Doğruluk mu Cesaret mi

By Beray_35

4.2K 897 1.3K

6 kişilik bir arkadaş grubunda, doğruluk mu cesaret mi oynayarak başlayan bir eğlence en fazla ne kadar ileri... More

Giriş
Hep birlikte miyiz ?
Hazırsanız Başlıyoruz
Bana inanıyor musun ?
İstersen Değişebilirsin
Zihindeki Savaş
Sonsuza Kadar Seninle
Hayat Çıkmazı

Geçmişi Düşlemek

186 81 87
By Beray_35


Yazarın Anlatımıyla

2 yıl önce

16 Nisan 2021

   Yıllardan 2021, günlerden cuma ve mükemmel bir ilkbahar sabahıydı.
Sabahın ilk ışıklarıyla güne gözlerini açan 15 yaşındaki Poyraz alarmının sesiyle uyanmadığı için çok mutluydu.

   Uyandığı gibi yatağını düzenlemiş ve lavaboya giderek elini yüzünü yıkamış ardındansa odasına gelip üstünü değiştirmişti.

   Mutfağa gittiğinde hazır olan kahvaltı masasına bakarak gülümsedi. Annesine
teşekkür ettikten sonra sandalyesine oturdu ve kahvaltısını yaptı.

   Kahvaltısını bitirdikten sonra odasına gidip telefonu eline aldı ve 404! Grup İsmi Bulunamadı adlı gruplarına girdi.
Her kafadan farklı bir ses çıktığı için Eymen bu ismi önermişti. En mantıklısı olarak bu isme karar vermişlerdi.

   Gruptan bir sürü mesaj gemişti.
Sabahın yedisinde ne konuşmuş olabilirlerdi ki?

   Poyraz kafasını daha fazla zorlamadan gruba girdi ve mesajları okumaya başladı.

         404! Grup İsmi Bulunamadı


Eymen
Gençler uyandınız mı?                                

Yaman
Bu saatte uyanmayan var mıdır?

Araz
Uyandıkkk.

Arda
Aramızda 1 yaş var, yine kendini
büyük göster Eymen.

Eymen
Sonuçta sizden büyük müyüm? Evet.

Arda
Büyük olmana birşey demedim de abilik taslama bize.

Eymen
Ne yapıp yapamayacağımı sana
mı soracağım?

Arda
Ben öyle bir şey demedim Eymen.

Eymen
O zaman konuşma.

Arda
Sen kimsin bize konuşup konuşamayacağımızı söylüyorsun?

Kuzey
Olm siz ne yapıyorsunuz?
Grupta da kavga etmeyin.

Eymen
Sen ne karışıyorsun Kuzey?

Kuzey
Gruptayız Eymen kızlarda var.

Eymen
Yanii... Kızlar var diye grupta konuşamayacak mıyız?

Kuzey
Buna konuşmak denirse...

Nil
Arkadaşlar ne mesajlaşıyorsunuz?
Mesaj sesine uyandım.

Eymen
Özür dilerim prenses Nil hazretleri ama Arda beyler sinirlerimi bozuyor...

Arda
Hayır Nil, asıl Eymen benim
sinirlerimi bozuyor.

Nil
Birbirini gösteren Spiderman'a benziyorsunuz.

Kuzey
HSSJADHJSS

Eymen
Anırdım. hsdhhsaj

Asya
Spiderman...Çok havalı.

Eymen
Her neyse okul çıkışı buluşuyor muyuz? Onun için yazmıştım.

Arda
Buluşuruz. Saat kaçta?, Nerede?

Eymen
Aynı yerde zaten biliyorsunuz.
Saat 13.30'da çıkıyoruz. Çıkışta bekleyin.
Birlikte gideriz. Herkese uygun mudur?

Asya
Bana uyar.

Nil
Banada.

Arda

Kuzey
Ok.

Araz
Oldu bil.

Yaman
Tamam.

Alper
Geliyozz.

Eymen
Bu arada Poyraz nerede, uyanmadı mı?

Yaman
Poyraz beyler okula gitmeyi
düşünüyorlar mıdır?

Kuzey
Poyraz uyanmadın mı la?

Araz
Poyrazzz

Eymen
Nerdesinnnnn?

Alper
Poyraz gidiyor muyuz, kalıyor muyuz?

   Poyraz şaşırmıştı. Bu kadar çok şey konuşup son kararı ona mı bırakmışlardı? Onları bekletmeden cevap yazdı.

                                                                Siz
             Olm ne diye bana soruyorsunuz?

Eymen
Geliyon mu? gelmiyon mu?

                                                                Siz
                                 Geliyorum,geliyorum.

Eymen
İyi, okulda görüşürüz o zaman

                                                                Siz
                                     Tamam. Görüşürüz.

   Mesajı yazdıktan sonra saate baktı Poyraz. Saat 07.12'ydi. Eğer 8 dakika içinde evden çıkmassa 07.40'da başlayan
dersine geç kalabilirdi.

   Çantsını hemen sırtına aldı. Annesine görüşürüz dedikten hemen sonra evden ayrıldı.

   Hızlı adımlarla evin en yakınındaki otobüs durağına gitti. Her otobüs okulun önünden geçtiği için 5 dakika içinde ilk gelen otobüse bindi.

   Yaklaşık 10 dakikalık yolun ardından
Lisesine vardı. Hepsi aynı liseye gittikleri için şanslılardı.

   Aynı sınıfta olmamalarına karşın tenefüslerde görüşebildikleri için mutlulardı.

   Okula vardığında hızlıca kapıdan girerek 2.kattaki sınıfına gitti ve cam kerarında arkadan ikinci sıraya oturdu.

   Sınıfa öğretmeninin gelmesiyle 13.30'a kadar sürecek bir -sıkıcı- maraton daha başlamış oldu.

                Derslerden Sonra

   Çok uzun süren bir ders maratonu
sonunda saat 13.30'da bitmişti.

   Poyraz masadaki eşyalarını toplayarak
çantasına koymuş ve çantasını sırtına takarak çıkışa doğru yönelmişti.

   Okulun çıkış kapısının orada etrafa bakınırken ağaçların altındaki bankta oturan arkadaşlarını gördü. Adımlarını
hızlandırarak yanlarına gitti.

   Poyraz "Selam, naber?"

   Eymen "İyidir, senden?"

   Poyraz "İyi bende."

   Asya "Poyraz hoş geldin."

   Poyraz "Hoş buldum."

   Eymen "Off, herkes buradaysa hadi hızlıca gidelim, geç kalacağız."

   Kuzey "Herkes burada, hadi gidelim."

   Herkes burada olduğuna göre birlikte buluşma yerlerine gidebilirlerdi. Birlikte okulun yanındaki otobüs durağına gittiler. Yaklaşık 15 dakikalık bekleme süresinin ardından istedikleri otobüs geldiğimde binerek 1,5 saatlik yolun ardından buluşma yerlerine vardılar.

   Burası şehir merkezinden uzak, ilkbahar mevsiminde rengarenk çiçeklere sahip olan, gökyüzü ile denizin
arasında kalmış bir uçurumun kenarıdır.

   Burada genelde hiç kimseler olmadığı için çok sakin bir yerdir. Bizimkiler çoğu okul çıkışında buraya gelip sohbet eder ve eğlenirler. Mükemmel gözüken gün batımını da izledikten sonra evlerine dönerlerdi.

   Otobüsten indikten ve biraz yürüdükten sonra vardıkları yer 2 saatlik yola değerdi.

   Her zaman oturdukları yere gidip daire şeklinde oturdular. Bu şekilde birbirlerini görmeleri daha kolay oluyordu.

   Otuduktan hemen sonra Eymen söze başladı.

   Eymen "Ne yapalım?"

   Kuzey "Ne ne yapalım? Ne güzel oturuyoruz işte. Bir şey mi yapmamız lazım."

   Eymen "Ne biliyim... Okuldan falan konuşalım."

   Kuzey "Eymen, başlatma okuluna."

   Eymen "Off tamam."

   Asya "Ya şu sınıfta gıcık Gamze diye bir kız var ya."

   Nil "Hee ne olmuş ona?"

   Asya "Geçen bir kavgaya karışmış kızı bir güzel dövmüşler."

   Nil "Ohh iyi olmuş..."

   Asya "Ben demedim mi Bu kızın salak hareketlerinden bir gün çekeceği var diye..."

   Nil "Dedin kız..."

   Poyraz "Neyseki okuldan konuşmayalım dedik..."

   Araz "Asya niye bir konu açalım diyince aklıma ilk o kız geliyor."

   Asya "Ben hayatımda bu kadar sinir bozucu bir kız görmedim. Bir gün bu kızın başına bir şey gelecek ve bu kadar kin tuttuğum için sorumlusu ben olacağım diye korkuyorum.

   Nil "Saçmalama."

   Yaman "Evet Asya, saçmalama.."

   Eymen derin bir nefes alıp konuştu.

   Eymen "Ben çok sıkıldım."

   Alper "5 dakika olmadı neye sıkılıyorsun?"

   Eymen "Ne biliyim."

   Alper "Senin de bir şey bildiğin yok."

   Eymen "Buldum!!"

   Arda "Ne buldun?"

   Eymen "Doğruluk mu Cesaret mi oynayacağız..."

   Arda "Yine mi..."

   Eymen "Çok eğlenceli olacak..."

   Kuzey "Bak arada bir oynasak hadi neyse diyeceğim ama her gün oynayınca
bir heyecanı kalmıyor."

   Eymen "Saçmalama Kuzey, her seferinde de mükemmel oluyor. Çok önyargılısın.

  Kuzey "İyi öyle olsun. Hadi oynayalım."

   Eymen sırt çantasından su şişesini çıkarır ve hızlıca döndürür.

   Eymen şu şişesini döndürmeye başladığı anda çok sert bir şekilde rüzgar esmeye başlar. Bu kuvvetli esen rüzgara karşın şişe 1 milim bile hareket ememiştir. Hala eski hızıyla dönmeye devam ediyordur.

   Bu duruma şaşıran Kuzey konuşur.

   Kuzey "Bu nasıl rüzgar. Uçacağız sanırım birazdan..."

   Yaman "Ben hayatımda böyle rüzgar görmedim."

   Hepsi bu duruma şaşırmış olacak ki söylenmeye devam ederlerken kar yağmaya başladı. Evet evet kar yağmaya başladı. Hemde ilkbaharın ortasında...

   Arda "Kar mı yağıyor, ben mi yanlış görüyorum."

   Nil "Doğru görüyorsun. Nisanın ortasında lapa lapa kar yağıyor. "

   Eymen "Bu nasıl olabilir?"

   Poyraz "Bilmiyorum ama burada bir işler dönüyor."

   Araz "Onu bunu bırakın şişeye bakın.
2 dakika oldu ama hala dönüyor."

  Asya "Ne oluyor burada?"

  Herkes bunun hakkında konuşmaya devam ederken şiddetini artıran kar bilek boyunu geçmişti. Buna karşın şişenin üzerindeki karın hala hareket halinde olmasından şişenin henüz durmadığını anlamışlardır.

   Kar yağış devam ederken aniden, bulutların arkasına saklanan Güneş kendini gösterdi.

   İnsanların yaşam kaynağı olan Güneş sanki bu sefer bütün insanların hakimiymiş ve herkesi yok etmek istiyormuş gibi ortamı yakmaya devam ediyordu. Hava sıcaklığının bir anda yükselmesiyle bütün karlar bir anda su olup erimeye başladılar.

   Bununla beraber herkesin içine bir korku düşmeye başladı. Önce şiddetli rüzgar sonra lapa lapa kar ve en sonunda ise herkesi yakan Güneş...

   Ne oluyordu? Şu anda ne yaşanıyordu? Nisan'ın, çok güzel ilkbaharın ortasında yaşanan bu ani hava durumu değişikliği de neydi böyle?

   Herkes aynı anda konuşuyordu.

   Asya "Bu hava da ne böyle?"

   Arda "Sanırım bu kıyametin alametleri olabilir. Ölmezsek iyi..."

   Yaman "Öleceğiz galiba!"

   Nil "Hayırr, ölmek için çok gencim..."

   Kuzey "Biz çok yaşlıyız sanki."

   Poyraz "Terden öleceğim sanırım..."

   O anda yaşanan bütün hava olayları çok hızlı bir şekilde tekrar yaşanmaya başladı. Önce şiddetli rüzgar ardından lapa lapa kar ve yakan Güneş...
Dakikalarca tekrarlarlandı.

   Dünyanın yok olmasını istiyormuş gibi tekrarlarlandı. Sonu olmayacakmış gibi tekrarlandı.

   Herkes olan şeylere şaşırırken şaşkınlıklarını katlayacak bir şey yaşandı.

   Gökyüzü... Gökyüzünde bulutların üzerinde bir şey yazmaya başladı. Üzerinde şöyle yazıyordu.

       Çözmek istiyorsanız laneti,
       Düşünmelisin Ay'ı Güneş'i,
       Akşam gün batmadan önce,
       Veda etmeli birisi.

   Herkes şaşkınca gökyüzüne bakıyordu. Ne olduğunu, şu anda neler yaşandığını anlamaya çalışıyorlardı.

   Gökyüzünden kar yağarken gökyüzünde beliren bu yazı...

   Eymen "Gökyüzündeki yazıya bakın."

   Eymen yazıyı sesli okumaya başladı.

   Eymen
   "Çözmek istiyorsanız laneti,
    Düşünmelisin Ay'ı Güneş'i,
    Akşam gün batmadan önce,
    Veda etmeli birisi."

   Poyraz "Bu ne demek ki? Ne lanetinden bahsediyor?

   Eymen "Bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum."

   Kuzey "Şişeye bakın. 5 dakikayı geçti ama hala dönüyor."

   Nil "Ben korkmaya başladım. Eve mi gitsek?"

   Arda "Bence de, eve gidelim.

  Eymen "Ne? Bu kadar mı korkaksınız?"

   Arda "Olan şeyler normal değil, önce nisan'ın ortasında görülmemiş doğa olayları sonra gökyüzünde lanetten bahseden saçma bir yazı..."

   Poyraz "Arda haklı Eymen, hem şu şişeye bak hala dönüyor. Eve gitmeliyiz."

   Asya "Eymen biz eve gidiyoruz. Sen gelmiyorsan sen bilirsin."

   Herkes gitmek için ayaklandığında gökyüzünde yazan yazının yanında yeni bir yazı yazmaya başladı.

   Eğer gitmek istiyorsanız eve
   Beklemelisiniz gün batımını

   Eymen "Durun! Gökyüzüne bakın!"

   Herkes gökyüzüne baktıklarında birbirlerine şaşkınca bakmaya devam ettiler.
  
   Yaman "Bu da ne demek?"

   Alper "Bu ne saçma bir şey böyle. Ne oluyor?"

   Arda "Şişe hala dönmeye devam ediyor."

   Eymen "Ben şişeyi durduruyorum artık. Bu kadar uzun dönemez."

   Eymen bunu söyledikten sonra elini şişenin yanına götürmüş ve şişeyi tutarak onu durdurmaya çalışmıştı.

   Eymen'in elini değdirmesiyle beraber şişeyle elinin arasından ışıklar ve parıltılar çıkmaya başlamasıyla Eymen'in bayılması aynı anda oldu.

   Arda "Eymen, Eymen iyi misin?"

   Alper "Eymen, Eymen!!"

   Asya "Eymen cevap ver."

  Herkes Eymen'in etrafında toplanmıştı.
Bu ne demekti? Ne anlama geliyordu?

   Saatler geçmişti. Herkes Eymen'in başındaydı. Onun uyanmasını bekliyordu. Telefonlarını kullanamıyorlardı çünkü internet çekmiyordu.

   Gökyüzündeki yazılar değişmemişti. Hala aynıydı. Şişe ise Eymen'in onu durdurmasıyla ağız kısmı Eymen'e bakacak şekilde durmuştu. Sanki ağzı olsa söyleyecek bir şeyleri varmış gibi durmuştu.

   Saatler saatleri kovalamıştı. Hiç kimseden bir tık çıkmamıştı. Kimse Eymen'in başından ayrılmamıştı. Uyanmasını bekliyorlardı.

   Hava durumuysa karda sabit kalmıştı.
Lapa lapa olmasa da yine de yağıyordu.

   Saat gün batımına yaklaştığı zaman Eymen uyanmaya başladı. Herkes çok heyecanlanmıştı. Ama heyecanları yarıda kalmıştı...

   Eymen "Ne diye başımda toplanıyorsunuz?"

   Poyraz "Sana ne olduğunu hatırlıyor musun Eymen?"

   Eymen "Evet, neden hatırlamayayım?

   Poyraz "Sana ne olduğunu anlatsana."

   Eymen "Şu şişeye dokundum, sonra parıltılar falan çıktı. Sonrasını hatırlamıyorum."

   Poyraz "Bayıldın."

   Eymen "5, 10 dakikalığına mı?

   Poyraz "3 saatliğine..."

   Eymen "Yuh, o ne ya..."

   Asya "Eymen iyi misin?

   Eymen "İyi olup olmamamdan sanane!"

   Asya "Sadece merak etmiştim..."

   Eymen "Merak etme o zaman..."

   Arda "Eymen iyi misin? Neden böyle davranıyorsun?"

   Eymen "Nasıl davranıyormuşum?

   Arda "Herkesi tersliyorsun Eymen. Normalde hiç böyle davranmazdın."

   Eymen "Bırakın yaygarayıda hadi eve gidelim. Çok yoruldum."

   Kuzey "Zaten 3 saat uyuyan bendim dimi?"

   Eymen "Kuzey! Uyumakla bayılmak aynı şey mi?"

   Alper "Gökyüzüne bakın. Yazılar silinmiş ve gün batımı gelmiş. Eve gidebilir miyiz acaba?"

   Asya "Ama ilk yazıda gün batmadan önce biri veda etmeli diyordu...Acaba Eymen..."

   Poyraz "Saçmalamayın. Eymen iyi ona bir şey olmadı. Değil mi?"

   Araz "Bilemiyorum..."

   Poyraz "Bak buldum biz en iyisi hastaneye gidelim. Eymen'in bir şeyi yok. Sizde emin olmuş olursunuz. Olur mu?"

   Herkes bu fikri onaylamıştı. Kalkıp ilerlemeye başlamışlardı ki gökyüzünde yeni bir yazı belirdi. Şöyle yazıyordu.

Artık biliyorsunuz oyunu,                                                 Kurallarına göre,
Oynamazsanız ne olacağını,
Eymen bu günün şanslı kişisiydi.
Ama şişeye dokunmamalıydı.

   Poyraz "Bu da ne demek şimdi."

   Alper "Acaba oyunu kurallarına göre oynamaktan kastettiği, doğruluk mu cesaret mi oyununda çıkan kişinin görevi eksiksiz yerine getirmesi mi?"

   Poyraz "Olabilir, ama hemen hastaneye gitmemiz lazım...Hemen!"

   Hep birlikte oradan ayrıldılar. İlk gelen otobüse bindikten sonra 1, 2 saatlik yolun ardından en yakın hastaneye gittiler.

   Ne olur ne olmaz diye doktorlara bu oyundan bahsetmediler. Düşüp kafasını vurduğunu söylediler.

   Doktorla Eymen odaya girdiler. Doktor Eymen'e bir kaç soru sorduktan sonra doktor yüzünde hayal kırıklığı ifadesiyle dışarı çıktı. Eymen'in arkadaşlarına kısaca durumu özetledi.

   Doktor "Eymen de Anti-sosyal kişilik bozukluğu var. Sert düşüşlerde nadir de olsa görülebilen bir sey. Bu tarz kişiler agresif tavırlar ve saldırganlık gösterebilirler. Psikoterapi seanslarına başlayacağız."

   Doktor bunları söyledikten sonra oradan ayrıldı. Ayrılmasıyla beraber herkesin aklında binlerce soru işareti ve
Eymen'in iyi olup olamayacağı vardı.





   Nasıldı?

   İçime sinen bir bölüm olduğunu söylemem lazım. Ben şahsen çok beğendim.

   Yazarken çok ikilemde kaldım. Şurası şöyle mi olsa böyle mi olsa diye...

   Sonundaysa ortaya böyle bir sonuç çıktı.

   Umarım beğenmişsinizdir.

   Geçmişle alakalı ne düşünüyorsunuz?

   Eymen'in böyle bir geçmişi olabileceğini düşünmüş müydünüz?

   Kendinize çok iyi bakın.

   Hepinizi çok seviyorum ❤️

  
  

  

  

Continue Reading

You'll Also Like

244K 10.4K 23
O soğuk , kalpsiz ve korkutucu bir adamdı. Ben ise kabukları olan bir insandım. Umarım o kabuklarımı kanatmak yerine kabuklarımı sarardı.
15.8M 644K 55
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu...
438K 13.3K 38
Bebeğine bakamayacağını düşünen bir anne bebeği gizlice babasına bırakıp kaçarsa? Bir kapı zili ile hayatı alt üst olan bir mafya ? Sizce bu ikisini...
1M 35.2K 24
Sevgiden nefrete dönüşen imkansız bir aşkın hikayesi. "Onlar cehennemi yaşayacak, Aşk cennetin dilinden onlara kalan tek an olarak kalacak, bu aşkın...