Little butterfly: behind the...

By gmzvarol34

3.5K 227 2.7K

Bir giyushino hikayesidir. More

Episode 1 : Herşeyin başladığı yer
Episode 2 : İçinden gelen bir his
Episode 4 : Bu beklenmedik bir haber!
Episode 5 : Halledebilirim!
Episode 6 : İyiki geldiniz
Episode 7 : Vay canına Gerçekten mi?
Episode 8 : Gerçekten korkunç!
Episode 9 : Hipnotize ediliyoruz
Episode 10 : Artık kıpırdanıyor!
Episode 11 : Hoşgeldin Yua bebek!
Episode 12 : Geri dönüyoruz. Görev bitti.

Episode 3 : Çünkü seni seviyorum

309 20 202
By gmzvarol34

Shinobu akşam yemeğini hazırlarken bile oldukça gergindi. Kendini hem çok mutlu hemde çok haratsız hissediyordu. Bu aslında daha çok utanma sonrası gelen o hafif haratsızlıkla aynıydı. Giyuu da ona yardıma gelmek istese de mutfağa gitmekte zorlanıyordu. Öpüşmelerinin ardından 2 saat geçmişti ve hala ne bu konu ne de başka bir konu hakkında tek kelime bile etmemişlerdi. Sadece göz göze geldikleri her an yüzlerini çevirip kızarmış yüzlerini birbirlerinden saklıyorlardı.

Giyuu en sonunda utanmaya bir son verip Shinobu ya yardım etmeye gitti. İçeri girdiğini hisseden Shinobu yüzünü dönmedi. Hazırladığını gördüğü iki tabağı yanından aldı ve yüzüne baktı. Shinobu hala bakamamıştı ama yüzü onu ele veriyordu. Giyuu bu sessizliğe son vermek için konuşmayı başardı.

G: " bunları sofraya götüreceğim Kochou, yardım edebileceğim başka bir şey var mı? "

Sh: " eee, şimdilik yok Tomioka - san. Ben birazdan geleceğim. "

Giyuu tabakları içeri götürünce Shinobu yutkunmayı başardı. Biraz daha oyalandıktan sonra bunun bir yere varmayacağını bildiğinden dolayı sofraya gitti. Herşey hazırdı ve yemeye başladılar. Henüz konuşmamışlardı. Bakalım bu sessizliği kim bozacaktı. Ve çok geçmeden gene Giyuu konuştu.

G: " hava kararmak üzere Kochou, yemeğimizi bitirip göreve çıkmalıyız. Sen mutfaktayken şerifin yardımcılarından biri geldi ve gereken bilgileri verdi. İlk yılanı avlama vakti geliyor. Herşeye karşı yine hazır olmalıyız. "

Sh: " haklısın Tomioka - san, köyün içine gizlenen bütün iblisleri tek tek yok etmeliyiz. Mümkün olduğunca hızlı olarak. Asami nin yanlız kalması gerek ki işini çabuk bitirelim. "

G: " evet öyle, ben bitirdim şimdiden. Gidip hazırlanacağım sende çabuk ol olur mu? "

Sh: " tamam Tomioka - san, ben hemen gelirim. Aa- "

Konuşmak istedi ama durdu. Giyuu da odadan çıkmıştı zaten. Ona söylemek istediği bazı şeyler vardı ama bunu bir türlü dile getiremiyordu. Konuşmak istediği her an dili tutuluyordu. Ve geçen 2,5 saat boyunca her bir anda o anı hatırlayıp gülümsemeden duramıyordu. Artık onu gördüğü her an kalbi bir tık daha hızlı atıyordu ve Shinobu buna hakim olamıyordu. Eğer bir gün bunu söyleyebilirse herşeyin çok daha güzel olacağını bilseydi. Bir an dahi duraksamazdı. Ama anlaşılan bu işler biraz zaman alıyor. Zamana ihtiyaçları var.

Shinobu yemeğini bitirdi ve hemen hazırlanmaya gitti. Havanın karanlığında dışarı çıktılar. Yeniden çatılara çıkıp etrafı gözlemeye başladılar. Yine görünürde pek bir şey yoktu. Öncelikle bulunduğu eve gitmeleri gerekiyordu. Geldiklerinde tıpkı bekledikleri gibi kimseyi bulamadılar. Anlaşılan bir plan peşindelerdi. Ne planladıklarını hızlıca öğrenmeleri gerekiyordu. Bu yüzden iki ye ayrılıp etrafı iyice kolaçan etmeye karar verdiler.

G: " sağ tarafı ben kontrol ederim Kochou, sende sol tarafı iyice araştır eğer birşey bulamassak köyün etrafına da bakmamız gerekecek. "

Sh: " olur Tomioka - san, birşey bulamassak burada buluşalım. Nerede toplandılar bilmiyoruz ama bulursak hepsini yok etme fırsatı bulacağız. O yüzden biraz acele edelim. "

G: " pekala, hadi gidelim. "

Sh: " Tomioka - san? "

G: " efendim Kochou "

Sh: " şeyy, lütfen dikkatli ol olur mu ? diyecektim.

G: " olurum. Lütfen sende dikkatli ol. "

Sh: " olacağım... "

Ayrılıp bölgelerini iyice kontrol etmeye başladılar. Fakat bir iki küçük olay dışında hiçbir şeyle karşılaşmadılar. İblisler her ne planlıyorlarsa ciddi bir plan yapmış olmalılardı. Amaçları zaten belliydi. Bu hashiraları öldürerek kibutsuji muzanın takdirini kazanmaktı. Amaçlarına ulaşabilecekler miydi? Yoksa tıpkı öncekiler gibi planları geri tepecek ve yok mu olacaklardı.

Giyuu ve Shinobu heryeri taradıktan sonra buluşma yerine gittiler. Birbirleri ile karşılaştılar. Fakat arkalarından da bir düzine iblis belirmişti. Başlarında da aradıkları adam vardı. Önlerine de bir o kadar iblis geliverdi. Anlaşılan köyün dışında yaşayan iblisler de vardı ve hepsi toplanıp onları öldürmeye kararlıydı. Fakat ikilimiz burayı iblislerden temizleyip herkesin huzura kavuşması konusunda daha kararlıydı. Başlarındaki anlık sessizliği bozdu ve gözlerinin içine iyice baktı.

K: " beni aradığınızı duydum. Buyrun karşınızdayım. Bizi kolayca yok edebileceğinizi mi sandınız. Burası bize ait ve sizde ait olduğunuz yeri boylayacaksınız. Sizi yok ettiğimizde hepimiz muzan - sama tarafından ödüllendirileceğiz. "

Sh: ara ara, gerçekten buna inandınız mı Kobayashi - san? Elebaşınız ödülünü sizinle paylaşacak mı yani? Böyle birşey yapacağını sanmam. Ama zaten bunun bir önemi de yok. Çünkü öyle bir ödül almayacaksınız. Ahh, Siz hiç üzülmeyin. Biz size bir ödül vereceğiz. Ne dersin Tomioka - san ? "

G: " süresiz cehhennem gayet iyi bir ödül olur. Değil mi Kochou? "

Sh: " Tomioka - san haklı çocuklar. Yaptıklarınız karşılığında verebliceğimiz en iyi ödül bu maalesef. Şimdi bize zorluk çıkarmadan bu işi halledelim ne dersiniz? "

Giyuu tanjiro gibi öfkenin kokusunu alamasa bile Shinobu nun siniri kendini oldukça belli ediyordu. Yine yüzündeki o gülümseme ama alının kenarında çıkan sinir damarı ile. Dişlerini de göstermeye başlamıştı. Bu aralar sinirleri epey bozuktu galiba konuşa bildikleri bir anda bu konuyu da konuşsalar iyi olurdu. Belki Giyuu sayesinde şu korkunç görünen gülümsemesine son verebilirdi. Ciddi anlamda psikopat gibi görünüyordu. Bazen havalı görünse de eğer o bakışların hedefi siz iseniz bu kesinlikle korkunç oluyor. Giyuu bunu en iyi bilen kişiydi.

İblis aldığı bu cevaplar üzerine iyice sinirlenmişti. Saldırıya önce kendi başladı. Ve arkasından diğer iblisler... Giyuu ve Shinobu hep yaptıkları gibi sırt sırta verip hepsini kılıçtan geçirmeye ve gelen darbeleri savuşturmaya başladılar.

K: " iblis kan tekniği ! dikenli kavrayış ! "

Dikenli sarmaşık üzerilerine doğru gelmeye başladı. Shinobu yu tam kavrayacakken Giyuu bir kısmını kesti ama arkadan gelen iki sarmaşık Giyuu nun kolunu kavradı. Dikenler çok acıtıyordu ve bütün kolunu sarmıştı. Diğer eliyle kılıcını tutup sarmaşıkları kesmeyi başardı ama kolu delik deşik olmuştu. Hareket ettirmekte zorlanıyordu. Bu sırada Shinobu onu farketmişti. Gözünü Kobayashi ye dikti. Ve onu 3 saniyede kesti. İblis can havliyle bağırıp yok oldu. Öldüğünü gören iblislerin bir kısmı kaçmaya kalkışsa da Shinobu nun öfkesinden kaçamadılar.

Kendini kaybetmiş durumdaydı Shinobu. Önüne arkasına gelen tüm iblisleri saniyesinde yok ediyordu. Giyuu da ona yardım etmek için tek kolunu kullanmaya çalışıyordu. Şafağa yakın tüm iblisleri yok etmişlerdi. Shinobu son iblisi de keser kesmez soluğu Giyuu nun yanında aldı. Elleri titriyordu. İçini büyük bir korku kaplamıştı.

Sh: " Tomioka - san, kolunu kımıldatmamaya çalış seni eve götüreceğim. Güneş doğmadan evde olmalıyız insanlar bizi farketmemeli. Lütfen, lütfen iyi olmaya çalışş, lütfenn. "

Shinobu nun gözlerinden yaşlar akıyordu Giyuu yu taşırken. Onun bu haline çok üzülmüştü Giyuu da. Onu sakinleştirmek istiyordu ama ne diyeceğini tam kestiremiyordu.

G: " ben iyi olacağım Kochou lütfen telaşlanma. Böyle şeyler olabilir. Bak birazdan beni eve götüreceksin ve ben iyileşeceğim. "

Biraz eğildi ve Shinobu nun gözyaşlarını sildi. Yüzünü kendi yüzüne doğru çevirdi. Gözleri birbirine değiyordu. İyice gözlerine baktı ve ona ben iyiyim dedi. Shinobu biraz olsun gülümsemişti. Bu ona iyi bir moral olmuştu anlaşılan. Hızlıca eve de geldiler.

Shinobu hızlı bir şekilde Giyuu yu yatağa yatırdı ve kolunu sabitledi. Hızlıca kolunu açıp yaralarla tek tek ilgilenmeye başladı. Shinobu nun tıbbi bilgisi olmasa hekime gitmeleri gerekecekti ve bu da dikkat çekmelerine yol açabilirdi. Bu yüzden Giyuu bu konuda şanslıydı. Shinobu sakin bir şekilde bütün yaralarla tek tek ilgilenip sardı. Fakat Giyuu o kolunu bir kaç gün oynatmamalıydı. Ama Shinobu ya yardım da etmek istiyordu.

Sh: " ısrar etme Tomioka - san! Dinlenmek zorundasın. Bu şekilde savaşamazsın. Ben halledebilirim diyorum. Bak eğer zorda kalırsam Oyakata - sama dan bize destek yollamasını isteyebilirim. "

G: " olmaz Kochou seni yanlız bırakamam. Bu görev ikimize ait ve beraber halledeceğiz. Oyakata - sama bize güvendiği için tek yolladı bunu boşa çıkaramayız diye düşünüyorum. Yapabilirim. "

Sh: " yaralanmak senin hatan değildi Tomioka - san bunu sık sık yaşarız. O yüzden Oyakata - sama bunu anlayacaktır. Hatta kargamı durum raporu için yollamıştım. Geldiğinde bize destek haberini bile verebilir. Sen dert etme ben üstesinden geleceğim. "

G: " sadece yardım etmek istiyorum sen savaşırken benim burda oturup beklemek içime sinmiyor. Ama haklısın da "

Shinobu Giyuu nun elini tuttu ve gözlerine baktı. Giyuu da bir anda gözlerini onun üzerinden ayıramaz olmuştu.

Sh: " üzülme Tomioka - san, sen güçlü birisisin. Elbet kolayca üstesinden geleceksin tamam mı? "

G: " Teşekkür ederim Kochou"

Sh: " şeyy, rica ederim. "

Bir süre bakıştılar. Ve kapı çalındı. Shinobu çıkıp kapıya baktı. Gelen harukaydı.

H: " günaydın Shinobu - san "

Sh: " sana da günaydın Haruka - chan "

H: " annem sizi ve Tomioka - san ı yemeğe çağırıyor da haber vermeye geldim. Şimdi gelmeniz mümkün mü acaba? "

Shinobu biraz endişelenmişti. Giyuu gelemezdi. Bu dikkat çekmeme planlarını bozardı. O yüzden mecburen onsuz gitmeliydi. Fazla uzatmadan gider gelirim diye düşündü.

Sh: " tatlım Tomioka - san biraz rahatsız o gelemez ama benim hazırlanmamı beklersen ben gelirim. "

H: " aaa geçmiş olsun neyi var acaba görebilir miyim? "

Sh: " Olmaz! Ee yani çok ta önemli değil uyuyor ayrıca sen sadece beni bekle yeter. "

Shinobu öyle bir bağırmıştı ki Haruka anlık bir titreme yaşamıştı. Shinobu nun neden böyle davrandığını düşünüyordu. Bunu oldukça merak etmişti. Shinobu içeri girdi ve Giyuu ya haber verdi. Onu iyice kontrol ettikten sonra da kimonosunu giyip Harukanın yanına geldi. Birlikte evine gittiler.

İçeri girdiğinde köyün diğer kadınlarının da orada olduğunu farketti. Gözü Asami yi aramıştı ama o tabii ki bu saatte dışarıda olamazdı. Biraz çekinerek yakınlarına geldi.

A: " merhaba Shinobu - san, ben Harukanın annesiyim. Adım Amaya. Buyrun oturun lütfen. Herkes sizinle tanışmak istiyor. "

Sh: " şeyy teşekkür ederim. Merhaba hanımlar. Sizlerle tanıştığıma memnun oldum. "

K: " şeyy, geldiğiniz gün yanınızda bir beyefendi vardı. "

A: " aaa, evet Tomioka - san ı da çağırmıştım. O neden gelmedi acaba? "

Sh: " şeyy o- "

H: " Tomioka - san hasta olmuş anne "

Shinobu yüzünü bir anda Haruka ya çevirdi. Adına konuşması onu biraz kızdırmıştı ama bu sefer belli etmedi. Bu kadınların arasında dikkat çekmemek zor olacaktı ama üstesinden gelebilirdi. Bir kadındı ve kadınlarla nasıl uğraşılır en iyi o bilirdi.

A: " aaa, çok geçmiş olsun Shinobu - san. Hekime gösterdiniz mi iyi olacak mı? "

Sh: " Tomioka - san iyi olacak elbette ve hekime götürmedim çünkü tıbbi bilgim yüksektir bende hekimim aslında. Onunla ben ilgileniyorum. "

A: " vay canına bu oldukça iyi birşey, Tomioka - san çok şanslı olmalı. Sahii o konuya gelmişken- "

K: " Afedersiniz merakımdan soruyorum da, Tomioka - san neyiniz oluyor Shinobu san? "

A: " bende tamda onu soracaktım. "

Artık söylemek için doğru zamandı. Bunu söylerken bile kendini çok mutlu hissediyordu.

Sh: " Tomioka - san kocam olur hanımlar. Merakınızı giderebilmeme sevindim. "

A: " ahh, tabii öyle olacaktı. Yoksa neden aynı evde yaşayasınız ki? "

Sh: " ya ya değil mi öyle tabii ki. "

Shinobu bir an Haruka ya bakma ihtiyacı duydu. Onu sessiz sakin görünce garip bir sevinç geldi üzerine. Artık biraz olsun o kıskançlığı konusunda içine su serpilmişti. Elinden gelmiyordu. Bir türlü bu kıskançlığa bir çare bulamamıştı. Ama en azından doğurduğu sonuçları biraz olsun azaltmıştı.

Bir kaç saat daha orda kaldı ve kadınlarla iyi vakit geçirmeye baktı. Sonra da Giyuu ya bakma bahanesi ile oradan ayrıldı.

Geldiğinde Giyuu müjdeli haberle karşıladı onu. Karga gelmişti ve destek haberini yollamıştı.

Sh: " çok sevindim Tomioka - san kaç kişi yollanacak? "

G: " sadece birkaç kişi "

Sh: " eee, o kadar az mı? Kimler olacak acaba? "

G: " onları tanıyorsun Kochou. "

Sh: " eee, kimler? "

Shinobu nun kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı. Acaba kimlerdi yoksa düşündüğü gibi miydi?

G: " Oyakata - sama tanjiro ve kanao yu bize yardıma yolladı kochou. Onlardan önce de yollamış birkaç kişi o gelenler bu hafta burda olur. Ama tanjiro ve kanao geç bir aya burada olurlarmış. "

Shinobu sevinçten havalara uçacak gibi oldu. Aylardır biricik kardeşi kanao yu çok özlüyordu. Ve şimdi o ve tanjiro buraya onlara yardıma gelecekti. Gerçi yolları çok uzun olacağından muhtemelen bir sonraki köyde falan onlara katılabilirlerdi. O zamana kadar da gelen birlik onun yükünü biraz hafifletecek gibiydi.

Sh: " Tomioka - san, bu aldığım en iyi haberlerden biri sanırım. Onları da çok özlemiştim. Umarım en kısa sürede burada olurlar. Sende hızlı iyileşmeye bak olur mu Tomioka - san bak hala yememişsin o ilacı. "

G: " ehh, tadı biraz kötü de, ben bi ara- "

Sh: " gel buraya! Onu içmen gerek. "

İlacı alıp Giyuu nun yanına geldi ve kaşığı ona uzattı. "

G: "amaa- "

İlaç ağzına girmişti bile, kazanan Shinobu olmuştu. O da yenilgiyi kabul edip zorluk çıkarmadı ve tüm ilacını içti. İçtikten sonra da birbirine baktılar. Sebepsiz yere ikisine de bir gülme gelmişti. Kahkaha attılar ve sonra bakışmaya başladılar. Tam odaklanmışlardı ki Giyuu Shinobu nun dinlenmesi gerektiğini farketti.

G: " gidip biraz uzanmalısın Kochou, akşam ben olmayacağım bak zinde olmalısın. "

Sh: " ahh, pekala Tomioka - san. Birşeye ihtiyacın olursa seslen, duyarım. "

G: " Tamam Kochou "

Shinobu birkaç saat dinlendi ve akşamüstü de göreve çıktı. Çıkmadan önce iyi bir plan yapmıştı. Kesinlikle iblisler Giyuu nun yokluğunun farkındalardı ve bu işlerine geleceğinden çoklu bir saldırı planları olabileceğini düşünerek hareket edecekti. Planı iş görürse kalan iblislerin de çoğunu halledeceklerdi. Planın ilk aşaması için gizlendi ve iblislerin ortaya çıkmasını bekledi. Gizli bir şekilde saklanarak ortalığı kolaçan etti. Ve Asami nin dükkanının yanına geldiğinde bişey dikkatini çekti. Dükkan bu saatte genelde kapalı olurdu ama kapılar açık duruyordu.

Bunun iblislerin bir tuzağı olabileceğini düşündüğünden içeri girmedi. Onların dışarı çıkmasını bekleyecekti. Bir yarım saat kadar orada bekledi. En sonunda içeriden sesler duymaya başladı. Dışarıya Asami ve iki kişi çıktı.

A: " hashiralar neden hala ortada yok? Şimdiye kadar bizi aramaya başlamaları gerekirdi. Birini yaraladığınıza emin misiniz? Geriye kimse kalmadı o birlikten. Göreniniz oldu mu yaralananı? "

N: " ben gördüm efendim. Durum raporu vermek için uzaktan savaşı izledim zaten. Su hashirası olan sanırım, onun kolunu Kobayashi sanın tekniği sayesinde bir sürü yara aldı. Birkaç güne zor iyileşir. Bu sırada bizde böcek hashirasını öldürmüş oluruz. "

Y: " evet, hepimize karşı gelemez tek başına. Peki neden evine gitmiyoruz? Onlar olduklarından eminsek. "

A: " önce Shinobu yu halletmemiz daha mantıklı olur. Sonra gider diğerini hallederiz. Muhtemelen dışarıda bir yerlerde ama nerede? "

Sh: " ama sizde önünüze arkanıza bakmıyorsunuz ki göresiniz Asami - san? "
3 ü sü de birden arkasına döndü. Shinobu arkalarında onlara gülümsüyordu.

A: " merhaba Shinobu - san, anlaşılan oyunumuz buraya kadarmış gibi görünüyor. Söyler misiniz size gerçekleri kim anlattı? "

Sh: " yılların tecrübesine sahip biz Hashiralar iblis ve insan arasındaki farkı anlayamazsak nasıl işimizi en iyi şekilde yaparız ki Asami - san. En başından beri zaten biliyorduk yani. O kadar iblisi üzerimize salıp günlerdir bizden kaçıyordun lakin artık yüzleşme vaktimiz geldi. Birinin bu insanlara verdiğin zararları temizlemesi gerek değil mi? "

A: " bende en başından hashira olduğunuzu biliyordum zaten. Madem yüzleşeceğiz. Buyurun yüzleşelim. Ama ölmeye hazır olsanız iyi olur. Burası bizim evimiz ve siz de bunu bizden almaya çalıştığınız için yok olacaksınız. "

Sh: " cehennem sizin için harika bir ev olacak Asami - san. Sizi bir an önce gerçek evinize yollasam çok iyi olacak. "

3 ü sü birden saldırmaya başladı ama Shinobu oldukça sakin görünüyordu. Bir süre sadece saldırılarını savuşturdu. Ve sonra ise bitirici hamlesini yaptı.

Sh: " böcek nefesi 4. Şekil! Kırkayak Dansı: yüzlerce zikzak! "

İki iblisin de saniyeler içinde bir sürü kesiği olmuştu ve fazla da dayanamadılar. Asami neye uğradığını şaşırmıştı. Kesik almaktan son anda kurtulmayı başarmıştı. Öfkeyle Shinobu ya baktı. Bu gücün nereden geldiğini bir türlü anlayamıyordu.

A: " iblis kan tekniği! Yakıcı ölümün iplikleri! "

İki dirseğinden çıkan iplikler bir anda alev alıp Shinobu nun üzerine gelmeye başladı. Shinobu son anda geri çekilip hızlanarak ipliklerden kurtulabildi. İyice sinirleri bozulmaya başlamıştı. Bütün öfkesini bu iblisten çıkaracaktı. O yüzden ardı ardına hamle yapmaya başladı.

Sh: " böcek nefesi 1. Şekil! Kelebek dansı: kapris! Böcek nefesi 2. Şekil! Arı iğnesi dansı: gerçek çırpınış! "

İblisin bütün vücudunda kesikler oluşmuştu. Darbelerin hepsinden kaçamamıştı. Acı içinde kıvranarak yere yığıldı ve birkaç dakika sonra yok oldu. Artık buradaki en büyük bela yok olmuştu. Fakat dışarıda hala iblisler vardı.

Ne yapmaları gerektiği hakkında Kagaya ya mektup yazması gerekecekti. Şafağa kadar önüne gelen iblisi kesmeye başladı. Ne kadar kesmişti bilmiyordu ama sonunda Asami belasından kurtulduğu için çok mutluydu. Doğruca eve gitti.

Eve geldiğinde şok geçirmek üzereydi. Giyuu bahçede bir iblisle savaşıyordu. Bahçedeki kana bakılırsa birkaç kişi gelmişti. Daha da kötüsü Giyuu nun yarası açılmıştı ve dişlerini sıka sıka kılıç savuruyordu. Bir kaç iblis öldürmüştü ve geriye sadece bu kalmıştı. Shinobu adeta ışınlanmış gibi bi anda orda belirip iblisi kesmişti. İblis yere yığılınca hemen Giyuu nun yanına gitti.

Sh: " Tomioka - san, iyi misin? Tomioka - san. Ben ben ben çok üzgünüm seni yanlız bırakmamalıydım. "

Ağlamaya başlamıştı. Giyuu acı hissetmiyormuş gibi davranıp onu sakinleştirmeye çalıştı.

G: " ben iyiyim Kochou, o kadar acımıyor. Ayrıca halledebilirdim endişelenme lütfen. Hadi içeri geçelim yaramı sararsın. "

Shinobu onu içeri taşıdı ve yaraına pansuman yapmaya başladı.

G: " sen neler yaptın kochou? İlginç birşey oldu mu? Bende tuzağa düştüğünü düşünüp çok endişelenmiştim. Neyseki iyisin. "

Sh: " sen iyi olursan bende iyi olurum Tomioka - san, ve evet sana harika haberlerim var. Asami belasından kurtuldum. Artık köy rahat bir nefes alabilir. Oyakata - sama ya gelecek birliği buraya kalan iblisleri öldürmek için görevlendirmesini ve bizim de bir sonraki köye gitmemiz için onay vermesini isteyeceğim. "

G: " vay canına gerçekten mii! bu harika bir haber Kochou. O zaman yapacak bir işimiz de kalmadı zaten arkadan gelenler kalanları dediğin gibi halledebilir. Bizi bekleyen daha 7 köy daha var. Biraz acele etmemizde fayda var. "

Sh: " sen tamamen iyileşir iyileşmez yola çıkarız Tomioka - san. Şimdi kargamı mektubu vermesi için yollayacağım. Sende o zamana kadar ilaçlarını iç olur mu? "

G: " ehh, olur Kochou. "

Giyuu biraz zorlansa da Shinobu nun verdiği ilaçları içmeyi başardı. Akşama kadar Birlikte vakit geçirdiler. Kitap okudular yemek yediler ve bahçeye çıktılar. Oldukça eğleniyorlardı. Ve her zamankinden daha mutlu hissediyordu ikiside. Kalpleri birbirini arıyordu. Ama onlar onu dinlemekte zorlanıyorlardı. Birlikte oturup papatya çayı içerken Shinobu nun aklına yine o an geldi. Hiçbir zaman aklından çıkaramadığı o an. Şimdiye kadar ki en mutlu anı. Yağmur altındaki ilk öpüşmeleri. Nedenini ona hiç sormamıştı. Uzun zamandır da bu konuyu konuşmak yerine olmamış gibi davranmışlardı.

Shinobu iyileşme sürecinde ona her türlü morali eksiksiz şekilde veriyordu. Bu onun her gün daha iyi hissetmesine ve iyileşmesinin hızlanmasına da yol açıyordu. En önemlisi de o yanındayken çok mutlu hissediyordu.

Birkaç gün sonra kolunu hareket ettirmeyi başarmıştı. Shinobu o gün de çok sevinçliydi. İyileşmesine gerçekten çok mutlu oluyordu. Pansuman yaptığı sıra da yüzünü Giyuu ya çevirdi. Ona gerçekten çok farklı baktığını farketti. Ve o da duraksayıp ona baktı. Bir süre bakıştılar ve Giyuu kendine hakim olmaktan vazgeçti. Ona sımsıkı sarıldı. Shinobu bu sefer utanmamaya başladığını farketti. Artık sadece bunu yapmasını istiyordu. O da ona sımsıkı sarıldı ve bir süre öyle kaldılar.

G: " benimle ilgilendiğin için çok teşekkür ederim Kochou, iyiki varsın. "

Sh: " sende iyiki varsın Tomioka - san. Ben iyileşmene gerçekten çok mutlu oluyorum. "

G: " sen olmasaydın iyileşemezdim zaten. Burada birlikte olduğumuz için kendimi çok şanslı hissediyorum aslında. Burada seninleyken çok farklı hissetmeye başladım nedense. Diğerlerinin yanındaki Giyuu gibi değilim. "

Sh: " çok mutlu bir Tomioka - sansın Tomioka - san. Bunun nedeni nedir acaba? "

G: " sanırım nedeni sensin Kochou"

Shinobu kendini bir anda dünyanın en mutlu insanı gibi hissetti. Mutluluğunun sebebi olmak onu cidden mutlu ediyordu. Birbirlerinin omzuna yaslandılar ve uyudular.

Aradan bir hafta geçmişti bile ve en sonunda bekledikleri avcı desteği köye varmışlardı. Shinobu ve Giyuu şerifle beraber onları karşıladılar. Ve onlara görevlerini anlattılar. Zaten yola çıkmak için onay aldıklarından kaldıkları evi avcılara bırakacaklardı. Onları evlerine götürdüler ve yorgunluklarını atmalarına yardımcı oldular. Giyuu bizzat idmanları için onlara yardımcı oldu. İdmandan sonra akşam beraber yemeğe oturdular.

Sh: " idmanınız nasıl geçti bakalım? Epey yorulmuşa benziyorsun Murata - kun. Tomioka - san sizi fazla mı sıktı yoksa. "

M: " şeyy, Tomioka - sama oldukça iyi bir eğitmen. Evet çok yoruldum ama iblisleri kolayca alt edebilmek için çok çalışmamız gerektiğini de biliyorum. Hepimiz öyle düşünüyoruz öyle değil mi çocuklar? "

Diğerleri bir süre cevap vermediler. Fakat Giyuu nun suratı ile karşılaşınca bu kararlarından geri döndüler ve Murata ya katıldılar. Giyuu üzerlerinde epey güçlü bir otorite kurmuştu. Tabii hashira olmasının da bunda çok etkisi vardı. Onlara saygılarından dolayı çekingen davranıyorlardı. Shinobu onlara oldukça nazik davransa bile.

Akşam hepsi Shinobu ile beraber göreve çıktılar. Giyuu çok ısrar etse bile Shinobu iyileştiğinden tam emin olmadan gelmesine izin vermedi. Oldukça başarılı bir av olmuştu. Bir sürü iblis temizlemişlerdi. Şafağa kadar da durmadılar. Sabah ta biraz uyuduktan sonra. Giyuu yu da alıp meydana gittiler. Çünkü yarım kalmış bir hesap vardı. Şerifin duruşması olacaktı. İblislerle iş birliği suçundan yargılanacaktı. Birlikte mahkeme heyetine şahitliklerini sundular. Şerifte yaptığı hiçbir şeyi inkar etmedi. Anlaşılan yaptıklarını mecburiyetten yaptığını ve çok hata etmiş olduğunun farkındaydı. Herkes böylesine bir teslimiyet sunamazdı. Bundan dolayı içten içe onu tebrik de ettiler.

Karar sonucu şerif görevinden alındı ve bir süre de hapis yatacaktı. Köy halkı bir süre önce köylerine taşınan bu çiftin aslında hashiralar olduğunu öğrenince hem çok şaşırdılar. Hemde çok sevindiler. Onlara şükranlarını sundular. Sayelerinde daha huzurlu bir hayat yaşayacaklardı. Kalmak isterlerdi fakat onları bekleyen başka hayatları da tehlike altından korumaları gerekiyordu. Bu yüzden son hazırlıklarını da bitirip bir sonraki görev yerlerine gitmek için yola çıktılar.

Bu sefer bir arabaları olduğundan dolayı eşya taşıma dertleri olmayacaktı. Bu da daha rahat yolculuk etmelerini sağladı. Bir kaç gün yol gittiler. Dinlene dinlene ilerlediler. Bir göl kenarında durdular. Rotalarını belirleyeceklerdi. Bir süredir sapmış olduklarını farketmişlerdi. Yolların hepsi birbirine benziyordu. Ve harita da biraz buruşmuş gibiydi. İyice odaklanıp yeniden doğru yola nasıl geleceklerini belirlediler. Bir süre göl kenarında dinlendikten sonra yola çıkacaklardı.

Shinobu biraz oturdu. O sırada Giyuu nun göl taşlarının üzerine çıktığını farketti.

Sh: " dikkat et Tomioka - san, düşmeyesin sonra. "

G: " birşey olmaz bana ben gayet de dikkatliy- "

Bi anda ayağı kaydı ve düştü. Shinobu gülmesini tutamamıştı. Sonra yerinden kalkıp ona yardım etti. Giyuu da kendi haline oldukça gülmüştü. Kurulanmak için güneşin önünde durdu. Shinobu da yanına gelip güneşlenmeye karar verdi. Otururlarken. Giyuu nun gene o bakışları ile karşılaşmıştı.

Sh: " Tomioka - san, neden öyle bakıyorsun? Son zamanlarda hep böyleyiz nedense. "

G: " nedeni açık değil mi Kochou? "

Sh: " eeee, nasıl yani? "

G: " artık kaçmak istemiyorum. Çünkü kaçtıkça daha çok arzuluyorum. "

Sh: " kimi? "

G: " kimi olacak seni tabii ki "

Sh: " benimleyken mutlu hissediyorsun. Bende mutlu hissediyorum. Ve bunun nedenini sanırım kendime kabul da ettiremedim. Ama haklısın sanırım. Çünkü bende artık kendime hakim olmak istemiyorum. Peki beni neden bu kadar çok arzuluyorsun Tomioka - san. Duymak istiyorum. Ağzım bir türlü bana söylettirmiyor. Söyle lütfen sürekli söyleneni istiyorum."

G: " çünkü seni seviyorum..."

ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU.

UMARIM BEĞENİRSİNİZ. BU SEFER UZUN YAZAMADIM AMA DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM LÜTFEN DESTEKLERİNİZİ ESİRGEMEYİN 🙃





Continue Reading

You'll Also Like

7.8K 364 8
Blossom bir sabah kardeşlerinin onu sinirlendirmesiyle dışarı hava almaya çıkar... hiç beklemedigi bir anda karşında duran bir yabancının onu manüpül...
61K 5.9K 22
hataydı, unutmak gerekiyordu, peki neden hayatına devam edemezmiş gibi hissediyordu
10.3K 266 9
Shipper kalbim oluşturdu. Shipler hakkında kısa birbirinden bağımsız hikayeler okuyun lütfen. Diğer hikeyemin okuma sayısı için çok teşekkürler!
93.7K 5K 61
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...