KURT'UN ESİRİ +18

By durdumm

197K 7.7K 3.6K

Yanlız yaşayan genç kız bulunduğu bölge de insanlar yavaş yavaş azalırken yerini kurtlar alır. Beklemedigi do... More

#1 karanlık gün
#2
3#bar
#4
#5
#6
#7
#8
#9
#10
#11
#12
#13
#14
#16
duyuru
#17
#18

#15: kaçış

7K 364 226
By durdumm

Arkadaşlar öncelikle gerçekten çok haklısınız aslında bölümü yazmaya iki haftadan önce başlamıştım ancak kedim camdan atladı durumu kötü benim psikolojim çok çok kötü.... evet siz de haklısınız bölüm bekliyorsunuz o yüzden kusura bakmayın Bir süre idare edelim. Kitabı bırakma gibi bir düşüncem yok devam edicem sadece Bir dahaki bölüm ne zaman gelir bilemiyorum tekrardan kusura bakmayın.
Unutanlar bir önceki bölümü tekrar okuyabilir.

****

Sabah uyandığım da Kaplan yanımda yoktu ve ben hayatım da hiç bu kadar rahat uyuduğumu hatırlamıyordum. Hemen yataktan kalkıp odanın içinde ki banyoya girdim. Çekmecelere bakıp diş fırçası aradım. Sonunda açılmamış diş fırçası ve yanında ki bulduğum tarakla ihtiyaçlarımı bitirip odadan çıktım.

Aşağı kattan çok güzel yemek kokuları geliyordu. Ama aklımda bunlar yoktu tabi ki bugün kesin olarak kaçıp kurtulmalıydım bu evden. Aşağı kata inip mutfağa girdiğim de ki görüntü içimi ısıtmıştı. Kaplan üstü çıplak arkası dönük altında sadece kot pantolonu ile kahvaltı hazırlıyordu. Masa da bir kuş sütü eksikti.

Asla yapmayacağım bir şeyi yapıp arkasından yavaşça gidip beline sarıldım. Vücudu anında kas katı kesildi. Bir kaç saniye hareketsizce kalıp beni kolunun altına aldı ve başıma derin bir öpücük bıraktı.

"Günaydın bebeğim"

Ondan bu hareketleri görüp bu sözleri duymak beni çok heyecanlandırıyordu ve aşırı mutlu oluyordum. Karnımda adeta kelebekler uçuşuyor du.

"Günaydın, ne yapıyorsun?"

"Pankek yapıyorum senin için, sever misin?"

"Bilmem ki, duymuştum ama daha önce hiç yemedim."

"Nasıl? Ciddi misin?"

Kafamı Aşağı yukarı salladım.
Yüzüme bakıp gülümsedi ve sol eliyle saçlarımı karıştırdı.

"Sana daha yaşatacağım çok ilkler olacak, hadi bakalım geç masaya"

Gülüşünden öpmek çok istedim ama cesaretim yok daha böyle bir şey için. Birden terslerse ciddi anlamda hayata küserdim. Sanki çok barışıkmışım gibi.

Sandalyeyi çekip oturduğum da elindekini bırakıp yanıma geldi ilk önce yanağıma sonra dudağıma uzun bir öpücük bıraktı. Ve hala gülümsüyordu niye bu kadar çok gülüyordu bugün bu adam.

"Hadi sen de beni öp"

Öpüp öpmemek arasında kalmıştım ama zaten dünden razıydım.

Uzanıp gamzesinin tam üstünü derince öpüp geri çekildim. Onu öptüğüm süre boyunca gözlerini kapatmıştı ve gülümsemesi silinmişti.

Acaba ağzım falan mı kokuyordu rahatsız mı oldu ki? Dişlerimi fırçalamıştım halbuki. Bu düşünce ile masumca yüzüne baktım. Hala gözü kapalı sessizce dururken konuşmaya karar verdim.

"Ne oldu?"

Gözlerini açıp yüzüme derince baktı. Gözleri parlıyordu. Doğrulup karşıma geçti.

"Hadi kahvaltımızı yapalım"

Ben de önüme dönüp üstünde çikolata sosu ve böğürtlenli olan Pankeke baktım. Çatalım ve bıçağım yardımı ile bir tanesini tabağıma aldım. Kaplan dikkatle beni izliyordu.

Ağzıma bir dilimini atıp tadına baktım ve cidden beğenmiştim.

"Beğendin mi?"

"Evet çok güzel"

Hafif tebessüm edip yemeğine kaldığı yerden devam etti.

Kahvaltımız sessizlik içinde bitmişken geriye yaslanıp onu izledim. O da eline kahvesini almış bana bakıyordu. Ancak uzun süre göz teması kuramadığımdan gözlerimi başka yerlere diktim.

"Çok güzelsin"

"Beni neden burada tutuyorsun?"

Parlayan gözleri gitmiş yerine öfkeli gözler gelmişti. Cevap vermedi hala beni izliyordu ama bu sefer sinirli gözlerle.

"Eninde sonunda yanında olmayacağım, peki o zaman ne yapacaksın?"

Dudağının sağ tarafı tehlikeli bir şekilde yukarı kıvrıldı.

"Sadece boş hayaller kuruyorsun. Bir gün yanımda olmazsan sadece ben istemiyorumdur"

Lafları beni sinirlendirmişti.

"Ben birilerinin isteklerine göre haraket etmiyorum! Bunu sen de anlayacaksın"

Hafifçe gülüp kahvesinden bir yudum aldı.

"Öyle diyorsan prenses"

Beni ciddiye almıyor du! Ama bugün görecekti! Senin isteginle mi kalıyormuşum görecekti!

Ayağa kalkıp arkamı döndüm ve odama doğru yürümeye başladım.

"Ben sana kalkabilirsin dedim mi?"

Onu dinlemeden yürümeye devam ettim ve odama çıkıp yatağa uzandım. Kısa bir süre sonra odanın kapısı açıldı. Kaplan çok sakin görünüyordu ama yüzü çok tepkisizdi ve gözleri lacivert tonunu almıştı. Üzerime doğru yürüyordu.

Hafif doğrulup yatağın ucuna doğru kaçtım. Onun sözünü dinlemediğim için bana zarar verebilirdi.

"Yatağa yat!"

Dinlemedim.

"Yatağa yat dedim bir kere daha demiycem!"

Daha fazla sinirlendirmemek için dediğini yaptım. Yanıma geldi yavaş hareketlerle Üzerime çıktı. Burnu burnuma değiyordu. Ve çok sert soluklar alıyordu.

Ben korkudan titrerken o yüzümü inceliyordu.

"Neden beni sinirlendiriyorsun küçük kızım?"

"B-Ben senin kuklan değilim"

Gözlerini kapatıp bir kaç saniye soluklandı. Gözlerini tekrar açtığın da eskisi kadar öfkeli bakmıyor du.

Ayağa kalkıp elini bana uzattı.

"Hadi Gel film izleyelim Bugün günümü sana ayırmak istiyorum"

Lanet olsun planlarım vardı benim. Gece bile heyecandan uyuyamamıştım. Sürekli dibimde olursa kaçamazdım ki! Hemen bir çare bulmalıydım.

"Benim uykum var"

"Filmden sonra beraber uyuruz hadi"

Ayağa kalkıp elini tutmadan önden yürüdüm. Böyle davranmamam gerekiyordu arayı iyi tutmam lazımdı. Hiçbir şey demeden arkamdan geldi. rastgele koltuklardan birine oturup bir bacağımın üstüne diğer bacağımı attım.

Hemen yanıma oturup kolunu boyluca koltuğa uzattı.

"Korku filmi sever misin?"

Hayır.

"Severim"

Önüne dönüp rastgele cinli bir film açmıştı. Film daha başlamadan dahi korkmuştum.
Kaplan koltuktaki kolunu omzumdan geçirip beni kendisine doğru çekti.

"Korkarsan bana sığınabilirsin"

Bana önceki yaptığı gibi bir kaç cümleyle, bir kaç haraketi ile o güven duygusunu veriyordu. Kanmamalıydım ama bir daha asla bu duyguyu yaşayamamaktan o kadar korkuyordum ki. Gerçi şuan tek terdim hayatta kalmaktı. Bu adamın yanında uzun yaşayacağımı düşünmüyordum.

Kafam göğsünde dururken gerçekten çok uykum gelmişti çok rahattı ve çok güzel kokuyordu. Daha fazla kapılmamak için kafamı geri çektim. Gözünün ucuyla baktı ama seslenmedi.

Filmin ilk yarım saati geçmişti ve asıl korkunç yerleri şimdi başlıyordu. Yarım saattir kendimi sıkarken artık korkudan tepkisiz kalamıyordum.

Ekrana aniden fırlayan yaratıkla ağzımdan ufak bir çığlık çıktı. Refleks olarak ellerimle gözlerimi kapadım. Tam o sırada Kaplan dibime girip koltuk altlarımdan tuttu ve kucağına oturttu beni.

"Benim küçük kızım korkmuş mu?"

Hızlıca üstünden kalkmaya çalıştım ama iki kolumdan da sımsıkı üstüne bastırıyor du beni.

"Hayır korkmadım bırak"

Çırpınmam fayda etmedi öylece yüzüme bakıyordu. Ve tam erkekliğinin üstüne oturduğum için daha fazla haraket etmedim.

Kaplanın gözleri bir kaç ton koyulaşmıştı. Yüzüme o kadar derin bakıyordu ki göz teması kuramıyordum.

"Rahatsız oluyorum, bırakır mısın lütfen?"

Sağ eliyle saçımın bir tutamını okşayarak kulağımın arkasına attı.

"Peki madem istediğin gibi olsun."

Kollarını belime dolayarak beni kucağına aldı. Tek eliyle televizyonu kapatıp yürütmeye başlamıştı. Bir erkekle bu kadar yakın olmak çok rahatsız ediciydi.

Hava yavaştan kararıyordu. Filmi dahi bitirmemiştik halbuki ne ara saat bu kadar ilerlemişti.

"Saat kaç?"

Beni odama sokup yatağın üzerine yatırdı hemen yanıma oturup saçlarımı okşuyordu ve bana şefkatle bakıyordu. Bugün neyi vardı bu adamın böyle? Niye bu kadar sakin.

"Sen şimdi uzan biraz, benim yan odada biraz işlerim var. Çok önemli bir şey olmadıgı sürece gelme tamam mı?"

O kadar nazik sormuştu ki bana yaptıklarını bilmesem kesin hoşlanırdım.

Yüzüme Hafifçe tebessüm edip ayağa kalktı ve gitti.

Bu anlamsız tebessüm de neydi şimdi? Odanın içinde göz gezdirirken duvardaki saate takıldı gözlerim.

"12'Mİİ!?" şaşkınlığımı dışa vurmuştum. Saat sabahın on ikisiydi ve hava kararıyordu. Önceki evimde olduğu gibi mi olacaktı acaba? Şimdi den korkmaya başlamıştım ama yapacak bir şeyim yoktu. Ne olursa olsun kaçacaktım.

Ben bunları düşünürken yan odadan garip sesler geliyordu ve hava tamamen kararmıştı. Ayağa kalkıp odanın ışığını açmayı denedim ama açılmıyordu. Ve yine aynı şeyler...

Kapıyı açmayı deniyordum ama açılmıyordu. Ne ara kitlemişti hiç duymamıştım ama korkuyordum. Sanki yan odada birinin acı çekme sesleri geliyordu.

"Kaplan! Aç kapıyı!"

Sesler kesilmişti ve büyükçe adım sesleri geliyordu. Nedense geriliyordum ve bir kaç adım geri gittim.

Kapının kilidi açıldı ama kulpunu indirmedi. Ve uzaklaşan adım sesleri. Neler oluyordu bu sikik evde!

Cesaretimi toplayıp ayağa kalktım ve kapının kulpunu indirip açtım. Çok karanlıktı hiçbir şey gözükmüyor du. Aşağı merdivenlerden inene kadar zar zor inmiştim. Dış kapıya doğru koştum ve direkt indirdim. Ama beklediğim manzara bu değildi.

Zifiri karanlığın içinden gözüken kahverengi gözler. BU BIR KURTTU! Bir iki adım gerilerken kapıyı kapatmayı deneyecektim ama aniden hırlayıp üstüme atlamıştı. Olabildiğince yüksek sesle çığlık attım. Yerde yatıyordum ve üstümdeydi gözlerime bakıyordu. Bu da aynı diğer mavi gözlü kurt gibi devasa büyüktü.

Yüzüme doğru tekrardan hırlayıp ağzını açmıştı ki arkadan bir kurt uluması yükseldi. Görmesem dahi tanımıştım bu o kurttu. Mavi gözlü kurt...

Bir Anda üstümdeki kurtu boğazından tutup yan tarafa savurdu. Boğazından tutup parçalıyor du onu! Korkudan ağlamaya başlamıştım. Üst kata odaya girip kitlesemiydim yoksa kaçsamıydım bilemedim ama belki de kapı açıkken bu fırsat elime bir daha geçmeyecekti. Ayağa kalkıp son kez zar zor görebildiğim manzaraya baktım. Diğer kurt haraketsizce kanlar içinde yatıyordu. Mavi gözlü kurt ise hala parçalıyordu onu.

Daha fazla zaman kaybetmeden koşarak yalın ayak çıkmıştım. Nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu ama ormanlık alandı. İçim de ya başka kurtla karşılaşırsam diye düşünmeden edemedim. Keşke odaya girseydim başka zaman da kaçabilirdim.

Bu kadar gürültüye karşı Kaplan neden inmemişti aşağıya. Odada inler gibi sesler çıkarıyordu bir şey mi olmuştu acaba? Aptal gece aptal! Yanlış zaman da doğru şeyi yapmıştım. Daha fazla koşmadım ve yavaşça yürüyordum artık sadece. Ayaklarımın altı acıyordu ve üşüyordum.

Biraz daha yürüdükten sonra karşıma bir dere çıkmıştı ve kayalıklara oturup ay'ı seyrediyordum. Ağlamamı durduramıyordum. Daha 17 yaşında bir çocuktum. Ben hiçbir zaman çocuk olmadım kabul ediyorum her zaman olgundum her zaman yaşadıklarım yaşımdan daha fazlasıydı. Ama bu yaşımda çocuk olmam gerekmez miydi? Bu üstümde ki yükte ne böyle?

Sessizce içli içli ağlarken çalılıklardan ses duymuştum. Nefesimi tutup haraket etmeden dikkatlice bakıyordum. Umarım yine başka bir kurt değildir bu sefer artık kurtulmak için çırpınmayacağım çünkü.

Mavi gözleri görmem içim de derin bir rahatlık sağlamıştı. Bu kurt bu kadar vahşiyken neden ondan korkmuyordum.

Yanıma doğru yavaş adımlar atıp dibime kadar girmişti ve saçlarımı kokluyor du. Içimden gelen duygu birikimi ile koca gövdesine sarıldım. Çenesini saçlarımın üzerine bastırmıştı. Sanki ailemden biriymiş gibi, sanki insanmış gibiydi. Ve kokusu, kokusu kaplanla aynıydı resmen. Çok güzel kokuyordu, Onun kokusu...

Biraz daha öyle durduktan sonra kafamı geri çekip göz yaşlarımı kazağımın koluna sildim. Kafamı çevirip baktığım da Kurt da bana yukarı dan bakıyordu. Zaten fazlaca büyük olduğu için kayalıklara çıkmasına gerek kalmadan oraya yattı ve kafasını dizlerimin üzerine koydu. Elimi kaldırıp kafasını okşadım.

"Son zamanlar böyle huzurlu bir ortama çok ihtiyacım vardı gerçekten, teşekkür ederim."

Kafasını kaldırıp yüzümü yaladı. Bu gülümsememe sebep olmuştu.

"Nasıl da akıllısın, anlıyorsun her şeyi"

Kafasını geri yatırmıştı, ben de sevmeye devam ettim. Bir süre daha geçtikten sonra iyice uykum gelmişti artık. Kafamı kurt un sırtına yasladım, çok huzur vericiydi. Gözlerim kapalı düşünmeye başladım.

"Şimdi ne yapıcam peki? Nereye gidicem? Nerde kalıcam? Nasıl geçinicem? Artık benim bir evim yok! Elimde tek kuruş param yok! Giyecek kıyafetim, yiyecek yemeğim yok, kimsem yok!"

Gözlerim kapalı gitgide uykuya dalmaya üzereydim. Uykuya dalmadan önce duyduğum son şeyin bir rüya olduğunu düşünmüştüm.

Senin bir evin var. Ben senin evinim. Herşeyinim.

******

Bir dahaki bölümü geç atmamaya özen göstericem. Kusuruma bakmayın dediğim gibi iyi olduğum sürece her zaman yenisi gelecek.



Continue Reading

You'll Also Like

170K 8.3K 61
İNSANIN RASTGELE SALLADIĞI NUMARA HAYAT DEĞİŞTİRİR Mİ Kİ BENİMKİ DEĞİŞTİ...
YASAK DENEY By 👑

Science Fiction

165K 15.9K 34
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...
YANSIMA By Gizme

Science Fiction

5.8K 477 29
İKİ AYRI YAŞAM AMA TEK BİR NOKTA : RUH Amelia kendini hiç bilmediği bir dünyada bulmuştu. Bir anda 19. yüzyıl İngiltere'sine gitmişti. Bu bir rüya m...
534 57 7
Farklı Bir Aşk Hikayesi