Dolunay 🌕

Від Yazel_aselkazan

3 1 3

Ayın yine dolunay olduğu evreye gelmiştik haremdeki herkez kont muna' nın odasına gitmek üzere heyecanla bekl... Більше

1

3 1 3
Від Yazel_aselkazan

Merhaba ben milena irlanda' da küçük bir kasaba da babasıyla yaşayan bir kadın yani bundan bir kaç gün önce babasıyla yaşayan bir kadındım o gün babamla her gün yaptığımız gibi gülüşerek sohbet etmiş adından kiliseye gitmek için yola koyulmuştuk şarkılar mırıldanarak kiliseye varmış yerimize oturmuştuk kilisenin papazı gelip kürsüsüne geçtiğinde hepimiz bir ağızdan ellerimizdeki kitaplardan satırları söylemeye başladık, sayfanın bitmesine yakın kilisenin tahta kapısı büyük bir gürültü ve bağırışlarla açıldı armalarından seçebildiğim kadarıyla iskoç askerleri kiliseye girdi o dakikadan itibaren aklımda kalan şeyler sayılıydı ölü bedenler, kilisenin kan kaplı fayansları, çığlık atan insanlar biz onlar kadar şanssız değildik kiliseden babamla çıkıp kaçmayı başarmıştık

-Ne yapacağız baba ?
-Hemen burdan kaçacağız
-Eşyalarımız ne olacak ?
-Sonra geleceğiz hadi milena

Babamla koşmaya devam ederken babam acıyla yere yığıldı, vurulmuştu

-Babaa
-Koşmaya devam et milena durma
-Seni bırakamam

Babamın yanına koşup kollarını omzuma doladım ayaklandığımızda her şey için çok geçti iskoç askerleri bizi yakalamıştı askerler babamı bir paçavra gibi yanımızdaki dereye atarken beni de tutup peşlerinden sürüklemeye başlamışlardı

-Babaa !! bırakın beni, baba
-İhtiyar çoktan öldü yürüsen iyi olur

Yürüyemiyordum bile çünkü beni kelimenin tam anlamıyla sürüklüyorlardı dakikalar sonra devasa bir geminin önünde durduğumuzda kasabadaki genç kızların da benimle birlikte gemiye bindirildiğini görmüştüm bu bir yağma değildi yağma olsa kasabadan alacaklarını alır giderlerdi bu başka bir şeydi, bağırışlar içinde gemiye bindirilip en alt katmana indirildiğimizde askerler kenardaki oturaklara oturup küreklere asılmamızı istediler kızların çoğu isyan edip küfürler savurduğunda askerlerden biri kırbaç çıkarıp kızlara vurmaya başladı isyan etmeyenler bile bu cezadan nasibini almıştı tabi bende, göz yaşları ve sırtımdaki yanmayla küreğe asıldım kürek o kadar ağır ve büyüktü ki bir ara tutamasam elimden kayıp suya düşecekti tanrıya dualar etmeye başladım saatlerce hatta belki günlerce kürek çekmiştik açtık, susamıştık, yorgunduk hepimiz aynı anda anlaşmış gibi kürekleri bıraktığımızda askerler bizi kaldırıp bir köşeye attılar yerimize geçip kürek çekmeye başladılar

-Tanrı aşkına bize biraz su verin

Kızlardan biri göz yaşları dökerek konuşmuştu bu kızı tanıyordum tina ne kadar zayıflamıştı göz altları mosmordu

-Karaya yaklaştık şatoda su içebilirsiniz

Ağlaması sessizce devam ederken gemi sarsılarak durdu hepimiz bir yana savrulurken askerler ayaklanıp yanımıza ulaştı ellerindeki halatlarla ellerimizi bağlayıp hizzaya soktular sırayla gemiden indiğimi,zde şatonun üst katında bir kadın ve bir adam bulunuyordu bir kaç saniye kadın ve adamı izledikten sonra etrafıma baktım etrafta iskoçya bayrağı vardı, şatonun o görkemli tahta kapısından içeri itildiğimizde artık bize bir kaç kadın eşlik ediyordu

-Doğru hamama hadi hadi

Biz sırayla hamama girerken bir kadında kapıda bize havlu benzeri bir şey veriyordu soyunup havluları üstümüze sardığımızda duvara sabitlenmiş çeşmelerden su akıyordu bakır tasları alıp üstümüze su dökmeye başladık saçlarımızı yıkadık vücudumuzuda her şey iyi gidiyordu taki elinde çanta olan başında şapka benzeri bir şey taşıyan kadın hamama girene kadar

-Ayaklanın kontrol edileceksiniz

Yanımda oturan tina' ya baktım onun bir sevgilisi vardı ve sevgilisiyle düzenli bir ilişkisi

-Milena ne yapacağım ben
-Korkma tina bir şey olmayacak gel hadi

Tina başını sallayarak benimle birlikte kalktı sıraya geçtiğimizde hekim kızları tek tek paravanın arkasına alıp kontrol etti kusurlu olanları ayırıyorlardı sıra bana geldiğinde gitmek istemedim diğer kızların fısıltılaşmalarına göre canları çok yanmıştı korka korka yürüdüm paravanın arkasına geçtim

-Peştemalini çıkar sonrada şuraya uzan
-Ben
-Hadi daha bir sürü işim var

Utanarak üstümdekini çıkarıp dediği yere soğuk taşa uzandım kadın bacaklarımı ayırıp bir aparat yardımıyla kontrole başladım canım yanıyordu ama bağıramıyordum bağırırsam daha kötü olabilirdi çünkü, kontrolü bitirdiğinde demiri içimden çıkarıp toplanmamı söyledi acıyla yerimden kalktım kumaşı üstüme sararak az önce oturduğum çeşmenin başına geri oturdum tina da hemen yanımdaydı

"İyimisin milena"

Hafif aksanlı ağızıyla sormuştu, iyi olmasamda başımı evet manasında salladım genel kontrol bittiğinde bizi yıkanmamız için getiren kadının peşinden taşlığa girdik yerde açılmış yataklar köşelerde oturmak için yerler vardı burda tek değildik bizden başka kızlar güzel elbiseler içinde muhabbet ediyorlardı hepside yabancı uyrukluydu tıpkı biz gibi bazılarıda buralardan dı, biz ise üstümüzde varla yok arası sarılı kumaş parçalarıyla taşlığın ortasında durmuş irlandadan ailelerimizden zorla koparılıp getirilmiş kızlardık

-Şurası sizin oturup bekleyin, birazdan kontesin size yollattığı kıyafetler gelecek

Her krallığın bir kontesi vardı bu kralığın konteside bizim oralardan biz gibi köle gelip ardından burda kontun gözdesi olan mayuraydı gerçi bazı söylentilerden onun çocuğunun olmadını duymuştum kafam iyice karışırken kocaman tahta bir sandık askerler tarafından önümüze koyuldu

-İstediğinizi seçip giyinin ardından kontes mayura sizleri huzuruna bekliyor

Kadını duymuyorduk derdimiz bi an önce giyinip toparlanmaktı birer kıyafet seçip giydik bu kıyafetler oldukça taşlı ve gösterişliydi eski olmasının mümkünatı yoktu

-Bu gece dolunay var kontesin karşısında raks edeceksiniz dans etmeyi biliyormusunuz

Biz sessizce beklerken kadın aynı cümleyi bağırarak söylemişti herkez yerinden sıçrarken bir kaç ev ötemizde oturan ama adını bilemediğim kadın beni eliyle öne itti ellerimin üstüne taş zemine düşmüştüm aynı zamanda kontes mayura taşlığa gelmişti hızlıca doğrulup yerime yerleştim

-Minu bunlar yeni gelen kızlar mı
-Evet kontes mayura
-Bu akşam kimi yollayacaksın muna' nın odasına
-Şu kız kontesim

Kolumu tutup yanına çekti kafam önüme eğikti

-Güzel kızmış, adın ne
-Milena, kontes mayura
-Adın bana çok tanıdık geliyor her neyse elinizi çabuk tutun muna birazdan oda da olacak
-İlgileniyoruz kontes mayura

Herkez son kez başını önüne eğip dizlerini hafifçe kırdığında kontes mayura taşlıktan çıktı

-Askerler kontes mayura yı duydunuz acele edin kızı alıp giydirin

Askerler yine konuşmamış beni alıp sürüklemeye başlamışlardı sessizce bekliyordum ama elem içindeydim, korkuyordum, bacaklarım titriyordu, babamı merak ediyordum askerlerin dediği gibi cidden ölmüşmüydü gözümden bir damla yaş akarken askerler beni bir odaya soktular odada, üstüne siyah peçe giymiş bir kadın vardı beni görünce ellerini üst üste birleştirdi

-Anlaşilan burda yenisin ben lia bu şatoya terzi olarak getirtildim bir bakalim sana nasil yardımci olabilirim

Ellerini oturma alanına serili elbiselerde gezdirdi ardından bir tanesini seçip bana uzattı

-Bu gece raks edeceksin bu gayet uygundur

Elime verdiği elbise sadece tülden ibaretti sadece mahrem yerlerinde kumaş vardı ve görülmüyordu istemeye istemeye üstümü değiştirdim

-Bu gecelik benden bu kadar simdi saç ve takı için ulya gelecek iyi geceler guzel bayan

Siyah peçeli kadın giderken kapıdan adının ulya olduğunu öğrendiğim kadın girdi cidden lia nın dediği gibi saçımı yapmış kokumu sürmüş bileklerime ve boynuma takılarımı vermişti bir yandan da bu gece nasıl davranmam gerektiğini anlatıyordu

-Bu gece dans edecek kişi sensin bu bir şans kontun gözüne girebilirsen seni haremine alır eğer ona kendini daha çok sevdirirsen kontes mayuranın bile yerine geçebilirsin heleki ona çocuk verirsen mayura bu şatodan gider seninle işim bu kadar, askerler

Kadın askerleri çağırdığında iyice gerilmiştim

-Kız hazır, bol şans milena

Kadın benden önce çıkmıştı askerler ise içeri girerek beni kaldırmış önlerine alarak odadan çıkarmışlardı birlikte uzun koridorlar yürüyüp merdivenler indiğimizde müzik sesi kulaklarımı doldurdu dans etmeyi severdim ama hiç kimseye karşı dans etmemiştim yutkunduğumda odaya girmiştim şarkı bir anda değişti çok ufak bir saniye oday göz gezdirdim tam karşımda yan yana iki taht tahtların üstünde kont muna ve pek sevgili eşi kontes mayura oturuyordu çalgılar yeniden çalmaya başladığında bende ritme ayak uydurdum yeri geldiğinde en kıvrak hareketerimi ikisine de sundum şarkı bittiğinde nefes alış verişim hızlanmıştı bozuntuya vermiyordum ama üstümdeki giyside açılmak üzereydi yavaşça kalkarak geri çekildim, nefesimi düzenlemeye çalışırken kontun o kalın sesini işittim

-Milena bu gece bana odama kadar eşlik edeceksin

Kendi karısının yanında bana odasına gitmem için teklifte bulunuyordu bir şey demeden bekledim belki mayura durdururdu gerçi durduracak olsaydı bu gün taşlıkta karşı çıkacaktı kendi kocasını kendi elleriyle başka kadına teslim ediyordu bir süre daha odada bulunduktan sonra kont ayaklandı çalgı çalan adamlara teşekkür ederek tahtından indi mayura hala oturuyordu yavaş adımlarla bana yaklaşıp kulağıma peşinden gelmemi söyledi hiç bir şey demeden kontun peşine takıldım geldiğimiz koridorları ve merdivenleri kont muna ile çıktık tek başımızaydık ne bir asker ne bi kadın kimse yoktu bir süre sonra kontun odası olduğunu tahmin ettiğim odanın önünde durduk kont büyük kapıyı açıp içeri girdi ben ise arkasından girip kapıyı kapattım, kont muna kalın kürklü pelerinini çıkarıp yatağına oturdu gözleri bana döndüğünde tam karşısındaydım bir anda bana

-Soyun

Dedi, elim ayağıma dolanırken bir daha tekrarladı

-Beni dinleyip soyun milena yoksa seni zevkle soyacağım ve hiç iyi şeyler olmayacak

Yutkunduğumda elim kıyafetin tül omuzuna gitti iki yandan aşağı indirip göğüslerimi serbest bıraktım ardından indirmeye devam ederek diğer mahrem yerimi ortalığa serdim kont muna açlıkla beni süzerken elbise bacaklarımdan aşağı kayıp yerle birleşti ben hareketlenmesini beklerken kont sadece beni izlemekle yetindi

-Toparlan

Hızla toparlandığımda utancımdan kızarmıştım

-Askerler

Görkemli tahta kapı açıldı iki asker başlarını eğerek içeri girdi

-Melina' ya gözdelerimin odasına kadar eşlik edin, mayuraya da haber verimin milena için elbise kumaşı seçecek

Askerler yine konuşmadan beni önlerine aldılar konuşmayımı bilmiyorlardı yoksa bu bir tür kuralmıydı onlarca merdiveni indiğimizde gözdelerin tutulduğu odaya gelmiştik ben benden başka bir sürü gözde beklerken odada sadece bir kadın vardı, odaya girip kapıyı kapattığımda kadın gülümsedi

-Hoşgeldin şatoda yenisin sanırsam
-Evet daha bir kaç saat oluyor geleli
-İnanılmaz geldiğin gibi gözdeler koğuşunamı alındın
-Sende mi gözdesin ben gibi
-Hayır ben gözdeler koğuşunun kalfasıyım sen bu şatodaki ilk gözdesin

Ağızım açık dinlerken odayı inceliyordum oldukça büyük ve güzel bir yatak, cam kenarında hoş bir oturma bölümü, duvarlara asılmış şamdanlıklarda yanan mumlar

-Adın ne ?

Dedim kıza

-Sofia, ya senin
-Milena
-İrlanda dan gelen güzel kız geldiğinde adını duymuştum kraliçede seni çok beğendi
-Kaç tane kraliçe var bu şatoda
-Tek bir tane oda kont muna' nın annesi esmeralda
-Ya kral o nerde
-Bu ülkenin bir kralı yok bir tek kraliçemiz esmeralda hazretleri var
-Peki bir kraliçeniz varsa neden kontes mayuraya kontes diyorsunuz
-Kont muna kral sayıldığından eşide kraliçe sayılıyor yani prosedür gereği diyoruz
-Anlıyorum, sofia sen hep benimle mi kalacaksın
-İstersen başka birini alabilirsin göreve
-Yok, şey ben yatacağım yatak benim mi
-Bu oda tamamen sizin iyi geceler efendim

Üstümdekilerle yatağa yattığımda kapım çalındı yatakta oturur pozisyona geçtim kontes mayura gelmişti aceleyle yerimden kalktım hafif başımı eğip dizlerimi kırarak selam verdim

-Rahatsız ettim fakat üstündekilerle uyumana izin veremezdim bunlar senin için
-Saolun kontes mayura

Yürüyüp elindeki kıyafeti aldım

-Yarın sabah erken kalk yanına geleceğim sana kıyafet diktirmemiz gerek onun dışında söylemek istediğim bir kaç şey var
-Nasıl isterseniz kontesim
-İyi geceler
-Sizede iyi geceler kontesim

Kontes mayura odadan çıktığında üstümdekini çıkarıp mayura' nın perdiği yumuşak kıyafeti giydim yatağa geri yattığımda gözlerimi kapattım uyumak istiyordum fakat her gözümü kapattığımda aklıma babam geliyordu acaba ne yapıyordu, yaşıyormuydu, iyi olmasını diliyordum çünkü tek varlığım oydu annem gittikten sonra birbirimize sığınmıştık gözümden bir kaç damla yaş aşağı kayarken uykuya teslim olmuştum.

Продовжити читання

Вам також сподобається

304K 26.4K 47
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
23.2K 64 8
Selam ben Asya 26 Ekim 2008 doğumluyum. doğduğum günden beri bir yurtta kalıyorum, annemi ve babamı hep çok merak etmişimdir. Neden bıraktılar beni b...
199K 8.2K 15
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...
74.5K 2.7K 13
"Seni çok seviyorum Çavê Şîn. Seninle gözlerimi açıp kapatacak kadar. Seninle doğup ölecek kadar. En çokta o mavi gözlerine aşık oldum."