"Kalp düşünebilseydi
atmaktan vazgeçerdi."
- Fernando Pessoa -
...
Her gün şöyle gülse yemin ederim oturur sıkılmadan her dakika onu izlerim.
Aylar önce gülmeyen, konuşmayan bir adam tanıdım, daha doğrusu gördüm.
Ama, yıllar öncede bana canını bile verecek bir küçük çocuk tanıdım hala aynı kalan, hala benim için canını verebilecek bir adam.
Bilmem hala aynı mıdır? Ama değişmemiş küçükken de gözümde beni koruyup kollayan bir adamdı hala öyle.
Az önce neler yaşadık neleri göz ardı aldık ama ilk defa onu böyle gülerken görüyordum.
Sorduğumda 'Gülmenin nasıl bir şey olduğunu tadıyorum' demesi bile benim için bir umut ışığıydı.
Bir adam düşünün
İlk doktor dedi
Daha sonra doktor hanım
Ve daha sonra güzelim
En güzeli de bücür oldu.
Ben değişmedim hala o küçük çocuğum, hala o mozillaya aşık bir çocuk.
Kafasını bana çevirerek yavaş adımlarla yanıma doğru geldi "Ne düşünüyorsun doktor" dedi alayla gülerek "Yada doktor hanım mı desem" kafasını sallayarak "Yada dur dur güzelim diyim daha güzel." Dedi burnunu sıkarak.
"Bücür de, özletme öyle." Dedim buruk bir gülümsemeyle.
Önüme gelen saçlarımı geriye doğru atarak "Olur" dedi gülümseyerek "Bücürüm." Kafamı kendine çekerek göğsüne yasladı
"Aferin." Dedim sırıtarak.
Gece yanıma doğru geldi sendeleyerek "Flörtleşmenizi bölüyorum ama benim gitmem lazım artık." Çağan kaşlarını çatarak önüme doğru geçti
"Sen kimsin?" Dedi merakla
Gece boğazını temizleyerek Çağanın önünde daha saygılı bir şekilde durdu "Askerim ben" dedi düz bir sesle
Çağan kafasını sallayarak "Gitmene gerek yok burada kal hem Tuana sevmiş seni" diyerek bana döndü "Kırmayalım onu ben aldırırım buraya seni." Dedi bana gülümseyerek.
Gece elini saçına götürerek kararsız bir şekilde yüz ifadesi oluştu yüzünde.
"İyi peki ama bende geleceğim sizinle." Dedi hızlı bir sesle
Murat arkadan gelerek "Askerim diyorsun kızım geleceksin tabi." Dedi samimi bir sesle
Bora Murat'ın omzuna elini koyarak "Gerek yok." Dedi değişik bir şekilde "Ne malum gerçekten asker olduğu." Dedi şüpheli bir şekilde tekrardan
Gecenin yüz ifadesi değişmişti bir anda "Ne diyorsun sen ne" diye Boraya karşı çıkıştı
Bora yüzünü geceye yaklaştırarak "Kendin dedin küçük hanım" dedi alayla"Herkese güvenip iyi olma, dediğini yapıyorum işte." Dedi kaşlarını çatarak tekrardan.
Gece Boraya daha fazla yaklaşarak "İyi yapıyorsun o zaman" dedi kulağına yaklaştı hemen ardından "Daha çok sevdim seni." Dedi gülümseyerek
Boranın öldüğüne yemin edebilirdim.
Bora sırıtarak Murat'a çevirdi kafasını bir şeyler geveliyordu azından "İyi iyi" diyerek konuyu kapatmaya çalıştı.
Murat pis pis boraya bakıyordu ardından bana dönerek göz kırptı azını oynatmaya başladı "Ne iş" dedi sessizce
Gülümseyerek sessiz ol diyerek sus işareti yaptım.
Çağan omuzlarını dikleştirerek "Gideceğiz birazdan geleceksen gel." Dedi umursamaz bir tavırla
Gece kafasını bana çevirerek "Ben arkanızdan gelirim." Dedi göz kırparak
Çağan kafasını salladı onaylayarak hemen ardından da arabalara doğru yürüdüler.
Gece hızla damla ve benim yanıma gelerek "Gelin sizde benimle." Dedi telaşla.
Gözlerimi kocaman açmıştım "He çağan sonra düşman yerine bizi gebertsin." Dedim korkuyla
Oflayarak kolumu tuttu "Salak o yüzden mi diyorum ben yaralıyım ama gitmek istiyorum, ya bir şey olursa bana." Dedi tedirginlikle
Aslında doğru söylüyordu gitmemiz gerekiyordu damla beni göstererek "İyi tamam" dedi bir anda.
Bakışlarım ona döndüğünde bir şey olmaz diyerek geçiştirdi.
Bu yolun sonunda bir bok olacaktı ama neyse işte.
Gece kolumuzdan tutarak arabaya doğru götürdü bizi.
Gene o aksiyon dolu arabaya binmiştik.
Arabayı çalıştırarak Çağanları takip etmeye başlamıştık.
Çağan beni burada görse acaba ne yapardı çok merak ediyordum.
Damla gözlerini kocaman açmıştı bir anda "Lan yavaş sür ölelim istiyorsan." Gece bakışlarını damlaya çevirerek
"Olum ben yolu bilmiyorum mecbur yetişmemiz lazım" dedi telaşla.
Ellerimi saçlarıma götürerek dua etmeye başladım
Aradan yarım saat bile geçmeden Çağanlar bir yerde durmuşlardı
Arabadan indiğimizde çağan çok şükür bizi görmemişti.
Gece eliyle gelin yaparak "Çok sessiz olun vallahi yeriz götümüze bir tane kurşun otururuz aşağıya."
Damla eliyle azını kapatarak gülmeye başladı "Yapmayın şöyle şakalar durup dururken aq" dedi hemen ardından kendini toplayarak.
Biz Çağanları gözetlerken damla korkuyla bana döndü
Ona döndüğümde ilk sorum "Ne oldu lan ne bakıyorsun öyle?" Dedim birden
"Tuana çişim geldi." Dedi bir anda
Gece elini kafasına götürerek sabır çekti "Hiç mi heyecan yaşamadın ya hemen çiş mı gelir?" Dedi bıkmışcasına.
Damla omuzlarını salladı "Ya valla gelsin biri benle korkarım lan ben burada" dedi gelmemeye çalışarak
Gece Of çekerek "Tamam yürü" parmağıyla beni göstererek "Sende Sakın sesini çıkarma bak bekle burada." Dedi sessizce.
Onlar giderken salak salak onları bekliyordum sessizce.
Öylece beklerken çalılıklardan bir ses duymuştum arkamı döndüğümde kimse yoktu.
Önüme döndüğüm sırada korkuyla geriye doğru düştüm.
Gözlerimi korkuyla açtığımda çağan olmasını umuyordum ama değildi.
Elindeki silahı atarak cebinden bir bıçak çıkardı karşımdaki adam bir anda.
Hızla ayağıya kalktım korkuyla ellerimi kaldırdım refleks olarak "Bak sakin ol" dedim tedirginlikle "Biz dostuz senle."
Adam git gide yaklaşıyordu bana ben geri çekildikçe üstüme doğru geliyordu.
"Dost?" Dedi gülerek "Bizi öldürmek için gelenler ne zamanlar beri dostumuz oldu." Dedi alayla "Siz sadece ölmeyi hak ediyorsunuz." Diyerek Hızla yanıma geldi
Bıçağı karnıma doğru bastırdı bir anda.
Korku yoktu, tedirginlik yoktu bu sefer sadece acı vardı.
Bıçağı çekmeden kulağıma fısıldayarak "İlk kişinin kadın olması beni çok onurlandırdı." Dedi bıçağı daha çok bastırarak
Acıyla bağırdım o an.
Bıçağı Hızla çektikten hemen sonra aynı yere bir kez daha sapladığında ağzımdan kan çıktığını görebilmiştim sadece ve acıyla bağırışlarımı.
Hızla tekrardan geri çekerek arkasına bakmadan kaçmıştı
Kasığımı tuttum acıyla, hiç bir zaman böyle canımın yandığını hissetmemiştim.
O an ayakta durmakta çok zorlandığım için acıyla yere çöktüm bir anda.
Konuşurken bile Canım yanıyordu yavaşça ağzımı oynatarak "Gece!!" Diye bir ses çıkmıştı ağzımdan.
Gelen yoktu.
Gözümden bir damla yaş düşmüştü o korkuyla ve can acısıyla
Yine mi tek kalmıştım, yine mi yalnızdım.
Yine korkularımla yalnızdım.
Ve bir bağırtı geldi etraftan "Yenge!!!" Diye bir ses geldi.
Gözlerim gidiyordu sanki yavaş yavaş nefes alış verişlerim bile sorunlu gibiydi.
Boraydı gelen, yavaşça kafamdan tutarak etraftakilere bağırmaya başladı "Arabayı hazırlayın" diyordu ardından bana baktığını hissetmiştim "Yenge!" Dedi gözümden düşen yaşla "Yemin ederim bir şey olmayacak" dedi tekrardan ağlayarak "Komutanım!!!" Diye bağırmaya başladı bu sefer "Ya yok mu bakan Ne olur yardım edin ya." Ağlayarak haykırıyordu sanki.
Zoraki konuşmaya çalışarak "Yanıyor Canım." Diyebildim sadece eliyle yüzümü tutarak azımın yanındaki kanı eliyle silmeye başladı
"Yenge kanamasın bir yerin ne olur." Sesi o kadar gür çıkmıştı ki bu sefer "Ya yardım edin lan!!!" Diye bağırdı bu sefer ise.
Nefes alamıyordum artık sanki azımı oynatarak "Dayanamıyorum." Dedim sadece Bora ağlayarak daha çok bağırmaya başladı sanki.
"Ne olur dayan, ben bile dayanamıyorum sen güçlüsün benden ne olur" dedi yalvararak "Söz bütün hayatımı anlatacağım, seni kızdırmayacağım, her gün ziyarete geleceğim ama Ne olur dayan!"
Arkadan koşma sesleri duyuyordum Ve bir ses "Naz!!!" Diye bir bağırdı sesi duyabildim sadece
Bora Hızla yanıma kalktığında gözlerim çağanı görmüştü korkuyla gözlerime bakıyordu "Naz'ım" dedi telaşla "Kurban olayım dayan." Dedi bağırarak.
Bir insan bir çok kez Yaşar mı bu acıları, ben yaşadım.
O an bütün algılarım kapandı, bütün bilincim kapandı sanki
Etraf karardı her şey durdu.
Ve bir Yara İzi daha oluştu.
Acı iyileştirir insanı, benim artık tüm bünyem acıydı.
Belkide bitti her şey....
Bölümü umarım beğenmissinizdir yorum yapıp oy verirseniz çok sevinirim<3