ÇOCUKLUĞUM | Lise

بواسطة buketsekmenn

5.5K 641 1.8K

Son dersin son dakikalarındaydık. Sıramın üstündeki defter ve kalemimi çantama koymak için çantamın fermuarın... المزيد

⋅Giriş⋅
•1•
•2•
•3•
•4•
5. | Part 1
5. | Part 2
•6•
7 | Part 1
7 | Part 2
•8•
9 | Part 1
9. | Part 2
•10•
•12•
13 - Kesit
•13•
•14•
-15-
16. / Kesit
•16•
17

•11•

78 11 12
بواسطة buketsekmenn

''Anne?'' Annem, sorgu dolu bakışlarla bir elini de beline koymuş, dik dik bize bakıyordu. Annem, yargılamadan önce beni dinlerdi, kimseye kolay kolay kabalık etmezdi. Bir sorun olduğunda önce benimle konuşur, suçlamazdı. Ama bu durumu ona nasıl açıklayacaktım ki ben?

''Sakin ol, yanındayım. Annen, kızını iyi tanıyan biriyse, yanlış bir şey yapmayacağını bilir.'' Derince yutkundum ve söylediklerine karşılık sadece başımı sallamakla yetindim. Yanlış bir şey yapmıyordum ki ben. Açıklanamayacak bir şey yapmamıştım ama bu akşam Gizem'le olacağımı söylemiştim. Ama onunla olmadığım aşikardı. 

''Ne oluyor Güneş?'' diye sordu annem ben arabadan iner inmez. Bulut da inmişti ama o benden daha soğukkanlıydı ben onun ailesinin karşısında kesinlikle böyle rahat olamazdım. 

''İyi akşamlar,'' dedi Bulut saygı dolu bir sesle. Annemin yüzündeki keskin ifade Bulut'un saygılı duruşu karşısında biraz olsun yumuşamıştı sanki. ''İyi akşamlar oğlum da, gece oldu. Akşamı kalmadı.''

Araya girme gereği duydum. ''Anneciğim çok haklısın ama Gizem de vardı yanımda onu eve bıraktık. Sonra Bulut da beni eve bıraktı.''

Annemin gözlerindeki şüphe yok oldu yerini, daha ılımlı bir ifade aldı. Gerçekten çok rahatlamıştım. Bunu inkar edemezdim.

''Kusura bakmayın, bu saate kadar kaldık ama kızınız benimle güvende. Başına bir şey gelmesine asla izin vermem.''

Annem resmen affalamıştı, bunu yüzünün aldığı şekilden anlayabiliyordum. Annem bana hem baba hem de anne olduğu için bu yaşa kadar kolay şartlarda getirmemişti. O yüzden korumacı davranıyordu, ona kızamazdım. Bende kızım olsa bende aynı şekilde korumacı olurdum. 

''Bu saate kadar kalınca merak ettim...'' dedi annem ismiyle hitap edecekti ama bilmediğinden sustu. ''Bulut efendim, adım Bulut.''

Annemin yüzündeki ifade tamamen yumuşadığında, rahatça bir nefes verdim dudaklarımın arasından. ''Memnun oldum oğlum, ama bundan sonra bu kadar geç saatlere kalmasını istemiyorum. İyi geceler, dikkatli git. Eve varınca yaz Güneş'e, merak ederim.'' Bulut'un yüzündeki gülümseme iyice genişlerken, ona özür diler gibi baktım. Belli ki annemin ona yaptığı bu tedbir dolu uyarı hoşuna gitmişti. 

''Haber ederim, Aynur hanım. Teşekkür ederim, iyi geceler size de.''

Annem, bu durumdan çok hoşnut olacak ki benim gözlerimin içine memnuniyet dolu bir bakış attı ve eve doğru yürüdük. Ama beni darlayacağından emindim. ''Bu çocuk bizim eve hediye yollayan çocuk değil mi? Kesin o! Ay ne efendi çocuk bu annem, kıyamam ne kadar da mutlu oldu 'eve gidince yaz' dememe.'' Samimi bir şekilde gülümsedim. Cevap vermemi beklemeden konuşmaya devam etti. 

''Ana kuzusu işte napsın çocuk, anası babası kimlerden? Sizin okuldan mıydı? Ben hiç görmedim.'' Annemin sorularının ardı arkası kesilmezken, gözlerimi sımsıkı kapattım ve sıkıntılı bir nefes verdim. 

''Anne, anneciğim bir motorun soğusa mı acaba?'' Memnuniyetsiz bir bakış attı, ama neyseki eve varmıştık odama kaçabilirdim. 

''Gel buraya Güneş! Kaçışın yok biliyorsun.'' 

Kaçtığım odamdan hızlıca çıktım ve annemin yanına geçtim. ''Anneciğim aynı okuldaydık, son sınıfımızda da beraberdik. Annesi vefat etmiş, babasının da holdingleri var.'' Her kelimemde annemin gözleri daha da  büyürken, yanlış bir şey mi söyledim acaba diye düşündüm. Gözlerini hüzün bulutları kaplarken, hemen yanına oturdum. Annemin gözlerinde tek bir hüzün kırıntısı görmeye tahammülüm yoktu. 

''Vah yavrum,'' dedi ellerini birbirine çarparak. ''Anasız mı kalmış yavrucak?''

''Benim merhametli annem,'' dedim ona sarılarak. ''Bende çok detayını bilmiyorum. Üzülür diye sormak istemiyorum.'' Annem, hayatımda gördüğüm, en merhametli en iyi anneydi. İyiki böyle bir annenin kızı olmuştum. Maddi durumumuz çok iyi olmasa bile annemin sevgisi ve ilgisi baa yetiyordu. Bir babaya ihtiyacımız yoktu.

Annem, anlayışlı  şekilde gülümseyerek, gözlerime baktı. Bende aynı şekilde karşılık verdim.

Annemle biraz daha gecenin kritiğini yaptıktan sonra artık çok geç olmuştu ve yataklarımıza geçmiştik. Derin bir uykuya dalmam çok da zor olmamıştı.

''Merve!'' Gözümü açar açmaz tepemde Merve'yi görmek en son bekleyeceğim şeydi. Onu bıraktığımız yerde güvende olduğunu ve gitmemiz gerektiğini söylemişti. Durum çok garip gelse de daha fazla sorgulamamış ve onu orada bırakmıştık. Ama şimdi dönmüştü. Ben arkadaşımı çok özlemiştim. Bu konuyu sonra konuşsak da olurdu.

Merve bir şey yaptıysa onun sonucu göze alacak kadar akıllı bir kızdı. Ben ve Gizem cin olmadan Merve'yi çarpmaya çalışırdık ama Merve çok akıllı bir kızdı asla kül yutmazdı.

''Neredesin sen nerede?!'' diye sordum heyecanla, bir yandan da kollarımı boynuna sarmış, gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. ''Çok mu özledin sen beni bakayım?'' dedi dalga geçer gibi.

Ona hainsin sen der gibi baktım ve kollarımı boynundan çektim. ''Aşk olsun, tabiki çok özledim. Sadece ben değil, Gizem de aynı şekilde.'' Merve, omzuna astığı çantayı yatağımın bir köşesine attı ve yatağımın karşısındaki koltuğa oturup iyice yayıldı. Merve, rahatına düşkün bir kızdı. Rahatı bozulduğu an, konsantrasyonu dağılır, hiçbir şeye odaklanamazdı.

Bu oturuşu bana anlatacak önemli şeyleri olduğunu işaret eden oturuştu. O sırada yatağımı bir köşesine savurduğum telefonumun titremesiyle tüm odağım dağılmıştı ve elimle yokladım. Örtüyü kaldırdığımda görüş alanıma giren telefonumu elime aldım ve tuş kilidini açtım.

Semih: Yenge, hafta sonu Bulut'un doğum günü var. Bir şeyler yapalım mutlaka. O pek önemsemez böyle şeyleri ama ben atlamam. Yardım eder misin?'' Mesajı okumamla gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Bulut'un doğum günü detayını tamamen atlamıştım. Nasıl unuturdum? O benimle ilgili her şeyi, en ince ayrıntısına kadar bilirken hem de.

''Ne oluyor be?'' Kafamı telefondan kaldırdım ve Merve'nin soru işaretleriyle dolu bakışlarıyla karşılaştım. ''Bulut'un doğum gününü unutmuşum. Semih, bir şeyler yapalım diyor.''

''Ama önce sen anlat,'' dedim telefonu yatağın üstüne attım ve dinleme pozisyonuma geçtim. Merve, umursamazca omuz silkti ve anlatmaya başladı.

-

''Abi şimdi bu Melodiyle kardeşini çağırmaya gerek var mıydı? dedim, her şeyden bir haber olan Bulut'a bakarak. Eğer Melodi gelirse, Güneş kıskançlık krizine girebilirdi. Üstelik Gizem de çok hoşlanmıyordu o kızdan. 

Bulut, bir yandan sigarasını içine çekiyordu gözlerini uzun süre kapalı tuttu. Bu demek oluyordu ki 'benimle muhatap olmayın.' Piç. Beni başından atabileceğini sanıyordu. ''Abi gelmesin ya bugün en azından.''

Bulut, sigarasını tek nefeste içine çekti ve bana boş gözlerle baktı. ''Neyi var oğlum bugünün? Küçücük kız, teşekkür etmek istemiş ne yapayım geri mi göndereyim?'' Durdu ve tepkimi ölçmek istercesine yüzüme baktı. ''Derdin Melodiyse, benim ilgi alanımda değil. Başımda karı gibi ötme artık. Ne çene var sende be kardeşim.''

Dediklerini tabiki bir tarafıma bile takmadım ve başında dikilmeye devam ettim. ''Melodiyi takmadığını biliyorum ama kız içine düşecek abi. Güneş'in gözlerinden alev fışkırıyor valla. Melodi radarı var Güneş'te yaklaştığı an resmen kırmızı alarmla uyarı veriyor. Sen bilirsin yine de.'' Bulut'un yüzünde dalgın bir gülümseme oluştuğunda, onu hemen daldığı rüyada uyandırdım. Yaşasın kötülük! Bulut'la uğraşmak kadar eğlendiğim bir şey yoktu.

Acımasız bir kahkaha attım. ''Uğraşma oğlum benimle. Hadi işlerim var, seni de gideceğin yere bırakayım.'' 

Güneş'le yaptığımız bütün plan suya düşecekti. İşte şimdi kıyamet kopacaktı...

-

Kızlar, her şey tamam mı? Bulut gelir birazdan.'' Bir yandan süsleri asarken, aşırı telaşlıydım. Bulut'a sürpriz yapmak hiç kolay değildi. Bütün gün Semih'le irtibat halindeydim. Neyseki anahtarı Gizem'e bırakmıştı. 

Gizem, balonları şişiriyor, Merve de süsleri duvara asıyordu. Bulut'un hoşuna gitmesi için çok uğraşmıştım. Umarım o da çok beğenirdi. ''Kızım bu ne ya? Resmen balon şişiriyoruz koskoca adama.''

Gizem, tam olarak şişiremediği balonunu ağzından kaçırdı ve balon havada hızlıca uçtuktan sonra yere yapıştı. ''Abartma kızım ya, aramızda bir yaş var sadece.'' Merve, bir yandan işine devam ederken, pis pis güldü. 

''Valla Bulut hepimizden de olgun olduğu için bazen benim bile abi diyesim geliyor. Yemin ederim babam gibi her an azar çekecekmiş gibi bir ifadesi var.'' Gizem ve ben hızlıca başımızı döndürüp Merve'ye baktık. Merve'yi bile böyle korkuttuysa iş ciddiydi. 

''Merve, iyi misin sen ateşin falan mı var?'' diye sordum bir yandan süsleri hala asmaya çalışırken. Merve, beni umursamazca geçiştirdi ve hızlı olmamızı söyleyerek mutfağa gitti, yiyecekler de hazır değildi. Ayaklarımı yere vura vura avazım çıktığı kadar bağırmak üzereydim. Zaman hızlıca akıyordu daha seri olmamız gerekiyordu. 

Sonunda her şey hazırdı. Masada gerçekten bir kuş sütü eksikti neyseki son zamanlarda üniversite harçlığım için iyi para biriktirmiştim. Bir kısmını Bulut için harcamak hiç zor değildi benim için. Daha bu neydi ki, keşke elimden daha fazlası gelse, ortaya koymaya hazırdım. 

''Kızlar gelmek üzere,'' dedim heyecanlı bir sesle. Bir o yana bir bu yana koşturuyordum. Eksik var mı diye bakınıyordum etrafa ama bu telaşla eksik varsa da görebileceğimden emin değildim. 

''Biraz daha volta atmaya devam edersen, bayılacağım otur artık. Her şey hazır.'' Merve bana kızmakta haklıydı ama çok heyecanlanmıştım. Kalbim, yerinden çıkacak gibi kan yerine adrenalin pompalıyordu sanki. ''Semih yazdı, 2 dakikaya burada olacaklarmış.'' Gizem'in Semihten gelen mesajı okumasıyla etrafa tekrar baktım sandalyeleri düzelttim ve ışıkları kapattım. Tamamen hazırdık artık. Kızlar da koltukların arkasına saklanmıştı. 

Elimi kalbime götürdüm ve kalbimin derimin altında atışını avucumun içinde hissettim. Gözlerimi kapattım ve içimden bir dilek diledim. ''Allahım ne olur... Bulut, hayatımdan hiç gitmesin. Sevdiklerimizle beraber çok mutlu, huzurlu günler yaşayalım.''

Adım seslerini duyabiliyordum. Kızlarla birbirimize bakıp sırıttık ve saçma sapan hareketler yaptık, o hareketler çok mutluluktan gelen saçmalamadan ibaretti. 

O da neydi? Bir kız sesi duyduğuma emindim. Adım sesleri gittikçe yaklaşıyordu ama benim gözlerim de seğirmeye başlıyordu. Odağımı kaybetmiştim sanki, ayağa kalkmaya çalıştım ama kalkamadım. Kızlar ise hiçbir şey duymamışlardı ve Bulut'u heyecanla bekliyorlardı. 

Koltuğun arkasında iyice sıkışmıştım. Sanki bulunduğum yer iyice daralmıştı. Bulut, sonunda odaya girmişti ve kızlar birden koltuğun arkasından çıkıp, ''Mutlu yıllar Bulut!'' diye bağırdılar. Bulut, ise şoke olmuş öylece kızlara bakıyordu bende kendimde güç buldum ve yerden destek alarak ayağa kalktım.

''Güneş?'' 

Gözlerimde biriken yaşlar yanaklarımdan çeneme doğru yuvarlanırken, herkesin gözünün üstümde olduğunu biliyordum. Tek kelime edemedim, tek yapabildiğim çantamı alıp kapıdan dışarı çıkmak olmuştu.

-

*Bölüm sonu*

Bölüm aralıklarını çok uzatmadan, hızlı hızlı atmaya çalışıyorum. Keyifli okumalar :)

واصل القراءة

ستعجبك أيضاً

2.1M 100K 43
Abisinin arkadaşına yaptığı sosyal medya akımından sonra hayatı değişeceğini kim bile bilirdi ki? ○●□■ Siz : Seni bir arkadaş bir dos...
491K 4.2K 25
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
191K 10.3K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...
Atlas بواسطة m

العاطفية

53.4K 4.4K 20
Bir mantık evliliği hikayesi.