Seni Kendime Sakladım ✧ MinSu...

By h0lixie

36.8K 4.1K 11.3K

"Onu bunu bilmem anlamam Kim ne derse desin lan, işte meydan işte can Onlar ister kapışsın, isterlerse barı... More

1✧Dızo Sincap
2✧Babayı Alırsın
3✧Dedim Ben Hamileyim
4✧Kemalim Yapmaz
5✧Çilekli Pasta
6✧İşler karışık
7✧Para Babası
8✧Hacca Gidiyor Hacılar
9✧Yılan Ol Bakayım Abine
10✧Tutmayın Küçük Enişteyi
11✧Amellerim Biçim Biçim
12✧Hacı Sen Gaysin
13✧Ayıp Yatakta Olur
14✧Anda Kal Abi
15✧İki Ekmek Aldım Eve Gidiyorum
16✧Oturmaya Mı Geldik
17✧Nemenem mi bu
18✧Şıllık Olma Zorba Ol
19✧Aslanın Eşi Çekirgedir
INSTAGRAM-1
20✧Yılbaşı Özel
21✧Derdine Derman Spiderman
22✧Gaylar Da-Vardır
24✧Jisung Kız Mı
25✧Farklı Kültürler Farklı Hayatlar
26✧Sana İlk Aşık Olduğum Zaman
27✧Aşk-ı Gay

23✧Köylü Varoş Minho

169 22 68
By h0lixie

oylamayi unutma canim<33

(Her yorum 1 sevap point)

✧✧✧

"HADİ KOÇUM, YAPARSIN! BAS! 1! 2! 3!BAS! 1! 2! 3! BAŞTAN AL! BAS! 1! 2! 3!"

"N'oluyor burada?" Beni motive etmesi için çağırdığım Changbin'in bağırışlarını duyan Jisung içeri gelmiş ve bize şaşkınlıkla bakıyordu.

"Aşkım bu akşam babamla konuşmaya gideceğim ona hazırlıyorum."

"Onun için konuşma vesaire hazırlaman gerekmez mi? Ya da ne bileyim mental sağlığını falan hazırlaman. Salonun ortasında mekik çekmek tam olarak nasıl yardımcı olacak?"

Jisung'un tavsiyesiyle birlikte Changbin kahkaha atmaya başlamıştı. "Oğlum konuşma, mental falan bunların hepsi boş işler! Erkek adam dediğin sporla kafasını toplar, kendine gelir." Changbin'in cevabıyla ellerini belinde birleştirip "Alla alla ya" demişti.

"Çok biliyorsun sen, pis kas yığını!"

"Sen bana mı dedin-"

"Tamam durun bi. Hayatım ben konuşmamı hazırladım, ona ne diyeceğimi çok iyi biliyorum. Sporu birazcık motive olayım da götüm kalksın diye yapıyorum."

Jisung omuz silkip "İyi madem" dedikten sonra tam salondan çıkacaktı ki "Akşam kesin geliyorsun dimi? Hazır mısın?" dememle duraksamıştı.

"NE?"

"Ben sana söylememiş miydim?"

"Ağzına sıçayım Minho!" diyip yakama yapışınca Changbin "Ben en iyisi gideyim" diyerek evden fırlayarak kaçmıştı.

"YA İNSAN ŞİMDİ Mİ SÖYLER? AİLENLE RESMİ OLARAK İLK DEFA TANIŞACAĞIM VE BUNU SON DAKİKA MI SÖYLÜYORSUN? KÖYLÜ VAROŞ! KENDİN BU KADAR HAZIRLANACAĞINA BANA DESEYDİN YA BENİM HAZIRLANMAM DAHA ÖNEMLİ! NE BOK YİYECEĞİM ŞİMDİ?"

Ailemden her bahsettiğimde bile gerilen Jisung'un, onlarla resmi olarak ilk defa tanışacağını son dakika öğrenince sinirlenmesi gayet normaldi. Ama ben onu sakinleştirmeyi çok iyi biliyordum. Yanaklarından tutup yumuşak bir tonda "Hazırlanmana gerek yok ki! Hem bu tam olarak tanışma da sayılmaz, onunla konuşurken yanımda olmana ihtiyacım var sadece" demiştim. Ellerini yakamdan çekse de kaşları hâlâ çatık duruyordu. Söylenerek "Gerizekalısın ya" dediğinde göğsüme de sert bir şekilde vurmuştu. Ama unuttuğu bir şey vardı, o da mekik pozisyonundayken yakama yapıştığı için şuan kısmen kucağımda duruyor olmasıydı. Pis pis sırıtıp belinden tutunca biraz daha kendime çekmiştim. Anlık hareketimle şaşırırken onun aksine sakin bir tonla "Kızdın mı bana?" diye sormuştum.

Bakışlarını kaçırıp "Salak" dediğinde yanakları çoktan kırmızı kırmızı olmuştu bile. Bakışlarımı ona kitleyip yüzünü görmek için başımı eğdiğimde en sonunda tekrar bana bakıp "Neden önce söylemedin? Ne giyeceğimi bile bilmiyorum!" demişti.

"Unuttum söylemeyi. Hem endişelenme çuval giysen yakışır sana."

"O hâlde gel benimle kombin seçeceğiz." Üstümden kalkıp bileğimden tutarak beni odaya doğru sürüklemeye başlamıştı.

"Sen ne giyeceksin? Ona göre uyumlu renkler seçeyim."

"Bilmem bakmadım daha."

Bana şaşkınlıkla bakarken "İnanamıyorum sana" demişti. Hemen ardından dolabımı açıp benim için kıyafet seçmeye başlamıştı. Üstüme doğru bir kaç parça kıyafet fırlattıktan sonra "Dene bunları" demişti.

"Bu sıcakta kıyafet mi deneyeceğim ya?" Sızlanarak konuştuğumda bana kesici bakışlarını atmaya başlamıştı. Onu ikiletmeden giyinmeye başladığımda bakışlarını üzerimden kaçırmıştı. Sırıtarak "Sanki hiç görmemişsin gibi" dediğimde eline geçen ilk şeyi bana fırlatıp "Kes sesini, çabuk giyin hadi" demişti. Giyinme işini bitirdiğimde kollarımı iki yana açıp "Nasıl oldu?" diye sormuştum. Elini çenesine götürüp beni uzunca süzmüş ve "Fazla salaş oldu, biraz daha ciddi olman lazım. Ciddi bir mesele için gidiyoruz sonuçta" demişti.

....

"Fazla ciddi oldu bu da."

....

"Çok günlük."

....

"Bunla da aşiret ağalarına benzedin, değiştir."

"Kötü bir şey mi ki bu?"

"Değiştir.

....

"Yok."

....

"Fazla soluk."

....

"Fazla renkli."

....

"Pavyona gitmiyoruz, değiştir."

"Boşver babamı falan ya pavyona gidelim en iyisi biz."

....

"Olmadı."

....

En sonunda dayanamayıp "Jisung yemin ediyorum, ya bunla gidiyorum ya donla! Öldüm terden ya!" demiştim. O ise benim dediklerimi takmadan kocaman gülümsemesiyle "İşte bu, mükemmel!" demişti. Derin bir iç çekerken aynadan giydiğim kıyafeti inceliyordum. Bu çocuk harbi işini biliyor he.

Bana yaklaşıp çenesini omzuma koymuş ve "Beğendin mi?" diye sormuştu. Arkamı dönüp ellerimi bellerini sarmış tam dudağına yapışarak cevabımı verecektim ki... Geri çekilip "Sıra bende!" demesiyle hava kalmıştı.

....

"Bu nasıl?"

"Harika gözüküyorsun!"

"Yok ya olmadı bu."

....

"Peki bu?"

"Bu da çok güzelmiş."

"Seninkine uymadı ama."

"Uyuyor bence ya."

"Hayır olmadı, sus."

....

"Bu?"

"Taş gibisin!"

"Abartılı oldu o zaman."

"Hayır, uygun gayet."

"Yok yok bu ne, Feriha gibi!"

....

"Bu? "

"Diğer denediğin 15 kombin gibi, mükemmel."

"Hiç yardımcı olmuyorsun Minho!"

"Hepsinde çok güzel gözüküyorsun ama!"

"Bu gidişle çuval giyeceğim gerçekten galiba."

"O da çok güzel olur sana."

"Ya bi siktir git ya!"

....

"Buna ne diyorsun?"

"Her zamanki gibi gözlerimi kamaştırıyorsun!"

"Gerçekten mi?"

"Güvenmiyor musun bana? O kadar güzelsin ki ışığını güneş bile kıskanır. Bi bakışına ortalık alev alır, göz göze gelen negatiflerinden arınır. Kapılar açılır, önüne halı atılır. Aura meselesi bu şekerim."

"Laf bulamayınca şarkı sözleriyle mi iltifat ediyorsun bana?"

"Sana layık sözcükleri bulamıyorum çünkü."

"Yılışık ya!"

+Looklari soyle farz edelim cunku herhangi bi aile tsnismasinda vs ne giyilir hic bi fikrim yok ama bunalr olur herhalde

Yani ben olsam gelinlik giyerim şahsen mesaji kaynanaya ilk tanismadan iletmek lazım

✧✧✧

Önünde durduğum evin kapısını çalmadan önce derin bir nefes almış ve yanımdaki Jisung'a bakmıştım. Gerginlikten elimi öyle bir sıkıyordu ki 5 dakika daha böyle kalsak kangren olacaktım muhtemelen.

"Jisung?"

"Hı?" İsmini ona seslenmemle bakışlarını bana çevirmişti. "Elimi bu kadar sıkmana gerek yok. Her şey yoluna girecek." Dediğimle elime uyguladığı kuvveti yeni fark etmişti ki anında gevşetmişti.

"Özür dilerim, fazla stresliyim sadece."

"Biliyorum, ama korkma. Biz en kötüsünü yaşadık zaten. İçin rahat olsun."

Gülümseyerek söylediğimde içi birazcık da olsa rahatlamış olacak ki o da gülümseyerek karşılık vermişti. Zili çaldıktan kısa bir süre sonra kapıyı annem açmıştı. Gülümseyerek "Hoşgeldiniz" dediğinde aynı şekil bizde "Hoşbulduk" demiştik. İçeri geçmemiz için hafiften kenara çekildiğinde ise içeri girmiştik.

Annem "Yemek hazır" diyerek yemek masasına yönlendirmişti. Babam en başta oturuyordu ve biz geldiğimizde tenezzül edip kafasını kaldırıp bize bakmamıştı bile. Annemin yönlendirmesiyle yerlerimize geçtiğimizde bakışlarımı ona dikmiş ve "Hoşbuldum" demiştim. Kafasını kaldırıp bakışlarını bana değdirmeden Jisung'a kitlediğinde, zaten yeterince gergin olan Jisung'u biraz daha germişti. İlgisini çekmek için "Ne için geldiğimizi biliyorsun" demiştim. Bakışlarını en sonda bana çevirdiğinde tekrar kaçırmış ve boğazını temizledikten sonra "Yemeğinizi yiyin ondan sonra konuşalım" demiş ve masayı işaret etmişti.

"Yemek için gelmedik."

Bakışlarını tekrar bana çevirip "Minho" diye uyarıcı bir tonda konuştuktan sonra "Nimetin önünde tartışmayalım, sonra" demiş ve bakışlarını tekrar çekmişti. Şaşkınlıkla ona bakarken bu adamın ne oldu da nimete saygı gösterecek ve bakışlarını benden kaçıracak hâle geldiğini düşünüyordum. Beni alttan dürterek ona bakmamı sağlayan Jisung'a dönüp kafamı onaylarcasına salmamıştım.

Yemek sadece annemin okul hakkında sorduğu bir kaç soru ve ona verdiğim kısa cevaplarla hızlıca geçmişti. Yemekten sonra salona geçmiş ve koltukların birinde ben Jisung ile yanyana otururken birinde ise babam ve annem oturuyordu. Konuşmaya önce ben mi başlasam ya da babamı mı beklesem diye düşünürken ilk konuşan kişi şaşırtıcı bir şekilde Jisung olmuştu.

"Efendim, ben... Ben-"

Babam eliyle onu durdurup "Özür mü dileyeceksin? Buna hiç gerek yok. Burada hatalı biri varsa o da siz değilsiniz" dediğinde ağzım resmen açık kalmıştı. Bir dakika az önce hatasını mı kabul etmişti o?

"Bir hatalı varsa o da babandır."

Bende kimden neyi bekliyorum ya! Tam lafa gireceğim sırada Jisung yine benden önce davranmıştı.

"Özür dilemeyecektim. Aksine, Minho'yu sevdiğimi ve her ne yaparsanız yapın bizi asla ayıramayacağınızı söyleyecektim."

Dediğine gülümseyip elini tuttuktan sonra bakışlarımı babama çevirdiğimde bugünkü bilmem kaçıncı şoku yaşamıştım. Babam ilk defa gördüğüm o içten gülümsemesiyle Jisung'a "Bir hatalı varsa babandır, çünkü benim başlattığım bu çocuksu düşmanlığa uyduğu için. Ama asıl suçlu benim, o ortaklıktan ayrılmak isteyip kendi şirketini kurmak istediğinde onu desteklemeliydim. Rakip bellememeliydim" demişti.

Babamın dediğiyle beraber Jisung resmen şok içinde "Bir dakika ne? Siz ortak mıydınız?" diye sorduğunda bende en az onun kadar şaşkındım. Bunu babam bana da hiç anlatmamıştı.

"Baban anlatmadı mı sana?" diye sorduğunda Jisung kafasını iki yana sallamıştı. "Sen de bana anlatmadın" dediğimde beni görmezden gelip tekrar Jisung'a dönmüştü.

"Babanla çocukluktan beri yakın arkadaştık, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Benim şuanki şirketimi de onunla birlikte kurmuştuk. Yıllarca şirketi büyütmek için uğraşmıştık ve bi ara neredeyse iflas edecektik. O zamanlarda babana bir miktar miras kalmıştı, o şirketimiz bu haldeyken tüm hisselerinden vazgeçeceğini ve kendi şirketini kuracağını söylediğinde ihanet edilmiş hissetmemiştim. Sinirlenip büyük bir kavga çıkarmıştım. En sonunda tüm ilişkilerimizi kesmiştik. Yıllar sonra şirketi tek başıma zar zor iflas eşiğinden kurtardığımda, onun yani sizin şirketiniz de yeni yeni yükselmişti. Durum böyle olunca da onu kendime rakip olarak seçmiştim. Müşterilerini çalmış ve boykot etmiştim. E baban da bunu öğrenince aynı şekil karşılık vermişti. Böylece yıllardır süren iki taraflı çekişmemiz başlamıştı. Arada evlenince, çocuk yapınca sizi de bulaştırmıştık buna."

Babamın anlattıklarıyla resmen şok üstüne şok yaşamıştık. Ona ne zaman düşmanlığın sebebini sorsam "İşle alakalı, anlamazsın sen" diyip geçiştirmişti. Bu kadar derin bir sebebi olduğunu öğrendiğimde doğal olarak şaşırmıştım. Jisung'un tepkisine bakmak için ona döndüğümde o da en az benim kadar şaşırmış gözüküyordu.

"Yani düşmanlığınız asıl sebebi rakip şirketler olmanız değil de, kaybettiğiniz arkadaşlığınızdı?" Sorduğum soruyla babam iç çekip kafasını sallamıştı. Bu kadar açıklamaya rağmen aklıma takılan son bir şey kalmıştı.

"Peki bunları niye bize şimdi anlatmaya karar verdin? Yaptığın, yaptırdığın onca şeyden sonra?"

Sorumla beraber bir an duraksamış ve ardından cevap vermişti.

"O gün onun evinden çıkarken ne kadar mutlu olduğunu gördüm. Bana yıllardır gülümsemeyen oğlumun ona nasıl gülümsediğini gördüm. Oğluyla ne kadar mutlu olduğunu... Benim yaşım başım gitmiş, ne zaman ölüp ne zaman kalacağım belli değil. İlla ki öğrenecektiniz zaten gerçekleri, düşündüm, taşındım ve en azından bunu benden duymaya hakkınız olduğuna karar verdim."

Dediğine gülümseyerek cevap verince o da aynı şekilde karşılık vermişti.

Jisung "Bunları anlattığınız için çok teşekkür ederim, Bay Lee. Ne zaman kendinizi hazır hissederseniz babam sizinle konuşup anlaşmaya hazır" diyerek sessizliği bozmuştu.

Babam gülümsemiş ve kafasını onaylarcasına sallamıştı.

✧✧✧

ABİ COK SUKUR

COK SUKUR

KURTULDUK SUNLARİN AİLE DRAMALARİNDAN ABİ

O KADAR RAHATLADİM Kİ SUAN

SAJKİ USTUMDEN OKUZ KALKTİ OYLELİ

ARTİK RAHAT RAHAT SEVİSSİNLER BE

(bide sanki kendim yazmiyomus gibi isyan etmem yok mu)

neyse dusmanligin asil sebebini öğrendiğimize göre sizce hangi taraf haklı
fikirlerinizi duymak isterim

Continue Reading

You'll Also Like

156K 16.5K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
29K 1.2K 43
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...
24.8K 1.4K 14
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
880K 70.4K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...