FERNWEH (bxb)

By mizuslovestories

49.4K 5K 2.5K

[TAMAMLANDI] ✧༺♡༻✧ İyi ve kötü neydi? İyi ve kötü arasındaki fark neydi? Kime göre iyi, neye göre kötüydü... More

1-Kraliyet Düğününe Davet Edilmeyen Misafir
2-Yeni Bir Ev Arkadaşı
3-Her Elma Yenmez
4-Ayna Ayna Söyle Bana, Kalp Hırsızının Kalbi Var Mı Bu Dünya'da?
5-Amaca Giden Yolda Kalp Kırmak
6-Kömür Kalpli Krala Verilen Her Şey
7-Bu Sefer Beni Yenemezsin Sevgilim
8- Kalmayı Seçmek İçin Gerekenler
9- Kalbi Temizlemek ve Sonucunu Göğüslemek
10- Mahvolan Doğum Günü Telafisi
12-Ailenin Getirdiği Kaos, Sevgi ve Daha Fazlası
13-Felaketler Silsilesi
14-Seviyorsan Gitmesine İzin Ver(me)
15-Sahil, Öpücükler ve Konser.. Yaz Aşkları Gibi
16-Büyülerin Sebep Olduğu O Garip Karmaşa
17-Yaşananlar, Hiç Yaşanılmamış Gibi Olduğunda Biz Nasıl Yine Biz Olacağız?
18-Ben Nasıl Ki Unutmadım Sen De Unutma Beni
FİNAL

11-Bir Diş Ağrısı

2.2K 229 64
By mizuslovestories

🍪

👑

Raiden-Yours


Yarın sınava girecek bebişlerim için bu zamana kadar çalışmanız,sınırlarınızı geleceğiniz için çokça zorlamanız, denemelerde aldığınız her türlü puan için tebrik etmek istiyorum.

Ben de bu dönemlerden geçtim, ne kadar zor ve stresli bir durum olduğunu çok iyi biliyorum. Bu zamanlarda gelip geçecek hatta öyle ki vize/final derdine düştüğünüz zaman 'Vay be daha düne kadar yks diye ağlıyordum şimdi bambaşka derslere çalışıyorum. ' diyeceksiniz, bu zamanlar iyisiyle kötüsüyle birer anı olarak kalacak.

Aldığınız puanlar sizin zekanızı, başarınızı, değerinizi ölçmüyor bunu unutmayın. Sizleri seviyorum, umarım hepiniz istediğiniz puanları alır /sizin için en iyisi olacak yerlere gelirsiniz. Ben yaptıysam siz hayli hayli yaparsınız 🤭

Yarın yks sınavında hepinize başarılar diliyorum ve küçük bir bölüm ödülü veriyorum 😌💜

✧༺♡༻✧

Talha internet ortamına geçirilecek belgeleri taşırken birden hissetti diş ağrısıyla sızlanarak durdu.

Dün gece diş ağrısından dolayı uyuyamamıştı, bütün gece dönüp durmuş bu yüzden de Kieran'ı yanlışlıkla uyandırıp 'Kıpraşma artık!' azarını işitmişti.

"Off.. "

"Ne oldu? "

Tanıdık sesle irkilerek yandaki odadan başını uzatan meraklı ve endişeli kadına baktı. Tebessüm ederek "Yok, bir şey olmadı. " derken bile dişinin ağrısıyla yüzü buruşunca kendisini açıklama gereğinde bulundu. "Dişim biraz ağrıyor da.."

"Aaa çok geçmiş olsun. Doktora gittin mi? " diye sordu Sibel, adamın elindeki dosyaların bir kısmını alıp içerideki masaya bırakırken.

"Yok, daha gitmedim ama gitmem gerek gibi. " derken diliyle dürttüğü dişinin kırıldığını hissedince baştan sona soğuk su dökülmüş gibi hissetti. "Hem de şimdi gitmem lazım. " diye mırıldanıp lavaboya gitti hızlıca.

Ağzını kocaman açıp aynadan dişine baktığında gerçekten kırıldığını görünce 'O kadar da fırçalayıp, bakım yapıyorum. ' diye homurdandı içinden.

Dişinin dışında hiç sorun yok gibiydi ama içi çürümüştü, aynı kendisi gibi.. Yani Kieran gelmeden önceki hali gibi.

İş bitimine bir ya da iki saat kadar kaldığından izin alıp eve gitmedi, biraz daha ağrıya ve işe katlanıp sonrasında eve döndüğünde artık sızlanıp durmaktan bir hoş olmuştu.

Kapının açılmasıyla beraber çekik gözler, her zaman gördüğü çatık kaşlı adamı görünce iş yerinde naz yapamadığından sevdiği adama naz geçirmek için bünyesini hazırlamaya başladı.

"Hoşge-" Kieran omzuna yaslanan baş ve "Dişim.. " diye sızlanan adamla durakladı. "Ne oldu dişine? "

Talha, gözünün kenarında boncuk olmuş gözyaşıyla başını kaldırıp siyahlara baktı. Elini ağrıyan yere yanağı üzerinden bastırıp "Dişim.. Ağrıyor. " diye sızlandığında adamın endişe parıltıları saran gözleriyle biraz daha sızlanıp ,nazlanmamak için zor durdu.

"Sızlanacağına doktora gitsene oğlum. " dedi Kieran, adamın sırtını baştan sona birkaç kez sıvazlayıp "Hazırlan da gidelim. " dediğinde olumlu bir baş sallaması, burun çekmesi ve öpücük bekleyen öne büzülmüş dudaklar aldı.

Adamın yanaklarını iki yandan tutup dudakları öptükten sonra şaşkın ve büyülenmiş adamın "Senin dudakların şifalı. Ne zaman canım yanarken beni öpsen ağrım geçiyor. " demesiyle güldü.

Talha hâlâ öpücüğün sihirli olduğunu ve çektiği ağrıların,sevdiği adama geçtiğini anlayamamıştı.

"Hadi sıpa, hadi. " adamın poposuna şap şap vurup odaya gönderdikten sonra açık kalmış kapıyı kapattı. Bir gün açık kapının karşısında elleşip öpüşürken karşı komşuya yakalanacaklardı.Kim bilir belki sesleri duyan komşu meraklı biriyse kapı deliğinden onları izliyordu! Merak etmeyin, öyle bir şey olmuyordu.

Talha rahat kıyafetlerini giyip dişini tuta tuta onu bekleyen sevgilisinin yanına gelince daha fazla oyalanmadan evden çıkıp yola koyuldular.

Bu sefer arabayı Kieran kullanmıştı ve Talha dişinin ağrısını unutmuştu çünkü kalbinin kulaklarında korkuyla atışı ve içinden attığı 'Ölüyoruuuuuzzz! ' bağırışı ağrıyı unutturacak kadar yüksekti.

Kieran olmayan ehliyetini tavuk çiftliğinden almış gibi arabayı kullandığından trafiği birbirine katması yetmemiş neredeyse zincirleme kazaya sebep olacak gibi olmuş yetmemiş iki kedi ,üç köpek ve altı insan ölümden dönmüştü.

Neyse ki hiç kimseye bir şey olmadan diş hastanesine gelmeyi başarmışlardı.

Umursamaz tavrını takınmış Kieran ve beti benzi atmış Talha sıcak binaya girdiğinde büyük bir gülümsemeyle onları karşılayan tekniker "Hoş geldiniz. " dese de saniyeler sonra esmer adama bakıp "İyi misiniz? " diye sordu çünkü her an bayılacak gibi duruyordu.

Talha gülümseyerek başını olumlu anlamda sallarken sevgilisi "Hayır, değil. " diyerek araya girince gözler ona döndü.

"Dişi kırılmış, ağrısı var. " dedi Kieran, yolda at koştururken yanında koltuğa yapışmış adama 'Aç ağzını, bakayım. ' dediğinden 'Yola bak! ' diye çığıran adamın dişinin sadece ağrı yapmadığını, kırıldığını da böylelikle öğrenmişti.

Kız başını olumlu anlamda sallayıp ,boşta olan bir doktora yönlendirdi Talha'yı.

Kapının önünde durdukları zaman Kieran

"Ben dışarıda bekleyeceğim." dedi ama omuzlarını tutarak çocuk gibi iki yana sallanan başla "Silahlar sıkıyor, ölümlerden dönüyor, belalı insanlarla uğraşıyor hiç birinden korkmuyor ama iğneden mi korkuyorsun Talha? " diye sordu ve çocuk gibi olan adamdan olumlu bir baş sallaması alınca gözlerini devirip "Peki, yanında duracağım. " dediğinde boynuna sıkı sıkı sarılan kaslı kollarla ikisini gülerek izleyen doktar ve malzemeleri hazırlarken kaçamak bakışlar atan kıza "Ne yapacaksın, çocuk işte. " diye mırıldandı.

"Benimle içeride dur. "

"Talha, insanlara engel olmayayım. Dışarıda bekleyeceğim. "

Doktor "Sorun değil, içeride durabilirsiniz. " dese de Kieran reddetti çünkü uzun sürecek işlem karşısında ayakta bekleyecek değildi ya da kızın oturacağı diğer sandalyeyi istila edemezdi.. Sanırım kalbi temizlenmiş olmasaydı bu küçük ayrıntı umrunda dahi olmazdı.. Ama dayanamadı, sevgilisinin ela gözleri daha çok cezbetti onu. İşin sonunda kendisini koltuğa uzanmış adamın elini tutarken bulmuştu.

Esmer adamı gerçekten seviyordu.

Kimseyi,hiçbir şeyi ,kendini bile sevmediği kadar çok seviyordu.

Bir saat kadar süren işlemin sonunda doktor "Dişlerinize çok güzel bakmışsınız ama bu diş içten çürümüş. Diş ipi, arayüz fırçası kullanmalısınız. " uyarısını yaparak ikiliyi klinikten uğurladı.

"Direksiyon başına geçtiğine göre halin yerinde. " dediğinde Kieran, adamın neşeli bir şekilde "Evet ama ağzım kayıyor gibi hissediyorum bir de midem kazanıyor. " demesiyle gülerek kısa saçları ve yanağı okşadı.

"Şu an yanağımı mı okşuyorsun? Hiç hissetmiyorum. " dediğinde esmer, sevgilisinin gülüşüyle karnından guuur şeklinde bir karşılık alınca alt dudağını büzdü."Ama bir süre yemek yiyemem. "

"Yapacak bir şey yok, yemek vakti gelene kadar bekleyeceksin." dedi kral ama sevgilisi bambaşka bir konuya geçiş yaparak "Bugün kar yağacak deniyor. " dediğinde omuz silkip umursamaz bir tavırla "Yağsın." dedi.

"Heyecanlı değil misin? " diye sordu Talha. "Ben kar yağdığı zaman çok mutlu oluyorum. Eskiden bizimkilerle dışarıya çıkar saatlerce karda oynardık sonra ben hasta olurdum, onlar bana baklardı. "

"Biz de oynarız. " diye mırıldandı Kieran. "Hasta olursan ben sana bakarım. "

Talha yarısı uyuşmuş dudağını sevgilisinin dudağına bastırdı ama hiçbir his alamayınca adamın üstüne çullanıp dudakları hissedene kadar öpmeye çalışması on dakika kadar sürdü.

"Olmuyor işte zorlama. " diye mırıldandı Kieran,öpülmekten bir hoş olmuştu yahu!

"Ama dudaklarını hissetmek istiyorum.. Ağzım kayıyor mu? " esmer adam sorduğu şapşal soruya gülerek "Ben direksiyona geçeyim mi? " diye soran adama cevabı arabayı çalıştırarak verdi. Bir daha sevgilisinin arabayı ölümlere dehşet bir hızla sürmesine katlanamazdı doğrusu, zaten dişi tedavi olurken bütün vücudunu kasmaktan eli ayağı boşalmıştı bir de sevgilisi araba sürerken onca kaza ve saldırıya havaya uçmamış ruhu bu sefer uçardı.

"Neden eve dönmek yerine buraya geldik? " diye sordu Kieran, camdan dışarıya bakarken "Alışveriş yapıp, yemek yeriz sonra eve geçeriz diye düşündüm. " cevabıyla başını olumlu anlamda salladı.

Aralarında kısa bir sessizlik oldu ki yandan uzanan şebek kafanın sahibi "Kar yağacak gibi, değil mi? " diye sorduğunda nefretin yorgunluğuyla parlaklığı sönmüş gözlerini gülümseyen dudaklara çevirdi.

Bazı insanların hayat enerjisi çok parlak olurdu ve şanslarına kötü insanlara denk gelir bu parlaklığı çaldırır ya da soldururlardı.

O da hayat enerjisiyle dolu, her an şebeklik yapabilecek esmer bebeğin ışığını çalmaktan korkuyordu çünkü içinde kaybolduğu karanlıktan başka nasıl kurtulacağını bilmiyordu.

Oysa Talha, onunla hayatını ve daha birçok şeyini seve seve paylaşmaya dünden hazırdı.

Dudaklarını uzatıp adamın yukarıya kıvrılmış dudağının kenarına tüy kadar hafif ama uzun süren bir öpücük bırakıp geriye çekildiğinde "Uyuşuk yeri öptün, burayı da öpsene. " diyerek ikinci öpücük için kurnazlık yapan adama "Yeme beni, bilerek uyuşuk olmayan yeri öptüm. " diye cevap verdi.

"Bir kere daha öpsen ne olur yani? " diye sordu Talha, oyuncu bir tavırla ellerini iki yana açıp hayrete düşürüyor gibi yaptığında diğer kenara da aldığı hızlı öpücükle kocaman gülümsedi.

Utanmış ama muhtemelen utandığını asla kabul etmeyecek adam "Hadi, daha fazla oyalanmayalım. " diyerek sanki aceleleri varmış gibi sıcak arabadan indiğinde arkasından gülerek inen esmer beden gülmesine sebep oldu..

İki katlı olmasına rağmen küçük alışveriş merkezinde dolaşmaya başladıkları zaman bir süre sonra Talha, evin ihtiyaçlarını yanından kaybolduğunu fark etmediği adamla alırken "Bu çikolata nasıldır acaba? Alsak mı sen sever misin? " diye sorarak yana döndüğünde yabancı göbekli bir adamla bakıştı.

Adam bozuntuya vermeden yanından geçip giderken o ise "Kieran? " diye seslenerek etrafa bakındı ama sevdiğini goremedi çikolatayı dalgınlıkla sepete koyup kendi kendisine "Nereye gitti ki? " diye düşünürken reyonlar arasında gezmeye devam ederken kar kürelerini gördüğünde gülümsedi.

İçinde öpüşen çiftin olduğu küreyi eline alıp sallarken gözlerini açıp kapattığı kısacık saniyede kürenin içindeki figürler o ve Kieran'a benzemişti.

"Böyle daha güzel oldu. " dediğinde Kieran, ona dönen gözlerle gülümsedi ve "Neredeydin?" sorusunu omuz silip "Ufak bir işim vardı. " diyerek cevapladı.

Şanslarına Sibel'de buradaydı. Kadını görür görmez Talha ve onun arasından çekilmesi için ufak bir büyü yapmıştı. Ayrıca bunu yapmak zorundaydı çünkü kadının ailesi birkaç gündür Talha'yı hâl hatır sormak için aramaya bir de yemeğe devam etmeyi eklemeye başlamıştı zaten Sibel de karakolda rahat bırakmıyordu zaten.. İşler iyice ilerlemeden bitirmesi gerekmişti.

Sevgilisini çalmaya çalışan kişiden kurtulmuştu.

En başından yapması gerektiği gibi.

Sevgilisinin nereye gittiğini tekrar kurcalamayın unutan Talha dikkatini çok fazla çekmiş olan kar küresini sallamayı bırakıp "Bunu alalım. " dedi, küreyi dikkatlice sepete koydu ama birkaç saniye daha bakıp ardından gözlerini çekti.

"Aç karnına çok fazla gezip tozma, yemek yerine gidip oturalım. " dedi Kieran, yavaş yavaş beti benzi atmaya başlamış adamın kolundan tutarken.

"Tamam, tamam birkaç ihtiyaç olunca gelmişken halledelim dedim. Alacak bir şey kalmadı, gidebiliriz. "

Başını olumlu anlamda salladı Kieran ama dikkatini bir köşe çekince "Onlar ne? " diye sordu, parmağını ileriye doğru sallarken.

"Hm? Makyaj malzemeleri. "

Sessizlik olurken Talha "İstersen bakalım, gel hadi. " dediğinde sevgilisi itiraz etmedi.

Kötü Kral'ın gösterişli ve alışılmışın dışında olmak ,dikkatleri üstüne çekmek çok hoşuna gidiyordu elbette makyaj malzemeleri ilgisini çekecekti. Hatta öyle ki az önce esmer bebeğe 'Aç karnına çok gezme. ' diyen o değilmiş gibi yarım saatten daha uzun bir süre mor tonlarında rujlar, farlar ve ojeler bir de maske seçtirtmişti.

Öğle arasından beri yemek yememiş zavallı Talha'nın midesi artık kükremeye başladığında sevgilisi haline acımış olacak ki makyaj malzemeleriyle değil onunla ilgilenmeye başlayarak üst kattaki yemek yerine sürüklemiş üstüne de yanlarına gelen garsona siparişi o vermişti.

"Kieran.. " diye fısıldadı Esmer adam, şu an sevgisinin elini sıkıca tutmak istiyordu ama etraf kalabalıktı ve taşlanmak, istediği son şey bile olamazdı..

Sevgisini saklayacak kadar korkak mıydı?

Biraz cesur olup adamın elini sıkıca tutsa ne olurdu sanki?

Gelecekleri için çok da iyi şeyler olmazdı muhtemelen. Başta fiziksel sağlıkları olmak üzere psikolojik olarak da yara alırlardı ki bu açıdan Kieran'a hiçbir şey olmazdı, adamdan bütün peri masalı diyarı nefret ediyordu ama Talha çok çalışıp,uğruna hayatının bir kısmını harcadığı tek gelir kaynağı olan işinden bile olurdu muhtemelen.
Hem kendi hayatını hem de sevgilisinin biraz da başkalarının hayatını, çünkü Kötü Kral delirdi mi herkesi öldürdü, korumak için korkaklık etmek kötü bir şey miydi?

Dalmış gitmiş adama bakarken saçlarını kulağının arkasına tarayıp "Ne düşünüyorsun? " diye sordu Kieran, masanın üstünde duran elin üstünü okşadı. "Çok mu acıktın? "

İrkildi esmer bebek. Ardından gülümseyip "Evet ,çok acıktım. Seni bile yiyebilirim. " dediğinde gülümsetti adamı.

"Eve gidince yersin. " dedi Kieran, elini geriye çekerken esmer bedenin yüzü düşer gibi olduğunda "Eve gidince yersin dedim, niye somurtuyorsun?" diye sordu ki esmerin, sevişmelerinin eve kalmış olmasına değil birleşik ellerinin ayrılmasına üzüldüğünü anladığında gülerek başını iki yana salladı.

"Eve gidince elimi tutar mısın? "

"Tutarım."

"Yaşasın! " Talha çocuk gibi sessiz sessiz sevinirken yanlarına gelen garson, tabakları masaya bıraktı ve aynı hızla gitti çünkü etrafa gerçekten çok kalabalıktı. "Bugün özel bir gün falan mı? "

"Hayır, değil ama evet, öyle. "

"Ne? "

"İndirim var. "

Kaşlarını hafifçe kaldırıp "Haa.. " diye mırıldandı Kieran, şimdi makyaj rayonunun neden bomboş olduğunu ve etrafın bu kadar kalabalık olmasını anlamıştı.

"Senin dünyanda para kazanmak çok mu zor? " diye sordu Talha, animasyon veya filmlerde gördüğü üzere zengin olmayan insanların sadece birkaç madeni parayı saklayan keselere sahip olduğunu biliyordu. Hoş, zengin insanların keseleri de ağzına kadar dolu olsa da kimse kraliyet mensuplarıyla yarışamazdı.

"Evet." dedi Kieran. "Her şeyi satamazsın, bazen bir şeyler satmak için dünyanın bir ucuna gidip ölmeden geri dönmen gerekir. Tonla saman satıp kazandığın iki parayla sadece bira alabilirsin. " omuz silkti. "Bu yüzden dünyamızda Robin Hood ve Neşeli Adam'ları var. "

"O gerçekten zenginden alıp fakire mi veriyor yoksa bu bir efsane mi? "

"Aşkım, az önce ne anlatıp Robin Hood'umuz var dedim? " tek kaşını kaldırdı Kieran, karşısındaki şapşalın sorusunu yine de "Evet, zenginden alıp fakire veriyor. " diye cevapladı.

Utanarak güldü Talha. "Peki Prens, Cinderella'yı gerçekten ayağından mı tanıdı? "

Kendisini tutamayarak gür bir kahkaha patlattığında Kieran, birçok göz onlara döndü. Onun bu içten gülüşünü ilk defa gören esmer adam da şok olmuş halde kalakalınca boğazını temizleyip "Hayır, tabii ki. O gece sihir vardı, Cinderella'yı ailesinin tanımaması gerekiyordu. Ayağından tanımadı yani. " diye cevapladı ama sevgilisi ikna olmayarak "Koca ülkede ayakkabı nasıl sadece Cinderella'ya oldu? " diye sorunca "Cam ayakkabılar sihirliydi bu yüzden sadece Cinderella'ya oldu. Peri masalı diyarının kuralları, kaderi farklı işler hayatım. " diye cevapladı.

"Hayatın mıyım gerçekten? "

"Benim hayatım çok kötü Talha, sen benim hayatım değil hayatımı güzelleştiren en değerli parçasın. " Kieran elinin tersiyle adamın yanağını hızlıca okşayıp elini çektiğinde "Uyuşukluk gitmiş. " cümlesi bugün onu, daha önce hiç olmadığı kadar çok kez güldürten şeylerden biri oldu..

Yemekten hemen sonra Talha için çikolatalı, Kieran için de böğürtlenli kek aldılar ve soğuk havayı umursamadan terasa çıktılar.

Burası içeriye göre daha az kalabalıktı zaten genel olarak sigarasını hızlıca içen içeriye kaçıyordu lakin Kral, sigarasını ve kekini keyif yapa yapa içip yiyeceği için muhtemelen birkaç dakikalığına bile yalnız kalabileceklerdi bu da küçük bir öpücük demekti.

Aslında bu küçük öpücük fikrini tamamen esmer bebek şimdi uydurmuştu.

Koltuklardan birisine yana yana oturmuş hafif hafif atıştırmaya başlamış karı izlerken "Üşürsen içeriye geç. " dedi Kieran, sigarasını küllüğe doğru hafifçe vurup dökülen külleri izlerken boynuna bırakılan öpücüğün sıcaklığı soğuk tenine çarptığında irkildi. "Elleşme."
"Fotoğraf çekilelim. " dedi Talha alakasız bir şekilde, yediği uyarı hoşuna gitmemişti belli!

Fikri ortaya attığı anda telefonunu cebinden çıkarmış peçeteliğe yaslayıp zamanlayıcıyı açmıştı.

Kieran bir şey demeden sevgilisine ayak uydurmaya çalışırken birkaç başarısız fotoğraf sonunda bir tane bulanık olmayan, elleri kollarının uçuşmadığı, yüz ifadelerinin kaynamış olduğu düzgün bir fotoğraf çekilmeyi başardılar.

Talha güzel fotoğraf çekme işinde hiç başarılı bir insan olmamakla birlikte bütün fotoğraflarını arkadaşlarına çektirir dururdu zaten Kieran teknoloji ile tanışalı ne kadar olmuştu ki fotoğraf çekmeyi başarabilsindi! İki beceriksiz, tonla fotoğraf çekmiş sonunda bir tane düzgün fotoğraf kalmıştı ellerinde!

Sigaralar içilmiş, kekler bitirilmiş, millete çaktırılmadan küçük elleşmeler arasına öpücükler sıkıştırmış ve akşama doğru marketten ayrılmışlardı.

Güneşin gitmesiyle beraber artan kar yağışı da yarın okulları tatil edebilecek hale gelmişti ve şanslarına yarın Talha da izinliydi. Belki kar topu savaşı ya da kardan bebekler yapabilirlerdi!

Çocukluğunu hatta bebekliğini bile yaşayamamış sevgilisi onunla kar oynayarak çocuklaşmak ister miydi acaba?

"Arabayı niye bu kadar geriye park ettin? " diye sordu Kieran. "Yer yoktu. " şeklinde bir cevap aldığında "Bana hazır cevaplar verme. " diye homurdandı yersiz yere.

"Tamam, aşkım. " ama Talha sevgilisinin suyuna giderek büyük eli tuttu ve sevdiğine doğru dönerek huysuz adamın "Sokaktayız, sen demiyor muydun insan içinde dikkatli olmalıyız diye? " demesiyle güldü.

"Evet, ben demiştim. "

"Elimi tutuyorsun? "

"Çünkü tutmak istiyorum. Ayrıca.. Kimse yok. " Talha, sevdiğine doğru eğilerek dudaklarından kaçan sıcak nefesin soğuk havayla buluşmasıyla beraber oluşturduğu buharın aralık dudaklara çarpıp yok oluşunu izledikten sonra biraz daha eğilerek alt dudağı kavradı.

Kieran adamın yanağını kavrayıp öpücüğü derinleştirirken belini sıkıca saran kollarla gözlerini kapattı.
Tabii karları bile eritecek kadar alevlenen öpücük yandaki apartmanın açılan kapısı ve dışarıya fırlayan çocukların kahkahalarıyla aynı saniyede son buldu.

Yerde toplanmış azıcık karı eldivenli elleriyle kavrayıp birbirine fırlatmaya başlayan çocuklarla yanındaki çocuk (?) da heyecanlanırken ne olduğunu anlayamadan kendisini esmer bedenin çocuklarla kahkahalar atarak oynamasını,duvara yaslanmış bir halde izlerken buldu.

'Eldiveni yok, atkısı yok.. Hasta olacak. ' diye geçirdi içinden. Sevgilisi de 'Kar oynardık hep hasta olurdum. ' demişti zaten, niye hasta olduğu belliydi!

O, hiç karla oynamamıştı.

Kar yağdığı zaman küçük halk bütün dertlerini, sıkıntılarını ,küskünlüklerini unutur kar topu savaşından başlayarak kardan adam yapmaya, donmuş gölün üzerinde kaymaya kadar giden peri masalının sihirli anlarından birisinde kendilerini kaybederlerdi. Tabii bu anlara kötüler dahil olmazdı çünkü kötüler eğlenmeyi bilmeyen, eğlence bozan kişiler olurlardı. Haliyle Kieran da öyleydi.

İçi de dışı da buz gibi olan kalenin balkonunda durur. Demirlikleri sertçe sıkarken asla içinde bulunamayacağı eğlenceli ortamı izlerdi.

Tamam, sihirli anlarda küskünlükler unutuluyordu belki ama Kieran'ın sene boyunca estirdiği kötülükler asla unutulmazdı.

Aşağıya inip 'Hadi kar topu savaşı yaptıktan sonrası sıcak çikolata içmeye saraya gelin! ' dese muhtemelen insanlar çığlık atarak kaçar ya da hazır fırsatı bulmuşken öldürelim düşüncesiyle kar toplarının içine taşı bırakın tuğla koyarlardı.
Üzerine yapışan,kaderinde yazılı ve kendi kötülüğünden dolayı sarayından mutlu insanları uzaktan izlemeye mahkumdu.

Kimse onu istemezdi.

Esmer bebeği Talha hariç.

Havalara zıplaya zıplaya kar topu oynayan adamı dudaklarındaki gülümseme, hüzün ve yorgunlukla çökmüş siyah gözleriyle izlerken yanına zıplayarak gelen beden "Hadi, gel! " diyerek ellerini uzattığında kızarmış büyük elleri tuttu.

Hafif bir ısı vererek adamı ısıtırken "Hasta olacaksın. " dedi.

"Bakmaz mısın bana? "

"Bakarım ama hasta olmaman daha iyi. " iki yüzüğü parmağından usulca kayıp adamın ellerinde eldiven olduktan sonra kolyesini çıkartıp yana doğru savurdu. Oluşan atkıyı adamın boynuna sararken küçük çocuklar kendilerini oyuna kaptırdığından olanları fark etmemişti.

"Vaaay.. " hayranlıkla mırıldanırken esmer adam "Ama sen üşümez misin? " diye sordu ve olumsuz bir baş sallaması aldı.

"Ben çocuklarla oyun oynamam. "

"Benimle oynayacaksın zaten. Çocuklar kendi dünyasına döndü. "

"Ben çocuklarla oynamam. " dedi Kieran tekrardan sevgilisi de aydınlanarak "Haa! Benden bahsediyorsun. " dediğinde gülerek başını iki yana salladı. "Sen kaç yaşındasın aşkım? "

"Oyyy aşkın yer seni. " Talha bir anda adamın öpecek gibi oldu ki yanlarından koşan çocuklarla kendisini hızlıca toparladı. "Hmm.. Yirmi üç ya da yirmi dört yaşındayım.. Sanırım? "

"Bir insan nasıl yaşını bilmez? "

"Sen kaç yaşındasın? "

"Bilmem, hiç takip etmedim. " göz kırptı kurnaz adam.

Esmer beden de kıkır kıkır güldü ama "Senden iki yaş büyüğüm. " cevabıyla duraksayarak "Nasıl ya? " diye sordu ama aldığı cevap ,kaşla göz arasında yerden alınan kar topunu göğsüne yemek oldu.

Hemen duruma ayak uydurup "Vuruldum.. Ama bunu yanına bırakmam be yakışıklı güzel adam. " diyerek göğsünü tutarken yavaşça yere eğilmiş eline aldığı kar topunu birden "Aha! " diyerek sevgilisine atmıştı.

Kieran boynuna gelen soğuk topla irkilirken sevgilisi "Aşkım! " diye cırlayarak ona doğru atlarken "Özür dilerim. " dediğinde şaşkınca gülmeye başladı.

Talha utanarak gülümserken boynundaki atkıyı çıkartıp sevgilisinin boynuna sardı..

Çocuklar yüzünden doğru düzgün kar kalmadığından kısa mı kısa süren kar topu savaşı sonunda arabaya bindiler. Sıcacık geçen yolun sonunda eve geldikleri an kalın kıyafetlerini giyip yatağa girdiler.

Talha burnunu çekip "Yarın uyandığımızda kar çoğalmışsa oynamaya gideriz dimi? " diye sorduğunda adamın "Bugün bu soruyu bininci soruşun. " şeklindeki homurdanmasına tekrardan "Gider miyiz? " diye sordu.

"Gideriz." diye fısıldadı Kieran, sevgilisine biraz daha yaklaşıp ayaklarını, sıcak bacakları dolayıp "Isıt beni. " diye fısıldadı. Aynı saniyede kendisini kaslı kollar arasında buldu.

Gözlerini kapatıp başını, sıcak göğüse yasladı..

Dışarıda kar yağmaya devam ediyordu, hava gittikçe soğuyordu belki ama büyük yatakta kalın yorganın içinde dip dibe girmiş iki beden, hissettikleri sevgiden midir yoksa sarmaş dolaş olmalarından vücut ısılarının alışveriş yapmasından mı bilinmez sıcacıktı...

✧༺♡༻✧


Talha'nın çocuk gibi olmasını yanlış anlaşılmaması için açıklama yapacağım. Zaten kitap içinde bu durumdan bahsediyorum ama buraya edebiyatsız ve süslü cümleler olmadan yazacağım ki daha açıklayıcı olsun..

Öncelikle Talha, sevdiği insanlara karşı nazını ve şebekliğini sonuna kadar kullanan bir insan. İster ailesi ister arkadaşları olsun onların yanında tatlı mı tatlı birisiyken dışarıya karşı havalı, umursamaz, yavşak biri gibi-ydi.

Sevdiklerine karşı özellikleri hâlâ aynı olsa da 'Abicim ben gittiğim her yerde birini bulurum, yalnız kalmam zaten tek gecelik ilişki adamıyım ben yaaa.. ' düşüncesini binbir zorlukla kazandığı işini herkesten uzakta, kimseyi tanımadığı bambaşka bir şehirde yapması artı olarak çevresindeki arkadaşlarının evlenip çoluk çocuğa karışıp düzenli ve sakin bir hayat kurmalarıyla zort oldu.

İlkel insan kafası ve toplumun getirdiği ayrıca kendi istekleri karşısında 'Ben sürekli iş ve sevgili değiştiremem,benim de düzenli giden bir hayatım olmalı. ' düşüncesine iyice girerken düzenli iş hayatına girmesi ve dediğim gibi bu işi hiç olmadık, ona ters ve yapayalnız kalacağız bir yerde yapması onu tek gecelik kafasından uzaklaştırıp ömürlük insan kafasına girmesine sebep oldu.

Uzun zamanın sonunda Kieran'ın hayatına girmesi ve onu gerçekten çok sevmesi karşısında uzun zaman sonra nazını,telefondan konuştuğu aile ve arkadaşları dışında geçirebileceği + bolca şımarıp, içinde tuttuğu sevgi patlamasını verebileceği biri oldu.

Hayattaki ufak şeylerden keyif alabilen, bir espiriye saatlerce gülebilen, kar yağmasından tutun da denize gitmesine kadar her şeye bir eğlence ve mutluluk katabilen bir adam ki vurulduğu zaman bile 'Vuruldum anaaam! ' diye ortalığı birbirine katmak yerine onu görmeye gelen sevgilisine 'Geldin! ' diyerek şebeklik yapan birisi lakin bu özellikleei başta da belirttiğim gibi sevdiklerine karşı..Örneğin damacanayı ve ondan kat kat ağır şeyleri söylenmeden kaldırıp indirebilen birisinin sevgilisine tırnağım kırıldı diye naz yapabilmesi gibi.

Adam polis, belalı insanlarla da uğraşıyor ama günün sonunda Kieran'ın yamacına girip Arabalar animasyonundan bahsedebiliyor ama aynı şeyi Sibel'e veya üniversite/lise zamanında ters düştüğü çocuklara yapmaz. Küs kalabilen, kin tutabilen bir insan değil. Hayatın, bunlar için çok kısa olduğunu düşündüğü için her şeyini anlatıp çocuklaşmayacağı kişilere yeri geldiğinde özür diler veya bir şeyler anlatır. Yani nerede, kime, ne zaman, ne yapması/nasıl davranmasını ayırt edebilen yetişkin birisi.

Oysa Kieran, adamın tam tersi. Küçük şeylerden mutlu olmaz, büyük şeyler onu tatmiz etmez ve daha fazlasını isteyerek sonsuz mutsuz bir döngüye girer. İnsanların hiçbirine bir şeyini anlatmaz, ömrü boyunca kin ve nefret tutabilir.. O böyleyken Talha'nın tam zıttı olması onu şaşırtıyor haliyle adamın bu hallerini masum ve saf olmakla degerlendiriyor. Kin tutmayan, yapılanı unutan, her şeyden eğlence çıkarabilen birisini düşündüğünüz zaman da hayatın sillesini, genellikle, daha yememiş sıradan bir çocuk akla geliyor.. Yani Talha'nın çocuk gibi olmasının altında herhangi, iğrenç ve hastalıklı, bir düşünce yapısı yok.

Nunchi'den Talha'yı tanıyanlar 'Bu adam böyle değildi. ' diyor olabilir. Bu kitap Talha'nın iç boyutunu, yaşantısını, düşüncelerini, istek ve arzularını çok daha derinden anlatırken ilk defa gözüktüğü Nunchi kitabında çok ama çok yüzeysel gözüküyor. Ayrıca orada düzenli iş hayatının yorgunluğu, çevresindeki insanların mutlu bir yuva kurması ve onun geriye döndüğünde kimseyle ciddi bir şeyler yaşayamamış olmasının, bambaşka bir şehirde yapayalnız kalmasının getirdiği depresyon havasında değildi.

Yanlış anlaşılmasından korktuğum bir durum olduğundan uzun uzun açıklama gereği duydum..

SİZLERİ SEVİYORUM.

Continue Reading

You'll Also Like

75.6K 1.7K 52
Ben Nefes 17 yaşımda üniversite hayalleri kurarken yâşça büyük Urfanın en zengin en tehlikeli Şariwan ailesine gelin giden Nefes. Babam doğduğumda...
388K 23K 37
Ülkücü reis Serhat ve tüm zorluklara rağmen ayakta kalmayı başarıp kardeşine bakan Ozan...
20.4K 1.2K 20
Bir araba kazası her şeyi değiştirir. Tıpkı Bulut Akın'ın hayatını değiştirebileceği gibi. Araba kazasından sonra Bulut hastaneden kaçma girişimind...