Yara İzi/ Çt

Від thenightglows

26.6K 2K 1.2K

"Alışkınız oysaki ikimizde kan kokusuna." Bir şey farketmiyordu artık o ölüyordu ben ise iyileştiriyordum. ... Більше

GİRİŞ
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
FİNAL
ÖZEL BÖLÜM

1. Bölüm

1.5K 78 30
Від thenightglows

İnsansın, üzülürsün, kırılırsın tekrar ayağıya kalkarsın ama ardından tekrar yerle bir olursun.

Ben ne düşen oldum nede tekrardan dimdik ayağıya kalkan, ben bittim sandım.

Bir daha asla yaşayamayacağım diye düşündüm ama yaşadım.

Bir daha asla hiç bir şey eskisi gibi olmayacak diye düşündüm oldu.

Ve bir daha asla birini canımdan fazla sevmem diye düşündüm sevdim.

Hayat Ne kadar acı yapamam dersin ama en kralını yaparsın.

Yaşayamam dersin bal gibide yaşarsın.

Büyük konuşmamak gerekir bazen, hepsini söyledim teker teker ama Ne söylediysem dediğimle buldum.

Vücudum insanların açtığı yara izleriyle dolu, bazen dalga geçildiler, bazen aşağılandılar ama o izler geçmedi.

Küçükken birine bir söz vermiştim doktor olup insanların hayatlarını kurtaracağım demiştim.

Ben sözümde durdum
Peki ya sen?
Başardın mı?

...
20.10.2023
Yatağımda uzanırken aşağıdan bir bağırtı sesi duydum.

Koşarak aşağıya indiğimde elinde sinek sopasıyla, böcekle bakışıyordu.

"Damla nabıyorsun kızım neden bağırıyorsun."

Gözlerini devirerek kafasını bana çevirdi.

"Tuana şurada oturuyordum bak diyorum ki rahatsız etme, inadına dibime geliyor sinirlendirmeye çalışıyor beni. "

Elimi kafama götürerek sabır çektim.

"Doktor olacaksın bide damla cani misin sen?"

Kollarını bağlayarak yüzüme bakmaya başladı.

"Ne alakası var sevmiyorum rahatsız edilmeyi." Eliyle tekrar beni göstererek

"Neyse bu kadar sohbet yeter hadi çıkalım bugün nöbetim var zaten ne halt edeceğim acaba."

Gülerek yukarıya çıktım, dolabı açıp içinden bir kaç kıyafet çıkartıp üstüme geçirdim.

Yatağın üstüne bıraktığım çantamı alıp aşağıya geri indim.

"Damla kapıyı kapatırken anahtarı almayı unutma yine kapıda kalmayalım." Suratını büzüştürerek

"Tamam efendimiz unutmam tabi." Gözlerimi devirdim.

Arabaya bindiğimiz de sanki konuşacak konu kalmamış gibi "Aslında Tuana biliyor musun hep küçükken asker olmak istemişimdir tam bana göre bence hırs kokuyor ama bu işide seviyorum."

Askerlik ha, güzelmiş.

Askerlik demişken olmuş mudur acaba, o çok istediği şeyi başarmışmıdır dersiniz.

Arabayı sürmeye başladığımda damla radyoyu telefonuna bağlayarak müzik açmaya başladı.

İngilizce şarkı dinlemeyi seviyordu ve benide dahil ediyordu.

Aslında açtığı şarkı güzel bir şarkıydı ama çok dinlemiyordum.

İmpossible - James Arthur

Doğru olan şey şarkının adıydı aslında.

Hastaneye geldiğimizde arabayı otoparka park edip arabadan indik.

"Tuana bak yemin ederim aslında hastaneyi seviyorum ama kokusu içimi karartıyor be kızım."

Kafamı sallayarak gülümsedim.

"İşimiz bu damla onlar hasar görür yaralanır biz iyileştiririz bende sevmiyorum kokusunu."

Gülerek asansöre binip yukarıya çıktık.

Odama girip kıyafetlerimi giydim.

Masaya oturduğum an kapılar çalmaya başlamıştı zaten.

"Gel." Diyerek dosyalara bakmaya başlamıştım.

Kapıdan giren küçük bir kızdı.

Yanıma gelerek "Doktor hanım bana iğne vurucaklarmış ama onlar bilmiyorlar." Kulağıma eğilerek "Ben iğneden korkarım Ve sonra çok tehlikeli biri olurum."

Gülerek saçlarını okşamaya başladım "Bir sır vereyim mi?"

Hevesli hevesli kafasını sallamaya başladı.

"Bende iğneden çok korkarım ama emin ol canın yanmıyor hissetmiyorsun bile."

Parmağını çenesine götürerek düşünmeye başladı.

"Doktor hanım bana iğne mi siz yapar mısınız?" Gülümseyerek kafamı salladım.

"Yaparım tabiki ama korkupta ağlamayacaksın, zaten canını yakmayacağım." Gülerek kafasını salladı.

Elinden tutarak kapıdan çıktık.

Annesi hızla yanımıza gelerek "Annecim neredesin sen merak ettim seni." Kafasını bana çevirerek

"Doktor hanım kusura bakmayın elimden kaçıp gitti." Gülümseyerek sorun yok der gibi kafamı salladım.

Küçük kız eliyle beni göstererek "Anne ben iğneden korkuyorum ama büyüyünce bu abla gibi güzel ve doktor olacağım süper kahraman gibi herkesi kurtaracağım."

Emin ol başaracaksın.

Küçük kıza baktıkça çocukluğum bana gülümsüyordu sanki.

Dizlerimin üstüne çökerek "Adın nedir Küçük hanım?" Ellerini kalbine götürerek

"Asel senin ki nedir hanımefendi."

Konuşma şekli o kadar naifki her dakika her saat konuşabilirdim onunla.

"Tuana ben de küçük hanım." Ellerini tutarak "Hadi artık zor olan şeyleri başaralım ne dersin." Hevesli şekilde kafasını sallayarak gülümsedi.

Odaya girdiğimizde damla odadaydı hızla Aselin yanına gelerek burnuna dokundu.

"Neredesin kız sen sabahtan beri seni arıyoruz." Ardından kafasını bana çevirdi.

"Tuana kızım Allah aşkına sen vur iğneyi strese girdim burda." Gülerek elindeki iğneyi alıp Aseli yanımda duran sedyenin üstüne oturtup kolunu açtım.

"Korkma tamam mı?." Kafasını sallayarak gülümsedi.

O güldüğü sırada iğneyi yapmıştım zaten fakat hissetmemişti bile.

"Hadi bakalım kalk bitti." Şaşkın gözlerle bana bakmaya başladı.

"Ama hanımefendi hissetmedim ben." Gülerek saçlarını karıştırdım.

"Demiştim sana hadi tut elimi." Sedyeden indirerek masada duran şekerden vererek Gülümsedim

Gittikleri sırada damla yüzüme bakarak "Şu çocuklar neden beni sevmiyorlar anlamıyorum çokta güzelim garip." Kollarımı bağlayarak yüzüne baktım.

"Bir düşün bakalım damla sence neden sevmiyorlar." Gözlerini devirmeye başladı

"Düşündüm bulamadım çünkü Yok neyse sen söylemeden, bence ben akşam nöbetine kendimi hazırlayayım." Gülerek omzuna vurdum.

"Korkma korkma gece bende burada duracağım Canım sıkılır evde zaten." Suratına aşağılarcasına bir gülümseme yerleşti.

"Ne korkacağım be gideceksen git he sen dersen seni merak ediyorum senin yokluğunda kendimi paralıyorum sıkıntı Yok." Kaşlarımı çatarak Gülmeye başladım.

"Aynen damla hadi işine bak hadi oyalama yapma." Gözlerini devirerek odadan çıkıp koridorda yürümeye başladı.

Odama tekrardan girdiğimde masa çok dağınıktı ilk geldiğimde farketmemiştim ama sonradan görünce gerçekten toplanması gerektiğini düşündüm.

Masanın üstündeki bir kaç parça eşyanın yerlerini değiştirip, dosyaları geri dolaba koydum.

Kıyafetlerimi dolabın içine asacağım sırada alt katta çok fazla gürültü duyuluyordu hastane büyüktü fakat ses o kadar fazlaydıki buradan bile duyabiliyordum.

Elimdekileri masanın üstüne bırakıp kapıya yöneldim.

Odadan çıktığımda Damla'yla göz göze gelmiştik.

"Aslında tam aradığım atraksiyon, gel inelim merak ettim." Bu kız hastaları iyileştirmekte değil insanları hasta etmekte meşhur bence.

Asansörü bile düşünmeden hızla Aşağıya indik.

Ne bu kavga merakı İnan bilmiyorum ama küçüklüğümden beri böyleyim kavga görünce seyretmek hoşuma gidiyor.

Aşağısı resmen fena haldeydi adam bağırıyordu

"Kızımı iyileştiriceksiniz" diyerek doktorlara bağırıyordu.

"Kendinizi ne sanıyorsunuz, doktorsanız doktorluğunuzu bilin iyileştirin kızımı yaşatmam sizi."

Bildiğimiz tehdit ediyordu doktorları şaka gibi.

Damla hızla adamın yakasından ittirerek

"Ne diyorsun sen be, kızın hasta olabilir bizde iyileştirmeye çalışıyoruz hastalığı ciddi, ne anlamaz bir adamsın."

Adam sinirle Damla'ya tam el kaldıracağı sırada eli havada kalmıştı bir anda.

Askerdi.

Bir adam elini havada yakalamıştı esmer bir adamdı.

Tuttuğu elini ters çevirerek "Utanmıyor musun lan doktora el kaldırmaya." Sert bir sesi vardı.

Adam adımlarını geriye doğru atarak elini kurtarmaya çalıştı.

Tuttuğu elini geriye doğru ittirerek adamı yere düşmesini sağlamıştı.

Kafasını Damla'ya çevirerek "Hasta getireceğiz buraya, asker bakabilir misiniz?" Damla hızla Kafasını sallayarak

"Tabiki getirin hemen." Adam hızla arkasını dönerek hastayı getirmek için dışarıya çıktı.

Damla Kafasını bana çevirerek "Gördün demi maşAllah tü tü tü." Gülerek omzuna vurdum.

Adam kolunun altında bir adamla içeriye girmişti yaralı asker ayakta duramıyordu bile.

Bacağında yaradan dolayı yürüyemiyordu silah yarası olduğu her türlü anlaşılıyordu.

Damla arkaya bağırarak "Sedye getirin hemen çabuk." Görevliler hızla sedyeyi getirip adamı yatırdılar.

Yarası çok kötü durumdaydı hemde fena halde Eğer biraz daha geçikmiş olsalardı bacağı kesilecek olabileceği aklıma gelmişti.

Hızla, bir yere götürerek orada yapmaya çalışmıştı damla, çok fazla kan kaybediyordu ameliyathaneyi ayarlayana kadar geç olabilirdi.

Esmer olan adam yanıma doğru gelerek "Hırslı bir doktor gördüğümü hatırlamıyorum ama bu güzel." Gülümseyerek Kafamı salladım.

"Öyledir ama tam vaktinde getirdiniz geçikseydiniz bacağı kesilebilirdi, mosmor olmuş az çok bacağı." Elini kalbine götürerek nefes alıp vermeye başladı.

Kendi kendine konuşarak "Komutanım neredesiniz." Demeye başlamıştı.

Damla'nın yanına giderek "Sorun yok demi damla." Nefes vererek Kafasını salladı.

"Yok çok şükür mermi çıktı pek derinde değildi zaten, fakat dikiş için ameliyathaneye gitmemiz gerekiyor enfeksiyon kapabilir burada." Kafamı sallayarak görevlileri çağırdım.

"Hemen ameliyathaneyi hazırlasınlar çabuk." Yukarıya koşarak söylemeye gittiler.

Esmer adam damlanın yanına gelerek "Eyvallah doktor saolasın." Damla zoraki gülümseyerek

"Eyvallah? He eyvallah aynen ne demek ya işimiz." Gülerek önüme dönmeye çalışmıştım.

Hastanenin kapısından içeriye en az 10'a yakın asker girmişti.

Hızla esmer çocuğun yanına gelerek "Oğlum ne oldu bir anda iyi demi." Kafasını sallayarak beni gösterdi.

Asker olan adam hızla yanıma gelerek "Doktor hanım iyi demi siz daha iyi bilirsiniz."

Gülümseyerek Kafamı salladım "İyi iyi merak etmeyin mermiyi çıkarttık fakat dikişi ameliyathanede atmamız gerekiyor yoksa enfeksiyon riski var ama iyi merak etmeyin." Gülümseyerek Kafasını salladı.

"Çok saolun Allah razı olsun sizden."

Asker görünce içim burkuluyordu sanki ama sonra ne kadar şanslı oldukları aklıma geldikçe mutlu oluyordum.

Dışarıdan içeriye uzun boylu hafif sarı saçlı bir asker girdi yada komutan o kadar set bakışları vardı ki ve tabiki sert adımları korkmuştum açıkçası.

Esmer adamın yanına gelerek "Murat, iyi mi Bora?" Kafasını sallayarak hazır al pozisyonu alıp tekrar rahat olmuştu bir anda.

"İyi komutanım."

Yürüyüşü çok tanıdık geldi gözüme sert, kararlı, çok garip ama emindim.

Askerler hep bu zamana kadar karşıma çıktılar ama o hiç çıkmadı.

Yapamadı belkide...
...

Bölümü beğendiniz mi?

Okuduktan sonra oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim<3

Продовжити читання

Вам також сподобається

Elzem Від BY

Підліткова література

878 263 24
"Sen benim elzem'imsin Alara ben seni nasıl bırakabilirim ki?" dedi Elzem gerekli olmassa olmaz demekti ben onun elzemiydim...
2.5M 221K 69
0534*******: Tam diyorum kafasını kaldıracak, bakacağım o ela gözlerine... 0534*******: Başını çeviriyorsun ve Benan'dan başka kimseyle ilgilenmiyor...
MİHRİMAH/ Yarı Texting [+18] Від Medusa

Підліткова література

1.9M 71.8K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18) Від Elisya Royal

Підліткова література

25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...