız:eyer bir kişi daha konuşursa hepinizi hastaneden kovdururum.
Sesindeki ton ciddi olduğunu anlatıyordu.
Leyanın bana gülümsediğini gördün beni anlıyor gibiydi.
Etrafı Bir sessizlik sardı. yağızın tehditinden sonra hiçbiri konuşmaya cesaret edemedi ,herkes yağızın ciddi olduğunu ve bunu yapacağını biliyordu.
Yine sesiz bir köşeye çekilmiş bekliyorum. ama bu sefer yanında Yağız vardı beni diğerlerinden korumak ister gibi yanımdan hiç ayrılmıyordu.
Birinin Desteğine ihtiyacım vardı ve desteğini alabileceğim iki kişi şu an hastane odasında bir ameliyat masasında yatıyordu ama onların yeni yağız doldurmuştu.
Ona sarılmak, teşekkür etmek istedim ama daha tek bir kelime edemeden doktor yanımıza geldi.
Hızla ayağa kalktım.
?:arda kalaycı.
Dedi ilk olarak kalbim heyecandan çırpınmaya başladı.
?:vücuduna verilen ilaç ameliyat süresini zorladı. Bileğindeki kesik fazlasıyla kan kaybına sebep olmuş ve hala fazlasıyla bir kana ihtiyacımız var.
Yani yaşıyordu!
Abim yaşıyordu!
?:evet tam damarı kesilmemiş hala yaşama şansı var.
Yaşama şansı var...
Ülkü:peki abim,çağan efe ak.
?:asıl meseleye gelirsek.
Korkuyla Yutkundum.
?:yaşıyor diyemem ama öldü demek için de çok erken.
Kaşlarımı çatım.
Neyden bahsediyordu bu doktor?
?:çok kan kaybetmiş her ikisi de. Yaşama ihtimaleri çok düşük,eyer kısa bir zamanda ihtiyacımız olan kanı bulamazsak ikisini de kaybedeceğiz.
Doktor lazım olan kan grubunu söyledi ama ben hala onları kaybetme olasılığının korkusunu yaşıyordum.
?:ikisi içinde normalden çok fazla kana ihtiyaç var. Ve her an öleme olasılıkları-
Tuana:kan!
Dedim hızla.
Tuana:benim kanım ikisine de uyuyor!
Dedim hızla.
Şansa üçümüzün kanı aynıydı ve ben ikisine kan verebilirdim.
Doktor beni baştan aşağı süzdü.
?:bize lazım olan kan miktarı çok yüksek tahminen yedi veya sekiz serum hepsini senden alamayız. Bedenin bunu kabul etmez,kansızlıktan komaya girersin.
Doktora yalvarırcasına baktım.
Tuana:lütfen. Onları yaşatın ne kadar kan lazımsa veririm.
Doktor olumsuz anlamda başını saladı.
?:bedenin buna izin vermez. Sadece biri için beli bir miktar kan verebilirsin.
Hayır...beni bir seçim yaptırmak zorunda bırakmayın lütfen.
Tuana:ikisi arasında bir seçim yapmamam. Siz buna karışmayın ve benden ikisine yetecek kadar kan alın.
Doktor elini omzuma koydu.
?:seni anlıyorum ama istesemde yapamam hastane buna izin vermez,bunun için işimden de olamam anlıyor musun? Sekiz serum senin için çok fazla. Bunun sonucunda çeşitli hastalıklara yakalanabilirsin. Bu seni komaya dahi sokar ayriyeten hafıza kaybı gibi çeşitli şeylere maruz klabilirsin.
Doktor hala bana olabilecek zararları analtıyordu ama onu dinlemiyordum.
İkisi arasında bir seçim yapamazdım.
İkisinin yaşmasına yardım etmem gerekirdi.
Benim bir seçimim ikisinden birinin sonu olacaktı.
?:sadece yarım saat içinde senden birini seçmeni istiyorum.
Yutkundum, vücudum buz tutu ve ürperdim.
?:birini yaşatma şansın var ve bu seçimi senin yapanı istiyorum.
Benden kendimi öldürmemi isteselerdi daha kolay olurdu.
Ben ikisi arasında bir seçim yapacak kadar güçlü değildim.
?:birazdan geleceğim. Senden gerekli miktarda kanı alacağım ve sen hangisini yaşatmak istiyorsan onu yaşatacağız.
Doktor arkasına bakmadan gitti.
Kendimi hiç bu kadar güçsüz hissetmemiştim.
Birini yaşatmam birinin sonu olacaktı.
Diğerlerine bana yardım etmesi için baktım.
Tuana:bana ne yapacağımı söyleyin?
Dedim titreyen sesimle.
Tuana:kimin sonu olacağıma siz karar verin.
Bu seçim benim için çok zordu.
İkisinden birini seçemezdim.
Bu annen mi baban mı sorusu gibiydi.
Yağız:tuana-
Dediği an hıçkırıklara boğuldum.
Tuana:ben yapamam!
Dediğim an Berat beni koları arasına aldı.
Tuana:ben ikisi arasında bir seçim yapamam!
Yutkunuşunu hissetim.
Yağız:Tuana.
Dedi yanıma gelip.
Tuana:yağız ben yapamam. ikisini kaybetmeye hazır değilim,sonları benim yüzümden olmamalı.
İki elini yanağıma koydu.
Yağız:bak biri yılar sonra bulduğun abin. Diğeri ise yılar sonra karşına çıkan belki de yılar sonra da yanında olacak adam. Biliyorum seçmesi çok zor ama geleceğini en çok kiminle yaşamak istiyorsan onu seç.
Fark ettim ki ben hiçbiriyle bir gelecek hayalî kurmuyordum.
Onları geleceğimde hayal etmiyordum.
Bir çok kez gelecekte ne yapıyor olduğumu düşündüm ama bu düşüncelerim arasında hiçbiri yoktu.
Ben sadece oluruna bırakmıştım. Bir gün onlardan ayrılacağımı kabulenmiştim.
Ben geleceğimi hiç birinin üstüne kurmamıştım.
Onların bir gün gideceğini ve gelecekte yanlız olacağımı kabul etmiştim.
Birinden birini seçmek diğerine ihanet olmaz mıydı?
Ben ikisine de ihanet etmek istemiyordum.
Zeynep:abini seç Tuana. Yılar sonra onu bulmuşken bu fırsatı kaçırma.
İkisinden de vazgeçmek istemiyordum!
Ülkü bana yalvarırcasına bakıyordu benim abimi kurtarmak istediğim gibi oda abisini kurtarmak istiyordu.
onlarda benim gibi bir seçim yapmak istemiyorlardı.
Tuana:ben...
Dedim kimi seçeceğimi bilmiyordum.
Bu çok zor bir karardı,asla seçmeyecek gibiydim.
Bir çıkmaz sokağın içindeydim ve sadece iki yol vardı.
Ve ben hangisinin bana daha iyi bir seçenek olduğunu bilmiyordum.
Tuana:ne yapacağımı bilmiyorum.
Dedim hızlı hızlı nefes alıp.
Az bir zamanım kalmıştı ve ben hala ikisi arasında bir seçim yapamadım.
Ülkü:yalvarırım abimi yaşat.
Demir:lütfen ardayı yaşat.
İkisine dolan gözlerimle baktım.
Dudaklarıma buruk bir gülümseme yerleşti.
Ben bir seçim yapamazdım.
Bir kişinin adı çıkacaktı dudaklarımdan ve bir diğerinin sonu olacaktım.
Abimi yok edemezdim.
Hele yılar sonra bulmuşken ondan vazgeçemezdim.
Ama çağanı da yok edemezdim.
Onunla bir geçmişim vardı ve şimdi de belki onunla bir gelecek yazacaktım.
Sanki geçmişimi o tamamlıyorken,kendimi onda buluyorken ondan da vazgeçemezdim.
Ya ikisini yaşatacaktım.
Yada ikisinin sonu olacaktım.
Ama ikisinden birini seçmeyecektim.
İki arasında bir seçim yapmayacaktım.
Ya iksinin nefesi olacaktım.
Ya ikisinin Azraili.
Ama arkamdakiler için bir seçim yapmak zorundaydım.
Ama bu seçimi ben yapamazdım.
Bu seçimi onlar yapmak zorundaydı...
Yada siz:)
Ben iki bebeğim arkasında bir seçim yapacak kadar güçlü değilim o yüzden bu kararı size bırakıyorum.
Biliyorum şuan nerdeyse hepiniz bana sövüyorsunuz. Ama ne yapayım yani kaos yaratmak istiyorum,biraz ölüm sahneleri yazmak istiyorum.
Lütfen benden nefret etmeyin.
Ve hoşçakalın>>>33