platonik (ÇT)

Bởi Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... Xem Thêm

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

bölüm 43

1.5K 117 68
Bởi Gnelkan

İçimde ki büyük korku.
Onun karşımdaki telaşı.

Arda yoktu ardanın olmadığı gibi ülkü de yoktu.

Kaç kere aramamıza rağmen ikisi de telefonlarını açmıyordu.

Hiç birimiz nerde olduklarını bilmiyorduk ama bir umut aramaya devam ediyorduk.

Şimdi çağan ile eve gitmemiz gerekiyordu ama asla yetişemiyordum.

Onun dört adımı benim bir adımımdı.

Deve gibi çocukla aynı şartlarda yürüyemiyorduk.

Ben maşa isem o koca ayıydı.

Ben pepeysem o Pepe'nin dedesiydi.

Ben Keloğlansam o bilgecan dedeydi.

Yani hiçbir şarta aynı konuma gelemiyorduk.

Tuana:çağan biraz yavaş ol lütfen.

Atabildiğim en büyük adımı atmaya çalışıyor,yine de başaramıyordum.

Çagan:hızlı yürü.

Dedi umursamazca.

Vay canına! Sanki ben bunu bilmiyorum.

Tuana:yine de yetişemiyorum.

Dedim nefes nefese.

Çağan:benim sorunum değil.

Dedi omzunu silkip.
Yavaşlaması gerekirken daha da hızlandı.

Bu sefer koşmaya başladım.

Tuana:ama-

Dememe kalmdan sert bir sesle beni susturdu.

Çağan:umrunma değilsin!

Tuana:o uçakta umursuyorsun gibime gelmişti. Hata sanırım benden başka kimseyle ilgilenmiyordun.

Dedim omzumu silkip.

Kısa bir an durdu dudaklarını ısırdı.

Bana baktı. Dudaklarıma,boynuma ve göğsüme.

Dudaklarını yaladı ama birşey söylemedi.

Adımları yavaşladı.

Şimdi onunla aynı hızda eve girdim.

Leya:lütfen onlarla konuştuğunuzu söyleyin.

Dedi hızla oda telaşlıydı bu her halinden belliydi.

Kafamı salladım.

Yağız:a*ına koyayım nereye kayboldu bunlar?

Dedi olduğu yerde voltka atarken.

Zeynep:rüzgar-

Çağan:o yavşak benim kardeşime hiçbir şey yapamaz!

Dedi net ve korkutucu bir sesle.

Onlar konuşmaya devam ederken ben telaşla ardayı aramaya devam ediyordum.

Ardandan vazgeçip ülküyü arayacaktım ki kim olduğunu bilmediğim bir numaradan mesaj geldi.

Bu bir konumdu..

Ardından birkaç mesaj daha geldi.

Seni bekliyorum masal güzelim.

Yutkunarak diğerlerine baktım.

Seni benden aldıkları gibi onları senden almamı istemiyorsan çabuk ol bebeğim.

Rüzgar...

Demir hakklıydı.
En başından beri rüzgarın suçuydu.

Allah kahrestin! Ne diye kaçırmıştı beni?

Eyer onlara birşey olursa en büyük suçlu ben olurdum.

Ve evet onlara birşey olursa kendimi suçlardım.

Ve yanlız ol.
Yılardır olduğun gibi.

Rüzgardan nefret ettim.
Ama benim yanlız olmamda onun bir suçu yoktu.

Evet yılardır olduğu gibi yine yanlız olacaktım.

Rüzgarı tanıyordum.
Eyer yanımda biri gelirse onlara zarar verirdi.

Eyer gidip birşey olmadığını görürsem onları çağrırdım.

Onlara kısa bir bakış attım hala konuşuyorlardı. Beni umursayacak gibi değilerdi.

Sesizce kapıdan uzaklaştım.

Kendimi açık kapıdan dışarı attım.

Eee oraya nasıl gidecektim?

Araba kullanmayı bilmiyordum.
Bu saatte taksi de bulamazdım.

Etrafa baktım ve duvara yaslanmış bir bisiklet gördüm.

En azından bir taksi bulana kadar bunu kullanabilirdim.

Sesizce Bisikleti alıp ordan uzaklaştım.

Sürebildiğim kadar hızlı sürdüm.

Ne zaman varırdım bilmiyorum ama elimden geldiğince hızlı olmaya çalışıyordum.

Titrek bir nefes verdim.

Rüzgar yapardı.
Onun psikolojik sorunları vardı ve kafasına koyduğu her şeyi gerçekleştirirdi.

Telefonum tekrar titredi.

Abini kurtarman için sadece yarım saatin var güzelim.

Abim mi?

      ***

Abim...
Abim mi varmış benim?

Bütün yol tek düşündüğüm buydu.

Abini yazıyordu.

Benim kurtarmam gereken bir abim yoktu.

Benim abim yoktu!

Acaba sarhoş mu diye düşündüm.
Yine de sorgulamadan duramadan.

Hayır dedim kendi kendime.

Yalan söylüyor benim bir abim yoktu, hiçte olmamıştı.

Saçmalıyordu.
Yine kandırıyordu beni.

Benim kurtarmam gereken iki kişi vardı. Arda ve ülkü ama abim yoktu.

Tuana:arda....

Diye bir mırıltı çıktı dudakalarımdan.

Ondan bahsediyor olabilir miydi?

Akan göz yaşımla başımı sağ sola saladım.

Taksici abinin anlamsız bakışları ile cama döndüm.

Yol çok az kalmıştı bunu analayıp cebimdeki tüm parayı çıkardım.

Yanımda fazla para taşınmazdım çünkü kılıfımın arkasında kartım olurdu.

Yanımda her zaman bankamatik görevi gören çağan,demir,yağız,Berat,arda olurdu.

Taksi durunca parayı uzatıp hemen indim.

Nerdeyse koşarak ilerliyordum.

Yürümeye devam ettiğimde karşıma büyük bir ev çıktı.

Hiç düşünmeden eve girdim.
Bu evi biliyordum.

Rüzgar ile görüntülü konuştuğumuz zaman görmüştüm.

Ev boştu.
Ama kapısı açıktı.

Bu Rüzgarın gerçekleştirdiği bir oyundu.

Ama buna umursamadan eve girdim.

Etrafta kimse yoktu.
Ne olur ne olmaz diye mutfaktan bir bıçak alıp belime yerleştirdim.

Üst kata çıktım. Sadece birkaç oda vardı ve hepsi boştu.

Aşağı geri döndüm.

Tuana:rüzgar!

Diye bağırdım.
Kapı açıktı bu bir tuzaktı ve muhtemelen burdaydı.

Etrafı iyice inceledim.

Ardalar ya burda değilse?
Diye düşündüm.

Ya sadece bir kandırmacaysa?

O sıra bir ses geldi.

?:yardım edin kimse yok mu?!

Ağlama sesleri kulağıma geliyordu.
Yardım istiyordu.

Korkuyla etrafa baktım.

Ses yankılanıyordu banyoya ilerledim.

Etrafta kimse yoktu.
Ama sese daha çok yaklaşmıştım.

Tuana:nerdesiniz. Allah kahrestin neredesiniz!

Heyecandan deli gibi atan kalbimle etrafa baktım.

Kendimi kitaplarda hissediyordum ama burda bir yanlışlık vardı.

Bir kızın kaçırılıp bir erkeğin onu kurtarması gerekiyordu.

Titrek bir nefes verdim.
Kapağı kapalı klozette oturdum.

O an bir ses geldi.
Korkuyla ayağa kalktım.

Klozet biraz açıldı.

Şokla baktım.

Elimle biraz daha ittim.

Klozet kenara gelmişti ve karşımda büyük,karanlık bir delik vardı. Ve bir merdivenden.

Edebildiğim bütün duaları okudum.
Ve içeri girdim.

Kapkaranlıktı,duvara tutuna tutuna iniyordum. Düşmem an meselesiydi.

Ağlama seslerini duyuyordum.

Asla bitmeyecek gibi olan merdivenlerde inmeye devam ettim.

İçindekiler korku ve heyecan durmak bilmiyor aksine daha çok artıyordu.

Korkuyla ilerlemeye devam ettim.

Dizlerim titriyordu.

?:arda!

Diye bağırdı.

Sesi yankılanıyordu ama muhtemelen ülküydü.

Koşarak indim merdivenden.

Ülkü:bak arda biri geliyor. Kurtaracak seni.

Seslerini net bir şekilde duyabiliyordum.

Arda:ben iyiyim.

Sesinden dahi acı çektiği beliydi.

Arda:ama sen yalvarırım ağlama. Daha çok acıtma canımı.

Aşağı ulaştım. Şansa kapı yoktu hızla içeri girdim.

Ülkü:Tuana...

Dedi titreyen sesiyle.

Ben afalayarak arsaya bakıyordum.
Ayakta durmakta zorlanmıştım.

Ülkü:Tuana kurtar onu.

Dedi yalvarırcasına.

Yutkundum,gözlerim doldu.

Bir yatak ama yatak denemeyecek kadar küçük bir şeyin üzerindeydi.

Kolarıma çeşitli serumlar takılmıştı.

Tişörtü çıkartılmış,karnına ve göğsüne de birkaç kablo takılmıştı.

Acı çekiyordu. Yüzünü durmadan acıyla buruşturuyor,tırnaklarını avcuna bastırıyordu.

Ülkü:bakma öyle! Birşey yap.

Ne yapabilirdim?

Kabloları bedeninden çıkartamazdım bu ona zarar verirdi.

Titrek bir nefes verdim.

Dizlerim gibi ellerimde titriyordu.

Ülkü:Tuana o ölecek! Sadece yarım saat en geç bir saatti ver.

Ölecek miydi?
Ve ben hiç bir şey yapamayacak mıydım?

Tuana:arda...

Dedim titreyerek yanına ilerledim.

Tuana:yalvarırım ölme.

Dedim elini tutup.

Tuana:biraz daha bekle. Benim için,onun için.

Dedim kenarda ağlayan ülküye bakıp.

Cebimden telefonu çıkardım.
Titreyerek onlardan birinin numarasını aramaya başladım.

Arda:o kadar dayanamam.

Dedi açıkça.

Arda:ben öleceğim,bu acıya daha fazla dayanamam.

Elimi daha sıkı tutu.

Arda:biliyor musun Tuana sana kızgınım.

Dedi acısına rağmen gülümseyerek.

Arda:aslında bir abin olduğunu söyleyemeden gitmene izin verdiğim için kendime kızgınım.

Yutkundum.

Bütün yol bunu düşündüm.
Bir mantık aradım.

Abim mi varmış? Dedim.

Yolda birden başım döndü.
Muhtemelen o yüzden geç kalmıştım.

Bir kadın vardı.
Bana abimin olduğunu söylüyordu.
Sonra 'umarım ölmüştür' diyordum.
Arda ile tartışıp,ona tokat atıyordum ve sonra orayı terk ediyordum.

Arda:biliyorum. Abin olduğumu söylemem için geç kaldım.

Gülümsemesi genişledi.

Arda:bu saatten sonra ister kabul et ister kabul etme ama senin abinim. İlk başta senden nefret etsem de seni kardeşim olarak kabulendim.

Göz yaşlarım yavaştan akmaya başlıyordu.

Baş parmağı ile elimi okşadı.

Arda:sana çok geç kaldım belki söylemek için. Sen neden anlamadın o gün,neden kabulenmedin beni.

Acıdan mı bana olan kırgınlığından mı bilmiyordum ama gözlerinden yaşlar akıyordu.

Arda:ölmeden önce sadece bir dileğim olsun isterdim.

Hem gözünden yaşlar akıyor hem de gülümsüyordu.

Tuana:söyle.

Dedim konuşmakta zorlanarak.

Arda:sadece bir kere. Yalvarırım sadece bir kere abi der misin?

Yavlarıyordu. Ona abi demem için yalvarıyordu.

Sesim kesildi.

Konuşmadım. Nefes almayı unuttum.

Yapabilir miydim?

Buna cesaret  edebilir miydim?

Sadece üç harfli bir kelime bana neden bu kadar zor geliyordu.

Ağzımı açamıyordum o kelime dudaklarımdan çıkamıyordu.

Hareket edemiyordum Ama Ağlıyordum.

Birşey oldu, arda titremeye başladı.

Tüm vücudu onunla birlikte titriyordu.

Acı çekiyordu. Dudaklarından acı dolu inlemeler dökülüyordu.

Tuana:arda...

Dedim abi diyemeyerek.

Ülkü:o ölecek.

Dedi kabulenerek.

Ama ben kabulenmeyecektim.

Onu yeni bulmuşken şimdi kaybedemezdim.

Çağanı aramak istedim ama nefile telefonlarımı açmıyordu.

Daha doğrusu telefon çekmiyordu.

Birşey arar gibi etrafa baktım. Ama kullanabileceğim hiçbir şey yoktu.

Ülkü öleceğini kabulenmiş,kenarda titreyerek ağlıyordu.

Deli gibi titreme rağem hala telefonla çağanı aramaya çalışıyordum.

Belime değen sivri,metal şeyle aklıma gelen ilk şeyi yapmaya kalkıştım.

Kabloları bıçakla kesecektim ülkü bunu anlamış olacak ki hemen beni durdurdu.

Ülkü:sakın! Sakın yapma!

Afalayarak ona döndüm.

Tuana:neden?!

Diye sordum hızla.

Ülkü:kablolar elektrikli.

Dedi dudaklarından bir hıçkırık yükseldi.

Ülkü:dışı plastik ama içi metal.

Daha çok ağladı. benim gibi onunda falzasıyla canı yanıyordu.

Hata benden daha beterdi en başından beri bu görüntüye maruz kalmıştı.

Ülkü:en ufak bir çizikte vicuduna elektirik enjekte edilir.

Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyordum ama bunu riske atamazdım.

Acısını durdurmak isterken daha çok acı veremezdim.

Tuana:ağlamayı kes artık!

Ardanın titremen vücudu ve acıyla inleme sesleri yetmiyormuş gibi onun ağlama sesleri beni daha da deli ediyordu.

Onu suçlayamazdım çünkü ben de ağlıyordum.

Ama en azından bana yardım edebilirdi.

Arda çığlık attı.

Ülkü kolları ile kendini sardı.

Olduğum yerde sıçrayarak geriye geldim.

Bu sefer daha feci bir çığlık geldi.

Onunla beraber benim de dudaklarımdan bir çığlık koptu.

Onun daha fazla acı çekmesine izin vermezdim.

Öleceksede bu acısız bir şekilde olmalıydı.

Ona yakalaştım.
Titremesine rağmen bir kolunu sıkıca tutum.

Tuana:öleceksin ve bu benim yüzümden olacak.

Diğer elim sıkıca bıçağı kavradı.

Tuana:tek istediğim acısız bir şekilde ölmen.

Bıçağı bileğine bastırıp gözlerimi sıkıca kapatım.

Acımasızca tam damarının olduğu yeri,bileğini kestim.

Arda son kez çığlık attı.
Sonra sesi kesildi,titremesi durdu.

Akan kan parmaklarıma değiyordu bu kendimden tiksinmeme sebep oldu.

Tuana:beni sakın affetme abi...

Ben Tuana naz tiryaki. Yılar sonra bulduğum abimin katili olmuştum.

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

6.2K 796 8
"Kocam olman benimle aynı yatakta uyuyabileceğin anlamına mı geliyor?" Ses tonum her zamanki gibi alaycıydı ama vereceği cevabı merak ediyordum açıkç...
202K 11.7K 59
Tamamlandı;) Her şey Eski sevgilisi diye yazdığı adam Yüzbaşı çıkınca başladı 🤭
efulim. Bởi rey

Teen Fiction

1.4K 101 10
ve sen, içimde eskimeyecek en güzel hatırasın.
ZAMAN SARNICI Bởi A.SENA

Khoa Học Viễn Tưởng

14.2K 1.1K 21
21.yy'da İstanbul Emniyetinde görev yapan komiser Gonca Kandemir, bir sabah gelen bir cinayet ihbarıyla Yerebatan Sarnıcı'na gider. Gün boyu davayla...