Sabah normal bir şekilde uyandım üstümü giyindim
(No açık yes iman)
Kahvaltımı yaptım ve işe doğru yol aldım odama geçtim birkaç şey karalamaya başladım önümden mini eteğiyle mattheonun menajeri geçti aslında ona çok ihtiyacım vardı mattheoyu kendine aşık etmeyi başarırsa her şeyinide bilmiş olucaktım aşık edemezsede,programını uhh
Bilgisayarı açtım erkek kıyafet modelleri araştırdım kağıda onlardan ilham alarak bir kaç tane çizdim tasarımcı arkadaşıma fotoğrafları attığımda arasından üçünü sevdiğini söyledi onlar için kumaş seçtik masamdaki telefon çaldı
Yn:alo
Mattheo:odama gelir misin ölçüm alınıcakmışda
Yn:peki mattheo bey
Yanıma mezurayı aldım
Yn:ne tür bir kıyafet isterdin
Mattheo:olduğunca siyah
Yn:peki
Ölçüsünü almaya başladım
Yn:hayır böyle durmalısınız
Mattheo:böyle mi
Yn:olmuyor, daha iyi ölçü alabilmem için acaba üstünüzü çıkartır mısınız
Mattheo:olmaz
Yn:niye?
Mattheo:kıravat
Yn:tabi onuda çıkartmalısınız
Mattheo:problem çıkartmak değil takmak zaten
Gülmeye başladım
Yn:çok üzgünüm bağlayamıyor musunuz
Mattheo:evet normal değil mi
Yn:normal tabide cio olunca insan bir garipsiyor ben bağlarım yeterki siz şunu çıkartın
Mattheo eliyle kıravatı çözmeye çalıştı ama çözme çabası sadece çekiştirmeden ibaretti
Yn:izninizle
Kıravatını çözdüm hızlıca gömleğinin düğmelerini açtım. gözümü vücudundan uzak tutmaya çalışıyordum o ise bu çabama sırıtıyordu gömleği ve kıravatı sandalyesinin üzerine bıraktım dracoda olduğu gibi onun vücudundada yaralar vardı
Mezurayı elime alıp ölçüye devam ettim sıra beline ve kalçasına gelince önünde dizlerimin üzerinde durdum ani refleks ile elini saçıma attı ne olduğunu anlamam uzun sürdü
(ne olduğunu biliyorsunuz "sakso")
Mattheo:bu günlük bu kadar yeter bence
Yn:bitmek üzere zaten beş dakikalık iş var
Mattheo:lütfen dışarı çıkar mısınız?
Yn:tabi
Bir dakika ya o bendenmi etkilenmişti menajeri yerine- hayır hayır hayır nedensiz bir şekilde kalp atışım hızlanmaya başladı belkide yaptığı şeyden utanmıştı hatta kesinlikle yaptığı şeyden utanmıştı günün bir çoğu odamda bir şeyler karalamakla geçti o gün draco gelmemişti mattheo ilede konuşmamıştık bilgisayarda gezinirken dün mattheo ile çekilen videoları ve manşetleri gördüm "yakışıklı iş adamının manken sevgilisi"dahası"kim bu güzel bayan genç iş adamının aşk hayatı"altındaki başlıklardan en beğendiğim "genç kızların prensi kendine prenses mi buldu"bu başlıkları gülerek okumaya başladım yüzüğü elime taktığımda çekilen fotoğraflar vardı işte benim dikkatimide bu çekmişti "ünlü iş adamı mattheo riddle önce sorularımızı yanıtlamaktan kaçındı sonra ikiliyi yüzük alırken gördük bunun ardından ünlü iş adamı sevgilisini arabaya bindirdi ve muhabirlerimize kaçamaklı yanıtlar vermeye başladı
-evlilik ne zaman?
Evleniceğimi kim söyledi
-acaba arabadaki hanımın işi ne?
Tasarımcı
-ilişkiniz ne zamandır var?
Bu gün tanıştık(!)"
Yn:helal olsun bana, yürürken bile ilişki yapabiliyorum
Güldüm
Odama birden mattheo girdi
Mattheo:yn hanım
Yn:efendim
Mattheo:çıkan haberleri gördünüz mü?
Yn:evet bende şimdi onları okuyordum
Mattheo:ben böyle bir konuşma yapmadım heryeri kırpmışlar!
Yn:belli oluyor
Güldüm
Mattheo:buna nasıl gülebiliyorsun
Yn:benim için kötü şeyler yazılmamış ki manken olduğumu söyleyenler bile var
Mattheo:senin için hava hoş-
Yn:bence sizin içinde olmalı "genç kızların prensi" artık her gün seni tavlamak için işe gelen kişiler olmayacak
Mattheo:öte yandan herkes bizi sevgili biliyor
Yn:böyle bir şey olması benim hayatımı etkilemez
Mattheo:işte benimkini etkiliyor!
Yn:aynen seninkini etkiliyor benlik bir konu yok ayrıca moralin bozulmasın diye demiyorumda o ne biçim kravat yapmak
Mattheo:her şey bitti moralim buna mı bozulucak
Yn:benim bozulurdu
Yanına gittim kravatını düzeltirken bana baktığını hissediyordum yüzümü ona doğrultuğumda kafasını başka yöne çevirdi
Yn:düzeldi tamam mesai bitti çıkabilir miyim
Mattheo:...
Eşyalarımı alıp çıktım
Bütün gün yapmam gereken planı düşündüm hermione mesaj attı
İşin var mı
Yok
O zaman bara geliyorsun
Sen iste ölüme bile gelirim
Yarım saate orda ol
Bara gittiğimde birkaç kamera gördüm hızlıca kaçmaya başladım
Hermione:yn bana anlatmadığın bir şeyler mi oluyor
Yn:ne gibi?
Hermione:mattheo riddle gibi
Yn:yok be ortak arkadaşımızın evlilik teklifi vardı o yüzden aynı mekandaydık
Hermione:yüzük
Yn:çocuk yüzüğü unutmuş yeni birtane aldık bizde
Hermione:haa bende görümce oluyorum sandım
Yn:sen kız tarafı değil misin
Hermione:üzgünüm knk mattheo nereye ben oraya
Güldük
Yn:sende bir alemsin, ne içelim
Harmione:rakı
Yn:rakı? Peki ne istersen
Yn:iki rakı lütfen
Barmen:buyrun
Yn:sağolun
Elimdeki rakı şişelerini harmioneye götürdüm
Hermione:hızlı sorhoşluk için!
Kafaya dikti
Yn:dikkat et
Bende yavaşça içmeye başladım
En son hatırladığım bir kaç anı vardı hafızamda
Öpüşürken
-dışarı mı çıksak
Yn:oluur
Dışarı çıktığımızda kameraların flaşları patlıyordu
Yn:ananı-
-efendim mattheoyu aldatıyor musunuz
Yn:mattheo seni aldatıyor muyum
-bilmiyorum
Yn:bilmiyorum
-alkollü müsünüz
Yn:hayıır ben ve alkol, hiç kullanmam
-düğün arifesinde niye alkol aldınız
Yn:diyelim ben alkol aldım o zaman niye alkollü insana soru soruyon
-manken olduğunuz doğru mu
Yn:olmak çok isterim biliyor musun? Ama şu anlık bir işim var zaten
-evlilik söylentileri doğru mu?
Yn:ben evleniyor muyum!
Ağlamaya başladım yerden bir avuç toprak aldım
Yn:anne baba ben evleniyormuşum!
Sonrasını hatırlıyorum dersem yalan olur sabah kendi yatağımda giyinik bir şekilde uyandım yanımda herhangi bir adam yoktu duşa girip iş için hazırlandım
(Anlatmaya gerek yok görüyorsunuz)
İşe vardığımda yukarı odama gittim kısa bir süre sonra mattheo geldi
Mattheo:odama geç yn
Yn:ne oldu?
Mattheo:geç şu s" odasına!
Yn:..
Odaya geçtim (elinde kırbaçla odaya geldi sknsnsks)
Mattheo:ne yapmaya çalışıyorsun!
Yn:işimi
Mattheo:işini mi, tamam bu haberler seni ilgilendirmez ama dün verdiğin röportaja açıklaman ne olucak!
Yn:ne röportajı
Bilgisayarının başına geçti bana gelmem için işaret etti bilgisayarını çevirdi
Mattheo:bu!
Yn:alkollüymüşüm
Ellerini sıkmaya başladı
Mattheo:bu nasıl bir şakadır ya
Mattheo:bana bak yarına bir röportaj ayarladım sakın beni rezil etme!
Bir şey demeden yüzümü yere eğdim
Yn:gerçekten üzgünüm
(Boğk)
Mattheo:üzgün olman bir işe yaramıyor! O lanet çeneni tutamadın!
Yn:...
Mattheo kendini dizginlemeye çalışıp ayağa kalktı içli çığlıklarımı duymuş olacak ki çenemi tutup yukarı kaldırdı neredeyse ağlamak üzereydim
Mattheo:üzgünüm, biraz fazla bağırdım...
Korkmuştum gözlerimden yaş akmaya başladı elleriyle gözlerimi sildi birden odaya draco daldı
Draco:matth- haberleri gördünüz mü?...
Kendimi hemen geriye çektim mattheo eski ruhsuz haline dönmüş bana kaskatı bakıyordu gözyaşlarımı sildim
Yn:üzgünüm çıkabilir miyim
Draco:hayır yn çıkamazsın, son iki gündür manşetlerde siz varsınız
Mattheo:evet
Draco:bunu yapabileceğini biliyordum!
Mattheo:neyden bahsediyorsun
Draco:ilişki-
Mattheo:hayır hayır hayır biz bir ilişki içinde değiliz
Yn:draco bey artık çıkabilir miyim?
Draco:Peki yn çıkabilirsin
Mattheo:hayır bayan black çıkamazsınız
Draco:?
Mattheo:bu holding benim izini bay malfoydan değil benden almalısınız
Yn:peki bay riddle çıkabilir miyim?
Mattheo:çıkabilirsiniz
Odama geçtim tanrıya şükür her yerde ses geçirmeyen cam vardı odanın panjurlarını kapattım sandalyeye oturdum bilgisayardan röportajı defalarca izledim her izlediğimde daha çok ağlıyordum oda hıçkırıklarımla dolmuştu mattheo röportajı gösterdiğinde beni ağlatan fark edilmeyen küçük bir detay vardı
Yn:anne baba... ölümünüzü hazmettim sanıyordum, hazmedememişim
Babam özel harekatın başındaydı silah kullanmayı bana o öğretmişti annem ise ilk kadın keskin nişancılardandı onun değimiyle babamın kalbini tam 12den vurmuş nasıl öldüklerini hiç öğrenemedim tek bildiğim normal bir şekilde olmadığı otopsi sonuçları bana hiç gelmedi öldükten sonra morga dahi gidemedim yaşım uygun değilmiş sonrada morgdan kaçırdılar onları otopsi sonuçlarınıda büyük ihtimalle imha etmişlerdi onlar hakkında hiçbir bilgi alamamıştık aileme ne olduğunu bilmiyordum ne onları anabileceğim bir yer vardı nede onlar
Draco:yn?
Yn:draco bey
Draco yanıma geldi bilgisayardan röportajı izlediği mi gördü
Draco:röportaj için mi ağlıyorsun sorun etme yn bir şey olmaz biz hallederiz
Draco videoyu oynattı
-anne baba ben evleniyormuşum!
Draco:uhh üzgünüm yn
Yn:sorun değil bilmiyordunuz
Draco:nasıl oldu bana anlatmak ister misin
Yn:gerçekten sorun değil
Draco:peki seni zorlamayacağım eğer alatmak istersen odam tam karşında
Yn:peki sağolun draco bey
Draco:yn ben seni bir arkadaşım gibi görüyorum bana ismimle hitap edebilirsin
Yn:)
Draco gitti telefonunu masamda unutmuştu
Odamdan çıkıp yanına götürecektim lakin odasında yoktu bir anda mattheonun odasınının yarım açık kapısından bağırışma sesleri geldi
-o kıza bir daha bağırmayacaksın
-ne oldu draco bir anda onu korur oldun
-evet oldum neden biliyor musun çünkü o senin kaltak menajerin gibi deği-
-heyy ayıp oluyor
-sen sus! ayrıca dostum kızın ailesi vefat etmiş adamla öpüşmesi yerine dediği şeylere baksan anlıyacaktın
-ailesizliği en iyi ben bilirim draco ve o hayatta güçlü iki çift sözüme ağlayabilecek kadar zayıf biri ailesiz olamaz
-sana ne diyorum orda sen kızdığın için ağlamıyordu-baksana şuna sarhoşken böyle bir şey bu şirkette kaç kişi yapar
-ben..
-evet sen ben senden ona bir daha bağırmamanı istiyorum çünkü o yalnız, bizimle arasında tek fark var mattheo bizim birbirimiz var
-tamam öyle diyorsan ondan özür dileyeceğim
-birde hala duruyor musun dilememen hata
Mattheo bana doğru geldi
Mattheo:yn bla- ben üzgünüm gerçekten bilmiyordum
Yn:riddle bey dediğiniz şey için teşekkür ederim, ve sendende draco!
-rica ederim!
Yn:lakin benim işim kurul ile konuşmak değil hatırlarsanız yasaklamıştınız iyi günler
Odama girdim kapıyı kapatıcakken mattheo elini koydu
Mattheo:gerçekten affetmezsen içim rahat etmez- yada açık konuşacağım draco beni salmaz bu yüzden size kendimi affettirmeliyim
Yn:mattheo bey yanlış anlamayın ama gerek yok iş veren çalışan ilişkisini koruyalım
-mattheo kendini affettir!
Mattheo:ettiricem sussan zaten!
Güldüm
-ettiremeyeceksin bilmiyor muyum!
Mattheo:bir dakika
Mattheo bir kaç dakikalığına draconun yanına gitti geri döndüğünde
Mattheo:bowling sever misin
Yn:severim...
Mattheo:güzel