Yara İzi/ Çt

By thenightglows

26.6K 2K 1.2K

"Alışkınız oysaki ikimizde kan kokusuna." Bir şey farketmiyordu artık o ölüyordu ben ise iyileştiriyordum. ... More

GİRİŞ
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM

13. Bölüm

642 52 13
By thenightglows

  "Acının çok kez oluşu değil,
sürekli oluşu yoruyor bizi."

                               Oğuz Atay -

...
Gözlerimi açtığımda sandalyenin başında uyuya kalmıştım, üstümü biri örtmüş olmalıydı.

Gözlerimi yatağa doğru çevirdiğimde Çağanı görememiştim hızla ayağıya kalkıp etrafa baktığımda ortalıkta yoktu.

Damla dışarıdan telaşlı telaşlı gelerek "Ne oluyor kızım?" Etrafı göstermeye başladım

"Çağan nerede gitti demi, yine yaralı bir şekilde kalktı gitti." Damla saçlarını karıştırarak

"Ya Tuana valla durdurmaya çalıştım ama gitti."

Yere çökerek elimle yüzümü kapattım
"Damla, ya yarası kanarsa, ya yine bir şey olursa" hızla tekrar ayağıya kalkarak "Bu adam beni deli edecek ya."

Kapıya doğru ilerleyerek etrafı kontrol ettim.

Yan tarafta duran askerin yanına giderek "Çağan nereye gitti?" Asker şaşırarak yüzüme baktı

"Söyleyemeyiz bunu doktor hanım, komutanım ağır tembihledi." Kaşlarımı çatarak işaret parmağımla üstüne doğru yürüdüm

"Bana bak başlatma komutanına şöyle çabuk." Silahı tutarken elleri titremeye başladı bir an

"Ya yenge yapma Allah aşkına bak komutanım beni gebertir." Elimle durumu sakinleştirmeye çalışarak

"Yemin ederim izin vermem sen söyle bana." Gözlerini kapatarak derin nefes verdi.

Baş parmağıyla işaret parmağını şakaklarına götürerek tekrardan nefes alıp vermeye başladı "Sakin ol komutan kafayı yemez sakin ol söyle gitsin." Koluna vurarak kendine gelmesini sağladım

"Oğlum söylesene hadi." Hızlı bir şekilde cümle kurarak

"Komutanıma ateş eden adama bir şeyler yapmaya gittiler, şurada biraz ilerideki arazi gibi bir yerdeler." Ellerini açarak dua etmeye başladı

"Allah'ım sen beni koru ne olur" demeye başladı kendi kendine.

Gülümseyerek omzunu okşadım "Bu kadar basit işte ne korkuyorsunuz bu adamdan anlamıyorum ya."

Hızla dediği yere doğru gittiğimde Murat adamın saçlarını tutuyordu suya sokup çıkartıyordu, arada Bora adamı sinir etmek için götüne vuruyordu.

Çağan ise sandalyeye oturmuş izliyordu.

Dikkatimi çeken tek şey Çağanın üstündeki kıyafetinde kan olması, yarası mı kanamıştı yani

Hızla onların olduğu yere gittiğim sırada Bora kafasını bana çevirdiğinde içtiği su yavaş yavaş azından dökülmeye başlamıştı.

"Doktor aman yenge!" Diye bir ses çıktı azından.

Çağan hızla kafasını Boranın baktığı yere doğru çevirip beni gördüğünde yavaşça elini kafasına götürerek sabır çekmeye başladı.

Nefes alıp vererek Çağanın yanına gittiğimde parmağımı ona doğrultarak

"Sen direk ayrılsana benden" şaşkın gözlerle ayağıya kalkarak

"Ne diyorsun kızım?" Dedi düz bir sesle

"Hiç haber verme, hiç ben gidiyorum deme, ölsen haberim olamayacak zaten kimseye de söyletmezsin" yavaşça omzuna vurarak

"Sen beni aptal yerine koymayı çok seviyorsun çünkü." Sinirlenmeye başlamıştı bunu alnında ve çenesinde çıkan damarlardan anlamıştım.

"Bana bak, değişik değişik konuşup beni sinirlerimi bozma burda." Tekrardan işaret parmağımı yüzüne doğrultarak

"Ya yine bir şey olsaydı, cidden hiç mi düşünmüyorsun, ben daha yeni yaralandım yine yaram kanarsa ya Tuana beni gebertirse diye?" Sinirden oturup ağlayacaktım şimdi.

Arkamı döndüğümde Bora ve Murat şaşkın gözlerle bizi izliyorlardı

Bora tam konuşacakken "Siz hele asla konuşmayın" kafamı tekrar çağana çevirerek "Mümkünse bir süre görüşmeyelim." Sanki dalga geçtiği mi sanar gibi gülmeye başladı çağan.

Arkamı dönüp geldiğim yere doğru yürüdüğüm sırada bir tane asker yanıma gelip

"Doktor hanım iyi misiniz?" Sinirle olduğum yerde durarak yüzüne baktım

"Ya ne bu herkes bana iyi misin, iyi misiniz diye soruyor" yüzümü yaklaştırarak "Gidin siz onu komutanınıza söyleyin." Hızla damlanın yanına gittiğimde

Damla eliyle azını kapatarak "Olum ne oluyor lan gene, korkuyorum senden artık."

Damlanın yanındaki sandalyeye oturarak "Ayrılmıştır benden belkide artık ben çok kaprisliyim ya." Damla ellerini havaya kaldırarak

"Bana bak bi haber vermeden gitti diye mi böylesin." Hızla doğrularak

"Ya ne alakası var, yaralı o yaralı ayağıya kalkamaz, bari insan haber verir merak ediyorum ya, neyini anlamıyor bunun." Damla beyni onaylarcasına Kafasını salladı.

"Sen gelen kişilere bak ben dolaşacağım birazcık nefes almam lazım yemin ediyorum alamıyorum şu an." Tamam diyerek ayağıya kalkıp içeriye girdi.

Sandalyeden kalkarak yürümeye başladım.

Aşırı bayır vardı acaba hangi kafayla çıkacaktım buradan ölmezsem iyidir.

Biraz ileride dağa benzer bir yer vardı ama tam dağ değildi.  Dağ ama oluşamamış her neyse işte.

Gidip köşeye oturduğum sırada ufaktan ufaktan yağmur çiselemeye başlamıştı.

Benim kaderim bu, bu benim kaderim.

En az yarım saate yakın orada durdum, bir ara yağmur durmuştu sonra geri yağmaya başlamıştı ama bu sefer hiç durmamıştı.

Altına gireceğim bir şeyde yoktu burada mecbur ıslanacaktım.

Elimle Kafamı tutarak kalkacağım sırada arkadan birinin adımı bağırdığını duydum.

"Tuana!" Dedi düz bir sesle gelen çağandı.

Sinirli ve hızlı adımlarla yanıma gelerek kolumdan tutup çekiştirmeye başladı

"Kızım sen deli misin hasta olacaksın yürü!" Zorla tuttuğu kolumu kurtarıp itikledim

"Ya sana ne seviyorum ben yağmuru, hem git sen, malum yaralıyken daha güzel adam dövüp izliyorsun."

O kadar çok yağmur bastırmaya başlamıştı ki
Sırılsıklam olmuştum.

Islak saçlarıyla yanıma doğru gelerek yüzünü yaklaştırdı

"Tuana" düz bir sesle "Yürü dedim!" Gözlerimi devirerek işaret parmağımı ona uzattım

"Bana emir verme." Dediğim sırada elleriyle kollarımı tutarak kendine çekti

"Tuana sana yemin olsun ki zorla kucağıma alır öyle götürürüm" Hızla yüzünü tekrar yaklaştırarak "Ve gerekirse affet diye zorla bile öperim."

Duruşumu dikleştirerek "Ya sana bu yürek nerede geliyor?" Burnundan nefes alıp vererek

"Tuana bak saçma sapan bir konu yüzünden deli deli konuşup durma." Omzundan ittirmeye başlamıştım o an sinirle

"Saçma sapan konu?" İttirmeye devam ediyordum hala "Ya yaran kanıyor çağan" Sesim yükselmeye başlamıştı "Korkuyorum be adam neyini anlamıyorsun, sana verdiğim sözü tutamamaktan çok korkuyorum."

Islak saçlarını karıştırarak "Ne diyorsun sen ya" yaralarımı göstererek "Ben hiç tutamamışım sözlerimi görmüyor musun?" Adımlarını bana doğru ilerleterek

"Görmüyor musun halimi kızım sen?" Eliyle kolumu tutatarak "Uyuyamıyorum lan ben gece o yaralarını düşünmekten, bırak sen tutma sözünü." Çok yüksek çıkmıştı sesini.

"Niye?" Ona yaklaşarak "Beni koruyup kendini ölümemi sürükleyeceksin." Kafasını sallayarak

"Gerekirse evet." Elini belime doğru getirerek "Anlamıyor musun kızım ikimizde kan kokuyoruz ben ya ölürüm yada öldürürüm, sense ya yaşatırsın yada ölüme terkedersin."

Yüzünü yüzüme yaklaştırdığı sırada nefesini hissedebiliyordum

"Aynıyız görmüyor musun?" Biraz daha yaklaştığında şu cümle çıkmıştı azından "Seni öpmeme izin verir misin Naz?" Kafamı sallayarak ellerimi boynuna doladım.

Dudağını dudağıma bastırdığında ufak irkilsem bile karşılık vermeye devam ediyordum.

Yağmur o kadar çok yağıyordu ki üstüm başım sırılsıklam olmuştu.

Ama bu çağanın umrunda bile değildi Hızla Kollarını iyice belimi sararak öpmeye devam etti.

Dudaklarını dudağımdan ayırdığı sırada ufaktan sırıtarak dudaklarını alnıma bastırdı.

Kafamı göğsüne yaslayıp kulağıma fısıldadı "Naz hasta olacaksın hadi." Kafamı sallayarak Gülümsedim.

Öperken hasta olacak mı diye düşünmüyordun ama aslanım.

Sarılırken beline sardığım elimi tutarak yürümeye başladık.

"Yavaş ıslak burası düşeceksin!" Kafamı salladım daha sıkı tutunarak Aşağıya doğru yürüdük

Damlaların yanına geldiğimizde Bora tamam sorun yok der gibi Kafasını sallayarak işini yapmaya devam etti.

Damla yanıma gelerek üstüme başıma baktı "Gerizekalı çok korktum yağmur da yağıyordu hasta olacaksın." Tamam bir şey Yok der gibi Kafamı salladım.

Çağan eliyle evi göstererek "Geç içeriye üstünü değiştir hasta olma hadi." Durgun durgun eve geçtim.

Odaya girdiğimde salak salak zıplamaya başlamıştım heyecandan.

Tamam ilk defa öpmemişti ama Off.

Kalbim çıkacaktı sanki yerinden.

Yaşadığım tüm güzel anıları onunla yaşıyordum, omunla geçiriyordum.

İlk öpücük değil ama son öpücükte olsun istemiyordum.

Umarım beğenmişsinizdir yorum yapıp oy verirseniz çok sevinirim <3

Continue Reading

You'll Also Like

1.9M 71.8K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
110M 4.4M 157
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı...
496K 18.4K 49
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...