duru : konuşmalıyız
duru : acilinden!
kimya rehası : dersteyim
kimya rehası : çıkınca arayayım mı?
duru : olmaz
duru : yüz yüze
kimya rehası : tamam güzelim
kimya rehası : sen iyi misin?
duru : iyiyim sevgilim
duru : sadece söyleyeceğim şeye tepkin beni geriyor
kimya rehası : germe beni Duru
kimya rehası : çocuklar burada ders çalışıyor, sorarım bak
duru : buket orada değilse, öğrenemeyeceksiniz bay reha.
duru : sadece o biliyor çünkü
kimya rehası : peki, germe beni
kimya rehası : dersi nasıl anlatacağım şimdi Duru'm
duru : kaçtım ben
duru : dikkat et
duru : çıkışta gelirim
kimya rehası : tamam
Genç adam bütün gün telefonun ucundaki kadının diyeceklerini düşündü. Ne olabilirdi? Hediye mi almıştı kız ona? Sanmıyordu, ne diyecekti?
Derslerinin bitmek üzere olduğunun farkındaydı. Çocukları serbest bırakmış ve test çözdürüyordu. "Hocam," diyerek yanına gelen çocuğa baktı. "Efendim Cenk?" dedi sessizce.
"Şu soruya bakabilir misiniz?"
10. sınıflaraydı şu anki dersi. Çocuklar sınav haftalarındaydı ve konuları işlemişti Reha. Sınav haftası deyince aklına yine Duru'su geldi ancak çocuğun sorusunu cevapladı. Birkaç soruyu daha cevapladıktan sonra ders bitmişti.
Masasında oturarak birazdan gireceği son dersi beklemeye başladı. Yine 10. sınıflaraydı dersi. "Hocam, Duru Abla'yı gördünüz mü?" diyen bir kızla hızla kafasını kaldırdı. köşede sarı saçlı bir kız vardı ve o soruyordu. "Hayır, niye?" kız elindeki poşeti Reha'ya getirdi. "Ona bir şey verecektim de."
"Ben veririm, istersen." dedi Reha. Kızın gözleri parladı. "Gerçekten mi hocam?" Kafasını salladı Reha. Kız elindeki poşeti Reha'ya verdi ve gülümsedi. "Çok teşekkürler." deyip koşarak sırasına oturdu.
Reha telefonunun ekranının yanıp sönmesiyle hızla oraya döndü. Utku arıyordu. Poşeti oturduğu sandalyeye koyup telefonunu aldı ve sınıftan çıktı.
"Efendim?" dedi telefonu açar açmaz. "Reha." dedi Utku hızla ve durgun bir sesle. Bir yandan içi kırılıyormuş gibiydi sanki sesi. "Ne oldu Utku? İyi misin?"
"Hayır," dedi Utku. Garip hissediyordu. "Duru, yurt dışındaki üniversitelerden onay almış." Reha kalakaldı öyle. Duru ona okullara mektup attığını söylememişti. Derin bir nefes aldı. Kalbinin burkulduğunu hissetmişti.
Acaba kız ona ne zaman söyleyecekti? Hiç söylemeyecek miydi yoksa?
Telefonuna gelen bildirimle gözleri telefona kaydı.
duru : kaç dersin kaldı sevgilim?
kimya rehası : son derse gireceğim şimdi
duru : hazırlanıp çıkıyorum o zaman!!
Görüldü atmamıştı. Mesajını yukarıdan okuyup telefonunu cebine koymuştu. Sabahtan beri çok heyecanlıydı, Duru. Hevesini kırmak istemiyordu ama genç adamın kalbi kırılmıştı.
"Hocam, bu ders bizi erken yollar mısınız?" çocuklardan birinin sesiyle oraya döndü. "Sorularınızı çözün, zilin çalmasına on beş dakika kala bırakırım." Çocuklar hep bir yandan alkışlamaya başlayınca gülümsedi. "Teşekkürler hocam!"
Çocuklar soruları çözüyordu. Reha telefonuna bakıyordu ki saate baktığında zilin çalmasına on dakika kaldığını gördü. "Bir sonraki ders sizi beş dakika daha erken bırakırım. Vakti kaçırmışız. Kalkın bakalım, çıkabilirsiniz." bütün çocuklar çıkana kadar sınıfta bekledi. Yaşları tam haylazlık dönemiydi. Pek güven olmuyordu.
Masanın üzerindeki eşyaları ve poşeti alıp öğretmenler odasına geçti. Birkaç hafta sonra Duru'nun sınavı vardı ama sanıyordu ki girmeyecekti, genç kız. Belki de girerdi, aylardır bunun için çalışıyordu.
Eşyalarından şu an ihtiyacı olmayanları dolabına koydu ve öğretmenler odasından çıkmaya koyuldu. O, odadan çıkarken içeri giren kadın gülümsedi. "Hayırlı olsun Reha hocam," dedi şirince gülümseyerek. Kadın iç güdüleriyle içeride oturup telefona bakan genç ve Duru'yla en çok muhabbeti olan hoca kafasını kaldırdı.
"Neye hayırlı olsun Sinem hocam?" dedi Reha elindeki poşeti düzelterek. Masada oturan Filiz hoca dikkat kesilmiş onları izliyormuş. "Öğrenciniz, Duru, yurtdışından kabul almış." Reha hariç herkes biliyordu demek. "Öyle." dedi, Reha biliyormuş gibi duruyordu.
"Duru'nun kabul alması seni niye ilgilendiriyor Sinem?" omuz silkti kadın. "Hiç, sonuç olarak oldukça yakın olduğu bir öğrenci." Filiz kafasını salladı. "Dikkat et kendine Reha." dedi ve ayaklandı. Genç adam fırsattan istifade kurumdan çıktı. Kapının önünde onu bekleyen kızı görünce gülümsedi ama az önce duydukları aklına gelince gülümsemesi duraksadı.
Duru kollarını Reha'nın boynuna sardığında Reha da tek eliyle onun beline sarıldı. Elindeki poşetin hışırtısıyla Duru geri çekilince poşeti ona verdi. "Bir öğrenci verdi. On grubundan." Duru kafasını salladı poşete bakmayı çok istese de Reha'ya söylemesi gereken çok önemli olayları vardı. "Hadi yemek yiyip konuşalım." dedi ve yemek yemek için bir yere girdiler.
Siparişleri verdikten sonra Duru derin bir nefes aldı. "Şimdi ben, çok anlık bir olayla geçen ay yurt dışındaki bir okula mektup yazdım." dedi genç kız. Reha'nın içini yiyen olay açılmıştı. Kız gizlememişti. Hemen anlatıyordu ona. Gülümsedi Reha. Anlatmayacak diye çok korkmuştu.
"Evet?"
"Geçen gün bana geri dönüş yapmışlar." yutkundu. Reha'nın gözlerindeki parıltıyı görünce gülümsedi. "Kabul edilmişim!" dediğinde genç adamın gözleri sevdiği kadında dolandı. Mutluydu.
"Ne güzel bir haber bu bebeğim." dedi. Birkaç saat önceki kırgınlığı üzerinde değildi. Çünkü kız ondan saklamamıştı. "Kırılmadın değil mi?" dedi Duru. "Sana mektup yazdığımı söylemedim, çünkü ben de inanmıyordum."
"Biraz kırıldım ama senden önce başkasından duyduğum için." Duru dudak büktü. Oysaki kendisinin söylemek istediğini herkese söylemişti.
"Kimden duydun?" dedi somurtarak. "Abinden."
"Söylemiştir o." dedi Duru. Önüne gelen yemekle aklı tamamen yemeğe odaklanmıştı. Bu yurt dışı mevzusunu daha sonra konuşabilirlerdi.
Zaten konu da günlük hayatlarındaki konuşmaya dönmüştü.
~~
ben bölümü yazana kadar 2K okunma daha aldık!! sizi yerim yerim yerim.
Bölüm bi tık aceleye geldi sizi bekletmek istemedim. Bir sonraki bölüme ne yazacağımı düşünmem gerekiyor şimdi 😔😔
biraz olayları birbirine bağlamamız lazım.
o yüzden sanıyorum ki kübra-buket-duru yazalım diyorum??? nası fikir???? ✨️