BİR KULAKLIK MESELESİ

By KarTanesiKadinn

1.5K 213 35

Neredeyse her gün kulaklığı birbirine dolaştığı için açmaya çalıştığında koparan bir adam düşünün. Uzun boylu... More

1.BÖLÜM 🐰İLK GÖRÜŞ🐰
3.BÖLÜM 🐰FARKINDALIK🐰
4.BÖLÜM 🐰BENİM OLMALI🐰
5.BÖLÜM 🐰ISLAK KUŞ🐰
6.BÖLÜM 🐰KULÜP🐰
7.BÖLÜM 🐰HAZAN🐰

2.BÖLÜM 🐰İLK KONUŞMA🐰

236 29 13
By KarTanesiKadinn

Yorgun bir şekilde yolda yürürken bugün neler yaptığımı kendi kendime anlatıyor az da olsa moralimi yükseltiyordum.

"20 paragraf, 20 problem çözdüm. Bir fen ve sosyal denemesi çözdüm. Türkçe de dil bilgisi çözdüm, Edebiyat konularını tekrar ettim. Geri kalan soru bankası çözümleri ile 200 soru oluyor. Off yine az."

"Aslında iyi."

Duyduğum nahif ses ile yutkunup arkama döndüm. Çantasını sırtına takmak yerine önden omuzlarına takmış alttan destekliyordu.

Allah'ım bu o kız!

Ve şimdi fark ediyordum da yüzünde minik minik çiller vardı.

Çok ama çok minik oldukları için hafif büyük bir iki tanesi belli oluyordu sadece.

"Ne?"

Hafifçe güldü.

"Bugün güzel çalışmışsın diyorum. Yapacak bir şeyin yoksa ek olarak bir dersi evde çalışabilirsin. Bende arada böyle etütler yapıyorum. İyi oluyor."

Başını kaldırmıştı ancak sanırım bir şey canını sıkmış olacak ki elini ensesine atmış ve topuzuna bastırmıştı.

"Ahh bu senenin erkekleri cidden hormonlu, ne yiyorsan bana da söyler misin? Kesinlikle çok ihtiyacım var."

Yüzünü buruşturup konuşurken dişlerimi sıktım. Aman Allah'ım yüzünü ısırmak istemem ne kadar doğru olur?

"Şey aslında, bizde genetik."

Demem ile heyecanla elini çantasına indirip hafifçe ayak parmak uçları üzerinde yükselip indi.

"Ay evet! Bizde de genetik ama kimse bunu düşünüpte öyle konuşmuyor, ay sanırım aynısını az önce ben yaptım kusura bakma rahatsız olduysan."

Mahcup hali ile kaşlarım iki yana eğildi. Dudaklarımı bastırdım bu tatlılık karşısında.

Ne oluyordu bana be!

Boğazımı temizledim.

"Yok sorun değil, tavsiyen için teşekkürler. Hoşça kal."

Ne diyeceğimi bilemesemde yinede iyi toparlanmıştım.

Elini sallayıp 'görüşürüz' diyerek arkasını dönmüş ve karşıya geçmişti.

Derin bir iç çekiş ile ellerimi ceplerime koyup hafif bir ıslık ile yola koyuldum, bir şarkı kadar olmasada idare ederdi.

Sesi de kendisi gibi güzeldi. Acaba şarkı söylerken nasıldı?

Düşünceler içinde eve yürürken bu meseleye kesin bir sonuç bulmalıydım.

Ya onu tamamen silecektim ya da ne yapıp edip o yanakları ısıracaktım.

****

Çantamı yatağıma bırakıp dolabıma ilerledim. Açtığım kapağa yaslanarak bakışlarımı giysilerimin üzerinde dolaştırdım.

Nihayet siyah eşofman ve mavi swetimde karar kılarken onları yatağıma bırakarak banyoya ilerledim.

Kısa bir duş alıp üzerimdeki yorgunluğu azaltırken belime sardığım havlu ve kafamdaki havluyla odama doğru ilerledim.

1+1 küçük bir evde yaşıyordum. Annem ve babam çalıştığı için liseyi kazandığım şehire gelememiş, para sıkıntısı olmadığından dolayı da haliyle benim için bu daireyi kiralamışlardı.

Tabii kirayıda onlar ödüyordu, bu sene sınav senem olduğu için onlara kalmıştı zira hem çalışıp hemde okuyordum bu seneye kadar.

Ablam da şehir dışında üniversite okuduğu için alışıklardı bu duruma.

Oysaki asla unutmazdım ablam Ankarayı kazandığında evde ne kıyametler koptuğunu.

Ablam üniversite kazanana kadar hep birlikte Muğla'da yaşıyorduk.

Tabi ablamdan bir sene sonra bende Bursa'yı kazanmıştım.

Kafamdaki ve altımdaki havluyu yatağa fırlatıp iç çamaşırım ve atletimi giydim.

Eşofman ve swetimi de giyip dolabın aynısının karşısına geçtim.

Hafif nemli saçlarımı tarayıp yüzüme nemlendiricimide sürdükten sonra havluları tekrar banyoya bırakıp mutfağa ilerledim.

Mutfak ile salonum bir olduğundan salon yerine çoğunlukla mutfağı kullanıyordum.

Buzdolabını açıp ne var ne yok diye kontrol ederken yine tatmin etmeyen sonuçlar ile oflayıp kapağını kapattım.

Mutfak çekmecelerine yönelip belki sevdiğim bir şey bulabilirim ümidiyle ortalığı kurcalarken bulduğum yarım paket bulgur ile sırıttım.

Birde yoğurt varsa yemede yanında yat.

Tekrar buzdolabına yönelip kapağını açtım.

Bakışlarım cam raflarda gezerken en altta, arkaya saklanmış yoğurt kovası ile sırıtışım arttı.

Önündeki kahvaltılık şeyleri çekip kovayı aldığımda dibinde kalmış yoğurtu tezgaha bırakıp dolabı kapattım.

Alt dolaptan aldığım tencereyi ocağa bırakıp, içine biraz yağ döküp, bir kaşıkta salça koyup ocağı yaktım.

Yağın kızarmasını beklerken ketıla su koyup fişini taktım.

Yağ ve salça kızarırken yarım paket bulgurun hepsini tencereye döküp karıştırdım.

Son olarak kaynamış suyu da üzerine ekleyip kapağını hafif kapatarak, pişmesini beklemeyerek odama gittim.

Yatağıma bıraktığım çantam ile masamdan birkaç testi alarak, tekrar mutfağa gidip, oradaki masaya bıraktım elimdekileri.

Yemeğimi kontrol edip sorun olmadığını gördüğümde masaya oturdum.

Derin bir nefes çekerek maratona başlarken olmazsa olmazım müziğimi açarak son sese verip sorular ile boğuşmaya başladım.

****

Yemeğimi yemiş, yanında güzelce test çözmüş, ortalığı toparlamıştım.

Şimdi ise üzerime ceketimi ve telefonumu alarak dışarı çıkıyordum.

Bizimkiler aramış ve dışarı çağırmışlardı.

En azından kulaklık alırdım diyerek bende kabul etmiştim.

Beyaz sporlarımı ayağıma giyip açtığım kapıdan çıkarken arkamdan kilitlemeyi unutmadan kilitleyip hızla kapanmak üzere olan asansöre bindim.

Aslında ikinci kattaydım merdivenlerden inmek bazen eğlenceli bile oluyordu ancak neden kendimi yorayımki?

Asansör durduğunda önümdeki amca ile beraber inip, apartman kapısını zar zor açarak çıktık.

Yöneticinin üşengeçliği yüzünden bu kapı asla düzeltilmiyordu.

Ne kadar konuşsak bile boştu resmen, adam tamam tamam diyip uyumaya devam ediyordu.

Bir insan nasıl yedi yirmi dört uyuyabilirdi ki?

Ceketimin ceplerine elimi sokup biraz ilerideki markete yürümeye başladım.

İlk olarak kulaklık alsam iyi olurdu yoksa unutuyordum.

Markete iyice yaklaşmışken cebimdeki telefonun çalmasını beklemediğimden sıçradım.

Oflayıp bir yandan da kendi halime gülerek telefonu açtım.

"Alo?"

"Neredesin lan sen yarım saattir bekliyoruz?"

Gözlerimi devirip cevap verdim.

"Eğer toplandıktan sonra beni çağırmasaydınız beklemezdiniz Arıkan, git başımdan."

"Hadi lan oradan! Aylak aylak dolanma, çabuk ol."

Yüzüme kapatacağını bildiğimden bir şey demezken o yüzüme kapatmıştı.

Derin bir nefes alıp markete girmiş ve her hafta geldiğim kulaklık kısmına ilerlemiştim.

Hemen bozacağımı bildiğimden herhangi birini alıp kasaya giderken bir yandan da ceketimin cebinden cüzdanımı çıkarıyordum.

Önümdeki kız eşyalarını poşete doldurup gittiğinde çok şükür sıra bana gelmişti.

Kasiyer kulaklığı okutup fiyatını söylerken ben çoktan parayı çıkarıp uzatmıştım bile.

Kulaklık ve fişi alıp çıkarken fiş ile kutuyu hemen dışarıdaki çöpe atmış kulaklığımıda telefonuma takarak kulağıma yerleştirmiştim.

Kulağımda yankılanan şarkı ile huzurla gülümseyip çağırdıkları kafeye doğru yürüdüm.

****

Saat 08.06 ve ben sırtımda ağır çantam ile okul yolundaydım.

Cidden bu okul saçmalığı ne zaman bitecekti. Açığa geçmeye de cesaret edemiyordum açıkçası, hem içimde geçmek için bir istek yoktu nedensiz.

Yorgunluk ile tekrar esnerken kulağımdaki pembe kulaklık yüzünden insanların tuhaf bakışlarına maruz kaldığımı biliyordum ancak açıkçası umurumda değildi.

Eminim yarın bozardım.

Okul kapısından içeri girip zil çalana kadar en azından biraz da olsa dinlenirim düşüncesi ile çardağa ilerledim.

Zaten bizimkiler birazdan gelirlerdi.

Uykum vardı ancak bir türlü uyuyamadığım için erkenden hazırlanıp çıkmıştım.

Normalde zilin çalmasına 10 dakika kala okulda olurdum.

Çardağa geçip çantamı masaya bırakarak bankta geriye yaslandım.

Uzanmak istesemde hocalar baktığı için uzanamıyordum. Sonra ikide bir laf sokuyorlardı.

Yaklaşık yirmi dakika kadar sonra yanıma çöken bedenle bizimkilerin geldiğini anlamış ve gözlerimi aralamıştım.

"Bugün deneme var, ne yapacağız?" Gezici sıkıntı ile konuşurken Aksal omuz silkip kolunu omzuna atmıştı.

"Hallederiz bir şekilde gülüm sıkıntı etme."

"Ya Aksal, ben gerginlikten öleyim, sen ne de!"

"Yav gülüm, ne dedim sanki?"

Gezici en ufak bir şeye de olsa heyecan yapar, gerilirdi.

Arıkan bana dönüp, kollarını masaya yaslayarak, kafasını kollarına bıraktı.

"Ee devrem, sen ne yaptın?"

Yüzümü buluşturarak konuştum. "En çok çıkan konuları tekrar ettim geldim. Sen?"

"Hiçbir şey yapmadım." Dedi gülerek. Bende gülüp omzuna başımı yasladığım sırada değişen şarkı ve aynı anda kapıdan giren kapalı kızla yutkundum.

İlk bakışta aşk mı olur? Yoktur öyle şey. Kandırıldım a dostlar varmış öyle şey. Gelin görün halimi. Eskilerin sarhoşluk eseri, ama hanımefendi sarhoşluk sebebi.

Tekrar yutkunurken çantasını önden tutup, arkadaşıyla gülüşen kıza dikkat kesildim.

"Lan oğlum, kaç gündür bakışların şu kızda. Hayırdır?"

Halimi fark eden Aksal bana eğildiğinde ona döndüm.

Diğerleri yalnızlık eseri, ama hanımefendi yalnızlık sebebi...

Hâlâ çalan şarkı ile konuştum.

"Sanırım ondan hoşlanmaya başlıyorum."

"Lan!" Kahkaha atan Arıkan ile elimi ensesine geçirirken Aksal bu durumu yaşadığından sadece gülümseyip Gezicinin saçlarını öpmüştü.

"Ee, ne yapacaksın şimdi?" Gezici hevesle konuşurken, omuzlarımı bilmiyorum derecesine kaldırıp indirdim.

"Kızla aynı sınıfta olan bir arkadaşım var, istersen bilgi alabilirim."

Hemen başımı sallayıp kabul ederken zil çalmış ve sonunda gülmesini durdurabilen Arıkan ile hepimiz ayaklanmıştık.

Ve çekingenlik akıyor her yanından bu aşkın efendisi...

Bir şarkı neden sana bu kadar benzemek zorunda ki?





*************************

BÖLÜM SONU....

Huh! Buda bitti

❤❤❤

Continue Reading

You'll Also Like

4.6M 342K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
858K 39.5K 28
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
445K 29K 25
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
4M 66.8K 58
Eğlencesine gidilen konserde bir insanın hayatı değişebilir mi? Unutulan anılar adına nasıl birine aşık olabilir?