ASTROPHE (NonbinaryxTrans)

By mizuslovestories

33.4K 3.5K 2.1K

♡┏━♡━━━━♡━┓🐇 Asırlar önce binalara, saraylara yapılan o koca heykeller oldukları yerde sabit bir halde duruy... More

1-Sıradan Bir Günün Getirdiği 'Büyük ve İnanılmaz ' Değişim
2-Yeni Bir Dünya'nın Canavarını Tanımak
3-İnsanlardan Korkup, Canavara Sığınmak
4-Seninle Olduğum Sürece
6-Ansızın Gelen Düğün Davetiyesi
7-Evimize Hoşgeldin
8-Romantik Bir Akşam Yemeği
9-Hiçbir Şey.. Hem de Hiçbir Şey Sonsuza Kadar Sürmez
10-Mülakatın Soso İle İmtihanı
11-Eve Gelen Yorgun Adamı Güzel Süprizlerle Karşılamak
12-Yeni yılın Getirdiği Aşk,Hanımdan İzinsiz Yapılan İş ve Karla Oynayan Piggy
13-Seçilmiş Kişiler ve Bebek
14-Sevgililer Gününde Gerçekleştirilecek Fanteziler~
15-Akan Burun ve Kırık Kemiklerle İmtihan
16-İş Yemeği ve Bazı Haberler
17-Aradaki Mesafelerin Kapanmasını Beklerken..
18-Pembiş Tavşan Kadın ve Takım Elbiseli Yakışıklı
19-Bizim Yeni Evimiz
20-Piknik Randevusu
21-Pembeleri Giyinelim, Sinemaya Gidelim!
22- Yakışıklı Şefi Yoldan Çıkarmak Yemek Yapmaya Benzer
23-Tatilin İlk Günü Kesinlikle Havuzda (Ve Yatakta) Geçmeli!

5-Bazen Bazı Kararları Almak Zordur

2.2K 262 215
By mizuslovestories

🐇

🦝

♡┏━♡━━━━♡━┓🐇

Bazen ileri seviye salak olduğunu düşünüyordu.

Hatta öyle bir salaktı ki salaklar ordusunun en önde gideni bayrak sallayanıydı ama bazen bayrağı başkasına teslim edip geri geri kaçabiliyordu.

Bir anda sikeyim güven problemlerini, diyerek Şiyar sapığı ile sevişmeyi düşünecek kadar salak ; öyle dank diye bir insana verecek kader güvenemezsin geçmişi hatırla, diyerek düşündüğü şeyden saniyesinde vazgeçecek kadar zekiydi.

Sonra bir canavarla ön sevişme yaşayacak kadar salağımsı zeki ertesi gün adamdan kaçacak kadar da salaktı.

O an için doğru gelen eylemi saniyeler sonra çok yanlış hissettiyor ya da o an için yanlış gelen şey dakikalar sonra doğru gibi hissettiriyordu.. Yani canavarla sevişme yaşaması o an doğru gelmiş olsa da sonrasında panik yapmış, korkmuştu bu yüzden arkasına bakmadan topukları poposuna vura vura kaçmış ve bu doğru gelmişti lakin Efendi Zamir ile konuşması, Wabasso'nun ona kızmayıp anlayışlı davranmasından sonra bu hareketi yanlış gelmişti.

Bazen.. Ne yapacağını bilmiyordu.

Tuvalette sıkışmış gitmeyen bok gibi yaşanan olaydan sonra Malikaneye geldikten ve Wabasso'nun şirin şarkısında dans ettikten sonra ayrı odalarda giyinmiş ve koridorda buluşmuşlardı.

"Çok.. Tatlı gözüküyorsun. " diye fısıldadı Wabasso. Elini öne uzatıp güzel kadına dokunuyor gibi parmaklarını hareket ettirdiği zaman gülümseyerek bir adım yaklaştı minik beden böylece parmakları, sıcak yanağa temas etti.

"Teşekkür ederim. " diye mırıldandı Sisi. Eteğini aşağıya doğru yavaşça tararken "Sen de çok.. Havalı duruyorsun. " diye mırıldandı eski zamanlardaki gibi giyinmiş bedene.

"Teşekkür ederim. " utanarak elini ensesine götürdü Wabasso. Ayak parmaklarını oynatarak sağa sola bakarken "Yemek yapalım mı? " diye sordu. "Yemek yemedin, acıkmışsındır. "

"Pek iştahım yok. " diye mırıldandı Sisi. "Ama atıştırmalık bir şeyler yapabiliriz. Malzememiz varsa tabii. "

"Var! Gel hadi. " elini uzattığında minik beden önce ona sonra eline bakıp utanarak tuttu büyük elini.

Kalbi teklerken merdivenlerden yavaşça inip mutfağa girdiler..

Wabasso, sevdiğiyle muhabbetler etmek onun güzel sesini dinlemek istiyordu ama minik beden çok sessiz olduğu için cesaret edemiyordu.

Yaşananlar onu yormuş olmalıydı.

İşteki patronu bile 'Bunları yaşamış olabilirsin ama çalışmana engel değil. İki gün süren var. ' diyerek yüzüne kapatmıştı telefonu. Wabasso o an sinirle telefona dalıp kadını bulmak istemişti ama telefon denen sistem gölgeler gibi işlemiyordu maalesef.

"Yorgunsan otur. Ben sana yemek yaparım. " diyerek senelerdir eşine ayrılmış olan sandalyeyi gösterdi ama olumsuz bir baş sallaması aldı.

"Beraber yapalım. "

"Peki.. Bu benim yemek kitabım. " çekmeceden çıkarttığı koca kitabı ,tezgahın üstüne koydu. "İstediğini seç. "

Sisi üstünde Wabasso'nun Yemek Tarifleri yazan kitabın kapağındaki küçük Wabasso, mutfak ve yemek malzemelerinin çizimleriyle gülerken "Çok şirinsin. " diye fısıldadı.

Utanmış koca bedene bakıp "Çok şirin. " dedi tekrardan kocaman gülümserken.

Küçük Wabasso resmine bir süre bakıp parmağıyla yanağı okşadı ardından kapağı açarak özenle yazılmış sayfalardaki el yazısı ve çizimleri incelemeye başladı. "Wabasso'nun yemek tarifleri. "

Koca adamın yanakları kızarırken "Evet.. " diye mırıldandı.. İşaret parmaklarını birbirine sürtüyordu,çok utanmıştı!

"İstersen gelecekte bu kitabı yayınlarız. Herkes okur. "

"Olmaz."

"Hm? Neden? " gözlerini sayfalardaki el yazılarından ayırmadan mırıldandı Sisi. "Çünkü bu kitaptaki bütün tarifleri, senelerce senin için yazdım. Başkası için değil. " şeklinde bir cevap aldığında kalbi teklerken ciddi mi ciddi duran adama baktı.. Onunla ilgili her konuda ciddi, sevgi dolu ve korumacıydı. "Peki." dedi gülümseyerek.

Sesini istemsizce yükselttiğini fark edince Soso hızlıca ellerini iki yana sallayarak "Sana kızmadım, yanlış anlama. " dedi panikle.

"Hayır, hayır.. Yanlış anlamadım. " kıkır kıkır güldü minik beden. Adamın ona her bakışında çok fazla etkilendiğini anlıyor ve o da istemsizce etkileniyordu. Sürekli adama yakın durmak, temas etmek, kolları arasına girmek ve öpmek istiyordu.

"Bunu yapalım. " diyerek çilekli kek tarifini gösterdi..Omzuna dokunarak "Peki." diyen adamla elini göğsüne götürdü utanarak. Tek bir dokunuşta bu kadar heyecanlanması çok garip hissettiriyordu!

Wabasso sağ soldan malzemeleri çıkartıp tezgaha bırakırken eşi de hazırlık yapmaya başlamıştı bile..

Kasedeki malzemeleri karıştıran minik bedenin kıvırcık,yumuşacık olan sarı saçlarına bakarken iç çekti.

Çok güzeldi.

Parmaklarını saçlara geçirip nazikçe taramak, farklı şekiller vererek toplamak, yıkamak ve kurutmak istiyordu.

Kollarını havaya kaldırıp yukarıdaki dolaplara tutundu."Sen de harika bir açısın."

Güldü Sisi, kollarını tezgah üzerine yaslayan adama yan bir gözle bakıp "Saçların çok güzel. " iltifatına "Teşekkür ederim. " dedikten birkaç saniye sonra "Sarı bana yakışıyor mu? " diye sordu.

"Çok.. Çok yakışıyor. " içi gidiyordu koca canavarın.

"Bir zamanlar siyahtı. "

"Siyah mı? " merakla başını kaldırdı ama minik el saçlarını okşayınca demir gibi eriyerek aşağıya kaydı ve yere oturdu.

Güzel kadının tombik fiziğine bakarken iç çekti..

Çok güzeldi.

"Evet, zamanında birisine yaranmak için serseri gibi takılıyordum." diye mırıldandı Sisi, bakışları donuklaşmıştı. Anlatmaya çekindiği ve bütün bu güven problemlerinin başını çeken kişiyle geçirdiği zamanlardan bahsediyordu.

"Sen her halinle güzelsindir, eminim.. Ama bu halin sana daha çok yakışıyor. Prenses gibisin.. Uyuyan Güzel gibi. " Wabasso kadının yanağına dokundu ardından yumuşak bukle tutamı nazikçe aşağıya çekip bıraktı.

"Gerçek beni bulmam vaktimi aldı. Hâlâ çoğu zaman kim olduğumu bilemiyorum. "

"Sen benim güzel kadınım, biricik eşimsin. "

Güldü Sisi. "Senin gibi nazik, romantik bir adama benim gibi huysuz bir kadın düştüğü için şanssızsın. "

"Huysuz değilsin ve ben çok şanslı bir adamım. " dudaklarını sıcak boyna bastırıp minik bedenin irkilmesine sebep olurken kaseyi ve çırpıcıyı aldı minik ellerden. "Yorulma."

"Yorulmuyorum ki. " dedi Sisi, elini sıcak sudan soğuk suya sokturtmuyordu adam!..

Tam istediği gibi birisini bulmuştu!

Hem adam canavardı, dev gibiydi.

Dev gibi.

Gözleri usulca adamın malum yerine kayarken hızlıca kendisini toparlayıp gözlerini tavana çevirdi.. Oh, bu ev gerçekten dökülüyordu. Adam ne kadar temizlik yapıp etrafı onarmaya çalışsa da eldeki kısıtlı imkânlar yüzünden pek işe yaramıyor gibiydi. Onu burada bırakıp gitmeye yüreği el vermiyordu ki muhtemelen bırakmayacaktı..

"Siz.. Canavarlar yani, eşlerini terk edemiyor? " doğrulamak için cümlesini yarım bırakıp yan bir gözle başını olumlu anlamda sallayan adama baktı. "Peki eşi, canavarı terk ederse ne olur ya da terk edebiliyor muyuz? "

"Terk edebilirsin ve ölürüz.. Yani terk edilen canavar ölür." dedi Wabasso. "Eşimizle tanışıp kokusunu, dokunuşunu, sevgisini, ilgisini bir kez tattık mı bir daha ayrılamayız. Eğer eşimiz bizi terk ederse hastalanırız, öfkeyle etrafa saldırıp dururuz, sürekli eşimizi özleriz en sonunda acıya dayanamayıp ölürüz bunlar da bir canavar için büyük bir zayıflık aslında. Bizim eşimizden ayrılmayacağımız kesin ama bizim terk edilmeyeceğimiz kesin değil bu yüzden birçok canavar insanlardan ve eşlerinden uzak duruyor. "

"Peki iki canavar birlikte olabilir mi? "

"Olabilir ama karşılıksız sevgiden çok çıkar ilişkisi olur genelde. "

"İnsanlar sizi insan yapabiliyor, size bir şans daha veriyor yaşamak için lakin bunu çıkar olarak görmüyor eşinizle bir ömür geçirmek için fırsat olarak görüyorsunuz ama iki canavar birlikte olunca gücüne güç katmak olarak değil çıkar ilişkisi olarak görüyorsunuz.. Çok garip. "

"Bizim canavar dünyası biraz karışık, kurallar da öyle. Efendi Zamir'den önce çok daha karışıktı. Tam bir kaostu." Wabasso kekin malzemesini kaba dönerken dik dik ona bakan eşiyle gerildi. "Ne oldu? "

"İnsan olman için benimle sevişmekten başka bir şeye ihtiyacın var mı? "

Elleri titredi. "Şey.. "

Burası çok mu sıcaktı?

Bir demir gibi eriyecekti şimdi!

"Ney? "

"Şey yapmam gerek. "

"Wabasso Ilıcalı. "

"Ne? " anlamayarak mırıldandı Wabasso. "Benim soyadım Kajiya. "

Güldü Sisi. "Çok masumsun. Ne yapılması gerektiğini söyle. " dediğinde telaşlı bir "Kekin içine krema sıkmam lazım. " cevabıyla anlamayarak "Kek daha pişmedi ki pişince sıkarız. " dedi.

Wabasso'nun yüzü kıpkırmızı oldu, başka türlü açıklamaya cesareti yetmezken "Öyle değil.. " diye geveledi.

Birkaç saniye sonra Sisi "Aaa! " diye bağırdı utanarak, elleriyle yüzünü örttü. "Anladım."

"Özür dilerim.. "

"Özür dilemene gerek yok. " Sisi'nin midesi bir hoş oldu. Yaşadığı kötü şeyler yüzünden cinsellik konusunda çekiniyordu ama bir o kadar da ilgisini çekiyordu bu şeyler..Yani adamın dediği şey bir yandan hoşuna gitmişti.

Utanıyordu.

"Öyle işte.. Garip durumlar. " diye bir şeyler gevelemeye çalıştı Wabasso ama pek başarılı olamadı. Yüzü aynı onun gibi kıpkırmızı olmuş bedeni çok istiyordu, kokusunu soludukça bir hoş oluyor ,o geceki ön sevişmelerini hatırlıyordu.. Kadının hızlanan nefesleri, aralık dudaklardan kaçan inlemeleri, bayık bakan gözlerinin arada kapanışı, belini usulca öne geriye kırışı,kasılmış parmakları, o emdiği için ıslanmış ve şişmiş göğsü...Hatırladıkça vücudunu da beynini de kalbini de hoş eden detaylardı bunlar.

Sisi, bakışları derinleşmiş adamın hırıltılı nefesleriyle gerilirken boynuna sürtünen burun ve dudaklarla titredi. "Wabasso.. " belini saran el tenini sıkarken ıslak dil boynundan kulağına doğru yol çizdiğinde daha sesli bir şekilde adamın ismini söyledi böylece adam irkilerek kendisine geldi ve geriye çekildi.

"Özür dilerim.. Birden kendimi kaybettim. "

"Yok.. Sorun değil. " boynuna dokunmak istiyordu ama dokunamadı.

Keki fırına koydu Wabasso, eldivenlerini çıkartıp kenara oyalana oyalana koyarken "Pişene kadar rahatça çalışman için seni götürmek istediğim bir yer var. " diye mırıldandı. Güzel eşi merakla "Oh, tamam.. Ben çantamı alayım. " dediğinde başını olumlu anlamda sallayarak mutfaktan çıktılar.

Girişteki askıya bıraktığı pembe çantasını almak için uzandığı zaman Sisi tahta tutacak elinde kaldı. "Eee.. Wabasso? "

"Boşver. Kenara bırak. " artık bu evi düzeltemeyeceğini anladığı için boşverdi koca oğlan.. Artık tek umudu, eşinin onu kabul edip yanına almasıydı.

Minik beden tahta parçasını kenara bırakıp ara ara gıcırdayan tahtalara basarak eşini takip etti.

Üst kattaki küçüklü büyüklü odaların aksine alt kattaki üç oda kocamandı.. Biri mutfak, diğeri muhtemelen zamanında oturma odası olan ama şimdi bomboş duran oda ve son olarak kütüphane.

Büyük kütüphaneyle kahkahalar attı Sisi.

"Harika burası! " yerden tavana kadar uzanan kitaplıklar hep tıklım tıklım kitaplarla doluydu. "Bunların hepsini okudun mu? " merakla arkasındaki bedene baktığında "Evet, çoğu aşk kitabı. " diye bir cevap alınca kıkırdayarak "Yok artık.. Aşk kitapları bu kadar okumayı seviyor musun?" diye sordu.

"Evet, sen? "

"Ben de severim. " dedi gülümseyerek. Parmak uçlarını eskimiş kitaplarda gezdirirken "Ama pek vaktim olmuyor bu yüzden internetten okuyorum vaktim oldukça. " elinden alınan çantası cam kenarındaki büyük çalışma masasının üzerine bırakıldı.

Kitaplara bakmaya devam ederken geriye çekilen sandalyeye oturup çantasından bilgisayarını çıkardı bir yandan da masanın önüne geçen adama planını anlattı. "Bugün bitirip yarın kafeye gideceğim, yazıları gönderip bir hafta rahat olacağım. Nasıl? "

"Güzel." diyerek gülümsedi Wabasso. "Benim çalışkan eşim. " minik elleri tutup üstlerini ve avuç içlerini öptü.

"Seninle ilgili olan mitolojik yazı vardı ya.. Onu yazmaktan vazgeçtim. Zaten kabul etmeyecekler boşuna birlikte geçireceğimiz vakitleri harcamak istemiyorum. "

"Sen nasıl istersen güzelim. "

"Ünlünün haberini ve otelin olayını yazacağım muhtemelen otelin olayını da kabul etmeyecekler.. Malum ben magazin kısmıyla görevliyim. Beni başka yere görevlendirmezler. Magazinin gerçek haberler ve olaylar kısmını seviyorum, insanların hayatını kaydıran yalan ve saçma şeylerini değil. "

Gülümsedi Wabasso. Doğrusu magazin işini pek anlamadığı için sadece "Harika bir kadınsın.. " demek kaldı ellerinde ardından ensesini kaşıyıp "Benin birkaç işim var. Ben,onları hallederken sen de rahatça işini yap. " dedi.

"Tamam, görüşürüz. " elini salladı Sisi, diğer eliyle de çantasından bilgisayarını çıkarmaya çalışıyordu.

"Görüşürüz." odadan çıkmadan önce "Kolay gelsin. " dedi.

"Sana da! " Sisi kocaman gülümseyerek odadan çıkan adama bakarken eliyle alnına vurdu. 'Adamla sürekli iş konuşuyorsun ya da samimiyetini sorguluyorsun. Normal olsana azıcık. ' kendisine kızarken Efendi'nin verdiği dosyayı da kenara bıraktı ve derin bir nefes verip yarım kalmış yazı ordusuna baktı.

Parmaklarını çıtlatıp geçen günlerin aksine bu sefer rahat olduğu için yavaşça parmaklarını tuşlarda gezdirmeye başladı..

Sayfalarca yazı yazma işi boyunca bir sağa bir sola gidip, takır tukur sesler çıkaran adamın şirin hallerine gülerek ağrıyan gözlerini ovuşturarak bir güzel gerinmiş tekrar işine dönüp durmuştu saatlerce.. En sonunda "Bitti! " diyerek yaptığı işi, ne olur ne olmaz diyip yedekleyip çoğalttıktan sonra oturduğu yerden gerinerek kalktı ve kütüphaneden çıktı.

"Wabassoooooo! Bizim bir kek vardı ne oldu ona? " mutfağa gireceği an neredeyse elindeki tepsi tutan koca adamla çarpışacaktı..

Eğer bu çarpışma gerçekleşmiş olsaydı öbür dünyada kavuşmayı beklerlerdi artık malum Wabasso iri yarı bir adamken Sisi minyon birisiydi!

"İyi misin? " şokla mırıldandı Wabasso, aynı şaşkınlıktaki bedenden olumlu bir baş sallaması aldı.

"Kek.. Olmuş mu? "

"Olmuş.. Biraz süsledim. "

"Oha! Bu biraz süslemiş halin mi? " çilekli kekin son haline bakarken iştahla ağzı sulandı.

"Sana benziyor. "

"Ne? "

"Kek, sana benziyor. Baktıkça yiyesim geliyor. " dediğinde Wabasso, kadının yanaklarını al al yapmayı başardı.

"Yersin.. " diye mırıldandı Sisi, siyah gözlere bakarken. "Keki, yersin. Şimdi. İşim bitti. "

"Oh, peki.. " diye mırıldandı yanakları kızarmış beden. "Sana bir süprizim var. "

"Neymiş o? " işaret parmağını dolgun dudaklarına bastırdı Sisi merakla. Adamda nasıl bir etki bıraktığını az buçuk tahmin edebiliyordu.. Ama az buçuk,gerisini tahmin etmeye hayal gücü yetmezdi.

"Gel." Wabasso yavaş adımlarla malikaneden dışarıya çıkarken tüylü pembe terlikleriyle peşinden gelen bedenin minik eli gömleğini kavrayınca yutkundu.

Birlikte bahçeye çıktıkları zaman Sisi "Burada iskeletler yok mu? " diye sordu adama biraz daha yaklaşırken aldığı "Hayır,hepsini kovdum. " cevabıyla güm bam ve çığlık seslerinin nereden geldiğini anlamış oldu oysa başını bilgisayarın ekranından kaldırıp arkasındaki cama baksa Wabasso'nun iskelet avına canlı canlı şahit olabilirdi!

Binanın ışıklandırılmış yan tarafına ilerledikleri zaman "Şey.. " diye mırıldandı Wabasso. "Burayı sana yapmıştım. "

Sisi'nin gözleri parıl parıl parlarken yanındaki yanakları al al olmuş adama baktı. "Soso~" kaslı kola sarılıp "Çok güzel. " diye mırıldandı. Huzur dolu alana bakarken adamın malzeme taşıyıp durmasını ve çıkardığı seslerin sebebini de böylece öğrenmiş oldu.

Soso'yu nikahına almadan buradan ayrılırsa.. Ot olsundu!

Evet, ot..

Çilek de olabilirdi aslında.

Ya da pembe gül?

Her neyse!

Elindeki keki küçük masaya bırakan adam ona "Gel, böyle otur. " derken aynı anda "Bana.. Kızıyor musun? " diye sordu.

"Ne? "

Wabasso'nun internet aleminde veya gerçek hayatta gördüğü insanlar gibi olmadığını içinde bir yerler hâlâ teyit etmeye çalıştığı için "Sence ben başıma gelenleri hak ettim mi? O adamla birkaç saatliğine flörtleşir gibi konuştuğum için bana yaptıkları normal mi sence? Giyimim, konuşmam hatta arabam bile tahrik edici mi? " minik ellerini oynatarak kendisini açıklamaya çalıştı. "Hatalı olan ben miyim?"

"Değil, asla değil. " Wabasso dizleri üzerine çöküp minik elleri tuttu. "Benimle de seviştin ama ben sana sapıklık yapıp sınırlarımı aşmadım yani suç sende değil. O adamda.. Adamlarda. " minik elleri çenesinin altına getirdi. "Güzelim, sen istediğin gibi giyinebilirsin ya da istediğin insanla flört edebilirsin bunlar sapıklığa bahane değildir. Kim ve hangi cinsiyet olursa olsun.. Fark etmez. Her şeyin bir sınırı ve rızası vardır. İlk flört edersin ama sonra hoşuna gitmez ve konuşmayı kesersin karşı taraf bunu zorlayıp odana kadar girmeye, sana kötü şeyler yapıp 'Beni tahrik etti! ' demeye hakkı yoktur. Sen kendini tutamadın benimle seviştin, yanlış anlama seni suçlamıyorum , sonrasında sen gitmek istedin ve ben kendimi tutarak yapmam gerektiği gibi gitmene izin verdim ki geri geldin ama o adamla sadece birkaç saatliğine konuştun ,bir daha da yüzüne bakmadın o ise yakana yapıştı ve sınırlarını aştı. Özgürlük, bir başkasının özgürlüğünü kısıtlamak değildir.. İnsan ilişkilerinde kendisini tutması ve sınırlarını bilmesi gerek. "

Sisi'nin yanakları pembe pembe oldu. "Adamlar.. "

"Adamlar? "

"İş yerimde de malın teki var. Arabam hakkında benimle konuşmaya başladı. Ona hiç yüz vermedim ama peşinden ayrılmıyor. Özür dilerim, berbat şeylere denk geldin benim hakkımda berbat şeyler öğrendin. "

"Güzelim! " yumuşak yanakları avuçladı. Üzgün kadına bakarken "Berbat şeyler öğrenmedim! " dedi. "Seni seviyorum, seni her şeyinle her halinle seviyorum. "

"Soso~" büyük elleri tuttu Sisi. "Bir canavarsın ama insan ilişkileri hakkında daha bilgilisin."

"Kitaplar." diyerek gülümsedi. "Senin için kendimi geliştirmeye, senin için en iyi eş olmaya çalıştım.. Ben senin için doğdum aşkım. "

Ama Sisi'nin hayat hedefleri şu zamana kadar hep değişmiş bir yerden sonra yaptığı iş olmuştu.. Birisi için iyi eş olmaktan ziyade iyi bir insan olayım yeter zaten kimseyle iletişim kurmamaya çalışacağım, kafasıyla ilerliyor bir şeyler yapıyorsa kendisi için yapıp, öğreniyordu.

"Wabasso, bu dediklerin çok hoş. Çok hoşuma gidiyor ama sen de bir bireysin. Her zaman öncelik sensin. "

"Aşkta böyle değildir. "

"Böyledir Soso, her yerde her zaman öncelik sen olmalısın. İnsanlar hiçbir yerde başkasına acımaz, bizler bencil varlıklarız. Buna ben de dahil, seni düşünmeden buradan kendim için kaçıp gittim. Ekip lideri kendi başı ağrımasın diye başıma gelenlere rağmen iki gün sonra teslim et, dedi. Bir anne veya baba çocuğunu istediği gibi olduğu sürece sever. Arkadaşlar birbirlerinin çıkarına hizmet ettiği sürece arkadaştır.. Aşk başlı başına bencillik sürüsüdür. Benden önce değerli olan sensin. " başını olumsuz anlamda sallayan adam "Neyse ki ben canavarım. " dediğinde güldü. "Beni hep böyle köşeye mi sıkıştıracaksın? "

"Evet." diye fısıldadı Wabasso, başını küçük göğüslerin arasına yaslarken gözlerini kapattı. "Ben senin için varım Sisi, beni uyandıran sensin. Bana ihtiyaç duyan sensin, beni çağıran sensin.. Ruhun beni çağırdı, istedi. Benim amaçlarım iyiyi korumak, sana eş olmak. "

"Yani seninle sıradan insan problemlerinin tartışmasını yapmamalıyım? "

"Yapabilirsin ama beni hariç tut. Çünkü ben insan değilim, canavarım. Ben koruyucu bir ruhum. Ben senin eşinim. "

"Ben insanım ama.. Senin kalbini bencilliklerimle çok kırarım. " Sisi dogrulan adamın göğsüne yaslanırken vücudunu saran kollarla elini yapılı göğüse koydu. Büyük el bileğini kavradı sıkıca.

"Sorun değil. " dedi Wabasso, gerçekten değil gibiydi. "Beni dağıttığın kadar toparlamasını da yaparsın.. Beni üzdüğün kadar mutlu da edersin. Bana kızarsın da seversin de. İnan bana, ben de seni çok sinir edeceğim. Bazen çok aptal bir adam oluyorum. Senin gibi zeki bir kadın bir yerden sonra ne aptal adamsın, diyecektir bana. "

Güldü Sisi. "Yüreğin çok temiz Soso.. Harika bir ins-Canavarsın. "

Gülümsedi Soso. "Kek kuramasın. Yiyelim. "

"Olur."

Yumuşak mindere oturdukları zaman terliklerini çıkartıp bacaklarını kendisine çekti Sisi. Keklerini sessiz sedasız yediler sonra Wabasso ,lezziz bir içki koydu ikisinin kadehlerine.

Kolunu ,utandığı için minik bedenin omzuna saramadı ama koltuğa attı. Parmakları yumuşak kıyafete değerken omzuna yaslanan başla çekingen bir şekilde elini aşağıya indirip kalın beli tuttu. Biraz daha kendisine çekti minik bedeni.

İki yana açtığı bacağına değen ayak parmaklarına bakarken "Pembe ojeler. " diye mırıldandı. "Çok yakışıyor sana. "

"Teşekkür ederim. " diye fısıldadı Sisi. Ayağını adamın bacağına sürttü yavaşça. Soğuk hava onu biraz üşütürken kısık gözleri pembe çiçekleri izliyordu, biraz daha sokuldu adama. "Sen şimdi atmış yedi yaşında mısın? "

"Tabii ki de hayır! "

Kıkır kıkır güldü Sisi. "Ne yani şimdi dilf değil misin sen? "

"Ne? Yok, ben canavarım. " şapşal şapşal mırıldandı Wabasso böylece kadının kahkaha atmasına sebep oldu.

"Kaç yaşındasın o zaman? "

"Yirmi yedi.. Çünkü Efendi insan yaşımın böyle olduğunu söyledi. Bizde yaş sistemi çok farklı ilerliyor. Biraz karışık insan olduğumuz zaman genelde yaşımız eşimize yakın oluyor ve zaman bize işlemeye başlıyor.. Peki senin yaşın kaç? "

"Yirmi beş. " dedi Sisi, siyah gözlere bakarken hırkanın içine sakladığı elinin parmak uçlarını yüzdeki çatlak izlerinde gezdirdi.

"Bebeksin daha. "

"Yok artık. " kıkır kıkır güldüğünde şaka yapan adamı da güldürdü. "Abi diyeyim o zaman sana?

Gözlerini belirtti Wabasso. "Yok artık, ben eş kadrosuyla girdim hayatına. "

Kahkahlar attı Sisi. "Eş kadrosu, hm? Nereden öğrendin böyle konuşmayı? "

"Bilmiyorum ki bir anda aklıma geldi. "

"Aklını yerim senin. "

Wabasso birden aşka gelen kadına bakarken "Yesene.. " diye fısıldadı. Yanağına ve çenesine bırakılan öpücüklerle titrerken bacağına yaslanan bacaklarla kadına güzelce sarıldı.

Bir süre öyle durdular ardından Sisi "Biraz belim ağrıdı, ben uzansam şöyle? " diye mırıldanarak sırtını yastığa yaslayıp bacaklarını adamın kucağına uzattığında havada donup kalmış ellerle "Bacaklarıma masaj yapabilirsin. " diye fısıldadı.

Büyük el bacağına dokununca titredi.

Tenine mesaj yapmaya başlayan adam "Çok.. Yumuşaksın. " diye fısıldarken kıkır kıkır güldü. "Etli butluyum.. Sevmez misin? "

"Severim. Ben senin her halini severim. "

"Hmm.. " diye mırıldandı Sisi. Başını sırt kısmına yaslarken düşünceli derin bir nefes verdi. "Günümüzde zayıf kadınlar daha çok seviliyor. Büyük göğüslü, büyük kalçalı, ince belli, ceylan bacaklı, dolgun dudaklı kadınlar. "

"Sen de büyük kalçalı ve dolgun dudaklısın."

"Sen benim kalçalarıma mı baktın? " yanakları anında kıpkırmızı kesilen adamın hızla ellerini sallayarak "Yanlışlıkla oldu! " demesiyle kahkaha atarak "Şaka yaptım. Sonuçta eşinmişim. Bakmak istersin. " dedi. "Senin için güzel miyim yoksa az önce saydığım özelliklere sahip olmamı mı isterdin? "

"Çok güzelsin. Benim için çok güzelsin. Her halini severim. Böyle çok güzelsin. " kucağındaki ayakları okşarken eğilerek kadının yanağını öptü. "Çok güzelsin. "

"Soso~" elleriyle adamın yanaklarını kavrarken yanaklarına, dudaklarına ve boynuna bırakılan öpücüklerle gözlerini kapatırken "Soso'm~" diye mırıldandı şirin şirin. "Keşke Piggy yanımızda olsaydı. Koklardık. "

"Piggy, senin gibi kokuyor. " diye fısıldadı Wabasso. "Getireyim mi? " gömleğini kavrayan ellerle geriye çekilemedi.

"Gitme."

"Tamam, buradayım. "

Sisi usulca nefesler verirken bacakları arasındaki adamın başını göğsüne yatırdı. Gri saçları okşayarak "Wabasso, beni kilo alsam da versem de yaşlansam da sev tamam mı? " diye fısıldadı. "Küçük göğüslü olsam da göbeğim olsa da selülitlerim olsa da beni sev, tamam mı? "

"Severim, seviyorum. " diye fısıldadı Wabasso, güzel kokuyu solumak içini bir hoş yaparken cüssesine bakmadan kadının göğsüne kıvrılmak için biraz daha ağırlığını verip başını ,sıcak boyuna gömdü. Bir el saçlarında bir el sırtında gezerken "Seviyorum seni. " diye mırıldandı. "Sana bir hediyem var. "

"Hm? "

"Beyaz tavşanım. Güzel kadınım. Biricik eşim. " Wabasso istemeyerek yattığı yerden doğruldu. Umuyordu ki eşi, tekrar onu göğsünde ağırlasındı. Elini cebine götürüp küçük bir kutu çıkardı. Merakla yattığı yerden ona bakan kadına uzattı.

Sisi minik elleriyle kutuyu kavrayıp açtığında pembe kalplerin içinden atlıyor gibi duran beyaz tavşanlarla "Soso!~" diye mırıldandı. "Bunlar çok güzel. "

"Senin için yaptım. "

"Sen mi yaptın? Oha! Adam, her parmağında ayrı bir mârifet var senin. " Sisi, küpeleri incelerken "Yemek yapıyorsun, tamir var, temizlik var, takı toka yapma desen var , güzel ses var, şiir ve edebiyat yeteneği var.. Nesin sen böyle? "

Utandı Wabasso, şımardı biraz da!

"Senin için yeterli bir adam mıyım? "

"Fazlasın bile. Takar mısın? " diye sordu Sisi, küpeleri büyük elin avuç içine bıraktı ve başını öne uzattı. Titreyen parmakları küpeleri sırasıyla deliklere geçirirken "Senin kulağında neden fazla delik var? Yanlış yerleri mi deldiler? " sorusuyla güldü. "Hayır, ben istedim. Daha fazla küpe takmak için. "

"Ama ben sadece birer tane küpe yaptım. " dedi Wabasso. "Yani yaptığım küpeler ikişer adet. "

"Yaptığın küpeLER? "

"Senin için küpeler, kolyeler, yüzükler, bilezikler yaptım. Kıyafetler diktim. "

Sisi'nin çenesi neredeyse yere düşecekti.. Adam atmış yedi senede boş durmamış yaptıkça yapmış, ürettikçe üretmişti!

"Sen benim küçük yatağıma sığar mısın ki?"

"Efendim? "

"Benim yatağıma sığar mısın? " diye tekrar sorduğunda alık alık bakan adam birden ayıldı ve "Beni yanına alacak mısın? Eşin olarak? " diye sordu.

Başını olumlu anlamda salladı.

"İki hafta kalmayız burada. " şehiri gezmeyi planlamıştı evet ama yaşanan şeylerden sonra burası içini sıkmaya da başlamıştı ayrıca eskiden tek başına bir yerleri gezmeyi az buçuk eğlenceli buluyor olsa da şimdi Wabasso olmadan gezme fikri ,pek eğlenceli gelmiyordu kulağa. "Senin için buradan ayrılmak zor olacaktır muhtemelen. Sonuçta senelerdir evin burası. "

"Benim evim, sensin. " ciddi bir şekilde mırıldandı Wabasso. "Sen istersen ağaç tepesinde bile yaşarım. "

"Yok, o kadar da değil. Benim küçük bir evim var. Pembe pembe. Orada yaşayacağız."

"Tamam." heyecanla nefes verdi Wabasso. "Birkaç saate canavara dönüşeceğim. Güneş doğacak. Yatağımıza gidelim. "

"Tamam." diye fısıldadı Sisi. Koltuktan inen adam onu kucakladı. Yavaş adımlarla malikaneye ilerlerken "Yarın işi teslim edeceğim sonra.. Kayganlaştırıcı alırım. " dedi. Keşke bugün sevişselerdi, yarın adam canavar olacaktı. O koca şeyi içine nasıl alacaktı acaba???!!! "Şey benim herhangi bir cinsel hastalığım yok."

"Sorun değil. " dedi Wabasso. "Ben insan değilim, canavarım. Böyle hastalıklar bende olmaz. "

"Oğlum, siz canavar değil lütufsunuz ya! Her işi yapıyorsunuz, güçlü büyüksünüz, hastalık derdi yok. Ohh! "

Güldü Wabasso. "Canavar olmanın da zorlukları var ki. "

"Biliyorum, şaka yapıyorum..Wabasso."

"Hm? "

"Çok mu büyük anasını satayım? "

Wabasso az kalsın minik bedeni yere düşürecekti. Yutkundu, çok utandı. "Biraz.. Büyük dövmüş. " dedi ustasının demiri dövüşünden bahsederek.

"Aşkı büyükmüş."

Kısa bir sessizlik oldu ardından kahkahalar patladı.

"Offf adam mezarında ters dönecek Wabasso, sus. " dedi Sisi ,sanki muhabbeti başlatan o değilmiş gibi. Sevgilisi de uslu uslu "Tamam." dediğinde daha çok güldü.

Vücudu yatağa bırakıldığı zaman kenara çekilerek adama yer açtı. "Soso."

"Hm? "

"O kadar büyükse alamam. Manyak mısın? İkiye yarılırım. " dehşetle mırıldandı Sisi, aklında 'Benim dokunuşum seni ikiye böler. ' repliği dönüp dururken yüzü domates olmuş adam "Hepsini.. Hepsi girmek.. Şey.. Zorunda değil. " diye geveledi bir şeyler.

"Ucunu ya da biraz daha fazlasını alırım. "

Yaptığı pazarlığın saçmalığı da tarihe altın harflerle yazabilirdi!!!

"Tamam, sorun değil. Canın yanmasın, zevk al istiyorum sadece. Şey acele ediyor gibi hissediyorsak yarın yapmak zorunda değilsin. Hem.. Yaşadığın kötü şeyleri atlatmak için acele etme. "

"Ben.. Eğer gezeceksem seninle beraber gezmek istiyorum şehiri. Olur da salak saçma birisiyle karşılaşırsam sen beni korursun, hayatı görürsün, farklı tatlar tadarsın. "

"Sisi." minik elleri tuttu. "Yine pişman olmanı ve benden temelli uzaklaşmanı istemiyorum. "

"Anlatmaya hazır hissetmiyorum Wabasso ama seninle birlikte olmaya hazırım çünkü benim gerçekten eşim olduğuna eminim, beni sevdiğine eminim ve sadece bunlar için seninle olmayacağım. Ben de seni istiyorum. Ben de senden hoşlandım. Bana yaptıkların, güzel sözlerin, beni canından bir parçaymış gibi sıkı sıkı kavrayıp koruman, seni bok gibi bırakıp gitmeme rağmen anlayışlı olmaya devam etmen çok hoşuma gittin Wabasso.. Kaçmayacağım da pişman da olmayacağım çünkü bu sefer anlık hareket etmiyorum öncesinden de düşünerek hareket ediyorum,seni de yanıma alıp evimize götüreceğim.. Ama yaşadığım şeyleri sana hazır hissettiğim zaman anlatacağım. "

"Tamam." dedi Wabasso, minik elleri tutup öptü. "Sen nasıl istersen güzel eşim. "

Başının hafifçe eğip kraliçesinin önünde eğilen şövalye gibi dururken minik elleri öpmeye devam etti.. Kadının çok etkilendiğini anlıyordu malum kadın etkilendikçe o, daha da fena oluyordu. "Ayrıca sen benim canımdan bir parça değilsin sadece, sen benim canımsın. "

Güldü Sisi, adamın onun cümlelerindeki küçük şeylere takılıp düzeltmesi çok.. Şirin ve hoştu. "Soso~"

"Hm? " Wabasso minik bedenin yanına yatarken "Çok mu büyük? " sorusuyla tükürüğü boğazına kaçtı. "Büyük Sisi'm, büyük. "

"Hasiktir."

Gözlerini irileştirdi.

"Ne? " Sisi ellerini göğüslerinin üstünde birleştirip gergince oynarken "Canavarla sevişip ölen ilk insan olmam dimi? " diye sordu bu sırada Piggy'i ona uzatan adamın büyük parmakları arasından aldı oyuncağını.

"Olmazsın. Tamamen.. Alıp ölmeyen var. "

"Yuh! Gerçekten mi? "

"Evet.. Zevkten.. Ağlıyorlar en fazla. " hızlıca geveledi Wabasso. İrileşmiş mavi gözler bir sağa bir sola bakarken küçük burun Piggy'i snıf snıf şeklinde koklamış, şirinlik komasına sokmuştu onu!

"Şey... " diye mırıldandı.Yastıkta parmağını gezdirip kaçamak bir bakış attı sevdiğine. "Öpüşmek.. İster misin? "

Sisi saçlarını okşayan büyük elle siyah gözlere bakarken "Evet." diye mırıldandı.

Bir süre ikisi de öylece durdu sonra Sisi yattığı yerden doğrularak heyecandan donmuş adamın üzerine eğildi. Dudaklarını bu sefer güzelce öpüp karşılık alabileceği dudaklara bastırdı. Malum adam canavarken büyük dudaklarla aynı anda öpüşemiyorlardı.

Wabasso ,alt dudağı kavradı. Üst dudağını kavrayan kadınla öpmeye başlarken yumuşak ve pembe bir gül gibi olan dudakları ,canından can gidiyordu.

Yarın bahçeyi güzelce ayarlayacaktı.

Eşine de diktiği gelinliği giydirecek kendisi de takım elbisesini giyecekti.

Hem canavar olma hem de insan olma ihtimalini değerlendirip iki boyda takım elbise dikmişti.

İşin kötü tarafı yüzükler üzerinde senelerdir düşündüğü için daha yüzük yoktu ortada.

Güzel bir düğün töreni yapacaktı ve canavar arkadaşlarını da davet edecekti hem onların da eşleri gelirse Sisi'ye arkadaş bulabilirlerdi belki!

Belki insan olurdu. Sonuçta dolunayın etkisi birkaç gün sürebiliyordu.

"Ne düşünüyorsun? " diye sordu dudaklarına geriye çeken Sisi.

"Yarınki düğünümüzü. "

"Düğün? "

"Önce düğün sonra gerdek. " dedi Wabasso. "Sana güzel bir düğün vermek istiyorum. Hakkın. "

'Dur, biz şimdi evlenecek miyiz? Hemen? Tamam, Wabasso dile kolay atmış yedi senedir bekliyor ama ben daha bu adamı tanıyalı üç gün falan oldu? ' diye geçirdi içinden o an 'Boşver sonra sevişelim. Sonuçta iki haftamız var, aceleye ne gerek var ki! ' diyerek poposunu dönüp uyumak istedi ama 'Kaçmayacağım ve pişman olmayacağım. ' dedikten sonra bunu demesi iki yüzlülük olur ,en sonunda canavarın yemi olurdu ama düğün işi gözünü çok korkuttu bu yüzden "Wabasso.. " diye mırıldandı.

"Hm? "

"Diğer dolunay ne zaman? "

"Öbür ay.. " Soso 'Bu soru geldiyse başka zaman yapalım, isteği de gelir. ' diyerek kendisini anlayışla karşılamanın kitabını yazmaya hazırlarken "Yarın sevişelim ama düğün işini daha sonra yapalım. " cümlesiyle önce afalladı sonra başını olumlu anlamda salladı.

"Hmm.. Biraz garip geliyor sanırım sana çünkü önce düğün ,diye düşünüyorsun sen ama ben senin de insan olup ,benimle buraları gezmeyi istiyorum sonra burada malum pembe çiçeklerle dolu bahçe çok güzel.. Burada düğün yapabiliriz ama hemen yarın değil. "

"Tamam."

"Ya da Wabasso! " dedi Sisi, kafası kadar kararları da karışıktı. "Düğünü de yarın halledelim. "

"Tamam."

"Adam! Her şeye tamam deme.. Sen de fikirlerini söyle. "

"Yarın evlenelim, yarın sevişelim sonra buraları gezip evimize dönelim. "

"Bu arada sen belli bir cinsiyete ait hissetmiyorum dedin ama ben sana adam diyorum rahatsız oluyor musun? "

"Hayır." dedi Wabasso, uysal bir şekilde. "Bana istediğini de. İstersen karıcığım de, istersen şekerpare de istersen öküz de.. Fark etmez. "

Güldü Sisi. "Peki.. Düğün işi ne olacak? "

"Benim fikrim belli ama sen ne istersen o, olsun. "

Derin bir nefes verdi Sisi. Piggy'i göğüslerinin üzerinde gezdirerek oyun oynarken "Bilemiyorum." diye mırıldandı.. Uzun süre düşünüyor ya da bir anda karar veriyordu sonra bu kararlardan vazgeçiyordu ya da uyguluyordu. Pişman oluyor ya da memnun kalıyordu.. Şimdi bu düğün işi çok mu erken olurdu? Wabasso'nun hayali düğün yapmak, sonra birlikte olmaktı belki de ikisi için de en iyisi buydu. Bir kere de onun yerine kararı bir başkası alsındı tabii bu bir başkası eşi olacak iyi kalpli bir adamdı. Eğer Soso, gerçekten onu insan olmak için kullanıyor olsaydı, ki insan olmak canavarlar için büyük bir zayıflık gibi duruyordu, düğün işini söylemez onun dediğine uyardı.

Umarım az sonra diyeceği şeyden pişman olmazdı.

"Yarın, düğün yapalım. " yutkundu ve heyecanla soluyan eşine baktı. "Birlikte olur, birkaç gün şehiri gezer ve eve döneriz. "

"Evimize."

"Evimize döneriz. " gülümsedi Sisi.. Biraz gergindi ama bir o kadar da doğru kararı vermiş gibi hissediyordu. Wabasso'ya baktıkça içi gidiyordu, gülümsemesi her şey yolunda gibi hissettiriyordu, kollarının arasında güven veriyor, yanıbaşı ev gibi geliyordu.

"Sisi, Sisi'm..Bir sorun var ama. "

"Neymiş o? " yan bir şekilde döndü.

"Yüzüklerimiz yok. Ben onların harika bir şey olmasını istediğim için uzun zamandır tasarım yapıyordum ama bir türlü karar veremedim. "

"Soso'm, bırak da yüzükleri ben düşüneyim. Zaten her şeyi sen üstleniyorsun."

"Başını.. Göğsüme getir. " diye fısıldadı Wabasso. Göğsüne konan minik elle beraber kalın beli elleriyle sararken göğsüne yaslanan başla gülümsedi.

Sisi, sarı saçları arasında gezmeye başlayan elle yumruğu arasındaki Piggy'i burnuna götürdü. "Şu bana saldıran iskelet vardı ya. "

"Evet? "

"Onun kafasını baltayla kesmiştin. " o gün Wabasso koca parmağıyla bir dakika yapışı, bel çantasından yara bandı çıkartıp beceriksiz ve nazikçe ona yapıştırışı aklına gelince gülümsedi. O zaman çok korkmuştu ama şimdi adamın göğsünde yattığı yetmiyor yarın evleniyordu.. Evleniyordu!?

"Evet? "

"O kafa duruyor mu? "

"Duruyor.. Sonuçta tanışmamıza vesile oldu. Saklıyorum. " dedi Soso şirin bir şekilde. Eşi ona bakarak "Onu da yanımızda alalım, pembeye boyayıp alnına kalp çizeceğim ve süs olarak evde saklayacağım.. Eh, bir de hatıra olacak tabii. " dediğinde gözleri parladı. "Harika fikir.. Ben düğünümüze canavar arkadaşlarımı çağırabilir miyim? "

"Tabii ki.. Beni yemeye çalışmadıkları sürece sıkıntı yok."

"Hayır, hayır Zamir Efendi gibi kişileri çağıracağım. Eşleri de gelir belki.. Onlarla tanışır, arkadaş olursun. "

"Emin değilim. "

"Neden ki? Onlar da seni her halinle kabul edecek iyi insanlar. " eşi gerçekten insanlara güvenemiyordu. Canavar eşlerine bile güvenmiyordu!

"Bakarız duruma göre ya.. " diye geçiştirdi Sisi, bakarız diye diye evin babası olmuştu!

"Peki.. " zorlamayacaktı Soso. "Eğer düğün işinden son dakika bile vazgeçer ve rahatsız olursan bana söyle, tamam mı? Sana asla kızmam ve darılmam. " sonuçta düğün işine heveslenen oydu ve eşi için her şey çok yeniydi buna rağmen onay vermişti.

"Tamam , Soso'm." dedi Sisi de açık açık, kendisine pek güvenemiyordu bu konuda. Şapşal gülümsemesi ile ona bakan adamın göğsünde Piggy'i gezdirirken oyuncağın dudaklarını kemikli çenenin altına bastırdı. "Wabasso, dolunayda insan olmana rağmen çatlaklar duruyordu. İnsan olsan da çatlamaya devam edecek misin? "

"Hayır, sadece iz olarak kalacaklar. " dedi Wabasso. "Sevmez misin? Beğenmez misin yoksa? "

"Hayır, şapşal.. O anlamda sormadım sadece insanken çatlamaya devam edersen iki güne sağlam kalmazsın bu dünyanın insanları çok acımasız. "

"Benim tanıdığım tek insan sensin."

"Şansına dengesiz, karar vermekte zorlanan huysuz birisi denk geldi. "

"Öyle değilsin. " sıkıca sarıldı kadına. Minik elin bir sağa bir sola oynattığı Piggy'i izlerken gülümsedi. "Sisi."

"Efendim? " gözlerinin içine sevgiyle bakan siyahlara bakarken dudaklarına bırakılan öpücükle gözleri kapandı. Islak sesle geriye çekilen dudaklarla da gözlerini açtı.

"Uyu hadi. " dedi Wabasso. "Beni canavara dönüşürken görmeni istemiyorum. "

"Neden? "

"Biraz.. Korkunç dönüşüyorum. " dedi Wabasso. "Hoşuna gitmez. "

"Nereden biliyorsun ki? Belki gidecek. "

"Beni dinle. " dedi Soso. Kadının başını göğsüne yaslarken hareket eden eli de tuttu. Sarı saçların arasına öpücük bıraktı. "Uyu güzelim. "

Sisi bir anda havası değişen adamla irkilmeden edemedi ama sözünü dinleyerek gözlerini kapattı..

Günün yorgunluğuyla derin bir uykuya daldığında yarın evlenmeyi planladığı adamın yataktan kalktığını,ormanın derinliklerine gittiğini,orada acı dolu çığlıklar ve bağırışlar eşliğinde tekrar çatlayan vücudunun yarın için canavara dönüşmemesiyle savaştığını maalesef ne duymuş ne görmüştü...

🦝┗━♡━━━━♡━┛♡


Sisi, Wabasso'ya burada aşık oldu arkadaşlar. Üstteki resimde gözlerindeki parlaklıklar düz çizgi halinde ama Wabasso bağırıp onu korurken hayranlık ve sevgiyle gözlerindeki parlaklıklar kalp şeklini aldı.. Wabasso'nun burada gözlerindeki parlaklıklar sinirli olduğu için düz ama aşağıdaki çizimde Sisi'ye bakarken kalpli.

Çizim tarzımda gözlere böyle detaylar ekliyorum 🤭💕

Geçen bölümlerdeki gibi yanlış anlaşılmalar olmasın diye karakterin Soso'dan hoşlandığını çizimlerimle de anlatmak istedim.

Öbür bölüm bütün canavarlarımız ve eşlerini göreceğiz ayrıca Sisi'nin yine de içinde olan endişesine, canavar eşlerinin de canavarlar kadar kuvvetli hissettiği duygulara diğerleriyle beraber değineceğiz 😌🌸

Doğrusu düğün işi de bana çok hızlı geldi ama ikilinin yıkılan bir evde, hiçbir yere gidemezken, ayrıca kış vakti olduğundan doğru düzgün şehri gezme imkânı da yokken yapacak bir şeyleri yoktu.. Wabasso'nun gönlü olsun diye düğün yapmaya karar verdim malum adam senelerdir bu anı planlıyor.

Genelde kitaplarda ya da filmlerde düğün final bölümünde olur, ben biraz daha zorlarsam diğer kitaplarda düğünle giriş yapacağım..Gariban yazar Mizu farkı işte 🤭✌🍓

SİZLERİ SEVİYORUM.

Continue Reading

You'll Also Like

739K 46.8K 38
Uyarı: Eşcinsel kurgu, şiddet, kan, mpreg ve unisex terimler içerir! Bebeğini kaybetmiş olan Kayra. Ve doğum sırasında eşini kaybetmiş Berke. "Bebe...
773K 29.2K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
42.5K 2.7K 26
Opia ~ Bir insanla göz göze bakışmanın verdiği yoğun his. Eşcinsel bir hikayedir. İnterex birey içerir. Eski zamanlardan geçer (tarihi olayları içerm...
250K 10.4K 38
[TAMAMLANDI] Eşcinsel içerikli bir hikayedir, hikaye iki erkeğin aşkını konu alır. Askeri kurgudur. O yakışlıklı, kara gözlü ve esmer komutan, sırada...