Jisung kapısının önünde dikilen minhoya şaşkınlıkla bakakalır.
Jisung: Minho! Senin ne işin var burada? Bu kata gelmen yasak git hemen hocalar görürse gebertir ikimizide
Minho: şşş sakin ol kimse gormeyecek.
Diyerek içeri girer.
Minho:Benim odayı kontrol ettiler beni içerde uyuyor sanıyorlar. Hocalar üst katı kontrol ederlerken gizlice geldim, burayıda kontrole gelirler birazdan ben biyerde saklanırım.
Jisung: peki tamam ama lutfen yakalanma.
Minho jisungun yanına oturur. "Rahat ol bebegim kimse bizi görmez. Neden moralin bozuktu senin? Sabahki olay mı?"
Jisung yere bakar, "hayır aslında. Akşam yemeginde seni kırdıgımı düşündüm, çünkü sen haklıydın"
Tam Minho jisunga sarılacakken anahtar sesi duyulur.
Jisung tam gözlerini büyüterek minhoyu iteklerken minhoda hocanın kontrol etmeye geldigini cebinden çıkan anahtar sesinden anlar ve dolaba girer. Jisung ise bu sırada hemen uyuma taklidi yapar.
Chan içeriye girer, "bu ışık neden açık, jisung uyuyor musun?"
Chan jisunga yaklaşıp bakar ve sonunda ışıkları kapatıp odayı kilitleyerek gider.
Minho dolaptan çıkarak yataga gider ve jisung ise doğrulur. "Gülmemek için çok zor tuttum kendimi.. bir dakika! Kapıyı kilitleyerek gitti!"
Minho: ee nolacak ki? Anahtar sende yok mu?
Jisung: hayır öğrencilere anahtar vermiyorlar ki. Sabah bizi uyandırmaya geldiklerinde açacaklar kapıyı. Ve seni görecek! Bu gece burda kalmak zorundasin
Minho: biz en üst sınıfız diye sanırım, bize anahtarlarımızı verdiler. Hem ben yine saklanırım. Bu gece burda kalsam daha guzel olur bence zaten. Ne dersin?
Jisung: hm hm
Minho: ee nerede kalmıştık?
Diyerek jisunga sarılır ve onu kucagına yatırarak saçlarıyla oynamaya başlar.
Jisung: seni nedense özledim, tum gun yanına gelmek istedim ama gelemedim.
Minho: gelseydin keşke, bende seni özledim
Diyerek jisungun yanagına dokunur.
Jisung: yarin sanırım akşam üstü hocalar bizi denize götürecekmiş.
Minho: evet, bende dedim ne zaman goturecekler. Neden akşam üstü gidiyoruz ki
Jisung: akşam üstü dedigim 4 gibi. Sen girecek misin denize?
Minho: girerim, beraber gireriz
Jisung: ben yuzme bilmiyorum
Minho: ögretirim? Veya seni taşırım.
Jisung güler ve gözlerini kapatır. Minho hala parmaklarını jisungun saçlarında gezdiriyordur. Saçları çok yumuşak.
Jisung birden kalkıp minhoya sarılarak yanına yatar. "Seni çok seviyorum."
"Bende seni çok seviyorum."
Minho jisungun dudaklarına bir opucuk kondurduktan sonra jisung minhonun omzunda uyuyakalır.
06:30
Minho gözlerini yerde açar. Noluyor lan ben neden yerdeyim? Üste baktığındaysa jisungun yataktan sarkan ayağını görür ve yerden kalkar. Jisung ters bir şekilde yastığın üstünde yatarak ayaklarını dışarı sarkıtmış, uyuyordur. Beni yere o mu itti?
Minho her ne kadar jisungu uyandırmaya kıyamasada yakalanmamak için uyandırması gerekiyordur. Jisungun yanına gider ve onu öperek uyandırır. Daha dogrusu uyandırmaya çalışır. "Anne bi git yaaa. Uyuyacam sal beni kadın! Daha zaman var gitmicem okula. Çüküme sopa sokacaklar anne. Gitmicem okula!"
Minho birden gülmeye başlar. "Daha fazla seni kandırırdım ama gerçekten uyanman lazım." Diyerek jisungu sarsar. Jisung birden yere düşer. "Ayyyy! Noluyor ya?"
"Lan neden kendini yere attın! Neyse gel bakalım yakalanmadan kalk. Zaten bende yerde uyandım." Jisung kafasını ovuşturarak yerden kalkıp yataga oturur. "Yerde mi uyandın? Ben birazcık deli yatarım ya pardon"
Üf rezil olduk bugunde ya.
"Hoca 7de gelecekti sen kalkana kadar zaten saat 06:55 olmuş. Ben şu dolaba girerim yine sende çoktan uyanmış gibi yap sonra ben arkandan çıkarım."
Jisung başıyla onaylar ve 5 dakikaya anahtar sesleri duyulur, chan hoca içeri girer. "Gunaydin jisung, erkencisin sen heralde. Of var ya herkesi uyandırmaya çalışmaktan annem ağladı, herkes osura osura uyumuş uyanmıyorlarda. Hele 12. Sınıflar, ay her gezide böyleler! Hatta kayıp bi çocuk var, benim sınıfımdan degil tanımıyorum çocuk yok odasında! Onu aramam lazım. Neyse çok boş yaptım klak gel kahvaltı 10 dakikaya başlıyor giyinirsin."
"Aynen hocam, erkenci kuş diye bi diz- neyse hocam. Gelirim ben hocam."
Hoca çıktıktan sonra minhoda dolaptan çıkar. "Kayıp çocuk dedi o ben oluyorum. Bulamadi beni tabi odada. Neyse ben uydururum bi yalan."
Jisung odadan çıktıktan sonra arkasından minhoda çıkar ve changbini bulur, changbin sinirli sinirli bakıyordur. "Nerdesin oglum sen sabah yoksun? Hoca sordu nerde diye markete gitmiştir dedim. Çabuk bul hocayı. Chan mı ne, bul onu!"
"Ya tamam kızma, bulurum şimdi."
Tam minho giderken changbin onu durdurur.
"Nerdeydin ?"
"Uzun mesele ya, bosver"
"Söyle bakayım sen bi."
"Ya jisunglaydım nolmus,"
"Sen iyice aşk yaşıyosun bu cocukla ha, yakında satarsın bizide o çocukla zaman geçirirsin sürekli. Felixte gitti zaten kaptırdık onuda,"
"Aşk yaşıyosam nolmus sevgilim, kıskanma çanbin. Seninde olsun sende takıl."
"Görürsün lan."
"Görürürüz."
Minho kahvaltı için aşağı indiginde chan yanına gider.
"Nerdesin oglum sen?"
"Hocam ben her sabah bi soda içmesem kendime gelemiyorum ya. Gittim markete almaya, o yuzden"
"Bi daha olmasın"
Minho tabak alırken jisung yanına gelir, o da bir tabak alır ve birlikte kahvaltılık alırlar. Herkes bunu farketmiştir tabi. Jisungda arkasını döndüğünde onlara bakan bazı meraklı gözlerin oldugunuda farkeder.
"Neye baktınız? Sevgilimin yanına gelemez miyim?"
Herkes şaşırmıştır. Aslında herkes anlamıştır zaten ama kimse bunu jisungdan duymayı beklemiyordur. Jisung minhonun elini tutar ve ikiside masalara dogru yürürler, ardından jisung kendi sınıflarının oldugu yere, hyunjinin yanına gider ve oturur.
Hyunjin: Oha lan, bildigin açıkladın!
"Açıklamasamıydım. Pişman değilim, iyi yaptim."
"Oha helal lan sana. Oturursunuz gündeme şimdiden."
"Oturduk lan zaten, tüm okul twitterda bizi paylasiyor. Bugunde kesin sevgili oldukları açıklanmıs diye paylasırlar ahaha. Kendimi ünlü gibi hissettim, sanki magazincilere yakalanmışım gibi. Neden herkes bizi bu kadar konusuyor anlamadim."
"Sevgilin normal bi öğrenci değil cünkü.müdürün oglu,herkes onu tanıyor ve basketbol takımı kaptanı ve motorla geliyor hergun. Popüler hani. Ayrıca tum kızlar onun peşinden koştugu için gay oldugu anlasilincada gundem olmuştur."
"Ay ben müdürün oğlu olsam bende mi bu kadar popüler olurdum."
"Şuan zaten yeterince popülersin."
Chan: hadi artık, kahvaltınız bittiyse toparlanın müzeye gidecegiz herkes oda arkadaşını alsın ikili sıra halinde gezecegiz.
Lan benim oda arkadaşım mı var. Bende ördek sürüsünün arkasındaki çirkin ördek gibi gezeyim anca. Hyunjin var ya senin ben.
Muzeye girince içerideki eski zamandan kalma eşyalar veya heykeller olduğu görülüyor zaten. Herkes hocanın önderliğinde gezerken hoca duraksar, "birazdan çıkacağız müzeden, yoklama alıyorum sessiz olun."
Hoca herkesi saydıktan sonra sıra jisunga gelir. "Han jisung"
Kimseden ses çıkmayınca hoca tekrardan bağırır. "Han jisung burada mi?"
Herkes etrafına bakınır ama kimse jisungu göremez.
Yuri: hocam demin bizim arkamızdaydı ama şimdi yok.
Hoca: nasıl yok ya? Aranızda jisungun telefon numarası olan var mı?
Hyunjin: hocam ben arayayım onu.
"Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor"
Hoca: nerde bu ya! Arayın şu çocugu bulan toplanma noktasına gelsin. Müzenin içinde nasıl kaybolabilir çocuk? Tövbe allahım. Kocaman yer ara bul şimdi milyon odanın içinden.
Çoğu kişi söylene söylene göz devirsede minho,hyunjin, felix, changbin, jeongin ve jeonginin oda arkadaşı olan hala adı belirsiz çocuk dahil olmak üzere bir kaç kişi aramaya gitmiştir.
Bölüm donu
Ay gecenin 3ü size yb yazıyom, ilk okuyana mantı yapacam bu saate okuyan varsa helal. Bacaklarımı hissetmiyom yatıyom ama hala çok yorgunum neyse sizi sevirwm görüsürükk