platonik (ÇT)

By Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... More

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

bölüm 42

1.6K 117 20
By Gnelkan

Yatığım yerden kalkmak istemedim.

Nerde olduğumu bilmemek beni korkutuyordu ama hala yorgun hissediyordum.

Saat kaçtı?
Nerdeydim?
En önemlisi kimin yanındaydım?

Ne olmuştu birden?
Birkaç adam tarafından bayıltılıp kaçırıldık mı?

Kimdi o adamlar?

Gözlerimi açmadım ama olduğumdan kat ve kat yoruldum.

Aklımdaki sorular beni günden güne daha çok yoruyordu.

Ve hiçbir sorunun cevabını bulamamak beni bitiriyordu.

Hayatım sorular üzerine kuruluydu ve ben birgün bütün soruların cevaplarını bulup ölecektim.

Titrek bir nefes verdim.

Uykum kaçmıştı artık istesemde uyuyamazdım.

Yatığım yerden kalkıp esnedim.

Afalayarak odanın içine baktım.

Kaçırılan birine göre fazla iyi bir yerdeydim.

Normal sade ama şık bir odadaydım.
Elim felan bağlı değildi.
Tek sorun odaların duvarları metaldendi.

Yataktan kalkıp karışıdaki aynadan kendime baktım.

Yüzümde fazla bir makyaj yoktu olanlar da silinmişti.

Saçlarımda Ki toka çıkartılmış ve masanın üzerine koyulmuştu.

Ayakkabılarım yerde duruyordu.

Ayakkabıyı giymekten vazgeçip çıplak ayakla odadan dışarı çıktım.

Hareket halindeydim.
Karavan gibi bir yerde olmalıydım.

Korkuyla Biraz daha ilerledim.
Gözlerim kocaman açıldı.

Yuvarlak pencereler dışarı gösteriyordu.

Güneş batmak üzereydi.

Gözlerimi kırpıştırdım.

Bir uçaktaydım!
Nerde olduğumu bilmiyorum ama burası kesin bir uçaktı!

Titrek bir nefes verdim ve ilerlemeye devam ettim.

Biraz ilerden bir adam çıktı elinde bir tepsi vardı ve içinde boş şarap bardağı.

Bana gülümseyerek başka bir odaya girdi.

Bir uçakta kaç oda olabilirdi ki?

Adamın geldiği yere ilerledim.

Korkarakta olasa oraya gittim.

Tuana:ha?

Diye bir mırıltı yükseldi dudaklarımdan.

Tuana:sen...nasıl?

Kafasını kaldırmış sırıtarak bana bakıyordu.

Tuana:burda ne işin var?

Güldü.

Çağan:kendinin burda ne işin olduğunu sorgulamıyorsunda benim mi burda olmamı sorguluyorsun?

Diye sordu oda.

Tuana:Allah aşkına bizim bir uçakta ne işimiz var!

Diye öfkeye sordum.

Çağan:o piç bizi bulmasın diye.

Dedi omzunu silkip.
Rüzgardan bahsediyordu.

Tuana:beni kaçıran sen miydin?!

Hala şaşkındım.

Çağan tarafından kaçırılmıştım ve burası havada olan bir uçaktı?!

Çağan:kaçırılmış gibi bir halin var mı?

Beni baştan aşağı süzdü.

Tuana:bana soru sorma sorularıma cevap ver!

Diye bağırdım.

Çağan:yanı başındayım aptal bağırmana gerek yok.

Bana ters bir bakış atmıştı.
Hala alayla konuşuyordu.

Elimle anlıma vurdum.

Çağan:tamam. Anlatacağım.

Elimi tutu elimi çekmek istedim ama bırakmadı.

Beni kendine doğru çekti.

Tuana: çağan.

Dedim tekrardan derin bir nefes ile.

Tuana:bizim burda ne işimiz var?

Diye sordum.

Sakin kalmaya çalışıyordum ama başaramıyordum.

Bunun mantıklı bir açıklaması yoktu!

Çağan:şöyle oldu.

Dedi birşeyler düşündü.

Yine yalan söyleyecekti.

Tuana:bana yalan söyleme çağan.

Bana baktı.
Ama bu normal bir bakış değildi.
Hisselerini anlayamadım,ne düşündüğünü çözemedim.

Çağan:sana yalan söylemek zorundayım.

Dedi sadece.

Tuana:neden?!

Onun sakinliği karşısında sinir krizi geçirmek üzereydim.

Çağan:sana geçmişini anlatamam,sana kendimi anlatamam. Seni sadece yalanlarımla koruyabilirim.

Ona baktım.
Ama ne öfke,neden kırgınca.

Anlamıyordum.
Kendi geçmişimi benden daha iyi hatırlıyordu.

Ama benden geçmişimi saklıyordu.

Geçmişim sır gibi saklanıyordu.
Benim geçmişimi benden gizliyorlardı.

En kötüsü onlar benim geçmişimdeydi.

Ben geçmişim gibi onları da unutmuştum.

Tuana:anlat artık bana!

Diye bağırdım ona daha fazla katlanamayarak.

Tuana:anlat bana kendini! Söyle artık bana geçmişimi!

Benim gibi oda öfkelenmeye başlıyordu bu gözlerinden de beli oluyordu.

Çağan:neyi anlatayım!

Diye bağırdı oda.

Çağan:hayatıma bir anda girip bütün hayatımı mafetiğini mi?!

Diye gürledi ayağa kalkıp.

Çağan:seninle nasıl yurt dışına kaçtığımızı mı?!

Uçakta olmamız salanmamıza neden oluyordu.

Çağan:bir gün seni bir ormada kanlar içinde bulmamı mı?!

Hala bağırıyordu.
Ve o her bağırdığında ondan daha çok uzaklaşıyordum.

Çağan:seni yılarca öldü sanıp mezarında intahar etmemi mi?!

Ellerini saçlarına geçirdi yanında duran beyaz masaya tekme attı.

Korkuyla biraz daha uzaklaştım.

Çağan:hangisini istersin?

Diye sordu gözlerime intikam ateşi ile bakıp.

Çağan:hangisi seni daha çok eğlendirir?!

Elini kaldırmasıyla yüzümü kapatmam bir oldu.

Bu öfkesi benim yüzümdendi ama bana değildi.

Ben hiç bir şey hatırlayamazken ona yardım edemezdim o bana hiçbir şey anlatmayarak sadece zaman kaybediyordu.

Bu onu çıldırtıyordu çünkü onu hatırlamıyordum.

Ama bana kendini hatırlatmıyordu.

Elim hala yüzümdeydi nerdeyse korkudan dizlerim titriyordu.

Bunu fark etti öfkeyle verdiği nefesler kesik kesik gelmeye başladı.

Ona baktım.

Gözlerindeki pişmanlığı gördüm.

onun bir şey demesini beklemeden.

Tuana:gitmek istiyorum.

Dedim kısık bir sesle.

Çağan:Tuana-

Tuana:indir şu uçağı gitmek istiyorum.

Dedim telefonumu almak için uyandığım odaya gittim hızla peşimden geldi.

Çağan:nereye gideceksin? En sonunda yine yanımda bulunacaksın.

Dedi bir sigara yakıp.

Tuana:rüzgarın yanına gideceğim!

Sigarayı dudaklarından çekip bana yaklaştı.

Çağan:tekrar etme.

Eli çenemi tutu.

Çağan:sen o ismi hafızandan sil yada ben o piçi silerim.

Sesindeki ton her türlü insanı korkutacak tondaydı.

Tuana:o benim-

Çağan:o sadece bir orusbu çocuğu senin hiçbir şeyin değil!

İrkildim.
Bahsetiği kişi kardeşiydi.

Tuana:kendine gel ahmak!

Diye bağırdım.

Çenemi daha sıkı tutu.

Tuana:çağan-

Çağan:rüzgarı seviyor musun?

Diye sordu.

Gözlerini gözlerimden hiç ayırmadan bakıyordu kendimi konuşamayacak kadar kaptırmıştım ona.

Tırnağını çeneme sürtü.

Çağan:cevap ver.

Beni etkisi altına alıyordu ve bunu hep yapıyordu.

Kalbim bu sefer heyecandan deli gibi atmaya başladı.

Yüzüme derin bir nefes verdi.

Çağan:hala bir cevap bekliyorum.

Dedi yanağımı kavrayıp.

Başımı zorlukla sağ sola saladım.

Tuana:hayır.

Dedim kekeleyerek.

Çağan:aferim kızıma.

Üzerime eğilip dudaklarıma sert bir öpücük konurdu.

Sarhoş olduğunu düşünüyordum.

Hala yanı başımdaydı sadece birkaç saniye de dudaklarına ulaşabilirdim..

O an ne hakkında konuştuğumuzu,neden burda olduğumuzu unutum.

Tek istediğim dudaklarını öpmekti.
Bakışlarım bunu beli ediyordu.

Dudakları yana kıvrıldı.

Tuana:çağan.

Dedim fısıltıyla.

Tuana:bana kızgın mısın?

Diye sordum.

Onu hatırlamıyordum bu yüzden bana kızgın mıydı merak ediyordum.

Bazen bana kızgın olduğunu hissediyordum. Sorularıma onu boğduğumuda biliyordum.

Çağan:evet.

Dedi hiç düşünmeden.

Çağan:benim gibi bir mucizeyi unutuğun için senden nefret  etmem gerekirdi ama ne yazıkki sana kıyamıyorum.

Ona dik dik baktım.

Yine egosu konuşmuştu.

Çağan:ama her şeyin bir intikamı vardır.

Bu demek oluyor ki zamanı geldiğinde senden intikamımı alacağım.

Tuana:ne yapacaksın? Sen de mi hafızanı sildireceksin.

Dedim aynı şekilde alayla.

Çağan:kim bilir belki de kendimi sildiririm.

Dedi omzunu silkip.

Çağan:seni yılarca öldü sanıp mezarında intahar etmemi mi?!

Korkuyla nefes verdim.
Tekrar böyle bir şeye kalkışır mıydı?

Tuana:beni canınla tehdit etme çağan.

Dedim keskin bir sesle.
Onun gidecek olmasını düşünmek beni deli ediyordu.

Tuana:yemin ederim bir daha asla değil sesimi duymak yüzümü dahi göremesin. seni bütün sevdiklerimin canıyla da tehdit etseler affetmem.

Sözlerimin ciddiyetinin farkındaydı.

Bu bu tehditti. Veya söz.
Ama andım olsun ki beni canıyla tehdit ederse onu affetmezdim.

Mezarına adım dahi atmam,konulan bütün çiçekleri soldururdum.

Çağan:merak etme bebeğim başka şekilde de intikam alabilirim.

Bakışları yatak ile aramda gidip geldi.

İlk başta dagla geçiyordu ama şimdi gerçekten de beni yatakta hayal ediyordu.

Bakışları defalarca yatakla aramda gidip gelmişti. Birkaç defa yutkunmuştu ve terlemeye başlıyordu.

Çağan:siktir.

Diye mırıldandı.

Çağan:deli ediyorsun beni!

Diye bana kızdı.

Çağan:tam bir aptalsın!

Boynundaki geri sildi.
Bana bakmamaya özen gösteriyordu.
Ama ben sadece ona bakarak Güldüm

Çağan:gülme öyle durduramıyorum kendimi.

Tuana:neden durdurasın ki?

Dedim göz kırpıp kolarımı iki yana açtım.

Çağan cevap vermek yerine hala yatağa bakıyordu.

Yanına gidip kolarımı boynuna doladım.

Tuana:hayalerini bana da anlatsana.

Dudaklarını dişledi.

Çağan:sana hayallerimi bu yatakta anlatabilirim.

Dedi elini sweatshirtümün içine soktu.

Elini sırtımda gezdirdi.

Tuana:hayalerinde uçak düşürmekte var mıydı?

Şuan bir uçaktaydık ve eyer.
Düşüncesi benim de terlememi sağladı.

Derin bir nefes verdim yüzüne.

Çağan:yoktu ama senin var galiba.

Tuana:sevgilimin kardeşi ile uçak düşürmek pek fena olmamalı.

Kendimi kötü hissetmeye başladım.
Evet şuan sarıldığım kişi sevgilimin kardeşiydi.

Gerçekten iğrenç bir insanım.

Ama onun yüzünden hafızamı kaybetiysem daha fazlasını hak ediyordu.

Çağan:Tuana!

Diye tısladı.

Tuana:hey sadece bir-

Çağan:şakalar komik olur ama ben hiç gülmedim. Ama seni birazdan bir güzel eğlendirecegim.

Dedi dudağıma yapışıp.

Dudaklarımı büyük bir istekle öpüyordu ve sertçe.

Onun kadar olmasada sertçe karşılık veriyordum ona.

Onu duvara yasladım.
Kendimi ona bastırdım,elimi tişörtünün içine soktum.

Bir elim boynuma sarılıyken diğer elim vücudunda geziniyordu.

Boy farkından dolayı parmak uçlarında duruyordum bunu biliyordu.

Bir eli sırtımdayken beni kucağına aldı.

Bacaklarımı beline sardım.
Sırtımı duvarda hissediyordum.

Daha sert ve tutkulu öpüyordu,kalçamı kavramıştı.

Bu işin sonu hiç iyi olmayacaktı.

Nefesim kesiliyordu buna rağmen onu öpmeye devam ediyordum.

Tişörtü boynuna kadar çıkmıştı bir elim göğsünde daireler çiziyordu.

Dili dudaklarımda gezindi zevkle bir mırıltı çıktı dudaklarımdan.

Boynunu daha sıkı kavrayıp yüzünü yüzüme daha çok yaklaştırdım/bastırdım.

Dudakalarından hırıltılı bir ses yükseldi.

Ona güvenerek elimi boynundan çektim geri çekilip hiç acele etmeden tişörtünü çıkardım hızlı hızlı nefes veriyordu oda nefessiz kalmıştı.

Daha elimdeki tişört yere düşmeden tekrar dudaklarıma yapıştı.

Bu sefer biraz daha sakin öpüyordu onu istediğimi kabul etmişti.

Dilini hissediyordum.
Dişleri dudaklarıma değiyordu.

Beni etkisi altına alıyordu ondan uzaklaşamıyordum ama biraz daha durusam nefesizlikten bayılacaktım.

Son kez dudaklarını öpüp geri çekildim.

Nefesimi düzenlemeye çalıştım.

Anlını anlıma yasladı ama konuşmadı.

Nefesimiz karışıyordu.

Burnunu yanağıma sürterek boynuma ilerledi.

İzin ister gibi bana baktı.
Gülümsedim gözlerimle izin verdim.

Daha fazlasını onun gibi bende istiyordum ama o yapacağı şeyden rahatsız olacağımı düşünüp izin istiyordu.

Ve bu benim çok hoşuma gidiyordu.

Saçlarımı sakince geriye attı.
Dudaklarını boynuma bastırdı.

İlk başta hareket etmedi. uzun bir süre o şekilde durdu ardından küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı.

Bu yavaşlığı beni çıldırtıyordu bunu bildiği için bilerek yapıyordu.

Dudakaları yavaşça hareket etti.
Hala aynı şekilde -bilerek- yavaşça haraket ediyordu.

Dişlerini sürtü.
Hafifi bir initli çıktı dudaklarımdan.

Belimi daha sıkı sardı.
Boynumu emeye başladı.

Oda sessizdi inleme seslerim dışına bir ses yoktu.

Birden bir hareketlenme oldu uçak salanıyordu benim içimi korku sarsada o umursamadan boynumu emeye devam ediyordu.

Beni indirmeden boynumu emeye devam ederek yatağa doğru ilerledi.

Beni sert duvardan yumuşak yatağa bıraktı.

Hiç çekinmeden üsüme uzandı bir eli ile saçlarımı kavradı. Boynumu emeye devam ediyordu.

Eli sweatshirtümün içine girdi.

Eli Karnımdan boynuma kadar her santimetreye değiyordu.

Kendini bana sürterek biraz daha yükseldi.

Dudakaları hızlanmıştı ve çok serti.

Göğüsümü avucladı.

Sweatshirtümü çıkardı karşısında sadece sütyen ile kalmanın utancını yaşıyordum.

Güldü.

Eli sırtıma gitti.

Çağanın telefonu çaldı ama umursamadı.

Diğer eli ile siyah askıyı omzumdan aşağı indirdi.

Tekrar telefonu çaldı.

Ama o içine devam etti.

Sırtımdaki eli ile sütyeni açtı.

Askılarını indirdiği sütyeni tamamen üstümden çıkardı.

Dudaklarını  göğsüme bastırdı.

Gözlerimi sıkıca kapatıp beyaz çarsafı kavradı.

Telefonu tekrar çaldı.

Çağan:hay sikeyim.

Dediği gibi Cebinden çıkardığı gibi karşı duvara fırlattı.

Telefon param parça oldu.

Tuana:çağan-

Çağan:siktir et.

Dedi sadece eli şortuma doğru ilerledi.

Ardından benim telefonu çaldı.

Yakışıklı kralımmmm. Arıyor...

Diye bir ses geldi.

Bana altan bir bakış  attı.

Tuana:demir.

Diye mırıldandım.

Numarasını yeni aldığım zaman kendini böyle kaydetmişti.

Evet ben değil o kedinini böyle kaydetmişti.

Madem o böyle istiyordu bende ona ayak uydururdum diyerek numarasını düzeltmemiştim.

Çağan:hah gel bu anın içinede sıç  demir!

Dedi öfkeyle.

Telefon kapandı ama üst üste birkaç kez aradı.

Tuana:çağan bir şey olmuş olmasın?

Çağan:ne olabilir Tuana?

Tuana:bilmiyorum.

Diye mırıldandım ayağa kalkmak istedim ama izin vermedi.

Çağan:bu anı böylesine izin vermeyeceğim Tuana!

Tuana:eyer saçmalarsa yüzüne kapatırım.

Dedim dudaklarıma sert bir öpücük kondurup oflayarak üstümden kalktı.

İlk defa demiri öldürmek istedim.

Tuana:ne oldu demir!

Dedim öfkeyle onun çıkardığı üstümü geri giyidim.

Demir:Tuana her ne bok yalıyorsanız hemen bırakıp gelin!

Dedi hızla.

Ona sevişeceğiz demir gelemeyiz diyemediğim için.

Tuana:ne oldu demir.

Diye sordum.

Demir:arda yok ülkü yok! 

Dedi telaşla.

Tuana:ne demek yok?

Demir:çağanın isteğiyle rüzgarı bıraktık. Yarım saat sonra ülkü ve arda kayboldu,rüzgardan süpheleniyoruz.

Diye açıkladı sesi gerçekten telaşlıydı.

Tuana:emin misiniz!?

Diye sordum.

Demir:ardayı aradık ama hemen telefon kapandı duyduğumuz tek şey ülkünün ağlayam sesiydi.

Çağan uzandığı yerden hızla kalktı.

Çağan:uçağı indirin!

Diye bağırdı.

Tuana:tamam tamam geliyoruz!

Diyip hemen kapattım.

Tuana:çağan?

Çağan:o orusbu çocuğu hele bir kardeşime dokunsun o zaman ban nasıl eceli oluyorum.

Telefonunu aldı ama yere atığı için açılmıyordu.

Çagan:hay sikeyim.

Dedi ardından.

Dudaklarımı dişledim.
Telaşımı oda ferk etti.

Yanıma geldi.

Çağan:birşey olmayacak.

Dedi terlediğim için yüzüme yapışan saçları çekip.

Tuana:rüzgar-

Çağan:birşey olmayacak yemin ederim.

Dedi anlıma bir öpücük kondurup.

Tuana:ama ülkü-

Çağan:o her boka ağlar.

Dedi derin bir nefes verip ama oda benim gibi telaşlıydı.

Uçak salanınca geriye sendelendim omzunu tutu.

Yere atığım tişörtü alıp ona geri verdim.

Gülerek giyidi tişörtü.

Kendimi onun kolarına bıraktım.

Yatağa uzandı,üstüne uzandım.

En azından uçak inene kadar ona sarılabilirdim.

Uçak düşene kadar onunla sevişebilirdim.

Allah belanı versin demir her şeyin içine ediyorsun.

Continue Reading

You'll Also Like

82K 4.1K 76
Yıllar sonra karşılaşınca çağtunun tepkileri ve başına gelen maceralı aksiyonlu değişik Yani kısaca içinde her şeyi barındıran bir hikaye
786K 50.5K 47
Yakın gelecekte öngörülebilen teknolojilerin peşine düşen ülkeler, bir güç yarışına girer. Ülkelerin tehlike getiren icatları, dünyaya sunulması konu...
6.2K 796 8
"Kocam olman benimle aynı yatakta uyuyabileceğin anlamına mı geliyor?" Ses tonum her zamanki gibi alaycıydı ama vereceği cevabı merak ediyordum açıkç...
171K 8.3K 61
İNSANIN RASTGELE SALLADIĞI NUMARA HAYAT DEĞİŞTİRİR Mİ Kİ BENİMKİ DEĞİŞTİ...