Kayıp Varis

By hg_neriii

223K 17.2K 10.1K

(Dikkat! Acemice yazılmış bir kitaptır.) Burası Elfrad. 4 büyük anahtar dengeyi sağlıyor. Ateş Hava Toprak v... More

Geçmiş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
~FLASBACK~
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
Karakter Tanıtımı
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
Açıklama
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm (Final)

36. Bölüm

2.6K 220 270
By hg_neriii

Yorumlarınızı bekliyorum.

İns: nerii.hlc

: )

°°°

1 saat sonra..

Vampirlerin bölgesinden tamamen çıkmış ormanda öylece ilerliyorduk. Hiç birimizin haritaya baktığı yoktu, önce Vampirlerden yeterince uzaklaşmamız lazımdı.

"Yüce dostlarım," dedi Elvis ama sonra bir şey fark etmiş gibi Lucas ve Karina'ya dönerek "Siz hariç." dedi ve devam etti "Lütfen artık kıçımızı bir yere koyabilir miyiz? Şahsen ben yoruldum da."

"İlk defa doğru bir şey söyledin lan, aferin." dedi Bronte.

"Ben her zaman doğru konuşurum." dedi Elvis olmayan saçını savurur gibi yaparak.

"Her şeyi bir kenara bırakırsak, gerçekten anahtarları bulmamız lazım. Yeterince vakit kaybettik." dedi Leonard ciddi bir şekilde.

"Katılıyorum." dedi Lucas suratsız bir şekilde.

"Kendi fikrimden soğudum." diye mırıldandı Leonard.

Sierra haritayı çıkarmış, bir süre baktıktan sonra konuşmaya başlamıştı.

"Cadılar bizi ilk gideceğimiz yerden fazlası ile uzaklaştırmış, karışık gitmemiz gerekecek."

Haritadan ne anlıyordu bir de ben anlasam.

"İlk nereye gidiyoruz?" diye sordu Alvin.

"Kara Vadi yazıyor."

"Gerçekten mi? Daha yaratıcı bir isim bekliyordum." dedi Tina.

"İnan şu an yaratıcılıkla ilgilenecek vaktimiz yok." dedim sakince.

"Ruh hayvanlarımızla gitsek olmuyor mu?" diye sordu Karina.

"Gideceğimiz yere kadar gidebilecek olsalardı, anahtarları bulmak için niye bizi göndersinler. Biraz zeka, biraz mantık lütfen." dedi Elvis sonlara doğru eli ile kendine hava estitirken.

Karina, Elvis'e göz devirmiş ardından da Lucas'ın kulağına eğilerek bir şeyler söylemişti.

Yine ne çeviriyordu bunlar?

"Gitsek iyi olacak, hava karardı bile." dedi Alvin dertli dertli.

"Burada kalalım bugün, dinlenelim çok geçe kalacak. Sabah erkenden yola çıkarız." dedim derin bir iç çekerek.

"Nicole bu halimizi görse ne derdi acaba?" dedi Elvis gülerek.

"Kıçımıza vura vura kovalardı kesin, beklerim ondan." dedi Bronte.

"Kimler nöbet tutacak?" diye sordu Adrian.

Hepimiz ona anlamaz gözlerle bakınca tekrar konuşmaya başladı.

"Hani Vampirler, yada hayvanlar falan gelirse diyorum. Öylece ölelim diyorsanız bana hava hoş."

"Lenora ile ben nöbet tutarız." diyerek hemen lafa atladı Lucas.

"Yavaş." dedi Leonard beni kolunun altına çekerek.

"Bence de yavaş kardeşim, al sevgilini yaylan şurlara bir yerlere." dedi Alvin, her an bir kavga çıkabileceğini anlayarak.

"Yatın siz, biz Lenora'yla nöbet tutarız." dedi Leonard sinirli bir şekilde.

Bir kaç dakika sonra herkes bir yerlere yatmışken bizde bir taşın üstüne oturmuş, öylece etrafa bakıyorduk.

Neden ikiniz de odunsunuz anlayamıyorum. Biraz yaklaşın, biraz dudak dudağa pozlar istiyorum.

Saçmalama Amos.

Ama merak ettiğim bir şey yok değildi.

"Neden güçlerini hiç kullanmıyorsun?" diye sordum.

"Bunu niye sordun durup dururken." dedi kaşkarını çatarak.

"Yanlış anlama sadece hiç kullandığını görmedim, ne bileyim." dedim bir şeyler geveleyerek.

"Kontrol edemiyorum." dedi kafasını önüne eğerek.

"Nasıl yani?"

"Kontrol edemiyorum işte Lenora, kullanmaya başladığımda kendimi kaybediyorum. Karşımdaki ailem mi? Yoksa düşmanım mı? Tanıyamıyorum. İstemeden herkese zarar veriyorum." dedi gözlerini kapatarak.

"Ailen-" diyip devam ediyordum ki lafımı böldü sert bir sesle.

"Sakın Lenora. Her şeyi konuşabiliriz şu an ama aile olmaz, onların konusunu açma."

Leonard biraz sakinleşmek adına gözlerini kapatıp derin derin nefesler almaya başladı, ama sonra hızla bana dönerek sert bir sesle konuşmaya devam etti.

"O or- eski sevgilin, sana bir kere daha bir şey demeye kalkarsa gerçekten gebertirim onu Lenora! Leonard sus diyorum. Yapma diyorum, lazım diyorum. Ama benim de bir sabrım var! Yaptıklarını öylece izlememi bekleyemezsin."

"Yaptıklarını öylece izlemeni beklemiyorum zaten! Benim için değersiz, bitti. Kendi kendine salak salak hareketler yaparak aramızı bozmaya çalışıyor ve beceriyor gibi de! Ayrıca o sesinin tonuna dikkat et çocuk yok senin karşında."

"Senin için bitmesi bir haltı değiştirmiyor! Senin için çabalıyor, bir şeyler yapmak istiyor ve sen öylece susmamı bekliyorsun!"

"Sanki ben yap diyorum anasını satayım." dedim sinirle.

"Bir de yap deseydin Lenora?"

"Off Leonard, akşam akşam uğraştırdığın şeye bak." dedim sırtımı ona çevirerek.

"Herkesle uğraş bir benimle uğraşma zaten." diye mırıldansa da duymuştum.

Gerçekten saçmalıyordu! Tek kelimeyle saçmalıktan başka bir şey değildi.

Ne bekliyordu? Onu bırakıp beni aldatan eski sevgilime geri dönmemi falan mı?

Duruma biraz da onun gözünden baksana Lenora, Lucas senin için çocuğa ateş küresi fırlattı, hatırlatmamı ister misin?

Her şeyin sorumlusu benmişim gibi davranıyorsun.

Aslında her şeyin sorumlusu tam olarak sensin.

Amos her şey bir anda gelişmişken bende kaldıramıyorum artık, bir anda Kayıp Varis oldum, bir anda Güneş Tanrıçası'nın Varisi oldum. O kadar hızlı ilerliyor ki, rüya gibi.

Leonard'ın "Lenora." demesiyle ona doğru dönüyordum ki bir anda ellerini yanaklarımda hissetmem ve dudaklarımın üstüne dudaklarını bastırması bir oldu.

Sonunda..

Kolumdan hızla çekerek belimi kavramış ve kucağına oturtmuştu, dudağıma kapanmışken, elleri de belimde gezinmeyi ihmal etmiyordu.

Hiç bozuntuya vermeden bende karşılık verirken bir süre sonra nefes nefese kalarak ayrılmıştık.

Leonard bana imayla bakınca ellerimle onun suratını kapatarak konuşmaya başladım.

"Bakma öyle, imalı imalı." dedim.

"Tamam ya, gözlerimi oymayı keser misin?" dedi gülerek.

Ellerimi gözlerinden çekip yanaklarını sıktırdım ve iki tarafa da yavaşça vurup kucağından kalktım.

"Tüm karizmam gitti şu an ya." dedi Leonard.

"Etkilemen gereken birisi olduğunu sanmıyorum." dedim ona yandan bir bakış atarak.

Etkilenen etkileniyor.

Off Amos, tüm kızlara Leonard'ı kesme konusunda bin basarsın yemin ederim.

Kesilmeyecek gibi mi ama Lenora.

Bak Amos, Ruh Hayvanı ile düşman olan ilk kişi olarak Tarihe geçmek istemiyorum. O yüzden sus.

Aman, kıymetlimin kenarı.

"Uykun varsa uyu biraz." dedim Leonard'a.

Utanıyorum, git uyu demiyorsun da.

Ne utanacağım ya.

"Senin uyumadığın yerde ben neden uyuyayım Lenora, boşversene."

Lucas'dan..

Herkes bir hata yapardı değil mi? Benim hatam da Karina'nın aklına uyup Lenora'yı aldatmam olmuştu.

Kardeşimi bir daha göremeyecektim.

Bir daha mutlu olamayacaktım.

Annemle aram tamamen bozulmuştu, tamamen Lenora'nın yanında durmuş ve 'benim böyle bir çocuğum olamaz' diyip durmuştu.

Hatalıydım, ama Lenora'yı kimseye kaptıramazdım.

O benimdi, öylede kalacaktı.

Evet o yüzden iki saattir öpüşmelerini izleyip, sadece sinirden kudurmakla yetiniyorsun.

Sen gerçekten sus.

Lucas farkında mısın bilmiyorum ama sen onu aldattın. Bir daha sana dönmesini bekleyemezsin, böyle bir hakkın yok.

Sus dedim değil mi? Karışma! Benim hayatım.

Anca uzaktan izleyip kudurursun.

Kim kuduracak işin sonunda göreceğiz.

"Şu kızda ne buluyorsunuz bir anlasam." dedi Karina yanıma oturarak.

"Sende bulamadığımız her şeyi." dedim.

"Kırıcı oluyorsun."

"Belki de hak ediyorsundur ha Karina." dedim ona dönerek.

"Seni sevdiğimi bile bile gidip o kızla sevgili oldun. Gözlerimin içine baka baka gittin o kızı öptün, yanına kaç kere gelip sana resmen yalvardım. Neden peki? Sadece ikimizin bir şansı daha olsun diye."

"Ve seni istemediğimi bildiğin halde en güçsüz anımda yanımda oldun ve benimle yattın. Bu mudur?" dedim.

"İstemediğini söyleyebilirdin. Bana hiç istemiyorum demedin, seni odama ben davet etmedim Lucas. Kendin geldin."

Kız haklı, boşu kes.

Susacak mısın artık? Ruh hayvanım mısın? Düşmanım mı belli değil.

İyi bak Lucas, iyi izle onları. İnan senden çok daha mutlular.

Yazardan..

Lucas kendi çapında aşk acısı çekerken, Karina aslında her şeyin daha fazlasını yaşıyordu. Sevdiği kişi gözlerinin önünde başka bir kıza aşıktı ama elinden hiç bir şey gelmiyordu.

Lenora hayatına girdikleri günden beri onun için hiç bir şey normal gitmemişti, hayatı tamamen değişmiş. Aşk acısı çeken bir kız olmuştu.

Ve Elvis..

Tina uyuduğu andan beri, ya da uyuduğunu sandığı andan beri hiç gözünü kırpmadan her zerresine kadar ezberlediği yüzünü tekrar aklına kazıyordu.

Kimse her ne kadar farkında olmasa da, her olayda hep Tina'nın yanında olur. Elinden geldiğince hep onu korurdu.

Tina çok şanslıydı, her ne kadar şansının farkında olmasa da.

(Ben kendimden nasıl yazacağımı bilmiyorum Lenora'dan devam jsxjjd)

5 saat sonra, Lenora'dan..

Kafam Leonard'ın göğsünde öylece uyuyakalmıştım.

Boynum deli dehşet ağrıyordu, çok fena tutulmuştu.

Leonard ise halinden çok memnun gibi kafasını arkasındaki ağaca yaslamış öylece uyuyordu.

"Lenora göğsüm soğuyor, kafanı koy yine." dedi gözleri kapalı bir şekilde.

"Kalk hadi, gitmemiz lazım." dedim.

"Uykum var." dedi çocuk gibi omuzlarını yukarı kaldırıp indirirken.

"Hadi ama Leonard, kalk."

"Bir öpücük verirsen kalkarım."

Bu da ne hızlı çıktı kız.

Gidip dudağının kenarına bir öpücük bırakıp geri çekildim.

"Gözüm gönlüm aydınlandı görüyor musun?" dedi gözlerini açarak.

"Lenora etkisi diyoruz biz canım buna."

"Dikkat et de başkaları üzerinde olmasın o etki." dedi saçlarımın üstüne bir öpücük kondurup ayağa kalkarken.

Bende onun ardından ayağa kalkarken diğerlerinin hala uyduğunu gördüm.

Leonard bana sırıtarak bakarken ne yapmak istediğini fazlası ile anlamıştım.

"Biraz yağmur yağdırsam ne olur ki yani." dedi tatlı tatlı.

Ardından da bir kaç bulut oluşturup sadece onların üstüne yağmur yağdırmaya başladı.

"Ya yeter ama ya." dedi Sierra hızla kalkarak ama dengesini tam kuramamış olacak ki Alvin'in üstüne düşmesi bir olmuştu.

Alvin üstüne düşen ağırlıkla ne olduğunu anlamamış acıyla yüzünü buruşturmuştu.

"Gitti kaburgamlarım gitti." dedi acı içinde.

"Günaydın!" dedim hepsine sırıtarak bakarak.

Yağmur yüzünden Elvis'in saçı anlına yapışmış çok komik duruyordu.

"Sizin uyandıracağınız uykudan ne bekliyorsak zaten." dedi sinirle yerinden kalkan Karina.

Bronte hızlı hareketler ile üstlerindeki yağmur bulutunu yok etmiş, hiç bozuntuya vermeden Adrian'ın göğsüne tekrar yatmıştı.

"Kıçım uyuşmuş." dedi Elvis yerinden kalkarak.

"Yola çıkmamız lazım." dedi diğerlerine Leonard.

"Bir de o vardı değil mi?" diyerek söylene söylene kalktı Adrian'ın göğsünden Bronte.

"Biz ne yiyeceğiz?" diye sordu Alvin.

"Gökten leylek avlayacak halimiz yok ya canım." dedi Elvis.

"Mantıklıymış ha." dedi Alvin.

"O ilerdeki şey ne?" diyerek eli ile karşıda parlayan şeyi gösterdi Tina.

"Neyse ne bulaşmayın." dedi Bronte.

"İyi bir şeydir belki." dedi Tina.

"Bok da çıkabilir." dedi Bronte.

"Sende de ne göz varmış." dedi Elvis, Tina'ya bakarak.

"Öyle görürüm her şeyi." dedi Tina imayla.

Elvis sesli bir şekilde yutkunurken, bir yandan da kızarmıştı.

"Gidip bakalım şu ilerideki şey her neyse." dedi Leonard.

"Hiç bulaşmamaya ne dersin Leonard? Sakince yolumuza devam edelim."

"Meraktan çatlamayalım değil mi Lenora? Kesinlikle gitmeliyiz." dedi ne ara yanımızda bittiğini anlamadığım Elvis.

Leonard'ın koluna girmiş hızlı hızlı o tarafa yürüyorlardı. Daha çok Elvis çekiştiriyordu ama.

"Elvis bıraksana oğlum!" dedi Leonard ama Elvis hiç umursamış gibi durmuyordu.

"Hadi kıçına kurban be Leonard, anlatacağım ben sana sonra bir yürü."

Sevgilim elden gidiyor muydu bana mı öyle geliyordu.

"Leonard! Beni bekleyin!" diyerek peşlerinden koşmaya başladım.

Elvis, sevgilimi asla sana yar etmem.

"Koşma düşeceksin." dedi Leonard kafasını arkaya çevirerek.

"Geldim geldim." dedim bende Leonard'ın diğer koluna girerek.

Karşımızda parlayan şeyin, bir 'şey' olmadığını ve sadece bir tabela olduğunu yeni fark etmiştim.

"Tabela işte neyine gidiyoruz hala." dedim.

Tabela'nın neredeyse dibine girdiğimizde çok küçük bir şekilde 'kaç' yazdığını gördüm.

"Kesinlikle gitmeliyiz." dedi Elvis.

"Bence de." dedim.

Birbirimizin kolundan çıkmadan arkamızı dönmüş yürüyorduk ki üstümüze atılan büyük ve ağır bir ağ ile hepimiz yere düşmüştük.

"İyi misiniz?" dedi Leonard.

"Asıl siz iyi misiniz?" dedi Elvis.

"Bende onu diyorum ya oğlum iyi misiniz?" dedi Leonard.

"Bende onu diyorum ya Leonard."

"Yanlış kişileri mı yakaladık acaba abi." dedi ağaçların arasından çıkan bir Vampir.

"Doğrudur herhalde." dedi onun arkasından çıkan Vampirler de.

"Kraliçe'nin tarif ettiği kız bu gibi ama." dediler beni baştan aşağı süzerek.

"Bakma lan sevgilime." dedi Leonard bağırarak.

"Bir şey yapabilecek gibi." dedi ve gülmeye başladı bir Vampir.

"Hatun da iyiymiş ha, Kraliçe ile alakası yok." dedi Vampirler kendi arasında.

Leonard üstümüzdeki ağı Hava elementi ile kaldırmış ve hızla Vampirlerin üzerine atmıştı.

Gözüm bizimkileri ararken ağaçların arasından boğazlarına bıçak dayalı bir şekilde çıktıklarını gördüm.

"Tina." diye mırıldandı Elvis.

"Tek bir hareketinizde keseriz boyunlarını." dedi bir Vampir.

"Lenora." dedi Leonard.

"Ne oldu?" diye sordum.

"Hani ailemin konusunu açınca seni susturmuştum ya."

"İnan uzatmanın hiç sırası değil."

"Ailemi ben öldürdüm Lenora, güçlerimi kontrol edemediğim için. Şimdi seni o gözleriyle süzen piçleri de öldürmezsem içim rahat etmeyecek." dedikten sonra hiç beklemeden Hava elementi ile saldırmaya başladı Leonard.

Ama Vampirlerin ardı arkası kesilmiyor daha çok gelmeye başlıyorlardı.

"Sana zarar verecek olursam beni öldürmekten çekinme." dediği son şey buydu.

Her şey çok hızlı olurken Leonard'ın gözlerinin simsiyah olması beni daha da endişelendirmişti.

Ailesini öldürmesinin şokunu atlatamamışken bütün bunlar çok fazlaydı.

Ama en şaşırtan da Ateş Elementine hükmedebiliyor oluşuydu.

Elvis beni kolumdan tutarak hızla geriye doğru çekmiş, Leonard'da bu sırada Ateş ve Hava elementini birleştirip Vampirleri hiç acımadan öldürmeye devam ediyordu.

Leonard iyice kontrolden çıkarsa ben onu nasıl geri getirecektim.

Öldüremezdim.

°°°

Merhaba

Bölüm nasıldı?

İyi günler ya da iyi akşamlarr

Continue Reading

You'll Also Like

5.7K 1.3K 31
Saray ve saray ötesi... Hepsi onun bir kız olarak doğmasından dolayı sevinmişti. Yeni bir veliahtın gelmemesi onları rahatlatmıştı ama bilmedikleri b...
246K 30.1K 25
jisung: manit borek ister misin annem yapmis {texting}
192K 13.2K 22
Tüm diyar, doğudaki savaş yüzünden kaosa sürüklenmiştir. İmparatorluğu ayakta tutmanın ve Wisteria'yı kurtarmanın tek yolu ise Saige Nerth ve Zaiden...
263K 23.2K 91
Her sene yirmi yaşını dolduran gençler element ormanında kendilerini simgeleyen elementin işaretlerini bulup güç elde etmek için mücadeleye girer. ...