ZAMAN ALEVİ

Von ElifKaplan3

898K 73.4K 24.2K

Yetişkin okurlar için uygundur! Nüzhet Yalıyar, başarılı bir iş kadınıdır. Hayattan tek bir isteği kalmıştır... Mehr

1. Bölüm: Saçmalık
2. Bölüm- Ayrıntılar
3. Bölüm-Karmaşa
4. Bölüm-Delilik
5. Bölüm- Yeni Bir Sayfa
6. Bölüm - Şok Tablosu
7. Bölüm- Tablonun Sonuçları
8. Bölüm - Ateşkes
9. Bölüm - Küçük Gerçekler
10. Bölüm- Saruhan'ın Planı
11. Bölüm - Beklenmedik Durumlar
12. Bölüm - Büyük Karar
13- Nüzhet'in İntikamı
14- Kabullenme
15. Bölüm- BayanX
16. Bölüm- Sorgulayan Nüzhet
17. Bölüm- Farkındalık ve Gerçekler
18. Bölüm- İtiraflar
19. Bölüm- Saruhan'ın İstekleri
20. Bölüm- Bilinmeyen Detaylar
21. Bölüm- Akış
22. Bölüm- Sensizlik
23. Bölüm- İlk Ayrılık
24. Bölüm-Alfa Saruhan
25. Bölüm-Dert Ortağı
26. Bölüm-Kıskanç Nüzhet
SARUHAN'IN İMKANSIZI
27. Bölüm-Saruhan'ın Nüzhet Hikayesi
28. Bölüm-Huzur
29. Bölüm-İsimsiz Arzular
30. Bölüm- Saruhan'ın Düşmanı
32. Bölüm-Saruhan'ın Sırları
33. Bölüm-Ani ve Beklenmedik
34. Bölüm-Tırmanan Gerginlik
35. Bölüm- Hedef
36. Bölüm-Büyük Tehlike
37. Bölüm- İntikam Hikayesi
38. Bölüm-En Zor Gece
SARUHAN'IN HİSLERİ KISIM 1
39. Bölüm-Aşılanan Umut
40. Bölüm-Ev
41. Bölüm- Özlem
42. Bölüm-Günlerden Sonra İlk Kez
43. Bölüm-Nüzhet'in Hayatı
44. Bölüm-Kelebekler
GEÇMİŞTEN BİR SARUHAN
GEÇMİŞTEN BİR SARUHAN KISIM 2
GEÇMİŞTEN BİR SARUHAN KISIM 3
GEÇMİŞTEN BİR SARUHAN KISIM 4

31. Bölüm-Temel İçgüdü

15.9K 1.3K 487
Von ElifKaplan3

Herkese merhaba Nüz ve Saru severler!

Öncelikle herkese iyi bayramlar!

Bu bölüm biraz geçiş bölümü gibi oldu. O yüzden oy vermemezlik ve yorum yapmamazlık yapmayın ki ben de hazır tatilken daha hızlı yazmaya çalışayım. Diğer bölümlerde biraz hızlanacağız ve aksiyonlara girebiliriz haberiniz olsun :)

Lütfen oy verip kaçmayın. Herkesten en az 5 yorum bekliyorum. Temennimiz 1100 oy ve 1000 yorum. Sizin bunu yapacak gücünüz de sevginiz ve emeğime karşı saygınız var diye düşünüyorum.

Bölüm sonu kritikleri, bölüm duyuruları ve alıntılardan haberdar olmak için takip edin!

ElifKaplan3

insta: elifkaplan3watty

tw: elifkaplan3waty  #zamanalevi etiketiyle düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz. 

Keyifli okumalar❤️


Yüzüstü yatarken yan dönmek istedim. Uzun süre böyle yatınca kemiklerimin acısını hissediyordum. Yana doğru dönerken koluma çarpan kol beni uyandırdı. Saruhan tepeden bana bakarken gülümsedi.

"Günaydın! Ben de ne zaman uyanacağını merak ediyordum." Çok uyumuş olmam olasıydı çünkü özel uçak kiralasa bile yolculuk uzun olduğu için yoruyordu. Ona doğru döndüm ve doğrulmaya çalıştım.

"Çok mu uyudum?" derken yüzüme düşen saçlarımı geriye itti.

"İki saattir uyanmanı bekliyorum. Tek başına uyanma istedim. Bundan hoşlanmadığını unutmadım." Yüzümde bir sırıtış belirirken bir kolumu karnının üzerine attım.

"Çok tatlısın. Bir sabah öpücüğünü hak ettin."

"Her zaman öpücük hak ediyordum sanıyordum," derken çenemi nazikçe tutup kendisine doğru çevirdi. Ben ilgi istiyorum demenin farklı bir versiyonu gibiydi. Kucağına çıkıp üzerine oturduğumda keyifli bir şekilde arkasına yaslandı.

"Evet hak ediyorsun," dedim ve yanağına minik bir öpücük bıraktım. Yüzü düşünceli bir şekilde kasılırken bu haline gülmek istedim.

"Öpücükten kastın bu muydu?" Başımı salladım, tepkisini ölçmek istiyordum.

"Tatlı takılmak istiyorsun öyleyse."

"Hep tutkulu olmak zorunda değiliz biraz tatlı takılabiliriz." Saruhan başını hayır der gibi iki yana salladı.

"Ben tutkulu bir adamım Nüzhet ve sen de çok tutkulu bir kadınsın. Bunu istesek de başaramayız." Haklıydı birazdan olacakları biliyorduk. Bu yanı bağımlılık yapıcıydı kabul ediyordum ama onun bağımlılık yapmayan bir tarafı var mıydı ki!

"Tutkulu Saruhan ne istiyor?" dedim bir oyuna başlayarak. İkimiz de hafta içi feci yoğun olacaktık ve tutkumuz aklımıza bile gelmeyecek hale gelebilirdik. O yüzden boş zamanları iyi değerlendirmemiz gerekiyordu.

"Fantezilerini gerçekleştirmek. Bana bunun için güzel bir teşvik vermiştin hatırlatırım." Bu teşviğimi hiçbir zaman unutmayacaktı. Bunu söylediğim için pişman değildim, sadece bunun için hazır olup olmadığımı bilmiyordum.

"Unutmadın değil mi bunu?"

"Asla Nüzhet, halen kanım kaynıyor." O noktada bana istekle baktı. Ben de daha önce söylediklerini hatırlamaya çalıştım. Bana yıllardır sadakatle bağlı olan aşkımı mutlu etmek istiyordum ve onu bu mutlu edecekse bir Sharon Stone taklidi yapmak bana zor gelmezdi. Filmi ve repliklerini hatırlamaya çalıştım. Birkaç cümle onu mahvedebilirdi ve onun o halini hayal etmek bile inanılmaz bir keyif verdi bana.

"Ne tesadüf benim de öyle Saruhan Candar. Bakalım öpücüğünüz de bunu kanıtlayacak mı?" Yüzünde ateşli kurnaz bir gülümseme belirdi. Dudaklarımız birbirini kavradı ve sözünü tasdikledi. Üzerinden kalktım ve elini tuttum birlikte giyinme odasına girdiğimizde bana merakla baktı. Şu an mini bir etek giyecek zamanım yoktu ama onun gömleklerini kullanabilirdim. Onu oturttum ve karşıdaki sandalyeyi çektim. Gözleri kısılmış bir şekilde beni izlerken askıdan bir beyaz gömlek aldım. Üzerimdeki geceliği ve külotu kışkırtıcı bir yavaşlıkla üzerimden çıkarırken kuruyan dudaklarını yaladı. Etkilendiğini görebiliyordum. Gömleğini üzerime geçirdim ve önden birkaç düğmesini ilikledim. Sandalyeye oturduğumda ne yapacağımı anladı ve ben anında gözlerindeki o büyülenmiş hali gördüm. Aynı filmdeki gibi rahatça arkama yaslandım ve bacak bacak üstüne attım.

"Nüzhet!" dedi derinden beni mahveden o ses tonuyla. Gözleriyle adeta beni yiyip bitiriyordu ve bunu görmek bana daha da cesaret verdi.

"Saruhan'la sevişmeyi seviyorum, yeniliklerden hiç korkmaz." Filmden yaptığım alıntıyı duyunca gözleri anlık olarak açılıp kapandı. Çarpık bir gülümseme gönderdi ve arkasına yaslandı. Normal şartlarda böyle bir şey yapmak bana saçma gelebilirdi ama şimdi öyle düşünmüyordum.

"Bana zevk veren erkekleri severim o bana çok zevk verirdi." Nefes alışının hızlandığını gördüm, az önceki rahat oturuşu rahatsız bir kıpırdanışla son buldu.

"Saruhan ellerini kullanmayı çok severdi ben de elleri ve parmakları severim." Dişleri dudaklarının üzerinde gezindi. Nefes kesiciydi ve bu beni daha da teşvik etti.

"Ben kural koymam Saruhan, durumlara uyarım." Ciddi ve ihtiraslı rolü bana harika bir biçimde uymuştu. Saruhan da meydan okuyan bir tavırla bana baktı.

"Peki benim istediğim duruma da uyacak mısın?"

"Belki," dedim kendimden emin bir sesle. Beni sayamayacağım kadar çok çıplak görmüştü. Bizzat bacak aramla ilgilenmişti. Bu görüntü onun için yeni sayılmayacaktı. Bacağımı indirdim birkaç saniye bekledim ve diğer bacağımın üstüne attım. Bakışları beni delip geçti, o dağ gibi adamı sadece bir hareketle böyle yerle bir edeceğimi bilmiyordum. Erimişti ve istekle kıvrandığını görebilecek kadar onu iyi tanıyordum. Tek bir hareketle kanını kaynatmayı başarmıştım. Öndeki düğmeleri çözdüm ve gömleği iki yana açıp ona vücudumla görsel bir şölen sundum. Tatilde sevişmek güzeldi ama evde sevişmek çok daha güzeldi.

Ayağa kalktı yavaş adımlarla yanıma geldi. Elini uzattığında tuttum. Gözleri alev alev yanıyordu ayrıca şeytani de bir parıltı vardı.

"Kural koymayan bir Nüzhet'le karşı karşıya kaldığıma göre... İstediğimi yapabilir." O ses tonunu kullanmamalıydı ama üzerimdeki etkisini bildiğinden ötürü kullanmaktan da geri kalmıyordu.

"Ne istediğine bağlı."

"İsteğim çok basit." Beni ayağa kaldırdı. Üzerimdeki gömleği çıkarttı. Uzun boy aynasının önüne serdiğinde ne yapmak istediğini anlayamadım. Eliyle gömleğini gösterdi.

"Otur Nüzhet," dedi o harika ses tonuyla. Bilmem kaç bin liralık Prada gömleği ne için feda edeceğini bilmiyordum. Üzerini çıkardı ve benim gibi çıplak kaldı. Dizlerimi önümde kırıp oturdum. Kollarımı dizlerime sardım. Aynanın önünce çıplak olarak kendine bakmak bir miktar utandırıyordu. Arkama oturdu, kollarını kollarımın üstüne getirdi.

"Utanıyor musun kendinden?"

"Bu şekilde biraz evet." Ellerimi üzerimden çektirdi ve bacaklarımı iki yana açtı. Refleks olarak kapatmak istedim ama beni durdurdu.

"Hayır, kendinden utanmamalısın. Ne kadar güzel olduğunun farkına var," diye kulağıma fısıldadı ve o ses beni ürpertti. Bu şekilde her şeyimin meydanda olması rahatsız ediciydi. Kendi vücudumla hep barışık olduğumu düşünüyordum o ana dek.

Elleri memelerimi kavradı ve yavaşça okşamaya başladı. Nefesim hızlanırken ona doğru yaslandım. Aynadan bana minik kurnaz bir gülümseme gönderdi.

"Bir de küçük olduğunu iddia ediyorsun, ellerimin arasında ne kadar harika olduklarını gör. Avuçlarımdan taşmasını değil, avuçlarıma uymasını severim ve sen tam öylesin." Kulak mememi dudaklarının arasına alınca vücudumdaki ürperti hissi arttı. Sözleri de var olan isteğimi körüklüyordu. Meme uçlarım parmakları arasında sıkıştırılınca ağzımdan küçük bir inleme kaçtı. Islanmaya başladığımı görebiliyordum ve ne düşünmem gerektiğini çözemiyordum. Evet haklıydı kendi vücudumdan utanmamam gerekirdi.

"Ne düşünüyorsun?" Dudakları boynumda gezinmeye başladı. Dilinin okşayışlarını izlemek tuhaf bir zevk veriyordu.

"Kendimizi bu kadar yakından izlemenin biraz rahatsız edici olduğunu."

"Seni rahatsız eden şeyler yapacağız." Yine fısıldadı o ses tonunun üzerimdeki gücünü iyi biliyor ve kullanıyordu.

"Tekrar söylüyorum, kendi vücudundan utanmamalısın, bana bu şekilde ilgi duymasını izlemek bana çok zevk veriyor birazdan sana da zevk verecek."

"Saruhan," dedim inleyerek. Sözleri her zamanki gibi beni ele geçirdi. Bir elimi tuttu ve yavaşça göbeğimden aşağıya kaydırdı. Ne yapacağını anlayınca gözlerim kocaman açıldı. Kendi parmaklarımı bacaklarımın arasına getirdi.

"Bunu defalarca kez hayal ettim Nüzhet," derken elimi hareket ettirdi ve kendime dokunmamı sağladı. Nefesim kesilirken bana ateşli bir gülümseme gönderdi.

"Saruhan bunu yapa..."

"Şu an yapıyorsun. Sadece birkaç dakika görmeme izin ver." Neden bu kadar istediğini anlamıyordum. Erkekler ile bu konuda bariz farklıydık. Onu bu konuda yargılamak da istemiyordum. Elleri hareket ettikçe otomatikman kendimi okşamış oluyordum ama elimin hakimiyeti onda olduğu için o yapıyormuş gibi geliyordu. Ansızın elini çekti ve ben de elimi çekmek isterken beni durdurdu.

"Utangaçlığını yenmen için bunu yapman gerekiyor. Benim için yapar mısın?" Onun için birçok şey yapabilirdim.

"Sadece dene," dedi tereddüt ettiğimi anladığında. Öpücükler kondurdu memelerimi tekrar kavrayıp çıldırtıcı dokunuşlar yaptı. İstesem bile duramadım ve isteğini yerine getirmeye çalıştım. Bu şekilde zevk almam çok garipti onun da beni izleyip inlemesi garipti.

"Evet işte böyle bebeğim."

"Saruhannnn..."

"Devam et Nüzhet, kendini tanı." Dudakları omuzlarımda boynumda gezindi, elleri meme uçlarımı defalarca kez uyardı. Vücudum daha fazlasını istedi ve hareketsiz kalmak çok zordu. Saruhan hakimiyeti ele geçirdi ve elimi çekip onun eline yer açtım. Evet böylesi daha güzeldi. Parmaklarıyla beni okşamasını izlemek çok erotikti. Ona verdiğim tepkileri izlemek de öyleydi.

"Demek parmakları seversin," dedi ve parmağını kolayca içime daldırdı.

"Ben senin her hareketini severim," dedim ve inledim. Çok iyi hissettiriyordu. Sihirli bir yanı vardı ve o sihre bulaşmak çok kolaydı. Ona yaslandım ve ellerinin ritmiyle hareket eden kalçamı frenlemeye çalıştım ama olmadı.

"Saruhan! Saruhan!" İsmini defalarca kez sayıkladım. Doyuma ulaşmak istiyordum, az kalmıştı fakat onun farklı planları vardı. Bacaklarımdan tuttu ve beni kendine çevirdi. Ne yapmamı istediğini anladım. Kollarımı omuzlarına sardım. Dudaklarımız birleşirken onu kolayca içime aldım. O an ağzımın içine doğru inledi.

"Benim alfa Nüzhet'im, benim ateşli sınır tanımayan alfa Nüzhet'im, benim alev alev yanan kadınım." Sözleri beni inletti ve hareketlerimi hızlandırdı. Bakışları aynaya kayarken gözlerinin eridiğini gördüm. Benim de başımı çevirdi. Sırtımı kalçalarımı gördüm ve hareket etmeye devam ettiğimde gözlerim kocaman açıldı. Ona doğru döndüm, vücudumun alevler içinde yanması çok hoşuna gitti. Dudaklarımı yakaladı, birbirimizi yer gibi öpüşürken daha fazla ne kadar iyi hissedebilirdim bilmiyordum. Mükemmel bir eşti her yanıyla.

Beni yere yatırdı. Kalçalarımı sıkı sıkı kavradı ve kendini derin hamlelerle içime gömdü. Az önce neden eridiğini şimdi daha iyi anlıyordum. O sert kaslarla dolu olan sırtı ve mükemmel daralmaya örnek olan sıkı kalçasını izlemek benim de çok hoşuma gitmişti. Git gide daha hızlı ve sert olan hamlelerine uyum sağladım. İsmimi inleyerek söylemesi kendini kaybettiğine bir işaretti. Ben de kendimi kaybediyordum. O an hiçbir şeyi umursamadım. Dudaklarımız birbirini kavradı ve birlikte doyuma ulaştık. Ağırlığını üzerimden atmak için yana kaydı ve beni kollarının arasına aldığında başım en sevdiğim kısma gömüldü. Birbirimize sarıldık. Saçlarımı okşadı ve birkaç öpücük bıraktı. Nefeslerimiz düzelene kadar öylece pervasız bir şekilde yattık.

"Binlerce liralık bir gömleği sevişmek için kirlettik," dediğimde güldü.

"Seni öyle gördükten sonra başka bir çaresi yoktu. Mükemmel bir taklitti tebrik ederim aşkım." Parmakları çenemde gezinirken bir öpücük daha bıraktı.

"Hayal ettiğin kadar var mıydı?"

"Hayal ettiğimden daha güzeldi." Gülmek istedim ama sonra aklıma bir şey takıldı.

"Neden katil bir kadının genital bölgesini görmek sizin için bu kadar cezbedici." Ben mantığımla baktığım için onlar gibi düşünemiyordum gerçi onlar içinde mantıklı bir açıklama olmayabilirdi.

"O an beynimizle değil ikinci beynimizle bakıyoruz olaya. Hem filmin konusu da bu değil mi? Zeki ve cezbedici bir kadının erkekleri etkisi altına alması..." Belli belirsiz başımı salladım. Haklıydı.

"Doğru, en başından beri katil kim biliyordum."

"Filmi kiminle izlediğimi tahmin et," dedi muzip bir sesle.

"Kiminle?" dedim çünkü hoşlanmayacağım bir şey söyleyecek gibiydi.

"Mithat'la."

"Hayır hayır!" Yüzümü utançla göğsüne gömdüm. O ise bu tavrıma güldü.

"Hayali bile çok kötü hayır!" dediğimde gülmeye devam etti. Bir kolunu belime attı diğer kolunu bacaklarımın altından geçirip beni kucağına aldı. Giyinme odasından çıkarken kollarımı sımsıkı sardım. Beni yavaşça yatağımıza bıraktı.

"Beni burada bekle. On dakikaya gelirim."

"Neden ilk ben duşa girmiyorum?"

"Benimkiler biraz daha içinde yüzsün. Belki biri ipi göğüslemek üzere olabilir." Bu benzetmesine güldüm. Birden aklıma gelen düşünce ile gülmem duraksadı.

"Ne oldu?" derken çenemi okşayıp kendine doğru kaldırdı.

"Bu kadar birliktelikten sonra hamile kalamazsam bu beni strese sokar." Bakışlarımı kaçırdım hemen, düşünmesi bile çok rahatsız etti beni.

"Sokar değil çoktan sokmuş bile. Bunu düşünme, aynı evliliğimiz gibi beklemedik ve ani olsun." Sesi çok umutlu çıkıyordu. Bir an onu da hayal kırıklığına sokacağım diye korktum. Bu yüzden toparlanmak istedim.

"Öyle olacak." Saçlarımı okşadı ve eğilip bir öpücük bıraktıktan sonra yanımdan ayrıldı. Kendimi yatağa bıraktım. Farklı bir şeyler düşünmeye çalıştım. Bu hafta çok yoğun olacaktı. Belki yardıma bile ihtiyacım olabilirdi. Telefonuma uzandım ve bana atılan programa baktım. Saruhan sıkışık programlara çok alışkındı, ondan birkaç taktik öğrenmek benim için iyi olurdu.

Saruhan dediği gibi kısa süre içinde banyodan çıktı. Ben de onun kadar hızlı bir şekilde duş alıp çıktım. Mutfağa indiğimde güzel baharatlı bir koku karşıladı beni. Fırın çalışıyordu ama ne pişirdiğini bilmiyordum.

"Ne yapıyorsun?" deyip fırını gösterdim.

"Sabah sen uyurken fırına et koymuştum. On dakika falan yalnız bıraktım seni."

"Yalancı Saruhan beni kandırdın!" dedim ve yalandan koluna vurdum.

"Birlikte seninle Carne Asada Burrito yapmak istemiştim. Etin istediğim kıvamda olması için iyi pişmesi gerekiyor." O konuda iyi olduğunu daha önce söylenmişti ama ben daha tasdiklememiştim.

"Demek Meksika Mutfağı seviyorsun."

"Çok fazla seviyorum. Soslarını hatta tortillasını bile birlikte yapacağız."

"Hamurunu ben yapabilirim." Başını salladı beni onaylayarak. Birlikte kahvaltımızı hazırladık ve masaya oturduk.

"Şu masada seni iştahla yemek yerken görmek çok güzel. İlk zamanlarda hiç yemiyordun." Ağzımdaki lokmayı yuttum. Bu konuda biraz suçluluk hissediyordum. Diyet bozmak güzeldi ama kötü bir yanı da vardı.

"Kilo almış olabilirim. Çok yedim tatilde," dedim sitem ederek.

"Benim için hiç önemli değil. Dersen ki o halim hoşuma gitmez, seninle birlikte antrenman yaparım." O kadar tatlı duruyordu ki masanın üzerinden uzanıp onu defalarca kez öpmek istedim. Sen nasıl istersen öyle olsun desteklemesi her zaman kalbimi titretiyordu ve bu durum Saruhan'da bolca vardı. O örnek bir erkekti ve ona sahip olmak paha biçilemezdi.

"Seni çok seviyorum biliyor musun Saruhan. Böyle çooooook seviyorum. Kollarımın arasına alıp seni öpmek istiyorum."

"Ne tesadüf aynı hisleri paylaşıyoruz. Aç bakayım ağzını." Bu sabah farklı bir avokado sosu yapmıştı ve eliyle beslemesine izin verdim. O minik ekmeği ısırırken şimdiden güzel bir tat alıyordum. Mutfakta farklı bir yeteneği vardı.

"Daha bilmediğim ne yeteneklerin var?" Tuttuğunu koparan bir iş adamıydı. Polyglottu, iyi düzeyde ata biniyordu, hitabet yeteneği yüksekti. Tatilde oranın dilini bile çat pat da olsa konuşabildiğini görmüştüm.

"Nüzhet aslında insan inat edip çalışarak bir noktaya kadar başarılı olabiliyor. Yani çoğu şey biraz da inat etmemle oldu. Bıçağı bile yanlış tutuyordum. Elimi çok fazla kestirdim. Ders aldığım şefe göre umutsuz bir vakaydım ama ilgim olduğu için devam ettim. Sana göre şu an yetenekli görünebilirim." Israrcı olmak belli bir noktaya kadar iyi bir şeydi ama fazlası da insana zarar verebilirdi.

"Kıyamam yanında olsaydım parmaklarını öperek iyileştirirdim." Sözlerimle birlikte yüzünde aydınlatıcı bir gülüş belirdi.

"Aşık olmak sana o kadar yakıştı ki Nüzhet..."

"Sana aşık olmam bana çok yakıştı Saruhan. Yanında eriyen bir tereyağıyım, bir dondurmayım, hızla eriyen bir buzum." Çarpık bir gülümseme daha gönderdi.

"Hepsinin tadına bakmak isterim," derken ses tonu değişmişti.

"Bunu ben de çok isterim." Kesinlikle rahat duramıyorduk. Konu bir şekilde hep oraya kayıyordu. Yemek yaparken de bu tarz bir durumla karşı karşıya kalabilirdik.

Masayı topladıktan sonra eti fırından çıkardı. Tezgaha bıraktıktan sonra üzerindeki folyoyu ve yağlı kağıtları çıkardı. Üzerine ne sürmüştü bilmiyordum ama nar gibi kızartmayı başarmıştı. İlk sıcaklığı çıktıktan sonra küçük bir parmak hareketiyle kemikleri çıkardı. Güzel piştiğini buradan da anlayabilirdiniz. Bıçağı aldı ve eti dilimlere ayırmaya başladı. Üzerine etin kendi baharatlı suyunu döktü. Harika görünüyordu az önce yemek yesem de bu görüntü iştahımı açmıştı. Bana bir parça koparıp elleriyle yedirdi. Baharatları, suyu, tuzu mükemmel bir uyum oluşturmuştu.

"Enfes," dediğimde bir parça daha yedirdi bana. Kendi de tadına bakarken beğendiğini yüz ifadesinden anlayabiliyordum.

"Hadi guacamole sos yapalım." Avokado sosları konusunda tam bir ustaydı. O ellerini yıkarken ben avokadoları aldım. Ben avokadoları kabuklarından ayırırken o sarımsakları ezmeye başladı sonra soğana geçti. İkimizin de gözü yaşarırken birbirimize bakıp güldük.

"Koskoca Saruhan Candar'ı bir minik soğan ağlatabiliyor." Yüzünde hüzünlü bir gülüş belirdi.

"Sadece minik bir soğan değil, Nüzhet de ağlatabilir." O an avokadoları ezmeyi bıraktım.

"Gerçekten böyle bir şey oldu mu?" dedim temkinli bir sesle. Onu ağlatabilmek gerçek dışı geliyordu. O an içim kasıldı.

"Eşiğine çok geldim. En çok da... 30. Doğum gününde." O günü hatırlamaya çalıştım. Birbirimizle atıştığımızı anımsıyordum. Bana sen bir prenses olamazsın demişti.

"O gün orada olmamdan çok rahatsız olmuştun. Bakışlarınla bile beni kovar gibiydin. Sana bir Dokuzuncu Hariciye Koğuşu almıştım. Bir sayfasına da deyim yerindeyse ilanı aşk notu yazmıştım. Senin o halini görünce vermekten vazgeçtim. Eve gelince de o sayfayı yırtıp şöminemde yaktım." Sesi duruşu bile sanki o günü tekrardan yaşarmışçasına gerilmişti. Yüzünde acı bir ifade vardı. O an onda nasıl kötü bir hatıra bıraktığımı bana net olarak gösteriyordu. Tıkandım bir şey söyleyemedim. O ise devam etti.

"Taşınmaya o gece karar verdim. Tüm umutlarımın bittiği bir geceydi."

"Saruhan ben..." Beni eliyle durdurdu.

"Nüzhet... Suçlu hissetme kendini. Bunu yapan kişi bendim, seni kendimden uzaklaştıran kişi... İkimiz de birbirimizi yanlış tanıdık." Öyleydi ama yine de kendimi sorumlu hissetmekten alamıyordum.

"O gece öyle bir niyetim yoktu ama birbirimizi çok kışkırttık. Belki de otomatikman gardımı alıyordum, sinirliyken yüzümün halini biliyorum. O şekilde düşünmen normal bir noktada. Öyle hissettiğin için çok üzgünüm Saruhan. Şimdi düşündüğüm zaman kalbim ağrıyor." Ona arkasından sarıldım, başımı sırtına yasladım. Belki de onu konuşturmalıydım o kötü anılarından uzaklaşmasının yolu içini dökmekten geçebilirdi.

"Artık tüm sorunlar çözüldü. Sadece sana bunları anlatmak iyi geliyor. Artık o günlerden çok daha uzakta olduğumu hatırlatıyor bana," dedi ve ellerimi sımsıkı tuttu.

"Bana her zaman eski anılarını çekinmeden anlatabilirsin. Hem bana doğum günümde kitaplardan birini vereceğini söylemiştin." Kollarımı gevşettim ve karşısına geçtim. Bir elim yüzünü okşarken başını elime yasladı.

"Evet vereceğim. Bu kadar duygusallık yeter işimize konsantre olalım." O an bir ses duyunca ikimiz de arkamıza doğru döndük. Thor sandalyeye çıkmıştı ve eti koyduğumuz tepsinin önündeydi.

"Thor HAYIR!" Saruhan öyle bir bağırdı ki beni bir anlık korkuttu. Thor ise suçlu bir suratla sandalyeden atladı. Saruhan tepsinin önüne doğru birkaç adım attı. Ben de onu takip ettim. Artık o güzel pişen etimiz yoktu. Thor hepsini yemişti. Saruhan sinirden gülmeye başladı. Ben ise şaşkınlıkla Thor'a baktım. Yüzü sosla kaplandığı için o kocaman dili yüzünü temizliyordu.

"O eti pişirmek üç saatimi almıştı!" Saruhan gülmeye devam ederken ben de durumun trajikomikliğini kavrayınca gülmeye başladım.

"Daha önce de böyle bir şey yapmış mıydı?" Saruhan beni onaylayarak başını salladı.

"Eski sahibi onu dışarıda bağlı tutup günlerce yemek vermemiş. Beni çok sinir etse de ona kızamıyorum. Aç kalacağını sanıyor ve ne bulursa yemek istiyor." Sesindeki o merhameti beni ele geçirdi. O kadar duyarlıydı ki, onu daha da çok sevmeme neden oluyordu.

"Canım benim."

"Planlarımız yendiğine göre başka bir şey düşünmeliyiz," dedi halen inanamıyormuş gibi.

"En azından tadına bakabildik." Beni onayladı başını sallayarak. Masanın üzerinden gelen o kulak tırmalayıcı sesi duyunca irkildik. Bugün ani ses duyma günü falan olmalıydı.

Telefonumu masanın üzerinden aldım ve arayan kişiye baktım. O ismi görmek beni şoka uğrattı. Telefonu Saruhan'a doğru çevirdiğimde onun da kaşları düşünceli bir şekilde çatıldı. Babam aylar sonra beni arıyordu. Baba her zaman güven demek olmalıydı ama şu an o çağrıya temkinle yaklaşıyordum. Elimi kaydırdım ve sakin bir sesle konuştum.

"Efendim." Saruhan diğer elini elimin üstüne koydu rahatlatmak istercesine.

"Kızım nasılsın?" O ses tonunu ve kızım deyişini duymak tuhaf hissettirdi. Daha önceki halimiz aklıma gelince hüzünlenmeden edemedim.

"İyiyim, umarım sen de iyisindir."

"Bu akşam bize gelir misiniz? Birlikte yemek yeriz." Şaşırdım çünkü bu bir adım atıyorum demekti. Bu telefonu annem ya da yengem de yapabilirdi ama özellikle babamın yapması bir şeye işaret ediyordu mesaj veriyordu.

"Tamam geliriz, " dedim kısaca.

"Bekliyorum, görüşürüz."

"Görüşürüz baba." Bu kadar soğuk olmak kendimi kötü hissettirdi. Babamla her zaman neşeyle konuşan bir kadındım daha önce.

"Zeytin dalı?" dedi Saruhan ben kapatır kapatmaz.

"Öyle babamın araması özellikle. Bir şeyleri düzeltmek ister gibi. Eskisi gibi konuşması da var. Tuhaf değil mi? Babam benim bu dünyadaki tek güvendiğim kişiydi" Saruhan kollarını vücuduma dolayınca az önceki gerginliğim yerini rahatlamaya bıraktı.

"Ben senin yanındayım ne karar alırsan," dedi ve başıma öpücük bıraktı.

"Hazırlanmaya başlasak iyi olur iki saat yolculuk var." Başını salladı beni onaylayarak.

"Peki, yalnız Nüzhet kendini kısma yıldız gibi parlamana izin ver."

"Öyle yapacağım." Etrafa baktı ve dağıttığımız kısmı eliyle gösterdi.

"Ben burayı toplayayım sen ancak hazırlarsın."

"Tamam," Yanağına bir öpücük kondurdum ve hızlı adımlarla yukarıya çıktım. Hazırlanırken kısa siyah bir etek ve beyaz bir kazak giydim. Saruhan'ın mücevher sandığından bir kutu aldım ve seti taktım. Üzerim sade olsa da takılar öyle değildi. Topuklu ayakkabılarımı giydim ve tahmin ettiğim gibi odamızda beni bekleyen Saruhan'ın yanına döndüm. Beni görünce bakışları beğeni ile ışıldadı.

"Harika görünüyorsun. Takılar çok yakışmış." O da harika görünüyordu klasik siyah beyaz takımın içinde.

"Ben de çok beğendim ve seni de. Hadi gidelim." 

Yeni bölüm gelene kadar aşağıdaki kurgularımı da okuyabilirsiniz :) ❤️


Blackout- Tamamlanmış bir askeri havacılık kurgusu. Çiftimiz hareketli iniş çıkışlı biraz da ateşle barut gibi seversiniz :)

M&A bir doktor kurgusu. Platonik aşık olduğunu sanan bir kadın karakterimiz var. 

Uzlaşılmaz bir üniversite kurgusu. Ailesi tarafından baskı altında büyütülmüş bir erkek karakterimiz var. 

TY: Asker ve doktor kurgusu olacak. Çok yakında yeni bölümlere başlamayı planlıyorum.

Görüşmek üzere!

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

327K 17.4K 29
"Sevmeseydin!" diye yenilediğinde, vicdansızdı. Merhametsizdi. "Keşke!" Diye bu kez ben titreyen sesimi yükselttim. Keşke sevmeseydim, keşke gözlerim...
1.9M 81.2K 49
.🖤♾️🖤. "Bir daha gelme!" Dedi fısıltıdan ibaret buruk sesiyle.. "Sakın ola bir daha bana dokunma da(!)" Kendisi ne kadar öfkesini ortaya seriyor...
10.5K 168 4
Oğuz, dedesinden kalan terekeyi almaya giderken karşısına çıkan kuzenleri ile normal olan hayatına atom bombası düşer... ♡♡♡♡♡ "Ben mirastan tek bir...
1.2M 52K 45
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...