Bungou Stray Dogs One-shot Ki...

By gimmesomecoffeepls

1.7K 79 255

Bungou stray dogs shipleri için yazdığım one-shotları burada topluyorum. 🍂Soukoku 🍂Shin soukoku 🍂Ranpoe 🍂... More

A Summer Day Stupitidy ~ soukoku
Angel With a Shoutgun ~ soukoku
Wrapping Each Other's Scars ~ shin soukoku
Invitation To The Clown's Party ~ fyolai
The Greatest Dedective of the World ~ ranpoe

Dusk till Midnight ~ suegiku

283 15 24
By gimmesomecoffeepls

Güneş kendi dinginliğinde gökyüzünden aşağı kayıyordu. Günün son ışıkları pencereden girerken Jouno ve Tetchou odada yalnızdı.

Oda her zaman kullandıkları antrenman odalarından farksızdı. Tecchou genelde açık havada antrenman yapmayı tercih etse de acil bir görevleri çıkarsa diye çoğu zaman burada antrenman yapıyordu. Bilirsiniz, adaleti geciktirmemelisiniz.

Tecchou sırtına vuran turuncuya çalan gün ışıklarıyla şınav çekerken keşke Jouno yine üstümde olsaydı, diye düşündü. O tam istediği ağırlıktı ve üstüne çıktığında antrenmanları daha verimli geçiyordu.

Bu esnada söz konusu Jouno bench press sehpasına sırt üstü yatmış, ayaklarını halterlerin demirine dayamıştı. Kulağındaki kulaklıkta cinayet belgeselleri çalmaktaydı.

"...kemikler miğde bulandırıcı bir sesle kırıldı...baltayı sağ koluna indirdince adamın attığı çığlık çıplak duvarlarda yankılandı...işi bittiğinde her yer kanın kırmızısına bulanmıştı..."

Bilirsiniz, sıradan şeyler işte.

Tecchou günlük rutinini, belki biraz daha fazlasını, bitirince Jouno'nun yayıldığı bench press sehpasını kaldırıp pencerenin önüne koydu. Jouno hareket ettirildi diye huysuzca homurdansa da Tecchou'ya yer açabilmek için yattığı yerden doğruldu.

Tecchou boynundan çıplak göğsüne damlayan terini silerken Jouno da pencereden sızan turuncu ışıkları hissediyordu.

Bazen gerçekten benden rahatsız olup olmadığını anlayamıyorum, diye geçirdi içinde Tecchou.

"Bu tuhaf kalp ritmi de ne? Ne düşünüyorsun?"

Tecchou huzursuz bir gülüşle, "Senden bir şey saklayamamaktan nefret ettiğimi olabilir." dedi.

"Salak salak cümleler kurmayı bırak da bana neler olduğunu söyle, sürekli seni okumaya çalışmaktan bıktım. Bir kere de bana doğruca ne düşündüğünü söylesen ne olur?"

Tecchou bir süreliğine nefes tuttuktan sonra, "Bilmiyorum, kötü hissediyorum sanırım." dedi.

"Orasını anladım." Jouno bunu dünyanın en bariz şeyiymiş gibi söylemişti. Tabi duyguları hissedebilen birisi için söylemesi kolaydı. "Hasta değilsin, vücut ısın normal. O zaman kötü hissetmek için sebebin ne?"

"Ne zaman bana et torbası gibi davranmayacağını düşünüyorum! Bir kere de bana insan muamelesi yapsan ne olur!?"

"Huh?!! Şu anda sana insan muamelesi yapıyorum ya! İlgi de yaramıyor!"

"Zahmet ettiğin için teşekkür ederim. Boşver Jouno."

Tecchou ilk defa bu ismi bu kadar soğuk bir sesle söylemişti.

Jouno isminin söyleniş şekli yüzünden irkildi. Ayrıca Tecchou'yu ilk defa bu kadar tepesi atmış görüyordu. Tecchou'ya hiçbir karşılık vermeden bedeni çözülmeye başladı ve oradan uzaklaştı.

Çok kısa bir süre sonra elinde yangın söndürme tüpüyle geri gelmişti ve hiçbir uyarı yapmadan bütün köpüğü Tecchou'nun üzerine boşaltmıştı.

"Aranıza ilk katıldığım zamanlarda sinirimi geçirmek için böyle yapmıştın."

Tecchou üstündeki köpüklere ve Jouno'ya baktı morali hala bozuk bir şekilde gülmekle yetindi. "Heh."

"Heh mi? AZ ÖNCE ÜSTÜNE KÖPÜK SIKTIM BE!! GAMSIZLIĞININ SINIRI YOK MU HİÇ!! BİLMİYORSAN SÖYLEYİM AV KÖPEKLERİNİN İÇİNDE EN SEVMEDİĞİM SENS-" Jouno aniden karşısındakinin bedeninden geçen gerilimi hissedince durdu, sözlerine devam edemedi. "Mesele bununla mı ilgiliydi?"

Tecchou hızlanan nefes alış verişlerini bastırmaya çalışarak kalktı. Önünde elinde yangın tüpüyle duran Jouno'nun saçlarını şefkatle düzeltti.

Çatlayan sesiyle, "Boşver, alıştım sanırım." dedi.

Antrenman odasından çıkıp kendisini binanın dışına attı. Platonik sevdiğinin yanında durup acı çekmektense bahçede bir yerlerde sessizce ağlayarak küfretmeyi tercih etmişti.

Hızlı adımlarla yürüyüp kendisine yanlız kalabileceği bir yer ararken karşısına çıkan hiçkimse onun bu köpük içindeki ve yarı çıplak haline yorum yapmadı. Adımlarının sertliğinden bakışlarından yayılan gerginliğe kadar her şeyi bunu yapmalarını engellemişti.

Bu esnada Jouno elinde yangın tüpüyle odada tek başına kalmıştı. Tecchou'nun az önce bıraktığı köpüklü boşluğa bakıyordu.

Normal şartlarda Tecchou'nun arkasından bağırıp çağırması gerekiyordu. Ama bu sefer sustu. Elini yüzüne, az önce tenine değen elin olduğu yere koydu.

O şefkat dolu yüz ifadesi... O hüzünlü, buruk çıkan ses...

Kızarmaya başladı.

"Tecchou bekle!"

Derhal pozisyon aldı ve tüm hızıyla Tecchou'nun geçtiği koridorlardan geçerek bahçeye daldı. Gelen küfür seslerinden aradığını bulması zor olmamıştı.

"Sikeyim yoruldum-"

Jouno onu ağaçların altında bulduğunda güneş dağların arkasında tamamen kaybolmuştu. Alacakaranlık artık tam karanlığa dönmekteydi.

"Tecchou?"

Sövmekte olan adam bir an duraksadı ve başını kaldırıp Jouno'ya baktı. Peşinden gelmesini beklemediği için şaşırmıştı. Sinirden dolan gözlerini sanki Jouno görebilecekmiş gibi aceleyle sildi.

"Eğer iş filan çıktı diye geldiysen önden git. Ben yetişirim."

"Evet işimiz var." Artık güneşin batmasıyla kararmaya yüz tutmuş havada köpüklere bulanmış surata eğildi. Saçlarına bulanmış köpük parçalarını silkelemeye başladı. Elinden geldiğince yumuşak ve yatıştırıcı olmaya çalışmıştı. "Şu konuşmayı baştan alalım mı?"

Tecchou zaten yakın olan yüzüne üç saniye bakıp alnını Jouno'nun alnına yasladı ve kolundan tutup önüne çökmesini sağladı. Jouno kahve gibi kokuyordu, kalp atışlarının kontrolü dışında hızlandığını biliyordu. Bunu Jouno'dan saklayamazdı zaten.

Pes etmiş bir şekilde, "Ben senin gibi yalan söyleyip söylenmediğini anlayamam o yüzden doğruyu söylemene ihtiyacım var." dedi.
Durup nefeslendi. Alacağı cevaptan korkuyordu. "Benden gerçekten rahatsız oluyor musun olmuyor musun anlayamıyorum ve artık çok yoruldum."

"Rahatsızlık..?"

Jouno kendi kendine düşündü. Bu esnada araladında oluşan sessizlik rahatsız edici bi hale gelmeden bir an önce konuşmaya başlamak istiyordu.
Bunu başaramadı, fiziksel belirtilerden çok kendi duygularını ölçmeye çalışmak ona zor geliyordu.

Yine de Tecchou sabırla onu bekledi. Umudunu kaybetmemeye çalışıyordu.

En sonunda Jouno'nun aklına dünyada en çok nefret ettiği şeyler listesi sıralanmaya başladı.

"Nefret ediyorum... Güçsüz insanları ezmeye çalışan, zarar veren insanlardan nefret ediyorum. Senden değil. Çoğu zaman huysuz davranabiliyorum. Çevrede olup biten tüm uyarıcılara maruz kalmak çok yorucu oluyor."

Tecchou yasladığı alınlarını ayırıp Jouno'nun omzuna yasladı. Başını onun boynuna doğru çevirdiğinde geri itileceğine emindi ama itilmedi.

"Bunu duyduğuma sevindim."

Bir miktar sessiz kaldılar. Tecchou iki yanında öylece duran kolların sırtına sarılmasını sağladı. Jouno nefesini tuttuğunda gülümseyerek başını boynuna yasladı. Elinin altına denk gelen yerde Saiguiku'nun kalbi en az kendi kalbi kadar hızlı atıyordu. Sanki yüksek sesle söylerse büyü bozulacaktı.

Bu yüzden fısıldayarak sordu Tecchou, "Biraz böyle kalabilir miyiz?"

"Bu şekilde olmaz, ıslaksın."

Ardından Jouno hiç hoşuna gitmese de doğruldu. Neyseki uzun sürmeyecekti. Üniformasının pelerinini çıkarttı ve Tecchou'nun çıplak sırtına serdi.

"Böyle daha iyi."

Tecchou'ya güven vermek için elinden geldiğince yüz ifadesini yumuşak tutmaya çalıştı.

Tecchou başta afallasa da artık geri itilmeyeceğini anlamıştı. Jouno hemen karşısında olunca ve ona bu şekilde bakarken duyguları her zamankinden daha çok kabardı ve Jouno'yu öncekinden daha sert bir şekilde kendine çekti. Bedenini bir önceki sarılmalarından daha sıkı sarıyordu.

Jouno bu duygu patlamasının etkisini her hücresinde hissetti. Ama artık bunlar bedensel değişimlerden fazlasını hissettiriyordu.

Üstünün daha çok ıslanmasını umursamadan Tecchou'ya karşılık verdi.

"Tazyikli köpük gibi koksan bile senden rahatsızlık duymuyorum."

~🧯~

Bu hikayeyi biricik dostum rawoll ile birlikte yazdık. Kendisi harika bir yazar (aramızda kalsın benden daha güzel yazıyor) ve bu yüzden koşup onun hikayelerini de okuyun derim🤗

Okuduğunuz için teşekkürler🥰

Continue Reading

You'll Also Like

14.8K 1.7K 26
senin gibi bir suikastçıya asla yenilmem bluelock fanfic. ¡!pasifrin¡! oyun konulu bir kurgudur. oyun içi kavramları içerebilir. tamamlandı [01.02.2...
616 67 18
Hikaye Levi'ın Yeni Kaptan olarak atanması ve Ordu'ya uyum sağlaması ile başlayıp 4. Season başlarına kadar ilerlemektedir Konusu Mangadan Uyarlanmak...
1.6K 85 5
icim yanar bicim bicim OLURUM KAVETHAM ICIN
12.2M 590K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...